PDA

View Full Version : Sakın Geç Kalmayın



Selman Ozturk
26.Nisan.2006, 22:56
Konuyu açacak en uygun yer olarak burayı gördüm arkadaşlar.

Ben bunu okurken çok etkilendim ve sizlerle paylaşmak istedim.Aşağıda okuyacağınız mektup aşkını dile getirmekte geç kalan bir gencin yaşadığı duyguları anlatmaktadır. Mektup bir kitaptan alıntıdır ve yaşanmış bir aşkı anlatmaktadır.Kitabın yazarı mektubu orijinal haliyle aktarmış kitabına.İşte mektup:


"Aradan 7 yıl geçti.Bu kadar geç kaldığım için asla affetmeyeceğim kendimi.


Bu mektup sana geç kalmış bir aşkın itirafıdır. Bu mektup sana olan özlemimin açığa çıkmasıdır. Bu mektup artık saklamaya dayanamadığım aşkımın en samimi duygularıdır… Ağlamaklı olan yüreğimin son bir çırpınışıdır. Belki sana ulaşır belki de ıslak bir kaldırıma burkulup atılır bilemiyorum ama yine de yazıyorum işte.

Çocuk denilen yaşta başlamıştı aslında bu duygular. Bakışların, duruşun her şeyin büyülüyordu. Ama dedim ya çocuk yaştaydık ve bazı şeyleri söylemekten korkuyorduk. Elimizden alındığında büyüsü bozulan oyuncaklarımız gibi seni de kaybetmekten korkuyordum belki de. Ya da seni sevdiğimi söylediğimde gülünç duruma düşmekten korkuyordum.. Ne bileyim korkuyordum işte…

Her zaman yanına yaklaştığımda “Seni Seviyorum” demeyi o kadar istedim ki. Bağıra bağıra , haykıra haykıra “Seni Seviyorum” diyebilmeyi... Ama olmadı işte. Diyemedim. Anlatamadım derdimi.

Yıllar geçiyordu, büyüyorduk. Ama yaşımızla beraber sana olan sevgim de her geçen dakika, her geçen saniye daha da büyüyordu. Ve ben yine söyleyemiyordum sana… Sessizce gece yorganımın altına girip “Yarın söyleyeceğim” diyordum…Yarın oluyordu ve ben yine susuyordum. Kalbim bağırıyordu ama dudaklarım konuşmaya cesaret edemiyordu.Dilim tutuluyor, başım dönüyor, tam söyleyecekken boğazım daralıyordu. Sonuç olarak yine susmak zorunda kalıyordum.

Bir zaman sonra ayrılığın vakti gelmişti. Gidiyorduk buralardan..Ama asıl beni yaralayan seni bırakmak, senden ayrı kalmak zorunda olmamdı. Çaresizdim. Çırpınıyordum kalmak için ama nafile. Dedim ya çocuk yaştaydık. Her ne kadar .çırpınsam da ayrılmıştım senden. Yoktun artık..Ne sesini duyabiliyor, ne gözlerine bakabiliyor ne de varlığını hissedebiliyordum. Yaşamıyordum adeta. Her gün bir defa daha ölüyordum.

Aradan 7 yıl geçti. Hüzünle, kabuslarla dolu 7 yıl...Belki çok sular aktı nehirden ama senin yerin hala bomboş ve hala sessiz sakindi. Sana olan özlemim yakıyordu yüreğimi hep. Ta ki sana rastladığım o güne kadar. Gözlerimin benimle alay ettiğini düşünmüştüm. Sürekli sana odakladım gözlerimi. Bir müddet sonra ikna olmaya başlamıştım. Bu sendin..Uğruna her şeyden geçeceğim kişi karşımdaydı. Ama ben yine susuyor ve konuşamıyordum.

Artık tüm cesaretimi toplamıştım.Her gün seni gördüğüm o yerde bekleyecek ve sana olan aşkımı gözlerine bakarak itiraf edecektim.

Yanılmıyorsam Perşembe günü saat 13’ü 56 geçiyordu. Yağmur çiselemeye başlamış ama ben yılmadan yine her zamanki gibi orada hala seni bekliyordum. Gözlerimi kaldırmıştım ki karşıdan yavaş yavaş senin geldiğini gördüm. Söyleyecektim bu sefer emindim buna. Yanımdan geçerken “Merhaba” dedim. “Merhaba” diye karşılık verdin bana:

-Tanıdın mı beni?
-Çıkaramadım kusura bakma.
-Benim işte baksana gözlerime
-Sennn…Evet sensin bu…
-Sana geç kalmış bir itirafta bulunmak için buradayım…

Söylüyordum işte. Nihayet aradan geçen yıllar beni akıllandırmış ve dilimin çözülmesini sağlamıştı.İlk cümleyi kurmuştum. Artık gerisi de gelirdi muhakkak.Tam söylemek üzereyken yanına yaklaşan küçük sevimli çocuğun sana söylediği cümleyle yıkılmıştım:


-Anne bu abi kim?

Hıçkırdım, sendeledim, bacaklarım çözüldü. Başım dönüyor,midem bulanıyordu. Gözlerimin karardığını hissediyor ve susuyordum. Gözlerimin dolduğunu görüyor ama sana belli etmemek için elimden geleni yapıyordum. Söyleyememiştim yine. ”Ne söyleyecektin” dediğinde “Hiç” diyerek yanından uzaklaşmak zorunda kaldım. Yıllar sonra seni tekrar bulmuşken ebede kadar seni kaybetmek zorunda kalmıştım. Yıkılmıştım…


Şimdi haykırıyorum işte: “SENİ SEVİYORUM.” Belki bunu duymayacaksın. Belki duyduğunda artık ben olmayacağım ama yine de bütün kuvvetimle haykırıyorum işte” SENİ SEVİYORUM”


Ölümüne tutsak, ölümüne sevdalı, ölümüne vurgunum ben sana. Esirin oldum,kul kölen oldum,ben sana mahkum aşığın oldum. Yanıyor yüreğim VURULDUM…


HOŞÇAKAL…İlk ve Son Aşkım

Burak Duran
26.Nisan.2006, 23:04
çok kötü bişey bu ya allah kimseye yaşatmasın!!!

can777
26.Nisan.2006, 23:10
çocuğun o anda yıkılması çok kötü ...

nekop
26.Nisan.2006, 23:10
valla yüzümden gülümseme eksik olmayan ben neredeyse aglicam yahuu yazık olmus cocuga keske söyleseymisssss:(

senderson
26.Nisan.2006, 23:38
en sonunda bende mektubu yazana dönecem.............

Maymuncuk
27.Nisan.2006, 11:33
Harika birşey yahu..

İşte geç kalınmanın cezaları mı desek :rolleyes:

Adamın cümleleri o kadar güzel ki, zaten onlar yedi, bitirdi beni.

Nedvedmania
27.Nisan.2006, 13:33
oooof aşırı kötü bişey yaa

hezzo
27.Nisan.2006, 18:07
çok fena bişey ya
son pişmanlık neye yarar vallahi yazan tam benim gibiymiş
tam film gibi

barahir
27.Nisan.2006, 18:11
çocuğun o anda yıkılması çok kötü ...
çocuğun bir çocuk annesiyle ne işi olabilir ki

can777
27.Nisan.2006, 19:38
çocuğun bir çocuk annesiyle ne işi olabilir ki

niye benimkinden alıntı yaptın onu anlamadım ...

LaKe
27.Nisan.2006, 19:47
gerçekten üzücü birşey :( selman abinin başlıkta yazdığı gibi: hayatta hiçbirşey için geç kalmayın

Selman Ozturk
29.Nisan.2006, 01:57
en sonunda bende mektubu yazana dönecem.............

Aman Onur sen bize lazımsın.:)

senderson
29.Nisan.2006, 13:11
eyvallah kardeşim.Hepimiz birbirimize lazımız:)