10_Osmanozc
04.Şubat.2004, 20:41
Yazının bir bölümü Nihat Genç'den alınmadır.
Sabırla sonuna kadar okuyanların zihninde çok şeylerin
canlanacağına eminim. İşte yazı....
Bakın biz 1. lige çıktığımızda 3 büyüklerin 18 tane şampiyonluğu vardı. Bu şampiyonlukları Yeşildirek, Karagümrük, Kasımpaşa gibi onlarca İstanbul mahalle takımını yenerek oldular. Şimdi ne diyorlar, yakamıza 14 yıldız takıyoruz, 15.'sini takacağız diye bir çalım, böbürleniyorlar. İnsan utanır. Sen otuz yıl Avrupa kupalarında ikinci tura çıkamamışsın. Beykozları, Hasköyleri yenerek bu yıldızları takıyorsun, Türkiye'yi yenerek değil. Zaten Türkiye liginin kuruluşu sakattır. Ta o zamanlarda İzmir takımları İstanbul kökenli bu lige karşı çıkıp, katılmak istemediler; yollar uzun gidip gelmek zor diye. İstanbul'un iç mahallelerinden dolmuşla, tramvayla deplasmana giderek yapılmış 18 şampiyonluk. Türkiye liginin tarihi yeniden düzenlenmeli. 1975'ten sonra, ya da ne bileyim, Anadolu takımlarının ligde denge oluşturduğu yeni bir tarih başlangıç alınmalı. Bu kadar haksız bir ligin yıldızları formalara, şan, şöhret, efsane diye takılmaz. Şimdi ben soruyorum, o yıldızların beş-on tanesini Beylerbeyi ya da Yeşildirek'e on, on beş gol atarak aldın, Türkiye yıldızı değil onlar, İstanbul mahalle takımlarının yıldızı. Yol yokmuş, gidip gelmek gerçekten zormuş diye orada mahalle arasında birtakım takımlar kendi aralarında lig kurmuş, şampiyon olmuş, bize ne? İşte Trabzonspor bir sel felaketi gibi alt üst etti bu ligi. Trabzonspor öyle güçlü, öyle kuvvetli bir güneşti ki, bu ligi tarihe gömdü. Sorumuz şudur, biz geldikten sonra ne oldu? Biz lige gelene kadar bu takımlar Avrupa'dan kim gelirse on yıllar boyu beşer-onar yiyip Avrupa'nın averaj ya da eğlencesi olmuş takımlardır. Haksızlığın asıl acımasız tarafı, Trabzonspor'un ikinci ligde çektikleridir. Üç büyükler hiçbir zaman ikinci lig trajedisi yaşamadı. 1967'den şampiyon olduğumuz yıla kadar her yıl, otobüsle iki gün süren, iki gün de dönüşü süren deplasmanlar. Bandırma, Balıkesir, Düzce, Adanademirspor deplasmanlarında, yollarında Trabzonspor'un futbol aşkıyla, parasız, yoksul, tertemiz bu çocukların Anadolu yollarında çektikleri, hangi imkansız, inanılmaz, şartlarda futbol oynadıkları bugün bile dile getirilemez. İkinci ligde uzun yıllar kalmamızın sebebi bu uzun yollardır, o günlerin otobüsleri Ankara-Trabzon arasını dahi iki günde, üstelik gece konaklaması yapılarak gidiliyordu. Lige geldiğimizde dahi, üç büyükler, Sarıyer, Bakırköy, İstanbulspor her yerde, 13-14 maçı İstanbul sınırından hiç çıkmadan yapıyordu. Trabzon ise bu kadar yolu, yılda 8-10 defa İstanbul'a gidip geliyordu. Futbola bu kadar körü körüne, bu kadar kul köle bir başka takım yoktur. Bugün Anadolu takımları bu kadar korkunç uzaklık yaşamıyor deplasmanlarla. Üstelik İstanbul'a bir yılda on defa gidiyor, onda da bozguna uğratıyorduk. Şampiyon olamadığımız uzun yıllarda Trabzon ligi ya ikinci bitirdi, ya üçüncü. Ama en önemlisi Trabzonspor aralıksız tam 22 sene Türkiye Birinci Ligi'nin en çok alkış alan, en beğenilen, en iyi futbolunu oynadı.
işte Trabzonspor’suz bir lig yine gerisi siz düşünün.
Galatasaray
Beşiktaş
Fenerbahçe
Karagümrük
İstanbulspor
Beykoz
Adalet
Vefa Simtel
Kasımpaşa
Beyoğluspor
Şeker Hilal
Feriköy
fenere gelince o mevzu da benim kalemimden şöyledir.
fenerliler Trabzonspor’u sevmemenize yürekten katılıyorum,
İnanın bana samimiyetle söylüyorum..
Nasıl seveceksiniz ki, fazla akıla gerek yok düşünün bir takım (TS)
olmasa şampiyonluklar arka arkaya gelecek Türkiye’nin Juve si olacaktınız.
Anadolu’dan bir takım çıkıyor lige ertesi sene şampiyon oluyor.
Lobicilik yok entrika yok şike yok tribunlerinde koca purolu adamları da yok.
Neyse bir kazadır oldu gözüyle bakıyorsun. Ama bu kazalar zircirleme trafik
kazasına dönüşüyor.facialar üst üste geliyor. Filimlere konu oluyorsunuz
Filimden bir sahne ;
‘Nedir çektiğimiz be kardeşim bir Mahmut hocadan birde TRABZON...
Sevdiğiniz yazarlar itiraf ediyor TRABZON’da korner atamadan maçlar biterdi...
Başlıyor yaylım ateşi… kendi evinde ve deplasmanda tam 22 maç üst üste yenemiyorsun.
Ne lanet bir takım.
Ama üzülmeyin kendi evinde bu takım sadece size değil 90 maç üst üste hiç kimseye
Yenilmiyor..
-Ulan ne şanslı adamlar bunlar değil mi !!
-Kupa kalmadı… hepsini alıyor bu takım ne yapalım ?
-Bulduk, TSYD kupasını bölgesele çevirelim en azından üçümüzden biri alır.
-Nasıl fikir
-İyi fikir… lobiler harekete geçsin.. (bizans kültürünün ayrılmaz parçası)
Trabzon en büyük özelliği gerçek bir taraftar şehri olması.
Müsadenizle örnek vereyim,
Mesela İstanbul’dasınız keyfiniz yerinde ve icraatın içinde olmak istemiyorsunuz
Staddan 100 m uzakta olmanız yeterli… yada icaratın içindeydiniz uzaklaşmak
istiyorsunuz 100 m yeterli mi ? yeterli hatta fazla bile
Peki ya TRABZON öyle mi ?
Köşeyi döndüğünüzde kaçabilirmisiniz yada kaçtığını zannedebilirmisiniz ?
Rakip takım taraftarlarına yaşama hakkı tanımayan kaç tane şehir biliyorsunuz ??
Hiç değil mi ?
İnanın bana bende Trabzon’u hiç sevmezdim Trabzonspor’lu olmasaydım….
Birde Yatma meselesi vardır bilirsiniz ?
Bunu daha iyi anlatmak için, Galatasaray ile Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışına giriştiği yıllardaki Beşiktaş-Fenerbahçe maçlarına, Burak Ayyıldız'ın hazırladığı istatistiklerle şöyle bir bakalım:
* * *
Sezon 1998-1999... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener 26'ncı haftada oynadı. Beşiktaş 2-1 kazandı.
* * *
Sezon 1996-1997... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener 22'nci haftada oynadı. Beşiktaş 1-0 kazandı.
* * *
Sezon 1992-1993... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener 27'nci haftada oynadı. Beşiktaş 2-0 kazandı.
* * *
Sezon 1990-1991... Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci...
Beşiktaş ile Fener 29'uncu haftada oynadı. Beşiktaş 2-0 kazandı.
* * *
Sezon 1987-1988... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener, Nisan ayında oynadı. Beşiktaş 1-0 kazandı.
* * *
Sezon 1986-1987... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener, Mayıs ayında oynadı. Beşiktaş 4-0 kazandı.
* * *
Sezon 1985-1986... Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci...
Beşiktaş ile Fener, Nisan ayında oynadı. Beşiktaş 3-1 kazandı.
* * *
Yazıyı okurken kafanıza şu soru takılmış olabilir:
'Kardeşim, son 20 yılda Galatasaray ile Beşiktaş şampiyonluğa oynarken, Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı yendiği bir maç bile yok mu?!'
Evet, var...
1999-2000 sezonunda, ligin 33'üncü haftasında, Fenerbahçe Beşiktaş'ı 3-1 yendi. Çünkü, o haftaya girilirken Galatasaray zaten şampiyon olmayı garantilemişti...
* * *
Tabloya bir de tersten bakalım...
1983-1984 sezonundan bu yana, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışı verdiği 4 sezonda, yani 1993-1994, 1997-1998, 2000-2001 ve 2001-2002 sezonlarında, her ne hikmetse Beşiktaş da Fenerbahçe'yi hiç yenemedi...
Herkes hesabını ona göre yapsın. Kim kime yatıyor karar versin…
Evet Düşünceleriniz?
Sabırla sonuna kadar okuyanların zihninde çok şeylerin
canlanacağına eminim. İşte yazı....
Bakın biz 1. lige çıktığımızda 3 büyüklerin 18 tane şampiyonluğu vardı. Bu şampiyonlukları Yeşildirek, Karagümrük, Kasımpaşa gibi onlarca İstanbul mahalle takımını yenerek oldular. Şimdi ne diyorlar, yakamıza 14 yıldız takıyoruz, 15.'sini takacağız diye bir çalım, böbürleniyorlar. İnsan utanır. Sen otuz yıl Avrupa kupalarında ikinci tura çıkamamışsın. Beykozları, Hasköyleri yenerek bu yıldızları takıyorsun, Türkiye'yi yenerek değil. Zaten Türkiye liginin kuruluşu sakattır. Ta o zamanlarda İzmir takımları İstanbul kökenli bu lige karşı çıkıp, katılmak istemediler; yollar uzun gidip gelmek zor diye. İstanbul'un iç mahallelerinden dolmuşla, tramvayla deplasmana giderek yapılmış 18 şampiyonluk. Türkiye liginin tarihi yeniden düzenlenmeli. 1975'ten sonra, ya da ne bileyim, Anadolu takımlarının ligde denge oluşturduğu yeni bir tarih başlangıç alınmalı. Bu kadar haksız bir ligin yıldızları formalara, şan, şöhret, efsane diye takılmaz. Şimdi ben soruyorum, o yıldızların beş-on tanesini Beylerbeyi ya da Yeşildirek'e on, on beş gol atarak aldın, Türkiye yıldızı değil onlar, İstanbul mahalle takımlarının yıldızı. Yol yokmuş, gidip gelmek gerçekten zormuş diye orada mahalle arasında birtakım takımlar kendi aralarında lig kurmuş, şampiyon olmuş, bize ne? İşte Trabzonspor bir sel felaketi gibi alt üst etti bu ligi. Trabzonspor öyle güçlü, öyle kuvvetli bir güneşti ki, bu ligi tarihe gömdü. Sorumuz şudur, biz geldikten sonra ne oldu? Biz lige gelene kadar bu takımlar Avrupa'dan kim gelirse on yıllar boyu beşer-onar yiyip Avrupa'nın averaj ya da eğlencesi olmuş takımlardır. Haksızlığın asıl acımasız tarafı, Trabzonspor'un ikinci ligde çektikleridir. Üç büyükler hiçbir zaman ikinci lig trajedisi yaşamadı. 1967'den şampiyon olduğumuz yıla kadar her yıl, otobüsle iki gün süren, iki gün de dönüşü süren deplasmanlar. Bandırma, Balıkesir, Düzce, Adanademirspor deplasmanlarında, yollarında Trabzonspor'un futbol aşkıyla, parasız, yoksul, tertemiz bu çocukların Anadolu yollarında çektikleri, hangi imkansız, inanılmaz, şartlarda futbol oynadıkları bugün bile dile getirilemez. İkinci ligde uzun yıllar kalmamızın sebebi bu uzun yollardır, o günlerin otobüsleri Ankara-Trabzon arasını dahi iki günde, üstelik gece konaklaması yapılarak gidiliyordu. Lige geldiğimizde dahi, üç büyükler, Sarıyer, Bakırköy, İstanbulspor her yerde, 13-14 maçı İstanbul sınırından hiç çıkmadan yapıyordu. Trabzon ise bu kadar yolu, yılda 8-10 defa İstanbul'a gidip geliyordu. Futbola bu kadar körü körüne, bu kadar kul köle bir başka takım yoktur. Bugün Anadolu takımları bu kadar korkunç uzaklık yaşamıyor deplasmanlarla. Üstelik İstanbul'a bir yılda on defa gidiyor, onda da bozguna uğratıyorduk. Şampiyon olamadığımız uzun yıllarda Trabzon ligi ya ikinci bitirdi, ya üçüncü. Ama en önemlisi Trabzonspor aralıksız tam 22 sene Türkiye Birinci Ligi'nin en çok alkış alan, en beğenilen, en iyi futbolunu oynadı.
işte Trabzonspor’suz bir lig yine gerisi siz düşünün.
Galatasaray
Beşiktaş
Fenerbahçe
Karagümrük
İstanbulspor
Beykoz
Adalet
Vefa Simtel
Kasımpaşa
Beyoğluspor
Şeker Hilal
Feriköy
fenere gelince o mevzu da benim kalemimden şöyledir.
fenerliler Trabzonspor’u sevmemenize yürekten katılıyorum,
İnanın bana samimiyetle söylüyorum..
Nasıl seveceksiniz ki, fazla akıla gerek yok düşünün bir takım (TS)
olmasa şampiyonluklar arka arkaya gelecek Türkiye’nin Juve si olacaktınız.
Anadolu’dan bir takım çıkıyor lige ertesi sene şampiyon oluyor.
Lobicilik yok entrika yok şike yok tribunlerinde koca purolu adamları da yok.
Neyse bir kazadır oldu gözüyle bakıyorsun. Ama bu kazalar zircirleme trafik
kazasına dönüşüyor.facialar üst üste geliyor. Filimlere konu oluyorsunuz
Filimden bir sahne ;
‘Nedir çektiğimiz be kardeşim bir Mahmut hocadan birde TRABZON...
Sevdiğiniz yazarlar itiraf ediyor TRABZON’da korner atamadan maçlar biterdi...
Başlıyor yaylım ateşi… kendi evinde ve deplasmanda tam 22 maç üst üste yenemiyorsun.
Ne lanet bir takım.
Ama üzülmeyin kendi evinde bu takım sadece size değil 90 maç üst üste hiç kimseye
Yenilmiyor..
-Ulan ne şanslı adamlar bunlar değil mi !!
-Kupa kalmadı… hepsini alıyor bu takım ne yapalım ?
-Bulduk, TSYD kupasını bölgesele çevirelim en azından üçümüzden biri alır.
-Nasıl fikir
-İyi fikir… lobiler harekete geçsin.. (bizans kültürünün ayrılmaz parçası)
Trabzon en büyük özelliği gerçek bir taraftar şehri olması.
Müsadenizle örnek vereyim,
Mesela İstanbul’dasınız keyfiniz yerinde ve icraatın içinde olmak istemiyorsunuz
Staddan 100 m uzakta olmanız yeterli… yada icaratın içindeydiniz uzaklaşmak
istiyorsunuz 100 m yeterli mi ? yeterli hatta fazla bile
Peki ya TRABZON öyle mi ?
Köşeyi döndüğünüzde kaçabilirmisiniz yada kaçtığını zannedebilirmisiniz ?
Rakip takım taraftarlarına yaşama hakkı tanımayan kaç tane şehir biliyorsunuz ??
Hiç değil mi ?
İnanın bana bende Trabzon’u hiç sevmezdim Trabzonspor’lu olmasaydım….
Birde Yatma meselesi vardır bilirsiniz ?
Bunu daha iyi anlatmak için, Galatasaray ile Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışına giriştiği yıllardaki Beşiktaş-Fenerbahçe maçlarına, Burak Ayyıldız'ın hazırladığı istatistiklerle şöyle bir bakalım:
* * *
Sezon 1998-1999... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener 26'ncı haftada oynadı. Beşiktaş 2-1 kazandı.
* * *
Sezon 1996-1997... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener 22'nci haftada oynadı. Beşiktaş 1-0 kazandı.
* * *
Sezon 1992-1993... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener 27'nci haftada oynadı. Beşiktaş 2-0 kazandı.
* * *
Sezon 1990-1991... Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci...
Beşiktaş ile Fener 29'uncu haftada oynadı. Beşiktaş 2-0 kazandı.
* * *
Sezon 1987-1988... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener, Nisan ayında oynadı. Beşiktaş 1-0 kazandı.
* * *
Sezon 1986-1987... Galatasaray birinci, Beşiktaş ikinci...
Beşiktaş ile Fener, Mayıs ayında oynadı. Beşiktaş 4-0 kazandı.
* * *
Sezon 1985-1986... Beşiktaş birinci, Galatasaray ikinci...
Beşiktaş ile Fener, Nisan ayında oynadı. Beşiktaş 3-1 kazandı.
* * *
Yazıyı okurken kafanıza şu soru takılmış olabilir:
'Kardeşim, son 20 yılda Galatasaray ile Beşiktaş şampiyonluğa oynarken, Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı yendiği bir maç bile yok mu?!'
Evet, var...
1999-2000 sezonunda, ligin 33'üncü haftasında, Fenerbahçe Beşiktaş'ı 3-1 yendi. Çünkü, o haftaya girilirken Galatasaray zaten şampiyon olmayı garantilemişti...
* * *
Tabloya bir de tersten bakalım...
1983-1984 sezonundan bu yana, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışı verdiği 4 sezonda, yani 1993-1994, 1997-1998, 2000-2001 ve 2001-2002 sezonlarında, her ne hikmetse Beşiktaş da Fenerbahçe'yi hiç yenemedi...
Herkes hesabını ona göre yapsın. Kim kime yatıyor karar versin…
Evet Düşünceleriniz?