batuhan673
03.Şubat.2006, 14:55
http://www.ajansspor.com/resim/youla_carsi.jpg
Beşiktaş’ta bekleneni bir türlü veremeyip Metz'e kiralanan Youla faturayı tribünlere kesti: "Küfürbazlar" !.. Siyah beyazlı taraftarlara ağır eleştiriler getiren Gineli futbolcu, hakemler tarafından kollandığını iddia edip "Fener'in şampiyonluğu kesin" dedi.. İşte o açıklamalar..
İşte Gineli yıldızın FUTBOL EXTRA Dergisine yaptığı çarpıcı açıklamalar…
SERGEN’E HAY HAY BİZLERE VAY VAY
Beşiktaş macerası yarım sezonda sona eren Süleyman Youla’ya göre tribünlerin tepkisi sadece kendisine değil, bütün takıma… Ancak bir de futbolcu ayrımı var ki en tehlikelisi de bu. “Isınmaya çıkılıyor, Çarşı bazı futbolcuları çağırıyor, bazılarını çağırmıyor. Sergen ne yapsa hiç problem yok ama bizim için problem çok” diyen Youla’ya göre Beşiktaşlı futbolcuların hepsi Fenerbahçe ve Galatasaray’da oynamak için can atıyor, Ailton’un da kafası burada değil ve gitmek istiyor.
“Türkiye’deki en fanatik grup Çarşı Grubu. Fenerbahçe’de durum farklı. Geçen sezon Anelka iyi futbol mu oynadı? Ama hiçbir baskı görmedi… Fenerbahçe taraftarı destek veriyor, Beşiktaş taraftarı ise futbolcusuna küfür ediyor.”
“Taraftarın tepkisine diğerleri korkudan ses çıkarmadı, ben cevap verdim. Bir de yabancılardan çoğu Türkçe bilmiyor ve tribünlerin söylediklerini anlamıyor. Ama ben 5 yıldır Türkiye’deyim ne dediklerini iyi biliyorum.”
“Beşiktaş’ın taraftarı böyle sabırsız olursa başarı hiç olmaz. Kimi alırsan al, kimi getirirsen getir. G.Birliği’ndeki ilk senemde neredeyse topa vuramadan sezonu bitirdim. Ama sabrettiler ve orada kral oldum.”
“Beşiktaş deplasmanlarda daha iyi sonuçlar alıyor, çünkü bu taraftar orada yok. Daha ilk şutu atıyorsun, dışarıya gitti mi bağırıyorlar. Bu sefer ikinci defa şut çekmeye korkuyorsun. Takım da sonuç alamıyor.”
“Yönetim taraftardan korkuyor ve onlara bir şey söyleyemiyor. Yöneticiler çıkacak televizyona, diyecekler ki futbolculara küfür etmek için gelecek taraftarlar maçlara gelmesin. Tek çözüm o.”
“Bence Fenerbahçe kollanıyor. Rizespor ve Konyaspor maçlarında elle goller atıldı. Bu ne demek? Örnekler çok. Bir defa normal, iki defa normal ama hep oluyor. O zaman problem var demektir.”
“Tigana ile çok iyi anlaşıyorduk. Gitme dedi. Yanlış yaptığım yerde uyardı. Yeri geldi, haklı olarak bana kızdığı zamanlar oldu. Keşke onunla daha fazla çalışma imkanım olsaydı. Beşiktaş camiası onun kıymetini bilmeli.”
“Türkiye’de en beğendiğim yerli teknik direktör Ersun Yanal. Bence Milli Takım’da ona biraz daha zaman tanınmalıydı. Hakan Şükür’ü kadroya alıp almama kararı da teknik direktör olarak ona aittir.”
“Türkiye’deki en iyi forvet Fatih Tekke. Çok yetenekli. Sergen de çok iyi ama sağlam olduğu zaman. İdmanlarda bir var, bir yok. Maçta da öyle. Ama süper yetenek. Avrupa’da en rahat oynayacak futbolcuydu ancak şimdi değil.”
Transfer hovardası Beşiktaş yönetiminin bu sezonun başındaki bombalarından biriydi Süleyman Youla… Gençlerbirliği’nde sergilediği performansla Türkiye’nin gündemine oturan Gineli forvet, bir sezon önce büyük hayal kırıklığı yaşayan Yıldırım Demirören yönetimi tarafından “yeniden yapılanmanın” temel taşlarından biri olarak getirilmişti siyah-beyazlı takıma.
Ancak “Müthiş sürati ile iyi bir kontratak futbolcusu” olarak tanımlanan Youla ile ilgili “Beşiktaş gibi oyunu rakip sahaya yıkarak oynayan bir takımda ne yapabilir?” sorusu, cevabını 17 maçlık periyotta buldu: “Hiçbir şey!..”
Koca ilk yarı boyunca Kartal’ın hücum derdine derman olamayan Youla, tribünlerle de soğuk savaş yaşayınca soluğu Fransa’nın Metz takımında aldı. Gineli yıldızın başarısızlığın faturasını kestiği merci ise siyah - beyazlı tribünler oldu. İşte Youla’nın FUTBOL EXTRA’nın sorularına verdiği içten cevaplar…
ÇARŞI’DAN FANATİĞİ YOK
- Türkiye’deki taraftarlar çok mu fanatik?
- Evet. Bazı kulüplerin taraftar gruplarında bu fanatiklik daha da fazla.
- En fanatik taraftar grubu hangisi?
- Beşiktaş’ın Çarşı Grubu. Beşiktaş’ta oynamak en zor iş. Çünkü en büyük baskı burada var. Bana göre bu baskı çok aşırı derecede.
- Ama benzer baskı diğer büyük kulüplerde de var, öyle değil mi?
- Hayır. Fenerbahçe’de baskı nerede?.. Geçen sezon Anelka iyi futbol mu oynadı? Ama hiçbir baskı görmedi. Fenerbahçeli diğer futbolcular da öyle. Anelka örneği daha cazip. Büyük umutlarla geldi, hiçbir şey veremedi ilk senesinde ama kimse çıtını çıkarmadı. Adamlar iki senedir Avrupa’da hayal kırıklığı yaşıyor, bir baskı veya tepki yok. Bu sene gördük, Şampiyonlar Ligi’nde sonuncu oldular, ama taraftarlar onlara bir şey yapmadı. Bizde uf, uf… F.Bahçe taraftarı destek veriyor, Beşiktaş taraftarı ise futbolcusuna küfür ediyor.
- G.Saray’da da bu baskı var ama…
- Hayır, üç büyüklerde sadece Beşiktaş’ta var..
- Bu baskı sadece senin döneminde mi vardı?
- Hayır benim Türkiye’de oynadığı her dönemde vardı. Bunu G.Birliği’ndeyken de görebiliyordum.
- Peki bunu bile bile neden Beşiktaş’a geldin?
- Derecesinin bu kadar yüksek olduğunu fark edememiştim. Zaten bunu yaşayınca gitme kararı aldım.
DİĞERLERİ KORKTU, BEN CEVAP VERDİM
- Belki kötü oynadığın içindir…
- Hayır. Bu yapılan sadece bana değildi ki... Diğerleri korkudan ses çıkarmadı, ben cevap verdim. Bir de yabancılardan çoğu yeni, onlar tribünlerin söylediklerini anlamıyor. Ama ben 5 yıldır Türkiye’deyim ne dediklerini iyi biliyorum. Türkçe’yi anlıyorum. Dayanamadım ve bu yüzden cevap verdim. Tigana da bana kızdı. Olsun. Beşiktaş’ın taraftarı böyle sabırsız olursa başarı hiç olmaz. Kimi alırsan al, kimi getirirsen getir. Ben G.Birliği’ne geldiğim ilk sene neredeyse topa vuramadan sezonu bitirdim. Çok kötüydüm. Ama sabrettiler, baskı yapmadılar, ben de orada kral oldum. Beşiktaş’ta rahat olamadım, bunun için ayrıldım. Ayrılma kararımı çok önce almıştım ama takımda çok iyi bir arkadaş grubum vardı, onlar beni bırakmadı. Tatile giderken ayrılma kararıyla gitmiştim ama yönetimin, hocamın ve özellikle takım arkadaşlarımın yoğun baskısıyla geri döndüm. Ancak taraftarların tepkisi yine aynı olunca Beşiktaş’a zarar vermemek için çok sevdiğim arkadaşlardan ve İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi geldiğim yer de benim futbola, yani profesyonel hayata gözlerimi açtığım, stajyerlik yaptığım yer. Çok ilginç. ben 17 yaşlarında buraya gelmiştim, o genç takımlarda birlikte 6 ay oynadığım arkadaşlarla şimdi A takımda birlikteyim. Bir de buralar Brüksel’e çok yakın. Ailemin yanında sayılacağım.
HERKEN AYRILMAK İSTİYOR
- Taraftarın tepkisi nedendi?
- Taraftarın tepkisi sadece bana değildi ki, takımın hepsine... Ama ben çıkıp cevap verince hedef adam oldum. Ancak takımın hepsi rahatsız. Bakın Beşiktaş niye hep deplasmanlarda daha iyi oynuyor, niye deplasmanlarda daha iyi sonuçlar alıyor; çünkü bu taraftar orada yok. Daha ilk şutu atıyorsun, dışarıya gitti mi bağırıyorlar. Bu sefer ikinci defa şut çekmeye korkuyorsun. Takım da sonuç alamıyor. Ama deplasmanda bir şut dışarıya gittiğinde kimse bağırmıyor, ikinciyi vuruyorsun ve gol oluyor. Beşiktaş böyle bir atmosferde başarılı olamaz. Bu futbolcular gitsin, başkaları gelsin, yine aynı olur. Sorun futbolcuların kalitesinde değil, taraftarın baskısında. Çünkü çok iyi bir teknik adam var takımın başında, bana göre dünya çapında bir hoca, ona da yazık. Çok iyi de bir kadro var. Beşiktaş’ın kadrosu şampiyon da olurdu. Fenerbahçe çok iyi oynadığı için orada değil. Aslında ayrılma kararımı Fenerbahçe maçında almıştım. O maçta burnum kırıldı, kanlar içindeydim ve bu haldeyken beni yuhaladılar. Adem Trabzon maçında kendi kalesine kazayla gol attı, çocuğa saldırdılar. Yönetim taraftardan korkuyor ve onlara bir şey söyleyemiyor. Yöneticiler çıkacak televizyona, diyecekler ki futbolculara küfür etmek için gelecek taraftarlar maçlara gelmesin. Tek çözüm o. Ben ayrıldım, bakın benden sonra da bu devam edecek. Futbolcular korkudan oynayamıyor. Türk futbolcuların hepsi G.Saray’da, F.Bahçe’de oynamak istiyor. Zaten Beşiktaş taraftarı ortada. Her hafta olay, her hafta ceza. Beşiktaş’ın başarısız olmasında bana göre taraftarın etkisi çok yüksek. Futbolcular ne zaman keyif alarak oynuyor, o zaman başarı geliyor. Belki benim çok etkilenmem Türkçe’yi çok iyi bilmemden kaynaklanıyor. Söylediklerini çok iyi anlıyordum. Ama ben dünyanın hiçbir yerinde böyle bir taraftar görmedim.
KEŞKE GENÇLER’DE KALSAYDIM
- F.Bahçe taraftarı Beşiktaş’ta olsa sonuçlar değişik olur mu?
- Olabilir. F.Bahçe taraftarı çok sabırlı. F.Bahçe 0-0 gidiyor, taraftar sabırlı, son dakikada gol atıyor. Taraftarı 90 dakika sabredebiliyor. Ama biz ilk 5 dakikada gol atamayınca hemen yuh… Hep böyle. Bunu hepimiz biliyoruz. 5 dakikada gol olmadı mı problem başlıyor. Bakın F.Bahçe’nin gollerine, hep sonradan geliyor. 90. dakikada, 90 artıda atıyorlar. Biz de deplasman maçlarımızda aynısını yapabiliyoruz. Sivasspor, Kayserispor maçlarını son dakika golleriyle kazandık. Ligin ikinci yarısını bir de bu gözle takip edin. Şimdi keşke Gençlerbirliği’nde kalsaydım diye düşünüyorum. Çünkü daha rahat.
SERGEN’E HAY HAY, BİZE VAY VAY
- Yönetimin de baskısı oluyor mu Beşiktaş’ta?
- Var tabii. Mesela İlhan Cavcav ayda bir-iki defa gelir idmana, idmanlarda yönetici yok. Ama burada yönetim hep idmanda. Ailton’un da kafası burada değil, gitmek istiyor hep. Ama takımın değil Çarşı’nın dağılması lâzım. Tribündeki problem hep orada başlıyor. Mesela ısınmaya çıkılıyor, onlar bazı futbolcuları çağırıyor, bazılarını çağırmıyor, bu da takımda huzursuzluğa neden oluyor. Takımı bölüyor. Mesela Mustafa Doğan, Ali Güneş bana söylüyor, “Bu taraftar bizi sevmiyor” diye. Sergen ne yapsa hiç problem yok ama bizim için problem çok. Metsu beni Katar’a çağırdı, çok da para verdi ama gitmedim.
DİLERİM BİR BÜYÜK TAKIMA DÖNERİM
- Sen Beşiktaş’ta başarısız olduğunu düşünüyor musun?
- Profesyonel futbolcular her zaman bu tür ayrılıkları yaşar. Ben Türkiye’yi çok sevdiğim için burada bu kadar uzun süre kaldım. Beşiktaş’a da çok büyük umutlarla geldim. Tabii bazı olumsuz gelişmeler son zamanlarda benim ve ailemin karar vermesinde çok etkili oldu. İnşallah Türkiye’de büyük bir takımda yine forma giyerim. Burada bir başarısızlık varsa bu başarısızlığın faturası sadece bir kişiye kesilmemeli. Futbol takım oyunudur. Ben başarısız olduğuma inanmıyorum”
- G.Birliği’nden rahatsız mıydın, niye ayrıldın?
- G.Birliği’nde kraldım. Orada mutluydum ama değişiklik ve hedef büyütmek istedim. G.Birliği’nde baskı yok tüm futbolcular rahat oynuyor. Ama Beşiktaş’ta öyle değil, hep baskı var.
- Türkiye’ye yeniden dönmeyi düşünüyor musun?
- Düşünüyorum. Ama ya İstanbul’da ya da Ankara’da oynarım.
- Hemen hemen her takımın böyle bir taraftar grubu var bu normal bir durum değil mi?
- Var ama bizim Çarşı daha tehlikeli.
FENERBAHÇE KOLLANIYOR
- F.Bahçe kollanıyor diyorlar, sen bu görüşe katılıyor musun?
- Bence F.Bahçe kollanıyor. Rize ve Konyaspor maçlarında elle goller atıldı. Bu ne? Örnekler çok. Bir defa normal, iki defa normal ama hep oluyor. O zaman problem var demektir.
- Ailende başka futbolcu var mı?
- Var. Bir kardeşim Belçika’da oynuyor. Bir ağabeyim de amatör olarak futbol oynuyor.
- Ülkenden kaç yaşındayken ayrıldın?
- 17 yaşındaydım. Fransa’ya Metz takımına gittim, stajyer futbolcu gibi orada 6 ay kaldım. Sonra Gine’ye geri döndüm. Ardından da Belçika’ya Lokeren takımına transfer oldum.
- Futbolcu olmasaydın ne yapardın?
- Okurdum.
- Futbolu ne zaman bırakmayı düşünüyorsun?
- Ne zaman yorgun olurum, o zaman. Şimdi daha çok gencim.
Beşiktaş’ta bekleneni bir türlü veremeyip Metz'e kiralanan Youla faturayı tribünlere kesti: "Küfürbazlar" !.. Siyah beyazlı taraftarlara ağır eleştiriler getiren Gineli futbolcu, hakemler tarafından kollandığını iddia edip "Fener'in şampiyonluğu kesin" dedi.. İşte o açıklamalar..
İşte Gineli yıldızın FUTBOL EXTRA Dergisine yaptığı çarpıcı açıklamalar…
SERGEN’E HAY HAY BİZLERE VAY VAY
Beşiktaş macerası yarım sezonda sona eren Süleyman Youla’ya göre tribünlerin tepkisi sadece kendisine değil, bütün takıma… Ancak bir de futbolcu ayrımı var ki en tehlikelisi de bu. “Isınmaya çıkılıyor, Çarşı bazı futbolcuları çağırıyor, bazılarını çağırmıyor. Sergen ne yapsa hiç problem yok ama bizim için problem çok” diyen Youla’ya göre Beşiktaşlı futbolcuların hepsi Fenerbahçe ve Galatasaray’da oynamak için can atıyor, Ailton’un da kafası burada değil ve gitmek istiyor.
“Türkiye’deki en fanatik grup Çarşı Grubu. Fenerbahçe’de durum farklı. Geçen sezon Anelka iyi futbol mu oynadı? Ama hiçbir baskı görmedi… Fenerbahçe taraftarı destek veriyor, Beşiktaş taraftarı ise futbolcusuna küfür ediyor.”
“Taraftarın tepkisine diğerleri korkudan ses çıkarmadı, ben cevap verdim. Bir de yabancılardan çoğu Türkçe bilmiyor ve tribünlerin söylediklerini anlamıyor. Ama ben 5 yıldır Türkiye’deyim ne dediklerini iyi biliyorum.”
“Beşiktaş’ın taraftarı böyle sabırsız olursa başarı hiç olmaz. Kimi alırsan al, kimi getirirsen getir. G.Birliği’ndeki ilk senemde neredeyse topa vuramadan sezonu bitirdim. Ama sabrettiler ve orada kral oldum.”
“Beşiktaş deplasmanlarda daha iyi sonuçlar alıyor, çünkü bu taraftar orada yok. Daha ilk şutu atıyorsun, dışarıya gitti mi bağırıyorlar. Bu sefer ikinci defa şut çekmeye korkuyorsun. Takım da sonuç alamıyor.”
“Yönetim taraftardan korkuyor ve onlara bir şey söyleyemiyor. Yöneticiler çıkacak televizyona, diyecekler ki futbolculara küfür etmek için gelecek taraftarlar maçlara gelmesin. Tek çözüm o.”
“Bence Fenerbahçe kollanıyor. Rizespor ve Konyaspor maçlarında elle goller atıldı. Bu ne demek? Örnekler çok. Bir defa normal, iki defa normal ama hep oluyor. O zaman problem var demektir.”
“Tigana ile çok iyi anlaşıyorduk. Gitme dedi. Yanlış yaptığım yerde uyardı. Yeri geldi, haklı olarak bana kızdığı zamanlar oldu. Keşke onunla daha fazla çalışma imkanım olsaydı. Beşiktaş camiası onun kıymetini bilmeli.”
“Türkiye’de en beğendiğim yerli teknik direktör Ersun Yanal. Bence Milli Takım’da ona biraz daha zaman tanınmalıydı. Hakan Şükür’ü kadroya alıp almama kararı da teknik direktör olarak ona aittir.”
“Türkiye’deki en iyi forvet Fatih Tekke. Çok yetenekli. Sergen de çok iyi ama sağlam olduğu zaman. İdmanlarda bir var, bir yok. Maçta da öyle. Ama süper yetenek. Avrupa’da en rahat oynayacak futbolcuydu ancak şimdi değil.”
Transfer hovardası Beşiktaş yönetiminin bu sezonun başındaki bombalarından biriydi Süleyman Youla… Gençlerbirliği’nde sergilediği performansla Türkiye’nin gündemine oturan Gineli forvet, bir sezon önce büyük hayal kırıklığı yaşayan Yıldırım Demirören yönetimi tarafından “yeniden yapılanmanın” temel taşlarından biri olarak getirilmişti siyah-beyazlı takıma.
Ancak “Müthiş sürati ile iyi bir kontratak futbolcusu” olarak tanımlanan Youla ile ilgili “Beşiktaş gibi oyunu rakip sahaya yıkarak oynayan bir takımda ne yapabilir?” sorusu, cevabını 17 maçlık periyotta buldu: “Hiçbir şey!..”
Koca ilk yarı boyunca Kartal’ın hücum derdine derman olamayan Youla, tribünlerle de soğuk savaş yaşayınca soluğu Fransa’nın Metz takımında aldı. Gineli yıldızın başarısızlığın faturasını kestiği merci ise siyah - beyazlı tribünler oldu. İşte Youla’nın FUTBOL EXTRA’nın sorularına verdiği içten cevaplar…
ÇARŞI’DAN FANATİĞİ YOK
- Türkiye’deki taraftarlar çok mu fanatik?
- Evet. Bazı kulüplerin taraftar gruplarında bu fanatiklik daha da fazla.
- En fanatik taraftar grubu hangisi?
- Beşiktaş’ın Çarşı Grubu. Beşiktaş’ta oynamak en zor iş. Çünkü en büyük baskı burada var. Bana göre bu baskı çok aşırı derecede.
- Ama benzer baskı diğer büyük kulüplerde de var, öyle değil mi?
- Hayır. Fenerbahçe’de baskı nerede?.. Geçen sezon Anelka iyi futbol mu oynadı? Ama hiçbir baskı görmedi. Fenerbahçeli diğer futbolcular da öyle. Anelka örneği daha cazip. Büyük umutlarla geldi, hiçbir şey veremedi ilk senesinde ama kimse çıtını çıkarmadı. Adamlar iki senedir Avrupa’da hayal kırıklığı yaşıyor, bir baskı veya tepki yok. Bu sene gördük, Şampiyonlar Ligi’nde sonuncu oldular, ama taraftarlar onlara bir şey yapmadı. Bizde uf, uf… F.Bahçe taraftarı destek veriyor, Beşiktaş taraftarı ise futbolcusuna küfür ediyor.
- G.Saray’da da bu baskı var ama…
- Hayır, üç büyüklerde sadece Beşiktaş’ta var..
- Bu baskı sadece senin döneminde mi vardı?
- Hayır benim Türkiye’de oynadığı her dönemde vardı. Bunu G.Birliği’ndeyken de görebiliyordum.
- Peki bunu bile bile neden Beşiktaş’a geldin?
- Derecesinin bu kadar yüksek olduğunu fark edememiştim. Zaten bunu yaşayınca gitme kararı aldım.
DİĞERLERİ KORKTU, BEN CEVAP VERDİM
- Belki kötü oynadığın içindir…
- Hayır. Bu yapılan sadece bana değildi ki... Diğerleri korkudan ses çıkarmadı, ben cevap verdim. Bir de yabancılardan çoğu yeni, onlar tribünlerin söylediklerini anlamıyor. Ama ben 5 yıldır Türkiye’deyim ne dediklerini iyi biliyorum. Türkçe’yi anlıyorum. Dayanamadım ve bu yüzden cevap verdim. Tigana da bana kızdı. Olsun. Beşiktaş’ın taraftarı böyle sabırsız olursa başarı hiç olmaz. Kimi alırsan al, kimi getirirsen getir. Ben G.Birliği’ne geldiğim ilk sene neredeyse topa vuramadan sezonu bitirdim. Çok kötüydüm. Ama sabrettiler, baskı yapmadılar, ben de orada kral oldum. Beşiktaş’ta rahat olamadım, bunun için ayrıldım. Ayrılma kararımı çok önce almıştım ama takımda çok iyi bir arkadaş grubum vardı, onlar beni bırakmadı. Tatile giderken ayrılma kararıyla gitmiştim ama yönetimin, hocamın ve özellikle takım arkadaşlarımın yoğun baskısıyla geri döndüm. Ancak taraftarların tepkisi yine aynı olunca Beşiktaş’a zarar vermemek için çok sevdiğim arkadaşlardan ve İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi geldiğim yer de benim futbola, yani profesyonel hayata gözlerimi açtığım, stajyerlik yaptığım yer. Çok ilginç. ben 17 yaşlarında buraya gelmiştim, o genç takımlarda birlikte 6 ay oynadığım arkadaşlarla şimdi A takımda birlikteyim. Bir de buralar Brüksel’e çok yakın. Ailemin yanında sayılacağım.
HERKEN AYRILMAK İSTİYOR
- Taraftarın tepkisi nedendi?
- Taraftarın tepkisi sadece bana değildi ki, takımın hepsine... Ama ben çıkıp cevap verince hedef adam oldum. Ancak takımın hepsi rahatsız. Bakın Beşiktaş niye hep deplasmanlarda daha iyi oynuyor, niye deplasmanlarda daha iyi sonuçlar alıyor; çünkü bu taraftar orada yok. Daha ilk şutu atıyorsun, dışarıya gitti mi bağırıyorlar. Bu sefer ikinci defa şut çekmeye korkuyorsun. Takım da sonuç alamıyor. Ama deplasmanda bir şut dışarıya gittiğinde kimse bağırmıyor, ikinciyi vuruyorsun ve gol oluyor. Beşiktaş böyle bir atmosferde başarılı olamaz. Bu futbolcular gitsin, başkaları gelsin, yine aynı olur. Sorun futbolcuların kalitesinde değil, taraftarın baskısında. Çünkü çok iyi bir teknik adam var takımın başında, bana göre dünya çapında bir hoca, ona da yazık. Çok iyi de bir kadro var. Beşiktaş’ın kadrosu şampiyon da olurdu. Fenerbahçe çok iyi oynadığı için orada değil. Aslında ayrılma kararımı Fenerbahçe maçında almıştım. O maçta burnum kırıldı, kanlar içindeydim ve bu haldeyken beni yuhaladılar. Adem Trabzon maçında kendi kalesine kazayla gol attı, çocuğa saldırdılar. Yönetim taraftardan korkuyor ve onlara bir şey söyleyemiyor. Yöneticiler çıkacak televizyona, diyecekler ki futbolculara küfür etmek için gelecek taraftarlar maçlara gelmesin. Tek çözüm o. Ben ayrıldım, bakın benden sonra da bu devam edecek. Futbolcular korkudan oynayamıyor. Türk futbolcuların hepsi G.Saray’da, F.Bahçe’de oynamak istiyor. Zaten Beşiktaş taraftarı ortada. Her hafta olay, her hafta ceza. Beşiktaş’ın başarısız olmasında bana göre taraftarın etkisi çok yüksek. Futbolcular ne zaman keyif alarak oynuyor, o zaman başarı geliyor. Belki benim çok etkilenmem Türkçe’yi çok iyi bilmemden kaynaklanıyor. Söylediklerini çok iyi anlıyordum. Ama ben dünyanın hiçbir yerinde böyle bir taraftar görmedim.
KEŞKE GENÇLER’DE KALSAYDIM
- F.Bahçe taraftarı Beşiktaş’ta olsa sonuçlar değişik olur mu?
- Olabilir. F.Bahçe taraftarı çok sabırlı. F.Bahçe 0-0 gidiyor, taraftar sabırlı, son dakikada gol atıyor. Taraftarı 90 dakika sabredebiliyor. Ama biz ilk 5 dakikada gol atamayınca hemen yuh… Hep böyle. Bunu hepimiz biliyoruz. 5 dakikada gol olmadı mı problem başlıyor. Bakın F.Bahçe’nin gollerine, hep sonradan geliyor. 90. dakikada, 90 artıda atıyorlar. Biz de deplasman maçlarımızda aynısını yapabiliyoruz. Sivasspor, Kayserispor maçlarını son dakika golleriyle kazandık. Ligin ikinci yarısını bir de bu gözle takip edin. Şimdi keşke Gençlerbirliği’nde kalsaydım diye düşünüyorum. Çünkü daha rahat.
SERGEN’E HAY HAY, BİZE VAY VAY
- Yönetimin de baskısı oluyor mu Beşiktaş’ta?
- Var tabii. Mesela İlhan Cavcav ayda bir-iki defa gelir idmana, idmanlarda yönetici yok. Ama burada yönetim hep idmanda. Ailton’un da kafası burada değil, gitmek istiyor hep. Ama takımın değil Çarşı’nın dağılması lâzım. Tribündeki problem hep orada başlıyor. Mesela ısınmaya çıkılıyor, onlar bazı futbolcuları çağırıyor, bazılarını çağırmıyor, bu da takımda huzursuzluğa neden oluyor. Takımı bölüyor. Mesela Mustafa Doğan, Ali Güneş bana söylüyor, “Bu taraftar bizi sevmiyor” diye. Sergen ne yapsa hiç problem yok ama bizim için problem çok. Metsu beni Katar’a çağırdı, çok da para verdi ama gitmedim.
DİLERİM BİR BÜYÜK TAKIMA DÖNERİM
- Sen Beşiktaş’ta başarısız olduğunu düşünüyor musun?
- Profesyonel futbolcular her zaman bu tür ayrılıkları yaşar. Ben Türkiye’yi çok sevdiğim için burada bu kadar uzun süre kaldım. Beşiktaş’a da çok büyük umutlarla geldim. Tabii bazı olumsuz gelişmeler son zamanlarda benim ve ailemin karar vermesinde çok etkili oldu. İnşallah Türkiye’de büyük bir takımda yine forma giyerim. Burada bir başarısızlık varsa bu başarısızlığın faturası sadece bir kişiye kesilmemeli. Futbol takım oyunudur. Ben başarısız olduğuma inanmıyorum”
- G.Birliği’nden rahatsız mıydın, niye ayrıldın?
- G.Birliği’nde kraldım. Orada mutluydum ama değişiklik ve hedef büyütmek istedim. G.Birliği’nde baskı yok tüm futbolcular rahat oynuyor. Ama Beşiktaş’ta öyle değil, hep baskı var.
- Türkiye’ye yeniden dönmeyi düşünüyor musun?
- Düşünüyorum. Ama ya İstanbul’da ya da Ankara’da oynarım.
- Hemen hemen her takımın böyle bir taraftar grubu var bu normal bir durum değil mi?
- Var ama bizim Çarşı daha tehlikeli.
FENERBAHÇE KOLLANIYOR
- F.Bahçe kollanıyor diyorlar, sen bu görüşe katılıyor musun?
- Bence F.Bahçe kollanıyor. Rize ve Konyaspor maçlarında elle goller atıldı. Bu ne? Örnekler çok. Bir defa normal, iki defa normal ama hep oluyor. O zaman problem var demektir.
- Ailende başka futbolcu var mı?
- Var. Bir kardeşim Belçika’da oynuyor. Bir ağabeyim de amatör olarak futbol oynuyor.
- Ülkenden kaç yaşındayken ayrıldın?
- 17 yaşındaydım. Fransa’ya Metz takımına gittim, stajyer futbolcu gibi orada 6 ay kaldım. Sonra Gine’ye geri döndüm. Ardından da Belçika’ya Lokeren takımına transfer oldum.
- Futbolcu olmasaydın ne yapardın?
- Okurdum.
- Futbolu ne zaman bırakmayı düşünüyorsun?
- Ne zaman yorgun olurum, o zaman. Şimdi daha çok gencim.