PhotoGrapher
31.Ocak.2006, 20:23
http://www.superspor.com/images/yazar/1.jpg
Galatasaray 100 yaşını devirdi. Daha Türkiye’ye böyle iki renk gelmedi ki ünü dünyaya yayılmış olsun.
Böyle bir marka gelmedi ki amblemi, onurla taşındığı yakalarda rozet olsun...
TÜRKİYE GALATASARAY adıyla sportif kültürü dünyaya öylesine tanıttı ki dostlar başına.
Sana binlerce teşekkür Ali Sami Yen...
Bir o kadar sevgi saygı da kurucu arkadaşlarına...
Hepinizin ruhu şad olsun!
“UNUTULMAZ MAÇLAR” 100 Yıl DVD’sinde
İster inanın ister inanmayın Galatasaraylının nabzını coşkuyla attıran o muhteşem yılların, o birbirinden güzel gollerin ve Avrupa statlarını şölene döndüren galibiyetlerin harman edildiği “UNUTULMAZ MAÇLAR” 100. YIL DVD’leri bugün satış rekorları kırıyor.
Sıkı durun daha şunun şurasında ne kadar oldu piyasaya sürüleli...
Geçen cumartesi itibarıyla satış rakamı 100.000’lerin üzerine çıktı...
DVD yok satıyor...
Ne büyüksün Galatasaray!
Tarihinde vatan kurtaran da var
Ciltlere sığmayacak tarihini yazan da var.
Öyle bir DVD yapılmış ki;
Bin kere seyretsen gözler onu özler...
Yüz bin kere seyretsen insanı rakıdan beter sarhoş eder...
Milyon kere seyretsen dost çatlatır kupaların ışıltısı...
Bu ülkede en çok satan DVD; Gora; 50.000 miş...
Teşekkürler yüz yılın aslanı...
Teşekkürler Galatasaray
Teşekkürler Galatasaraylı
Anılarımdan bir demet
Rivayet olunur ki yıllardan seksenlerin sonu...
89 sonu daha doğrusu...
Monaco- Galatasaray maçı
Hani o Prekazi’nin ortalayıp Tanju’nun arka direk dibinde uçarak attığı kafa golüyle 1-0 kazanılan maç...
Galatasaray Monaco’da tarih yazıyor...
Maçtan önce öyle olaylar yaşandı ki anlatmakla bitmez...
Gözleriniz yaşarır.
Maçtan 2 gün önce Galatasaray kafilesi Monaco’ya gelir. Kimler yoktur ki...
Bütün Monaco sokakları sarı kırmızıdır, herkes Fransızca konuşmaktadır.
Monte Carlo dolup dolup boşalmakta, su gibi para harcanmaktadır.
Papyon-kravatlı beyefendiler, şık hanımefendiler göz kamaştırmakta, eğlence, dans gırla gitmektedir.
Tam 8 salonda Galatasaray Balosu
Ertesi gün, Monaco’da Maona Tenis Kulübü’nde Galatasaray şerefine bir “Balo” verilir. O zaman Maona Kulübü’nün Halkla İlişkiler Müdiresi adını yanlış hatırlamıyorsam Christina Zonno’dur.
Kulübün tam sekiz salonu vardır. Sekizinde de Galatasaray Balosu hüküm sürmektedir.
Balo’da şimdiki Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan da vardır.
Arslan, Halkla İlişkiler Komitesi Başkanı Christina Zonno’yu dansa kaldırır ve yakasına bir Galatasaray rozeti takar. Kadın kendinden geçer ve Türker Arslan’a herkesin içinde şu sözleri söyler;
“Tam sekiz yıldır bu kulübün Halkla İlişkiler Müdiresiyim 2. kez böyle sekiz salonda birden aynı kurumun balosunun olduğuna şahit oluyorum. Bu gece benim unutamayacağım bir gecedir. Galatasaray çok büyük bir camia. Hepinize teşekkür ediyorum ve bu rozetin sırrını herkese anlatacağım...”
Üç dilden basına cevap
Aynı günün öğle saatlerinde Hotel de Paris’nin büyük salonlarından birinde Başkan Ali Tanrıyar Avrupa basınına röportaj veriyor, gazeteciler soruyor Tanrıyar cevaplıyor, röportajı Canal 1 naklen yayınlıyor.
Öteki salonda ise 2. Başkan Alp Yalman var. Etrafında onlarca gazeteci. Görevlilerden biri Yalman’a şöyle diyor;
“Mösyö Yalman lütfen bağışlayın beni, tercümanı yönlendirmem gerek Türkçe mi konuşacaksınız?”
Yalman gülümsüyor ve Fransızca hitaben şöyle diyor;
“Basın mensupları istedikleri dilden sorabilirler... ”
Gazeteciler birer birer sorularını soruyorlar ve Yalman tam üç lisanda sorulan sorulara cevap veriyor.
İngilizce, Fransızca, Almanca...
Avrupa basını Galatasaray 2. Başkanının üç lisandan verdiği cevapları canlı yayında duyuruyor bütün Fransa’ya...
Sonrasında Galatasaray öylesine tanınıyor ki ...
Bırakın tanınmayı takdirle anılıyor her tarafta...
Eski başkanlara Limousine
Monaco’da insan seli var. Galatasaraylı ufacık krallıkta, krallığını ilan etmiş...
Monte Carlo dolup taşıyor...
Herkes tığ gibi...
Para su gibi akıyor...
Oteller ağzına kadar dolu, hep sarı-kırmızı...
Casino’nun tam karşısındaki Hotel de Paris’de kalıyor yöneticiler ve Galatasaray’ın ekabir sınıfı...
Galatasaraylı kimi tanırsanız, orada...
Bir süre sonra maç saati gelip çatıyor;
Otel kapısının önünde üniformalı görevliler...
Ve tam tamına 5 Limousine...
Hepsi de simsiyah, gıcır gıcır...
Otelin kapısında birbiri ardına çiftler beliriyor.
Bunlar Galatasaray’ın yaşayan başkanları, yanlarında eşleri hanımefendiler de var.
Limousine’lerin şoförleri hemen selam duruyor ve eski başkanlar yaş sırasına göre bir bir emirlerine tahsis edilen arabalara biniyorlar...
Eski Başkanlardan Osman Dardağan...
Başkan Ali Tanrıyar ve eşi hanımefendi...
Ali Uras ve eşi hanımefendi...
Selahattin Beyazıt başka bir ülkede olduğu için sadece eşi hanımefendi,
Alp Yalman ve eşi hanımefendi...
Monacoluların gözleri fal taşı gibi açılıyor...
Katılamayan başkanlar da var
Davetli olan eski Başkan Suphi Batur beyefendi çok yaşlı olduğu için bu nazik davete ne yazık ki katılamıyor.
Hayatta olan bir başka eski Başkan Mustafa Pekin ise Galatasaraylı oluşun yüreklere işlemiş saygınlığı ile nazik daveti şu cümlelerle reddediyor;
“Ben genel kurulun bana tevdi ettiği görevi sonuna kadar götürememiş bir başkan olarak kendimi bu davete layık görmüyorum, lütfen beni affediniz.”
Mustafa Pekin o yıllardaki zorluklar sebebiyle görevini yarım bırakmıştı...
Nur içinde yatsın. Çok zarif bir insandı Mustafa Pekin ve Galatasaray’ı çok iyi özümlemiş bir isimdi...
Maçtan sonra Monaco inliyor...
Bütün Galatasaray kafilesi Fransızca konuşuyor...
Monacolular şaşkın;
“Hiç böyle bir ekip görmedik, hepsi anadili gibi Fransızca konuşuyor. Helal olsun Galatasaray’a...” diyorlar.
Tebrik tebrik üstüne...
Hem galibiyet için,
Hem Fransız topraklarında bütün taraftarları Fransızca konuşan Galatasaray’ın kültürel birikimi için...
Alkışlar Özhan Canaydın’a
Bu muhteşem daveti yapan Özhan Canaydın.
Kuruşuna kadar hesabı o ödüyor.
Tam 896 bin dolar...
Avrupa Galatasaray’ı işte böyle tanıdı.
Arkasından Faruk Süren geldi...
UEFA Kupası geldi...
Süper Kupa geldi..
Ne mutlu Galatasaraylılara ki yazacak anlatacak çok şeyleri var...
Sadece Galatasaraylılar değil Fenerbahçeliler de Galatasaray’ı takdirle anlatıyor.
Bursalı bir Fenerbahçelinin takdiridir
Aradan yıllar geçiyor ve Bursa Ticaret Odası, Kıbrıs Başbakanı Derviş Eroğlu’nu Bursa’ya davet ediyor.
Hatta İstanbul’a gelen Kıbrıs heyetini Cavit Çağlar özel uçağı ile götürüyor Bursa’ya...
Muhteşem bir resepsiyon veriliyor.
Davette Galatasaraylılar, Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar da var.
Resmi konuşmalardan önce futbol sohbeti başlıyor ve herkes kendi takımını methederken birden Özdilek havlularının oğlu Fenerbahçeli beyefendi şöyle diyor.
“Kim ne derse desin, Galatasaray’ın Avrupa’da yarattığı sükseyi daha hiç birimiz başaramadık. Özhan Canaydın kardeşim Monaco kafilesine beni de davet etmişti. Orda gördüklerim ve yaşadıklarım beni bir Türk olarak ziyadesiyle mutlu etmişti. Galatasaray’ın Monaco galibiyeti ve Fransa’da gördüğü muhteşem ilgi beni mest etti. İçimizde bütün takdirlere mazhar olacak tek takım Galatasaray’dır” diyor ve...
Alp Yalman’ın üç lisandan gazetecilere cevaplarını kastederek; “Bir daha böyle bir manzara görene kadar kimse benim takımım daha iyidir demesin. Galatasaray‘ın 2. Başkanı üç dilde alkış alıyorsa Galatasaray’ı herkes örnek almalıdır” deyince bu kez salondakiler alkış tutuyor bu sözlere...
Salonda Özhan Canaydın, ve o zamanki Fenerbahçe Başkanı Metin Aşık da var.
Bugünlük bu kadar...
Tabi Galatasaray DVD’si yüz binler satar!
Osman Tanburaci
Alintidir
Galatasaray 100 yaşını devirdi. Daha Türkiye’ye böyle iki renk gelmedi ki ünü dünyaya yayılmış olsun.
Böyle bir marka gelmedi ki amblemi, onurla taşındığı yakalarda rozet olsun...
TÜRKİYE GALATASARAY adıyla sportif kültürü dünyaya öylesine tanıttı ki dostlar başına.
Sana binlerce teşekkür Ali Sami Yen...
Bir o kadar sevgi saygı da kurucu arkadaşlarına...
Hepinizin ruhu şad olsun!
“UNUTULMAZ MAÇLAR” 100 Yıl DVD’sinde
İster inanın ister inanmayın Galatasaraylının nabzını coşkuyla attıran o muhteşem yılların, o birbirinden güzel gollerin ve Avrupa statlarını şölene döndüren galibiyetlerin harman edildiği “UNUTULMAZ MAÇLAR” 100. YIL DVD’leri bugün satış rekorları kırıyor.
Sıkı durun daha şunun şurasında ne kadar oldu piyasaya sürüleli...
Geçen cumartesi itibarıyla satış rakamı 100.000’lerin üzerine çıktı...
DVD yok satıyor...
Ne büyüksün Galatasaray!
Tarihinde vatan kurtaran da var
Ciltlere sığmayacak tarihini yazan da var.
Öyle bir DVD yapılmış ki;
Bin kere seyretsen gözler onu özler...
Yüz bin kere seyretsen insanı rakıdan beter sarhoş eder...
Milyon kere seyretsen dost çatlatır kupaların ışıltısı...
Bu ülkede en çok satan DVD; Gora; 50.000 miş...
Teşekkürler yüz yılın aslanı...
Teşekkürler Galatasaray
Teşekkürler Galatasaraylı
Anılarımdan bir demet
Rivayet olunur ki yıllardan seksenlerin sonu...
89 sonu daha doğrusu...
Monaco- Galatasaray maçı
Hani o Prekazi’nin ortalayıp Tanju’nun arka direk dibinde uçarak attığı kafa golüyle 1-0 kazanılan maç...
Galatasaray Monaco’da tarih yazıyor...
Maçtan önce öyle olaylar yaşandı ki anlatmakla bitmez...
Gözleriniz yaşarır.
Maçtan 2 gün önce Galatasaray kafilesi Monaco’ya gelir. Kimler yoktur ki...
Bütün Monaco sokakları sarı kırmızıdır, herkes Fransızca konuşmaktadır.
Monte Carlo dolup dolup boşalmakta, su gibi para harcanmaktadır.
Papyon-kravatlı beyefendiler, şık hanımefendiler göz kamaştırmakta, eğlence, dans gırla gitmektedir.
Tam 8 salonda Galatasaray Balosu
Ertesi gün, Monaco’da Maona Tenis Kulübü’nde Galatasaray şerefine bir “Balo” verilir. O zaman Maona Kulübü’nün Halkla İlişkiler Müdiresi adını yanlış hatırlamıyorsam Christina Zonno’dur.
Kulübün tam sekiz salonu vardır. Sekizinde de Galatasaray Balosu hüküm sürmektedir.
Balo’da şimdiki Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan da vardır.
Arslan, Halkla İlişkiler Komitesi Başkanı Christina Zonno’yu dansa kaldırır ve yakasına bir Galatasaray rozeti takar. Kadın kendinden geçer ve Türker Arslan’a herkesin içinde şu sözleri söyler;
“Tam sekiz yıldır bu kulübün Halkla İlişkiler Müdiresiyim 2. kez böyle sekiz salonda birden aynı kurumun balosunun olduğuna şahit oluyorum. Bu gece benim unutamayacağım bir gecedir. Galatasaray çok büyük bir camia. Hepinize teşekkür ediyorum ve bu rozetin sırrını herkese anlatacağım...”
Üç dilden basına cevap
Aynı günün öğle saatlerinde Hotel de Paris’nin büyük salonlarından birinde Başkan Ali Tanrıyar Avrupa basınına röportaj veriyor, gazeteciler soruyor Tanrıyar cevaplıyor, röportajı Canal 1 naklen yayınlıyor.
Öteki salonda ise 2. Başkan Alp Yalman var. Etrafında onlarca gazeteci. Görevlilerden biri Yalman’a şöyle diyor;
“Mösyö Yalman lütfen bağışlayın beni, tercümanı yönlendirmem gerek Türkçe mi konuşacaksınız?”
Yalman gülümsüyor ve Fransızca hitaben şöyle diyor;
“Basın mensupları istedikleri dilden sorabilirler... ”
Gazeteciler birer birer sorularını soruyorlar ve Yalman tam üç lisanda sorulan sorulara cevap veriyor.
İngilizce, Fransızca, Almanca...
Avrupa basını Galatasaray 2. Başkanının üç lisandan verdiği cevapları canlı yayında duyuruyor bütün Fransa’ya...
Sonrasında Galatasaray öylesine tanınıyor ki ...
Bırakın tanınmayı takdirle anılıyor her tarafta...
Eski başkanlara Limousine
Monaco’da insan seli var. Galatasaraylı ufacık krallıkta, krallığını ilan etmiş...
Monte Carlo dolup taşıyor...
Herkes tığ gibi...
Para su gibi akıyor...
Oteller ağzına kadar dolu, hep sarı-kırmızı...
Casino’nun tam karşısındaki Hotel de Paris’de kalıyor yöneticiler ve Galatasaray’ın ekabir sınıfı...
Galatasaraylı kimi tanırsanız, orada...
Bir süre sonra maç saati gelip çatıyor;
Otel kapısının önünde üniformalı görevliler...
Ve tam tamına 5 Limousine...
Hepsi de simsiyah, gıcır gıcır...
Otelin kapısında birbiri ardına çiftler beliriyor.
Bunlar Galatasaray’ın yaşayan başkanları, yanlarında eşleri hanımefendiler de var.
Limousine’lerin şoförleri hemen selam duruyor ve eski başkanlar yaş sırasına göre bir bir emirlerine tahsis edilen arabalara biniyorlar...
Eski Başkanlardan Osman Dardağan...
Başkan Ali Tanrıyar ve eşi hanımefendi...
Ali Uras ve eşi hanımefendi...
Selahattin Beyazıt başka bir ülkede olduğu için sadece eşi hanımefendi,
Alp Yalman ve eşi hanımefendi...
Monacoluların gözleri fal taşı gibi açılıyor...
Katılamayan başkanlar da var
Davetli olan eski Başkan Suphi Batur beyefendi çok yaşlı olduğu için bu nazik davete ne yazık ki katılamıyor.
Hayatta olan bir başka eski Başkan Mustafa Pekin ise Galatasaraylı oluşun yüreklere işlemiş saygınlığı ile nazik daveti şu cümlelerle reddediyor;
“Ben genel kurulun bana tevdi ettiği görevi sonuna kadar götürememiş bir başkan olarak kendimi bu davete layık görmüyorum, lütfen beni affediniz.”
Mustafa Pekin o yıllardaki zorluklar sebebiyle görevini yarım bırakmıştı...
Nur içinde yatsın. Çok zarif bir insandı Mustafa Pekin ve Galatasaray’ı çok iyi özümlemiş bir isimdi...
Maçtan sonra Monaco inliyor...
Bütün Galatasaray kafilesi Fransızca konuşuyor...
Monacolular şaşkın;
“Hiç böyle bir ekip görmedik, hepsi anadili gibi Fransızca konuşuyor. Helal olsun Galatasaray’a...” diyorlar.
Tebrik tebrik üstüne...
Hem galibiyet için,
Hem Fransız topraklarında bütün taraftarları Fransızca konuşan Galatasaray’ın kültürel birikimi için...
Alkışlar Özhan Canaydın’a
Bu muhteşem daveti yapan Özhan Canaydın.
Kuruşuna kadar hesabı o ödüyor.
Tam 896 bin dolar...
Avrupa Galatasaray’ı işte böyle tanıdı.
Arkasından Faruk Süren geldi...
UEFA Kupası geldi...
Süper Kupa geldi..
Ne mutlu Galatasaraylılara ki yazacak anlatacak çok şeyleri var...
Sadece Galatasaraylılar değil Fenerbahçeliler de Galatasaray’ı takdirle anlatıyor.
Bursalı bir Fenerbahçelinin takdiridir
Aradan yıllar geçiyor ve Bursa Ticaret Odası, Kıbrıs Başbakanı Derviş Eroğlu’nu Bursa’ya davet ediyor.
Hatta İstanbul’a gelen Kıbrıs heyetini Cavit Çağlar özel uçağı ile götürüyor Bursa’ya...
Muhteşem bir resepsiyon veriliyor.
Davette Galatasaraylılar, Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar da var.
Resmi konuşmalardan önce futbol sohbeti başlıyor ve herkes kendi takımını methederken birden Özdilek havlularının oğlu Fenerbahçeli beyefendi şöyle diyor.
“Kim ne derse desin, Galatasaray’ın Avrupa’da yarattığı sükseyi daha hiç birimiz başaramadık. Özhan Canaydın kardeşim Monaco kafilesine beni de davet etmişti. Orda gördüklerim ve yaşadıklarım beni bir Türk olarak ziyadesiyle mutlu etmişti. Galatasaray’ın Monaco galibiyeti ve Fransa’da gördüğü muhteşem ilgi beni mest etti. İçimizde bütün takdirlere mazhar olacak tek takım Galatasaray’dır” diyor ve...
Alp Yalman’ın üç lisandan gazetecilere cevaplarını kastederek; “Bir daha böyle bir manzara görene kadar kimse benim takımım daha iyidir demesin. Galatasaray‘ın 2. Başkanı üç dilde alkış alıyorsa Galatasaray’ı herkes örnek almalıdır” deyince bu kez salondakiler alkış tutuyor bu sözlere...
Salonda Özhan Canaydın, ve o zamanki Fenerbahçe Başkanı Metin Aşık da var.
Bugünlük bu kadar...
Tabi Galatasaray DVD’si yüz binler satar!
Osman Tanburaci
Alintidir