C h A o S
19.Aralık.2006, 16:22
Telegol programında şike iddialarını gündeme getirmesiyle birlikte Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım tarafından Galatasaray Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat ile "Kanka" oldukları yönünde eleştirilen Serhat Ulueren, Superspor.com'a konuştu: "Aziz Yıldırım ile aram daha iyidir. Bir kankam varsa o da Aziz Yıldırım olur. Bu olay oluncaya kadar her hafta kendisiyle telefonda konuşurdum. Kankalık için başka kimse aklıma gelmiyor."
Futbol tutkunlarını pazar geceleri ekran başına kilitleyen programlardan biri Telegol...
Geçtiğimiz haftalarda ekrana taşıdığı dosyayla bir anda ülke gündemine şike iddialarını taşıyan Telegol ekibini devre arasının muhtemel son programında ziyaret ettik.
Kimi zaman taraftarları çılgına çeviren, kimi zaman yorumcuları ile konuşulan Telegol ekibinin misafiriyiz...
Foto muhabiri olarak görev yapan arkadaşım Bora Toprakçı ile Star Spor ekibi tarafından sıcak bir şekilde karşılanıyoruz.
Daha önce Sabah ve Star gazetelerinde birlikte çalıştığımız günlere kısa bir nazirenin ve program yorumcuları Ziya Şengül, Gökmen Özdenak ve ekibe son katılan isim Cem Papila ile "Merhaba" çaylarımızın ardından toplantı odasına geçerek başlıyoruz sohbetimize...
Sitemizde ziyaretçilerimize röportaj yapacağımızı duyurmuştuk.
Telegol ekibine yönelteceğimiz sorular için bizlere yazın desteği veren okuyucularımızın sabırsızlıkla beklediklerini de biliyorum.
Çünkü, gelen sitem mesajları, bu sabırsızlığın ayak seslerini ziyadesiyle veriyor bana ve arkadaşlarıma...
Gelen yüzlerce (ki abartmıyorum) sorumuzla birlikte Telegol ekibiyle karşı karşıyayız.
En sık sorulan yöneltilen sorulardan biri olan, "Serhat Ulueren hangi takım taraftarı" ile startı veriyorum...
Sorunun muhatabı Serhat Ulueren'den gelen ilk yanıt: "13 yıl boyunca Galatasaray kulüp muhabirliği yaptım" oldu. "Muhabirlik yaptığım dönemlerde Galatasaray'ı tutuyordum. Fakat müdürlük yapmaya başladığım günden bu yana her takıma aynı mesafedeyim."
"Bizim için renkler önemli değildir"
- En fazla eleştirildiğiniz nokta. Objektif misiniz?
İşte, Serhat Ulueren'den gelen yanıt... "Son derece. Hatta, 'Galatasaray'da muhabirlik yaptın? Neden kulübü bu kadar eleştiriyorsun?' diye çok sorulmuştur. Ama bu soruya soranlar daima, 'Bizim için renkler, kulüpler önemli değildir' cevabını alırlar.
Bu noktada Ziya Şengül’ün, yılların tecrübesiyle "Futbolcunun ve gazetecinin takımı yoktur. Her ikisi de profesyoneldir" yorumu başka söze gerek bırakmıyor...
Gökmen Özdenak, ayrı bir noktaya dikkat çekerek, kulüp yazarları, medya ve kulübün birlikte hareket etmesinin Türk futbolunun ilerleyişine ket vurduğundan dem vuruyor: "Galatasaray'da oynamış futbolcu Fenerbahçe'yi yazabilmeli. Ama bu yok. Dürüstçe yorumlar futbolda da kaliteyi getirecektir. Kulüplerin amigoluğunu yapan yazarlar var. Türk futbolunun gelişememesinin nedenlerinden bir de medyanın, top peşinde koşmuş ya da koşmamış hemen hemen her kişiye köşe ayırarak yorum hakkı tanımasıdır."
Tam bu noktada şahsınında bir medya mensubu olduğunu, çözüm için adım atılmasına katkısı olup olamayacağı sorusunu yöneltiyorum Özdenak'a.
"Ziya Ağabey ve ben örnek davranışlar içinde hareket ederken, gençlere kendimizi yol gösterici olarak hissediyoruz. F.Bahçe ya da G.Saray'a zarar veriliyorsa korumak zorundayız ve koruyoruz da" sözleri geliyor.
Gayet sakin ve keyifli bir şekilde sohbetimizi sürdürüyoruz... (Ekibin yaramaz çocuğu Adnan Aybaba henüz yok. Belki diyorum sakinlik ondandır!.. Ya da bana öyle geliyor!..) Gelelim şu malum şike dosyasına... İthamlar nedeniyle Fenerbahçe taraftarlarını ve yönetimini adeta çılgına çeviren, milyonların günlerce hop oturup hop kalkmasına neden olan dosyanın ekrana taşınma hikâyesini soruyorum Telegol ekibinin başındaki isim Serhat Ulueren'e...
- Bu kadar tepki alacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
- "Tepki mi aldık?"
- Almadınız mı?!..
- "Fenerbahçeliler taraftarlıklarının verdiği heyecanla davrandılar."
- Hiç pişmanlık duydunuz mu?
- "Doğru işler yaptım, daha doğrusu yaptık... Yorumcu ağabeylerimize da danıştık. Hiç bir pişmanlık duymadım. İşimi yaptım. Bugün olsa yine yaparım. Her ne kadar özel hayatıma girilse de, telefon numaralarım internet üzerinden yayınlansa da en ufak bir pişmanlığım yok."
"Benden özür dileyenler oldu"
Gelen bine yakın soru içinde en fazla merak uyandıran konulardan birisi de "Tehdit aldı mı?" şeklindeydi.
Aynen iletiyorum Ulueren'e...
- "Hayır. Telefonlar geliyor ama ben ciddiye almıyorum. Tepkilerini ve eleştirilerini dile getiriyorlar. Telefonlarımın yayınlandığı ilk gün 469 tane cevapsız arama vardı. Cevap verdiklerimden küfür eden de var, hakaret eden de. Küfürle başlayıp, 'Ağabey özür dileriz, sizi yanlış tanımışız' diyenler de oldu."
Hazır kaset olayı üzerinde adım adım gidiyorken tam zamanı. Bu soruyu sormadan olmaz... Siz Fenerbahçe'nin şike yaptığına inanıyor musunuz?
- "Ben Fenerbahçe şike yaptı diye bir şey söylemedim. Sadece bir itirafçının iddiaları vardı. Biz onu kamuoyunun önüne koyduk. Burada Fenerbahçe'nin adı geçmedi. Sadece Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Başkanı olmasıyla ilgili bir paralellik vardı. Doğru mu, yanlış mı buna yargı karar verecek."
Toplumun tüm kesimlerinde, taraflı tarafsız herkesin söyleyecek bir şeyleri var. Ülke gündemini günlerce meşgul eden bu iddialar üzerine olay şu an ne merkezde?... Bunun bilgisini Serhat Ulueren'den alıyorum.
- Futbol Federasyonu ya da yargı makamları sizden bu konuda elinizdeki doneleri paylaşmanız yönünde bir davette bulundu mu?
- "Samsun Savcılığı, İstanbul Organize İşler Müdürlüğü ve Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı benden kasetleri istedi. Kendilerine ilettik. Zaten Futbol Federasyonu programın kayıtlarını yapmış, ellerinde mevcut. Bu arada Federasyon tarafından Fenerbahçe Spor Kulübü'ne yazı yazılmış. Zaman aşımına uğramasından dolayı herhangi bir cezai müeyyide olmayacağı hususunda. Bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar Fenerbahçe'nin herhangi bir yanıtı olmadı."
alıntıdır.
Futbol tutkunlarını pazar geceleri ekran başına kilitleyen programlardan biri Telegol...
Geçtiğimiz haftalarda ekrana taşıdığı dosyayla bir anda ülke gündemine şike iddialarını taşıyan Telegol ekibini devre arasının muhtemel son programında ziyaret ettik.
Kimi zaman taraftarları çılgına çeviren, kimi zaman yorumcuları ile konuşulan Telegol ekibinin misafiriyiz...
Foto muhabiri olarak görev yapan arkadaşım Bora Toprakçı ile Star Spor ekibi tarafından sıcak bir şekilde karşılanıyoruz.
Daha önce Sabah ve Star gazetelerinde birlikte çalıştığımız günlere kısa bir nazirenin ve program yorumcuları Ziya Şengül, Gökmen Özdenak ve ekibe son katılan isim Cem Papila ile "Merhaba" çaylarımızın ardından toplantı odasına geçerek başlıyoruz sohbetimize...
Sitemizde ziyaretçilerimize röportaj yapacağımızı duyurmuştuk.
Telegol ekibine yönelteceğimiz sorular için bizlere yazın desteği veren okuyucularımızın sabırsızlıkla beklediklerini de biliyorum.
Çünkü, gelen sitem mesajları, bu sabırsızlığın ayak seslerini ziyadesiyle veriyor bana ve arkadaşlarıma...
Gelen yüzlerce (ki abartmıyorum) sorumuzla birlikte Telegol ekibiyle karşı karşıyayız.
En sık sorulan yöneltilen sorulardan biri olan, "Serhat Ulueren hangi takım taraftarı" ile startı veriyorum...
Sorunun muhatabı Serhat Ulueren'den gelen ilk yanıt: "13 yıl boyunca Galatasaray kulüp muhabirliği yaptım" oldu. "Muhabirlik yaptığım dönemlerde Galatasaray'ı tutuyordum. Fakat müdürlük yapmaya başladığım günden bu yana her takıma aynı mesafedeyim."
"Bizim için renkler önemli değildir"
- En fazla eleştirildiğiniz nokta. Objektif misiniz?
İşte, Serhat Ulueren'den gelen yanıt... "Son derece. Hatta, 'Galatasaray'da muhabirlik yaptın? Neden kulübü bu kadar eleştiriyorsun?' diye çok sorulmuştur. Ama bu soruya soranlar daima, 'Bizim için renkler, kulüpler önemli değildir' cevabını alırlar.
Bu noktada Ziya Şengül’ün, yılların tecrübesiyle "Futbolcunun ve gazetecinin takımı yoktur. Her ikisi de profesyoneldir" yorumu başka söze gerek bırakmıyor...
Gökmen Özdenak, ayrı bir noktaya dikkat çekerek, kulüp yazarları, medya ve kulübün birlikte hareket etmesinin Türk futbolunun ilerleyişine ket vurduğundan dem vuruyor: "Galatasaray'da oynamış futbolcu Fenerbahçe'yi yazabilmeli. Ama bu yok. Dürüstçe yorumlar futbolda da kaliteyi getirecektir. Kulüplerin amigoluğunu yapan yazarlar var. Türk futbolunun gelişememesinin nedenlerinden bir de medyanın, top peşinde koşmuş ya da koşmamış hemen hemen her kişiye köşe ayırarak yorum hakkı tanımasıdır."
Tam bu noktada şahsınında bir medya mensubu olduğunu, çözüm için adım atılmasına katkısı olup olamayacağı sorusunu yöneltiyorum Özdenak'a.
"Ziya Ağabey ve ben örnek davranışlar içinde hareket ederken, gençlere kendimizi yol gösterici olarak hissediyoruz. F.Bahçe ya da G.Saray'a zarar veriliyorsa korumak zorundayız ve koruyoruz da" sözleri geliyor.
Gayet sakin ve keyifli bir şekilde sohbetimizi sürdürüyoruz... (Ekibin yaramaz çocuğu Adnan Aybaba henüz yok. Belki diyorum sakinlik ondandır!.. Ya da bana öyle geliyor!..) Gelelim şu malum şike dosyasına... İthamlar nedeniyle Fenerbahçe taraftarlarını ve yönetimini adeta çılgına çeviren, milyonların günlerce hop oturup hop kalkmasına neden olan dosyanın ekrana taşınma hikâyesini soruyorum Telegol ekibinin başındaki isim Serhat Ulueren'e...
- Bu kadar tepki alacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
- "Tepki mi aldık?"
- Almadınız mı?!..
- "Fenerbahçeliler taraftarlıklarının verdiği heyecanla davrandılar."
- Hiç pişmanlık duydunuz mu?
- "Doğru işler yaptım, daha doğrusu yaptık... Yorumcu ağabeylerimize da danıştık. Hiç bir pişmanlık duymadım. İşimi yaptım. Bugün olsa yine yaparım. Her ne kadar özel hayatıma girilse de, telefon numaralarım internet üzerinden yayınlansa da en ufak bir pişmanlığım yok."
"Benden özür dileyenler oldu"
Gelen bine yakın soru içinde en fazla merak uyandıran konulardan birisi de "Tehdit aldı mı?" şeklindeydi.
Aynen iletiyorum Ulueren'e...
- "Hayır. Telefonlar geliyor ama ben ciddiye almıyorum. Tepkilerini ve eleştirilerini dile getiriyorlar. Telefonlarımın yayınlandığı ilk gün 469 tane cevapsız arama vardı. Cevap verdiklerimden küfür eden de var, hakaret eden de. Küfürle başlayıp, 'Ağabey özür dileriz, sizi yanlış tanımışız' diyenler de oldu."
Hazır kaset olayı üzerinde adım adım gidiyorken tam zamanı. Bu soruyu sormadan olmaz... Siz Fenerbahçe'nin şike yaptığına inanıyor musunuz?
- "Ben Fenerbahçe şike yaptı diye bir şey söylemedim. Sadece bir itirafçının iddiaları vardı. Biz onu kamuoyunun önüne koyduk. Burada Fenerbahçe'nin adı geçmedi. Sadece Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Başkanı olmasıyla ilgili bir paralellik vardı. Doğru mu, yanlış mı buna yargı karar verecek."
Toplumun tüm kesimlerinde, taraflı tarafsız herkesin söyleyecek bir şeyleri var. Ülke gündemini günlerce meşgul eden bu iddialar üzerine olay şu an ne merkezde?... Bunun bilgisini Serhat Ulueren'den alıyorum.
- Futbol Federasyonu ya da yargı makamları sizden bu konuda elinizdeki doneleri paylaşmanız yönünde bir davette bulundu mu?
- "Samsun Savcılığı, İstanbul Organize İşler Müdürlüğü ve Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı benden kasetleri istedi. Kendilerine ilettik. Zaten Futbol Federasyonu programın kayıtlarını yapmış, ellerinde mevcut. Bu arada Federasyon tarafından Fenerbahçe Spor Kulübü'ne yazı yazılmış. Zaman aşımına uğramasından dolayı herhangi bir cezai müeyyide olmayacağı hususunda. Bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar Fenerbahçe'nin herhangi bir yanıtı olmadı."
alıntıdır.