anilton
15.Temmuz.2007, 18:30
Medyaspor Genel Yayın Yönetmeni Tuğrul Yenidoğan, hafta sonu patlak veren MHK skandalını analiz etti. Akıl almaz skandal “MHK Aziz Yıldırım tarafından mı yönlendiriliyor?” sorusunu su yüzüne çıkardı.
İşte Tuğrul Yenidoğan'ın gündem yaratacak analizi:
- Cumartesi günü MHK skandalı patlak verdi. Skandalı tüm yönleriyle, her kesime söz hakkı tanıyarak Medyaspor sayfalarında değerlendirdiniz. Aradan 2 gün geçtikten sonra olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Sıcağı sıcağına, diğer Medyaspor yazarlarıyla birlikte yorumlarımızı dile getirmiştik. Tam bir rezalet. Hani cehennemdeki çukurlardan bir tek Türklerin bulunduğu çukurun başında zebani olmadığını anlatan bir fıkra vardır ya, çünkü yukarı çıkmak isteyen Türk olursa diğer Türkler onun ayağından tutup aşağıya çekiyormuş, meğer bu fıkra gerçekmiş. Olacak şey değil. MHK kendi hakemini faks göndererek ihbar ediyor ve Avrupa'da maç yönetmesini engelliyor. Bunun özrü, mözrü olmaz. Açıklaması olmaz. Topu UEFA'ya atmak, kimseyi kurtaramaz. Bu kara lekeyi Türk hakemliğinin üzerine sürenler derhal ve geciktirmeden istifa etmelidirler. Geciktikleri her gün, Türk hakemliğine daha büyük zarar verirler."
- Medyaspor'un ve sizin gösterdiğiniz tepkiyi, Pazar günü birkaç gazete haricinde diğer gazetelerde göremedik...
"Ben de çok şaşırdım. Yer yerinden oynayacak diye düşünmüştüm. Ama çağımızın gazetecilik anlayışı iktidar yalakalığıyla holding gazeteciliği arasında sıkışıp kalmış. Mevcut TFF ve kurulları iktidar tarafından neredeyse atanarak işbaşına getirildi. Malum gazetelerin bu skandalı görmezden gelmesi normal. Holding gazetelerine gelince... Kolay değil, çok değerli naklen yayın pastasının kontrolü TFF'nin elinde. İyi geçinmek lazım. Grubun, milyonlarca dolar yatırım yapılmış digital platformlarının geleceğini düşünmek lazım... Bir avuç idealist gazeteci haricinde gazetecilik yapmak kimsenin umurunda değil ki...
Evet olayı büyüttük. Elimizden geldiğince spor kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Gazetecilik görevimizi yaptık. Gazeteci mağdurun yanında olur. Bülent Demirlek'i tanımam. Cumartesi günü ilk kez telefonla konuştum. O da akşam saatlerinde. Konuştuklarımızı haber de yapmadım, yapmayacağım da... Yanında olacağımızı söyledim. Geçmiş olsun, dedim. Koskoca bir kurum, TFF, MHK el ele vermiş gencecik bir delikanlıyı toplum önünde yargılamadan infaz ediyor. Kimseye bir suç isnat etmeden cüzamlı muamelesi yapamazsınız.Spor ailesinin dışına iteleyemezsiniz."
MHK'NIN AZİZ YILDIRIM'DAN ÖDÜ KOPUYOR!
"MHK üyelerine buradan sesleniyorum. Bülent Demirlek'le ilgili ne biliyorsanız derhal açıklamanız lazım. Elinizde bir ses kaydı, bir belge varsa açıklayın. Banka hesap hareketlerini inceleyin. Bir anormallik görürseniz, kamuoyunu bilgilendirin. Hesap hareketlerinin incelenmesine Demirlek'in de gönüllü olacağını sanıyorum. Ama elinizde somut bir belge ve bilgi yokken bu rezalete imza atmış ve kendi hakeminizin aleyhine faks mesajı hazırlayarak UEFA'ya gammazlamışsanız, o zaman birilerinin talimatıyla veya birilerine şirin gözükmek için hareket ediyorsunuz demektir. Kim mi bu kişi? Ben açık açık adını söyleyeyim: AZİZ YILDIRIM... Ödünüz kopuyor değil mi?
Ne yapmış Bülent Demirlek? Evvelki sene oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe kupa finalini yönetmiş. Kupayı Beşiktaş kaldırmış. Aziz Yıldırım'ın büyük tepkisini çekmiş. Geçen sezonda da, yine Türkiye kupasında Galatasaray - Fenerbahçe eşleşmesinde düdük çalmış. Kırmızı kart göstererek Fenerbahçe'yi eksik bırakmış. Turu Galatasaray atlamış. Aziz Yıldırım'da yeni federasyonda ipleri eline geçirince hakemlik hayatını bitireceğini söylemiş...
Doğru mu bunlar... Doğru mu Sayın Sarvan? Doğru mu Sayın Okçuoğlu? Doğru mu diğer çok sayın MHK üyeleri? Tek gerekçe bu mu? Yargısız infazınızın nedeni bu mu? Aziz Yıldırım korkusu mu?
Sayın Okçuoğlu kendisini arayan sorumlu müdürümüz Ahmet'e "Daha başkanımızın ölümünün üzerinden bir hafta geçmeden uğraştığımız şeylere bak" demiş. Siz bir hafta değil bir gün bile beklemediniz ki... 2 üyeniz Osman Avcı ve Turgay Güdü'nün, Doğan'a son görevlerini yerine getirip mezarına toprak attığı dakikalarda siz mezarlığa gitmeyip, apar topar MHK merkezine gidip Bülent Demirlek'in üzerine toprak örtmeyi vazife bilmediniz mi? UEFA'ya çektiğiniz faksın tarihi geçtiğimiz Pazartesi. Saati: 15:53.... Defn'i bile bekleyemediniz değil mi?
Sözün kısası, MHK Bülent Demirlek'e maç vermemesinin, UEFA'da bile önünü kesmesinin nedenlerini vakit geçirmeden kamuoyuyla paylaşmak zorundadır. Aksi halde, MHK'nın Aziz Yıldırım karşısında tir tir titrediği ve kararlarına imza atarken onun gönlünü hoş etmeyi birinci planda düşündüğü malumumuz olacaktır. Böyle bir MHK ile 2008-2009 sezonu nasıl oynanacaktır? Düşünmek bile istemiyorum... Şimdi bu rezaleti görmezden gelenler, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye geçiştirenler, önümüzdeki sezon olacaklardan sonra başlarını taştan taşa vurmasınlar. Çok ama çok geç olacak."
Kaynak: http://www.medyaspor.com/v02/news.aspx?id=3784
İşte Tuğrul Yenidoğan'ın gündem yaratacak analizi:
- Cumartesi günü MHK skandalı patlak verdi. Skandalı tüm yönleriyle, her kesime söz hakkı tanıyarak Medyaspor sayfalarında değerlendirdiniz. Aradan 2 gün geçtikten sonra olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Sıcağı sıcağına, diğer Medyaspor yazarlarıyla birlikte yorumlarımızı dile getirmiştik. Tam bir rezalet. Hani cehennemdeki çukurlardan bir tek Türklerin bulunduğu çukurun başında zebani olmadığını anlatan bir fıkra vardır ya, çünkü yukarı çıkmak isteyen Türk olursa diğer Türkler onun ayağından tutup aşağıya çekiyormuş, meğer bu fıkra gerçekmiş. Olacak şey değil. MHK kendi hakemini faks göndererek ihbar ediyor ve Avrupa'da maç yönetmesini engelliyor. Bunun özrü, mözrü olmaz. Açıklaması olmaz. Topu UEFA'ya atmak, kimseyi kurtaramaz. Bu kara lekeyi Türk hakemliğinin üzerine sürenler derhal ve geciktirmeden istifa etmelidirler. Geciktikleri her gün, Türk hakemliğine daha büyük zarar verirler."
- Medyaspor'un ve sizin gösterdiğiniz tepkiyi, Pazar günü birkaç gazete haricinde diğer gazetelerde göremedik...
"Ben de çok şaşırdım. Yer yerinden oynayacak diye düşünmüştüm. Ama çağımızın gazetecilik anlayışı iktidar yalakalığıyla holding gazeteciliği arasında sıkışıp kalmış. Mevcut TFF ve kurulları iktidar tarafından neredeyse atanarak işbaşına getirildi. Malum gazetelerin bu skandalı görmezden gelmesi normal. Holding gazetelerine gelince... Kolay değil, çok değerli naklen yayın pastasının kontrolü TFF'nin elinde. İyi geçinmek lazım. Grubun, milyonlarca dolar yatırım yapılmış digital platformlarının geleceğini düşünmek lazım... Bir avuç idealist gazeteci haricinde gazetecilik yapmak kimsenin umurunda değil ki...
Evet olayı büyüttük. Elimizden geldiğince spor kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Gazetecilik görevimizi yaptık. Gazeteci mağdurun yanında olur. Bülent Demirlek'i tanımam. Cumartesi günü ilk kez telefonla konuştum. O da akşam saatlerinde. Konuştuklarımızı haber de yapmadım, yapmayacağım da... Yanında olacağımızı söyledim. Geçmiş olsun, dedim. Koskoca bir kurum, TFF, MHK el ele vermiş gencecik bir delikanlıyı toplum önünde yargılamadan infaz ediyor. Kimseye bir suç isnat etmeden cüzamlı muamelesi yapamazsınız.Spor ailesinin dışına iteleyemezsiniz."
MHK'NIN AZİZ YILDIRIM'DAN ÖDÜ KOPUYOR!
"MHK üyelerine buradan sesleniyorum. Bülent Demirlek'le ilgili ne biliyorsanız derhal açıklamanız lazım. Elinizde bir ses kaydı, bir belge varsa açıklayın. Banka hesap hareketlerini inceleyin. Bir anormallik görürseniz, kamuoyunu bilgilendirin. Hesap hareketlerinin incelenmesine Demirlek'in de gönüllü olacağını sanıyorum. Ama elinizde somut bir belge ve bilgi yokken bu rezalete imza atmış ve kendi hakeminizin aleyhine faks mesajı hazırlayarak UEFA'ya gammazlamışsanız, o zaman birilerinin talimatıyla veya birilerine şirin gözükmek için hareket ediyorsunuz demektir. Kim mi bu kişi? Ben açık açık adını söyleyeyim: AZİZ YILDIRIM... Ödünüz kopuyor değil mi?
Ne yapmış Bülent Demirlek? Evvelki sene oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe kupa finalini yönetmiş. Kupayı Beşiktaş kaldırmış. Aziz Yıldırım'ın büyük tepkisini çekmiş. Geçen sezonda da, yine Türkiye kupasında Galatasaray - Fenerbahçe eşleşmesinde düdük çalmış. Kırmızı kart göstererek Fenerbahçe'yi eksik bırakmış. Turu Galatasaray atlamış. Aziz Yıldırım'da yeni federasyonda ipleri eline geçirince hakemlik hayatını bitireceğini söylemiş...
Doğru mu bunlar... Doğru mu Sayın Sarvan? Doğru mu Sayın Okçuoğlu? Doğru mu diğer çok sayın MHK üyeleri? Tek gerekçe bu mu? Yargısız infazınızın nedeni bu mu? Aziz Yıldırım korkusu mu?
Sayın Okçuoğlu kendisini arayan sorumlu müdürümüz Ahmet'e "Daha başkanımızın ölümünün üzerinden bir hafta geçmeden uğraştığımız şeylere bak" demiş. Siz bir hafta değil bir gün bile beklemediniz ki... 2 üyeniz Osman Avcı ve Turgay Güdü'nün, Doğan'a son görevlerini yerine getirip mezarına toprak attığı dakikalarda siz mezarlığa gitmeyip, apar topar MHK merkezine gidip Bülent Demirlek'in üzerine toprak örtmeyi vazife bilmediniz mi? UEFA'ya çektiğiniz faksın tarihi geçtiğimiz Pazartesi. Saati: 15:53.... Defn'i bile bekleyemediniz değil mi?
Sözün kısası, MHK Bülent Demirlek'e maç vermemesinin, UEFA'da bile önünü kesmesinin nedenlerini vakit geçirmeden kamuoyuyla paylaşmak zorundadır. Aksi halde, MHK'nın Aziz Yıldırım karşısında tir tir titrediği ve kararlarına imza atarken onun gönlünü hoş etmeyi birinci planda düşündüğü malumumuz olacaktır. Böyle bir MHK ile 2008-2009 sezonu nasıl oynanacaktır? Düşünmek bile istemiyorum... Şimdi bu rezaleti görmezden gelenler, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye geçiştirenler, önümüzdeki sezon olacaklardan sonra başlarını taştan taşa vurmasınlar. Çok ama çok geç olacak."
Kaynak: http://www.medyaspor.com/v02/news.aspx?id=3784