ibo
27.Haziran.2006, 03:39
Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş
Miladı tamamlanmış dostluk olur mu?
Olsa da o kişi hala dost olarak anılır mı?
(Garip bir soru ama bence düşünmeye değer.)
Kalır galiba.
Örneğin bir anıyı aktarırken “eski bir arkadaşım” diye başlayan bir cümlede kalırlar en azından.
......
Kendi kişisel seyahatlerimizde yolu bizimkiyle kesişen, yaşam serüvenimize ortak olan kişilerle yani arkadaşlarımızla günün birinde ayrılıverir yollarımız. Bazen okyanus ötesine gider yerleşir,
bazen çok daha uzaklarda yiter giderler.
Hayatın gerçeği olarak sineye çekermiş gibi yaparız bu ebedi ayrılıkları.
Ancak bazen sebepsiz biter dostluklar.
Yol biter sanki.
Bitmemesi için gösterilen gayretler sonuçsuz kalır.
İnanamasak da birbirimizin hayatımızdan çekip gideriz.
Ne varsa tüketmişizdir ya da değiştirmiştir hayat bizi.
Dolabın üzerindeki çerçevede, kütüphanedeki bir kitapta, fotoğraftaki bir gülümseyişte, her zaman kullandığımız komik bir sözcükte kalır dostluğumuz.
Kimi zaman herhangi bir şeye onun gözüyle bakar,
onun diliyle cevap ararız.
Belki de hala yanımızdadırlar.
Ama her şeye rağmen yeniden başlamak imkansızdır.
......
Ne güzel, ne keyifli bir şeydir arkadaşlık.
Neler, neler paylaşılır.
Özel zamanlar, özel anlar
Kendimize bile açmaya korktuğumuz bir sürü şey onun yanında dökülüverir ağzımızdan.
Zaten bir türlü de bitmez ki laf.
Onca zaman bir arada sıkılınmaz da.
Tezatlık belirleyici olmadığından diğer ilişkilerden daha kolay yürür dostluklar.
En rahat hoşgörü gösterdiğimiz kişiler onlar değil midir?
O bir araya geldiğimizde hep aynı yaşta kalmayı becerebildiklerimiz.
Birbirimize “biz ne zaman büyüyeceğiz” diye sorduklarımız.
“Hep botlarımızı giydik onunla buluşacağımız zaman...hep en sade olduğumuz halimizleydik...kendimiz gibi, tam olmak istediğimiz gibi yani...her şeyi rahatlıkla konuşabilmenin verdiği karşılıklı güven duygusunun tadını çıkarttık senelerce...keyifli yürüyüşler, sahaf turları, sinema keyifleri. saray muhallebicisi...gece yarısı kahvaltıları...senelerce birlikte üzüldük, birlikte sevindik.....ama işte bitti, hala inanamıyorum!...”
Zaman insanları değiştiriyor.
Günün birinde bir de bakıyorsunuz başka biri olmuş sizinki...belki de onun bu yüzünü hiç fark etmemiş olduğunuzu düşünmeye, hep böyle miydi diye sormaya başlıyorsunuz.
Belki de değişen kendiniz oluyorsunuz.
Ne olursa olsun ama yine de:
“olmasın hiç o ta içten gülen gözlerinde yaş,
yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş”.
Alıntıdır
Miladı tamamlanmış dostluk olur mu?
Olsa da o kişi hala dost olarak anılır mı?
(Garip bir soru ama bence düşünmeye değer.)
Kalır galiba.
Örneğin bir anıyı aktarırken “eski bir arkadaşım” diye başlayan bir cümlede kalırlar en azından.
......
Kendi kişisel seyahatlerimizde yolu bizimkiyle kesişen, yaşam serüvenimize ortak olan kişilerle yani arkadaşlarımızla günün birinde ayrılıverir yollarımız. Bazen okyanus ötesine gider yerleşir,
bazen çok daha uzaklarda yiter giderler.
Hayatın gerçeği olarak sineye çekermiş gibi yaparız bu ebedi ayrılıkları.
Ancak bazen sebepsiz biter dostluklar.
Yol biter sanki.
Bitmemesi için gösterilen gayretler sonuçsuz kalır.
İnanamasak da birbirimizin hayatımızdan çekip gideriz.
Ne varsa tüketmişizdir ya da değiştirmiştir hayat bizi.
Dolabın üzerindeki çerçevede, kütüphanedeki bir kitapta, fotoğraftaki bir gülümseyişte, her zaman kullandığımız komik bir sözcükte kalır dostluğumuz.
Kimi zaman herhangi bir şeye onun gözüyle bakar,
onun diliyle cevap ararız.
Belki de hala yanımızdadırlar.
Ama her şeye rağmen yeniden başlamak imkansızdır.
......
Ne güzel, ne keyifli bir şeydir arkadaşlık.
Neler, neler paylaşılır.
Özel zamanlar, özel anlar
Kendimize bile açmaya korktuğumuz bir sürü şey onun yanında dökülüverir ağzımızdan.
Zaten bir türlü de bitmez ki laf.
Onca zaman bir arada sıkılınmaz da.
Tezatlık belirleyici olmadığından diğer ilişkilerden daha kolay yürür dostluklar.
En rahat hoşgörü gösterdiğimiz kişiler onlar değil midir?
O bir araya geldiğimizde hep aynı yaşta kalmayı becerebildiklerimiz.
Birbirimize “biz ne zaman büyüyeceğiz” diye sorduklarımız.
“Hep botlarımızı giydik onunla buluşacağımız zaman...hep en sade olduğumuz halimizleydik...kendimiz gibi, tam olmak istediğimiz gibi yani...her şeyi rahatlıkla konuşabilmenin verdiği karşılıklı güven duygusunun tadını çıkarttık senelerce...keyifli yürüyüşler, sahaf turları, sinema keyifleri. saray muhallebicisi...gece yarısı kahvaltıları...senelerce birlikte üzüldük, birlikte sevindik.....ama işte bitti, hala inanamıyorum!...”
Zaman insanları değiştiriyor.
Günün birinde bir de bakıyorsunuz başka biri olmuş sizinki...belki de onun bu yüzünü hiç fark etmemiş olduğunuzu düşünmeye, hep böyle miydi diye sormaya başlıyorsunuz.
Belki de değişen kendiniz oluyorsunuz.
Ne olursa olsun ama yine de:
“olmasın hiç o ta içten gülen gözlerinde yaş,
yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş”.
Alıntıdır