Universal
01.Nisan.2007, 18:19
“İngiltere’den Fatih hoca için geldim, ama kadro dışı bıraktı. Başımızda Aziz Yıldırım olsaydı, her şey daha farklı olurdu”.
Galatasaray ve A Milli Takım formasıyla sayısız başarı yaşadıktan sonra yorumculuğa soyunan Hakan Ünsal, Referans Gazetesi’ne verdiği röportajda çok ilginç ifadeler kullandı:
‘Onore edilmedik’
Kesinlikle UEFA şampiyonu ile dünya üçüncüsü kadronun hak ettiği şekilde onore edildiğini düşünmüyorum. Birkaç ödül, konuşma ve törenden sonra bu iş kapandı, gitti. Başarımız ‘şans, tesadüf’ olarak adlandırıldı. Bir İngiltere’ymişiz gibi, başarılarımız normalmiş gibi geçiştirildi.
‘Nasıl centilmenlik!’
Ben o dönem, ‘Başımızda Aziz Yıldırım olsaydı, biz çok daha farklı olurduk’ dediğimde bazı taraftarlar kızdı, ama maalesef Türkiye’de böyle. Bizim Başkan her ne kadar centilmen, bu işlere önem veren bir insan gibi gözükse de, sonuçta biz de yapılan icraata bakarız. Gerçek anlamda onore edilmediğimizi düşünüyorum.
‘Vefa yokmuş’
Blackburn’de ilk kez futbolcu olduğumu anladım. 10 yıl formasını giydiğim Galatasaray’a sadece vefa için döndüm... Fatih Terim istediği için döndüm... Ama, ‘gençlere fırsat vermek istiyoruz’ diyerek bizi kadro dışı bıraktılar. Bu sebep bana hiç inandırıcı gelmedi. Vefa diye bir şey yokmuş. Fatih hoca ve o dönemdeki yöneticilerin yaptıklarından sonra buna iyice inandım.
‘Para kazanmadım’
Kariyerimle doğru orantılı para kazanmadım. Kendi aramızda da, ‘Fenerbahçe ve Beşiktaş’taki arkadaşlarımız bizden daha fazla para alıyor. Biz 4 yıl üst üste şampiyon olmuşuz, ama onlar kadar alamıyoruz’ diye konuşurduk.
‘Alacağımı bıraktım’
En son ayrılırken 200 bin dolar alacağım vardı. Yaklaşık 1 yıl bekledim. Paramı istediğimde bana zor durumda olduklarını söyleyip, alacağımın yarısını silmemi istediler. Bir süre direndim, ama sonra kabul ettim. Ardından Başkan çıkıp açıklama yaptı, ‘Kimseye vereceğimiz yok’ diye. Ama, ‘Oyuncularımız alacağının yarısını bıraktı’ deyip, teşekkür edilmiyor.
‘11 bin YTL istendi’
Ben ve Arif, Galatasaray Kongre Üyeliği için başvurduk, 11 bin YTL istediklerini bildiren bir yazı gönderildi. Sonrasında Başkan, ‘Geçen sene kontenjanım yoktu, bu sene kendi kontenjanımla üye yapacağım’ dedi, ama bekliyoruz. Elbette bu parayı verebilecek durumdayım. Ama biz 100 bin doların üzerini çizerken, kulübün bize böyle bir yazı göndermesi hiç hoş değildi.
‘İrtibatımız yok’
Efsane kadronun birbiriyle fazla bir irtibatı yok. Bu işi organize etmesi gereken belki biziz belki de kulüp. O anlamda Fenerbahçe’yi takdir ediyorum. Bizim gerçek anlamda bir 100. yıl kutlaması dahi yapmadığımızı da kabul edelim. UEFA şampiyonluğu sanki ayıpmış gibi sönük kutlanıyor. Bu başarıyı Beşiktaş veya Fenerbahçe kazansaydı eminim, müthiş kutlanırdı.
‘UEFA’yı kutlayamadık’
Fenerbahçe hâlâ 6-0’lık maçı kutluyor, biz ise UEFA’yı kutlayamıyoruz. İşte aradaki fark bu. En iyi dönemimizde bile Fenerbahçe’ye futbol şansımız tutmuyor. Beşiktaş’ın da bize pek tutmuyor. Keza Fenerbahçe’nin de Beşiktaş’a. Galatasaraylılar şunu artık biliyor: Fenerbahçe’ye karşı sıfır hatayla oynamak zorundasınız.
‘Gerets gözünü kapasın’
Bir hoca oyuncularının her söylediğini görüp duyarsa, takımda oyuncu kalmaz. Hoca bazen görüp görmezden, duyup duymazdan gelecek. Hasan Şaş geçen yıl müthiş oynadı. Gerets, geçen yıl Hasan’ın bazı şeylerine izin vermeseydi, bu yıldan farklı bir şekilde olmazdı. Şampiyon olduğu için bu sene işi daha fazla sıkı tutuyor.
Galatasaray ve A Milli Takım formasıyla sayısız başarı yaşadıktan sonra yorumculuğa soyunan Hakan Ünsal, Referans Gazetesi’ne verdiği röportajda çok ilginç ifadeler kullandı:
‘Onore edilmedik’
Kesinlikle UEFA şampiyonu ile dünya üçüncüsü kadronun hak ettiği şekilde onore edildiğini düşünmüyorum. Birkaç ödül, konuşma ve törenden sonra bu iş kapandı, gitti. Başarımız ‘şans, tesadüf’ olarak adlandırıldı. Bir İngiltere’ymişiz gibi, başarılarımız normalmiş gibi geçiştirildi.
‘Nasıl centilmenlik!’
Ben o dönem, ‘Başımızda Aziz Yıldırım olsaydı, biz çok daha farklı olurduk’ dediğimde bazı taraftarlar kızdı, ama maalesef Türkiye’de böyle. Bizim Başkan her ne kadar centilmen, bu işlere önem veren bir insan gibi gözükse de, sonuçta biz de yapılan icraata bakarız. Gerçek anlamda onore edilmediğimizi düşünüyorum.
‘Vefa yokmuş’
Blackburn’de ilk kez futbolcu olduğumu anladım. 10 yıl formasını giydiğim Galatasaray’a sadece vefa için döndüm... Fatih Terim istediği için döndüm... Ama, ‘gençlere fırsat vermek istiyoruz’ diyerek bizi kadro dışı bıraktılar. Bu sebep bana hiç inandırıcı gelmedi. Vefa diye bir şey yokmuş. Fatih hoca ve o dönemdeki yöneticilerin yaptıklarından sonra buna iyice inandım.
‘Para kazanmadım’
Kariyerimle doğru orantılı para kazanmadım. Kendi aramızda da, ‘Fenerbahçe ve Beşiktaş’taki arkadaşlarımız bizden daha fazla para alıyor. Biz 4 yıl üst üste şampiyon olmuşuz, ama onlar kadar alamıyoruz’ diye konuşurduk.
‘Alacağımı bıraktım’
En son ayrılırken 200 bin dolar alacağım vardı. Yaklaşık 1 yıl bekledim. Paramı istediğimde bana zor durumda olduklarını söyleyip, alacağımın yarısını silmemi istediler. Bir süre direndim, ama sonra kabul ettim. Ardından Başkan çıkıp açıklama yaptı, ‘Kimseye vereceğimiz yok’ diye. Ama, ‘Oyuncularımız alacağının yarısını bıraktı’ deyip, teşekkür edilmiyor.
‘11 bin YTL istendi’
Ben ve Arif, Galatasaray Kongre Üyeliği için başvurduk, 11 bin YTL istediklerini bildiren bir yazı gönderildi. Sonrasında Başkan, ‘Geçen sene kontenjanım yoktu, bu sene kendi kontenjanımla üye yapacağım’ dedi, ama bekliyoruz. Elbette bu parayı verebilecek durumdayım. Ama biz 100 bin doların üzerini çizerken, kulübün bize böyle bir yazı göndermesi hiç hoş değildi.
‘İrtibatımız yok’
Efsane kadronun birbiriyle fazla bir irtibatı yok. Bu işi organize etmesi gereken belki biziz belki de kulüp. O anlamda Fenerbahçe’yi takdir ediyorum. Bizim gerçek anlamda bir 100. yıl kutlaması dahi yapmadığımızı da kabul edelim. UEFA şampiyonluğu sanki ayıpmış gibi sönük kutlanıyor. Bu başarıyı Beşiktaş veya Fenerbahçe kazansaydı eminim, müthiş kutlanırdı.
‘UEFA’yı kutlayamadık’
Fenerbahçe hâlâ 6-0’lık maçı kutluyor, biz ise UEFA’yı kutlayamıyoruz. İşte aradaki fark bu. En iyi dönemimizde bile Fenerbahçe’ye futbol şansımız tutmuyor. Beşiktaş’ın da bize pek tutmuyor. Keza Fenerbahçe’nin de Beşiktaş’a. Galatasaraylılar şunu artık biliyor: Fenerbahçe’ye karşı sıfır hatayla oynamak zorundasınız.
‘Gerets gözünü kapasın’
Bir hoca oyuncularının her söylediğini görüp duyarsa, takımda oyuncu kalmaz. Hoca bazen görüp görmezden, duyup duymazdan gelecek. Hasan Şaş geçen yıl müthiş oynadı. Gerets, geçen yıl Hasan’ın bazı şeylerine izin vermeseydi, bu yıldan farklı bir şekilde olmazdı. Şampiyon olduğu için bu sene işi daha fazla sıkı tutuyor.