Nocna Mora
16.Nisan.2007, 21:50
Bursaspor ile Kayserispor maçını izlemek için Bursa'ya büyük bir merakla geldim. Bu maç, kendine üst sıralarda yer arayan Kayserispor adına çok kritikti. Son dönemlerde bu takımı fazla izleme imkanı bulamadım.
Bu nedenle maç öncesi büyük bir heyecan içindeydim. Diğer yandan, Türk futbolunun son yıllarda iyi bir yapılanma içinde olduğunu bildiğim için Bursa'nın ne durumda olduğunu da merak ediyordum. Türkiye'de hem şehirleşme hem de endüstrileşmenin futbola katkıda bulunduğunu Bursa'da gördüm. Bu durum, Türk futbolu adına sevindirici bir gelişme. Bursaspor'un olumlu yapılanma içinde olduğunu görmek ne kadar olumlu ise futbol dışında Bursa'nın da çok güzel bir şehir olduğunu görmek ayrıca beni sevindirdi.
Asıl konumuz olan maça gelince ilk yarıda her iki takımın da ortaya koyduğu oyun, beklentilerimin altında kaldı. Bilhassa Kayseri- spor'un üst sıralardaki hedeflerini göz önünde bulundurursak, galibiyeti yakalamak için gelen takımın, kendisinden beklenen ofansif futbol anlayışı yerine daha pasif oynadığına şahit oldum. Bursaspor ise ilk yarıda daha hakim olan, daha iyi basan takım görüntüsündeydi. İlk yarıda Kayserispor'un sadece Fenerbahçe gibi büyük takımlara karşı değil diğer takımlara karşı da aynı şekilde etkili oynamasını beklerdim.
İkinci yarıda da takımlar, ortaya konan oyun anlamında birbirlerine karşı bariz bir üstünlük sağlamadı. Ama futbolda her hatanın bir gole yol açabileceğini gördük. O zamana kadar iyi bir yönetim gösteren hakem Süleyman Abay, bence haklı olmayan bir faulü verdikten sonra gelen serbest atışla konuk ekip Kayserispor takımı 1-0 öne geçti. Hemen ardından da o ana kadar oyuna ağırlığını koyamayan Gökhan, oyuna asıldı ve attığı ikinci golle kalitesini ispatladı. Böylece 2 dakika içinde Kayserispor maçta 2-0 öne geçti. Ardından gelen 3. gol maçın sonucunu tayin etti. Sonuç olarak Kayserispor, kendisinden beklediğim oyunu ortaya koyamasa da 15 dakikada içinde klas oyuncularıyla attığı gollerle üç puanı almasını bildi.
Bu yıl Anadolu takımlarının en büyük çıkışını yakalayan Kayserispor'un Avrupa kupalarında mücadele etmek isteyen üst takımlara olan baskısı devam ediyor. Ertuğrul Hoca'nın Kayserispor'a olan katkılarının devam ettiği düşüncesiyle Kayseri'nin gelecekte Türk futbolunda kendine daha iyi bir yer bulacağına inanıyorum. Bursaspor'un ise maçı kaybetmesine rağmen bu sene 1. Lig'e tekrar dönmüş bir takım olarak seyircisiyle, ortaya koyduğu oyun anlayışı ile şu an bulunduğu yeri hak ettiğini gözlemledim. Bursaspor'un stadyum yapısı ve seyircisi muhteşemdi. Bursa- spor taraftarı maçın başından sonuna kadar takımını yalnız bırakmadı. Kısacası Bursaspor, ileriye dönük çok olumlu mesajlar verdi.
Hakem Süleyman Abay da oyunun genelinde, bir hatası hariç çok iyi bir maç yönetti. Devamlı oyun içindeydi. Oyunu kesmeden devam ettirdi. Ama futbolda herkeste olduğu gibi hakemler de yanlış yapabilir.
KARL HEINZ FELDKAMP
Bu nedenle maç öncesi büyük bir heyecan içindeydim. Diğer yandan, Türk futbolunun son yıllarda iyi bir yapılanma içinde olduğunu bildiğim için Bursa'nın ne durumda olduğunu da merak ediyordum. Türkiye'de hem şehirleşme hem de endüstrileşmenin futbola katkıda bulunduğunu Bursa'da gördüm. Bu durum, Türk futbolu adına sevindirici bir gelişme. Bursaspor'un olumlu yapılanma içinde olduğunu görmek ne kadar olumlu ise futbol dışında Bursa'nın da çok güzel bir şehir olduğunu görmek ayrıca beni sevindirdi.
Asıl konumuz olan maça gelince ilk yarıda her iki takımın da ortaya koyduğu oyun, beklentilerimin altında kaldı. Bilhassa Kayseri- spor'un üst sıralardaki hedeflerini göz önünde bulundurursak, galibiyeti yakalamak için gelen takımın, kendisinden beklenen ofansif futbol anlayışı yerine daha pasif oynadığına şahit oldum. Bursaspor ise ilk yarıda daha hakim olan, daha iyi basan takım görüntüsündeydi. İlk yarıda Kayserispor'un sadece Fenerbahçe gibi büyük takımlara karşı değil diğer takımlara karşı da aynı şekilde etkili oynamasını beklerdim.
İkinci yarıda da takımlar, ortaya konan oyun anlamında birbirlerine karşı bariz bir üstünlük sağlamadı. Ama futbolda her hatanın bir gole yol açabileceğini gördük. O zamana kadar iyi bir yönetim gösteren hakem Süleyman Abay, bence haklı olmayan bir faulü verdikten sonra gelen serbest atışla konuk ekip Kayserispor takımı 1-0 öne geçti. Hemen ardından da o ana kadar oyuna ağırlığını koyamayan Gökhan, oyuna asıldı ve attığı ikinci golle kalitesini ispatladı. Böylece 2 dakika içinde Kayserispor maçta 2-0 öne geçti. Ardından gelen 3. gol maçın sonucunu tayin etti. Sonuç olarak Kayserispor, kendisinden beklediğim oyunu ortaya koyamasa da 15 dakikada içinde klas oyuncularıyla attığı gollerle üç puanı almasını bildi.
Bu yıl Anadolu takımlarının en büyük çıkışını yakalayan Kayserispor'un Avrupa kupalarında mücadele etmek isteyen üst takımlara olan baskısı devam ediyor. Ertuğrul Hoca'nın Kayserispor'a olan katkılarının devam ettiği düşüncesiyle Kayseri'nin gelecekte Türk futbolunda kendine daha iyi bir yer bulacağına inanıyorum. Bursaspor'un ise maçı kaybetmesine rağmen bu sene 1. Lig'e tekrar dönmüş bir takım olarak seyircisiyle, ortaya koyduğu oyun anlayışı ile şu an bulunduğu yeri hak ettiğini gözlemledim. Bursaspor'un stadyum yapısı ve seyircisi muhteşemdi. Bursa- spor taraftarı maçın başından sonuna kadar takımını yalnız bırakmadı. Kısacası Bursaspor, ileriye dönük çok olumlu mesajlar verdi.
Hakem Süleyman Abay da oyunun genelinde, bir hatası hariç çok iyi bir maç yönetti. Devamlı oyun içindeydi. Oyunu kesmeden devam ettirdi. Ama futbolda herkeste olduğu gibi hakemler de yanlış yapabilir.
KARL HEINZ FELDKAMP