PDA

View Full Version : Peyzaj Mimarları Hükümetin Bizi Bitirmesine İzin Vermeyelim



Sekopej
11.Eylül.2006, 02:13
Sayın Meslektaşımız

30 EYLÜL 2006 ….

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ YASASINA KARŞI

BİRLİĞİMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ GÖSTERECEĞİMİZ,

HAKLARIMIZI ve EMEĞİMİZİ KORUYACAĞIMIZI DUYURACAĞIMIZ GÜNDÜR .

2005 Ekim ayından itibaren TBMM komisyonlarında görüşülmeye başlanan yasaya karşı tüm meslektaşlarımızın/üyelerimizin/öğrencilerimizin sesi olarak Mecliste ve diğer platformlarda verdiğimiz mücadeleden özet vermek istiyoruz.

Orman Mühendisliği-Orman Endüstri Mühendisliği-Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Yasa tasarısı adı altında, Cumhuriyet tarihinde ilk olma özelliğini de taşıyan ve üst birliğimiz olan TMMOB de yok sayılarak TBMM' n e getirilen meslek yasasında Peyzaj Mimarlığı mesleğinin uzmanlık alanları ihlali ve gaspı söz konusu idi…

Meclisteki görüşmelerimizde ısrarcı ve haklı tutumumuz karşısında Orman Mühendislerine verilen yetkiler arasında olan "Peyzaj Projelerinin yapımı" bendini tasarıdan çıkarttığımız halde "Peyzaj Uygulamalarının yapılması"nın Yasada kalması , "Rekreasyon alan yönetimi ve uygulaması" ile peyzaj projesi tanımının çevre düzenleme olarak da algılandığını bilen bilim hırsızlarının "çevre düzenlemesi de yaparlar" ifadesinin kalmasındaki ısrarı, artık bilime, eğitime ve meslek alanlarına saldırının net bir göstergesi idi…

Tüm yasal haklarımızı harekete geçirdiğimiz ve "artık yeter" dediğimiz bugün birbirimize ve dayanışmaya fazlasıyla ihtiyacımız var.

Çünkü siyasi iktidar ve yandaşları bu yasa ile bir mesleğin uzmanlık alanına kendi başlarına karar veremeyeceğini bilmelidir…

Yine aynı iktidar, rantsal çıkarları bir mesleğin imza yetkilerini gasp ederek alamayacağını bilmelidir…

Bilmelidir ki; eğitimini, yaşamsal değerlerini ve çalışma hayatını mesleklerinin üzerine kurmuş peyzaj mimarlarının ve peyzaj mimarlığı öğrencilerinin geçmiş ve geleceklerini hiçe sayacak bir komplo teorisi gerçekleştiremezler…

Ve bilmelidirler ki; Yasanın TBMM'de onaylanmış olsa da, bizim haklarımızın ihlali ne karşı olan mücadelemiz ve mesleğimize sahip çıkmak adına yapacaklarımız daha bitmemiştir…

Yasanın hayata geçirilmesi için Orman Mühendisleri Odası söz konusu yasanın alt yönetmelik ve yönergelerini hazırlamak zorundadır. İşte esas mücadelemiz burada başlayacaktır. Hazırlanacak bu yönetmeliğe karşı Peyzaj Mimarları Odasını ve tüm peyzaj mimarlarını yasal zeminde karşılarında bulacaklardır…

Biz mesleğine gönül vermiş, tüm yaşamsal düzenlerini meslek gereklerinin ve etik değerlerinin üzerine kurmuş olan peyzaj mimarları ve geleceğini kurgulayan peyzaj mimarlığı öğrencileri, inanıyoruz ki; mesleğimizin bilimsel gerçeklerini savunacağız ve dolayısı ile haklı davamızı kazanacağız…

Ülkemizdeki 6000'e yakın peyzaj mimarının haklı davasının seslendirileceği 30 Eylül 2006 günü, Ankara'da tüm meslektaşlarımızla TBMM'ne ve KAMUOYU'NA sesleniş yürüyüşü kararı aldık ve biliyoruz ki yalnız olmayacağız…

· Hep birlikte haklılık ve doğruluğumuzu seslerimizle duyurmak,

· Kamuda hakkımız olan Peyzaj Mimarlığı unvanımızı istemek,

· Siyasal ve rantsal paylaşımlar arenasının bizim mesleğimiz olmadığını söylemek,

· Ülkemiz doğal kaynakları olan ormanlarımızın 2B yasası ile talanına izin verecek yeminli orman bürolarına teslim etmeyeceğimizi söylemek,

· Siyasilerin işinin bilim olmadığını göstermek,

· Mühendislik ve mimarlık mesleklerinin ihtisaslarına göre yönetmeliklerinin onaylandığı yerin Meclis değil Anayasal bir hakla TMMOB olduğunu bir kez daha hatırlatmak, üzere : 30 Eylül 2006 da Ankara'da birlikte olalım…

Doğal ve kültürel tüm varlıkların korunarak kullanımı ilkesi ile kentsel ve kırsal yaşam kalitelerini belirleyen ve yükselten, bu çalışmalarında kamu yararı gözeten Peyzaj Mimarları, bu ülkenin dinamiklerindendir. Siyasi iktidar bunu görmezden gelemez.

30 Eylül; birlikte olmak, güçlü olmak günüdür…..

30 Eylül; mesleğimize sahip çıkma günüdür….

30 Eylül; ulus olarak, vatandaş olarak hareket alanlarımızın daraltıldığı meclise "Meslek Alanıma Müdahale Etme" deme günüdür.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, şube, temsilcilikler ve öğrenci üye kolları ile karşılıklı bilgi ve görüş alışverişinde bulunmak ve Peyzaj Mimarlığı mesleğini dar kalıplar içinde tutmak isteyenlere haykırmak için hep birlikte olmak istiyoruz.

Düzenli olarak toplanmak, 30 Eylül'e hazırlanmak ve tüm illerdeki üyelerimizi Ankara'ya taşımak üzere program yapıyoruz. Ankara'ya geliş ve Meclise yürüyüş programlarını ODA'mız web sayfasından ve aşağıda iletişim bilgileri verilecek olan oda bileşenlerimizden ulaşabilirsiniz.

SEN YOKSAN EKSİĞİZ…

SİZ YOKSANIZ, MESLEĞİMİZ DE OLMAYACAK...

Saygılarımızla

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Yönetim Kurulu



Evet Sayın Başbakanımız Orman Mühendisi arkadaşları var diye böyle bir yasa hazırlattı ve onaylanmayı bekliyor. Amaç bu yetkiyi onlara verip devletin arazilerini kolayca şahıslara geçirmektir. Hükümet içindeki Orman Mühendisleri okullarında hiç bir eğitim almamalarına rağmen bizim iş alanlarımızda yetkili konuma geçmektedir. Avrupa Peyzaj Sözleşmesini imzalayan bu hükümet onu okuma zahmetine girmemiş, bir bilenden yardım almamıştır. Uluslararası sözleşmeye, bizzat kendi imzaladığı sözleşmeye karşı çıkarak bizlere verilmesi gereken yetkiyi orman mühendislerine vermektedir.

Yaklaşık 2 senedir bu yasa geçmesin meclisten diye uğraşıyoruz, bunun için çok kez basın açıklaması yaptık ama pek sesimizi duyuramadık. Umarım bu buluşmada birileri bizi duyar.

Sayın Başbakanım bu seçimde bizlerden bizim ailemizden çevremizden oy beklemeyiniz. Siz kendi keyfiniz için yasa çıkarmayı sürdürdükçe bizim oyumuzu alamayacaksınız. Avrupada Amerikada hızla büyüyen bir mesleği siz bu ülkede bitirmek istiyorsunuz....

Scocco
11.Eylül.2006, 17:03
Ben peyzaj mimarı alanı dışındayım ve seni destekliyorum. Yazdıklarının hepsine katılıyorum. Türkiye dışında ilerleyen bir mesleği niye ülkemizde azaltsınlar. Avrupa'da olan birçok meslek Türkiye'de yok ya da önceden vardı sonra sözde ilgisizlik var diye yok ettiler.

Sekopej
03.Ekim.2006, 01:30
30.09.2006 PEYZAJ MİMARLARI ALANLARDA....



Onurlu hakalma mücedelemizde , mesleğimize , geleceğimize, ülkemize sahip çıkma kavgamızda binlerce peyzaj mimarı ile Ankara’ da buluştuk.


...

"Ekilir ekin geliriz,

Ezilir un geliriz,

Bir gider, bin geliriz,

Beni vurmak kurtuluş mu?"

...



DAHA YENİ BAŞLIYORUZ!

Ülkemizin dört bir yanından geldik. Edirne’ den Ardahan’ dan, Sinop’ tan Antalya’ dan, İstanbul’ dan, İzmir’ den, Samsun’ dan, Antep’ ten… üniversitelerden, Ankara’ dan, Bilkent’ten, İstanbul’ dan, Bartın’ dan, KATÜ’den, Akdeniz’ den, Atatürk’ ten, Ege’ den… Fabrikalardan, kamu kurumlarından. Eşlerimizle, çocuklarımızla, sevgililerimizle, dostlarımızla geldik. Ellerimizde kitaplarımız ve türkülerimizle!

...

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül ORUÇKAPTAN' ın konuşması;

Merhaba sevgili meslektaşlarım hoş geldiniz



“Yüreğimizde insan sevgisi ve yurtseverliği, baskı, zulüm ve engelleme yöntemlerinin söküp atamayacağı bilinci içinde; bilimi ve tekniği küreselleşmenin sömürgenliğine değil, halkımızın hizmetine sunmak için, her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlı” bir felsefenin birlikteliğindeyiz.” Bugün üreterek büyüyen, paylaşarak gelişen bir ülkede insanca, barış içinde yaşamak istiyoruz.

12 yıl önce kurulmuş olan ODA örgütlülüğümüzün kurucularının başlatmış oldukları amaç ve hedefleri aynı inanç ve kararlığımızla “GÜCÜMÜZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDÜR” sloganıyla şu an… Burada, bu muhteşem tablo ile pekiştiriyoruz.. HOŞGELDİNİZ.

Ülkenin dört bir yanından, aldıkları eğitimle elde edilmiş bilgi ve deneyimlerini, ülkesinin üretimine sunmaktan başka bir mücadele hattı olmayan Peyzaj Mimarları… HOŞGELDİNİZ.

Bize, bilimi ve teknolojiyi anlatan, Peyzaj Mimarlığı mesleğinin bilim ve insanla buluşan bir meslek olduğunu öğreten bilim insanları…HOŞGELDİNİZ.

Onurlu bir meslektir dediniz..

İnsan odaklı bir meslektir dediniz..

Ülkenin tüm kamusal alanları sizin sorumluluğunuzdadır dediniz…

Ancak bugün, bize öğrettiğiniz bilimin ve değerlerinin rant uğruna, küreselleşme uğruna nasıl feda edildiğini söylemek için buradasınız. İyi ki geldiniz. İyi ki varsınız.



HOŞGELDİNİZ

Biz geleceğiz,

Biz varız,diyen peyzaj mimarlarının gençleri,gelecekleri,öğrencileri..

Mesleğimi,eğitimimi elimden alarak geleceğime ipotek koydurmam diyerek meydanları dolduran öğrencilerimiz….HOŞGELDİNİZ.



HOŞGELDİNİZ, dost emek ve meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin üyeleri hoş geldiniz.



SESİMİZ VE SÖZÜMÜZ SİZİNLE GÜRLEŞİYOR.

BİZE GÜÇ VERİYORSUNUZ……HOŞGELDİNİZ.


BİZLER, ülkemizin peyzajını oluşturan doğal ve kültürel kaynakların ve çevrelerinin koruma-kullanma dengesini gözeterek, ekolojik, ekonomik ve işlevsel peyzaj tasarımları ve planları yapan, ülkemiz doğal ve kültürel değerlerinin korunması, onarılması ve yönetimi konularında toplum için bilim ve sanat temelinde projeler üreten peyzaj mimarlarıyız.

BİZLER, mesleğimizin çalışma alanları olan kamusal alanları halkın yararına planlayan ve sürdürülebilirlik temel ilkesi içinde ülke kaynaklarımız halkındır diyen peyzaj mimarlarıyız.

Sevgili Dostlar, sevgili meslektaşlarım;

Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir meslek odası bilime, etiğe aykırı bir yol izlemiştir.

Anayasanın 135. maddesi ile kurulmuş; mühendislik ve mimarlık mesleklerinin ihtisas alanlarını düzenlemek ve denetlemekle yükümlü kamu niteliğinde bir kuruluş olan TMMOB yok sayılmış, yine TMMOB’a bağlı Orman Mühendisleri Odası ile Çevre ve Orman Bakanlığı el ele vererek içerisinde bir çok gaspı barındıran Orman Mühendisliği Yasası 08 Temmuz 2006 tarihinde maalesef Meclis kapatılmadan çıkartılmıştır.

Biz bugün TBMM’ne ve milletvekillerine buradan tekrar sesleniyoruz;

Daha önceki yanlışlarınız yetmemiş gibi bugün bir yanlış daha yaptınız…



ÖZELLEŞTİRMELER…

YABANCILARA SATILAN MADENLERİMİZ VE TOPRAKLARIMIZ…



Hasankeyf ve Allianoi’yi sular altına gömerek Ulusal hafızalarımızı, tarihimizi YOK ETMEYE ÇALIŞMAKTASINIZ…

Sinop’ta ve Göcek’te kurmak istediğiniz nükleer santrallerle çocuklarımızın yaşam haklarını ellerinden almaktasınız…

Fırtına Vadisi, Munzur, Belek, Lara, Haydarpaşa Galataport… daha saymakla bitmeyen tarihi, kültürel, doğal varlıklarımız…

Hepsini yabancı sermayeye açarak kentsel ve ulusal hafıza alanlarımızı yok etmektesiniz.

Ülkemizin bir daha sahip olamayacağı ve Dünya mirası alanlarımızı görmezden geldiniz…

Bu ülkenin her karış toprağı bizim, satarken SORDUNUZ MU?



Şimdi sıra ormanlarımızda…

2/B olarak bildiğimiz “Bilim ve Fen niteliğini kaybetmiş orman alanları” denilerek orman alanlarının yapılaşmaya açılmasına izin veren ve sermayedarlara sunulan yasa tasarısı biliyoruz ki bugün hala meclisimizde bekletilmektedir.

Çünkü 8 Temmuz 2006’da mecliste onaylanan ve sadece meslek yasasıymış gibi lanse edilen bu yasayla 2/B’lerin de önü açılmış olacaktır.

Bu yasayla… Orman alanlarının nitelik kaybına uğrayıp uğramadığını tescilleyecekleri özel orman bürolarını açmaya yönelik çabalarından vazgeçmediklerini görüyoruz.

Bugün iktidar yanlısı Orman Mühendisleri Odası ile Çevre ve Orman Bakanlığı el ele vererek adı meslek yasası olan ama aslında rant yasası olan yasayı Türkiye’de yaşayan 6000 peyzaj mimarını yok sayarak çıkartmışlardır.



Sevgili dost meslektaşlarım,

Bu yasa ile peyzaj mimarlığı mesleğinin uzmanlık alanları da gasp edilmiştir. Soruyorum size… Hangi eğitimle… hangi bilimle… hangi etikle…hangi hakla… bizim uzmanlık alanlarımız başka bir meslek grubuna hediye edilmektedir. Bu yasa Anayasa’nın eşitlik ilkesine de AYKIRIDIR!



Milletvekillerine buradan sesleniyoruz;

Siz, 9000 orman mühendisi 6000 peyzaj mimarından daha çok oy getirir diye düşündünüz, biz peyzaj mimarlarının gücünü göz ardı ettiniz. Bizi komisyon çalışmalarınızda dinlemediniz.



Oysa dinleseydiniz “bu yasayı geri çekmezseniz Türkiye’deki 6000 peyzaj mimarını ve ailelerini bu Meclis kapısına getiririz” demiştik, o zaman sesimizi duymak istemediniz.

Bugün de mi sesimizi duymayacaksınız?

Bu yasayı iptal edin?

Ana muhalefet partisi, size sesleniyoruz… bu haksızlığın giderilmesi için Anayasa mahkemesine başvurun.



Siyasi iktidar yandaşı Orman Mühendisleri Odası!

Web sayfanda yayınlıyorsun… 1. duyurun, Orman Genel Müdürlüğü 380 adet orman mühendisi alacakmış…paylaşım yerini buldu değil mi?

2. duyurun, 5531 sayılı Orman Mühendisliği Kanununun yürürlüğe girmesi için gereken yönetmeliklerin neredeyse hazır olduğu…



Bunlar neye karşılık oldu soruyorum?



Bu yasayı çıkarttırabilmek için hangi bedeli ödedin?



Artık hep birlikte haksızlığı haykırma günü gelmiştir. O gün bugündür.



Kıyılarımız, kentlerimiz yağmalanmakta,…



Oysa insanlığın binlerce yıllık uygarlık mücadelesinin mekanı olan kentler “özgürlüğün ve uygarlığın” kaynağı olarak algılanmış, demokrasi uygulamalarına tanık olmuş, ev sahipliği yapmıştır.

Kent imar planlarında ayrılmış ufacık alanlar dışında yeşil bırakılmamış, bizi yönetenler kent içindeki yeşil alanlara gözlerini dikip ne yaparım da buralara yer altı çarşıları yaparım, katlı kavşaklar yaparım, üzerine binalar kondururum, biraz da cebimi doldururum diyen anlayışlarla kentlerimizi talan etmektesiniz.

Kentlilik bilinci ve kent politikası olmayanlar, bir taraftan kentlerimizin kültürel değerlerinin yok olmasına neden olurken, diğer taraftan da kullanım biçimi ve ekonomik kayıplar ile ülkemizin milli gelirlerini pervasızca harcamaktadır.

Artık öyle sınır tanımaz, öyle rant büyüsüne kapılmışlar ki koruma altına alınmış SİT alanlarımız ile kıyılarımız gibi koruma altındaki alanlarımız metalaştırılmış… ticarileştirilmiştir…

Bizi geleceğe taşıyacak olan tüm açık-yeşil alanlarımızı, ekolojik alanlarımızı, kıyılarımızı, doğal ve tarihi sit alanlarımızı “Kentsel Dönüşüm” adı altında yağmalayanlardan biri de Kültür ve Turizm Bakanıdır. Sayın Bakan demektedir ki “bu alanlarımızı kullanamayarak turşu kurmuştuk, şimdi turşuyu yeme zamanı geldi” Sn. Koç hala mı doymadınız?...

Bir ülkenin olmazsa olmazlarından olan sağlık ve eğitim de hızla özelleştirilerek satılabilir bir meta haline gelmiştir.

Seçimlerde nasıl daha çok oy alabilirim, bu düzenden payımı nasıl arttırabilirim diye düşünen siyasi iktidar, eğitimimizi de kıskacı altına almıştır. 22 peyzaj mimarlığı bölümünden 14 tanesinde eğitim verilebilirken siyasi iktidar hiçbir alt yapısı ve akademik personeli olmayan eğitimi ve kaliteyi önemsemeden yeni bölümler açmaktadır.

Ne garip bir çelişkidir ki; hem peyzaj mimarlığı bölümleri açmaktadırlar, hem meslek yetkilerimizi orman mühendislerine vermektedirler. Gençlerimizin geleceğini çalmaktadırlar.

Ve yine ne garip çelişkidir ki; şu anda meclisimizde yabancı mimar ve mühendislerin Türkiye’de çalışma izni ile ilgili yasa tasarısı bulunmaktadır. Bizim geleceğimizi karartan siyasi iktidar, yabancı mühendis ve mimarlara ülke kapılarını sonuna kadar açmaktadır.

Gençlerimizin, öğrencilerimizin gelecekleri, umutları, yok edilmeye çalışılmaktadır.

AB uyum yasaları ve GATS ile ülkemizde serbestçe dolaşabileceklerdir. Ama ya bizim meslektaşlarımız … kendi ülkelerinde yabancılar ekmek yerken işsiz kalacaklardır.

Yabancılara bu kadar imtiyaz tanıyan siyasi iktidardan taleplerimiz var. Bakalım ne yapacaklar… Taleplerimiz ise…



Peyzaj Mimarlığı mesleğini Peyzaj Mimarlığı eğitimi alanların yapması
Peyzaj Mimarlarının kamu kurum ve kuruluşlarında çalışabilmeleri ve kadrolarını alabilmeleri,
4. Madde/a 12, 13 ve 17. alt bendlerinde bizi tanımladığın Orman Mühendisliği yasasının iptal edilmesi
Kamuda ve özel sektördeki ücret yetersizliği ve dengesizliğinin giderilmesi
İstihdam alanları yaratılarak işsiz meslektaşlarımızın sorunlarının çözülmesini,
Bayındırlık komisyonlarında çalışmaları devam eden İmar mevzuatlarında mesleğimizin tanımlarının yapılması


Bugün Ankara’da tek yürek… tek yumruk olan peyzaj mimarlarının talepleri karşısında ne yapacaksınız… merak ediyoruz…kararlıyız…takipçisiyiz…



Sevgili dostlar;



Sermayenin yaşama tüm gücüyle saldırdığı, emperyalistlerin dünyayı savaşla sınadığı bu dönemde bize düşen bir olmaktır… umudu diri tutmaktır…bu mücadelede birlikte olmaktır…

Sen yoksan bir eksiğiz.

Başka bir Türkiye, başka bir Dünya için sen de katıl, ellerimizi birleştirip emeğin ve özgürlüğün Türkiye’sine uzanalım.

Örgütlülüğümüz gücümüzdür.

Bugün burada Peyzaj Mimarlarının gücünü gösterdik…14 Ekim’de Birliğimiz TMMOB tarafından düzenlenen bizim de içinde yer aldığımız “İNSANIMIZA, ÜYEMİZE, YAŞAMA, MESLEĞİMİZE, ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ” mitingine yine hep birlikte katılıyoruz…



“KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER, YA HİÇBİRİMİZ”



Evet yürüyüşümüz ve basın açıklamamız gerçeklekleşti. Fakat basında nedense pek yer almadı. Buradan soruyorum, hiç cumartesi, pazar veya bugün bu olayla ilgili bir habere rastladınız mı? Cevabınız muhtemelen hayır olacaktır. Neden mi? Çünkü biz sadece hakkımızı aramaya gittik, ne hükümete başka olaylardan ötürü protestoda bulunduk ne de hakarete varan sloganlar attık. Polisle çatışmadık. Belki haber olmak için bunları yapmak gerekiyordu ama bizim amacımız sadece hakkımızı aramaktı. Böyle olunca da olay yok, bağırış hakaret yok, değerli basınımız tabi ki haber yapmaz.

Sadece Hürriyet Gazetesi'nde çıkmış bir haber var. Ama biz yılmayacağız, hakkımızı aramaya devam edeceğiz.....

Gelişmeleri öğrenmek ve Peyzaj Mimarlığı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız odamızın resmi sitesini ziyaret edebilirsiniz....

http://www.peyzajmimoda.org.tr/