BlackEagle19o3
15.Şubat.2008, 20:45
Bu sezon Turkcell Süper Ligi’nde son yılların en kötü futbolu oynandı. Bunun nedenini neye bağlıyorsunuz?
Oyun kalitesindeki en belirleyici unsur bana göre oyuncu kalitedir. Bence genel anlamda oyuncu kalitesi düşük. Ligdeki birçok takımın da, Beşiktaş’ın da en büyük sorunu bu. Ayrıca teknik adamların baskı altında olması, kendilerini kaybetmeme düşüncesine yöneltti. Daha defansif oyun kurguları, orta alanda defansif yönü ağır basan oyuncuların tercih edilmesi kaliteyi düşürdü ve gol sayısını azalttı.
Tigana, görevi süresince başarılı olabildi mi?
Başarı, eldeki olanaklarla ve beklentilerle doğru orantılı bir kavramdır. Bu faktörleri göz ardı edemezsiniz. Ne yazık ki Türkiye’de bunu algılamakta zaman zaman zorluk çekiyoruz. 48 yıl aradan sonra ilk kez gittiğimiz Dünya Kupası’na katılmak bile büyük başarı derken, dünya üçüncülüğünü başarısızlık olarak değerlendirme çelişkisini yaşayan bir ülkeyiz. Tigana 2 Türkiye Kupası, 1 Süper Kupa kazandırdı. Bıraktığı noktada ise Beşiktaş 2. sırada. Bu tablo, sezon başı beklentileri ve kadro kalitesi açısından bakarsak “başarı” anlamına geliyor. Ancak ligin gidişatını ve rakiplerin beklenen performanslarının çok altında kaldığını göz önünde bulundurunca da Tigana’nın “başarısız” olduğunu görüyoruz. İnatçı tavrı, Türk futbolcusunu algılayamaması ve gol atmaktan çok yememeyi düşünen oyun felsefesi bence Tigana’nın en büyük eksileriydi.
Beşiktaş’ın ne tür bir teknik direktöre ve oyun yapısına ihtiyacı var?
Beşiktaş’ın güçlü ve zayıf taraflarını iyi değerlendirebilecek, gerçekçi, tecrübeli bir teknik adama ihtiyacı var. Tigana bazı açılardan Arsenal Teknik Direktörü Arsen Wenger’i taklit ediyordu. Genç ve yeni bir takım inşaa etmeye çalışması da bunun bir göstergesi. Tigana’nın bu misyonu takdir edilmesi gereken bir özellikti. Göreve gelecek teknik adam bu takımın inşasını sürdürebilecek birisi olmalı. İnşaatın projesinde olumlu değişiklikler yapabilecek kapasitede birisi olmalı. İnşaatı yıkıp baştan yapmaya kalkışmak Beşiktaş’ı daha da geriye götürür.
BJK yönetiminden kaynaklanan eksiklikler nelerdir?
Aslında bu çok kapsamlı bir konu ancak kısaca özetlemek gerekirse; eksiklerin hemen hemen tamamı, iyi niyetine rağmen Beşiktaş yönetiminin hatalarından kaynaklanıyor. Beşiktaş iyi yönetilmiyor. Hem idari hem de mali açıdan kulüpte büyük sıkıntılar var. Şöhretli bir hoca getirip 3–5 tane futbolcu transfer ederek kulüp yönetme devri çok gerilerde kaldı. Büyük bir holding nasıl yönetiliyorsa, büyük bir kulüp de öyle yönetilmeli. Beşiktaş ne yazık ki iyi yönetilmiyor ve işin kötüsü başkan ve yönetim kurulu bunun farkında değiller. Bu da mevcut durumu daha da kötüleştiriyor.
Yöneticilerin basın mensuplarıyla olan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Basın ve halkla ilişkiler, iletişim gibi konular tamamen profesyonellere bırakılmalı. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü temsil eden yöneticiler topluma medya aracılığı ile doğru ve akılcı mesajlar vermeli. Şu unutulmasın ki, bazı yöneticilerin maçlardan sonra yaptığı açıklamalar sadece şahsi fikirleri yansıtmıyor. Kulübün vizyonunu ve imajını da olumlu veya olumsuz etkileyebiliyor. Profesyonel açıdan bakıldığında eksiklikler olsa da, mevcut yönetimin medya ve taraftarla sıcak, uzlaşmaya açık ve samimi ilişkiler içerisinde olduğunu görüyoruz.
Nasıl bir Beşiktaş hayal ediyorsunuz? Özlenen Beşiktaş’ı tanımlar mısınız?
“Özlenen Beşiktaş” kavramı kişiden kişiye göre değişir. Ben “Özlenen Beşiktaş” dendiğinde şampiyon olan bir Beşiktaş’ı aklıma getirmiyorum. Ben kaybetse bile alkışlanan, taraflı tarafsız herkes tarafından takdir edilen, kazanmak için her yolu mübah görmeyen, etik değerlere sahip çıkan, ahlaklı, sportmen bir takımdan bahsediyorum. Her maçta ve heryerde sahaya kazanmak için çıkan, sonuna kadar cesaretle ama centilmence mücadele eden, arkadaşlık bağları güçlü, rakiplere ve taraftara saygılı, “Ruhu amatör” ama “aklı profesyonel” bir takımdan bahsediyorum. Sessiz, olgun ve vakur; hatta hakkı yense bile konuşmayan, ancak konuştuğu zaman da herkesi susturan bir Beşiktaş istiyorum. Gerisi önemli değil. Ha unutmadan bir de, Bembeyaz forma – Simsiyah şort...
Not:Güntekin Onay'la yapılan bu röportaj serencebey.com'dan alınmıştır.Özellikle 'Özlenen Beşiktaş' tanımı hoşuma gitti ve paylaşmak istedim.Umarım yöneticiler tarafından kaldırılmaz bu konu...
Oyun kalitesindeki en belirleyici unsur bana göre oyuncu kalitedir. Bence genel anlamda oyuncu kalitesi düşük. Ligdeki birçok takımın da, Beşiktaş’ın da en büyük sorunu bu. Ayrıca teknik adamların baskı altında olması, kendilerini kaybetmeme düşüncesine yöneltti. Daha defansif oyun kurguları, orta alanda defansif yönü ağır basan oyuncuların tercih edilmesi kaliteyi düşürdü ve gol sayısını azalttı.
Tigana, görevi süresince başarılı olabildi mi?
Başarı, eldeki olanaklarla ve beklentilerle doğru orantılı bir kavramdır. Bu faktörleri göz ardı edemezsiniz. Ne yazık ki Türkiye’de bunu algılamakta zaman zaman zorluk çekiyoruz. 48 yıl aradan sonra ilk kez gittiğimiz Dünya Kupası’na katılmak bile büyük başarı derken, dünya üçüncülüğünü başarısızlık olarak değerlendirme çelişkisini yaşayan bir ülkeyiz. Tigana 2 Türkiye Kupası, 1 Süper Kupa kazandırdı. Bıraktığı noktada ise Beşiktaş 2. sırada. Bu tablo, sezon başı beklentileri ve kadro kalitesi açısından bakarsak “başarı” anlamına geliyor. Ancak ligin gidişatını ve rakiplerin beklenen performanslarının çok altında kaldığını göz önünde bulundurunca da Tigana’nın “başarısız” olduğunu görüyoruz. İnatçı tavrı, Türk futbolcusunu algılayamaması ve gol atmaktan çok yememeyi düşünen oyun felsefesi bence Tigana’nın en büyük eksileriydi.
Beşiktaş’ın ne tür bir teknik direktöre ve oyun yapısına ihtiyacı var?
Beşiktaş’ın güçlü ve zayıf taraflarını iyi değerlendirebilecek, gerçekçi, tecrübeli bir teknik adama ihtiyacı var. Tigana bazı açılardan Arsenal Teknik Direktörü Arsen Wenger’i taklit ediyordu. Genç ve yeni bir takım inşaa etmeye çalışması da bunun bir göstergesi. Tigana’nın bu misyonu takdir edilmesi gereken bir özellikti. Göreve gelecek teknik adam bu takımın inşasını sürdürebilecek birisi olmalı. İnşaatın projesinde olumlu değişiklikler yapabilecek kapasitede birisi olmalı. İnşaatı yıkıp baştan yapmaya kalkışmak Beşiktaş’ı daha da geriye götürür.
BJK yönetiminden kaynaklanan eksiklikler nelerdir?
Aslında bu çok kapsamlı bir konu ancak kısaca özetlemek gerekirse; eksiklerin hemen hemen tamamı, iyi niyetine rağmen Beşiktaş yönetiminin hatalarından kaynaklanıyor. Beşiktaş iyi yönetilmiyor. Hem idari hem de mali açıdan kulüpte büyük sıkıntılar var. Şöhretli bir hoca getirip 3–5 tane futbolcu transfer ederek kulüp yönetme devri çok gerilerde kaldı. Büyük bir holding nasıl yönetiliyorsa, büyük bir kulüp de öyle yönetilmeli. Beşiktaş ne yazık ki iyi yönetilmiyor ve işin kötüsü başkan ve yönetim kurulu bunun farkında değiller. Bu da mevcut durumu daha da kötüleştiriyor.
Yöneticilerin basın mensuplarıyla olan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Basın ve halkla ilişkiler, iletişim gibi konular tamamen profesyonellere bırakılmalı. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü temsil eden yöneticiler topluma medya aracılığı ile doğru ve akılcı mesajlar vermeli. Şu unutulmasın ki, bazı yöneticilerin maçlardan sonra yaptığı açıklamalar sadece şahsi fikirleri yansıtmıyor. Kulübün vizyonunu ve imajını da olumlu veya olumsuz etkileyebiliyor. Profesyonel açıdan bakıldığında eksiklikler olsa da, mevcut yönetimin medya ve taraftarla sıcak, uzlaşmaya açık ve samimi ilişkiler içerisinde olduğunu görüyoruz.
Nasıl bir Beşiktaş hayal ediyorsunuz? Özlenen Beşiktaş’ı tanımlar mısınız?
“Özlenen Beşiktaş” kavramı kişiden kişiye göre değişir. Ben “Özlenen Beşiktaş” dendiğinde şampiyon olan bir Beşiktaş’ı aklıma getirmiyorum. Ben kaybetse bile alkışlanan, taraflı tarafsız herkes tarafından takdir edilen, kazanmak için her yolu mübah görmeyen, etik değerlere sahip çıkan, ahlaklı, sportmen bir takımdan bahsediyorum. Her maçta ve heryerde sahaya kazanmak için çıkan, sonuna kadar cesaretle ama centilmence mücadele eden, arkadaşlık bağları güçlü, rakiplere ve taraftara saygılı, “Ruhu amatör” ama “aklı profesyonel” bir takımdan bahsediyorum. Sessiz, olgun ve vakur; hatta hakkı yense bile konuşmayan, ancak konuştuğu zaman da herkesi susturan bir Beşiktaş istiyorum. Gerisi önemli değil. Ha unutmadan bir de, Bembeyaz forma – Simsiyah şort...
Not:Güntekin Onay'la yapılan bu röportaj serencebey.com'dan alınmıştır.Özellikle 'Özlenen Beşiktaş' tanımı hoşuma gitti ve paylaşmak istedim.Umarım yöneticiler tarafından kaldırılmaz bu konu...