PDA

View Full Version : Başkandan bombalar!



Nocna Mora
30.Aralık.2007, 02:49
Türk Telekom Arena, Lincoln, Mehmet Yıldız, transferler, Kalli, Skibbe, mali durum ve dahası.. Adnan Polat bir konuştu pir konuştu! Özellikle kaptanlık tehditi, Emre Belözoğlu ve Saracoğlu finali hakkındaki sözleri ile taraftar sayısı hakkındaki ifadeleri ise gündem belirleyen cinsteydi..


FUTBOL

-“Teknik direktörsüz şampiyon olduk”-
“Mart ayı sonunda göreve geldik. Belki de Türk futbol tarihinin en enteresan şampiyonluğunu kazandık. Teknik direktörümüzün ayrılması ile oyunu kaybettiğimiz söylendi ama teknik heyetimizin gitmesine rağmen teknik kadromuz, Adnan Sezgin ve futbolcularla teknik direktörsüz şampiyon olarak bir ilki gerçekleştirdik.”

“Çok transfer beklemeyin”
“2 sezon önce başladığımız futbol takımı yeniden yapılanmasına devam ettik. Son 2 senede bonservis anlamında 22 milyon Euro’luk harcama yaptık. Bunun ödeme vadelerini 2-3 yıla yaydık. 23 yeni futbolcu geldi ve demek ki bir o kadarı da gitti. Bir plan dahilinde kamuoyuna duyurmadan bir yenilenme programına başladık. Ben daha önce dönüşüm ve değişimden bahsetmiştim. Genç oyuncuların yer aldığı tecrübeli yabancılarla genç bir takım yaratmak istedik. Bunun yüzde 80’i tamamlandı. Bu operasyon sürecek. Ama G.Saraylı oyuncuların performansına göre sürecek.. G.Saray’da transfer bitmez. 1-2 tane olur ama geçmişteki gibi çok fazla olmayacaktır.”

“Her teknik adam ‘transfer ister misin?’ diyince, ‘daha iyisi varsa tabii ki isterim’ der. Transferin süresi yok. G.Saray’da transfer bitmez, hep arayıştayız. Arıyoruz oyuncu tabii ama bu yetmiyor. Finansman da lazım. Biz önemli transferlerle bir sezon geçirdik zaten, bu nedenle büyük transfer olacağını sanmıyorum. 1-2 transfer yapabiliriz..”

“Mehmet Yıldız’ı istiyoruz..”
“G.Saray’ın esasında transfere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş maçı sonrası Futbol Komitesi ile toplantı yaptım. Herkesin fikri aynı.. Bir boşluğun oluşması lazım ki transfer yapalım. Mehmet Yıldız, arzu ettiğimiz faydalı olabileceğine inandığımız bir oyuncu. Ama şartların oluşması lazım. Sivasspor Başkanı ile konuştuk. O konuşmada başka futbolcuları da konuştuk. Her görüşme sonunda transfer olacak diye bakmayın. Genel olarak sportif anlamda, sporcu anlamında neler yapabiliriz bunu konuştuk. Konuşma bugün ve sezon sonunda ne yapabileceğimiz hakkındaydı. Buradan transfer çıkabilir de, çıkmayabilir de.. Ama gelecekle ilgili projelerimizde Mehmet Yıldız var.. Mehmet Yıldız için kısa vadede düşünmüyoruz..”

-Servet ve gidecekler konusu-
“Servet’e gelince.. Ben futbolcularla görüşmemde, ‘Sizinle sözleşmeniz var diye kendinizi esir sanmayın. Biz burada esir ticareti yapmıyoruz.’ dedim. G.saray formasını giymek isteyen ama hayalleri olan ve teklif alana bir futbolcunun, eğer hem G.Saray’ın hem de sporcuyu tatmin eden bir teklifle gelmesi durumunda gitmesine yardımcı oluruz. Buna Servet’te dahil. Tabii bizden memnun olmayan da olabilir. Bunun için de ‘gelin konuşun, izin veririz ve gönül koymayız’ dedik. Bu konuşma sonrasında bana kimse geriş dönmedi. Servet’in yarın sözleşmesini de uzatabiliriz. Ama sözleşme uzattıktan 6 ay sonra Servet için gönlünde olan bir kulüp gelirse yardımcı da oluruz.

“Sıradan Avrupa takımına göndermem”
“Ben oyuncularıma ‘Sizin sıradan bir Avrupa kulübüne gitmenize izin vermeyeceğim’ dedim. 21-22-23 yaşındaki isimlerin Avrupa’da böyle maceralara girmesini istemiyorum. İngiltere büyüsüne kapılan bir oyuncumu sıradan bir takıma göndermeyeceğim. Bunu da sporcularımıza söyledim.”

“TFF’ye kayıtsız şartsız destek”
“Göreve olduğumuz 9 aylık süreçte TFF başkanı ve ilgili kurumlarında bazı değişiklikler oldu. Biz TFF’ye şartsız destek verdik, şart koymadık ve destekledik. Bundan sonra da böyle devam edecek ve desteğimiz sürecek.”

-Hakemlere destek ve tebrik..-
“Biz Mahmut Özgener federasyonunu şartsız destekledik ve kurullarına destek verdik. Ne benim, ne de bir yöneticimin ağzından TFF ve komiteleri hakkında en azından negatif tek kelime duymadınız. Bundan sonra da böyle olacak. MHK ve diğer komitelere de güveniyoruz. Hatalar oluyor, olmaya da devam edecek ve bunun bilincindeyiz. Maça göre değerlendirme yapmıyoruz ve yapmayacağız.. İnsaflı eleştirişlerle yürümek lazım. Kabahati sadece hakemlerde değil, kendimize de aramalıyız. Bu kadar eleştiri size de yapılsa ayakta duramazsınız. Yine iyi ayakta duruyorlar. Ben kendilerini yine de ilk yarı performansları için kutluyorum.”

-“Ses çıkarılacaksa..”-
“Sadece formsuz olan hakem ertesi hafta yine atanıyor. Ben MHK’nin bu konuda dikkatli davranırlarsa daha başarılı olacaklarına inanıyorum. Kulüplerimizden de daha anlayışlı davranmalarını rica ediyorum. Şahısları ayağa kaldırarak MHK federasyonu sıkıntı ve baskı altına almaktan vazgeçmeliler. Bu yöntem uygulanacaksa, G.Saray’dan fazla kimsenin sesi çıkmaz ve etkili olmaz. Ama bu doğru yöntem değil. Biz hakemlerin yanında olup, morallerini üst düzeye çıkarıp onlara katkıda bulunmaya çalışacağız..”

-“Hatayı kendilerinde arasınlar..”-
“Ben Demirören’in hakemlerle sözleri ile ilgili polemiklerin içine girmek istemiyorum. Beşiktaş Dost kulübümüz, yöneticileri de arkadaşlarımız.. Zaman zaman sportif sıkıntılarda daha sonra da pişmanlık duyduğumuz söylemlerimiz hepimiz için oldu. Ama hakem hataları ile ilgili şunu söyleyebilirim. Ligin altı sırasında olan tüm maçları izleyen profesyonel bir heyetim var. Ben bunlardan rapor alıyorum. Ben kendi maçımızı izlediğimiz zaman elimden geldiğince objektif olmaya çalışıyorum. Ama taraf olunca olmuyor tabii.. Bu nedenle dışarıdan destek alıyoruz. Bu raporlarda her takıma lehte ve aleyhte hatalar yapıldığını görüyoruz. Kimse başka nedenler aramasın, herkes hatayı kendinde arasın.”

“Saracoğlu finali ve hedef!”
“Bundan 2 sene önce UEFA stat komiserlerinden birisi Saraçoğlu’nu incelemeye gelmişti. 20 yıldır tanıdığım birisidir ve beni aradı, buluştuk.. Stadı incelemeye gelmişlerdi ve 3-4 tane daha stadı inceleyeceklerdi.. Bana stadı çok iyi bulduğunu ama trafikle ilgili sıkıntının kendilerini düşündürdüğünü söyledi. Daha önce Olimpiyat Stadı’na yaşadıkları kötü tecrübe de vardı tabi.. Ben ‘bence organizasyonu vermelisin’ dedim. ‘Çok güzel bir stat. Devamlı derbileri orada yapıyoruz. Yarım saat trafik tıkansa da sonra normal akıyor’ dedim. O zaman Saracoğlu 3-4 statla yarışıyordu. Sonunda duyduğum 2009 yılı UEFA finali için seçilmiş. Geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi’ni çok istiyorduk. Gelirler açısından da önemliydi. Ama 10 defa oynasak 9’unda yenilmeyeceğimiz bir ekibe elendik. Bu beni çok üzdü. Ama Yiğit Şardan o zaman bana ‘başkan üzülme yolumuz belki de Saraçoğlu’na açılıyor’ dedi. Belki de bir yerde o tarafa doğru ittiriyoruz. Final oynarsak da kupayı kaldıracağımıza inanıyorum. Ama kupa kazanılırsa bunun ekonomiye katılması önemli tabii. Şuan UEFA’da her oynadığımız maç aslında bir zarar. Primler, yol masrafları vs olunca eksiye geçiyorsunuz. Marka pazarlamanın becerisi ile bu yapılabilir. O kupayı orada kazanabileceğimizi düşünerek bunun projelerini de şimdiden yapmak gerekli.”

-“Hele bi oynasınlar” yorumuna cevap..-
“Bizim gönlümüzden UEFA’da final oynamak geçiyor. Aziz Başkan’ın bizim orada final oynama durumumuza ‘Hele bir oynasınlar da görelim’ demesi normal. Ben de final Ali Sami Yen’de olsa, ‘Hele bi gelsin Ali Sami Yen’de oynasınlar sonra konuşurum’ derdim.”

-Lincoln neden düzeldi?..-
“Lincoln’ün çenesinin iki kısmında saç kıran oluştu. Yüklenmelerden, sıkıntı ve üzüntüden sakalları döküldü. Transfer ederken, ‘Ben G.Saray’da oynamaya geliyorum’ dedi bize. Futbol sert bir oyun tabii, erkek oyunu derler hatta.. Ama ben sertlikten şunu anlamıyorum; bir oyuncu diğerini sakatlamak için uğraşıyorsa, böyle sporculuğu da erkekliği de kabul etmiyorum. Adam geçen yıl devamlı sakattı. Florya’da ben d gördüm, bacaklarının her yer simsiyahtı, hem de arkadan. Oynayamadı tabii. Ben sezon başında bir antifutbol sözü ortaya atmıştım. Buna kimse prim vermesin. Delgado’ya da tekme atılmasın, Alex’e de atılmasın, Gökhan Ünal’a da atılmasın Lincoln’e de atılmasın. Hakemler ve TFF’nin de anti futbola izin vermemesi gerek. Seyircinin küfrü, sahaya atılan yabancı maddeler, kasıtlı sertlik, oyunu hakemlerin kesmesi, yönetici beyanatları, ya da medyanın doğru olmayan haberleri.. Anti futbol terimine hepsini sokabiliriz. Yani Lincoln anti futbola uğradı. Ama bu sezon hoca ile anlaşması, yöneticilerinin ilgilenmesi, eskisi kadar darbe almaması ile düzeldi.”

“Kaptanlıkla ilgili konuşan kadro dışı kalır..”
“Lincoln’ün Almanya’da sahaya kaptan çıkması oradaki bir stratejiydi. Burada da kaptan çıktı. Kaptan en eski oyuncudan olmuyor. Yönetebilme, yönetme ve sürekli oynama fonksiyonları da buna bağlı. Ben kaptanlık için isze 20 tane kriter sayabilirim.. Kaptanlık konusu idari bir karadır. G.Saray futbolcuları idari konusunda yorum yapamaz, yapanlar ikaz edilir, tekrar edenler kadro dışı kalır. Bir daha da uyarmam. Florya’da altyapı ile idmana çıkarsa bir daha yapmaz. Oyuncunun işi eleştirmek değil, profesyonel olarak çıkmak ve oyununu oynamak. Kaptanın kim olacağına biz karar veririz. Bu konuda en ufak bir taviz vermeyeceğiz. Antalya kampında da bu şekilde kendilerini ikaz edeceğim ve bir daha ağızlarından bunu duymayacağım.”

-“Eski oynadığım kulüp” diyen Emre’ye göndermeler..-
“Emre özünde Fenerbahçeliymiş. Bunu biz bilmiyorduk. Ama G.Saray’da aldığı ücretin karşılığını verdi. Başka kulübe gitmesi de doğal. Bir büyük ekipten başka kulübe transferi camiaların içine sindirmesi kolay olmuyor. Ama Emre profesyonel biri olarak esas kalbinin derinliklerindeki kulüp olan Fenerbahçe’ye gitmesini anormal karşılamıyorum. Medeni biri sonuçta. Biz kendisini G.Saray’a alırken ciddi paralara aldık. 1 ay benimle bu kadar genç adama o kadar para verilir mi diye alay ettiler. Önce yurtdışına sonra da Fenerbahçe’ye gitti. Ama İtalya ve İngiltere’de oynayıp, eski oynadığı kulübün ismini zikretmeden telaffuz etmesi, ya üzerinde bir baskı olduğunu gösterir veya kompleksli olduğunu gösterir.. Ben şimdi ‘Anadolu yakasındaki rakibimiz’ desem olur mu. 100 yıllık rakibimiz Fenerbahçe.. Biz o rakibimizle yarışmaktan büyük gurur duyuyoruz, ismini anmaktan da gocunmuyoruz. Ama bu tavrı Emre’ye yakıştırmıyorum, taktir kendilerinin..”

-Emre’nin yetiştirme bedeli konusu-
“Emre’nin yetiştirme bedeli ile ilgili müracaatımızı yaptık. Ezeli dostumuz, ebedi rakibimiz Fenerbahçe de üstüne düşen vecibeyi yerine getirecektir. Zaten Aziz bey’in haberi olursa muhakkak halleder o konuyu..”

“Fenerbahçe ile ilişkiler..”
“Fenerbahçe kulübü’nün sayın başkanı ve yönetimi ile istisnalar olabilir ama hiç olmadığı kadar iyi bir diyalog içerisindeyiz. Her ne kadar bunu geliştirme imkanı varsa da, geçmişle kıyaslandığında ilişkilerimiz seviyeli ve iyi bir halde. Bunun camia ve taraftara da yansıması lazım. Ben G.Saray başkanı olarak dünyadaki tüm maçlar bir yana G.Saray – F.Bahçe maçları bir yana diyorum. Orada kazandığımızdaki sevinci, kaybettiğimiz zamanki üzüntüyü başka maçlarda yaşamıyoruz. Dolayısıyla bizi genlerimize kadar etkileyen bu maçlar sırasında yöneticilerimizin de istemediğimiz davranışları olabiliyor. Ayhan Şahenk’te ben de olacağım. Ve orada bu tür bir nezaketsizliğin olmayacağının taahhüt edebilirim..”

-En çok taraftar kimde?..-
“Son 10 senedir yapılan kamuoyu yoklamalarında Türkiye’de futbolla ilgilenen insan sayısı yüzde 70. Yüzde 30’u da yaşı ilerlemiş, ilgilenmeyenler ve 3-4 yaş altı çocuklar gibi bir grup. 70 milyon nüfusumuz olduğuna göre 50 milyon ilgilenin yüzde 34’ü G.Saraylı çıkıyor. 30-32’i Fenerbahçeli. Kimi taraftarının daha çok olduğunu Ali Şen’e sorarsak 35 milyon F.Bahçe taraftarı olduğunu söyler. Bu da bir bakış açısı tabii. Ama ben bilimsel araştırmalara itibar ediyorum. Son 10 yılda önde olmamızda UEFA şampiyonluğunun da etkisi var. Bu dilimde Beşiktaş yüzde 17 olarak çıkıyor. O biraz geride.. Bunu bence yayıncı kuruluş da söyleyebilir. En yüksek rating hangi maçlarda alınıyor açıklayabilir. Bu arada yayıncı kuruluşla ilgili de şuan bir problem yaşamadığımızı söylemek istiyorum. Kendileriyle ilgili bir sıkıntı yaşamıyoruz ve yayıncı kuruluş ekibine teşekkür ediyoruz..”

-Kalli’nin dönüşü-
“Kalli Feldkamp ile benim dostluğum çok eskiye dayanıyor. Kendisiyle bir kere teknik direktör olarak, bir kere de Holmann olduğu sene teknik danışmanken çalıştım.. Kendisi hayatını yorumcu, yazar, konuşmacı olarak devam ettiriyordu ve Malaga’da güzel bir hayatı vardı. Ama ben tüm yaşamını alt üst ettim ve buraya getirdim, beni kıramadı. Tamamen çalışma prensipleri nedeniyle 6 hafta kala bıraktı. Kendisi çalışma şartlarını bozarsanız ben çalışmam diyor. İletişim sıkıntısından ötürü, kendi kuralları açısından haklıydı ve çekti gitti. Aslında burada başka taraflar da haklıydı. Bu sene güneyde mavi turda 3 gün boyunca oturduk konuştuk. Skibbe’nin teknik danışmanı olması konusu geçen sene konuştuğumuz bir şeydi zaten. O da kendisini borçlu hissediyordu ve erken ayrılmanın bir ezikliği de vardı. Ama biz iki yetişkin olarak, bir konuda küsüp hayattaki yollarımızı değiştirmedik. 1 ay öncesinde bile beni arayıp, ‘burada şu oluyor bu oluyor’ diye eleştiri ve tavsiyelerini gönderirdi. Ben de ‘Hocam sen uzaktan bunu yapacağına gel buradan yap’ dedim. Skibbe de onun gelmesinden çok memnun. Haldun Üstünel, Adnan Sezgin, Feldkamp ve Skibbe’nin işlerinde uzman ve işlerine çok sahip çıktıklarını düşünüyorum. Bunu neticesi ise ligde, UEFA’da alınacak sonuçlarla belli olur. Biz yarın Kalli ile yeniden kavga ederiz ama bu durum dostluğumuzu bozmaz.”

-Kiralıklar konusu-
“G.Saray’da herkesin kredi limiti var. Bu benim için de, herkes için geçerli. 2 sene kongre bana kredi verdi. Bunu iyi kullanırsam kalırım, iyi kullanamazsam gönderirler. Bu ben gibi, kapıdaki güvenlik görevlisi için de geçerlidir. Kiralık arkadaşlar krediyi demek ki iyi kullanamamışlar. Bu konuya daha fazla girmeyelim..”

-Jübile konusu..-
“Bülent Korkmaz, Hakan Şükür, Hakan Ünsal, Okan, Arif, Tugay, Suat, hatta Fenerbahçeli Emre.. Bunlar 92-93 yıllarında bizim G.Saray’a kazandırdığımız oyunculardı. Uzun yıllar hizmet ettiler ve ciddi başarılar kazandılar. Ama sadece G.Saray değil, onlar da maddi manevi şeyler kazandılar. Bu tek taraflı değil. Hakan Şükür bize çok şey verdi, mutluluklar yaşattı. Biz 15 yıl boyunca performansının karşılığını veremeyiz. Ben G.Saray’da onun transferini yaptım. Ben de, o da, ailesi de o günleri hatırlıyor. G.Saray ise ona Hakan Şükür olma, Kral olma imkanı verdi, şöhret getirdi.. Biz de tabii belli yaşa gelen oyuncuları onere etmek istiyoruz ama belli yaşlara gelen oyuncular bırakma konusunu anlayıp kabul etmekte zorlanıyorlar. Devam etmek istiyorlar. Bu bazen takıma zarar verme anlamı da taşıyor. Ayrılmak istemeyince o zaman siz bunu fiilen gerçekleştirmek istiyorsunuz. Biz neden göreve getirildik, G.Saray’ı daha yüksek noktalara getirmek için. Bunu yapmak için bazı girişimler yapmalıyız elbette. Belli başarılara imza atan ve yaşı gelen oyuncuların da bunu anlaması lazım.. Bülent ve Hakan’a Hürriyet Ödül töreninde söyledim. Hakan, Arif, Suat, Okan, Ergün, Hakan Ünsal ve ‘hepinizi bir araya getirip bir yemek yiyelim’ dedim.. Bu şekilde uzak olmalarını kalbim kabul etmiyor. Onlar da ‘tamam ağabey’ dediler, hala başkan demeyi öğrenemediler çünkü.. Yani biz de bu konuyu çözmek istiyoruz.”

-Skibbe’nin sözleşmesi-
“7 senedir görevdeyim. Şimdiye kadar hiçbir hoca ile 3-5 senelik anlaşma yapmadım. 1 sene sözleşme ve 1 sene de kulüp opsiyonlu anlaşmalar yaptım. Skibbe de aynı durumda. Onu da bir değerlendirme sürecinde almak lazım. Biz kendisinden memnunuz. Gerçi bombardıman altındaydı uzun zaman ama iyi dayandık. Takım da iyi oynamaya başladı.”

-Sakatlıklar-
“Skibbe bize Temmuz’da geldiğinde, ‘G.Saray takımında eylül ve ekimde çok ciddi sakatlıklar olacak’ dedi. Milli takımdaki oyuncuların handikap olacağını söyledi.. Gerçekten de oldu. Ama sadece bizde değil.. Hamit, Tuncay, Nihat, Semih sakatlandı mesela. Biz Amerikalı kondüsyonerler milli takımda oyunculara çok yüklendi de adale yapıları darmadağın mı oldu dedik ama sadece bizde değil İspanya ve Alman milli takımında da sakatlıklar oldu. G.Saray olarak Genç, Ümit ve A Milli takıma çok. Servet son 2 sezonda 85 maç oynamış. Bizim oyuncularımız, 10 ayda normal bir Süper Lig oyuncusunun oynadığı kadar maç yapıyor. Pazar - Perşembe maç yapmak da kolay değil. Benfica maçından almışsınız oyuncuyu Fenerbahçe maçına çıkarıyorsunuz. Bu kolay iş değil.. Zihinsel ve fiziksel sakatlıklar olabiliyor. Zaten büyük takım oyuncusu farkı da bundan oluyor. Skibbe de bize sakatlıklardan bahsetmişti. İlk yarıdaki beklentimiz daha yüksekti. 39 -40 puan bekliyorduk. Defansif sağ kanadımız sakatlandı, başka sakatlıklar oldu. Ama ikinci yarıda daha iyi bir G.Saray izleyeceğimize inanıyorum..”

-“Gönül kapımız açık”-
UEFA şampiyonluğuna Fethullah Gülen’in etkisi oldu iddiaları;
“UEFA Kupası’nın kazanılmasında katkısı olan herkese teşekkür ederiz. Maddi, manevi.. Şu dönemde de UEFA’da çeyrek final öncesindeyiz. Bize kimisi tavsiye, kimisi maddi, kimisi de dualarıyla yardımcı olmak isterse gönül kapımız onlara açık. Bize destek versinler, herkesi kabul ederiz. Ama bir UEFA şampiyonluğunu tek bir kimseye mal edemeyiz. İnşallah tekrar ederiz tabii. Ama bunu polemik konusu yapmaya gerek yok. Akıl ve ilimle devam edelim ama manevi duygular da yanımızda olursa hayır demeyiz.”

-Devam edecek mi?-
“G.Saray kulübü başkanlığı benim bireysel olarak idealimdeki en üst düzey mevkii ve Allah bana bunu nasip etti. Ben kulübün sanırım 33.başkanıyım. Benim de sürecim dolacak ve başka biri bayrağı alacak. Bu dönem bitsin devam eder miyiz görürüz.”

-TSYD Kupası-
“TSYD Kupası eskiden oynanıyordu. Sezon başlamadan önce G.Saray, Beşiktaş ve Fenerbahçe kıran kırana mücadele ederdi. Ama 3 günde bir maçın yapıldığı, uluslararası maç trafiğinin arttığı bir dönemde bunu başarmak zor..”

-Kendisine soracağı soru-
“Ben kendime toplantı sonunda şu soruyu sorardım; ‘nasıl bir yöneyim kurulu ile çalışıyorsunuz?.’ Ben bu açıdan çok şanslıyım. Büyük bir özveri ile çalışan, özel ve iş yaşamından fedakarlık ederek aldıkları görevi en iyi şekilde yerine getirmek için çaba veren bir ekibim var. Çok güzel bir aile ortanı oluşturduk, Allah da bozmasın.. Çok konsantre çalışırken, beraber eğlenip gülebiliyoruz da. Ben hepsine teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Profesyonel yöneticilerim Adnan Sezgin, Ebru Köksal ve diğer isimlere de teşekkür ederim.. Kimsede mesai anlayışı yok. Ben kendimi böyle bir yönetimim olduğum için çok şanslı hissediyorum.”

Nocna Mora
30.Aralık.2007, 02:50
EKONOMİK DURUM, STAT VE PROJELER

-Seyrantepe Projesi-
“Sezon başından itibaren ‘Aslantepe ilerlemiyor, inşaat başlamadı’ endişeleri ve spekülasyonlarına müteakip Eren Talu arkadaşımızla beraber, kulübümüz başlangıcında problemli olan inşaatımızı rayına oturttu. Bu bizim için çok önemliydi. Aslantepe’de yapılacak yeni stadın G.Saray için ekonomik, statü ve imaj açısından büyük önemi var. Bu birinci öncelikti ve aksamadan da devam ediyor. Planlanan tarih olan 29 Ekim’e de yetişecek gibi görünüyor.”

-“Türk Telekom Arena”-
“Seyrantepe’de yapılan stadın ismi 10 yıllığına Türk Telekom ile yapılan anlaşmadan ötürü Türk Telekom Arena olacak. Bu anlaşma aynı zamanda 5 sene de opsiyonlu. Buradan 102 milyon 500 bin euroluk bir rakam gelir elde edilecek. Göğüs reklamı da Telekom’a verildi ve bu para bununla 137 milyon 500 bine çıkıyor. Bu anlaşma, spor kulüpleri tarihinde yapılan en büyük anlaşmalardan biridir diye düşünüyorum.”

-Türk Telekom Arena dolar mı?-
“Bence Saracoğlu Stadı için de 10 yıldır önce ‘50 bin kişilik stat dolar mı dolmaz mı’ diye sorsanız, buna cevap vermek zor olurdu. Bence belli eğitim ve kültür seviyesindeki G.Saraylı bazı taraftarlar Ali Sami Yen’e gelmiyor. Bunların Telekom Arena’ya geleceğini düşünüyorum. Daha şimdiden bir ilgi patlaması var. ‘Her maç 50 bin kişi dolar mı’ derseniz, buna da çok ihtimal vermiyorum ama bu biraz performansa, yıldız oyunculara, işletmeye de bağlı.”

-“Seyrantepe devlete para kazandıracak”-
“Biz Seyrantepe Projesi’ni Ali Sami Yen’in üst hakkından, Seyrantepe’nin de belli bölümünün üst hakkından vazgeçerek yapıyoruz. Bu işten devlet, Seyrantepe yatırımını yaptıktan sonra birkaç yüz milyon dolar gelir sağlayacak. Yani devlete külfet değil, para kazandırıyoruz. Bu para da gecekondu dönüşüm projelerinde 5 bin aileye ev olarak dönecek.”

-“Ali Sami Yen bey’in ruhu..”-
“Stadın ismi Telekom Arena olunca Ali Sami Yen ruhu nasıl yaşayacak?”:
Ali Sami Yen bey’in ruhu bence cennete yaşayacak. Seyrantepe’de sadece stat olmayacak. Burada başka tesisler de var. Yerini tespit etmeye çalışıyoruz. Kapalı salon ve ticari alan da oluşturmayı hedefliyoruz. Şişli Etfal Hastanesi de zaten bu bölgeye taşınıyor. Ayrıca olağanüstü durumlarda, milli felaketlerde stadımız bir merkez olacak. Üstü kapalı bir önlem merkezi olacak yani. Buranın ismi Ali Sami Yen Spor Kompleksi olacak. Sadece stadın ismi değişiyor.”

-Yeni stadın rüzgar sorunu olacak mı?-
“Seyrantepe Stadı’nın rüzgar durumu hakkında stat komitemiz ve yöneticimiz Mümtaz Tahincioğlu daha iyi cevap verebilirdi. Bu konuyla ilgili projeyi zaten Schalke stadını yapan mimarlık grubu yaptı. Topografik yapı incelendi. TOKİ Teknik Grubu, hatta GSGM Teknik Heyeti inceleme yaptı. Almanya’daki statlar gidilip incelendi. Bizim teknik ekimiz de inceliyor. Şiddetli rüzgarlar kuzeyden geliyor. Ama Olimpiyat Stadı’nda olan konumlama burada yok. Öyle bir şeyi inşaat sırasında da hissetmiyoruz ve öyle bir şey olabileceğini düşünmüyoruz. Ama iklim değişikliği ile Kuzey rüzgarları doğuya kayarsa o zaman yapacak bir şeyimiz yok.”

-“Statla birlikte büyük kaynaklar gelecek..”-
“Tabii gelirleri artırmak için girişimlerimiz oluyor.. Ali Sami Yen’de kapalı tribün altından gelir elde etmeye başladık. Aslantepe işletmesi için Amerikalı AEG ile anlaştık. Old Trafford’un işletmesini yapan bir firma ve bu firma ile anlaşma imzalandı. Çalışmaya yeni yıldan itibaren başlıyoruz. İşletme firması inşaatla birlikte çalışmaya devam edecek çünkü buna göre işletme ihtiyaçlarını yönlendirecek. Ayrıca Loca, VIP koltuklar vb. için de ISG firması ile ön protokol yaptık. Bu anlaşma tutarı 90 milyon doları kapsıyor. Başarı olması halinde anlaşma süresi 9 yıla çıkıyor. Toplam anlaşma tutarı da 320 milyon dolar. Bu da spor kulüpleri için en büyük anlaşmalardan biri. Yani statla birlikte ciddi gelir kaynakları G.Saray’a gelecektir.”

-“Şampiyonlar Ligi’ne katılsaydık..”-
“Kısa vadede nakit akışını borçları artırmadan sürdürmek istiyoruz. Bu sene Şampiyonlar Ligi’ne katılabilseydik, uzun yıllar itibariyle ilk kez borçlanmadan gelir ve gideri karşılayabiliyorduk ama olmadı. Mümtaz Tahincioğlu ve Ali Haşhaş giderleri kontrol altında tutmak için Salı günleri toplantılar yapıyorlar. Dediğim gibi Şampiyonlar Ligi’ne katılsak, Mayıs sonuna kadar gelir açığı vermiyorduk. Şampiyonlar Ligi’ne girmemek çok etkiledi. Ödeme gecikmeleri bazen olabiliyor. Ama bu gün şartlarında olabilecek bir şey. Yani sıkıntı var ama hayati değil.”

-“Krizin etkisi azalıyor..”-
“Bütün şirketlerin ve ülkelerin bir numaralı konusu şuan global kriz. Ekonomik anlamda tüm kulüpler veya en azından çoğu ekonomik anlamda sıkıntı çekiyor. G.Saray da bunları çeken ekiplerden biri. Fakat etkisi azalıyor, azalmaya devam edecek.. Stadın devreye girmesi ile de son bulacak. Fakat nakit akışı sorunumuz olacak. Tüm çalışanlarımız ve sporcularımız da bunu biliyor.”

“G.Saray sadece bir futbol kulübü değil. İlgili şirketlerin bünyesinde 1500’e yakın sporcu var. Değişik yaş gruplarına sembolik de olsa maaşları veriliyor. 6 değişik tesisimizde giderler ve yeni yatırımlar oluyor..”

“G.Saray Pazarlama A.Ş ile bu dönemde yeniden yapılanma için büyük özen gösteriyoruz. Store’de ciro artışımız olmasına rağmen, internet satışlarımız düşük.”

-“Canımızı yakacak..”-
“Amaç sportif anlamda başarıyı, sağlıklı sürdürülebilir bir ekonomik durumla birleştirmek. Bunun için Futbol ve Sportif A.ş birleşmesi gerekli ve bunun için 70 – 80 milyon dolar gerekli. Bunun için gerekli olan Goldman Sachs iznini Genel Kurul’dan almamıza rağmen, global krizden etkilendik. Bu konuyu bu nedenle ocak ayına kadar erteledik. Krizin durumuna göre bu konuya karar verilecek. Yapacağımız uygulamaların hepsi öyle bir ölçüde olmalı ki, kendi şirketlerimizde yapmayacağımız şeyler asla G.Saray kulübünde yapılmamalı. Bu speküle edilen bir şeydi. Ama bunun taahhütünü verdik. Bu konu şampiyonluktan çok önem verdiğimiz Futbol ve Sportif A.Ş’nin birleşmesidir. Daha sonra da gayrimenkullerin değerlendirilmesi. Ekonomik anlamda temelleri oturmazsınız sportif başarı yakalarsınız ama kalıcı hale getirmezsiniz. G.Saray’ın bunu sağlıklı hale getirmesi zaman alacak, süreç alacak canımızı yakacak ama illa ki olacak. Bunun peşinde koşuyoruz..”

-“Borç azalırken, camia da başarı bekliyor..”-
“Banka borçları 2 sene önceye göre artmadı. Borç - alacak farkı sözleşmeye bağlı durumda. Eğer buna göre bakarsak, 2 sene önce 155 olan borç şimdi 95 milyon dolar. Yani azalma var. Ama bizim sıkıntımız kısa vadede nakit akışı. Yoksa orta vadede yüzde 15 eksiltmiş bir borç alacak farkı ortada.. Ama bunlar ölçü mü derseniz, evet ölçüdür. Ama bir kulübün 100 milyon dolar gideri olup, 150 milyon dolar geliri varsa burada sağlıklı bir düzen var demektir. Tabii harcamalara dikkat etmek lazım. Ama bir yandan da büyük bir camia sizden sportif başarı bekliyor. Bu ikisini bir arada başarmaya çalışıyoruz. Bunda başarılı mıyız, bunu da zaman gösterecek.”

-“Ne zaman Pembe tablo çizeriz..”-
“Ne zamanki G.Saray’ın yatırımları biter, mali ve finansal tabloları uygulamaya yüzde yüz konur ve önünü görürse, biz o zaman ‘pembe tablo var’ deriz.. İkincilik başarısızlıktır. G.Saray en iyi ortamların içinde olmak zorundadır. İmajını en iyi şekilde temsil etmeli, 507 yıllık kültürünü devam ettirmek zorundadır. Bu nedenle sürdürdüğümüz çalışmamızda da bir değişiklik yok.”

-“Riva’da acele etmiyoruz”-
“Riva’da Anıtlar Kurulu’ndan onay bekleyen bir projemiz var.. Uygulama projesini kendimiz, ortak alarak veya başkasına verebiliriz veya Riva’yı satabiliriz. Bir İngiliz şirketinde değerinin 172 milyon dolar olarak öğrendik. Ama Karadeniz ekonomisini kaldırmak için Gürcistan ve Bulgaristan’ın bağlanması için yol Riva’dan geçiyor.. 3. köprü de olunca belki Riva’nın değeri ikiye katlanacak. Bu nedenle Riva’da acele etmiyoruz.”

-Florya-
“Florya’da üst hakkı için sıkıntılar giderildi ve bu süre 9 yıl uzatıldı. Stat devreye girince, kendi mülkiyetimiz olan 24 dönüm arazi ile diğer 60 dönüm araziyi satın almayı istiyoruz.
Küçükçekmece için bürokratik engeller aşılmadı. Burası kontrolümüze geçince, bu konuda açıklama yapabiliriz.”

-“Kalamış’ı fırtına vurdu..”-
“Kalamış’taki tesislerimiz için sponsorumuz global krizden etkilendi. Bir yandan da lodos Kalamış’ı vurdu maalesef. 3’er 5’er tonluk kayaları havaya kaldıran fırtına nedeniyle 1 milyon dolar gibi bir zarar uğradık. Ama bunlar olabiliyor. Haziran ayında burayı da yeniden üyelerin kullanımına açacağız..”

-“Amaç Beylerbeyi’ni Bank Asya’ya çıkartmak”-
“Beylerbeyi spor bizim alt ekimiz. Üst lige çıktıklarında Beylerbeyi Stadı’nda da ciddi yatırımlar yapıldı ve 2. Lig’e uygun şekilde düzenlendi. Burada teknik kadroda da yeniden bir organizasyonel düzen yapıldı. G.Saray altyapısından 12 futbolcu buraya gönderildi.. Burada altyapıdaki sporcularımızın deneyim kazanmasını istiyoruz.. Hedefimiz Beylerbeyi’ni Bank Asya’ya çıkarmak ve burada kalarak G.Saray olarak yararlanmak.”

-“Çok ağır bir kitap..”-
“Biz ayrıca sosyal ve kültürel anlamda da faaliyetlerimizi sürdürmek zorundayız.. G.Saray tarihi kitabı hazırladık. Çok güzel bir kitap oldu. Muhakkak incelemek lazım. 1905 tane hazırlandı. Mehmet Şenol’un ile Mehmet Ali Gökçata’nın hazırlanmasında bu emeği var. Ayrıca yandığımdan beri G.Saray’ın her gününü kaleme alan Kemal Onar’ın büyük katkısı oldu. Ben kendilerine bu güzel eser için teşekkür ederim. Ama bunu alanın yanında hamal da alması şart. Çünkü hem fiziken, hem de içerik olarak çok ağır bir kitap.”

-Logo ve bayrakta renk farkı durumu..-
“Bayrak ve logomuzdaki kırmızılara bakınca farklı renkleri görüyorum.. Ama aslında G.Saray’ın orijinal kırmızısı ‘Fes’ kırmızısıdır.. Sarı içinde ise çok az turuncu olan bir sarıdır. Fakat buna da dikkat etmemiz gerekli..”

AMATÖR ŞUBELER

-“Kızlar bana söz verdi”-
“Futbol gibi basketbol takımlarımız için de yeniden yapılandırma aşamasına girdik. Önce kız takımından başladık ve sporcu bazında bunu tamamladık. Bu sene kız takımımızdan ciddi bir başarı bekliyoruz. Bana 4 kupadan 3’ünü kazanma sözü verdiler. Bunu yapacak güçleri de var. Artık sadece Türkiye değil Avrupa’da da kupa kaldırma hedefimiz olacak. Erkekler de sezon başladığından beri 2 mağlubiyet aldık ve diğer maçlarımızı kazandık. Burada da finali hedefliyoruz. Bunu da zaman gösterecek. Buradaki değişim de devam ediyor.”

-“İlgi göremediler”-
“Tekerlekli basketbol takımımız Avrupa şampiyonunu ve kıtalararası şampiyonada namağlup şampiyon oldu. Bu Dünya şampiyonluğu ilk kez oluyor. 6,5 - 7 milyon engellinin yaşadığı ülkemizde onlar bunu başardı. Zaten taraftar da onlara güzel bir isim taktı; engelsiz aslanlar.. Ama bence bu başarı bence medyada gerçek ilgiyi görmedi. Devlet desteği de iyi sağlanmadı.”

-Binicilik ve Sosyal Engelliler Projesi-
“Biliyorsunuz Türkiye’de binicilik sporu G.Saray’la başladı. Fakat son 10 yıldır Ayazağa’daki tesislerimizin üst hakkını kaybetme noktasına gelmiştik. Sayın Cengiz Özyalçın’ın büyük uğraşları ile orada çok güzel bir sosyal tesisimiz oldu. Şimdi de 100 tane at barındıracak bir inşaat başladı. Ayrıca yurtdışında getirilecek sistemle, burayı engelli vatandaşlarımızın terapisinde kullanmak istiyoruz. Engelli vatandaşlarımızla ilgili yeni sosyal projelerimiz de olacak. Ayrıca G.Saray evini 2009’da bitirmek istedik ama olmadı. Bunu biraz kriz nedeniyle erteledik.”

-“Havuzdan Avrupa şampiyonu çıkartacağız”-
“Su sporları konusunda ciddi faaliyetlerimiz var. Burhan Felek spor salonunda 1 trilyonluk bir yatırım yaptık. Türkiye Yüzme Şampiyonası’nda 3 bine yakın taraftar ve aileler ile birlikte orada 22 Türkiye rekoru kırıldı. Ve gururla söyleyebilirim ki bunun 11 tanesini de G.Saraylı sporcular kırdı. Hazırlıkları Avrupa Şampiyonası’na göre yapıyoruz ve bir Avrupa şampiyonu çıkartmak için ciddi şansımız var. Su topunda da aynı şekilde. Zaten su topunda rakipsiziz.”

-“Kürekte amaç Avrupa şampiyonluğu”-
“Kürekte ise geçtiğimiz günlerde Küçükçekmece tesislerinde bir gecede buluştuk.. 250’ye yakın eski ve yeni sporcumuz vardı. Kürek tesislerimizi de geliştirmek ve uluslararası şampiyon çıkartmak için uğraş veriyoruz.”

-“Devşirmeyle değil, öz kaynakla..”-
“Amatör sporlarda biz öz kaynaklara yönelmek istiyoruz.. Devşirme sporcularla şampiyonluklar almayı değil, kendi evlatlarımızla başarıya ulaşmayı amaçlıyoruz. Son olimpiyatlarda gördünüz. Yetkililerimiz de öz kaynaklara yönelip kendi sporcularımızı kazandırmaya çalışmalı.”