mgungor
05.Haziran.2006, 14:22
Herkes gider Mersin’e...
05.06.2006
Ey kurban olduğum Allahım...
Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine...
Dünya ülkeleri Almanya 2006’ya giderken, biz Almanya’da kofti takımlarla yaptığımız “6 alıştırmadan” üç beraberlik, iki galibiyet, bir mağlubiyetle ülkeye dönüyoruz!...
Bir de üstüne üstlük TÜRKİYE son Dünya Kupası, G.Kore-Japonya 3. sü!...
Biliyorum hepimizin içinde bir sızı var ama kimse dillendiremiyor!
Herkes kadere razı...
Sonucu incelemekten korkuyor!
Ben hala isyan ediyorum...
Ruhum acıyor ruhum...
Fildişi Sahili’nin,
Trinidad Tobago’nun olduğu yerde biz yokuz!
Hani o muhteşem rekabetin, dünyaya nam salmış! “Galatasaray-Fenerbahçe” rekabetinin olduğu ülke Türkiye var ya Türkiye... Almanya 2006’da yok!
Hani Anelkalar...
Ilıçler...
Yattaralar...
Ailtonlar var da...
Evladımız, gençlerimiz olmadığı için Türkiye yok!
İsterseniz yabancı sınırını kaldıralım hepten kupalara yabancı olalım!...
Ne dersiniz?
Biz birbirimizi değil 6-0... 10-0, 50-0 yensek ne yazar!
Almanya’da yokuz,
Rekabet denizinde boğulmuşuz!...
Milliler eh... Ümitler çok...
Umut fakirin ekmeği... O da olmasa n’apardık kim bilir?
Fatih Terim Almanya’da genç bir kadro yarattı. İyi oynadılar kötü oynadılar hiç önemli değil. Paris bir günde yapılmamış ki!... Bekleyip göreceğiz. Bu gençler zaman içinde inanıyorum mükemmel olacaklar. Mehmet, Murat, Can Arat, Gökhan Zan, Mehmet Topuz, Caner, Uğur Boral, Nuri, Fahri, Burak, Hasan Kabze... Bunların hepsi pırıl pırıl çocuklar. Hepsine çok güveniyorum.
Benim Türk evladımın yeteneği dünya çocuğundan daha üstün yeter ki iyi yönetilsinler iyi yönlendirilsinler...
Ben sabırlıyım. Onların iyi birer futbolcu olmaları için de sonuna kadar yanlarında olurum... Ta ki çizgileri aşana kadar.
Milli takıma moral vermek hepimizin görevi ama ne olur yalakalık yaparak ona buna şirin gözükmek için bu işi yapmayalım. Aman ha!. Uygunsuz bir şeyler varsa açık yüreklilikle söyleyelim.
Medya bu konuda iktidara yağ çeken değil; çok adil ve gerçekleri gören göz olmalı.
Bu hazırlık turnuvası on üzerinden dörttür!
Karman çorman, sistemsiz anlamsız, amaçsız iddiasız maçlar izledik!
Kelimelerle anlatmak isterseniz bir çok şey söyleyebilirsiniz;
İyi bir ambians yakaladık...
Topa sahip olduk...
Rakibe pres koyduk...
Önemli sınav verdik...
Mağlubiyeti kabullenmedik, baş kaldırdık...
Falan gibi...
Onun için de daha kırk fırın ekmek yememiz gerek!
Acaba sabrımız var mı?
Tuttuğumuz yoldan vazgeçmezsek olur.
Bu gençlerin içine ancak; Emre Belözoğlu, Yıldıray Baştürk ve de Fatih Tekke girer. Bir de Hasan Şaş.
Makedonya maçı yenilgiyi de tattırdı ama ısrarda fayda var, çünkü bu yoldan dönüş yok!
Makedonya maçında topa sahip olma %66 ile bizde... Ama rakibin gol pozisyonu bizden daha çok. Golü de var, bizim yok!
Bu nasıl topa sahip olma?
Etkin güç ileri doğru oynamaktır biz yan yattık!
Rakip kale önünde çoğalamadık. Çok top kaptırdık...
Belki de genç oluşumuzdan sert rakip karşısında etkisiz kaldık...
Bunlar olacak. Tek tek baktığımızda Türk Milli Takımı için olumlu ve ümitvar konuşabiliriz. Sıra ekip olabilmekte...
Fatih Terim’in çabaları yeniden bir takım yaratmak için ama bir çaba da kendi için göstermeli ve Terim de “Fatih Terim”i yeniden yaratmalı.
Makedonya maçının sonlarında yardımcı hakemle tartışması yine dikkatleri çekti...
İsviçre maçı sonrası altı maçımız dışarıda ve seyircisiz...
Artık geçmişten ders alalım...
Ayrıca bu genç takıma baştakiler de iyi örnek olmalı.
Yeni nesil çağdaş ve sportmen yetiştirilmeli...
Sonuç; kadro doğrudur. Bundan sonra iskeleti kurup yola emin adımlarla devam etmelidir.
Terim’e güvenip bekleyeceğiz.
Ancak; süre kısa haberi ola!
Terim’e Galatasaraylılardan bir soru
Uğur, Ferhat, Aydın, Sabri neden Milli Takım’a çağırılmadılar?
Galatasaray bu yılın şampiyonu ve bu çocukların da şampiyonlukta payları büyük. Neden?
Zira Milli Takım’da kendi takımlarında oynamayan oyuncular bile var!
İstanbul Büyükşehirli var da...
Niye Galatasaraylılar yok?
Sanmayın ki Galatasaray’ı kolluyorum...
Daha dışarıda Beşiktaşlı Gökhan Güleç var... Trabzonlu Ufukhan var, kalecilerden Bora, Özden, az da olsa oynayan Orkun var...
Terim’in de işi zor.
Milli Takım’a rötuş olsa, belli yerler için olurdu.
Top yekun değişiklikte, herkesin gözü oluyor her mevkide...
05.06.2006
Ey kurban olduğum Allahım...
Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine...
Dünya ülkeleri Almanya 2006’ya giderken, biz Almanya’da kofti takımlarla yaptığımız “6 alıştırmadan” üç beraberlik, iki galibiyet, bir mağlubiyetle ülkeye dönüyoruz!...
Bir de üstüne üstlük TÜRKİYE son Dünya Kupası, G.Kore-Japonya 3. sü!...
Biliyorum hepimizin içinde bir sızı var ama kimse dillendiremiyor!
Herkes kadere razı...
Sonucu incelemekten korkuyor!
Ben hala isyan ediyorum...
Ruhum acıyor ruhum...
Fildişi Sahili’nin,
Trinidad Tobago’nun olduğu yerde biz yokuz!
Hani o muhteşem rekabetin, dünyaya nam salmış! “Galatasaray-Fenerbahçe” rekabetinin olduğu ülke Türkiye var ya Türkiye... Almanya 2006’da yok!
Hani Anelkalar...
Ilıçler...
Yattaralar...
Ailtonlar var da...
Evladımız, gençlerimiz olmadığı için Türkiye yok!
İsterseniz yabancı sınırını kaldıralım hepten kupalara yabancı olalım!...
Ne dersiniz?
Biz birbirimizi değil 6-0... 10-0, 50-0 yensek ne yazar!
Almanya’da yokuz,
Rekabet denizinde boğulmuşuz!...
Milliler eh... Ümitler çok...
Umut fakirin ekmeği... O da olmasa n’apardık kim bilir?
Fatih Terim Almanya’da genç bir kadro yarattı. İyi oynadılar kötü oynadılar hiç önemli değil. Paris bir günde yapılmamış ki!... Bekleyip göreceğiz. Bu gençler zaman içinde inanıyorum mükemmel olacaklar. Mehmet, Murat, Can Arat, Gökhan Zan, Mehmet Topuz, Caner, Uğur Boral, Nuri, Fahri, Burak, Hasan Kabze... Bunların hepsi pırıl pırıl çocuklar. Hepsine çok güveniyorum.
Benim Türk evladımın yeteneği dünya çocuğundan daha üstün yeter ki iyi yönetilsinler iyi yönlendirilsinler...
Ben sabırlıyım. Onların iyi birer futbolcu olmaları için de sonuna kadar yanlarında olurum... Ta ki çizgileri aşana kadar.
Milli takıma moral vermek hepimizin görevi ama ne olur yalakalık yaparak ona buna şirin gözükmek için bu işi yapmayalım. Aman ha!. Uygunsuz bir şeyler varsa açık yüreklilikle söyleyelim.
Medya bu konuda iktidara yağ çeken değil; çok adil ve gerçekleri gören göz olmalı.
Bu hazırlık turnuvası on üzerinden dörttür!
Karman çorman, sistemsiz anlamsız, amaçsız iddiasız maçlar izledik!
Kelimelerle anlatmak isterseniz bir çok şey söyleyebilirsiniz;
İyi bir ambians yakaladık...
Topa sahip olduk...
Rakibe pres koyduk...
Önemli sınav verdik...
Mağlubiyeti kabullenmedik, baş kaldırdık...
Falan gibi...
Onun için de daha kırk fırın ekmek yememiz gerek!
Acaba sabrımız var mı?
Tuttuğumuz yoldan vazgeçmezsek olur.
Bu gençlerin içine ancak; Emre Belözoğlu, Yıldıray Baştürk ve de Fatih Tekke girer. Bir de Hasan Şaş.
Makedonya maçı yenilgiyi de tattırdı ama ısrarda fayda var, çünkü bu yoldan dönüş yok!
Makedonya maçında topa sahip olma %66 ile bizde... Ama rakibin gol pozisyonu bizden daha çok. Golü de var, bizim yok!
Bu nasıl topa sahip olma?
Etkin güç ileri doğru oynamaktır biz yan yattık!
Rakip kale önünde çoğalamadık. Çok top kaptırdık...
Belki de genç oluşumuzdan sert rakip karşısında etkisiz kaldık...
Bunlar olacak. Tek tek baktığımızda Türk Milli Takımı için olumlu ve ümitvar konuşabiliriz. Sıra ekip olabilmekte...
Fatih Terim’in çabaları yeniden bir takım yaratmak için ama bir çaba da kendi için göstermeli ve Terim de “Fatih Terim”i yeniden yaratmalı.
Makedonya maçının sonlarında yardımcı hakemle tartışması yine dikkatleri çekti...
İsviçre maçı sonrası altı maçımız dışarıda ve seyircisiz...
Artık geçmişten ders alalım...
Ayrıca bu genç takıma baştakiler de iyi örnek olmalı.
Yeni nesil çağdaş ve sportmen yetiştirilmeli...
Sonuç; kadro doğrudur. Bundan sonra iskeleti kurup yola emin adımlarla devam etmelidir.
Terim’e güvenip bekleyeceğiz.
Ancak; süre kısa haberi ola!
Terim’e Galatasaraylılardan bir soru
Uğur, Ferhat, Aydın, Sabri neden Milli Takım’a çağırılmadılar?
Galatasaray bu yılın şampiyonu ve bu çocukların da şampiyonlukta payları büyük. Neden?
Zira Milli Takım’da kendi takımlarında oynamayan oyuncular bile var!
İstanbul Büyükşehirli var da...
Niye Galatasaraylılar yok?
Sanmayın ki Galatasaray’ı kolluyorum...
Daha dışarıda Beşiktaşlı Gökhan Güleç var... Trabzonlu Ufukhan var, kalecilerden Bora, Özden, az da olsa oynayan Orkun var...
Terim’in de işi zor.
Milli Takım’a rötuş olsa, belli yerler için olurdu.
Top yekun değişiklikte, herkesin gözü oluyor her mevkide...