PDA

View Full Version : Fenerbahçe İmparatorluğu kuruluyor!



DisCo
13.Mart.2007, 20:46
"Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" lafı şakadan, gerçeğe dönüşüyor.. Bir gün herkes mecburen Fenerli olacak, çünkü etrafta başka takım kalmayacak, tutacak.

Fenerbahçe Cumhuriyeti, pek de sessiz sedasız olmayan gelişmelerle, tüm Türk futbolunu kontrol eden bir imparatorluğa dönüşüyor..

Dönüşümü yürüten kişi, imparator olmaya hazırlanan Aziz Yıldırım..
Yıldırım, tek oy farkla güç bela geldiği F.Bahçe başkanlığında yerini sağlamlayarak işe başladı. Kısa zamanda öyle rakipsiz kaldı ki, "Bu F.Bahçe'yi yönetecek benden başka adam yok. Dönüp dolaşıp gene bana gelecekler" diye biraz naz için köşesine çekilen Ali Şen bile, ısıramadığı eli öpmek zorunda kaldı. Şimdi Aziz'in üstünde olduğu havaları veren şovlarla kendi kendini tatmin ediyor.

Yıldırım, AKP döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve de Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın fevkalade fanatik Fenerli olmalarından yararlanıp ülke çapında güç gösterisi yaparak ikinci aşamaya geçti. Aziz Yıldırım'ın bu ülkenin hem sivil hem de asker 1 numaraları ile nerdeyse enseye tokat yakın olduğunu her hafta bir şekilde gören bürokrasi ve iş dünyası için bunun ne anlama geldiğini açıklamaya gerek yok..

Türk sporunu ele geçirmek
Aziz Yıldırım'ın önlenemez yükselişi bu görüntülerle başladı ve esas aşamaya gelindi.. Türk sporunu ele geçirmek..

İşe en popüler federasyonlardan başlandı. Basketbol ele geçirildi. Baştaki güya Galatasaraylı.. Bakmayın.. Galatasaray'ın beceriksiz, yeteneksiz, dar görüşlü yöneticileri sayesinde bugün basketbolü Fenerliden beter Fener emrinden çıkmaz, Aziz'in bir dediğini iki etmez bir başkan yönetiyor.

İkinci aşama futboldu ve burada işler çok zordu. Çünkü ortada yok edilmesi gereken bir Haluk Ulusoy vardı ki, bizzat Başbakan Erdoğan uğraştığı halde başaramamış, yenilmişti. Aziz Yıldırım, Galatasaraylı Haluk Ulusoy'u yıkmak ve futbolu ele geçirmek için, inanması güç Galatasaray'ı ve onun başkanını kullandı. Tarihinin gelmiş geçmiş en başarısız Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın, Aziz'in tuzaklarından kurtulmayı beceremeyince, Ali Şen gibi oldu. Gitti elini öptü. Önüne atılan Seyrantepe kemiği uğruna, Haluk Ulusoy'u yıkıp yerine Erdoğan/ Yıldırım ekibinin adamı Hasan Doğan'ı getirmek için yollara düştü. O Ulusoy ki, Denizli-Fener maçının zorla uzatılan son 16 dakikasında, kümede kalması kesinleşen Denizli'nin şike bir gol yemesini önleyen ve maçın namuslu devamını sağlayıp, Galatasaray'ın şampiyonluğuna yol açan adamdı. Aslında bu ihanet Canaydın'ın Onur Kurulu'na verilip ihraç edilmesine yol açardı, eğer ortada Galatasaray diye bir kulüp, bir kongre olsaydı..

Görünüşte Beşiktaşlı, ama aslında Fenerli Başbakanın has adamı, son zamanlarda sık sık dolaşan, her yerde fısıldanan iddialara göre de Aziz Yıldırım ve meşhur Makdum'un iş ortağı Hasan Doğan federasyon başkanlığına Erdoğan ve Yıldırım tarafından atandı.

Bugün kime sorsanız, diyecektir ki, "Hasan Doğan başkan ama federasyonu ve onun kurullarını oluşturanlar, bizzat Erdoğan/ Yıldırım ikilisidir." Yeni federasyonla birlikte etkin çalışmalar başladı ve ilk gelişmeler hemen ortaya çıktı.

Kutsal İttifak medyası
Bir Fener maçında ilk kez eyyam yapmayan, gördüğü her şeyi çalan hakem Cüneyt Çakır, Aziz Yıldırım'ın Büyük Kulüp toplantılarında yola getirdiği Kutsal İttifak medyası tarafından linç edilip tüm hakemlere gözdağı verildi. Böylece Vestel maçında Fenerbahçe'ye üç şaibeli, üç olmaması gereken gol kazandıran ve maçın 4-1 bitmesini sağlayan hakem triosu ortaya çıktı.

Tabii, bu iş sadece medyayla yapılmadı. Aziz Yıldırım'ın maaşlı menecerliğini yaparken, sahaya atılan bıçağı saklamasıyla ünlü Kemal Dinçer'in başına getirildiği "Gözlemciler"in en ilginci, hakemlik yaşamı boyunca adı etrafında en çok dedikodu yapılan Murat Ilgaz, Cüneyt Çakır'ın arkasında duracağına ipini çekti. Çakır'a 6.9 not verip ağır eleştirerek sezonu kapatmasını sağladı. Buna karşılık kırmızı karttan sonra saha içinde hakeme azgın boğalar gibi saldırı üstüne saldırı düzenlediği ekranlarda dakikalarca ve ibretle izlenen Lugano hakkında raporuna tek kelime yazmadı. Fener yöneticisi, Hasan Doğan'ın yakın arkadaşı Şekip Mosturoğlu tarafından şekillendirildiği her kapı arkasında söylenen Profesyonel Ceza Kurulu da Lugano'ya ceza verilmesine gerek olmadığını açıkladı, tüm görüntüler elindeyken üstelik. Çünkü kurul, medyanın üstüne gelmeyeceğini biliyordu. Nitekim kimse de gelmedi. Elinde bütün görüntüler olan Lig TV dahil..

Çakır'ı asıp, Lugano'yu bağışlayan Gözlemci Murat Ilgaz da Kemal Dinçer tarafından hemen ertesi hafta tüm teamüllere aykırı olarak, bu defa Beşiktaş maçında görevlendirilerek ödüllendirildi.

Aziz Yıldırım'ın gücünün, hakemi yok edip, Fenerli futbolcuyu böylesine bağışlamaya yettiği daha ilk haftada kanıtlanınca, bundan böyle Fener'in ve rakiplerinin kritik maçlarında düdük çalıp bayrak sallayacak hakemin yerine koyun kendinizi..

Yıldırım ne istiyor?
Galatasaray, Beşiktaş ve Sivas'tan birinin şampiyon olmak için sadece Fener'i değil, bu kurulu düzeni de yenmeleri gerek. Yani en az 8-9 puan fark atacak güçte olmalılar.. Var mı?.. Yok!.. Bu başa baş giden görüntü içinde şampiyonu bir yanlış düdük, bayrak, kart belirlemeye yeter.. O zaman bilin bakalım, bu yanlış, bu ortamda kimin lehine olur, bundan böyle.. Lig bitmiş, Fener şampiyon olmuştur. Kutlarım..

Tabii, şampiyonluk bir ayrıntı.. Bir güç gösterisi sadece.. Aziz Yıldırım imparatorluğunun gelişmesi şimdi başka yönde..

Futbol Federasyonu da ele geçirildikten sonra, sıra yeni hedefe geldi. Kulüpler.. Yani Futbol Birliği.. Aziz Yıldırım boykot ettiği, temsilci bile göndermez olduğu Futbol Birliği Vakfı'nın başına geçmek üzere kolları sıvadı. İşbirlikçisi gene Özhan Canaydın. Bugünkü başkan.. Belli, Seyrantepe pazarlığının içinde bu da var..

Aziz, vakfı niye istiyor.. Delege yollamaya tenezzül etmediği vakıftan ne bekliyor?..
Çok şeyler..
Başa geçince, vakfı Kulüpler Birliği'ne çevirecek.. Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ligleri ve kulüplerin en büyük gelir kaynağı naklen yayınları bu birlik yönetecek.

Kritik nokta burası.. Yayınlar şimdi Akşam gurubunun DigiTurk'unde.. Ama Hürriyet gurubunun D Smart'ı da fena halde işin peşinde.. Zamanında benzeri çekişme Federasyon Kongresi kapılarını Alaattin Çakıcı'nın adamlarının tutmasına kadar varmış, mafyanın müdahalesini önleyen, anında Korkut Eken'i kongre kulislerine yollayan Mehmet Ağar olmuştu.

Hasan Doğan yeni bir medya kavgasının hedefinde yıpranmak istemediği için bir, kendisini oraya getiren Erdoğan/ Yıldırım ikilisi öyle istediği için iki, yayın ihalesi yapma hakkını kolaylıkla Aziz Yıldırım'ın başında olduğu birliğe bırakacaktır.

Peki Yıldırım, Birliği ne yapacaktır?.

Anadolu kulüplerinin aldıkları payı arttırarak, onların ağzına bir parmak bal sürmek ve oylarını toplamak tabii.. Daha şimdiden en azılı Yıldırım muhalifi İlhan Cavcav'ı izleyebilirsiniz.

Yıldırım bunları Anadolu aşkından, ya da eşitlik, hak hukuk duyusundan mı yapacak?.

Hayır.. Zaten boğazlarına kadar borca batmış, can çekişen rakipleri GalatasarayBeşiktaş ve Trabzon'u iyice bitirmek için.. Yayın hakları dengeli(!) dağıtıldığında, dört büyükler büyük kayıplara uğrayacaklar. Fevkalade iyi yönetilen (Burada Aziz Yıldırım'ı ve ona yeni eklenen Ali Koç'u yürekten alkışlamak gerek. Gerek tesisleşme, gerekse kulübü her türlü enflasyona ve ekonomik krize dayanıklı gayrimenkul zengini yapmakta müthiş bir başarı sağladılar) Fenerbahçe için, bu kayıp önemli değil. Gişe hasılatı ve Fenerium satışlarıyla rakiplerine fark atan Fener, yayın gelirlerinde bir düşüşü fark etmez bile.. Oysa Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon çökerler..
O zaman da geriye bir tek Fenerbahçe kalır!.. Şimdilik manzara bu!..
Bunları bir tek ben mi biliyorum?.
Hayır..
Tüm Kutsal İttifak medyası biliyor, cin gibi.. Ama yazmazlar. Aldıkları talimat böyle.. Bazılarının yazmaya yürekleri yetmez. Bazılarına da "Aman Aziz'i kızdırmayalım yoksa işimizden oluruz" diyen müdürleri yazdırmaz. Bazılarına da patronları zinhar izin vermez..
Ama Hıncal'a atış serbesttir. Bunları yazdım ya.. Şimdi seyreyleyin gümbürtüyü..

.......

Bazı okurlara.. Bu satırları okurken çıldıran ve bana sövmek için hemen bilgisayara koşmaya karar verenlere hatırlatma.. İçinde tek kelime dahi çirkin söz veya tehdit içeren yazı benim önüme asla gelmez. Aynen çöpe, ya da güvenlik birimlerine gider. Ruhum bile duymaz. Yani bana bu şekilde ulaşma, fikrinizi açıklama ve etkileme şansına sahip değilsiniz, bir kez daha hatırlatırım. Yasemin'in bana bunlardan söz etmesi dahi yasaklanmıştır. Yani.. Düşüncelerinizi ancak "Adam" gibi yazarsanız, okur ve üzerinde düşünürüm. Gerisi boştur.. Anlaştık mı?.

Hıncal Uluç- Sabah

BeeTLeJuiCe
13.Mart.2007, 21:04
Hıncal Uluçtan bir komplo teorisi. Herkes sevmediği, beğenmediği kişi veya kurumlar aleyhine yazılmış yazıları buraya koyarsa kıyamet kopar bu forumda :) Tartışma çıkması kuvvetle muhtemel bir konu. ;)

DisCo
13.Mart.2007, 21:18
Sığ fikirlerin olduğu bir ortamda daha kıyamet kopar diye düşünüyorum.

Burası bildiğim kadarıyla Türkiye'nin futbol gündemiyle ilgili bir kısım. Bu yazı yazıldı. Türkiye sınırları içinde. Yazdığı konu Türk futbolu. Diğer yazarlar da bu yazı üzerine yazılar belirtmişler. Bildiğiniz gibi her yazarın yazısına diğer yazarlar yorum yapmazlar. Demek ki birşeyi var. Bizde konuşmak için burada belirttik.

Sevmediğimiz kişi kurum yazılarını diye devam eden mantığı yürütmenin altında bu yazının işimize gelmemesi olabilir. O açıdan adam akıllı bir fikrimiz varsa belirtelim. Yoksa kimseyi burada zorla tutmuyoruz.

Fıratcan Alçınkaya
13.Mart.2007, 22:05
Hitler'de Dünyaya hakim olcaktı ama...

DisCo
13.Mart.2007, 22:11
Hıncal Uluç yazısı üzerine bazı yazarların yorumları.


"Birileri Fenerbahçe adını kullanarak bazı şeyleri abartıyor"

"Aziz Yıldırım kulübü planlı bir şekilde büyütmeye çalışıyor. Bunu yaparken basınla kurduğu özel bir ilişkiden söz edilemez.

Zaten konuşup görüşmüyor bile basınla..Tabi birileri Fenerbahçe adını kullanarak prim yapmak adına bazı şeyleri abartıyor.

Bir milyon kayıtlı üye hedefi Yıldırım’ın büyüme isteğinin bir örneği zaten.

Fenerbahçe borçsuz bir kulüp ve bu planlı büyüme birilerini kıskandırıyor olabilir."

Can Bartu

"Rekabet olmadan imparatorluk olmaz"

"Diğer 3 büyük kulüp olmazsa hiçbir şey olmaz. Fenerbahçe iyi işler yapıyor. Kabul ediyorum, bu başarıya burun kıvırmıyorum. Daha başarılı olmasını da istiyorum.

Diğer takımların o seviyeye gelmesini isterim. O zaman ligimiz daha keyifli olacak. Her takım başarıyı yakaladığında tatlı bir rekabet olacaktır. Zaten bir takımı büyük gösteren de rekabettir. Bu olmadan imparatorluk olmaz. Fenerbahçe'nin, Beşiktaş ve Galatasaray'sız imparatorluğu tek başına yüklenebileceğini düşünmüyorum."

Vedat Okyar

"Keşke bu büyüme şeffaf olsaydı"

"Bizim kültürümüzde büyümenin adı maalesef imparatorluk kavramıyla özdeşleştirildi. Elbette güç, hükmetmeyi ve iktidarı çağrıştıran bu kavram. Bazılarının hoşuna giderken birçok insanı da rahatsız ediyor.

Fenerbahçe Türkiye'de geçerli kararları ve taktikleri uygulayarak bir büyüme sürecine girdi. Global endüstriyel futbol ile rekabet edecekseniz saedece sportif masumiyetlerle hedefinize ulaşamazsınız. Fenerbahçe endüstriyel futbol ülkelerinin büyük kulüplerindeki standartlara ulaşmak istiyor. Gelişmekte olan her ülkede sermayenin oluşumundan demokrasinin tüm kurumlarıyla gerçekleşmesine kadar bazı zorlamalar kural dışılıklar ve haksızlıklar görülebilir.
Fenerbahçe'nin büyüme stratejisi, içinde eleştirilecek yadırganacak unsurlar içerse de bizim ülkemizde büyümenin vazgeçilmezlerini kullandığı için şaşırmamak gerekiyor. Keşke bu büyüme çağdaş evrensel standartlara uygun, hukuk içinde açık şeffaf ve ayrıcalıksız ilişkilerle olsaydı. Ben Fenerbahçe'ye kusur bulmam. Kusur kültürmüzde ve düşen-yükselen değerlerimizdedir."

Atilla Gökçe

"F.Bahçe 1 değil 2 adım önde, ama..."

Hıncal Uluç'la aynı fikirde değilim. Şu anda Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı geçtiğini söylemek yanlış olmaz ama arada çok fazla fark olduğunu düşünmüyorum. Bizlerin oynadığı dönemde ve UEFA Kyupası'nın kazanıldığı dönemde G.Saray 2 adım öndeydi, şimdi F.Bahçe 1 değil 2 adım önde. Aziz Yıldırım ve ekibi çok iyi şeyler yaptı. G.Saray da yapacaktır. Seyrantepe bunun ilk örneği. Yeni yönetim geldiğinde ve stat bittiğinde aradaki fark kapanacktır.

Başbakan ve Genelkurmay Başkanı F.Bahçeli olabilir. Geçmiş dönemlerde, G.Saray'ın zirede olduğu dönemde Başbakan da G.Saraylıydı, Spor Bakanı da."

Turgay Şeren

"Federasyon FB'li değil"

"8-10 yıl önce Galatasaray Avrupa'da zirveye çıkmıştı. Başbakan G.Saraylıydı, Milli Takımın çoğu G.Saraylı futbolculardan oluşuyordu, teknik direktör Fatih Terim G.Saraylıydı. Türkiye'de tam anlamıyla bir G.Saray devri yaşanıyordu. Bu başarılar Türk futbolunu ileriye götürdü. Diğer takımlar için motivasyon kaynağı oldu.

Bugün Fenerbahçe aynı yerde. Sarı-lacivertli takım, o dönem G.Saray'ın elde ettiği başarıları getirirse yine çıta yükselmiş olur. Ama eğer Fenerbahçe diğer takımlara karşı bir risk olarak algılanırsa spor kamuoyunda rahatsızlık yaratır. Kötümser düşünmek istemiyorum. Yeni Futbol Federasyonu Başkanı F.Bahçeli değil. Disiplin Kurulu Başkanı F.Bahçeli değil. F.Bahçeli kişilerin etkin kurullarda görev alması da normal. İnsanlar görevlerini doğru yaptığı sürece bir sorun olmaz.

Geçmişe değil günümüze bakmak lazım. Ortam Fenerbahçe ile ilgili yorum yapmaya çok müsait."

Altan Tanrıkulu

“Biri Fenerbahçe'yi durdursun”

"Yıllar önce, Galatasaray'ı durdurun eğer durduramazsanız Fenerbahçe ve Beşiktaş sıradan bir takım olur. Galatasaeray ise Avrupa takımı olur demiştim. Herkes bu görüşüme isyan edip Galatasaray'ı durduracağına 'Fenerbahçe ve Beşiktaş yukarı çıksın' demişlerdi. Ben bu sözleri söyledikten sonra Galatasaray UEFA şampiyonu oldu. Üst üste 4 yıl şampiyon oldu. Ama yanlış yönetim ve planlama sonucunda Galatasaray zirvededn yere düştü hatta başladığı noktadan geriye doğru gitti.

Şimdi Fenerbahçe 10 küsur yıl önce Galatasaray'ın yaptığını yapmaya çalışıyor daha yolun başında. Yine aynı şeyi söylüyorum. Biri Fenerbahçe'yi durdursun yoksa Galatasaray ve Beşiktaş sıradan takım olur.

Durdurun demekle şunu anlatıyorum yani onun önüne geçin. Ama benim bu sözümü dangalaklar Galatasaray'a sabotaj yapın diye anladılar ve şimdi de Fenerbahçeye sabotaj yapın diye anlayacaklar."

Kazım Kanat

Habertürk

a.arıcı-11
13.Mart.2007, 22:16
hıncal uluç bu yazıyı yazmadan önce kaç şişe içti acaba...
bi insan bu kadar mı komplo teorisi kurar yahu uzun zaman öncede böyle konuşuyodu sonu malum oldu kendini sakınması lazım madem ki Aziz Yıldırım bu kadar güçlü mazallah hıncal uluçu vurdurmasın:zuhaha

adam iyi sallamış ama hakkını vermek lazım:D:D

El Comandante
13.Mart.2007, 22:21
Hincal Uluc´un yazilarina nadiren hak veririm,iste bu da onlardan birisi. ;)

Fernando Gago
13.Mart.2007, 22:25
Hıncal Bey çok korkmuş olmalı

DisCo
13.Mart.2007, 22:28
hıncal uluç bu yazıyı yazmadan önce kaç şişe içti acaba...
bi insan bu kadar mı komplo teorisi kurar yahu uzun zaman öncede böyle konuşuyodu sonu malum oldu kendini sakınması lazım madem ki Aziz Yıldırım bu kadar güçlü mazallah hıncal uluçu vurdurmasın:zuhaha

adam iyi sallamış ama hakkını vermek lazım:D:D

Teşekkür ediyorum bu yorum için. Demek ki Fenerbahçe'li olup yazıyı beğenmediği halde konuyu açana sataşmadan yorum yapılabiliyor. Tekrar teşekkürler.

IcedEarth
13.Mart.2007, 23:48
Hıncal Uluç'un nadiren yazdığı doğru şeylerden bir tanesi budur. Bu yazıyı kestim bugün gazeteden, saklayacağım.

DisCo
13.Mart.2007, 23:56
"Fenerbahçe tekelleşmesi var"

"Bu işler başarıyla alakalı. Son yıllarda Fenerbahçe'nin başarıları; stat, tsisleşme ve maddi yapıyla başlıyor. Fenerbahçe bunları yakaladığı için diğer kulüplerin önüne geçti. Bu da bir başarıdır. Ancak günlük başarılara bakmamak lazım. unun üzerine medyada Fenerbahçe tekelleşmesi de oluyor. Dediğim gibi bu başarıyla doğru orantılı.

Mesela Sivasspor'u örnek veriyorum. Sivasspor'da diğerlerinin bahsedildiğinin yüzde 5'i bile yok. İmkanları çok kısıtlı. İstanbul takımları doğuştan şanslı. öyle olunca İstanbul takımları yakalanmıyor. Ancak yeni projelerle İstanbul takımları yakalanabilir. Para da böyle kazanılıyor. Para kazanınca güçlü oluyorsunuz.

Sivas'ta 60-70 trilyona stat yapılıyor. Ama siyasi iktidar sayesinde o stat yapılıyor. Fenerbahçe'nin gelişmesinde de bunun katkısı var."

Nuri Albayrak - Trabzonspor Eski Başkanı

Neden herkes birgün F.Bahçeli olsun?

"Spor değişken alandır. Büyük yükseliş ve düşüşlerin yaşanması son derece normaldir.

Futbol Dünyasının hafızası zayıf olduğu için UEFA kupasını alıp bir sene sonra Şampiyonlar liginde çeyrek final oynayan Galatasaray dönemi unutulmuş gibi davranılıyor. O dönemde de her yerde Galatasaray yok muydu? Doğal olarak Galatasaray, Fenerbahçe’yi gölgede bırakmıştı.

O zaman da hatırlayın Galatasaray’dan büyük yok deniliyordu. Faruk Süren, efsane başkan, Fatih Terim efsane hoca değilmiydi?

Sportif başarıdan imparatorluk doğmaz, işin özü rekabettir ve rekabet rakibi motive eder rakibe enerji depolar.

Fenerbahçe bugün bu başarıyı yakalamışsa, geçmişte rakibinin kendisini geçmesinin sayesindedir.

Tabi ‘Birgün herkes Fenerbahçe’li olacak’ deyişi tartışılır. Neden herkes birgün F.Bahçeli olsun, o zaman rekabet bunun neresinde?

Niye yarışıyoruz ? Neden hepimiz aynı yerde olalım ?

Futbol Dünyasının ciddi bir hafıza sorunu var.

Yarın bir başkası bugünkü durumu lehine çevirecek, bu gayet doğal.."

Yiğiter Uluğ

"İmparatorluklar sık sık el değiştirir"

Real Madrid, Barcelona, Manchester United önce Cumhuriyet oldular..

Sonra imparatorluk kurmaya çalışıyorlar.

Yöntemlerini iyi süzmek gerekir.

İmparatorluk ararken,özgün cumhuriyetciliklerini asla kaybetmiyorlar..

Real Madrid Başkanı Calderon, Real Madrid’i Dünya markası yapmak için Amerika’ya gidip üst düzey PR çalışmaları yapıyor. Hatta bu işleri yaparken havaalanında gözaltına alınıyor.

Avrupa Birliği üyelerini ziyaret edip, Avrupa konseyi binasına Real Madrid müzesi açtırıyor..

Uzakdoğu dahil global tanınmışlık ve sempati arıyor.

Barcelona bu yöntemi Unicef ile yakınlaşarak yaparken, Atletico Madrid Nikaragua’yı kullanarak sosyal sorumluluk anlamında uluslararası takdir kazanıyor.

İngiltere, üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak artık futbolu kullanıyor.

Nasıl?

Tüm maçlarını Dünya izliyor.

Biz gündüz izlerken, Avustralya sabah, Amerika gece takip ediyor maçları..

İspanya’da Real Madrid ile Barcelona’nın iç siyasal çekişmeleri var, İngilizler bunu oyunun tüm paketini sunarak yapıyor..

Amaç en büyük olabilmek…

Real Madrid, Barcelona, Manchester United imparatorlukları var ama bu demek değil ki. Valencia, Liverpool, Everton site devleti..

Bilakis imparatorluk kuran diğerlerinin enerjisi…

Birileri ticari anlamda büyürken, diğerleri ayak uyduramıyorsa söylenmeye hakkı yok..

Fenerbahçe’nin tavrı ve yöntemini herkes tartışabilir ama hedefinin Dünya trendlerinden farklı olduğunu söylemek imkansız..

Futbol Dünyasında imparatorluklar sık sık el değiştirir. Bizans, Osmanlı, Roma olmak o kadar kolay değildir…

Cumhuriyet kalmak zordur

Okay Karacan

Fernando Gago
14.Mart.2007, 00:31
ARTIK BIRAK

Madde 4. Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.

Madde 6. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.

Madde 12. Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.

Yukarıda yer alan 3 madde Basın Konseyi tarafından belirlenen Basın Meslek İlkeleri'nin maddelerindendir. Söz konusu ilkeler, gazetecilik mesleğinin saygın ve olması gerektiği gibi icra edilmesi ve gazeteciliğin saygınlığının korunması amacıyla hazırlanan toplam 16 maddelik bir bildiriden ibarettir. Gazetecilik yapan ve bu işi onuru ile yapmaya çalışan her muhabir, köşe yazarı, editör, yayın yönetmeni kısacası tüm basın çalışanları bu ilkeleri uygulayarak mesleğin gereklerini yerine getirmeye çalışır.

Bu ilkeleri alıp yanına Hıncal Uluç'un yazılarını koyduğunuzda hemen her yazısının bu ilkeler ile sürekli çelişen ve ters düşen unsurlar içerdiğini görmek zor değildir. Hıncal Uluç yazılarını kaleme aldığı köşesinde kural tanımaz ( ya da sadece kendince bilinen ve kabul gören yakışıksız kuralları içinde) etik ve meslek ilkelerinden uzak yazıları ile adeta kendi nefret imparatorluğunu kurmuştur.

Kendi hayal dünyasında çirkin senaryolar yazan insanlara ve kurumlara saldıran, okuyucularını adam olanlar ve olmayanlar diye tasnif eden Hıncal Uluç'u bu noktada okuruna saygılı gazeteci ya da köşe yazarı olarak nitelemek de mümkün değildir.

Zaten bu tarz nefret dolu ve gerçeklikten uzak yazıları kaleme alan bir kişi kendi kafasındaki gizli gündemi şahsi çıkarları doğrultusunda takip ettiğinden gazetecilik gibi bir kamu görevini yerine getirmesi mümkün değildir. Hıncal Uluç şunu bilmelidir ki gazete köşeleri kendini tatmin etme ve kişisel nefret kusma yeri değildir.

Hıncal Uluç bir gazetecinin olması gerektiği şekilde objektif ve tarafsız değildir. Bu mesleğe yıllarını vermiş olsa da son yıllarda gözünü bürüyen Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe nefreti artık bu mesleği yapabilmesine olanak bırakmayacak noktalara varmıştır. Hıncal Uluç yıllardan beri Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım düşmanlığı ile bölücülük yapmakta toplumu kamplara bölerek takım taraftarları arasında düşmanlık tohumları ekmektedir.

Hıncal Uluç'un yazdıklarına bakacak olursanız Fenerbahçe adeta bölücü ve derhal kapatılması gereken bir yasadışı kurumdur. Bir köşe yazarı milyonların gönül verdiği desteklediği bir spor kulübüne karşı nasıl bu şekilde yakıştırmalar yapabilmektedir?. Dürüstçe Hıncal Uluç kendine şu soruların cevabını verebilmekte midir?;

Fenerbahçe Kulübünün gelişmesinde marka değerinin büyümesinde Aziz Yıldırım'ın nasıl bir şahsi çıkarı olabilir?

Fenerbahçe'nin her alanda büyümesi nasıl bir tehdit oluşturmaktadır?.Neden Fenerbahçeliler potansiyel suçlu olarak gösterilir?

Neden Fenerbahçe'nin tüm başarıları ardında şüphe, rakiplerin başarıları ardında özellikle Fenerbahçe'ye karşı mücadele ile elde edilen zafer arayışı vardır?

Sporu düzenleyen üst kuruluşlarda görev alan Fenerbahçeliler neden Hıncal Uluç'a göre hep taraflı sadece rakipler objektiftir? Fenerbahçeli yöneticilerin bu kuruluşlarda görev alması neden hep komplo senaryoları ile izah edilir?

Fenerbahçe Spor Kulübü illegal bir örgüt müdür? Üyeleri illegal bir örgütün üyesi midir?

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün büyümesinde Hıncal Uluç nasıl bir tehdit görmektedir?

Başarılı olanı ve başarıyı yazmak yayınlamak neden Hıncal Uluç tarafından kutsal ittifak(medya) gibi son derece yakışıksız ve çirkin bir kavramla izah edilir? Neden Fenerbahçe ile ilgili olumlu yayınlar taraflı görülür? Bu yayına izin veren spor müdürleri neden yönlendirilmiş olmakla suçlanır?

Aslında tüm bu soruların doğru ve tarafsız yanıtları Hıncal Uluç tarafından da bilinmektedir. Ama Hıncal Uluç'un gözünü kör eden düşmanlık ve nefret bunları görmesine engel olmaktadır. Hıncal Uluç'a tavsiyemiz; bu mesleği artık bırakması ve yerini basın meslek ilkelerine bağlı objektif kişiler devretmesidir.

Bundan sonra eminiz ki aklıselim herkes Hıncal Uluç'un, yazılarını okumayacak ve yorumlarını takip etmeyecektir. Adının gereği olarak neden olduğunu anlayamadığımız bir şekilde yıllardır başta kulübümüz olmak üzere tüm spor dünyasından hınç almaya çalışmaktadır ama artık bunu bırakma zamanı gelmiştir.

Başta taraftarlarımız olmak üzere tüm sporseverleri Hıncal Uluç'un köşe yazarlığı yapmaya devam etmesi halinde kendisinin yazdıklarını okumamaya, yaptığı TV yorumlarını dinlememeye davet ediyoruz. Bu Türk sporunda nefretin, yerini sağduyu ve fair play ruhuna bırakması için önemli bir adım ve başlangıç olacaktır.

Fenerbahçe Spor Kulübü

goosfraba
14.Mart.2007, 00:39
Madde 8. Gazetecilik, kendi takımını el üstünde tutmak, rakip takımı yerden yere vurmak değildir.

Konu yukarıda ki sebepten değil, tartışmaya bariz açık olduğu için gma gider.