Log in

View Full Version : Türkiye ligi şike iddiaları



lazyboy7
20.Temmuz.2006, 19:53
http://image.haber3.com/haber/45509.jpgF.Bahçe’nin 2000-2001 yılında kazandığı şampiyonlukta teşvik primi verdiği ortaya çıktı.
20 Temmuz 2006 16:43

Fenerbahçe'nin 2000-2001 sezonu kazandığı şampiyonlukta teşvik primi ortaya çıktı. O sezon Ankaragücü'nün teknik direktörlüğünü yapan Yanal herşeyi birbir itiraf etti.

Tarih: 15 Kasım 2004... Yer: Milli Takım'ın kamp yaptığı Polat Renaissance Oteli'nin lobisi... Milli Takım, 2 gün sonra Servet'in Shevchenko kabusu yaşadığı Ukrayna maçına çıkacak.

Vatan Spor Servisi Müdürü İbrahim Seten kampı ziyaret ediyor. Seten, Ersun Yanal, zaman zaman menajer Can Çobanoğlu ve mentör Turgay Biçer'in de katıldığı sohbet saat 22.00 sularında başlıyor, bittiğinde saatler 2.00'yi gösteriyor. O sıralarda Beşiktaş-İstanbulspor maçında teşvik primi gönderildiği söylentileri var. Seten bu konudaki bilgileri Yanal'a anlatıyor. Yanal, "Bak birader" deyip söze giriyor. "Benim başımdan öyle bir şey geçti ki, senin anlattıkların solda sıfır. Türkiye'de bu iş bitmiş. Sana bunları anlatırım ama bana söz ver, eğer bir gün Türkiye'de bu işlerin temizlenmesiyle ilgili bir kamuoyu oluşursa bunu kullan. Yoksa bizi kimseye kurban etme."

Ve bizzat yaşadığı teşvik skandalını başlıyor anlatmaya:

"2000-2001 sezonu... F.Bahçe ile G.Saray kıran kırana bir şampiyonluk yarışı içinde. G.Saray, üst üste 5. şampiyonluğa koşuyor. F.Bahçe ise Mustafa Denizli ile onlara yetişmeye çalışıyor... G.Saray puan kaybetmezse de F.Bahçe'nin şansı hiç yok... Son haftalara girildikçe, bizim gibi (teknik direktörü olduğu AGücü'nü kastediyor) takımlarla iki kulübün oynadığı maçlar önem azandı...

13 Mayıs'ta, yani ligin bitmesine 3 maç kala G.Saray ile Ali Sami Yen'de karşılaşacağız. Hafta boyunca bana F.Bahçe Kulübü'nden bizim futbolculara teşvik primi gönderileceği yolunda duyumlar ulaştı... Takımı toplayıp sert bir konuşma yaptım:

'Teşvik primi alanı bu takımda yaşatmam. Helal olmayan bir parayı almak, insanın ailesini satmasıyla eş anlam taşır. G.Saray'ı yenmek için F.Bahçeliler'in sizinle bağlantı kurmaya çalıştığı dedikodusu ayyuka çıktı. Sakın bu yollara girmeyin, primi alanı affetmem. Hepiniz ayağınızı denk alın.'

Johnson-Kennedy bağlantısı

Tabii bu konuşma oldu ama ben hepsini sonradan öğreniyorum, 2 takım futbolcuları kendi aralarında işi pişirmişler. Mesela o sırada F.Bahçe'de oynayan Johnson, A.Gücü'nün yabancılarından Kennedy ve Augustine'le konuşmuş, onlar para konusunda anlaşmışlar. Bu ikisi takımdaki diğer yabancılar kaleci Da Silva ve stoper Rogerio'yu da ayarlamışlar. Yani zaten 4 oyuncu teşvik primine kendiliğinden 'okey' vermiş. Cafer'le ayrı bağlantı kurulmuş, Hakan Keleş'le ayrı... Takım, kendi kendine F.Bahçeliler'den teşvik alma konusunda uzlaşma sağlamış.

Ben maçtan önce soyunma odasında yaptığım konuşmada herkesi son defa uyardım. Neyse sahaya çıktık, olağanüstü oynadık. Hakem Bülent Uzun da bize yardımcı oldu, diyebilirim. (İşte burası çok önemli) 10. dakikada Faruk ilk golü attı, 1-0 öne geçtik. G.Saray ilk yarıda Okan Buruk kırmızı kartla atılınca 10 kişi kaldı ve paniğe kapıldı. Rogerio, 61. dakikada durumu 2-0 yaptı. Hasan 63'te skoru 2-1'e getirdi ama yetmedi, biz maçı kazandık, F.Bahçe Erzurum'u 2-1 yenip büyük avantaj sağladı.

Ne güvenilir taksiymiş ama

Esas bomba maçtan sonra patladı. Malzemecimiz 'Hocam, bir taksi şoförü bunu size vermemi söyledi F.Bahçeti yönetici.. (İsmi bizde saklı) yollamış' diyerek soyunma odasına bir çanta getirdi. Çantayı açınca beynimden vurulmuşa döndüm. F.Bahçeli yöneticilerden birinin bize yolladığı çantanın içinden dolarlar fışkırıyordu. Soyunma odasında birden hareketlenme oldu, nerdeyse bıraksam herkes çantanın üstüne atlayıp paraları orada paylaşacak. Hepsine çok ağır hakaretler ederek çantayı kapattırdım.

Malzemeciye emanet ettim ve 'Hayatımda böyle işlerin içinde olmadım. Sizin sayenizde geldiğimiz noktaya bakın. Bizim şerefimizin satılık olmaması gerekirdi. Ama madem bu para geldi, en azından bunun dağıtımının nasıl olacağını ben belirleyeceğim. Herkes duşunu alsın ve benden haber beklesin' deyip kapıyı vurup çıktım.

Neyse, Ankara'ya döndük. Çantadaki para sayıldı, içinde 300 bin Amerikan doları vardı. 3 gün sabahlara kadar uyumadan ne yapacağımı düşündüm. Aklımdan parayı alıp federasyona gitmek ve herşeyi anlatmak da geçti. Ama cesaret edemedim.

Al parayı, at imzayı!

Sonra 300 bin doları nasıl dağıtacağımın yöntemini buldum. Beyaz bir dosya kağıdı aldım. Madem böyle bir şerefsizliğin içindeydik, gelen paradan gariban çaycının bile faydalanmasını sağlayacak bir metot geliştirdim. Sayfanın başına 'Teşvik primi alanlar' diye yazdım ve her futbolcunun adını alt alta sıraladım. Ben ve antrenörlerim bu paraya hiç dokunmadık ama malzemeciye, masöre, çaycıya, tesislerdeki bekçiye varıncaya kadar herkesi bu işten nasiplendirmeliydim. Futbolcuları teker teker evime çağırdım ve paylarını dağıttım. Adam başı 15 bin dolar civarında bir para düşüyordu. Parasını her alan, kendi adının yanındaki boşluğa imzasını attı. Mesela Cafer 'Ben o şerejsizin evine gidip para almam. Hakkımı yollasın' demiş, onunkini de takım arkadaşlarından biri götürdü. Ama yine ona da imzayı attırdım. Bu parayı son dolarına kadar dağıttım, sonra da beyaz dosya kağıdını evimde sakladım.

Bu 'beyaz dosya kağıdına imza attırma işi'ni niye yaptım biliyor musun? Teşvik primine madem benim dahlim olmadan karıştılar, ben de onları yakacak bir belgeyi elimde sigorta olarak tuttum."

İşte Telegol'ün geçen yıl Cafer Aydın'ı konuşturarak başlattığı teşvik primi skandalının gerçek perde arkası bu...

300 bin dolarlık teşvik primini yollayan F.Bahçeli bir yönetici...

Alan ve aldıkları paranın karşılığında boş bir kağıda imza atan A.Güçlü futbolcular...

Ve bu belgeyi o günden beri saklayan teknik direktör Ersun Yanal...

O sezonla ilgili daha pek çok hikaye var ama hepsi sırayla...

Nefesinizi tutun ve bekleyin...

Şansal Büyüka (LİG TV Yönetim Kurulu Üyesi)

İtalya'daki cezalar Türkiye'de verilemez

İtalya'da verilen futbol dünyasının belki de en ağır cezalarının Türkiye'de uygulanma şansını şu şartlarda göremiyorum. Hiçbir dönemi hedef almadan, genel anlamda söylüyorum. Türkiye'de gelmiş geçmiş futbol federasyonu üyelerinin üzerinde takım formaları var. Hukuk kurulları, disiplin kurulları, tahkim kurulları üyelerinin üzerinde takım formaları var. Maalesef bu formaları üzerilerinden çıkartamıyorlar, maalesef kararlara kuralllar, yönetmelikler değil, forma renkleri egemen oluyor. Bölgecilik ön plana çıktığı için ilgili idari amirler, gereken girişimi yapmak yerine görev yaptıklatı bölgenin takımını korumayı tercih ediyorlar. Bütün bunlar bizim temiz futbol adına gerçekçi ve radikal kararlar almamızı engelliyor. Yıllarca uğraşıp henüz tribünlerdeki küfürü kesemeyen bir ülkeden bu konularda karar almasını beklemek hayalcilik olur.

Onun için Türkiye'de hızla, hiç zaman yitirmeden özgürce karar alabilecek, uzmanlaşmış Spor Mahkemeleri'ne ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yıllarca sürmeden, 2-3 celsede karara bağlanacak olaylar Türkiye'de ciddi bir caydırıcılığı da yanında getirir. Spor Mahkemeleri kurulmaz, mevcut düzen devam ederse, yeni teşvikleri, yeni şikeleri, yeni danışıklı dövüşleri konuşmaya devam edem.

'Çürük elmaları' temizlediler!

Hükümet destekli Levent Bıçakçı federasyonu göreve gelir gelmez, ilk iş olarak "Temiz futbol" için çalışmalara başladı. Federasyonun her kuruluyla ayrı ayrı toplantı yapan başkan Levent Bıçakçı ve başkanvekili Hasan Doğan, son sıraya Merkez Hakem Kurulu üyelerini bıraktılar. Bu toplantıya MHK Başkanı Sabri Çelik ve eski MHK başkanı Ahmet Güvener özel olarak hazırlandılar. Hasan Doğan toplantıda genel konuları geride bıraktıktan sonra ağzındaki baklayı çıkartıp soruyu patlattı: "Beyler aranızda çürük elmalar var mı? Eğer varsa isimlerini söyleyin, hemen onlarla yollarımızı ayıralım." Sabri Çelik ve Ahmet Güvener zaten bu soruya hazırlıklı oldukları için isimleri tek tek saydılar... Mutlu Çelik, Bülent Uzun ve Çetin Sarıgül... Kara listede olan hakemlerdi. Gerçekten de bu hakemlerin geçmişlerine bakıldığında hep 'karanlık maçlar' ortaya çıkıyordu.

MHK, federasyon destekli olarak bu temizliği yaptıktan sonra, diğer hakemleri de takibe aldı. Hepsinin banka hesapları, mal varlıkları, telefonları takip altındaydı. Bir gece genç ve gelecek vadeden hakemlerden Oktay Demiray saat 01.30'da Mutlu Çelik'i arayınca kara listeye çok yaklaştı.

Telefon takibi...

Yapılan telefon takibi sonucu Demiray'ın, Çelik ile görüştüğü tespit edilirken bu durum büyük rahatsızlık yarattı. Çünkü Çelik 'güvenilmezler' listesinde bir numaraydı. Demiray da kara listeye yakın bir noktaya geldi. Kendisi uzun bir süre özel takibe alındı. Fakat sonunda Çelik ile 'iş' ilişkisine girmediği kararına varılarak yeniden maçlara atanmaya başlandı.

Vatan
www.haber3.com''alıntıdır''

mlt44
21.Temmuz.2006, 12:56
Denizlispor ve Ali İpek için şok eden bir iddia ortaya atıldı. Hürriyet'te yayınlanan şike haberindeki bu belge ortalığı fena sarsacak. İşte inanılmaz iddiaların ayrıntıları...

Prag’da yaşayan Özcan Kore, Denizlispor Başkanı Ali İpek’in isteği ile Malatyaspor’un 3 Çek futbolcusu ile Gaziantep maçında iyi oynamamaları için 300 bin Euro karşılığında anlaştığını açıkladı.

Kore, Ali İpek’in paraları ödemediğini, Çek futbolcuların da Çek mafyasını peşine taktığını ifade ederek, Denizlispor yönetimine gönderdiği faksla resmen şike parasını istedi.

Bu belge ortalığı sarsacak.. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’dan, Denizlispor Yönetim Kurulu’na gönderilen 11.06.2006 tarihli faks, belki de, "Şikenin belgesi olarak" Türk Futbol Tarihi’ne geçecek.

Prag’da yaşayan Özcan Kore isimli bir Türk vatandaşı, Denizlispor Yönetim Kurulu’na gönderdiği faks mektubunda özetle, "Malatya-Antep maçı öncesi Denizli Başkanı Ali İpek’in isteği üzerine toplam 400 bin Euro’ya Malatyalı 3 Çek oyuncu ile anlaştım. Onlar oynamadı, Malatya yenildi, Denizli kümede kaldı. Ama Ali İpek söz verdiği paraları ödemedi. Çekler, mafyayı üzerime saldı. Ödeyin paraları siz de kurtulun, ben de" dedi ve bir spor kulübünden resmen şike parası istedi.

Nefes nefese...

Ligin son haftasına girilirken, 36’şar puanla düşme potasına giren Denizlispor ve Malatyaspor’un kaderi oynayacakları son maçlara bağlıydı. Denizlispor evinde şampiyonluk kovalayan F.Bahçe ile, Malatyaspor ise deplasmanda, 1 puan alması halinde kümede kalacak olan G.Antep’e konuk oluyordu.

Özcan Kore’nin iddiasına göre, bu maçlardan önce Denizlispor Başkanı Ali İpek, Avukat Ümit Öndeş vasıtasıyla kendisine ulaştı ve Malatyaspor’da oynayan 3 Çek futbolcunun, G.Antep maçında tam kapasite ile oynamamasını istedi. Böylelikle Malatya, Antep’e yenilecek, Denizlispor, F.Bahçe’ye yenilse bile kümede kalacaktı.

100’er bin dolar

İpek, bu 3 futbolcuya 100’er bin dolar teklif ediyordu. Kore, bu futbolcuların menajerlerine ulaştı. Sonra teker teker kendileriyle görüştü. Çekler teklifi kabul ediyor, ancak fiyat yükseltiyorlar, dolar yerine Euro talebinde bulunuyorlardı. Kore, Prag’dan, Denizli’ye uçtu. Ali İpek’in evine gitti ve yeni fiyatları sundu. Avukat Ümit Öndeş ile aralarında Mehmet Cayan’ın da bulunduğu birkaç yönetici bu görüşmeye şahit olmuşlardı.

Denizlispor Başkanı Ali İpek, "Yönetim kabul etti, ben parayı topluyorum. Sen futbolculara okey ver. Ama rakamdan sakın yöneticilerin haberi olmasın" diyerek Çek futbolculara ve Özcan Kore’ye toplam 400 bin Euro ödeyeceği taahhüdünde bulundu.

Nerede paralar?

Maç oynanır, Çek oyuncular, Malatyaspor’da oynayan Macar arkadaşları Josef Toth Balasz’ı da ikna ederler. G.Antep, Ömer’in kendi kalesine attığı golle, Malatyaspor’u 1-0 yener ve Denizlispor kümede kalır.

Ancak Ali İpek, söz verdiği toplam 400 bin Euro’yu -100’er bin Euro futbolculara, 100 bin Euro aracılara- ödemez. İpek’in garantisi üzerine, "Paranız bende" diyen Kore, zor durumda kalmıştır. Çünkü Çekler paralarını istemekle kalmamış, Çek mafyasını da işin içine sokmuştur. Mafya, Kore’den 300 bin Euro’yu istemektedir.

Kore, telefonla sürekli Ali İpek’i arar. İpek telefonlara çıkmaz. En son 08.06.2006 tarihinde Kore ile görüşür ve "Bir daha beni arama. Benim verilecek param yok" diyerek telefonu kapatır.

Mektup yazılıyor

Ali İpek’in, "Malatyasporlu oyunculara para vereceğiz" diyerek Denizlispor yönetiminden para topladığını düşünen Kore, bu paranın ödenmediğini kanıtlamak için yönetim kuruluna (Mehmet Bey’in dikkatine notuyla) paranın ödenmesini isteyen bir mektup yazar.

Ve altına da bir not düşer;

"Sizinle yaptığım görüşme sonrası, bu konu ile ilgili mağdur olan futbolcu, menajer ve benim yanımda aldatılmış olan Denizli yönetimi olduğu kanaatine vardım. Öncelikle kendimi kurtarmak ve bu konunun kapanıp, Denizlispor’a ve halkına zarar gelmemesi için bu ödemenin yapılmasını rica ediyorum."

Şike soruşturması

Evet... Özcan Kore bir faks mektubuyla, Türkiye Süper Ligi’nde mücadele eden bir kulübün yönetim kurulundan resmen şike parasının ödenmesini talep eder.

Ligin bitiminden hemen sonra Malatyaspor Başkanı Hikmet Tanrıverdi, federasyona başvurur ve "Şike" için soruşturma açılmasını talep eder. "Temiz Futbol" sloganıyla görev yapan federasyon, şu ana kadar bu talebi incelememiştir bile.

İşte mektup, işte şike belgesi ve işte gerçekler...

Bakalım Futbol Federasyonu ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin bundan sonra ne yapacaklar?

NOT: Malatyaspor’da geçtiğimiz sezon 4 Çek futbolcu oynadı. Bu oyuncuların isimleri şöyle: 1- Jiri Homola, 2- Tomas Michalek, 3- Zdenek Senkerik, 4- Jiri Masek.

PARAYI İSTEYEN: Özcan KORE

Evet ben yazdım

- Özcan Bey bu mektubu siz mi yazdınız?

- Evet, ben yazdım. Beni Ümit Öndeş aradı. Böyle bir mektup yazmamı istedi. Kulüp başkanı ile problemi varmış. Bazı yöneticiler para ödenen yerleri öğrenmek istemişler. Faks yazmamı istediler, ben de yazdım. Bu konu ile ilgili olarak telefonda konuşmak istemiyorum. Buyrun yazıhaneme gelin, Prag’da misafirim olun orada yüz yüze konuşalım.

- Ali İpek sizin kendisinden borç para istediğinizi söylüyor.

- Büyük başkandır o. Ne diyorsa doğrudur. Hep doğru söyler zaten o.

DENİZLİSPOR BAŞKANI: ALİ İPEK

Salak o geri zekalı

- Ali Bey, Özcan Kore’yi tanıyor musunuz?

- Ya kardeşim bir merhaba dedik, başımıza bela oldu. Tanımam etmem. Beşiktaşlı’ymış bu, bir arkadaşım vasıtayla borç para istedi. İhtiyacım var dedi.

- Bela oldu dediğiniz bu mu? Yani sadece borç para mı istedi?

- Evet, evet bu...

- Ama Denizlispor yönetimine bir mektup yazmış..

- Evet yazdı..

- Niye bunu söylemiyorsunuz başkan...

- .....

- O mektubu okudunuz. Hukuki bir girişimde bulundunuz mu?

- Hayır yapmadım.

- Neden?

- Ya salak bu, geri zekalı mıdır, nedir? Derdi ne bilmiyorum ki..

DENİZLİSPOR YÖNETİCİSİ: MEHMET CAYAN

Birlikteydik

- Mehmet Bey siz mektubu okudunuz mu?

- Evet okudum. Bana da göndermiş. Ama bu konuyla ilgili olarak telefonla bazı şeyler söylemek doğru olmaz. Ama kısaca bilgi vereyim.

1- Ben F.Bahçe maçı sonrası Denizlispor’daki görevimden ayrıldım. Ayrılığımın nedeni sağlık ve özel işlerimdi.

2- Özcan Kore Beyefendi ile mektupta yazdığı gibi Başkan Ali İpek’in de olduğu bir ortamda birlikte olduk. Ama o toplantıda para konuşulmadı. Daha sonra beni Özcan Bey aradı, mektupta sözünü ettiği para için. "Para ile ilgili her türlü tasarruf Başkan Ali İpek’teydi." Bunu altını çizerek Özcan Bey’e söyledim. Başkanı ya da başkanvekillerini aramasını istedim.

- Aramış mı?

- Aradığını bir kez konuştuğunu ama sonra konuşamadığını söyledi. Telefonlarına çıkmıyorlarmış. Daha sonra mektubu yazmış. Bir kopyasını da bana gönderdi.

ve işte o avukat: ÜMİT ÖNDEŞ

Ne yazarsanız yazın

- Ümit Bey, Özcan Kore’yi tanıyor musunuz?

- Evet tanıyorum.

- Bir mektup yazmış.. Haberiniz var sanırım, siz istemişsiniz bu mektubu yazmasını?

- Hiçbir fikrim yok. Ben yolda yürüyorum. Bu konuyla ilgili konuşmam. Siz ne istiyorsanız onu yazın.

HİKMET TANRIVERDİ

İnce ince götürdüler

- Çek oyunculardan şüphelendiniz mi?

- Hayır açıkçası şüphelenmedim. Aklıma bile gelmedi.

- Çek oyuncuların sözleşmeleri devam ediyor mu?

- Sadece Senkerik’in devam ediyor.

- Özcan Kore isimli şahısın mektubundan haberiniz var mı?

- Yok. Ama biz lig biter bitmez federasyona başvurduk. Şike ihbarında bulunduk. 15 Mayıs’ta lig bitti, daha kurul kurulacak. Kurulsa bir şey çıkar mı? Çıkmaz tabii. Bizi ince ince götürdüler.

BİR PORTRE: Ali İPEK

TÜRKİYE hep o ismi konuştu. Ali İpek.. Denizlispor Başkanı.. Sezonun bitimine doğru birkaç kez ortalığı ayağa kaldırmış, ligin şaibeli olduğunu iddia etmişti;

- F.Bahçe maçından sonra dönen dolapları açıklayacağım. Sezon sonunda konuşacağım.

- Bir konuşursam yer yerinden oynar..

- Ortalıkta dolaşan çantaların haddi hesabı yok..

Ali İpek, küme düşme potasında bulunan ya da şampiyonluk yarışı yapan takımların "Şike yaptığı" imasında bulunuyordu.

Denizlispor kümede kaldı.. Ali İpek sustu. O tarihten bugüne kadar da hiç konuşmadı. Ve bu açıklamarından dolayı ligin oynanmadığı bir dönemde sadece 1 ay hak mahrumiyeti cezası aldı.

Kaynak: Hürriyet
Haber: Mehmet Arslan


İŞTE O MEKTUP



Sn. Denizlispor Yönetim Kurulu;

10.05.2006 Malatyaspor-G.Antep maçı öncesi Avukat Ümit Öndeş ve Başkan Ali İpek telefon ile beni Prag’dan aradılar. Malatyaspor’da oynayan 3 Çek futbolcunun son maçta tam kapasite oynamamasını ve böylece Antep karşısında alınacak mağlubiyet ile Denizli’nin ligde kalacağını anlattılar. Malatyaspor-G.Antep maçı öncesi İstanbul’a ve oradan Denizli’ye gelmemi rica ettiler.

Ben futbolculara menajerleri vasıtasıyla ulaştım, daha sonra teker teker kendileri ile görüştüm. Ali İpek’in teklif ettiği futbolcu başına 100.000 USD ve bunun yanında menajere ve benim şahsıma verilecek olan toplam 100.000 USD teklifini futbolculara sunduk. Futbolcular bu rakamın 100.000 Euro olması gerektiğini ve 3 futbolcunun "maça asılmayız" teklifini Ali İpek’e tekrar sundum. Bu görüşmelerin tamamına Ali İpek ve Ümit Öndeş şahit olmuş, tüm görüşmeler Ali İpek’in evinde gerçekleşmiştir. Bu görüşmelere Sn. Mehmet Cayan ve birkaç yönetici de şahit olmuştur.

Ali İpek, "Yönetim kabul etti, ben parayı topluyorum, sen futbolculara kesin okey ver" demiş. Ben de bu sayede kendim bazı garantiler vermişimdir.

Ali İpek her fırsatta, "Sakın yönetimden kimseye rakamı bildirme, ben onlardan para alacağım ve ödemeleri yapacağım" demiştir. "Paramız hazır, hasılat toplanacak, belediyeden para gelecek, yönetim para vermiyor" gibi laflar etmiştir.

Malatya maçı içerisinde futbolcular gereğini yapmış fakat paralarını alamamıştır. Çek futbolcular kendi çabaları ile 4. yabancı Macar futbolcunun (Jozef Toth Balasz) da aklını çelmiş, maçtan 4 oyuncunun düşmesine ve Denizlispor’un rahatlamasına vesile olmuşlardır. Ali İpek beni, futbolcuları ve kendi yönetim kurulu arkadaşlarını oyuna getirmiştir.

Sonuç olarak: Prag şehrinde 12 yıldır konfeksiyon ile büyük cirolar ve temiz iş yapan bir ticaret adamı olarak ben ve kardeşlerim futbolcuların yolladığı mafya ile karşı karşıya kalmış pozisyondayız. Bu mağduriyetimiz maalesef Ali İpek’in Denizlispor için yaptırdıkları yüzünden olmuştur.

Futbolculara verilen para sözü yanında seneye transfer yaparız yalanları cabasıdır.

Bana maç öncesi telefon açan futbolcu ve menajerler, "para tamam mı?" dediğinde, Ali İpek’in garanti vermesi üzerine evet para bende demişimdir.

400.000 Euro toplam ödemeden 1 Euro dahi ödeme yapılmamıştır!

Bu konu ile ilgili futbolcu ve menajerler sürekli bizi rahatsız ettiği gibi, Türk TV kanallarını aramaktadır. Bu kanallarından Star TV muhabiri birisi sürekli bizi aramaktadır. Ali İpek bu konu ile ilgili benim telefonlarıma çıkmamış ve yardımcı olmamıştır. En son 08.06.2006 gecesi kendisine ulaşmış ve tarafından "Bir daha beni arama, benim verilecek param yok" demiştir.

Sizinle yaptığım görüşme sonrası, bu konu ile ilgili mağdur olan futbolcu, menajer ve benim yanımda aldatılmış olan Denizli yönetimi olduğu kanaatine vardım.

Öncelikle kendimi kurtarmak ve bu konunun kapanıp Denizlispor’a ve halkına zarar gelmemesi için bu ödemenin yapılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 14:22
deminden beri bu olayları okuyorum. şu kafama takıldı ben çıkıp şu adamlar bana şu maç için 400 bin dolar verdiler bende bu oyunculara dağıttım desem soruşturma başlatılır mı

jarosik_61
21.Temmuz.2006, 14:43
başlatılırsa ne olacak ki mahkemeye çıkacak mahkemede takipsizlik kararı verecek.diyelim ki fenerin cimbomun ve beşiktaş ın şike yaptığı ortaya çıktı peki federasyon bu 3 klübü lig a ya düşürüp elindeki şampiyonlukları alabilirmi hiç sanmıyorum o biraz sıkar.
bu italyada ki olay çıkıncamı belgeler ayyuka çıktı.ha birisi bişe yapacak ceza verecek ibret olacak sonra bizim takımlar yöneticiler rahat duracak.
bu şike olayları bundan sonra da olacak yok mafya futboldan arındırısın
FUTBOLA SİYASET BULAŞIRSA FYTBOL ÇÖKER.sayın başbakan lütfen futboldan elinizi çekin.
rte(recep tayyip erdoğan) kasımpaşa bir üst lig e çıktı,bülent arınç manisalı,abdullah gül de kayserili ne demek istedğimi siz anlarsınız.şimdi bana bunların onlarla alakası yok demeyin.zaten fifa ve uefa türk ligini markaja aldı bu siyasetin futbola burnunu sokması yüzünden.

sedat tunalı yazısı.çılgınlar kale arkası yazarı
'Şikecileri Boğaz Köprüsü'nden atarım!'
Durun durun, hemen heyecan yapmayın, hele siz, İtalya’daki “pislikleri temizleme” hareketinin Türkiye’ye de sirayet etmesinden ziyadesiyle korkan, sırasıyla şam_piyon olan İstanbul’un hacimli kulüpleri, siz hiç korkmayın.!

Yukarıdaki sözler Futbol Federasyonu Başkanı’na ait, evet ama çok eski bir başkanına; Füruzan Tekil’e .. Gevşediniz mi, haah tamam..Şimdi devam ediyorum öyleyse.

1976 ya da 77 yılında Hayatspor mecmuasına verdiği demeçte, o dönemde de ayyuka çıkan şike söylentilerine böylesine sert bir çıkış yapmıştı dönemim Federasyon Başkanı. Ama, Türkiye gerçeğini az çok bilen herkesin tahmin edebileceği gibi, değil köprüden adam atmak, İstanbul Boğazı’nı ayaklarıyla bile kirletememişti şikeciler.. Ne gam, gemi yüzüyor!

Her fırsatta; üç kağıtçılıkla suçladığımız bu İtalyanlar da biraz fazla oluyor artık. Susurluk kazasıyla Türkiye gündemine bomba gibi düşen kirli ilişkiler ağını da; yine İtalya’da esen bir “temizlik” rüzgarıyla ülkemize de taşımaya çalışmış ama sonuç alamamıştık. Zira temizliğe soyunan ellerin birçoğu kömür karasıyken, neyi nasıl temizleyebilirsiniz? Gecelim ve , gelelim vatan gazetesinin “şike dosyası”na..

Haberin spotlarından bir bölüm:

• A.Gücü G.Saray'ı 2-1 yendi. Şampiyon olan Fener'in gönderdiği parayı kim dağıttı?

* Beşiktaş'a 100'üncü yılında hangi hakem "Dolar değil euro isterim" dedi?

* G.Saray Fenerbahçe'yi şampiyonluktan eden Denizlispor'a maç öncesi kaç bin dolar gönderdi?

* Ankaragücü hocası Hikmet Karaman anlaşmalı G.Antep maçını nasıl bozdu?

* Adanasporlu futbolcular 4 yedikleri maçta neden 12.5 milyar lira prim aldı?

* "Bu maçı verin yoksa önce sizi sonra kendimi vururum" diyen başkan kim?

Haberde listelenen maçların hiçbiri için” temizdir” diyebileceğimizi sanmıyorum, en azından kafasında tilki yuvaları barındırmayan her sağlıklı kişi, bu maçların, şüpheli olduğuna inanır. Kabul.

Benim derdim başka sevgili okuyucu

İtalya örneğini bir yana bırakalım. Hatta Türk medyasının bizlere, oyuncular veya takımlar arası şikeymiş gibi koskoca bir “yanılsama, yanıltma” ile aktardıkları İtalya olayının, aslında; hakemlere ve federasyona baskı yapan kulüp idari yapılarının cezalandırılması olduğunu da bir an için unutalım.

Şu soruyu soralım;

Haberi hazırlayan Vatan Gazetesi; şüphe çeken maçları sıralarken neden iki sezon üst üste Cem Papila ve Metin Tokat marifetiyle Fenerbahçe’ye “kurban” edilen Trabzonspor’dan bahsetmemektedir?

İnternet sitesindeki spor sayfasında sadece İstanbul’un hacimli kulüplerine başlık açan bir gazetecilik duruşundan, adalet beklemek elbette alıklık, bu açık. Lakin, ortalarda “gazeteciyim” diye dolaşanların mesleklerinin onurunu korumak gibi bir sorumlukları olmalıdır. “Eğitimli ve diplomalı” bir gazeteci olarak bu tarz habercilikten mesleğim adına utanç duyuyorum. Duyduğumla kalacağım, bunu da biliyorum.

Sorumuzun yanıtı açık; Trabzonspor, Türk futbolunun “öteki”sidir.

“Öteki”ler kimsenin umurunda olmaz, yaşadığımız şu sıcak günler bunu her gün onlarca kez kanıtlayan acılarla belleğimize kazıyor.

Batı; her gün onlarcası İsrail ateşiyle öldürülen “öteki”lere karşı neden bu kadar vurdumduymaz sanırsınız?

Batı kokuşmuş bir bataklıktır. Türk Futbolu denen İstanbul odaklı “oyun” da bu kokuşmuşluğun içimize taşınmış en populer temsilcisi..

Hadi hep beraber, bu köşede yerden yere vurduğum Gökdeniz Karadeniz’e yüklenelim.

Sahi, en güzide, enlerin eni sipol kulübümüzün, başka bir spor kulübüne gönderdiği belgelenen binlerce dolar işi ne oldu?






“Öteki”ler;

Elleri kömür karası olanlardan adalet beklemeyin, Godot gelmeyecek, anlayın artık!

Boğaz’daki kirliliğin nedeni bambaşka!

///////////////////////////////////////////



Bu arada saldırıya uğrayan gazeteci arkadaşımız Ökkeş Özekşi'ye geçmiş olsun diyor ve Özekşi'nin "saldırıya uğrayacağım, tedbir alın" yakarmalarına karşın tedbir almayan Gaziantep Valiliğini protesto ediyorum.

Universal
21.Temmuz.2006, 14:47
Burası İtalya değil buda sıradan olaymış gibi gösterilip medyanın uyarlaması denilecektir.

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 14:54
herkes ortaya bişeyler atıyor

apaydin2148
21.Temmuz.2006, 14:56
Bu konu küçümsenecek bir konu değil.

Sezon boyunca Maltyasporun hakkı yendi, hakemler tarafından sonrada son haftalarda böyle olaylar oldu. Bakın Rize- Denizli maçında rize gol atıyor, evsahibi takımın oyuncusu üzülüyor. Varmı dünyada böyle bir olay? O maçı 1 trilyona satın alanlar kimler? Bunlar ortada şeyler.

Malatyaspor ta mayıs ayında TFF ye inceleme yapılması için başvuruda bulunuyor, hala dosya açılmamış tff tarafından.

Bu olaylar italyadakinden de büyük, zaten Tanrıverdide de açıkladı, Pragda bu işi bağlayan admalar, Malatyanın Çek oyuncularının tercümanının kardeşiymiş, herşey ortada zati.

Eğer biraz Kanun adelet varsa herkes bu işe tepki göstermeli. Kurallara göre Denizli küme düşürülmeli, bu şikeyi yapan 4-5 oyuncunun da futbol hayatı bitmeli.

http://www.ajansspor.com/haber/149106 KONUYLA ALAKALI AÇIKLAMA...

gorkemyilmazkarasu
21.Temmuz.2006, 14:58
bunun böyle olduğu belliydi biliniyodu zaten yapacak bişey yok bizim ülkemizde böyle bi ülke işte...bunu yapmayan takım yok bence

enesao
21.Temmuz.2006, 14:59
italya daki $ike skandallarini ve cezalari görunce bizimkilerde ortaya cikiyo yavas yavas.. onlardan cesaret aldilar..

Cyzio
21.Temmuz.2006, 15:05
gerçekler ortaya çıktı inşallah cezada ii olur

ibo
21.Temmuz.2006, 15:06
keşke artık temizlense şu pisliklerden ligimiz ama bu zihniyetle hiç birr şey olmaz... :mad:

senderson
21.Temmuz.2006, 15:07
sanki gs nin yapmadığınımı zannediyosunuz??İlla bi olay çıkartacaklar.100.yıla gölge düşürmeye çalışıyorlar.Ama biz "Çubuklu" kalmaya devam edeceğiz.......

Eray Dengiz
21.Temmuz.2006, 15:17
Bu ligi tamamen inceleseler heralde Galatasaray ve Fenerbahçenin bir çok şampiyonluğu geri alınır.. Nerede o cesaret.. Yapmışsa yapmış.. Zamanında niye bunları göstermiyorsun? Yok yok.. Biz adam olmayız..

ibo
21.Temmuz.2006, 15:17
Bu ülkede şike yapmayan takım mı kaldı yaa. :mad: Bence de italyadan cesaret aldılar ama buranın Türkiye olduğunu unuttular sanırım...

kavara
21.Temmuz.2006, 15:17
sanki gs nin yapmadığınımı zannediyosunuz??İlla bi olay çıkartacaklar.100.yıla gölge düşürmeye çalışıyorlar.Ama biz "Çubuklu" kalmaya devam edeceğiz.......
katılıyorm sana

apaydin2148
21.Temmuz.2006, 15:21
Önce Denizli skandalı, şimdi Fenerbahçe. Lige bak be.

Cyzio
21.Temmuz.2006, 15:21
Bu ligi tamamen inceleseler heralde Galatasaray ve Fenerbahçenin bir çok şampiyonluğu geri alınır.. Nerede o cesaret.. Yapmışsa yapmış.. Zamanında niye bunları göstermiyorsun? Yok yok.. Biz adam olmayız..
katılıyorum ama bundan önceki dönemde başkanlık yapan Levent Bıçakçı nın bunları ortaya çıkarması beklenemezdi herkes ne olduğunu bilior bu adamın

apaydin2148
21.Temmuz.2006, 15:23
keşke artık temizlense şu pisliklerden ligimiz ama bu zihniyetle hiç birr şey olmaz... :mad:

Bu gibi insanlar kulüpler kaldıkça hibçirşey olmaz bu ligden.

greencrocodiles
21.Temmuz.2006, 15:29
Kaynak: VATAN GAZETESİ (http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=18.07.2006&Newsid=82310&Categoryid=15)
Tarih: 18.07.2006

Önce sizi vururum sonra da kendimi

D.Bakırlı futbolcular kendi taraftarlarınca bile yuhalanıyordu. Başkan Can, kızgın şekilde soyunma odasına daldı ve işi çözdü. Tabancasını çekti ve sözünü söyledi "Ya maçı verirsiniz ya da karışmam." 2. yarı D.Bakır çözüldü, Elazığ beklenen golü buldu

http://www.vatanim.com.tr/pics/news/82310000.jpg

18.07.2006

Tarih 31 Mayıs 2003... Yer Diyarbakır... Ligin son maçı... Küme düşen ve kalanlar belli olacak... Futbol Federasyonu ise en güvendiği hakem Ali Aydın'ı bu maça atayarak karşılaşmaya gösterdiği önemi bir de bu yolla dile getiriyor. 90 dakika öncesi dedikodular D.Bakır'ın maçı Elazığ'a vereceği ve bordo-beyazlıları düşmekten kurtaracağı yolunda. Şehirden yükselen sesler de bu dedikoduyu destekler nitelikte... Kimse komşu Elazığ'ın küme düşmesini istemiyor...

D.Bakırsporlu futbolcular ise ligi alınlarının akıyla tamamlamak niyetindeler. Son maçı kazanıp tatile öyle girmek istiyorlar. Rakiplerinin durumu onları pek ilgilendirmiyor. Maç bu kararsızlık içinde başlarken, tribünlerden "Elazığ, Elazığ" tezahüratları yükseliyor. Fakat yine de D.Bakırlı futbolcular bu durumu duymazdan gelip tüm güçleriyle futbollarını oynuyorlar. Her geçen dakika Elazığ 2. lige daha da yaklaşıyor. İlk yarı kıran kırana geçerken, hem tribünlerde hem de protokol tribününde bir hoşnutsuzluk göze çarpıyor. Takım ve şehir adeta karşı karşıya geliyorlar.

Eren'den hayatının golü
Ali Aydın'ın ilk yarıyı bitiren düdüğüyle birlikte D.Bakır Başkanı Mücahit Can sinirle yerinden kalkıp hemen soyunma odasının yolunu tutuyor. Kapıdan girdiğinde suratındaki ifade futbolculara zaten gerekli mesajı veriyor ama o yetinmiyor... Başlıyor bağırmaya: "Siz kimsiniz ki koca şehrin isteğine karşı çıkıyorsunuz. Şimdi ikinci yarıda maçı paşa paşa Elazığ'a vereceksiniz. Yoksa karışmam." Derken elini beline götürüp tabancasını gösteriyor ve ekliyor: "Beyler ya bu maçı verirsiniz. Ya da önce sizi sonra kendimi vururum!" Soyunma odasında esen soğuk rüzgârlardan sonra D.Bakırlı futbolcular kendi taraftarlarının ıslıkları arasında sahaya çıkıyorlar. Bir an önce gol yemeliler...

Ve tabii gerekeni yapıyorlar... Elazığlı Eren 60 metre top sürüp ligin en güzel golünü atarken, D.Bakırlı futbolcuların sağa sola kaçışları hep tesadüflere denk geliyor. Elazığ Da Silva ile 2. golü bulup herkesi rahatlatıyor. Murat Hacıoğlu D.Bakır adına yanlışlıkla bir gol atarak skoru 2-1'e getirse de Elazığ maçı rahat rahat kazanıp ligde kalıyor.

Bu karşılaşmadan sonra Şike Tahkik Komisyonu kuruluyor, davalar açılıyor, ifadeler alınıyor ama Türkiye'de daha önceden alıştığımız gibi yine sonuç alınmıyor. Kervan yürüyor...

Kazansaydık ölürdük
İşte size bir sonuç alınamayan ama bu 90 dakikada yaşananlar yüzünden Beşiktaşlılar'ın hâlâ Bursa'ya giremediği, hatta önünden bile geçemediği bir maç daha...

Tarih 15 Mayıs 2004. Yer Rize. Oynayanlar Rizespor-Beşiktaş. Sezonun son maçı Ligin son haftasında Beşiktaş şampiyonluktan kopmuş, Rize ise ligde kalma savaşı vermektedir. Rize'nin tek şansı bu 90 dakikadan 3 puan çıkarmasında yatmaktır. Ve araya hatırlı büyük 'abiler' girer. Oscar Cordoba ve Giunti, "Oynamak istemiyorlar" denilerek İstanbul'da bırakılır. Sergen hatırlı abilere verdiği söz gereği yedek kulübesinden kafasını bile dışarı çıkartmaz. O 'abilere' yakın isimlerden stoper Emre Aşık ise sahada hayatının en kötü performanslarından birini sergiler.

Beşiktaş rakip kaleye bile gidemez ve ilk yarı biterken Rize'yi kendi ceza sahasına davet eder. Kaan Dobra komik bir penaltı yapar, Mustafa Çulcu komik bir penaltı çalar. Kaleci ters köşeye giderken Rize isteğini fazlasıyla almıştır. Hatta ikinci yanda Serdar Topraktepe gol atabileceği bir pozisyonda geri dönerek 'hata yapmamıştır.'

Sonuç olarak Rize maçı 1-0 kazanır ve ligde kalır. Lucescu maçtan sonra "Buradan puan alsaydık kötü şeyler olabilirdi" demeciyle dikkat çekmek ister ama sesi yine duyulmaz, duyulmak istenmez! Sergen ise alınan mağlubiyetten dolayı mutludur...

Bursa o maçı unutmadı
Ama bu maçın sonucu sadece Rize'yi bağlamamaktadır. Bursa küme düşmüştür. Ve onlara göre Beşiktaş bu konudaki tek suçludur. O günden beri her Bursa maçında Beşiktaş 'sevgiyle' (!) anılır. Öyle ki İnegöl'e giden Beşiktaş kafilesi şehir dışından geçirilir. İzmir'e maça gidecek Beşiktaş taraftarları da Çanakkale üzerinden gönderilirler.

Akla şimdi tüm yaşananlardan sonra iki soru geliyor: "Tüm Türkiye'nin bildiği bu olayı federasyon nasıl pas geçti? Bu sezon Beşiktaş, Bursa'ya nasıl gidecek?"

Yaşanan ayıplanın cezasız kalması herkesin kendi adaletini sağlamaya çalışmasıyla sonuçlanıyor. Umarız kötü olaylar çıkmaz.

Şampiyon bile temiz olmayabilir!
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, İtalya Serie A'da şike yaptıkları gerekçesiyle Juventus, Lazio, Fiorentina ve Milan takımlarına verilen cezaların şaibelerin gündeme geldiği ülkeler için ders niteliğinde olduğunu söyledi. Şahin, "Bir ülke Dünya Kupası'nı kazansa bile, bu durum o ülkede teiniz futbol oynandığı anlamına gelmiyor" dedi.

Dünya Kupası'nın kazanılmasının ardından İtalya'da ligin en köklü kulüplerine ağır cezalar verilmesinin örnek alınması gerektiğini belirten Şahin, şöyle konuştu: "Verilen ceza, İtalya Futbol Federasyonu bünyesindeki Federal Tahkim Kurulunun, soruşturma sonucu delillere ulaşarak vermiş olduğu bir ceza değildir. Savcılık tarafından yapılan araştırmalar sonucunda şike olayları ortaya çıktı. Tüm bunların ardından toplanan Federal Tahkim Kurulu bu cezayı verdi. Bu kurulun başında eski bir Anayasa Mahkemesi Başkanı bulunuyor. Kurul üyeleri ise eski yargıçlar. Demek ki bir ülkede, özellikle futbolda şike ve şaibe iddiaları ile ilgili sonuç elde edebilmek için sadece Futbol Federasyonunun yetkili kurullarının hareket etmesi yeterli olmuyor. Mutlaka bunun üzerine yargı erkiyle gidilmeli ve gereken sonuçlar alınmalı."

'Telefonlar dinleniyor'
Türkiye'de de zaman zaman şike iddialarının ortaya atıldığını dile getiren Şahin, "Biz de bununla ilgili Futbol Federasyonu bünyesinde Şike Tahkim Kurulunu oluşturduk, ancak iddia sahipleri delil açısından ortaya bir şey koyamıyor. Delil toplamada kolaylık sağlayacak yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Mesela mahkemeden izin alınarak telefon dinlenebilir, italya bu şekilde bir soruşturma yaptığı için neticeye vardı. Daha önce yaşanan olaylarda federasyonun içindeki kurullar cezayı verdi, ancak bunun mutlaka yargı ayağını da oluşturmamız gerekiyor. Bu konuyla ilgili yasal adımların atılması gerekiyor. Özellikle örgütlü suçlarla mücadelede, delil toplamada nasıl kolaylık sağlanıyorsa, bu tip durumlarda da kolaylık sağlanması lazım. Telefon konuşmaları bazı bulguları ortaya çıkarır. Böylelikle olayların üzerine gitmek daha da kolaylaşır. Bu konuda yeni birtakım düzenlemeler yapılırken italya örneğinden yararlanmak gerekir" ifadesini kullandı.

greencrocodiles
21.Temmuz.2006, 15:32
Geçen senelerde de hep şikeler var. Haberi okumak için tıklayın... (http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=18.07.2006&Newsid=82310&Categoryid=15)

Adana_UA
21.Temmuz.2006, 15:34
Bu ligi tamamen inceleseler heralde Galatasaray ve Fenerbahçenin bir çok şampiyonluğu geri alınır.. Nerede o cesaret.. Yapmışsa yapmış.. Zamanında niye bunları göstermiyorsun? Yok yok.. Biz adam olmayız..

katılıyorum hocam...

apaydin2148
21.Temmuz.2006, 15:56
D.Bakırlı futbolcular kendi taraftarlarınca bile yuhalanıyordu. Başkan Can, kızgın şekilde soyunma odasına daldı ve işi çözdü. Tabancasını çekti ve sözünü söyledi "Ya maçı verirsiniz ya da karışmam." 2. yarı D.Bakır çözüldü, Elazığ beklenen golü buldu


18.07.2006



Tarih 31 Mayıs 2003... Yer Diyarbakır... Ligin son maçı... Küme düşen ve kalanlar belli olacak... Futbol Federasyonu ise en güvendiği hakem Ali Aydın'ı bu maça atayarak karşılaşmaya gösterdiği önemi bir de bu yolla dile getiriyor. 90 dakika öncesi dedikodular D.Bakır'ın maçı Elazığ'a vereceği ve bordo-beyazlıları düşmekten kurtaracağı yolunda. Şehirden yükselen sesler de bu dedikoduyu destekler nitelikte... Kimse komşu Elazığ'ın küme düşmesini istemiyor...

D.Bakırsporlu futbolcular ise ligi alınlarının akıyla tamamlamak niyetindeler. Son maçı kazanıp tatile öyle girmek istiyorlar. Rakiplerinin durumu onları pek ilgilendirmiyor. Maç bu kararsızlık içinde başlarken, tribünlerden "Elazığ, Elazığ" tezahüratları yükseliyor. Fakat yine de D.Bakırlı futbolcular bu durumu duymazdan gelip tüm güçleriyle futbollarını oynuyorlar. Her geçen dakika Elazığ 2. lige daha da yaklaşıyor. İlk yarı kıran kırana geçerken, hem tribünlerde hem de protokol tribününde bir hoşnutsuzluk göze çarpıyor. Takım ve şehir adeta karşı karşıya geliyorlar.

Eren'den hayatının golü
Ali Aydın'ın ilk yarıyı bitiren düdüğüyle birlikte D.Bakır Başkanı Mücahit Can sinirle yerinden kalkıp hemen soyunma odasının yolunu tutuyor. Kapıdan girdiğinde suratındaki ifade futbolculara zaten gerekli mesajı veriyor ama o yetinmiyor... Başlıyor bağırmaya: "Siz kimsiniz ki koca şehrin isteğine karşı çıkıyorsunuz. Şimdi ikinci yarıda maçı paşa paşa Elazığ'a vereceksiniz. Yoksa karışmam." Derken elini beline götürüp tabancasını gösteriyor ve ekliyor: "Beyler ya bu maçı verirsiniz. Ya da önce sizi sonra kendimi vururum!" Soyunma odasında esen soğuk rüzgârlardan sonra D.Bakırlı futbolcular kendi taraftarlarının ıslıkları arasında sahaya çıkıyorlar. Bir an önce gol yemeliler...

Ve tabii gerekeni yapıyorlar... Elazığlı Eren 60 metre top sürüp ligin en güzel golünü atarken, D.Bakırlı futbolcuların sağa sola kaçışları hep tesadüflere denk geliyor. Elazığ Da Silva ile 2. golü bulup herkesi rahatlatıyor. Murat Hacıoğlu D.Bakır adına yanlışlıkla bir gol atarak skoru 2-1'e getirse de Elazığ maçı rahat rahat kazanıp ligde kalıyor.

Bu karşılaşmadan sonra Şike Tahkik Komisyonu kuruluyor, davalar açılıyor, ifadeler alınıyor ama Türkiye'de daha önceden alıştığımız gibi yine sonuç alınmıyor. Kervan yürüyor...

Kazansaydık ölürdük
İşte size bir sonuç alınamayan ama bu 90 dakikada yaşananlar yüzünden Beşiktaşlılar'ın hâlâ Bursa'ya giremediği, hatta önünden bile geçemediği bir maç daha...

Tarih 15 Mayıs 2004. Yer Rize. Oynayanlar Rizespor-Beşiktaş. Sezonun son maçı Ligin son haftasında Beşiktaş şampiyonluktan kopmuş, Rize ise ligde kalma savaşı vermektedir. Rize'nin tek şansı bu 90 dakikadan 3 puan çıkarmasında yatmaktır. Ve araya hatırlı büyük 'abiler' girer. Oscar Cordoba ve Giunti, "Oynamak istemiyorlar" denilerek İstanbul'da bırakılır. Sergen hatırlı abilere verdiği söz gereği yedek kulübesinden kafasını bile dışarı çıkartmaz. O 'abilere' yakın isimlerden stoper Emre Aşık ise sahada hayatının en kötü performanslarından birini sergiler.

Beşiktaş rakip kaleye bile gidemez ve ilk yarı biterken Rize'yi kendi ceza sahasına davet eder. Kaan Dobra komik bir penaltı yapar, Mustafa Çulcu komik bir penaltı çalar. Kaleci ters köşeye giderken Rize isteğini fazlasıyla almıştır. Hatta ikinci yanda Serdar Topraktepe gol atabileceği bir pozisyonda geri dönerek 'hata yapmamıştır.'

Sonuç olarak Rize maçı 1-0 kazanır ve ligde kalır. Lucescu maçtan sonra "Buradan puan alsaydık kötü şeyler olabilirdi" demeciyle dikkat çekmek ister ama sesi yine duyulmaz, duyulmak istenmez! Sergen ise alınan mağlubiyetten dolayı mutludur...

Bursa o maçı unutmadı
Aama bu maçın sonucu sadece Rize'yi bağlamamaktadır. Bursa küme düşmüştür. Ve onlara göre Beşiktaş bu konudaki tek suçludur. O günden beri her Bursa maçında Beşiktaş 'sevgiyle' (!) anılır. Öyle ki İnegöl'e giden Beşiktaş kafilesi şehir dışından geçirilir. İzmir'e maça gidecek Beşiktaş taraftarları da Çanakkale üzerinden gönderilirler.

Akla şimdi tüm yaşananlardan sonra iki soru geliyor: "Tüm Türkiye'nin bildiği bu olayı federasyon nasıl pas geçti? Bu sezon Beşiktaş, Bursa'ya nasıl gidecek?"

Yaşanan ayıplanın cezasız kalması herkesin kendi adaletini sağlamaya çalışmasıyla sonuçlanıyor. Umarız kötü olaylar çıkmaz.

Şampiyon bile temiz olmayabilir!
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, İtalya Serie A'da şike yaptıkları gerekçesiyle Juventus, Lazio, Fiorentina ve Milan takımlarına verilen cezaların şaibelerin gündeme geldiği ülkeler için ders niteliğinde olduğunu söyledi. Şahin, "Bir ülke Dünya Kupası'nı kazansa bile, bu durum o ülkede teiniz futbol oynandığı anlamına gelmiyor" dedi.

Dünya Kupası'nın kazanılmasının ardından İtalya'da ligin en köklü kulüplerine ağır cezalar verilmesinin örnek alınması gerektiğini belirten Şahin, şöyle konuştu: "Verilen ceza, İtalya Futbol Federasyonu bünyesindeki Federal Tahkim Kurulunun, soruşturma sonucu delillere ulaşarak vermiş olduğu bir ceza değildir. Savcılık tarafından yapılan araştırmalar sonucunda şike olayları ortaya çıktı. Tüm bunların ardından toplanan Federal Tahkim Kurulu bu cezayı verdi. Bu kurulun başında eski bir Anayasa Mahkemesi Başkanı bulunuyor. Kurul üyeleri ise eski yargıçlar. Demek ki bir ülkede, özellikle futbolda şike ve şaibe iddiaları ile ilgili sonuç elde edebilmek için sadece Futbol Federasyonunun yetkili kurullarının hareket etmesi yeterli olmuyor. Mutlaka bunun üzerine yargı erkiyle gidilmeli ve gereken sonuçlar alınmalı."

'Telefonlar dinleniyor'
Türkiye'de de zaman zaman şike iddialarının ortaya atıldığını dile getiren Şahin, "Biz de bununla ilgili Futbol Federasyonu bünyesinde Şike Tahkim Kurulunu oluşturduk, ancak iddia sahipleri delil açısından ortaya bir şey koyamıyor. Delil toplamada kolaylık sağlayacak yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Mesela mahkemeden izin alınarak telefon dinlenebilir, italya bu şekilde bir soruşturma yaptığı için neticeye vardı. Daha önce yaşanan olaylarda federasyonun içindeki kurullar cezayı verdi, ancak bunun mutlaka yargı ayağını da oluşturmamız gerekiyor. Bu konuyla ilgili yasal adımların atılması gerekiyor. Özellikle örgütlü suçlarla mücadelede, delil toplamada nasıl kolaylık sağlanıyorsa, bu tip durumlarda da kolaylık sağlanması lazım. Telefon konuşmaları bazı bulguları ortaya çıkarır. Böylelikle olayların üzerine gitmek daha da kolaylaşır. Bu konuda yeni birtakım düzenlemeler yapılırken italya örneğinden yararlanmak gerekir" ifadesini kullandı

Neler oluyor ortalarda...

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 16:32
Şike iddiaları ile ilgili herşeyi buraya yazalım burda tartışalım

SaMaNYoLu
21.Temmuz.2006, 16:37
fenerin şike yapması hobi haline geldi :D

hobiden öte olmazsa olmazları arasına girdi.

barahir
21.Temmuz.2006, 16:41
fenerin şike yapması hobi haline geldi .
Kaç defa Yakaladında Konuşuyosun ki ben anlamadım. sanki feneri çook uzun zamandır tanıyosun. senin yaşını bilmiyorum ama FenerBahce nerden Baksan senin 5 katın.

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 16:46
lütfen rakip takımlara laf atmadan rencide etmeden olayları tartışın

johnhartson
21.Temmuz.2006, 16:46
Bu şikeler bazen görülmezden geliyor. Müdahale edilmeye korkuluyor. Özellikle Bursaspor 2.Lige düşerek, bu şikeler yüzünden canı fena halde yanmıştır. Soyunma odalarında silah çekmeler. Bu ne biçim lig böyle.

SaMaNYoLu
21.Temmuz.2006, 16:54
Kaç defa Yakaladında Konuşuyosun ki ben anlamadım. sanki feneri çook uzun zamandır tanıyosun. senin yaşını bilmiyorum ama FenerBahce nerden Baksan senin 5 katın.

Sezon 2004-2005 Fenerbahçe Şampıyon Butun hakemler hata yapıyor ama nedense Bu hep fenerbahcenın lehine oLuyor... Bu bir tesadüf olabilirdi... Yıl 2005-2006 sezonu.. Fenerbahçe lehıne hakem hataları devam ediyor.. Anelka el golü atıyor Kör adamlar bıle bunu görürken Hakem göremıyor.. Ve Levent Bıcakcı dönemı bitiyor... Haluk ulusoy göreve geldıkten sonra tahkim kurulu yonetıcıler felan hepsi değişiyor... Ve Bundan Aziz yıldırım Son derece rahatsız oLuyor. Nedendir bilinmez ;) Bütün röportajlarda haluk ulusuyo bombalıyor. neyse Haluk Ulusoy göreve başladıktan sonra garip bir tesadüftürki hakem hataları ortadan kalkıyor ve hakemler son yılların en iyi puanlarını aLıyor hatta ve hatta uefa tarafından takdir alan maçlar yönetılıyor... Bunun ıcın yazılı bır kanıta gerek yok medya zaten bunu yansıtamaz Cunku Fenerbahçenin nasıl medyayı yönettiği ortada... Biraz tarafsız olarak Son 3 yılı izler takip edersen Sende yakalayacaksın Bunları...

Vieri
21.Temmuz.2006, 17:02
bana kalırsada her takım şike yapıyor... teşvik var.. galatasarayı feneri beşiktaşı trabzonsporu anadolu kulüpleri yani futbolun içinde olupta şike her zaman konuşulur.. italyada bile olan birşey türkiyede kesinlikle vardır zatende işte senelerdir hep konuşuyoruz ortaya bu italya skandalı çıkınca medya dahada üstüne gitmeye başladı... ne yapacaklar? türkiye liginden fenerbahçeyi galatasarayı veya beşiktaşı yahut diğer bir kulübü ikinci ligemi düşürecekler? bu imkansız birşey

Cyzio
21.Temmuz.2006, 17:04
Sezon 2004-2005 Fenerbahçe Şampıyon Butun hakemler hata yapıyor ama nedense Bu hep fenerbahcenın lehine oLuyor... Bu bir tesadüf olabilirdi... Yıl 2005-2006 sezonu.. Fenerbahçe lehıne hakem hataları devam ediyor.. Anelka el golü atıyor Kör adamlar bıle bunu görürken Hakem göremıyor.. Ve Levent Bıcakcı dönemı bitiyor... Haluk ulusoy göreve geldıkten sonra tahkim kurulu yonetıcıler felan hepsi değişiyor... Ve Bundan Aziz yıldırım Son derece rahatsız oLuyor. Nedendir bilinmez ;) Bütün röportajlarda haluk ulusuyo bombalıyor. neyse Haluk Ulusoy göreve başladıktan sonra garip bir tesadüftürki hakem hataları ortadan kalkıyor ve hakemler son yılların en iyi puanlarını aLıyor hatta ve hatta uefa tarafından takdir alan maçlar yönetılıyor... Bunun ıcın yazılı bır kanıta gerek yok medya zaten bunu yansıtamaz Cunku Fenerbahçenin nasıl medyayı yönettiği ortada... Biraz tarafsız olarak Son 3 yılı izler takip edersen Sende yakalayacaksın Bunları...

katılıyorum başka söze gerek yok herşeyi açıklamış arkadaş bu hakemlerin fener in lehine çalmasını kimse inkar edemez

SaMaNYoLu
21.Temmuz.2006, 17:05
türkiye liginden fenerbahçeyi galatasarayı veya beşiktaşı yahut diğer bir kulübü ikinci ligemi düşürecekler? bu imkansız birşey

Bencede bizim Klüplerden Kimseyi düşeremezler.... Zaten ligimiz Seri A ya oranla çok kalitesiz 3 buyukte olmazsa 2.lige duyulan ilgiden fazla bir ilgi göremez Süpre lig... Bu yüzden Büyük takımlarımız rahat hareket ediyor en fazla para cezası geleceğini biliyorlar..

life law
21.Temmuz.2006, 17:06
bi temizlik yapsalar cok güzel olur bence.ama hic kimse cikip yapamaz.cunku türkiyede üst seviyede cesaretli adam yok...

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 17:13
olay cesaret değil kalite şimdi gidip gs-bjk-fb düşürülse süper ligi kim seyreder?

SaMaNYoLu
21.Temmuz.2006, 17:18
olay cesaret değil kalite şimdi gidip gs-bjk-fb düşürülse süper ligi kim seyreder?

maç yapan iki takımın yedek klubeleri ;)

Sekopej
21.Temmuz.2006, 17:27
Galatasaray 4 sene üst üste şampiyon olurken de nedense hatalar hep GS lehine oluyordu. Ne çabuk unuttu BJK liler GS'nin Ankaragücü maçını. Veya BJK'nin bursa ya yaptıkları. Ayrıca son haftalara girilirken bütün maçlarını kazanan anadolu takımlarına ne demeli. Bi de bu olaylar niye zamanında ortaya çıkmadı da bugün ortaya çıktı. zamanında niye gereken yapılmadı....

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 17:33
Türkiyede bu konularla ilgili hiç birşey yapılamaz

GeNç KaRTaL
21.Temmuz.2006, 17:35
keşke türkiyede bi takım olaylar hatırı geçer kişiler tarafından engellenmese eğer şike yapmışsa kendi takımım beşiktaşın bile cezalandırılmasını istiyorum her takım cezalandırılmalı böyle yürekli cesaretli adam nerde keşke atatürk ölmeseydi "O" bunları kesin önlerdi

dnz498
21.Temmuz.2006, 17:35
yine dönmüş muhabbet idrar yarışına hadi beyler daha uzağa!!!
ya hu kardeşim hiç kimsenin aklı almaz şike olmadan bir lig olsun albetteki vardır şike büyük takım ya da küçük takım, yönetici ya da futbolcu bilmem ama mulak ve mutlak şike vardır GS'nin Ankaragücüne attığı 8 goldede FB'nin Gaziantep maçını 0-3'ten 4-3'e çevirmesindede şike vardır ama kimsede bunları çıkıp paşa paşa söyleyecek yürek yoktur kimse kusura bakmasın gücenmesin kırılmasın ama gerçek acıdır ve de budur

Edit: Lütfen ahlak çerçevesinde argo kullanmadan yorumlarınızı yapın

dnz498
21.Temmuz.2006, 17:41
"Fener'den G.Saray'a 500 bin dolar"
21 Temmuz 2006 15:00

Ligde şike ve teşvik iddialarının ardı arkası kesilmiyor. Son olarak Vatan 'Fener'den G.Saray'a 500 bin dolar' başlıklı haberinde şu dehşet dolu iddialara yer verdi...

"Fener'den Galatasaray'a 500 bin dolar"

2003-2004 sezonunda ligin bitimine 1 hafta kala, G.Saray Trabzon'a giderken, F.Bahçe "Bu maçı alın paranız hazır" teklifini uçakta iletti. Kaptan Bülent, ezeli rakibinin teşviğini' geri çevirdi. 4-2 biten ve F.Bahçe'yi şampiyon yapan maç sonrası tekrar gelen çantacıyı kovdu.

F.Bahçe, Beşiktaş'ı 11 puan geriden gelip yakalamış ve geçmişti... İki takım göğüs göğüse bir şampiyonluk mücadelesi sürdürüyordu, ki İnönü'de Beşiktaş'ı yenen F.Bahçe şampiyonluk için gün sayar olmuştu. Aradan çıkan Trabzon ise sarı-lacivertli takımın mutlu sona yaklaşırkenki tek rakibiydi. F.Bahçe son 2 haftaya Beşiktaş'ın 8, Trabzonspor'un 2 puan önünde giriyordu.

Sarı-lacivertlilerin Denizli deplasmanına çıkacağı gün, lige çoktan havlu atmış olan G.Saray da Trabzon deplasmanındaydı. Umudunu yitirmiş G.Saray, Trabzon'dan beraberlik bile alsa F.Bahçe bitime bir hafta kala şampiyonluğunu ilan edecekti. Fakat F.Bahceliler'in pek bir beklentisi yoktu. Çünkü bugüne kadar Trabzon ve G.Saray hep dostluk çerçevesinde maçlar oynamış, isteyen istediğini almıştı.

'Trabzon şampiyon olsun'
G.Saray'da göreve mart ayındaki secimle gelen Trabzonlu Ergun Gürsoy da "Ben Trabzon'un şampiyon olmasını istiyorum" deyince ortalık iyiden iyiye gerilmişti. Maç G.Saray adına onur savaşına dönmüştü.

Kaybedemezlerdi. F.Bahçe ise istediği gergin ortamı bulmuştu. Fakat işi yine de garantiye almak istiyorlardı. Trabzon'daki maçtan önce sürekli G.Saray kafilesi ile yolculuk yapan sosyetenin ünlü simalarından bir isim, kaptan Bülent Korkmaz'ın yanına yaklaşıp bombayı patlattı: "Kaptan, Trabzon'u yenin, F.Bahçe'den 500 bin dolar teşvik gelecek!" Bülent önce şaşırdı, sonra güldü, "Abi git işine, saçmalama. G.Saraylı'yız biz. Bak biraz daha konuşursan bozuşuruz" dedi.

9 Mayıs 2004 günü sahada aslanlar gibi mücadele eden Galatasaraylı futbolcular Trabzon'u Necati'nin 2, Suat ve Murat Erdoğan'ın golleriyle 4-2 yendiler ve ezeli rakipleri F.Bahçe'yi bitime bir hafta kala şampiyon yaptılar. Bu durum herkesi çok şaşırtmıştı, çünkü G.Saray'ın F.Bahçe'ye böyle bir jest yaptığını daha önce tarih yazmamıştı. Herkes şaşkındı.

Maçtan sonra kafile havaalanına gidip uçağa binmek üzere hazırlanırken, Bülent'e yolculuğun başında 'garip' teklifi yapan şahıs bir daha yaklaştı ve son sözünü söyledi: "Kaptan, uçakta Hakan Şükür'le de konuş. İstanbul'a inince size parayı getirelim. Sen de takıma dağıt."

Bülent Korkmaz bunun üzerine adeta çılgına dönüp, bağırdı: "Alsınlar o parayı, güle güle harcasınlar. Biz G.Saraylı futbolcularız. Öyle teşvikle meşvikle işimiz olmaz. Saçmalama ve bir daha da sakın gözüme gözükme!"

F.Bahçe'nin G.Saray'a teşvik primi verme girişimi Bülent Korkmaz'ın cesur çıkışıyla engellenirken, Türkiye'de paranın kimler tarafından, nasıl ve sınır tanımaksızın dağıtıldığı da ortaya çıkıyordu. Büyük takımlar bile birbirlerine böyle anlaşılmaz tekliflerde bulunabiliyorlardı.

Kaynak: Vatan

FeYYaz1989
21.Temmuz.2006, 17:45
Bu konuda bile takım tartışması yapan arkadaşlar var.Zaten bu durumda bu işler çözülmez.Her gün VATAN gazetesi aldığım için bu konuyu takip etme fırsatı buldum.
Diyarbakırspor - Elazığspor maçı zaten çok konuşuldu ama bir sonuca varılamadı.Varılmasıda beklenemez çünkü bunu kanıtlamak çok zor.
Rizespor - Beşiktaş maçı var.Lucescu maçtan sonra kazansaydık ölürdük diyor.Cordoba-Giunti maça getirilmiyor,Sergen yedek bekliyor.Burda dikkat edilmesi gereken olaya bazı abilerin karıştığı ve bunu onların sağladığı.
Galatasaray - Trabzonspor maçı var.Maçtan önce Bülent Korkmaz'a teşvik teklif ediliyor.Bülent reddediyor.Galatasaray maçı kazanınca parayı getirmek istiyor Fenerbahçe yönetimi(yanlış hatırlamıyorsam 500 bin dolar civarı bir paraydı).Ama Bülent bu defa işadamını azarlıyor ve yine reddediyor.
Ankaragücü futbolcularının Ersun Yanal'dan habersiz aldıkları teşvik konusu vardı.Ersun Yanal hepsinden imza topladığını iddaa ediyor ve oynadıkları maçta hakeminde ayarlanmış olabileceğini ima ediyor.

Bunlardan bir sürü var.Ama bunları hem kanıtlamak zor hemde bence bunların şike olup olmadığı tartışılır.
Bence teşvik şike değil.Sonuçta zaten maça kazanmak için çıkıyorsun...Mesela Rizespor - Beşiktaş maçında şike var diyemezsin,Beşiktaş her maçını kazanmak zorunda değil,Bursaspor'da işini sağlama alıp son haftaya bırakmasaydı.Aynı şekilde Diyarbakırspor - Elazığspor maçı içinde geçerli yada mesela Ankaragücü oyuncularının aldığı teşvik primi bence suç değil çünkü adam zaten kazanmak için oynayacak,eğer hakemler ayarlanırsa bence şike olur.
İtalya'da hakem atamaları ile ilgiliydi skandallar Türkiye'de öyle bir şey olursa şike olur bence.Ama tabi herkesin kendi görüşü var.Tabi ki hoş olmayan olaylar bunlar ama kimseyi suçlayamazsın bunlarla...

Birde Lucescu'nun takımın parası olduğu halde oyunculara dağıtmadığını ve Zago,Cordoba,Ronaldo 3 lüsünün para almak için maçları satmış olabileceğini söylemesi beni en çok şaşırtan haberdi.

barahir
21.Temmuz.2006, 17:50
Sezon 2004-2005 Fenerbahçe Şampıyon Butun hakemler hata yapıyor ama nedense Bu hep fenerbahcenın lehine oLuyor... Bu bir tesadüf olabilirdi... Yıl 2005-2006 sezonu.. Fenerbahçe lehıne hakem hataları devam ediyor.. Anelka el golü atıyor Kör adamlar bıle bunu görürken Hakem göremıyor.. Ve Levent Bıcakcı dönemı bitiyor... Haluk ulusoy göreve geldıkten sonra tahkim kurulu yonetıcıler felan hepsi değişiyor... Ve Bundan Aziz yıldırım Son derece rahatsız oLuyor. Nedendir bilinmez ;) Bütün röportajlarda haluk ulusuyo bombalıyor. neyse Haluk Ulusoy göreve başladıktan sonra garip bir tesadüftürki hakem hataları ortadan kalkıyor ve hakemler son yılların en iyi puanlarını aLıyor hatta ve hatta uefa tarafından takdir alan maçlar yönetılıyor... Bunun ıcın yazılı bır kanıta gerek yok medya zaten bunu yansıtamaz Cunku Fenerbahçenin nasıl medyayı yönettiği ortada... Biraz tarafsız olarak Son 3 yılı izler takip edersen Sende yakalayacaksın Bunları...
O zaman sende objektif olarak sizin o 4 yıll üst üste şampiyon olduğunuz yılları bi incele derim ben. Herkes o zamanlarda neler olduğunu biliyor.

life law
21.Temmuz.2006, 17:51
bende 2-3 gun önce Lucescu demiski türkiye ligi incelensin neler cikar die ama tam ayrintiya bakamadim

Sekopej
21.Temmuz.2006, 18:06
yok artık FB GS ye teşvik primi gönderecek ve GS bu konu hakkında sessiz kalacak ha!!! onurlu olup parayı reddeden Bülent niye federasyona gidip şikayette bulunmamış o zaman?

barahir
21.Temmuz.2006, 18:08
ya bırakın bunlarıda Asıl İncelenmesi Gereken bi takım var.
Vestel Manisaspor. Diyarbakır maçını Hatırlayın Bi.

FeYYaz1989
21.Temmuz.2006, 18:13
yok artık FB GS ye teşvik primi gönderecek ve GS bu konu hakkında sessiz kalacak ha!!! onurlu olup parayı reddeden Bülent niye federasyona gidip şikayette bulunmamış o zaman?
Arkadaşım,al haberin kaynağı:http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=21.07.2006&Newsid=82541&Categoryid=15

Ben kendi takımımında oraya olaylarını yazdım.Ayrıca Galatasaray'ın da Rade zalad faciasınıda biliyoruz.Olayları konuşacağımıza o niye öyle yapmış,böyle yapmamış diyoruz.Bu mantıkla sonra İtalya'da yapıldı bizde olmaz diyip ağlıyoruz.Şimdi Fenerbahçe haklı bir nedende dolayıda lig düşse ortalık ayağa kalkar.Aynı diğer takımlar içinde geçerli.Benim kendi şahsi fikrik takımım eğer haklı şekilde düşerse düşsün,sesimi bile çıkarmam.

Niye Bülent götürmemiş bilemem,umarım onuda çıkar kendisi açıklar ama hiç sanmıyorum.Çünkü Ersun Yanal'da kendi anlattıklarını yalanladı,çünkü bunları söylemek yürek ister.
Sen Bülent'in federasyona gidip bunu söyleyince Fenerbahçe'nin ceza almasınımı bekliyordun?hatta Bülent belkide suçlu olacaktı.

dentaconstantin
21.Temmuz.2006, 18:24
ben diyarbakırın 1.lige çıkışını hatırladım son maçtı heralde konya deplasmanında oynuyordu ilk yarı diyarbakırın istediği sonuç yoktu ne olduysa 2.yarı o maçı veren tv kameraları dışarı çıkarıldı ve maçı diyarbakır kazandı diye hatırlıyorum yanlışım varsa düzeltilsin bu olay hakkında bilgisi olan varsa benden daha iyi anlatır
bu arada bunlar unutulur gider araştırılır derler kimseye birşey olmaz çünkü bahsettiğimiz takımlar bu ligin neredeyse herşeyi çünkü türkiyenin her yerinde taraftarları var onlardan biri düşürüldü mü bu ligi kim izler bence olaya böyle bakılmamalı kim suç işlediyse cezasını almalı gerekirse fenerbahçe,beşiktaş,galatasaray 2A ya düşürülmeli

dnz498
21.Temmuz.2006, 18:31
ben diyarbakırın 1.lige çıkışını hatırladım son maçtı heralde konya deplasmanında oynuyordu ilk yarı diyarbakırın istediği sonuç yoktu ne olduysa 2.yarı o maçı veren tv kameraları dışarı çıkarıldı ve maçı diyarbakır kazandı diye hatırlıyorum yanlışım varsa düzeltilsin bu olay hakkında bilgisi olan varsa benden daha iyi anlatır
bu arada bunlar unutulur gider araştırılır derler kimseye birşey olmaz çünkü bahsettiğimiz takımlar bu ligin neredeyse herşeyi çünkü türkiyenin her yerinde taraftarları var onlardan biri düşürüldü mü bu ligi kim izler bence olaya böyle bakılmamalı kim suç işlediyse cezasını almalı gerekirse fenerbahçe,beşiktaş,galatasaray 2A ya düşürülmeli

tam olarak diyarbakır olayı nasıl gerçekleşti bilmiyorum ama pis kpkular geldiği kesin yalnız böyle kameraların dışarı çıkarılmasına varacak kadar olduysa yuhhh yani

tamam haklısınız bütün takımlar alt liglere kadar düşürülebilmeli ama bunun zamanı şimdi değil "demir tavında dövülmeli" türk futbolunun gerilemesi şu anda olabilecek en kötü olay olur yalnız en kısa zamanda tedgirler alınmalı gerekenler yapılmalı en azından yeni olayların yaşanmaması için

Sekopej
21.Temmuz.2006, 18:39
Arkadaşım,al haberin kaynağı:http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=21.07.2006&Newsid=82541&Categoryid=15

Ben kendi takımımında oraya olaylarını yazdım.Ayrıca Galatasaray'ın da Rade zalad faciasınıda biliyoruz.Olayları konuşacağımıza o niye öyle yapmış,böyle yapmamış diyoruz.Bu mantıkla sonra İtalya'da yapıldı bizde olmaz diyip ağlıyoruz.Şimdi Fenerbahçe haklı bir nedende dolayıda lig düşse ortalık ayağa kalkar.Aynı diğer takımlar içinde geçerli.Benim kendi şahsi fikrik takımım eğer haklı şekilde düşerse düşsün,sesimi bile çıkarmam.

Niye Bülent götürmemiş bilemem,umarım onuda çıkar kendisi açıklar ama hiç sanmıyorum.Çünkü Ersun Yanal'da kendi anlattıklarını yalanladı,çünkü bunları söylemek yürek ister.
Sen Bülent'in federasyona gidip bunu söyleyince Fenerbahçe'nin ceza almasınımı bekliyordun?hatta Bülent belkide suçlu olacaktı.

kaynak olabilir ama ben bu olayın doğru olduğuna inanmıyorum. Ülkemizde mutlaka olmuştur böyle olaylar her takım yapmıştır bunları ama GS ye teşvik primi çok saçma geldi bana....

dnz498
21.Temmuz.2006, 18:43
kaynak olabilir ama ben bu olayın doğru olduğuna inanmıyorum. Ülkemizde mutlaka olmuştur böyle olaylar her takım yapmıştır bunları ama GS ye teşvik primi çok saçma geldi bana....

zaten bir kulübün şahsiyetine değil oyuncunun kendisine verilmek isteniyor bu para olabilir bence mantıklı

FeYYaz1989
21.Temmuz.2006, 18:47
zaten bir kulübün şahsiyetine değil oyuncunun kendisine verilmek isteniyor bu para olabilir bence mantıklı
Gazetede bir iş adamı aracılığı ile maç öncesi teklif ediliyor.Maç kazanılınca Bülent'e parayı verelim Hakan'la(Şükür) birlikte parayı takıma dağıtın deniyor.Bülent adamı tersliyor.
Bu şekilde anlatılıyordu.Tabi doğru olup olmadığını ben bilemem,ben sadece yazanları söylüyorum.Galatasaray'ın kazanıp Fenerbahçe'nin şampiyon olması nedeniyle ben belki olmuş olabilir diyorum.

mlt44
21.Temmuz.2006, 18:49
Yönetim Kurulu Açıklaması

Hürriyet Gazetesi’nde yer alan şike iddiaları üzerine, Malatyaspor Yönetim Kurulu bir açıklama yaptı. Açıklamada, Malatyaspor yönetiminin, haber duyulur duyulmaz harekete geçerek konuyu büyük bir hassasiyetle takibe aldığı bildirildi.



Açıklama şöyle:



“21 Temmuz 2006 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan iddialar üzerine yönetim kurulumuz derhal harekete geçmiştir. Gazetede yer alan iddialar, konunun uzmanı hukukçularla gerekli değerlendirmeler sürekli yapılmaktadır. 21 Temmuz Cuma akşamı Malatyaspor yönetim kurulu, İstanbul’dan gelecek üyelerin de katılımıyla, acil olarak toplanacak ve konu daha ayrıntılı biçimde değerlendirilecektir.



İddiaları hukuki yoldan sonuna kadar takip ederek, hepimizin gururu Malatyaspor’un haklarını kimseye yedirmeyeceğimizi tüm Malatyaspor taraftarları ve kamuoyunun bilmesini istiyoruz.”

Burak Duran
21.Temmuz.2006, 18:53
böyle konuları şike bölümü altına açın lütfen

mlt44
21.Temmuz.2006, 18:53
Malatya Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Fahrettin Eserdi, bir gazetede yer alan şike iddiasında adı geçen 4 futbolcudan 2'sinin kadrolarında olduğunu açıkladı!



Malatyaspor Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Fahrettin Eserdi, bir gazetede yer alan şike iddiasında adı geçen 4 futbolcudan 2'sinin kadrolarında olduğunu ancak iddiaları henüz futbolculara yansıtmadıklarını bildirdi.

Eserdi, Malatyaspor'un Isparta Davraz'daki kampında, yaptığı açıklamada, ''Şu anda kamptayız. Geçen yıl oynayan ve adı geçen 4 futbolcudan Jozsep Toth Balazs ve Zdenik Senkerik hala kadromuzda. Ancak bu olayları bu futbolcularımıza yansıtmadık. Çünkü yönetim kurulumuz bu akşam konuyla ilgili toplanacak ve Futbol Federasyonu ile hukuki konuları belirleyecek'' dedi.

Malatyaspor'un bugüne kadar temiz futbol adına herşeyi yaptığına da dikkat çeken Eserdi, şunları söyledi:

''Biz Malatyaspor olarak temiz futbol adına herşeyi bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Bu olayı sadece Malatya'ya bırakmamak lazım. Temiz futbol adına kim ne biliyorsa, elinde nasıl bir belge varsa bunu açıklamaladır. Biz temiz futbol adına bu işin peşine düşeceğiz. Gerekirse konuyu TBMM'ye götüreceğiz. 1990 yılında yaşadıklarımızı bir daha yaşamak istemiyoruz. 1990 yılında şike konusunda başvuru yapmıştık. Ama hiç bir işlem yapılmamıştı. Bunun için bu işin peşindeyiz.''

Aslan41
21.Temmuz.2006, 19:28
hadi ulan başlamışken hepsini silelim gitsin..
italya dan juve 4 seneliğine hatta 10 seneliğine devliği elinden alındı..
lige yeni gelen fiorentina yeniden ligden düşürülerek büyümesi engellendi...
lazio zaten imkansızı başaramaz....

Türkiye ligindende şike yapanları bitirelim..
ondan sonra görün siz lig nasıl lig zevkli geçiyor..

nart_susruko
21.Temmuz.2006, 21:01
bu mesele "çok su götürür" ama sonucunda bişey çıkmaz, hatta kim yaptıysa artık a sı, b si , c si farketmez öyle bişeyler olurki mağdur olan suçlu çıkar maalesef..

mlt44
21.Temmuz.2006, 22:16
Arkadaşlar Hak Yerini Bulmalı Bence Denizli ikinci lige malatya süperlige çıkarılmalı bunun yanında şike yaptıran ların cezasız kalmamaları lazım dır

GeNç KaRTaL
21.Temmuz.2006, 23:12
beni ilgilendirmez bence cezayı hak eden herkes cezalandırılmalı hem bu lig in kalitesini düşürmez dahada kaliteli olur anadolu klupleri şampiyonluk için oynayabilir

Universal
22.Temmuz.2006, 00:51
Başkanımız Aziz Yıldırım yaptığı bir konuşmada, ligin son 6 haftasında oynanan maçların incelenmesi gerektiğini açıklamıştı. İşte bu açıklamanın üzerinden çok geçmeden cerahat fışkırmaya başladı. Prag’da yaşayan Özcan Kore isimli bir Türk vatandaşı, Denizlispor Yönetim Kurulu’na gönderdiği faks mektubunda özetle, "Malatya-Antep maçı öncesi Denizli Başkanı Ali İpek’in isteği üzerine toplam 400 bin Euro’ya Malatyalı 3 Çek oyuncu ile anlaştım. Onlar oynamadı, Malatya yenildi, Denizli kümede kaldı. Ama Ali İpek söz verdiği paraları ödemedi. Çekler, mafyayı üzerime saldı. Ödeyin paraları siz de kurtulun, ben de" dedi ve bir spor kulübünden resmen şike parası istedi. Ligin son haftasına girilirken, 36’şar puanla düşme potasına giren Denizlispor ve Malatyaspor’un kaderi oynayacakları son maçlara bağlıydı. Denizlispor evinde şampiyonluk kovalayan Fenerbahçemiz ile, Malatyaspor ise deplasmanda, 1 puan alması halinde kümede kalacak olan G.Antep’e konuk oluyordu.
İki büyük kulübün yöneticilerinin kupa paylaşımı için yemekler yediği, takımının attığı gollere üzülen futbolcuların göründüğü bu süper (!) ligin son haftaları için Aziz Yıldırım`ın inceleme isteğine, Haluk Ulusoy; "Bu işler Aziz Yıldırım`ın isteğiyle olmaz" mealinde bir açıklamayla cevap veriyordu. Federasyon başkanlığı döneminde bir çok şike olayının örtbas edildiği söylenen, kendisi hakkındaki yolsuzluk dosyaları Ankara Savcılığına sevkedilen Haluk Ulusoy ile şike ile yolsuzlukla mücadele edilemeyeceği açık. Sayın Başbakanımızı ve Spordan Sorumlu devlet Bakanımızı göreve davet ediyoruz. Malatyaspor başkanı Hikmet Tanrıverdi`nin dediği gibi, bu iş İtalya`daki olayları bile aşar niteliktedir. Lütfen el atın, cesurca bu karanlığın üzerine gidin ve futbolumuzu bu pislikten kurtarın. İtalyan yapabiliyorsa, Türk de yapar.
Şikenin belgesi olur mu diyenlere cevap Prag`da yaşayan işadamı Özcan Kore’nin mektubuyla geliyordu. Özcan Kore mektubunda şike olayının bütün detaylarını anlatıyor. mekanlar, kişi isimleri, para miktarlarına kadar herşeyi açıklıyordu. Özcan Kore’nin iddiasına göre, ligin son hafta maçlarından önce Denizlispor Başkanı Ali İpek, Avukat Ümit Öndeş vasıtasıyla kendisine ulaştı ve Malatyaspor’da oynayan 3 Çek futbolcunun, G.Antep maçında tam kapasite ile oynamamasını istedi. Böylelikle Malatya, Antep’e yenilecek, Denizlispor, Fenerbahçemize yenilse bile kümede kalacaktı.
İpek, bu 3 futbolcuya 100’er bin dolar teklif ediyordu. Kore, bu futbolcuların menajerlerine ulaştı. Sonra teker teker kendileriyle görüştü. Çekler teklifi kabul ediyor, ancak fiyat yükseltiyorlar, dolar yerine Euro talebinde bulunuyorlardı. Kore, Prag’dan, Denizli’ye uçtu. Ali İpek’in evine gitti ve yeni fiyatları sundu. Avukat Ümit Öndeş ile aralarında Mehmet Cayan’ın da bulunduğu birkaç yönetici bu görüşmeye şahit olmuşlardı.
Denizlispor Başkanı Ali İpek, "Yönetim kabul etti, ben parayı topluyorum. Sen futbolculara okey ver. Ama rakamdan sakın yöneticilerin haberi olmasın" diyerek Çek futbolculara ve Özcan Kore’ye toplam 400 bin Euro ödeyeceği taahhüdünde bulundu.
Maç oynanır, Çek oyuncular, Malatyaspor’da oynayan Macar arkadaşları Josef Toth Balasz’ı da ikna ederler. G.Antep, Ömer’in kendi kalesine attığı golle, Malatyaspor’u 1-0 yener ve Denizlispor kümede kalır.
Prag`da yaşayan bir işadamı ve geçen sezon Malatyaspor’da oynayan Çek futbolculara tercümanlık yapan Gökmen Kore’nin ağabeyi Özcan Kore`nin şikeyi belgeleyen olay mektubu şöyle;

Sn. Denizlispor Yönetim Kurulu;

10.05.2006 Malatyaspor-G.Antep maçı öncesi Avukat Ümit Öndeş ve Başkan Ali İpek telefon ile beni Prag’dan aradılar. Malatyaspor’da oynayan 3 Çek futbolcunun son maçta tam kapasite oynamamasını ve böylece Antep karşısında alınacak mağlubiyet ile Denizli’nin ligde kalacağını anlattılar. Malatyaspor-G.Antep maçı öncesi İstanbul’a ve oradan Denizli’ye gelmemi rica ettiler.

Ben futbolculara menajerleri vasıtasıyla ulaştım, daha sonra teker teker kendileri ile görüştüm. Ali İpek’in teklif ettiği futbolcu başına 100.000 USD ve bunun yanında menajere ve benim şahsıma verilecek olan toplam 100.000 USD teklifini futbolculara sunduk. Futbolcular bu rakamın 100.000 Euro olması gerektiğini ve 3 futbolcunun "maça asılmayız" teklifini Ali İpek’e tekrar sundum. Bu görüşmelerin tamamına Ali İpek ve Ümit Öndeş şahit olmuş, tüm görüşmeler Ali İpek’in evinde gerçekleşmiştir. Bu görüşmelere Sn. Mehmet Cayan ve birkaç yönetici de şahit olmuştur.

Ali İpek, "Yönetim kabul etti, ben parayı topluyorum, sen futbolculara kesin okey ver" demiş. Ben de bu sayede kendim bazı garantiler vermişimdir.

Ali İpek her fırsatta, "Sakın yönetimden kimseye rakamı bildirme, ben onlardan para alacağım ve ödemeleri yapacağım" demiştir. "Paramız hazır, hasılat toplanacak, belediyeden para gelecek, yönetim para vermiyor" gibi laflar etmiştir.

Malatya maçı içerisinde futbolcular gereğini yapmış fakat paralarını alamamıştır. Çek futbolcular kendi çabaları ile 4. yabancı Macar futbolcunun (Jozef Toth Balasz) da aklını çelmiş, maçtan 4 oyuncunun düşmesine ve Denizlispor’un rahatlamasına vesile olmuşlardır. Ali İpek beni, futbolcuları ve kendi yönetim kurulu arkadaşlarını oyuna getirmiştir.

Sonuç olarak: Prag şehrinde 12 yıldır konfeksiyon ile büyük cirolar ve temiz iş yapan bir ticaret adamı olarak ben ve kardeşlerim futbolcuların yolladığı mafya ile karşı karşıya kalmış pozisyondayız. Bu mağduriyetimiz maalesef Ali İpek’in Denizlispor için yaptırdıkları yüzünden olmuştur.

Futbolculara verilen para sözü yanında seneye transfer yaparız yalanları cabasıdır.

Bana maç öncesi telefon açan futbolcu ve menajerler, "para tamam mı?" dediğinde, Ali İpek’in garanti vermesi üzerine evet para bende demişimdir.

400.000 Euro toplam ödemeden 1 Euro dahi ödeme yapılmamıştır!

Bu konu ile ilgili futbolcu ve menajerler sürekli bizi rahatsız ettiği gibi, Türk TV kanallarını aramaktadır. Bu kanallarından Star TV muhabiri birisi sürekli bizi aramaktadır. Ali İpek bu konu ile ilgili benim telefonlarıma çıkmamış ve yardımcı olmamıştır. En son 08.06.2006 gecesi kendisine ulaşmış ve tarafından "Bir daha beni arama, benim verilecek param yok" demiştir.

Sizinle yaptığım görüşme sonrası, bu konu ile ilgili mağdur olan futbolcu, menajer ve benim yanımda aldatılmış olan Denizli yönetimi olduğu kanaatine vardım.

Öncelikle kendimi kurtarmak ve bu konunun kapanıp Denizlispor’a ve halkına zarar gelmemesi için bu ödemenin yapılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla
NOT=Eğer sizi tahrik ettiyse kusura bakmayın!
Kaynak=Fenerbahçe Resmi Taraftar Sitesi.

SaMaNYoLu
22.Temmuz.2006, 01:00
Batuhan1907 kardeş Başkanınız 6 hafta öncesını neden ıstemıyor? Bir düşün sonra yaz ;)

Universal
22.Temmuz.2006, 01:05
Ben sadece son 6 haftayı yazdım. :D

Sekopej
22.Temmuz.2006, 01:13
FB son 6 hafta incelensin dedi. başka rahatsız olan varsa onlar da şikayette bulunsun ne zamanı istiyorlarsa o zamanı inceletsinler...

SaMaNYoLu
22.Temmuz.2006, 01:28
FB son 6 hafta incelensin dedi. başka rahatsız olan varsa onlar da şikayette bulunsun ne zamanı istiyorlarsa o zamanı inceletsinler...

Fnerbahcenın 2 yıldır oynadıgı butun maçları ıncelesınler...

Universal
22.Temmuz.2006, 01:30
Oldu olacak 1907 den beri oynadığı maçları izletelim.

Sekopej
22.Temmuz.2006, 01:36
Fnerbahcenın 2 yıldır oynadıgı butun maçları ıncelesınler...

incelesinler kardeş. eğer şaibe olduğunu düşünüyolarsa incelesinler. neden kimse incelensin diye başvurmuyor. FB son 6 hafta şibe var incelensin dedi diğerleri de deseydi 2 seneyi inceleyin diye ama demediler....

miharbi
22.Temmuz.2006, 01:39
Ya ne oluyosa zaten hep MALATYASPOR çekiyor biz 1.Ligde ikende (eskiden 89 sezonları felan) yine bi FB-Denizli dayanışması ile düşürülmüştük şimdik yine bu denizli yaw adamların Allah belasını wersin daha bişe diyemicem bu söz tabiki şikeye karışanlara yanlış yere gitmesin.

Universal
22.Temmuz.2006, 01:43
Arkadaşlar bunlar lafla olmuyor eğer düşünen varsa inceletsin bu iş bu kadar. Böyle konuşmakla bişey olmaz haksızsam söyleyin. ;)

nart_susruko
22.Temmuz.2006, 02:53
incelesinler kardeş. eğer şaibe olduğunu düşünüyolarsa incelesinler. neden kimse incelensin diye başvurmuyor. FB son 6 hafta şibe var incelensin dedi diğerleri de deseydi 2 seneyi inceleyin diye ama demediler....
demediler, niye demediler çünkü olsada bişey çıkmayacağını biliyorlardı(demek istediğim bi sonuç alınmayacağını biliyorlardı) ondan sadece, yoksa o "son 6 hafta incelensin" diyen muhterem bey gibi diğerlerininde ağzı yok mu sanki..

bu son 6 hafta muhabbeti neden halaa uzuyor anlamıyorum valla,
peki neden o çok muhterem efendi neden çıkıpta denizli maçından önce böyle bi açıklamada bulunmuyor son 5 hafta incelensin demiyor çünkü ipler elinde puanlar eşit sen avantajlısın çıkıp yeneceğini zannediyorsun ama sonuç hüsran, ondan sonra çıkıyor "ligin son 6 haftası incelensin" yok yavv başka..

Burak Duran
22.Temmuz.2006, 11:03
bende nart gibi şunu anlamıyorum şampiyonluk gidene kadar bir şey yoktu şampiyonluk gitti inceleyin. bu şahıslar bjk-gs maçında şike ararken ( o maçta şike yapıldıysa helal olsun süper ayarlamışlar) kendi maçlarına hiç bakmayan. K.erciyes maçında gol yiyen erciyesli futbolcuların direkleri tekmeleyecek kadar hırs yaptıklarını gören bu insanlar neyin incelemesini istiyorlar? biz bu sene en az 5-6 maçımızı 90da attığımız gollerle yada herhalde bir 9-10 maçımızıda 70ten sonra atılan gollerle aldık veya puan çıkardık. böyle maçlarda şike arayanları ben anlayamıyorum bu insanların hiç aklı almıyor mu bi maçta şike varsa maç başı gol atılır 90 dakka kör dövüşü gibi top bi oraya bi buraya gider maç biter tutupta uzatmaların bitimine 20sn kala uzaktan atılan bir golle şike olmaz arkadaşlar ve fener başkanı. Ayrıca son 6 hafta incelensede bir şey çıkmayacak ondan sonra aziz yıldırımın açıklamalarını duyar gibiyim: Tarafsız bir inceleme değildi bazı kişi ve kurumların kanıtlanmış suçları hasır altı edildi. ve bu açıklamadan sonra ne olucak olaylar devam edicek ve ortalık iyice gerilcek. bu şike olaylarını iddia etmeden önce bi kendi maçlarında olanlarla bizim maçları karşılaştırıp bence öyle bazı iddialarda bulunsunlar

Universal
22.Temmuz.2006, 11:35
Fenerbahçe şike yaptıysa niye şampiyon olmadı bunu yanıtlayında o zaman Fenerbahçe niye şampiyon olmadığı belli olsun o zaman 28. haftadan önceki bütün maçlarını kazanması gerekirdi Fenerbahçenin eğer bir başkan çıkıp biz kupayı alacaz diye konuşuyor(%100 manasında) bundada bir iş vardır.

meddah
22.Temmuz.2006, 11:39
5-6 sene kadar önce Lig A'nın son haftasında Süper Lig'e çıkcak son takım olmaya aday iki takımdan Siirtspor, İzmirspor deplasmanındaydı. Siirt eğer bu maçta puan kaybetseydi, kendi evindeki maçı kazandığı takdirde bir alt basamaktaki Rizespor çıkacaktı.
İzmirspor 90 dakika direndi, maçı son saniyelere kadar 1-1 getirdi. Son saniyelerde İzmirspor kalecisi (Yanlış hatırlamıyorsam Eser) kendi kalesine gol attı ve Siirt maçı 2-1 kazandı.
Gol sonrası kaleciyi girdiği şoktan çıkarmak bir kaç dakika sürdü..

Demek istediğim, maç inceleyerek neyi nasıl ispatlayacaksınız? Cordoba bacak arasından gol yese, rakip forvete pas atsa ne olur? Türkiye'de oynadığı dönem boyunca bunları defalarca yapmadı mı?

Bir başka örnek de 10-15 sene öncesinden..
G.saray ve F.bahçe şampiyonluk için çekişirken, bitime iki hafta kala F.bahçe - Beşiktaş maçı vardı. Bugünkü gibi hatırlıyorum; Beşiktaşlı oyuncular maça asılmamak bir yana, Beşiktaş'ın golünü atan Nartallo'ya bile koşmamışlardı gol sonrası. Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren golde de kaleci Şener, Mecnun'un sol çaprazdan plasesinde aut çizgisinin dışına yatıp, sol tarafını yayla gibi açmıştı, daha Mecnun vurmadan..
Ha, sonunda ne oldu? Fenerbahçe bu maçı kazandı ama Galatasaray son hafta Bursaspor'u yenerek şampiyon oldu. Fenerbahçe de önce kazanamadığı Denizlispor maçına baksın..

Burak Duran
22.Temmuz.2006, 11:47
ya başkanlar çıkar açıklama yapar aziz yıldırımda diyordu 100% şampiyon olucaz gibisinden sene başında. biz niye son 6 haftada şike yaptık. İncelensin denilen son 6 hafta maçları: dbakır1 gs3 maçı şahsen stadta seyrettim daha maç başından geri düştük ama zorda olsa toparlanıp maçı aldık gs4 rize2 maç 2-1 ken rizenin direncini kıran hakanın gölüne kadar maç başabaştı. fener4-gs0 bu maçta iyi şike yapıp 4 tane yemişiz. gs4-anakarspor0 bu maçın böyle bitmesi gayet normal fener maçı sonrası af niteliğinde bir skor. bjk1-gs2 bu maçta şike arayanların aklında şüphe ederim. gs3-kayseri0 bu ligin son maçı herkesin aklı denizlideydi maçta üstün oyunumuzla maçı aldık.
işte şike aranan haftalar bunlar ha bu arada bu haftalardaki fener maçları fener3-sivas0 manisa5-fenere3 fener4-gs0 trabzon2-fener3 fener4-erciyes2 denizli1-fener1 biz 3 puan kaybederken siz 5 puan kaybettiniz ve bunun incelenmesini istiyorsunuz komik ya bence bütün lig incelensin o zaman en sağlıklısı olur

ibo
22.Temmuz.2006, 12:11
bu konuda bile herkes kendi takımını haklı çıkarmaya çalışıuyor. Biz Türkler olarak objektif olmayı öğrenmeliyiz başta. Ondan sonra İtalya da bak nasıl düşürüyorllar takımı ama burası TÜRKİYE burada olmaz..! diyoruz. bu kadar objektif olamayan bir millet olduğumuz için bizden 4 büyüklere hiç bir yaptırım yapılmayacağı da bir gerçek zaten...

Universal
22.Temmuz.2006, 12:17
Onun için en iyisi İtalyan Savcı getirelim. :D

Burak Duran
22.Temmuz.2006, 12:27
4 büyükler düşürülürse bu ligi kimse izlemezde ondan al işte italyada 3 takım düştü 1i -15le başlıcak bu takımların 3ü ilk 4te bitirdi ligi. buna rağmen kalan takımlar roma inter gibi köklü kulüpler hala var ama bizde kimle oynanıcak lig antep,gençler,ankarasporla mı işte bu yüzden küme düşürülmez hiç kimse

Universal
22.Temmuz.2006, 12:30
Türkiye'de 4 büyükler düşerse Federasyon maddi açından biter ülke için büyük kayıp olur bu takımların ödediği vergiyi kim ödüyor şahsen bu takımlar olmasa ben FM bile oynamam.

FeYYaz1989
22.Temmuz.2006, 15:34
Şu anki -Buraya dikkat-Futbol Federasyonu asbaşkanı M.Kemal Ünsal ve merkez hakem komitesi eski başkanı Bülent Yavuz'un eski Samsunspor başkanı Adnan Ölmez ile 31. haftadaki Ankaragücü - Samsunspor maçı için şike pazarlığı yaptığı ortaya çıktı(Ankaragücü Adına).
Adnan Ölmez'in ''daha sonra bu ortaya çıkarsa diye korkmuyormusun?'' sorusuna Mehmet Kemal Ünsal'ın verdiği cevap''bana bir şey olmaz,herkes yapıyor oluyor''

Hemen benim mesajımın üstündeki iki yorum bakalım,

batuhan1907@Türkiye'de 4 büyükler düşerse Federasyon maddi açından biter ülke için büyük kayıp olur bu takımların ödediği vergiyi kim ödüyor şahsen bu takımlar olmasa ben FM bile oynamam.

hurmet@4 büyükler düşürülürse bu ligi kimse izlemezde ondan al işte italyada 3 takım düştü 1i -15le başlıcak bu takımların 3ü ilk 4te bitirdi ligi. buna rağmen kalan takımlar roma inter gibi köklü kulüpler hala var ama bizde kimle oynanıcak lig antep,gençler,ankarasporla mı işte bu yüzden küme düşürülmez hiç kimse

Şimdi bakalım önce şike pazarlığına sonrada yorumlara.Belki arkadaşlar haklı ama böyle bir durumda kimse kimseyi kandırmasın.Bu ülkede şike olmuşturda olacaktırda.Zaten engellemek isteyen çok ufak bir azınlık var.Kimse kendi takımının şike yaptığını zaten kabul etmiyor.
Şimdi soruyorum,sizce bu ülkede şike engellenebilirmi?

nart_susruko
22.Temmuz.2006, 16:08
cevap açık ve net bir şekilde "hayır" ama madem bi taraf diğer tarafın şike yaptığını söylüyor, neden kendileri çıkıp araştırmıyor madem biliniyor oluşturulacak bi komisyonun araştırmasından bişey çıkmayacak, araştırsın o zaman çıkarsın ne var ne yoksa, ama öyle sırf ben söyliyeyimde sonrası nolur orası beni hiç ilgilendirmez mantığı olduğu sürece zaten bişey olmaz, olmayacakta..

Vieri
22.Temmuz.2006, 16:14
eğer şike varsa vereceksin cezasını bir daha yapıyorlar mı bakalım. böyle birşey olursa ses getirir tamam ama hem suçlu hem güçlü misali kimse düşüremez diyoruz çünkü bu kadar cesaretli bir devlet adamı varmı bilmiyoruz.. kim şike yaptıysa gereken cezayı çeksin.. türk futbolu bu kara lekeyle devam etmektense hiç devam etmesin daha iyi..

Sekopej
22.Temmuz.2006, 17:33
son 6 hafta dedi çünkü diyarbakır maçı neden izmir'e verildi. hem diyarbakırın seyircisiz oynaması gerekirken saha kapatma verildi. tamam olabilir ama diyarbakırın bir isteği olmamasına rağmen maç niye izmir'de oynandı. Maltya'da Antep'te Kayseride oynanabilirdi ama İzmir'de oynandı. İzmir'in süper ligde takımı yoktu ve buraya gelecek herhangi bir üç büyüklerin maçında stad rahatlıkla doldurulabilirdi. İzmir'de maça gidebilecek ne kadar Diyarbakırlı var ki? bu maçta sanki GS evinde oynuyormuş gibiydi.

Gelelim 1 hafta sonraya. Fenerbahçe Manisa ile oynuyor ve Manisa o haftaya kadar 3 büyüklerle olan maçlarını İzmir'de oynama kararı alıyor. FB maçını da İzmir'de oynamak istediğini federasyona bildiriyor. Hem futbolda ADALET ve EŞİTLİK için hem de daha çok seyirci ve dolayısıyla daha çok gelir için. Ama nedense 2 takımında öncelikle ev sahibi takımın istediği yine federasyon tarafından dikkate alınmıyor ve maç Manisa'da oynanıyor. Maçı FB'nin ne şartta olursa olsun kazanması lazımdı ama GS ile İzmir'de oynandıktan sonra FB ile de İzmir'de oynanması gerekirdi.

Ayrıca bu maç öncesi Telegol programı tarafından ortaya atılan şikeci TD haberleri(dün gibi hatırlıyorum 2 hafta tanıtımını yaptılar, yüzünü kapatıp kim bu şikeci diye sordular) Ersun Yanal'In FBli olduğu ve mu maçı vereceği imaları Ersun hocada da hırs yaptı. o gece yayımlanması gereken kaseti de Serhat Ulueren bu gece yeri değil bu kasetin şimdilik yayımlamayacağım dedi. Ersun Yanal'a üstü kapalı yaptığı tehtid gerçekleşmiş ve Ersun Hoca da bu kaset yayımlanmasın diye maçı kazanmak için yapacaklarının daha da fazlasını yaparak maçı kazandı.(tekrar söylüyorum tüm bunlara rağmen FB'nin yine de maçı kazanması gerekiyordu)

Manisa maçında çıkan olaylar. Manisa emniyeti gerekli önlemleri almıştı ama maç öncesi onlar da federsyona maçın izmir'de oynanmasını yeterli güvenliği sağlayamayacaklarını bildirmişlerdi. ve maç esnasında olaylar çıktı. polis bunu engelleyemediği için olaylar büyüdü ve Türkiye tarihinde görülmeyecek bir şekilde deplasmanda olan mağdur olan FB ye seyrcisiz oynama cezası verildi.

Diyarbakır'da koltuklar havada uçarken, sahada çimden çok koltuk bulunurken saha kapatma veriliyor ve maç diyarbakır'a yakın bir yerde değil İzmir de oynanıyor FB ye ise seyircisiz oynama veriliyor???

Aynı hafta oynanacak olan BJK-GS maçı öncesi iki tarafta biz şunların şampiyon olmasını istiyoruz, bunlar kupayı alsın diye açıklama yapıyor. yöneticiler maç öncesi yemekler yiyor(tabi ki yiyebilir arkadaşştırlar ama böyle bir ortamda yapmamaları gerekirdi. bence bunu yapmalarının nedeni -ki bunu da söylediler- biz maçı ayarlayacak olsak neden herkesin önünde yiyelim gizlice konuşurduk diyerek siz maçı ayarladınız söylentilerinin önüne geçmekti.
maçta şaibe var mıydı yokmuydu bunu onuşmak istemiyorum ama benim 1 olay dikkatimi çekti. maçın sonlarına doğru BJK atağa çıkıyor yanılmıyorsam 3'e 2 yakalıyorlar GS defansını. Sergen ayağındaki topu sağ kulavardan hızlıca gelen Ali Güneş ya da A. Hassan a verse kaleciyle karşı karşıya kalacak ama sergen napıyor topa basıyor etrafına bakıyor, yani sağdan gelen adamı görüyor ve 180 derece geriye dönerek topu orta sahadaki arkadaşına yolluyor...

Gelelim son dakika atılan gollere FB de son iki sezonda son dakika bir sürü gol attı. hatta bu sene GS'nin attığından daha fazlasını attı. ama hala son iki sezon FB şike yaptı da şampiyon oldu diyorsunuz. son dakikalarda gol atmak şike sayılmadığına göre FB son iki sezonda bileğinin hakkıyla Şampiyon olmuştur.

Ayrıca FB 28 haftayı ayarlasa o zaman 30. haftadan şampiyon olması gerekirdi. Çünkü hiç bir derbi kaybetmedi sadece anadolu takımlarına kaybetti ee zatan anadolu takımlarını ayarlamıyor mu FB? neden hepsini kazanmadı?

Ayrıca Anelka'nın elle attığı gol diye kaldı orada eğer dikkatli izlediyseniz Anelka'nıntopa bir müdahelesi yok Anelka'nın müdahelesi kaleciye, kalecinin eline. yani Anelka orda kaleciye faul yapıyor kelci detopu elinden kaçırıp golü yiyor. Lütfen bilmeden elle attı diye sallamayalım....

Benim aklıma son 6 hafta dendiğinde fazla kafa yormadan sadece yaşanan olaylara göre bunlar geliyor. Ve her FB linin de aklına bunların geldiğinden eminim. Aziz Yıldırım'ın da aklına bunlar geldiği için son 6 hafta incelensin demiştir. Çünkü olayların başlangıç noktası Diyarbakır maçıdır.


Bunlar benim şahsi görüşlerimdir ve kimsenin katılmasını ya da desteklemesini beklemiyorum. Bu nedenle tartışma çıksın da istemiyorum. Görüşlerime saygı duyulmasını ve itirazınız varsa medeni bir çerçeve içersinde tartışmayı sürdürmemizi istiyorum.

Son olarak eğer bu ülkede şike yapan varsa(ki bu güne kadar teşvik primi konuşuldu alenen şike olayı pek fazla değil, bence federasyonun ya da devletin teşvik primini şikeden sayıp saymayacağına karar vermesi gerekir) en ağır cezayı almalı ve gerekirse ligden düşürülmeli. Altay'ın ligden düştğü sene Şike Tahkik Komisyonu kuruldu ve şike yapıldığını da kanıtladı. Biz Altay'In tekrardan Süper Lige yükseltilmesini veya tazminat almasını beklerken dosya bir anda kapatıldı Altay ikinci ligde kaldı. Ama ilerleyen senelerde önce Bursa ardından da İstanbulspor 2. lige düştü ve hak yerini buldu....

Okuduğunuz için Teşekkürler ve Saygılar....

meddah
22.Temmuz.2006, 17:46
Uzun ve güzel olmuş da.. Ben hala derdimi anlatamamaktan muzdaribim..

Şike tahkik komisyonu kuruldu evet, ve şikeyi tespit de etti. Bu tespit de, bugün İtalya'da devasa takımların küme düşmesine sebebiyet veren tespit yöntemiyle aynıydı; telefon görüşmeleri vs.. Ama o noktada cesaret devreye girdiği, daha doğrusu giremediği için arkası gelmiyor işte..

Bunun haricinde maç izleyerek şike tespit etmek mümkün ve ahlaki değildir. Kaleci gol yedi diye, Sergen pas vermedi geri döndü diye şike tespit edilemez; Cordoba normal bir maçta da 90. dakikada gol yiyebilir, Sergen normal bir maçta da kendi etrafında dönebilir, bunlar olağan şeyler..
Ha, evet, bilerek yapmış olabilirler, mümkündür ama bunu ispat edemez, bu yüzden inceleme yapamazsınız..

Universal
22.Temmuz.2006, 17:51
Sekopej çok güzel yazmışsın tebrikler.

Sekopej
22.Temmuz.2006, 17:58
ben zaten cordoba konusunda yorum yapmadım. Çünkü onu biliyoruz kaç senedir bu ülkede top oynuyor. Sergen de sadece dikkatemi çekti. Bize de İtalyadaki gibi bir savcı lazım. Öncelikle Bakanımızın da dün belirttiği gibi Spor Mahkemelerinin kurulması lazım. Eğer işin içine devlet ve mahkemeler girerse bu olaylar kapatılamaz.

Bir Diyarbakır Malatya maçı vardı. 1-1 bitmişti galiba. Maçın hakemi Ali Aydın maçta birşeyler olduğunu anladım ama yapacak bir şeyim yoktu diye açıklama yaptı. Zaten 2 taraf anlaştıysa bunu telefon kaydı belge olmadan ispatlamazsın sadece maçı izleyerek.

Avrupa Şampiyonası'nda gördük İsveç maçı 2-2 biterse 2 takımda tur atlıyordu. bir maçın 2-2 bitme olasılığı nedir? Ama maç 2-2 bitti ve ikisi de tur atladı. Herkes konuştu anlaştılar diye ama elde belge olmadığı için ispatlanamadı.

Son olarak bizde de İtalya'daki gibi adalete inanan ve adil olabilen bir savcı veya hakim lazım veya Federasyon yetkilisi...

nart_susruko
22.Temmuz.2006, 18:05
Ersun Hoca da bu kaset yayımlanmasın diye maçı kazanmak için yapacaklarının daha da fazlasını yaparak maçı kazandı.(tekrar söylüyorum tüm bunlara rağmen FB'nin yine de maçı kazanması gerekiyordu)
Eee abi o zaman desinler adama böyle birşey yayınlarız bak desinler, o zaman bütün maçlarını kazansın ersun yanalın takımı şampiyon olsun böyle bi mantık var mı ya..


Aynı hafta oynanacak olan BJK-GS maçı öncesi iki tarafta biz şunların şampiyon olmasını istiyoruz, bunlar kupayı alsın diye açıklama yapıyor. yöneticiler maç öncesi yemekler yiyor(tabi ki yiyebilir arkadaşştırlar ama böyle bir ortamda yapmamaları gerekirdi. bence bunu yapmalarının nedeni -ki bunu da söylediler- biz maçı ayarlayacak olsak neden herkesin önünde yiyelim gizlice konuşurduk diyerek siz maçı ayarladınız söylentilerinin önüne geçmekti.
maçta şaibe var mıydı yokmuydu bunu onuşmak istemiyorum ama benim 1 olay dikkatimi çekti. maçın sonlarına doğru BJK atağa çıkıyor yanılmıyorsam 3'e 2 yakalıyorlar GS defansını. Sergen ayağındaki topu sağ kulavardan hızlıca gelen Ali Güneş ya da A. Hassan a verse kaleciyle karşı karşıya kalacak ama sergen napıyor topa basıyor etrafına bakıyor, yani sağdan gelen adamı görüyor ve 180 derece geriye dönerek topu orta sahadaki arkadaşına yolluyor...
adamlar boş kaleye 6 pasın içinden kaçırıyor senin bahsettiğin pozisyona bak Allah aşkına, ondan mı golden sonra cordobaya kızdılar desem şimdi dersinki o da oyunun bi parçası anlaşılmasın diye yaptılar..


Ayrıca Anelka'nın elle attığı gol diye kaldı orada eğer dikkatli izlediyseniz Anelka'nıntopa bir müdahelesi yok Anelka'nın müdahelesi kaleciye, kalecinin eline. yani Anelka orda kaleciye faul yapıyor kelci detopu elinden kaçırıp golü yiyor. Lütfen bilmeden elle attı diye sallamayalım....
sende aynı pozisyonu izliyorsun bizde aynı pozisyonu izliyoruz arkadaşım, senin yorumun nasılsa bizimkide aynı biz sallıyorsak kusura bakmada sende sallıyorsun bu pozisyona bari bişey deme, Allahtan nobre ye hiç girmedin el-samsun maçı penaltı, neyse onada bişey bulursunuz, keremin rüzgarı filan dersiniz artık.. el ede ne dersiniz bilemiyorum..

şunu merak ediyorum, eğer fb son maçında denizliyi yenseydi, o çok muhterem başkan çıkıpta bunları söyler miydi ya da istifa edip görevine geri döner miydi???

Burak Duran
22.Temmuz.2006, 18:16
fenerin son iki yılki şampiyonlukları şike demedim ki ben bu 1.
2.si gs maçı izmirdeydi tribümler full çekmedi çekemedi bilet fiyatkarı 45 ytl ve kapalının karşısındaki açık dbakırlılarındaı kapalı 80 ytlydi 2 kale arkasından biri doldu kapalınında yarısı 10bin kişi var yada yoktu. izmirdeki dbakırlı sayısının en az benim kadar bilmen gerekir serkan.
manisa maçı manisa yönetiminin isteği ile izmirde oynanıyordu fener maçında manisada oynamak isterse buna kimse birşey diyemezdi ve adamlar orda oynamak istedi.
Senin atağa çıkarken geri dönme pas vermeme olaylarına girersek hasan şaş her maçı satmış olur bu kadar basit şeylere şike dersek vay halimize bence yanlış anlama ama çok komik bir yaklaşım şampiyonluğa çamur atmak için yapılmış bariz bir saçmalama örneği. (bunu bir çokfener sitesinde yazanlara diyorum)

şimdi fenerin lehine yapılmış hataları ben yazıp yayınlamıştım ama tartışma çıktı diye konuyu kapattılar. fenere yaklaşık hakem hatalarıyla gelen puan sayısı 10nun üstünde bunlara sadece hata derken bizimkiler şike oluyor.
şikeden takım bu ülkede düşmez hele hele 4 büyükler asla

Sekopej
22.Temmuz.2006, 18:30
Eee abi o zaman desinler adama böyle birşey yayınlarız bak desinler, o zaman bütün maçlarını kazansın ersun yanalın takımı şampiyon olsun böyle bi mantık var mı ya..

adamın derdi Ersun Yanal ve Fenerbahçe niye diğer takımlar için böyle birşey yapsın. Eğer o kaset programda yayımlansaydı benim de diyecek bir şeyim yoktu. ama bari lig bittikten sonra yayımla böyle bir şey varsa elinde ama yapmadı yayınlamadı hiç bir zaman 2 hafta reklemlarda keset döndü ama sonuç yok...


adamlar boş kaleye 6 pasın içinden kaçırıyor senin bahsettiğin pozisyona bak Allah aşkına, ondan mı golden sonra cordobaya kızdılar desem şimdi dersinki o da oyunun bi parçası anlaşılmasın diye yaptılar..

Ben Cordoba'nın hareketi hakkında birşey demedim, maç şaibeli de demedim. Sergen gibi zeki bir futbolcu neden bunu yaptı dedim, sadece merak ama art niyetli olmayabilir o zaman ben Sergen'den özür diliyorum...



sende aynı pozisyonu izliyorsun bizde aynı pozisyonu izliyoruz arkadaşım, senin yorumun nasılsa bizimkide aynı biz sallıyorsak kusura bakmada sende sallıyorsun bu pozisyona bari bişey deme, Allahtan nobre ye hiç girmedin el-samsun maçı penaltı, neyse onada bişey bulursunuz, keremin rüzgarı filan dersiniz artık.. el ede ne dersiniz bilemiyorum..

Nobreye hiç girmedim çünkü Nobre'nin hareketlerini ben de tasvip etmiyordum. Samsun maçında yaptığı da zaten affedilir gibi değil. Fenerbahçe o dakikaya kadar üstün oynayan taraf gol pozisyonlarına giren taraf ve maçı kazanması da %90 ihtimal. Ama nobrenin hareketiyle FB o maçı haksz kazandı yorumu yapıldı. doğrudur ama maç 11 e 11 de olsa FB zaten o maçı kazanırdı. Nobre rize maçında elle aldı, napıyım adamın yapısı bu benimle maçları izleyen arkadaşlarım bilir oturduğumuz yerde sinir oluyorduk yapma böyle hareketler diye Nobre'ye.

Anelkanın golüne gelince öncelikle şunu belirteyim sallamayın derken sizleri kırdıysam özür dilerim. Ben gol nizamiydi demiyorum sadece elle atılan bir gol değil Anelka'nın kaleciye faulü vardı diyorum. Yani elle atılan gol olarak kalmasın hafızalarda diye ama görüyorum ki öyle kalmış...
[/QUOTE]



şunu merak ediyorum, eğer fb son maçında denizliyi yenseydi, o çok muhterem başkan çıkıpta bunları söyler miydi ya da istifa edip görevine geri döner miydi???

muhtemelen bunları söylemeyecekti tıpkı şimdi şampiyon olan GS nin neden sadece son 6 haftayı diyor önceki maçlar da incelenmeli deyip bu konu hakkında resmi bir müracaat veye açıklama yapmadığı gibi...

dnz498
22.Temmuz.2006, 18:33
çok polemik olucak yayınlamayım dedim ama iş ciddern çığrından çıktı eğer elinde benim takımım böyle haksız yere aldığı puanı kanıtlayan bir belge olan varsa açıklasın


**********

yazılı olan kırıcı ya da incitici kelimeler için şimdiden özür dilerim ama ben hazırlamadım bilginize



Edit:
Link silinmiştir..

Sekopej
22.Temmuz.2006, 18:44
fenerin son iki yılki şampiyonlukları şike demedim ki ben bu 1.
2.si gs maçı izmirdeydi tribümler full çekmedi çekemedi bilet fiyatkarı 45 ytl ve kapalının karşısındaki açık dbakırlılarındaı kapalı 80 ytlydi 2 kale arkasından biri doldu kapalınında yarısı 10bin kişi var yada yoktu. izmirdeki dbakırlı sayısının en az benim kadar bilmen gerekir serkan.
manisa maçı manisa yönetiminin isteği ile izmirde oynanıyordu fener maçında manisada oynamak isterse buna kimse birşey diyemezdi ve adamlar orda oynamak istedi.
Senin atağa çıkarken geri dönme pas vermeme olaylarına girersek hasan şaş her maçı satmış olur bu kadar basit şeylere şike dersek vay halimize bence yanlış anlama ama çok komik bir yaklaşım şampiyonluğa çamur atmak için yapılmış bariz bir saçmalama örneği. (bunu bir çokfener sitesinde yazanlara diyorum)

şimdi fenerin lehine yapılmış hataları ben yazıp yayınlamıştım ama tartışma çıktı diye konuyu kapattılar. fenere yaklaşık hakem hatalarıyla gelen puan sayısı 10nun üstünde bunlara sadece hata derken bizimkiler şike oluyor.
şikeden takım bu ülkede düşmez hele hele 4 büyükler asla


İzmir'deki Diyarbakırlıları biliyorum fakat bu fiyatlara maça gidebilirler mi onu bilmiyorum. ayrıca stad ne kadar dolmasa da dolu olan kısmın %90 GS ydi bence. TVden gördüğüm kadarıyla maça gimedim sen gittiğin için daha iyi bilirsin tabi.

Bu konuda da tartışıyoruz ama zararlı görüyorsanız konuyu kapatırsınız buna yetkiniz var...

Sergen olayını tekrarlıyorum şike yaptı demiyorum bu kadar zeki bir adam neden ileri yerine geriyi düşündü merak ediyorum. Belki yorgunluğun etkisiyle düşünememiş olabilir...

GS şikeyle şampiyon oldu da demiyorum. FB son maçı kazanıp şampiyon olsaydı da GS tarihinin en yüksek puanlı ligini yaşamış olacaktı...

ben manisalı yöneticilerin maçı İzmir'de oynayalım diye federasyona başvurduklarını biliyorum, gazetelerden takip ettiğim kadarıyla...

Son olarak ben şampiyonluğa çamur atmıyorum sadece neden Aziz Yıldırım son 6 haftaya itiraz ediyor sorusunun cevabı olarak son 6 haftada olan olaylardan aklıma gelenleri yazdım. buu için itiraz ediyor diye...

ben GS ye karşı yapılan hakem hatalarına şike demiyorum bu ülkede hatalar hep vardı ve belli dönemlerde değişik takımlara karşı. GS 4 sene üst üste şampiyon olurken FB başta olmak üzere neden hakem hataları hep GS lehine oluyor diye itiraz etmiyorlar mıydı? veya 100. yılında BJK de. tamam takım iyiydi kazanıyordu ama hakemler de bu maçlarda hata yapıyorlardı. şimdi son 3 sezonda da FB iyi takımı var oynuyor kazanıyor ve maçlarda hakem hataları da oluyor. buna da GS başta olmak üzere diğer takımlar itiraz ediyor.

Sonuç olarak bu ülkede belli bir düzen var ve bu düzenin değişmesi için yürekli, adaletli yöneticiler lazım.
son dediğin cümleye de katılıyorum bu ülkede 4 büyükleri hiç bir güç düşüremez....

nart_susruko
22.Temmuz.2006, 18:44
muhtemelen bunları söylemeyecekti tıpkı şimdi şampiyon olan GS nin neden sadece son 6 haftayı diyor önceki maçlar da incelenmeli deyip bu konu hakkında resmi bir müracaat veye açıklama yapmadığı gibi...
yorumların için teşekkür ediyorum öncelikle, anelka meselesinde kırgınlık olacak bi durum yok zaten ;;)
emin ol biz şampiyon olmasakta böyle bişey yapılmaz, denilmezdi yani.. kayseri maçı olduğu günkü Sami Yende ki manzaradan bahsetmeye gerek yok, takım-taraftar-bütün camia şampiyon olunmasada orada sonuna kadar şampiyon olmuşcasına desteklenecekti ki öyle de oldu zaten şampiyonluğu garantilediğimiz ana kadar, sonrası malum..

sonuç olarak şunu söyliyebilirim,şike konusunda araştırma olsada bişey çıkmayacağında hemfikiriz sadece ufak bikaç fark var görüşlerimizde o da sempatizanlıktan kaynaklanıyor ve geçecek gibi birşeyde değil galiba:D

neyse bu mesele bitmez valla ne kadar konuşsakta, kusur ettikse affola, saygılar..

Sekopej
22.Temmuz.2006, 18:48
çok polemik olucak yayınlamayım dedim ama iş ciddern çığrından çıktı eğer elinde benim takımım böyle haksız yere aldığı puanı kanıtlayan bir belge olan varsa açıklasın


*********

yazılı olan kırıcı ya da incitici kelimeler için şimdiden özür dilerim ama ben hazırlamadım bilginize

ben rakip takım hangi maçı hakemle almış nasıl almış bunla uğraşmadığım için elimde böyle bir belge yok. olan varsa yayınlasın. (not olarak resimde de görülüyor ki anelkanın müdahelesi özdenin ellerine topa değil:))


yorumların için teşekkür ediyorum öncelikle, anelka meselesinde kırgınlık olacak bi durum yok zaten ;;)
emin ol biz şampiyon olmasakta böyle bişey yapılmaz, denilmezdi yani.. kayseri maçı olduğu günkü Sami Yende ki manzaradan bahsetmeye gerek yok, takım-taraftar-bütün camia şampiyon olunmasada orada sonuna kadar şampiyon olmuşcasına desteklenecekti ki öyle de oldu zaten şampiyonluğu garantilediğimiz ana kadar, sonrası malum..

sonuç olarak şunu söyliyebilirim,şike konusunda araştırma olsada bişey çıkmayacağında hemfikiriz sadece ufak bikaç fark var görüşlerimizde o da sempatizanlıktan kaynaklanıyor ve geçecek gibi birşeyde değil galiba:D

neyse bu mesele bitmez valla ne kadar konuşsakta, kusur ettikse affola, saygılar..


ben de böyle düşündüğün için teşekkür ediyorum yanlış anşılmak istemem:)
evet haklısın ne kadar haksız olduğumuz konu da olsa taraftarlık psikolojisiyle olaya objektif bakamıyoruz.

bu konu hakkında ilk yazıyı yazdığım için eğer kırdıklarım varsa özür dilerim. sonuçta olay şike konusuydu ve her yerde olduğu gibi FB-GS kavgasına doğru gidiyor. konuya şike üzerinden devam edelim, ve hepimizin ortak fikri de bu ülkede şikeden dolayı kimse ceza alamaz galiba....

Universal
22.Temmuz.2006, 18:55
Bir ulusal gazeteye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi M. Kemal Ünsal'ın ligin 31. haftasında oynanacak olan Ankaragücü maçının Samsunspor'un galibiyeti şeklinde ayarlanmasını para karşılığında teklif ettiğini iddia eden Samsunspor eski Başkanı Adnan Ölmez, yaşananların gerçek olduğunu ve Türk futbolunun bataklık içerisinde yer aldığını söyledi.

Açıklamasının gerçeği yansıttığını söyleyen Ölmez, bu kirli sektöre daha fazla dayanamadığı için istifa ettiğini belirterek, "Ankaragücü'nde daha önce görevli olan Kemal Ünsal ile böyle bir diyalog aramızda geçti. Gerçekten, o günkü görüşmeden ve yaptığım işten utandım. O anki konumumdan, kulüp başkanlığımdan, böyle bir ortamda bulunmaktan utandım. Gerçekten çok utanç verici bir şey. Maalesef, bu işin içinde bunlar var. Bütün organizasyonu Mehmet Kemal Ünsal'ın yaptığını hissettim, gördüm. Bülent Yavuz hiçbir şekilde para pazarlığı içinde olmadı, o ortamın içinde oldu. Kendisi direkt bir talepte bulunmadı. Mehmet Kemal Ünsal söyledi. Bülent Yavuz benden direkt para istememiştir. Mehmet Kemal Ünsal, Bülent beyin adına da, kendi kulübü adına da, futbolcuları adına da para taleinde bulundu" dedi.

Tepeden tırnağa bütün kurumların gözden geçirilmesi gerektiğini, bu sistemle Türk futbolunun Edirne'den öteye asla geçemeyeceğini ileri süren Adnan Ölmez, "Bu kadar büyük paraların olduğu yerde, bu kadar zayıf denetimler, zayıf organizasyon asla başarılı olamazlar. Burada kişilerden ziyade sistemi ele almak lazım. Sistem doğru çalışmıyor. Sistemin çalışmadığı yerde bu tür sıkıntılar olacaktır. Sistemi yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Bu sistemle Türk Futbolu Edirme'den öteye asla geçemez. Bu yürek isteyen bir iş. Bir an önce el atılması lazım. Bir yerden başlanmalı. Çok geç kalındığı kanaatindeyim. Bu bataklığın içinde Türk futbolu biraz daha aşağıya doğru batacaktır" diye konuştu.

dnz498
22.Temmuz.2006, 18:55
ben rakip takım hangi maçı hakemle almış nasıl almış bunla uğraşmadığım için elimde böyle bir belge yok. olan varsa yayınlasın. (not olarak resimde de görülüyor ki anelkanın müdahelesi özdenin ellerine topa değil:))

dikkatli bakarsan orada topun özden'in ellerine ulaşamadan arada bir eldiven görürsün ama neyse nart_susruko haklı bu işin sonu yok sende şimdi haklı olarak eskiden dem vurup 8-0'lardan sözedersin o zamanda ben susarım :D yalnız olmadık ithamlarda bulunmasın kimse Kişi konuşurken önce kendisinin fanatikliği kadar karşısındakininde fanatikliğini düşünsün birde olanları kabullenmeyi bilsin yetecektir

perpetua
22.Temmuz.2006, 19:49
Gelelim 1 hafta sonraya. Fenerbahçe Manisa ile oynuyor ve Manisa o haftaya kadar 3 büyüklerle olan maçlarını İzmir'de oynama kararı alıyor. FB maçını da İzmir'de oynamak istediğini federasyona bildiriyor. Hem futbolda ADALET ve EŞİTLİK için hem de daha çok seyirci ve dolayısıyla daha çok gelir için. Ama nedense 2 takımında öncelikle ev sahibi takımın istediği yine federasyon tarafından dikkate alınmıyor ve maç Manisa'da oynanıyor. Maçı FB'nin ne şartta olursa olsun kazanması lazımdı ama GS ile İzmir'de oynandıktan sonra FB ile de İzmir'de oynanması gerekirdi.


Bu konuda biraz daha dikkatli olmak gerekli. Galatasaray Manisa ile ilk devrede deplasmanda oynadi. Manisa stadi ilk devrenin buyuk bir bolumu bakim altinda oldugu icin evindeki maclari Izmir'de oynuyordu. Hatta Ankaragucu, Gaziantep ve Galatasaray maclarinin hepsi Izmir'de oynandi. Manisa evinde 8. haftada Kayseri Erciyesspor ile oynadi ve 0-2 maglup oldu. Manisa'nin stadinin bakimda oldugu, ve 8-10. haftaya yetisecegi konusunda sezon basinda haberler cikmisti zaten. Gazete arsivlerinde bunu gormek mumkundur.

Ikinci devrenin sonunda evinde Fenerbahce ile karsilasan Manisa, normal olarak daha yuksek hasilat yakalayabilmek icin Izmir'de oynamak istedi. Bu yonde de federasyon'a istekte bulundu.

Besiktas, Manisa'da 32. haftada, yani Manisa'nin Fenerbahce'yi yendigi mactan 2 hafta sonra oynadi.

Fikstur'e goz atabilirsiniz (http://www.turkfutbolu.net/2005-06/2005-06fikstur.html)

Diyelim ki simdi Manisa degilde Galatasaray, Fenerbahce macindan daha fazla para kazanmak icin Ali Sami Yen'de degil de Olimpiyat stadinda oynamak istedi. Buna federasyon izin verse, bir cik kisi cikip, bunu Galatasaray daha fazla para kazanmak icin yapti, boyle bir seye nasil izin verilir diyecek. Yarin, Rizespor, Fenerbahce macini Avni Aker'de oynamak isteyecek. Antalya, Izmir'de oynamak isteyecek.

Yani eger Manisa'nin Fenerbahce macini Izmir'de oynamasina izin verilse, takimlar 3 buyuklerin daha buyuk taraftar kitlesinden yararlanmak icin derbileri buyuk sehirlerin statlarinda oynamak isteyecek. Boyle bir seye izin vermek, boyle bir izinin kayitlara gecmesine izin vermek ne kadar dogru olurdu?

Ama birileri arastirmadan, sadece olay cikartmak icin bu iddialari ortaya atiyor, ve yine arastirmayi adet edinmemis insanlar bunun hakkinda gorevini dogru yapmis kisileri bile elestirebiliyor...

Manisa, bir kac hafta once Galatasaray karsisinda nasil futbol oynadi burada hepimiz gorduk. Manisa'nin hucum oynayan takimlara karsi ne kadar cok pozisyon bulabildigine sahit olduk. Ama belli ki Daum buna sahit olmamisti. Galatasaray karsisinda cok iyi oynayan Manisa, uzaktan Volkan ve Song'un sutlari gol omasa Galatasaray ile en azindan berabere kalirdi Ali Sami Yen'de.

meddah
22.Temmuz.2006, 19:51
Yukarda verilen dosya linki silinmiştir..

Böyle ifadelerin forumda kullanılmasına izin vermiyorsak, verilen linklerde ve bu linklerden indirilen dosyalarda da kullanılmasına izin veremeyiz..

Sekopej
22.Temmuz.2006, 21:49
Evet ben biliyorum Manisa'nın ilk maçlarını İzmir'de oynadığını sahasının bakımda olduğundan dolayı. Fakat aynı Manisa eşitlik ve adalet olması açısından 4 büyüklerle İzmir'de oynamak istemişti. Tabi FB nin maçı Manisa'da da olsa kazanması gerekiyordu. O gün de kazanacak bir futbol oynamadılar. 32. Hafta maçı da Manisa oynandı çünkü FB ile Manisa'da oynadıktan sonra BJK ile İzmir'de oynamak olmazdı...

Universal
23.Temmuz.2006, 13:19
İtalya'da şike skandalının ortaya çıkmasına yol açan hakem yöneticisi - kulüp idarecisi, hakem - hakem yöneticisi ilişkilerinin Türkiye'deki çar***ı örneklerine, FIFA kokartlı eski hakem Oğuz Sarvan'ın açıklamaları da ışık tutuyor.

Her gün yeni bir şike ve bahis iddiasının ortaya atıldığı ortamda hangi hakemin hangi maç için pazarlık yaptığını, hangi kurul üyesinin maçın devre arasında hakemi arayarak talimat verdiğini, hangi gözlemcinin soyunma odasına inerek üst düzey bir federasyon yöneticinin "küfürlerini" ilettiğini, hangi organize suç örgütü liderinin il dernek seçimine çelenk gönderdiğini, aktif hakemliği sürerken ikinci ligde maç bağlantısı yapan hakemin kim olduğunu hayretler içinde okuyacağınız bu yazıya konu olan şahıslar, Türk Ceza Kanunu gereği isim ve soyadlarının başharfi konularak anılacaktır.

Gündeme getirdiği olayların sonuna kadar arkasında duracağını ve başta Devlet Bakanı Mahmet Ali Şahin ile Cumhuriyet savcıları olmak üzere mahkemelerde de aynı ifadeleri tekrarlayacağını söyleyen FIFA kokartlı eski hakem, "İtalya'da düğüm hakem yöneticilerinin kulüplerle diyaloğu sonucu çözüldü. Türkiye'de kanayan yara hakem camiasıdır. Burada töhmet altında kalan onlarca insan var. Soruşturulduğu takdirde çürük elmalar ayıklanacak ve camianın adı temize çıkacakır. Benim tek isteğim bu tip insanların artık aramızdan atılmasıdır" görüşünü dile getirdi.

İşte 3.5 yıl önce kokartıyla birlikte hakemliğe veda eden, yaşadıklarını anlatmaktan çekinmeyen ve Türk futbolunda temiz bir dönem başlaması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyen Oğuz Sarvan'dan bugüne dek duyulmamış iddialar: "Bundan sonra bizim söylediklerimizin takibini savcının veya sayın bakanın yapması gerekir. Anlatacaklarımın tamamı bilinen ancak dile getirilemeyen konular. Uzun yıllar Türk futboluna hizmet etmiş bir FIFA hakemi olarak büyük rahatsızlık duyuyorum ve kamuoyunun bunları öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sözünü ettiğim maçlarda hakem, gözlemci, federasyon yönetici arasında geçen diyalogların günü ve saati bellidir. Mahkeme kanalıyla telefon trafiğinin belirlenmesi halinde kimlerin bu işlerin içinde olduğu kanıtlanacaktır."

"B.U'nun 2001-2002 sezonunda yönettiği bir maç var. 24. haftada Galatasaray ile Gençlerbirliği arasında. İlk yarı 1-1 berabere bitiyor. Galatasaray maçın hakemin yönetiminden memnun değil. Üst düzey bir federasyon yöneticisi gözlemciyi telefonla arıyor ve hakemi "Söyle o herife adam gibi maç yönetsin. Yoksa ....." diyor. Gözlemci de çaresiz soyunma odasına inerek talimatı hakeme aktarıyor. Maçın ikinci yarısında Galatasaray kalecisi Mondragon, Cafer ile girdiği bir pozisyon sonrası rakip takım oyuncusunu tokatlıyor. Kolombiyalı kaleci kırmızı kart görmesi gerekirken hakem sarı kartını Cafer için kullanıyor."

M.Ç.'nin yaptıkları

"Kısa bir zaman önce mesleği bırakan bir hakem var. Şimdi yine ortalarda. Hakemlerin katıldığı pikniklere gidiyor, onlarla yakın diyalog içinde oluyor. Bu şahıs 2003-2004 sezonunda henüz hakemliği devam ederken sahneye çıkıyor. O zaman da federasyon yöneticileriyle arası çok iyi. Adı malum M.Ç.

Manisaspor o sezon ikinci ligde. Mustafa Denizli de teknik direktörü. O hafta Karşıyaka ile maçları var. MHK maçın hakemini açıklıyor. M.Ç. hemen telefona sarılıyor ve hakeme "Bak seni Karşıyakalı biliyorlar. Dikkatli ol" diyerek ters yönlü doldurmaya çalışıyor. Allah'tan maçın hakemi çok düzgün bir çocuk, etkilenmeden çıkıyor yönetiyor maçını, kimse şikayetçi değil.

M.Ç. bu kez bir kupa maçından on gün önce yine Karşıyaka teknik direktörünü arıyor ve "Kupa senin için önemli değildir. Manisa ligden koptu ya senin maçına A.Ş. gelecek" diyor.

Hakikaten o maça A.Ş atanıyor. Ancak duman ediyor maçı. Karşıyaka aleyhine kırmızı kartlar veriyor."

"2003-2004 sezonunda oynanan Diyarbakırspor - Beşiktaş maçında MHK üyesi devre arasında dördüncü hakemi arayarak siyah-beyazlı takım aleyhine verilen gol kararının yanlış olduğunu ve yardımcı hakemin uyarılması gerektiğini bildiriyor. O da soyunma odasına giderek kendisine iletilen talimatı yardımcı hakem S.G'ye aktarıyor.

Ertesi gün dördüncü hakemi arayan kurul yöneticisi beni aradı ve uyarının MHK başkanının talimatı üzerine yapıldığını, kötü niyet taşımadığını söyledi."

O dönem arama çok sıktı

"Maçın hakemlerinin MHK yöneticileri tarafından aranması o dönem çok sıktı. Ben sohbet toplantılarında onları uyarıyordum. Hatta birinde bana "Hocam ne olacak, biz de devre arasında arkadaşlarımızı arıyoruz, birşey var mı diye soruyoruz" deyince bunun sakıncalarını anlattım. Çocuk çok sıkışınca "Ama ben hep üst düzey hakemlerle çıkıyorum maçlara. On tanesinden dokuzu ya başkan B.Y'u ya diğer kurul üyelerini arıyorlar" dedi. Elbette hepsi yapmıyor bunu. Kendisinden duydum, mesela bir maçın devre arasında o zaman hakemliği devam eden M.T.'ye gelmiş gözlemcisi M.G. Bizim M.T kendisini terslemiş göndermiş."

Hakemliğin geleceği için

"Bu M.Ç. iki sene önce bir Süper Lig hakemi arkadaşa "Sen hep Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarına çıkıyorsun. Eğer kabul edersen ben organizasyonunu yapayım" demiş. Bu işlerle ilgili. O arkadaşımız sert bir şekilde tavrını koymuş. Karşılığını vermiş. Eğer bir soruşturma başlatılırsa o da mahkemeye gelir ve yaşadıklarını anlatır. Ben böyle bir soruşturmanın hakemliğin geleceği açısından çok önemli olacağına inanıyorum."

"FFHGD'nin Kocaeli seçimleri sırasında iki aday çekişiyor. Biri MHK başkanının adayı, diğeri tanımadığım biri. Doğal olarak arkasına kurul desteğini alan genç kazanmış. Yerel gazeteler ertesi gün kurul başkanı aleyhine yayına başlamış. O da kaybeden adayın yaptığı sanıp telefon açmış. Tehdit etmiş, bacağından vurdururum seni demiş. Çocuk konuşmaları kayda almış. Gerekirse hepsini mahkemeye verecek.

Unutmadan o dernek toplantısına gönderilen en büyük çelenk S.P'ninmiş. (Organize suçlardan yükümlü çete başı)"

Maç 3-1 bitmişti

Bu sezonda Galatasaray ile Fenerbahçe şampiyonluk yarışı yaptı ve sarı-kırmızı ekip üç puan farkla ipi göğüsledi. Söz konusu maçın ilk yarısında Galatasaray 5. dakikada Arif'in golüyle öne geçti. İsmail Güldüren 38. dakikada Gençlerbirliği lehine verilen penaltıyı golü çevirdi. Galatasaray 76. dakikada Ümit Karan, 80. dakikada Serkan'ın golleriyle maçı 3-1 kazandı.

Soruşturma açılmıştı

Beşiktaş sezonun ilk yarısında en yakın takipçisine 11 puan fark atmışken ikinci yarıda adeta döküldü ve sezonu 62 puanla üçüncü sırada bitirdi. Siyah-beyazlıların İstanbul'da A.Sebatspor 2-0 ve Ç.Rizespor'a deplasmanda 1-0 yenildiği maçlardan sonra üzerine Şike Tahkik Kurulu soruşturma başlattı ancak herhangi bir sonuç alınamadı. Bursaspor 40 puanla küme düştü.

IcedEarth
23.Temmuz.2006, 14:09
abi yapmayın allah için anelkanın pozisyonunda el yok diyemezzsiniz bi de sahtekarlar gibi kafasını topa vurur gibi sallıo hem topa hem kaleciye müdahele var bunu orta hakem görmedi de yan hakem de mi görmedi arkadaşım yapmayın ayıp ya

S-B-Z
23.Temmuz.2006, 14:30
ben bir konyalı olarak o maçtaydım ve o eli tüm stad gördü hakemlerin görmemesine imkan yok.ama bazıları nedense ısrarla bunu hala reddediyor fanatiklik bir yere kadar haklıya haklı demek lazım yoksa bir yere varamayız.
ama Aziz yıldırım gerçekten büyük başkan.hem hentbol,hem basketbol,hemde futbolu aynı anda oynayabilen bir adam transfer etmiş.gerçekten bravo.

Sekopej
23.Temmuz.2006, 14:42
Tamam elle attı başka ne diyim.Ayrıca Şampiyon Abi adını bilmediğim için nickini yazdım yaşça büyük olduğunu biliyorum ben gol nizami demedim hiç bir zaman. Analka'nın kaleciye faulü var dedim topu bu faulün etkisiyle elinden kaçıran kaleci ama biz anlaşamayacağız galiba. Son kez söylüyorum gol nizami değildi ben o pozisyon da hiç bir şey yok demedim demiyorum demem de. Golün verilmesi yanlış karardı.

Bu arada gerçek konumuza dönersek sevinirim. Türkiye'de şike iddaları, en son Oğuz Sarvan'ın açıklamaları yayınlandı bugün....

yalıçapkını
23.Temmuz.2006, 15:23
italya'da alınan radikal karar ülkemizdede alınsa sanırım takım kalmaz memlekette.bence Türkiyede ilk önce hakemler için bazı uygulamalar yapmak gerek.yukarda bahsettiğiniz olaylar yada kafalarda ki 3 istanbul takımını hakemlerin kollaması ön yargısı da biraz olsun kalkar.
temiz bir lig ümidiyle..

Cyzio
23.Temmuz.2006, 15:27
Üşenmeden okuyalım bu yazıyı!

Kaynak:Milliyet


İtalya'da şike skandalının ortaya çıkmasına yol açan hakem yöneticisi - kulüp idarecisi, hakem - hakem yöneticisi ilişkilerinin Türkiye'deki çar***ı örneklerine, FIFA kokartlı eski hakem Oğuz Sarvan'ın açıklamaları da ışık tutuyor.

Her gün yeni bir şike ve bahis iddiasının ortaya atıldığı ortamda hangi hakemin hangi maç için pazarlık yaptığını, hangi kurul üyesinin maçın devre arasında hakemi arayarak talimat verdiğini, hangi gözlemcinin soyunma odasına inerek üst düzey bir federasyon yöneticinin "küfürlerini" ilettiğini, hangi organize suç örgütü liderinin il dernek seçimine çelenk gönderdiğini, aktif hakemliği sürerken ikinci ligde maç bağlantısı yapan hakemin kim olduğunu hayretler içinde okuyacağınız bu yazıya konu olan şahıslar, Türk Ceza Kanunu gereği isim ve soyadlarının başharfi konularak anılacaktır.

Gündeme getirdiği olayların sonuna kadar arkasında duracağını ve başta Devlet Bakanı Mahmet Ali Şahin ile Cumhuriyet savcıları olmak üzere mahkemelerde de aynı ifadeleri tekrarlayacağını söyleyen FIFA kokartlı eski hakem, "İtalya'da düğüm hakem yöneticilerinin kulüplerle diyaloğu sonucu çözüldü. Türkiye'de kanayan yara hakem camiasıdır. Burada töhmet altında kalan onlarca insan var. Soruşturulduğu takdirde çürük elmalar ayıklanacak ve camianın adı temize çıkacakır. Benim tek isteğim bu tip insanların artık aramızdan atılmasıdır" görüşünü dile getirdi.

İşte 3.5 yıl önce kokartıyla birlikte hakemliğe veda eden, yaşadıklarını anlatmaktan çekinmeyen ve Türk futbolunda temiz bir dönem başlaması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyen Oğuz Sarvan'dan bugüne dek duyulmamış iddialar: "Bundan sonra bizim söylediklerimizin takibini savcının veya sayın bakanın yapması gerekir. Anlatacaklarımın tamamı bilinen ancak dile getirilemeyen konular. Uzun yıllar Türk futboluna hizmet etmiş bir FIFA hakemi olarak büyük rahatsızlık duyuyorum ve kamuoyunun bunları öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sözünü ettiğim maçlarda hakem, gözlemci, federasyon yönetici arasında geçen diyalogların günü ve saati bellidir. Mahkeme kanalıyla telefon trafiğinin belirlenmesi halinde kimlerin bu işlerin içinde olduğu kanıtlanacaktır."

"B.U'nun 2001-2002 sezonunda yönettiği bir maç var. 24. haftada Galatasaray ile Gençlerbirliği arasında. İlk yarı 1-1 berabere bitiyor. Galatasaray maçın hakemin yönetiminden memnun değil. Üst düzey bir federasyon yöneticisi gözlemciyi telefonla arıyor ve hakemi "Söyle o herife adam gibi maç yönetsin. Yoksa ....." diyor. Gözlemci de çaresiz soyunma odasına inerek talimatı hakeme aktarıyor. Maçın ikinci yarısında Galatasaray kalecisi Mondragon, Cafer ile girdiği bir pozisyon sonrası rakip takım oyuncusunu tokatlıyor. Kolombiyalı kaleci kırmızı kart görmesi gerekirken hakem sarı kartını Cafer için kullanıyor."

M.Ç.'nin yaptıkları

"Kısa bir zaman önce mesleği bırakan bir hakem var. Şimdi yine ortalarda. Hakemlerin katıldığı pikniklere gidiyor, onlarla yakın diyalog içinde oluyor. Bu şahıs 2003-2004 sezonunda henüz hakemliği devam ederken sahneye çıkıyor. O zaman da federasyon yöneticileriyle arası çok iyi. Adı malum M.Ç.

Manisaspor o sezon ikinci ligde. Mustafa Denizli de teknik direktörü. O hafta Karşıyaka ile maçları var. MHK maçın hakemini açıklıyor. M.Ç. hemen telefona sarılıyor ve hakeme "Bak seni Karşıyakalı biliyorlar. Dikkatli ol" diyerek ters yönlü doldurmaya çalışıyor. Allah'tan maçın hakemi çok düzgün bir çocuk, etkilenmeden çıkıyor yönetiyor maçını, kimse şikayetçi değil.

M.Ç. bu kez bir kupa maçından on gün önce yine Karşıyaka teknik direktörünü arıyor ve "Kupa senin için önemli değildir. Manisa ligden koptu ya senin maçına A.Ş. gelecek" diyor.

Hakikaten o maça A.Ş atanıyor. Ancak duman ediyor maçı. Karşıyaka aleyhine kırmızı kartlar veriyor."

"2003-2004 sezonunda oynanan Diyarbakırspor - Beşiktaş maçında MHK üyesi devre arasında dördüncü hakemi arayarak siyah-beyazlı takım aleyhine verilen gol kararının yanlış olduğunu ve yardımcı hakemin uyarılması gerektiğini bildiriyor. O da soyunma odasına giderek kendisine iletilen talimatı yardımcı hakem S.G'ye aktarıyor.

Ertesi gün dördüncü hakemi arayan kurul yöneticisi beni aradı ve uyarının MHK başkanının talimatı üzerine yapıldığını, kötü niyet taşımadığını söyledi."

O dönem arama çok sıktı

"Maçın hakemlerinin MHK yöneticileri tarafından aranması o dönem çok sıktı. Ben sohbet toplantılarında onları uyarıyordum. Hatta birinde bana "Hocam ne olacak, biz de devre arasında arkadaşlarımızı arıyoruz, birşey var mı diye soruyoruz" deyince bunun sakıncalarını anlattım. Çocuk çok sıkışınca "Ama ben hep üst düzey hakemlerle çıkıyorum maçlara. On tanesinden dokuzu ya başkan B.Y'u ya diğer kurul üyelerini arıyorlar" dedi. Elbette hepsi yapmıyor bunu. Kendisinden duydum, mesela bir maçın devre arasında o zaman hakemliği devam eden M.T.'ye gelmiş gözlemcisi M.G. Bizim M.T kendisini terslemiş göndermiş."

Hakemliğin geleceği için

"Bu M.Ç. iki sene önce bir Süper Lig hakemi arkadaşa "Sen hep Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarına çıkıyorsun. Eğer kabul edersen ben organizasyonunu yapayım" demiş. Bu işlerle ilgili. O arkadaşımız sert bir şekilde tavrını koymuş. Karşılığını vermiş. Eğer bir soruşturma başlatılırsa o da mahkemeye gelir ve yaşadıklarını anlatır. Ben böyle bir soruşturmanın hakemliğin geleceği açısından çok önemli olacağına inanıyorum."

"FFHGD'nin Kocaeli seçimleri sırasında iki aday çekişiyor. Biri MHK başkanının adayı, diğeri tanımadığım biri. Doğal olarak arkasına kurul desteğini alan genç kazanmış. Yerel gazeteler ertesi gün kurul başkanı aleyhine yayına başlamış. O da kaybeden adayın yaptığı sanıp telefon açmış. Tehdit etmiş, bacağından vurdururum seni demiş. Çocuk konuşmaları kayda almış. Gerekirse hepsini mahkemeye verecek.

Unutmadan o dernek toplantısına gönderilen en büyük çelenk S.P'ninmiş. (Organize suçlardan yükümlü çete başı)"

Maç 3-1 bitmişti

Bu sezonda Galatasaray ile Fenerbahçe şampiyonluk yarışı yaptı ve sarı-kırmızı ekip üç puan farkla ipi göğüsledi. Söz konusu maçın ilk yarısında Galatasaray 5. dakikada Arif'in golüyle öne geçti. İsmail Güldüren 38. dakikada Gençlerbirliği lehine verilen penaltıyı golü çevirdi. Galatasaray 76. dakikada Ümit Karan, 80. dakikada Serkan'ın golleriyle maçı 3-1 kazandı.

Soruşturma açılmıştı

Beşiktaş sezonun ilk yarısında en yakın takipçisine 11 puan fark atmışken ikinci yarıda adeta döküldü ve sezonu 62 puanla üçüncü sırada bitirdi. Siyah-beyazlıların İstanbul'da A.Sebatspor 2-0 ve Ç.Rizespor'a deplasmanda 1-0 yenildiği maçlardan sonra üzerine Şike Tahkik Kurulu soruşturma başlattı ancak herhangi bir sonuç alınamadı. Bursaspor 40 puanla küme düştü.

IcedEarth
23.Temmuz.2006, 15:33
Üşenmeden okuyalım bu yazıyı!

Kaynak:Milliyet


İtalya'da şike skandalının ortaya çıkmasına yol açan hakem yöneticisi - kulüp idarecisi, hakem - hakem yöneticisi ilişkilerinin Türkiye'deki çar***ı örneklerine, FIFA kokartlı eski hakem Oğuz Sarvan'ın açıklamaları da ışık tutuyor.

Her gün yeni bir şike ve bahis iddiasının ortaya atıldığı ortamda hangi hakemin hangi maç için pazarlık yaptığını, hangi kurul üyesinin maçın devre arasında hakemi arayarak talimat verdiğini, hangi gözlemcinin soyunma odasına inerek üst düzey bir federasyon yöneticinin "küfürlerini" ilettiğini, hangi organize suç örgütü liderinin il dernek seçimine çelenk gönderdiğini, aktif hakemliği sürerken ikinci ligde maç bağlantısı yapan hakemin kim olduğunu hayretler içinde okuyacağınız bu yazıya konu olan şahıslar, Türk Ceza Kanunu gereği isim ve soyadlarının başharfi konularak anılacaktır.

Gündeme getirdiği olayların sonuna kadar arkasında duracağını ve başta Devlet Bakanı Mahmet Ali Şahin ile Cumhuriyet savcıları olmak üzere mahkemelerde de aynı ifadeleri tekrarlayacağını söyleyen FIFA kokartlı eski hakem, "İtalya'da düğüm hakem yöneticilerinin kulüplerle diyaloğu sonucu çözüldü. Türkiye'de kanayan yara hakem camiasıdır. Burada töhmet altında kalan onlarca insan var. Soruşturulduğu takdirde çürük elmalar ayıklanacak ve camianın adı temize çıkacakır. Benim tek isteğim bu tip insanların artık aramızdan atılmasıdır" görüşünü dile getirdi.

İşte 3.5 yıl önce kokartıyla birlikte hakemliğe veda eden, yaşadıklarını anlatmaktan çekinmeyen ve Türk futbolunda temiz bir dönem başlaması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyen Oğuz Sarvan'dan bugüne dek duyulmamış iddialar: "Bundan sonra bizim söylediklerimizin takibini savcının veya sayın bakanın yapması gerekir. Anlatacaklarımın tamamı bilinen ancak dile getirilemeyen konular. Uzun yıllar Türk futboluna hizmet etmiş bir FIFA hakemi olarak büyük rahatsızlık duyuyorum ve kamuoyunun bunları öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sözünü ettiğim maçlarda hakem, gözlemci, federasyon yönetici arasında geçen diyalogların günü ve saati bellidir. Mahkeme kanalıyla telefon trafiğinin belirlenmesi halinde kimlerin bu işlerin içinde olduğu kanıtlanacaktır."

"B.U'nun 2001-2002 sezonunda yönettiği bir maç var. 24. haftada Galatasaray ile Gençlerbirliği arasında. İlk yarı 1-1 berabere bitiyor. Galatasaray maçın hakemin yönetiminden memnun değil. Üst düzey bir federasyon yöneticisi gözlemciyi telefonla arıyor ve hakemi "Söyle o herife adam gibi maç yönetsin. Yoksa ....." diyor. Gözlemci de çaresiz soyunma odasına inerek talimatı hakeme aktarıyor. Maçın ikinci yarısında Galatasaray kalecisi Mondragon, Cafer ile girdiği bir pozisyon sonrası rakip takım oyuncusunu tokatlıyor. Kolombiyalı kaleci kırmızı kart görmesi gerekirken hakem sarı kartını Cafer için kullanıyor."

M.Ç.'nin yaptıkları

"Kısa bir zaman önce mesleği bırakan bir hakem var. Şimdi yine ortalarda. Hakemlerin katıldığı pikniklere gidiyor, onlarla yakın diyalog içinde oluyor. Bu şahıs 2003-2004 sezonunda henüz hakemliği devam ederken sahneye çıkıyor. O zaman da federasyon yöneticileriyle arası çok iyi. Adı malum M.Ç.

Manisaspor o sezon ikinci ligde. Mustafa Denizli de teknik direktörü. O hafta Karşıyaka ile maçları var. MHK maçın hakemini açıklıyor. M.Ç. hemen telefona sarılıyor ve hakeme "Bak seni Karşıyakalı biliyorlar. Dikkatli ol" diyerek ters yönlü doldurmaya çalışıyor. Allah'tan maçın hakemi çok düzgün bir çocuk, etkilenmeden çıkıyor yönetiyor maçını, kimse şikayetçi değil.

M.Ç. bu kez bir kupa maçından on gün önce yine Karşıyaka teknik direktörünü arıyor ve "Kupa senin için önemli değildir. Manisa ligden koptu ya senin maçına A.Ş. gelecek" diyor.

Hakikaten o maça A.Ş atanıyor. Ancak duman ediyor maçı. Karşıyaka aleyhine kırmızı kartlar veriyor."

"2003-2004 sezonunda oynanan Diyarbakırspor - Beşiktaş maçında MHK üyesi devre arasında dördüncü hakemi arayarak siyah-beyazlı takım aleyhine verilen gol kararının yanlış olduğunu ve yardımcı hakemin uyarılması gerektiğini bildiriyor. O da soyunma odasına giderek kendisine iletilen talimatı yardımcı hakem S.G'ye aktarıyor.

Ertesi gün dördüncü hakemi arayan kurul yöneticisi beni aradı ve uyarının MHK başkanının talimatı üzerine yapıldığını, kötü niyet taşımadığını söyledi."

O dönem arama çok sıktı

"Maçın hakemlerinin MHK yöneticileri tarafından aranması o dönem çok sıktı. Ben sohbet toplantılarında onları uyarıyordum. Hatta birinde bana "Hocam ne olacak, biz de devre arasında arkadaşlarımızı arıyoruz, birşey var mı diye soruyoruz" deyince bunun sakıncalarını anlattım. Çocuk çok sıkışınca "Ama ben hep üst düzey hakemlerle çıkıyorum maçlara. On tanesinden dokuzu ya başkan B.Y'u ya diğer kurul üyelerini arıyorlar" dedi. Elbette hepsi yapmıyor bunu. Kendisinden duydum, mesela bir maçın devre arasında o zaman hakemliği devam eden M.T.'ye gelmiş gözlemcisi M.G. Bizim M.T kendisini terslemiş göndermiş."

Hakemliğin geleceği için

"Bu M.Ç. iki sene önce bir Süper Lig hakemi arkadaşa "Sen hep Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarına çıkıyorsun. Eğer kabul edersen ben organizasyonunu yapayım" demiş. Bu işlerle ilgili. O arkadaşımız sert bir şekilde tavrını koymuş. Karşılığını vermiş. Eğer bir soruşturma başlatılırsa o da mahkemeye gelir ve yaşadıklarını anlatır. Ben böyle bir soruşturmanın hakemliğin geleceği açısından çok önemli olacağına inanıyorum."

"FFHGD'nin Kocaeli seçimleri sırasında iki aday çekişiyor. Biri MHK başkanının adayı, diğeri tanımadığım biri. Doğal olarak arkasına kurul desteğini alan genç kazanmış. Yerel gazeteler ertesi gün kurul başkanı aleyhine yayına başlamış. O da kaybeden adayın yaptığı sanıp telefon açmış. Tehdit etmiş, bacağından vurdururum seni demiş. Çocuk konuşmaları kayda almış. Gerekirse hepsini mahkemeye verecek.

Unutmadan o dernek toplantısına gönderilen en büyük çelenk S.P'ninmiş. (Organize suçlardan yükümlü çete başı)"

Maç 3-1 bitmişti

Bu sezonda Galatasaray ile Fenerbahçe şampiyonluk yarışı yaptı ve sarı-kırmızı ekip üç puan farkla ipi göğüsledi. Söz konusu maçın ilk yarısında Galatasaray 5. dakikada Arif'in golüyle öne geçti. İsmail Güldüren 38. dakikada Gençlerbirliği lehine verilen penaltıyı golü çevirdi. Galatasaray 76. dakikada Ümit Karan, 80. dakikada Serkan'ın golleriyle maçı 3-1 kazandı.

Soruşturma açılmıştı

Beşiktaş sezonun ilk yarısında en yakın takipçisine 11 puan fark atmışken ikinci yarıda adeta döküldü ve sezonu 62 puanla üçüncü sırada bitirdi. Siyah-beyazlıların İstanbul'da A.Sebatspor 2-0 ve Ç.Rizespor'a deplasmanda 1-0 yenildiği maçlardan sonra üzerine Şike Tahkik Kurulu soruşturma başlattı ancak herhangi bir sonuç alınamadı. Bursaspor 40 puanla küme düştü.
abi biraz üstte aynı yazı var

shenshebek
23.Temmuz.2006, 16:16
Türkiye Liginde şike en azından teşvik olayına karışmayan kulüp olduğuna inanan var mı? eğer İtalya örneğinde olduğu gibi Türkiye'de de birşeyler uygulanmaya başlarsa herhalde 18 takımı da düşürmek gerekecektir.. Ligin son 5 haftasına girerken sadece 2 galibiyeti olan takımlar son 5 hafta da 5'te 5 yapıyorlar.. Tesadüf mü?

Şapkamızı önümüze koyup düşünelim biraz.. Juventus'un senelerdir İtalya'da kollandığı zaten söylenir dururdu.. Ama ilk defa somut bir adım atıldı.. O adımların bizim ligimizde de hiç değilse bu seneden başlayarak atılması dileğiyle..
(Çünkü eski sezonları araştıracak cesaretleri olmadıklarını biliyorum..)

dnz498
23.Temmuz.2006, 19:24
Türkiye Liginde şike en azından teşvik olayına karışmayan kulüp olduğuna inanan var mı? eğer İtalya örneğinde olduğu gibi Türkiye'de de birşeyler uygulanmaya başlarsa herhalde 18 takımı da düşürmek gerekecektir.. Ligin son 5 haftasına girerken sadece 2 galibiyeti olan takımlar son 5 hafta da 5'te 5 yapıyorlar.. Tesadüf mü?

Şapkamızı önümüze koyup düşünelim biraz.. Juventus'un senelerdir İtalya'da kollandığı zaten söylenir dururdu.. Ama ilk defa somut bir adım atıldı.. O adımların bizim ligimizde de hiç değilse bu seneden başlayarak atılması dileğiyle..
(Çünkü eski sezonları araştıracak cesaretleri olmadıklarını biliyorum..)

Türkiye'de mi? İmkanı ve mümkünatı yok çünkü Türk Futbolu zaten dibi görmüşken düşünülebielcek bile bir olay değil

nart_susruko
23.Temmuz.2006, 19:29
herkeste ortak temenni var ama ne yazıkki icraat yok piyasada..

dnz498
23.Temmuz.2006, 19:36
Levent Bıçakçı göreve çağrılıyor
23 Temmuz 2006 18:19

Futbol Federasyonu, dün yaptığı toplantıda oluşturulmasına karar verdiği inceleme komisyonunun başına eski federasyon başkanı Levent Bıçakcı'yı getirmeyi planlıyor.

Futbol Federasyonundan yapılan açıklamada, yönetim kurulunun bugün yaptığı toplantıda, dünkü görüşmelerde oluşturulması kararlaştırılan inceleme komisyonun başına geçmesi için Levent Bıçakcı'ya teklif götürülmesi için görüş birliğine varıldığı bildirildi.

Bugünün tatil olması nedeniyle yarın inceleme komisyonunun başına geçmesi için Bıçakcı'ya teklif götürüleceği kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

''Tarafsız ve güvenilir kişiliğinin yanı sıra, gerek hukuk, gerekse futbol adamı kimliğiyle aynı zamanda UEFA Tahkim Kurulunun asbaşkanlığını da yürüten Futbol Federasyonu eski başkanı Levent Bıçakcı, yönetim kurulunun kararına göre, görevi kabul etmesi halinde birlikte çalışacağı İnceleme Komisyonu'nun üyelerinin sayısını ve isimlerini kendisi belirleyecek. Federasyon ise komisyonun hazırlayacağı raporun gereğini yerine getirecek. İnceleme Komisyonu, dün federasyon başkanlığına bir dilekçe verip hakkındaki suçlamalarla ilgili inceleme yapılmasını talep eden ve bu inceleme sonuçlanıncaya dek yönetim kurulu üyeliğinden mazeretli sayılmak isteyen Kemal Ünsal'a yönelik iddiaları araştıracak.''

Sekopej
23.Temmuz.2006, 19:59
Denizli savcılığı da soruşturma açacakmış. Bakalım yine araştırıp, bulup, sonra da ceza vermeden bırakacaklar mı?

dnz498
23.Temmuz.2006, 20:13
Denizli savcılığı da soruşturma açacakmış. Bakalım yine araştırıp, bulup, sonra da ceza vermeden bırakacaklar mı?

Büyük ihtimalle, yok yok kesin öyle yaparlar

Federasyona siyah çelenk
23 Temmuz 2006 19:01

Malatyaspor taraftarları, Denizlispor'un adının karıştığı şike iddialarını protesto etmek için Malatya Bölge Temsilciliği'nin önüne siyah çelenk bıraktı.

Malatyaspor taraftarları, Denizlispor'un adının karıştığı şike iddialarını protesto etmek için Türkiye Futbol Federasyonu Malatya Bölge Temsilciliği'nin önüne siyah çelenk bıraktı.

İnönü Kapalı Çarşı üzerinde toplanan bir grup Malatyaspor taraftarı, kent merkezinde yürüyerek, Süper Lig'deki şike iddialarını protesto etti. Sarı-kırmızılı taraftarlar, daha sonra üzerinde 'Haluk Ulusoy uyuma, Türk futbolunu batırma', 'Bugün Malatyaspor, yarın siz mağdur edilebilirsiniz' ve 'Şikeye hayır' sloganlarının yazılı olduğu siyah çelengi, Türkiye Futbol Federasyonu Malatya Bölge Temsilciliği'nin kapısına bıraktı. Burada bir açıklamada bulunan Malatyaspor Birleşik Taraftarlar Derneği Başkanı Mehmet Aydın, şike olayının üzerine gidilmesini istediklerini belirterek, "Malatyaspor'a yapılan haksızlığın giderilmesini bekliyoruz. Bugün bize yapılanın, yarın başkasına yapılmasını istemiyoruz, Şeffaf ve temiz bir futbol istiyoruz" diye konuştu.

Aydın, ikinci kez şike ile karşılaştıklarını, mevcut Futbol Federasyonu yönetimine güvenmediklerini sözlerine ekledi.

Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı eylem, olaysız bir şekilde sona erdi.

Universal
25.Temmuz.2006, 20:08
Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, AKP İstanbul İl Teşkilatı ziyaretinde gazetecilerin, futbolda şike iddiaları ile ilgili sorularını yanıtladı. 4 Ağustos'da başlayacak Türkcell Süper Ligi öncesi gündeme gelen iddiaların üzerine gitme zorunluluğu olduğunu ifade eden şahin bu konuda ceza verme yetkisinin Futbol Fedarasyonu'nda olduğunu söyledi.

Bakan Şahin, yetki konusunda, "Benim şikenin tesbiti cezalandırılması konusunda bakan olarak herhangi bir yetkim yok ancak özerk Futbol Federasyonu kendi içinde bir Tahkik Komisyonu kurar, bu tür iddiaların üzerine gitmek, elde deliller varsa tıpkı İtalya'da olduğu gibi ceza verme konusunda tek yetkilidir" dedi.

Basında çıkan iddia ve yorumlala ilgli bir dosya hazırlayarak Futbol Fedarasyonu ve Başbakanlık Teftkiş kuruluna gönderdiğini ifade eden Bakan Şahin, "Bakan olarak gözetim ve denetim yetkisine sahibim. Bu yetkimi Başbakanlık Teftiş Kurulu aracılığı ile kullanabiliyorum. . Dosyayı fedarasyona ve Başbakanlık Teftiş kuruluna dün akşam gönderdim. Bütün bu gelişmelerden Başbakan da en az benim kadar rahatsız. Dün akşam geç saatlerde beni aradı. Ne yapıldığını sordu. Başbakanımızı bu konuda bilgilendirdim ancak kendisi çok kısa sürede bir araya gelerek bu konuda başka çalışmalarda gerekiyorsa bu konuda bir değerlendrerme yapmak gerektiğini söyledi. Bu konu başbakanımızın da gündemindedir onuda söyleyeyim" dedi.

İTALYA'DA CEZAYI FUTBOL FEDARASYONU VERDİ

Futbol Fedarasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un "bu konu devletin işi" şeklindeki açıklamalarının sorulması üzerine Şahin, "Devlet Bakanı olarak beni kastediyorsa yasaların bana verdiği yetki Başbakanlık Teftiş Kurulu aracılığıyla ile soruşturma istemektir, ben o adımı attım. Biliyorsunuz İtalya'da küme düşen takımlara cezayı devlet vermedi. Futbol Fedarasoynu içindeki Fedaral Tahkim Kurulu verdi. Tahkim Kurulu emekli hakim ve savcılardan oluşuyor. Futbol Fedarasyonu içinde sürekli görev yapan bir kurum var. Bizde de Futbol Fedarasoyu içinde şike ile ilgili kurulacak kurulun sürekli görev yapan kurul haline getirilmesinde yarar var. Sorumluluk Futbol Fedarasyonu'ndur. Olayın cezai yönü varsa spor mahkemeleri yapar ancak biz de böyle bir yapı yok. Spor Mahkemeleri'nin kurulması için TBMM'nin gündemine önümüzdeki dönem bir yasa tasarısı gelir" şeklinde konuştu.

DENİZLİSPOR YÖNETİCİLERİNİN DİNLENMESİ LAZIM

Haluk Ulusoy'un önümüze belge gelirse araştırırıs açıklamalarını ise Bakan Şahin şöyle değerlendirdi:

"Devletin değişik kurumlarına belge ve delil gelirse kendimiz değerlendirmeyiz, Futbol Federasyonu'na göndeririz. Belge bulgu gelirse yaparız demekle işten sıyrılmak olmuyor. Bir komisyonla ilgili tarafları dinlemek lazım. Pragdan biri mektup göndermiş, o şahsın çağrılması lazım, Çek futbolcuların tercümanını çağırmak lazım, Denizlispor Başkanı ve yöneticilerini o şahıslarla yüzleştirmek lazım. Delil derken bütün bunların ifadelerini alıp Futbol Fedarsayonu'na alın değerlendirin diyecek halimiz yok. Bütün bunları Futbol Federasyonu yapacak onaların görevi".

Geçmiş dönemde meclisite bir komisyon kulduğunu da hatırlatan Bakan Şahin ancak komisyon üyelerinin iddiaları delilendirip ispatlayamadığını belirtti. Şahin elinde belge ve bilgi olanların bunları yetkili kurullarla paylaşmaktan çekindiğini öne sürürek, bilgi sahibi olanların fedakarca davranmasın istedi. Bakan Şahin bilgi ve belgeleri paylaşmayanların vicdani sorumluluktan kurtulamayacağın söyledi.

Del Piero_10
26.Temmuz.2006, 10:40
Ersun Yanal'ın açıklamaları neden hiç bir şekilde gündeme gelmiyor konu kapatılıyor?

adam demişki ''fenerbahçe yöneticisi elinde çantayla geldi,bir açtık dolarlar fışkırıyordu,300 bin doları futbolcusundan çaycısına kadar dağıttım''

aziz yıldırımın gazabından mı korkuluyor anlamış değilim?

dnz498
26.Temmuz.2006, 17:20
Ersun Yanal'ın açıklamaları neden hiç bir şekilde gündeme gelmiyor konu kapatılıyor?

adam demişki ''fenerbahçe yöneticisi elinde çantayla geldi,bir açtık dolarlar fışkırıyordu,300 bin doları futbolcusundan çaycısına kadar dağıttım''

aziz yıldırımın gazabından mı korkuluyor anlamış değilim?
ben bu iddiayı ilk kez duyuyorum

LaKe
26.Temmuz.2006, 18:24
Federasyonumuz bu işe el atmadığı sürece bizim elimizden konuşmaktan ve tartışmaktan başka birşey gelmez...

nart_susruko
26.Temmuz.2006, 19:06
daha kimin bu konuları inceleyeceğini, neler yapacağı belli değil.. yine bişey çıkacağını zannetmiyorum ben..

Burak Duran
26.Temmuz.2006, 19:34
olay öle dönüp dolaşır hiç bir sonuç elde edilemez ve kapanır

Laz_Asker_61
26.Temmuz.2006, 21:09
olay öle dönüp dolaşır hiç bir sonuç elde edilemez ve kapanır
aynen de öyle olacak

LaKe
26.Temmuz.2006, 23:41
olay öle dönüp dolaşır hiç bir sonuç elde edilemez ve kapanır

Bunlara alıştık artık zaten;;)

SaMaNYoLu
26.Temmuz.2006, 23:45
olay öle dönüp dolaşır hiç bir sonuç elde edilemez ve kapanır
evet turkıyede bu hep böyleydı böylede devam eder.... Ama italyada buna benzer bırseyler yaptı önce agır ceza verdı sonradan hafıflettı tek juve zarar gördu oda buna şükr edıyor cunku yaptıgı suc seri C ye düşürebilirdi...

dnz498
27.Temmuz.2006, 14:50
umarım Türkiye'de İtalya'da ki gibi öyle bir işe başlanmaz. Eğer başlarsak eminimki elimize yüzümüze bulaştırır cümle aleme rezil oluruz

Eray Dengiz
27.Temmuz.2006, 14:52
Zaten cümle aleme rezil olmamak için bu dosya kapanır..

eGowiCh
27.Temmuz.2006, 17:19
Eski hakemlerden Sebahattin Şahin'i tanıyorum, oğlu benim en iyi arkadaşlarımdan biri. Şike ile ilgili bazı sorular sordum. Kendisine hakemlik yaptığı dönemde çok teklif gelmiş. Tabi isim vermedi ama çok teklif geldiğini, reddettiğini söyledi. Yani yıllardır var, hakem satın almalar, teşvik primi vermeler...

Eray Dengiz
27.Temmuz.2006, 19:49
Doğrudur Egemen. Yıllardır neler dönüyor.. Bunu medyada dahil olmak üzere herkes biliyor. İşte sadece biz taraftarlar bunu izlemekle yetiniyoruz. Doğru düzgün insanlar şu işe el atıp, temizleseler çok daha kaliteli bir ligimiz olacaktır..

teamsah
28.Temmuz.2006, 12:26
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/28/yasam/axyas02.html

SEDAT PEKER'İN AĞABEYİ VEDAT PEKER'DEN SERGEN YALÇIN'A MESAJ:
'Oynamayacakmışsın haberin olsun!..'

Milliyet, 2003 - 2004 sezonunda takımların kaderini etkileyen şike organizasyonunun belgelerini açıklıyor

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 1
LUBE AYAR araştırdı

İtalyan savcı Stefano Palazzi'nin, dinlemeye takılan bir telefon konuşmasından edindiği "kanaat"le, "son şampiyon" Juventus'un üçüncü lige; Milan, Fiorentina ve Lazio'nun ise 2. lige düşürülmesini istediği "şike soruşturması", Dünya Kupası'nı bile gölgede bıraktı. Üstelik, bu soruşturma devam ederken Dünya Kupası'nı İtalya kazandı.
Kısa sürede tamamlanan soruşturmanın ardından, dosyayı önünde bulan temyiz mahkemesi, sadece Juventus'un Serie B'ye düşürülmesine karar verdi. İtalya'da yaşananlar, belki de en çok Türkleri şaşırttı. Spor basınımız, çeşitli iddiaları yeniden gündeme getirdi. Savcılar soruşturma başlattı, Başbakanlık Teftiş Kurulu harekete geçti.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, iddialara değil, "kanıtlara" ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Var olan kanıtları göz ardı edenler için, tamamı dava dosyalarındaki belgelere dayanarak hazırlanan bu yazı dizisinin, sözü edilen "eksikliği" tamamlamasını umuyoruz. Çoğunu ilk kez okuyacağınız belgeler, daha önce gündeme gelen bazı iddiaları da kanıtlayacak. Cumhuriyet savcılarının ve hâkimlerin elinden geçen bu belgeler, işlem yapıldığı taktirde Turkcell Süper Lig'deki bazı takımların akıbetinin Juventus'tan farklı olamayabileceğini gösteriyor.
2004'te ligin kaderini tayin eden Beşiktaş ve Rizespor, bu üçlünün ilk ikisini oluşturuyor. Ve sormadan edemiyoruz: Polisin, organize suç örgütlerine yönelik teknik takibine takılan birkaç telefon konuşması bu kadar çok bilgiyi önümüze serdiğine göre, tamamen "şike"ye yönelik bir soruşturma kim bilir neleri ortaya çıkaracaktır?

'Bursa, Beşiktaş'a prim gönderecek'

Mayıs 2004. İddiasını kaybeden Beşiktaş'ta başkan Serdar Bilgili, teknik direktörü Mircea Lucescu. Beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan Rizespor'la oynamaya hazırlanıyor. 15 Mayıs'taki maç için Rizespor son kozlarını oynuyor. O günlerdeki telefon konuşmaları, Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. Telefon kayıtlarında "evladımız" sıfatıyla anılan Sergen, maça çıkmıyor. Emre Aşık, kötü oynuyor, Tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. Serdar Topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! Ve Beşiktaş, Rize'ye verilen "ilginç" bir penaltıyla maçı 1 - 0 kaybediyor. Sonuçta Rizespor 42 puanla 1. Lig'de kalıyor. 40 puanlı Bursaspor ise küme düşüyor.

'Canlı para getir, sorumlusu benim'

'Çıkar amaçlı suç örgütü lideri' olduğu iddiasıyla yargılanan Rizeli Sedat Peker'in abisi Vedat Peker, maç için gerekli girişimlere başlıyor. O dönem Rizespor'un futbol şube sorumlusu olan Peker, kendisine "Başkanım" diyerek hitap eden ve kayıtlara 'X Bay' olarak geçen kişiye "canlı para getirmesini ve elinden geleni yapacağını" söylüyor.

10 Mayıs 2004 (Saat: 13.15)
...
VP: Şimdi prim de yollanacak herkese.
X: Göndeririz ya!
VP: Bursaspor, Beşiktaş'a prim yollayacak.
...
X: Başkanım sana geleceğim, beni reise götüreceksin.
VP: Gel. Ama reis yok, problem var biliyorsun. Telefonla elimizden geleni yaparız.
X: İnşallah! Onun selamı yeter.
VP: Hayır! Prim yolluyorlar.
X: Baba yolluyorlar da! Sergen'i çağıracaksın, iş bitecek da! Sergen bizim evladımız değil mi? Gerçi ha reis, ha sen fark etmez. Baba yanına geleceğim.
VP: Para al gel, para! Anladın mı? İsteyene prim falan yollamayın, para getirin. Prim var! Söylemiştim sana, anlıyorsun değil mi? Canlı para getir. Sorumlusu benim paranın.
X: Canlı olmaz da, tamam hallederiz.

Çok koşan Sinan'a küfür!

"Gereğinden fazla koşan" Sinan'a öfkelenen Vedat Peker, kimliği açıklanmayan bir kişiyle şunları konuşuyor:

15 Mayıs 2004 (Saat: 19.33)
VP: 11 numara Sinan var ya!
X: Abi, o özellikle koştu, abi biraz koşması lazımdı.
VP: Yok yok, .... çocuğu gol atmak için oynadı.
X: Yok abi! Sergen konuşmuş şimdi abi. Yemin ediyor öyle bir şey yok.
VP: Sergen mi diyor?
X: Evet.
VP: Ne dedin Sergen'e? .... edecek Vedat abin dedin mi?
X: Evet abi. Hiç koşmasak olmaz!
VP: Tamam onu da kaybetmeyelim! Hepsine teşekkür et, Sergen'le konuş. Hepsiyle konuş, hepsine teşekkür et.
X: Konuşacağım tabii abi!
VP: Uçakta beraber olacağım zaten hepsiyle ya!

Kafanı takma

Rizespor Futbol Şube Sorumlusu Peker, maç günü 0543 334 34.. numaralı hattı arıyor. Dosyada hattın sahibi belirtilmiyor. Aldığımız bilgilere göre, numara o tarihte Sergen'e aitti.

15 Mayıs 2004 (Saat 12.37)
VP: Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun!
X: Tamam abi. Merak etme abi.
VP: Aman gözünün yağını ... seyirci var ya! Var ya kalbim durmaya başladı ya!
X: Yok be, bir şey olmaz ya. Sen kafanı takma.

'Reis olmasa bu takım küme düşmüştü'

Sedat Peker'e yakın isimlerden Yaşar Durmuşoğlu'nun, maç akşamı Hasan isimli kişiyle yaptığı telefon konuşması, Rize'de yaşananların özeti gibi.

15 Mayıs 2004 (Saat:22.29)
YD: Baba böyle bir stres olmaz! Hiç oynamadılar abi, kaleye gidemiyorlar! Hakem bir penaltı verdi de, kurtardı bizi be. Ya reis olmasa, bu takım küme düşmüştü Hasan!
H: Bir de pankart asmış, "Vedat Peker seninle gurur duyuyoruz" diye! Onu yazanı ...! Ulan bunun neresinden gurur duyuyorsunuz!
YD: Vedat Peker diye bağırdılar desem, reis bunu...
...
H: İyi ki sen kapışmadın onunla!
YD: Benimle nasıl kapışacak? Görevli geldim buraya! .... onu vallahi billahi burada!
H: Beni makaraya saracaktı, gelmemem iyi oldu değil mi?
YD: Vallahi iyi oldu! Ama millet var ya, fino gibiydi be abi! Böyle süt dökmüş kedi gibi! "Kesin düştük" diyordu ya, bunu bir gördüler abi! Ama o Beşiktaşlı çocuklar var ya! Helal olsun! Ya o Serdar var ya! Seyrettin mi maçı?
H: Seyrettim seyrettim...
YD: Hasan, bu Rize takımı Fener'i nasıl yenmiş abi ya?
....
H: Bursa yendi, Akçaabat yendi, İstanbul yendi!
YD: Ya berabere kalsak var ya kesin düşüyor takım! Ulan bu reis var ya, büyük adam ya! Yok abi, reis olmasa vallahi gelmezdim. Takım harbi düşüyordu... Beşiktaş'a prim yollamış Bursa, çocuklar kabul etmemiş... O Serdar, Emre falan var ya! Ah be abi! Öyle bir şey olsa, kesin sahaya atlayacaktım.
H: Ya Tümer var ya Tümer! Tümer'le telefonda konuştum. "Biz ..... bayıltırdık" diyor.
YD: 5 yaparlardı bizi 5, 5!
H: "Fenerbahçe'nin karşında bizim için oynadılar. Bizim için çalışan takımı kümeye göndermemiz ayıp olur" dedi.
YD: O çocuklar, bizim evlatlar var ya! Onlardan Allah razı olsun, babaya da söyledim... Çocuklar bizi koridorda gördüler, hepsinin gözleri parlıyordu ya!

Lucescu ne dedi?

Lucescu, geçen günlerde Vatan gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Özellikle kariyerinin sonuna gelmiş oyuncularım resmen bana ve takıma ihanet ettiler. Başta Zago, Cordoba ve Ronaldo olmak üzere yabancılar iyice kenara çekildiler. Ama yöneticilere söylemiştim. Onlara kariyerinin sonuna gelmiş, para için oynayan futbolcuların, her şeyi deneyebileceğini anlatmıştım. Buna rağmen Beşiktaş yönetimi onların parasını vermedi. Onlara yol açtı. Boşluk bıraktı. Konya maçından sonra Cordoba'yı kenara çekip 'Maç sattın mı?' diye sordular... Geriye dönüp baktığımda, şüphelerimin yerine oturduğunu görüyorum. Şimdi kendime kızıyorum. Çünkü o zaman kötü adam ben olmuştum. Türkiye'deki sisteme karşı mücadele etmek çok zor."

YARIN Sivasspor, Samsunspor, Diyarbakırspor ile Akçaabat Sebatspor'un maçlarına ilişkin konuşmalar...

Kaynak: Milliyet Gazetesi

Del Piero_10
28.Temmuz.2006, 12:43
beşiktaş-bursa kavgası bu olaydan kaynaklanıyor herhalde.

meddah
28.Temmuz.2006, 12:46
Bundan eskidir..

teamsah
28.Temmuz.2006, 14:49
tamamiyle bu şikeler yüzünden bir gerginlik var.

nart_susruko
28.Temmuz.2006, 19:04
hadi bakalım paşazadeler neler yapacak ellerinde böyle belgeler olupta yine susacaklarsa, olay hiç gündeme gelmemiş gibi davranacaklarsa çok yazık..

dnz498
28.Temmuz.2006, 19:06
unutulur o belgeler çekmecelerde sonrada şeytan alır götürür

meddah
28.Temmuz.2006, 21:27
tamamiyle bu şikeler yüzünden bir gerginlik var.


1980'lı yıllardan olaylar hatırlıyorum. Din kardeşiyiz..

Del Piero_10
28.Temmuz.2006, 22:56
1980'lı yıllardan olaylar hatırlıyorum. Din kardeşiyiz..

nasıl olaylar?

ibo
29.Temmuz.2006, 02:41
telefon kayıtları var ama icraat yok hala...:(

teamsah
29.Temmuz.2006, 10:23
nasıl olaylar?

Beşiktaş ile Bursa arasındaki ilişkilerin iyi olmaması aslında çok eskilere dayanıyor. Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır. 1974 yılında İstanbul İnönü Stadyumunda oynanan Türkiye Kupası yarı final maçında Bursaspor, Beşiktaşı eleyerek final'e kaldı ve Fenerbahçe ile oynadı. Fenerbahçe , hem lig hem kupa şampiyonu olunca Bursaspor, Kupada Türkiyeyi Avrupa'da temsil etmiştir. İşte o İnönü'deki maç sonucu Beşiktaş taraftarları İstanbul'da Dolmabahçe Taksim arasında birçok araç tahrip edildi , otomobiller ters çevrildi.
Bundan sonra oynanan Bursaspor-Beşiktaş maçları hep gergin olmuştur Tabii bunda medyanın da olumsuz etkisi oldu , olaylar bir şekilde pompalandı. 2 sene öncesi Bursaspor'un küme düşmesinde de maalesef Beşiktaş'ın Karadeniz takımlarına yenilmesinin etkisini kimse inkar edemez.

gezenti
01.Ağustos.2006, 15:18
KARANLIK MI, AYDINLIK GETİRECEK?

Dün gece Star TV’de yayınlanan Telegol programında TFF Başkanı Haluk Ulusoy şike / şaibe suçlamaları ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. Syn. Haluk Ulusoy’ un tüm Türkiye’nin gözünün içine bakarak yaptığı açıklamalardan herkesi şaşkınlık içersinde bırakan satır başları !

Haluk Ulusoy: Ben Türk futbolunun kirli olduğuna inanmıyorum!
Haluk Ulusoy: Ben Türkiye'de maç satıldığına inanmıyorum!
Haluk Ulusoy: Türk futbolu kirli gösterilmek isteniyor!

Yıllardır bu kadar açık bir biçimde ( bkz. Milliyet Gazetesi ) Türk futbolun kirli yüzü kamuoyu ile paylaşılmamıştır ve bu kadar açık bir şekilde belirtilen olaylar sonrasında Türk Futbol Federasyonun Başkan’ı ‘YOK BÖYLE BİRŞEY’ diyebiliyor?

Beşiktaş Külübü Milliyet Gazetesin’de açıklanan Ç.Rizespor – Beşiktaş karşılaşması ile ilgili haberden sonra bir basın bildirisi yayınladı. Beşiktaş Kulübü ne dedi veya ne demek istedi? Evet, şike/şaibe var, olmuştur ama bu futbolcular/menejerler artık bizim külübümüz ile bir bağlantısı kalmamıştır ve bu yüzden Beşiktaş Kulübü sorumlu tutulamaz. Yapılan bildirinin tercümesi budur... Ve TFF Başkan Haluk Ulusoy hala ‘YOK BÖYLE BİRŞEY’ diyebiliyor?

Malesef dün akşam çok açık bir şekilde şunu görebildik.
TFF Başkanı bu olayların üstüne gitmek istemiyor, gidemiyor. Gitse kendisinin açıklarını da ortaya çıkarmak zorunda kalacak... Topu hep başkalarına atmakla meşguldu sevgili TFF Başkanımız Haluk Ulusoy.

TFF Başkanı Devlete devrediyor, Devlet (Spor Bakanı Şahin) Türk Futbol Federasyonuna...
Syn. Haluk Ulusoy... Siz önce TFF Kanunlarını inceleyin ve sorumluluklarınızın ne olduğunu görün, göremiyor veya bilemiyorsanız bir an önce o koltuktan kalkın!

İŞTE TFF KANUNLARI...


ŞİKE TESBİT GÖREVİ FEDERASYONUNDUR
(TFF KANUNU DİYOR Kİ MADDE 10- B BENDİ )
b) Müsabaka sonuçlarını tescil etmek, müsabakaları ertelemek, ileriye kaydırmak, yarım kalan müsabakalar ile olaylı ve anlaşmalı müsabakalar hakkında karar vermek,

ŞİKEYE CEZAYI FEDERASYON VERİR
( TFF KANUNU DİYORKİ MADDE 25)
MADDE 25 – (Değişik 10.06.2004-5175/13) Futbol müsabaka ve çalışmalarında kulüpler ve kişilerce disiplin ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak müeyyideler, milli ve milletlerarası teamüllere uygun olarak Federasyon Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak esaslarla tespit edilir.
Belirlenecek fiillere uygulanacak cezalar, ihtar, yarışmadan men, hak mahrumiyeti, yarışmayı seyircisiz oynatma, saha kapatma, para cezası, tescil iptali, puan indirme ve küme düşürmedir.
Uygulanacak para cezası, beşyüzmilyar lirayı geçemez, bu miktar her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır.

Buyrun, Türkiye gerçeği... Kimsenin birşey yapmaya niyeti yoktur, kanunen belirtilmiş hükümleri bile yok sayılmaktadırlar.

Türk futbolu bu insanlar ile hiç bir zaman beyaz gömlek giyemeyecektir.

teamsah
01.Ağustos.2006, 17:01
KARANLIK MI, AYDINLIK GETİRECEK?

Malesef dün akşam çok açık bir şekilde şunu görebildik.
TFF Başkanı bu olayların üstüne gitmek istemiyor, gidemiyor. Gitse kendisinin açıklarını da ortaya çıkarmak zorunda kalacak...

İşte bu paragraf. Belki de herşeyin özeti bu paragrafta saklı :(

Del Piero_10
01.Ağustos.2006, 17:04
en başta 2001 yılında sondan bir önceki hafta ankaragücü'ne giden teşvik konuşulsun!

teamsah
02.Ağustos.2006, 16:48
FEDERASYON BAŞKANI ULUSOY'UN İSTEDİĞİ ŞİKE BELGELERİ DAVA DOSYASINDA
Belgeler adliyede top federasyonda

Ulusoy, Milliyet'in şike dosyasındaki belgelerin kendilerine getirilmesi halinde gereğini yapacağını açıklamıştı. Belgeler, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2004/402 numaralı dosyada...

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 6
LUBE AYAR araştırdı

Milliyet'in "Örtbas Edilen Şike Belgeleri" başlıklı yazı dizisiyle birlikte Türkiye'de şike olgusunu kanıtlayan bir dizi belge gün ışığına çıkmış oldu.
Şimdi bütün gözler, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Futbol Federasyonu'nun atacağı adımlara çevrilmiş bulunuyor. Hükümet kanadının bu belgelere tepkisi Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından açıklandı.
Şahin, belgeler karşısında "dehşete düştüğünü" açıklayarak, "ilgili süreçlerden geçmiş kayıtlarsa delil sayılacağını" belirterek, 'İtalya'da hangi sonuçları doğurduysa burada da o olmalı" demişti. Şahin, bu sözleriyle İtalya'da Juventus'un 2. lige düşürülmesine atıf yapmıştı. Şahin, ayrıca söz konusu kayıtların Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun şike iddialarıyla ilgili olarak başlatacağı soruşturmaya da eklenmesi gerektiğini söylemişti.

Gözler federasyonda
Futbol Federasyonu Başkanı Ulusoy ise söz konusu belgeler konusunda farklı bir söyleme başvurdu. Ulusoy, Frankfurt'ta oynanan Süper Kupa maçı öncesinde yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Konuşmaların hepsi dedikodudan öteye gitmiyor. Bu konuda bir belge varsa getirsinler, biz de gereğini yapalım. Ortada elle tutulur bir belge yok. O bunu demiş, o onu demiş. TBMM'de bunlarla ilgili daha önce bir komisyon kuruldu. Birçok kişi orada görüşlerini söyledi. Sonuç ortada. Federasyon olarak tüm adımlarımızı dün de atmıştık, bugün de atmaya devam ediyoruz. İtalya'da alınan kararlar sürekli gündeme getiriliyor. İtalya'da kurulmuş bir spor mahkemesi var. Kararı veriyor, federasyon da uyguluyor. Gelsinler, devlet büyüklerimiz bu spor mahkemesini kursunlar. Mahkeme kararı versin, biz de uygulayalım."
Ulusoy, daha sonra Star TV'de yayımlanan Telegol programında da, "Geçmişte de bu haberler yayımlandı. Meclis'te kurulan soruşturma komisyonuna tüm bu konuşmalar geldi. Türk futbolunda ismi geçen herkes çağrıldı. Suçlu bulunamadı. O günlerde bu belgeler bize verilseydi, gereğini yapardık, ancak verilmedi" diye konuştu.
Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" 2004'te yapıldı. Dava açılmadan basına yansıyan bilgiler arasında Peker grubunun, Süper Lig maçlarına müdahale ettiği yönündeki iddialar da vardı. Ancak 2004'te bu haberler savcılık, federasyon veya bakanlık yetkililerince ihbar kabul edilseydi, belgelere ulaşılması mümkün olabilecekti. İlgili kurum ve kuruluşlar sessiz kalınca soruşturma açılmadı.

Belgeler devletin emin ellerinde
Milliyet, daha önce bir kısmı gündeme gelen ve olası bir "şike soruşturması" için ihtiyaç duyulan belgeleri ele geçirdi ve geride bıraktığımız günlerde yayımladı. İtalya'da olduğu gibi, "mahkeme kararıyla dinlenen" telefon kayıtları, ne adli ne de idari yetkililer için ulaşılmaz bir yerde. Bu belgeler Sedat Peker ve arkadaşlarının yargılandığı Kelebek operasyonu davasına ilişkin dosyada, yani devletin emin elleri altında bulunuyor. Dava Beşiktaş'taki İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Dosya numarası ise 2004/402...

Hukukçular ne diyor?

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve ceza hukuku uzmanı Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu, Milliyet'in açtığı şike dosyasının İtalya'daki gibi bir sonuç doğurmasının önünde hiçbir engel olmadığını söyledi. TCK'da "şike" veya spor ahlakına aykırı suçlarla ilgili herhangi bir düzenleme olmadığını hatırlatan Yazıcıoğlu, "Ceza mevzuatımızda, şike ve benzeri hukuka aykırı, ahlaka aykırı eylemlerin suç haline getirilmesi gerekiyor. Acilen bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Fakat bu eksiklik, şike yapanların kendi disiplin hukuklarına göre disiplin cezaları almasına, liglere etki etmesinden dolayı liglerden atılmasına engel değil. Bu eylemler karşısında Federasyonun eğer bir fonsksiyonu yoksa çok garip bir durum olur, şüphesiz bu gücü olmalıdır. Zaten federasyon bunun için var. Elindeki kanun, bu yetkiyi ve gücü federasyona veriyor. Yayımlanan belgelere karşılık kayıtsız kalacaksa o zaman federasyon orada süs olarak mı duruyor?" dedi.

TFF Kanunu ne diyor?

3813 sayılı "Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun" ne diyor?
Madde 10/b: Müsabaka sonuçlarını tescil etmek, müsabakaları ertelemek, ileriye kaydırmak, yarım kalan müsabakalar ile olaylı ve anlaşmalı müsabakalar hakkında karar vermek görevi federasyonundur.
Madde 25: Futbol müsabaka ve çalışmalarında kulüpler ve kişilerce disiplin ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak müeyyideler, milli ve milletlerarası teamüllere uygun olarak Federasyon Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak esaslarla tespit edilir. Belirlenecek fiillere uygulanacak cezalar, ihtar, yarışmadan men, hak mahrumiyeti, yarışmayı seyircisiz oynatma, saha kapatma, para cezası, tescil iptali, puan indirme ve küme düşürmedir.
Uygulanacak para cezası, 500 lirayı geçemez, bu miktar her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır.

Telefon konuşmalarının yerleri


Çaykur Rizespor maçı öncesi, Vedat Peker'in 'X şahıs'la yaptığı, "Canlı para getir, sorumlusu benim" dediği telefon kaydı 17 no'lu klasörün 280. sayfasında...
Vedat Peker'in maça saatler kala Sergen'e ait olduğu öğrenilen hattı arayarak, "Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 275. sayfasında.
Vedat Peker'in maç günü 'X şahıs'la yaptığı ve "Sergen'le konuş, hepsine teşekkür et" dediği telefon kaydı, dosyanın 17 no'lu klasörünün 273. sayfasında.
Maç akşamı Yaşar Durmuşoğlu'nun "Hasan" isimli şahısla yaptığı ve "Reis olmasa bu takım küme düşerdi" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 133'üncü sayfasında.
Vedat Peker'in, 'X şahıs' olarak belirtilen bir gazeteciyle yaptığı ve "Nasıl konuşacak? Yılmaz Vural'ın bir şeyden haberi yok" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 292'nci sayfasında.
Eski TFF Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Hayali'nin, Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'la yaptığı "Devreye gireriz artık canım. Yaslarsın ona (Erciyesspor) aslan gibi" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 249'uncu sayfasında yer alıyor.

Denizli Savcılığı görevsizlik verdi

TÜRKER KARAPINAR Ankara
Malatyaspor - Gaziantepspor maçında şike yapıldığı iddiasını soruşturan Denizli Başsavcılığı, mevcut yasalarda şikenin tanımı ve yaptırımının bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi.
Denizli Başsavcılığı, Denizlispor Başkanı Ali İpek'in, Özcan Kore isimli bir kişiye Malatyaspor'un Çek asıllı futbolcularının Gaziantepspor maçında pasif oynamaları için 400 bin euro göndermeyi taahhüt ettiği iddiasıyla ilgili soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık, 5149 Sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında yürüttüğü soruşturmada, şikenin tanımını ve karşılığını bulamadı. Bunun üzerine şike iddiası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre değerlendirildi. Ancak kanunda da böyle bir suçun tanımlanmadığı ve bu nedenle yasal bir işlem yapılamayacağı anlaşıldı.
Başsavcılık, soruşturmada görevsizlik kararı vererek dosyayı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığı'na gönderdi. Maçta şike yapılıp yapılmadığı konusunda son sözü TFF Yönetim Kurulu söyleyecek. Kurul, dosyayı iddiaları incelemek için kurulan Şike Tahkik Kurulu'na iletecek. Kurul, şike yapıldığı bulgusuna rastlarsa konuyu Yönetim Kurulu'na iletecek. Yönetim Kurulu, küme düşürme gibi cezalar verebilecek.

Kaynak:Milliyet

Burak Duran
02.Ağustos.2006, 16:52
3 büyük falan farketmez düşürürüm demiş buyursun bizi feneri ve bjk yi düşürsün hatta trabzonuda düşürsün bakalım noluyor. burası italyaya benzemez

teamsah
02.Ağustos.2006, 17:05
Terör estirilir. Bence Anadolu Süper Ligi kurulsun. Turkcell Süper Ligi'de 3-4 takımla oynansın. Bu ne beaw yeter artık. İstanbul medyası da sadece kendi şehrinin takımlarına destek verir. Bu böyle devam eder gider.

dnz498
02.Ağustos.2006, 17:09
Türkiye'de hiçbir büyük takım ligden düşürülmez olan yine ufaklara olur Ama biraz hata o takımşlardada var ufak olmayı kabulleniyorlar Büyümek için çaba harcamıyorlar Keşke şu ülkeden bir anadolu kulübü şampiyonluk ipini göğüslesede şu saltanat devri kapansa

teamsah
02.Ağustos.2006, 18:51
Türkiye'de hiçbir büyük takım ligden düşürülmez olan yine ufaklara olur Ama biraz hata o takımşlardada var ufak olmayı kabulleniyorlar Büyümek için çaba harcamıyorlar Keşke şu ülkeden bir anadolu kulübü şampiyonluk ipini göğüslesede şu saltanat devri kapansa

Ben Bursaspor'un yakın bir zamanda şampiyon olacağına ihtimal veriyorum. Ya da ilk 2-3 'ü zorlayabilecek potansiyeli en azından görüyorum. Yalnız bu dediklerim Teknik Direktör Raşit Çetiner ve Başkan Levent Kızıl en az 3-4 sene daha görevlerine devam ederlerse gerçekleşme ihtimali yüksek.

Çünkü bu konuda ciddi çalışmalar var

Universal
03.Ağustos.2006, 14:20
Türkiye Futbol Federasyonu eski Başkan Vekili Hasan Doğan, TFF Başkanı Haluk Ulusoy'un şahsını hedef alan açıklamalarına sert tepki gösterdi.

TFF Başkanı Haluk Ulusoy'un şahsını hedef alan açıklamalarını şaşırmadan ve üzülmeden takip ettiğini ifade eden Hasan Doğan, "Futbol Federasyonu içinde maç satılıyor iddiaları ortada dururken, 'Hasan Doğan adam satıyor' diye ortaya çıkmak gündemi değiştirme amaçlı bir iftiradır. Hasan Doğan futbolun içinde olduğu dönemde Sayın Levent Bıçakcı gibi Sayın Ayhan Bermek gibi temiz toplum, temiz futbol isteyen değerli futbol adamları ile birlikte olmuştur. Ne bir mafya lideri ne de şikeye, şaibeye bulaşmış bir kişi ile ortak tek bir fotoğrafı yoktur. Dönemimizde temiz futbolu arzulayan kişiler federasyonda güçlenmiş, geçmişinde şike ve şaibe ile anılan kişiler tasviye edilmiştir. Bütün bunlar sayın Levent Bıçakcı liderliğinde yapılırken kendisine ağır hakaretlerle saldıranların bugün sayın Bıçakcı'nın avukatlığına soyunmasını spor kamuoyu ilgiyle takip etmektedir" dedi.

'Kulüpler Birliği'nde Levent Bıçakcı lehine bir teveccüh olsaydı hiç tereddütsüz yanında yer alırdım' diyen Hasan Doğan, "Aynı listeyle devam etmemek adam satmak ise sayın Ulusoy, 'Ben değiştim' diyerek hakkındaki yolsuzlukları üzerine yıktığı 14 kişilik yönetimini sattığını kabul ediyor demektir" ifadelerini kullandı.

Spor kamuoyunun ve kendisinin Haluk Ulusoy'dan beklentisinin şike iddialarının üzerine ciddiyetle ve kararlılıkla gidip gerçekleri ortaya çıkarmak olduğunu kaydeden Hasan Doğan, "Ancak Haluk Ulusoy kamuoyu baskısı nedeniyle soruşturma komisyonu kurmak zorunda kaldığı kişilere sahip çıkmakta onlara kefil olmaktadır. Soruşturmanın yansızlığını ortadan kaldıran bu tutum bu olayın örtbas edileceği iddialarını kuvvetlendirmektedir. Federasyon içinde maaşla görevlendirilmiş delegeler veya bazı kulüp başkanlarının talebiyle çeşitli kurullarda görev almış kişiler ortada iken ben diyet ödemedim demenin inandırıcılığı yoktur. Bu açıklama temiz futbol, temiz toplum isteyen bir futbolsever olarak bu konulara duyarlı spor basınının ve kamuoyonun bilgilendirilmesine yöneliktir kişisel bir amaç yoktur" diye konuştu.

nart_susruko
03.Ağustos.2006, 20:13
var mı yeni hikayeler.. :D

bursa_mc
04.Ağustos.2006, 15:56
Rize-Beşiktaş maçına inceleme talebi
Bursaspor’un kongre üyesi Lemi Keskin, Çaykur Rizespor-Beşiktaş ve Çaykur Rizespor-Akçaabatspor maçlarıyla ilgili olarak, federasyona şike başvurusunda bulunacağını söyledi.

Bir dönem Bursaspor’da yöneticilik yapan Lemi Keskin, bir gazetede geçen hafta çıkan haberi ihbar kabul ederek, 2 sezon önce oynanan Çaykur Rizespor-Beşiktaş ve Çaykur Rizespor-Akçaabatspor maçlarıyla ilgili olarak, polisin mahkeme izniyle dinlediği, Beşiktaşlı yönetici ve futbolcuların da aralarında bulunduğu kişilerin konuşmalarının yer aldığı belgelerle Türkiye Futbol Federasyonu’na şike başvurusunda bulunacağını belirtti.

nart_susruko
04.Ağustos.2006, 19:18
273723618723 tane dosya var incelenecek..
bi Allahın kulu çıkıpta incelesin artık şunları ya..
o incelencek, şu dosya için inceleme talebi.. yeter yaa yeter..
yine tozlu raflarda yer edinecek gibi görünüyor ya bu dosyada neyse..