PDA

View Full Version : Maç Öncesi Takım Konuşmaları- TÜRKÇE



osman erbil
04.Kasım.2011, 19:29
Öncelikle şunu belirteyim bu paylaşım bana ait değildir. Alıntıdır. Arkadaşın emeğine de saygı duyalım.

orjinali burdadır:

http://footballmanagerturk.com/forum/showthread.php?4607-FM-12-Ma%E7-%D6ncesi-Tak%FDm-Konu%FEmalar%FD-Tamamen-T%DCRK%C7E


Öncelikle takım konuşmaları kendi aralarında 6'ya ayrılıyor. Nedir bunlar?

Aggressive - Agresif-Saldırgan Yaklaşım
Assertive - İddialı-Kesin Yaklaşım
Passionate - Hırslı Yaklaşım
Calm - Sakin-Soğukkanlı Yaklaşım
Cautious - Dikkatli-Tedbirli Yaklaşım
Reluctant - İsteksiz-Gönülsüz Yaklaşım

Aggressive yani Agresif-Saldırgan Yaklaşım ile başlayalım;

İng: I'm expecting you to win tonight.
TR: Bu gece kazanmanızı bekliyorum beyler. (Maç gece ise bu şık çıkar)

İng: I expect a win today/tonight.
TR: Bugün/bu gece galibiyet bekliyorum.

İng: I expect you to come back from there with that trophy.
TR: Kupa ile geri gelmenizi bekliyorum.

İng: Where is your passion lads? Do you even want to win this match?
TR: Tutkunuz nerde sizin beyler? Bu maçı kazanmak istiyor musunuz? (İlk yarı sonlarında çıkar genelde)

Assertive - İddialı-Kesin Yaklaşım

İng: I don't think anything needs to be said right now, you all know what to do out there.
TR: Birşey söylemem gerektiğini düşünmüyorum, herkes orada neler yapacağınızı biliyor.

İng: I've got nothing specific to say right now, you know what to do out there.
TR: Söylemem gereken özel bir şey yok, orada neler yapacağınızı biliyorsunuz.

İng:We're winning this tie but it's still effectively only half-time. Make sure you don't get complacent and let the lead slip.
TR:Etkili bir şekilde ilk yarıda düğümü açarsak kazanabiliriz. Eğer(düğümü açarsak) rahat ve emin olarak oynayın

İng: Don't get complacent out there.
TR: Orda (maçta) kayıtsız kalmayın.

İng: Good luck out there today/tonight.
TR: Bugün/bu gece size orada başarılar diliyorum.

İng: I expect a win tonight/today.
TR: Bu gece/bugün sizden galibiyet bekliyorum.

İng: Come on lads, show me what you can do!
TR: Hadi beyler, neler yapabileceğinizi bana gösterin!

İng: Good luck lads!
TR: İyi şanslar beyler!

İng: I'm expecting you to win tonight boys.
TR: Bu gece kazanmanızı bekliyorum çocuklar. (Tonight yerine today var ise cümlede bu gece yerine bugün olacak, aynı şey)

İng: Let's give the fans something to cheer today.
TR: Bugün taraftarlarımızı neşelendirmek için birşeyler verin/yapın.

İng: Go and have some fun tonight.
TR: Eğlenceli bir gece(gün) olacak, gidin.

İng: If we play our game, we'll win. You're all very capable of that.
TR: Maçı oynayıp, kazanacağız. Yetenek olarak çok iyiyiz.

İng: Go and have some fun tonight.
TR: Gidin ve gecenin tadını çıkarın.

İng: Go out there and impress me.
TR: Oraya gidin ve beni etkileyin.

İng: These fans have been fantastic for us, they're the ones who really pay your wages. Go out there and win this for them!
TR: Taraftar bizim için mükemmeldir, sizin maaşlarınızın bile bir kısmını gerçekten onlar ödüyor, gidin ve onlar için kazanın.

Go out there and give these fans their money's worth.
Gidin ve taraftara aldığınız paranın hakkını verin.


Passionate - Hırslı Yaklaşım

*/ Not: Aslında bu bölüm diğer bölümlerle biraz belki de tamamen alakalı. Zira bu bölümde diğer bölümlerin kopyaları var. /*

İng: There's a trophy on the line, go out and show everyone that you're born winners!
TR: Yolumuzda bir kupa var, çıkın ve kazanmak için doğduğunuzu herkese gösterin!

İng: Get out there and prove to everyone that you are winners!
TR: Maça çıkın ve kazananın siz olduğunu herkese kanıtlayın!

İng: Come on lads, show me what you can do!
TR: Hadi beyler, neler yapabileceğinizi bana gösterin! (Bu konuşma/lar agresif yaklaşım bölümünde de çıkmaktadır)
İng: I expect a win tonight/today.
TR: Bu gece/bugün sizden galibiyet bekliyorum.


İng: I'm expecting you to win tonight boys.
TR: Bu gece kazanmanızı bekliyorum çocuklar.

İng: Go and have some fun tonight.
TR: Eğlenceli bir gece(gün) olacak, gidin.

Calm - Sakin-Soğukkanlı Yaklaşım

*/Not: Yine burda ve bundan sonraki bölümlerde de yukarıdakilere benzer konuşmalar vardır. /*

İng: I don't think anything needs to be said right now, you all know what to do out there.
TR: Birşey söylemem gerektiğini düşünmüyorum, herkes orada neler yapacağınızı biliyor.

İng: Come on lads, show me what you can do!
TR: Hadi beyler, neler yapabileceğinizi bana gösterin!

İng: Good luck lads!
TR: İyi şanslar beyler!

İng: I'm expecting you to win tonight boys.
TR: Bu gece kazanmanızı bekliyorum çocuklar.

İng: Let's give the fans something to cheer today.
TR: Bugün taraftarlarımızı neşelendirmek için birşeyler verin/yapın.

İng: Go and have some fun tonight.
TR: Eğlenceli bir gece(gün) olacak, gidin.

İng: I've got nothing specific to say right now, you know what to do out there.
TR: Söylemem gereken özel bir şey yok, orada neler yapacağınızı biliyorsunuz.

İng:We're winning this tie but it's still effectively only half-time. Make sure you don't get complacent and let the lead slip.
TR:Etkili bir şekilde ilk yarıda düğümü açarsak kazanabiliriz. Eğer(düğümü açarsak) rahat ve emin olarak oynayın.

Cautious - Dikkatli-Tedbirli Yaklaşım

Aslında burda ve Reluctant yani İsteksiz yaklaşımdaki diyaloglarda yukarıda gibidir. Aynılarını tekrar tekrar yazmaya gerek yoktur. Tek farkı bu sekmede kullanırsanız diyalogları hitabet şekliniz değişir. Mesela aynı diyalogu bu sekmede kullanırsanız daha tedbirli ya da İsteksiz yaklaşımdan söylerseniz isteksiz bir biçimde mesajnızı oyunculara verdiğiniz anlamına gelir.

İng: If we play our game, we'll win. You're all very capable of that.
TR: Maçı oynayıp, kazanacağız. Yetenek olarak çok iyiyiz.

İng:I expect to see a much better showing from you in the second half.
TR: İkinci yarıda sizden daha iyi bir oyun bekliyorum.

*/ Bu bölüm yine (şimdilik) yukarıdakilerle aynıdır, tekrar yazmanın bir anlamı yok zira. Yeni eklenecek diyalog var ise eklerim. /*

İng: Don't get complacent out there.
TR: Orda (maçta) kayıtsız kalmayın.

Reluctant - İsteksiz-Gönülsüz Yaklaşım

İng: We may have won but I am still unhappy with your performance today/tonight.
TR: Maçı kazandık fakat bugünkü/bu geceki performansınızdan mutlu değilim. (maç sonrası)

İng: I am not happy with your performance out there.
TR: Performansınızdan mutlu/memnun değilim.


İng:Enjoy the match today.
TR: Maçın keyfini çıkarın.


Teşekkürler bana değil Travis nickli arkadaşa