PDA

View Full Version : Voleybolda Süper Kupa Heyecanı



Sekopej
14.Ekim.2010, 01:18
Voleybolda, 2010-2011 Sezonu Erkekler Süper Kupa Finali, 14 Ekim Perşembe günü Ankara'da oynanacak.

Süper Kupa finalinde, geçtiğimiz yılın Aroma Erkekler Birinci Ligi Şampiyonu Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı ile geçen sezon Teledünya Türkiye Kupasını kazanan Ziraat Bankası takımları karşı karşıya gelecek. Başkent Voleybol Salonu'nda yapılacak karşılaşma 14 Ekim Perşembe günü saat 18:00'de başlayacak. Maç NTVSPOR'dan naklen yayınlanacak.

Sekopej
14.Ekim.2010, 20:45
2 günde 2 kupa kaçtı, Ziraat Bankası 3-1 kazandı maçı. Şimdi haftaya bayan basketbol takımının bu kupayı kazanmasını bekleyeceğiz, onlar da diğerlerine uyup yenilmezler umarım.:)

yaman76hakanFB
14.Ekim.2010, 23:26
Televizyonu açtığımda maç başlamıştı. Baktım; Geriç kadroda, “Uçan Adam” lakaplı oyuncumuz yok. Bunu görünce Marshall niye oynamıyor diye bir hışımla bilgisayarın başına oturdum? Marshall gibi dünyaca ünlü bir isim dururken Geriç gibi iyi ama orta sıra bir oyuncunun tercih edilmesini anlayamamıştım; üstelik Geriç'in pozisyonunda bir yığın orta oyuncu varken... Meğer sakatmış. Marshall geçen yılın önemli bir bölümünü sakatlıkla geçirmişti; umarım yeni bir Griçek vakası yaşamayız. Bu arada yeni tranasfer Kemal felaket kötü...

Coşkoviç'in Türk statüsünde oynaması için önce Türk Milli Takımının en az bir defa formasını giymesi gerekiyor. Malesef Türkiye Voleybol Federasyonunun diğer federasyonlarda olmayan böyle bir uygulaması var. Şu durumda mümkün görünmüyor. Maç öncesi şöyle düşünüyordum: “Ama zaten en önemli oyuncumuz Ivan Milijkoviç'in ne gün döneceği, Süper Kupa maçında oynayıp oynamayacağı belli olmadığı için Coşkoviç, Geriç ve Marshall aynı anda oynayabilir. Fakat gönül ister ki, Geriç yerine Milijkoviç oynasın.” Malum; Dünya Erkekler Voleybol Şampiyonası Pazar akşamı sona erdi ve Milijkoviç Sırbistan takımıyla harika bir turnuva geçirdi ve dünya 3.sü oldular. Evet, Milijkoviç oynadı ama Marshall’la birlikte değil, sakat olan Marshall’ın yerine Geriç’le birlikte… Türk statüsünde Marshall’ın yerine oynayan İsmail Cem Kurtar ise açık ara takımın en kötüsüydü. Yani Marshall sakat olunca onun yerine apar topar trübünden çağrılıp sahaya sürülen bir taraftar kadar komik ve “yaratıcı(!)” bir performans sundu. Ona katlanma sabrını gösterecek kadar “ermiş” bir Demeter ayrı konu… Kimse iyi değildi ama İsmail Cem felaketti. Yani Marshall’ın yedeği buysa, yedek smaçörümüz buysa işimiz çok zor demektir.

Milijkoviç dün gelmiş, antreman bile yapmadan maça çıkmış. Kimseyi tanımıyor. Daha Pazar günü sona eren dünya voleybol şampiyonasının en başarılı isimlerindendi. Gerçekten ilk set ile maç ilerledikçe yaşadığı düşüş ne kadar yorgun olduğunu gösteriyor.

Adamlar bizimle kedi fare gibi oynadı. Eze eze yendi. Direnemedik bile... Ter idmanı yaptılar. Böyle giderse Özkan'ın niye gönderildiği, Kemal Kayhan ve Ersin Durgut'un hangi referansla, hangi akla uyarak tercih edildiği sorgulanacaktır. Birde Marshall'ın sağlık durumu? Geçen yılı sakatlık nedeniyle yatarak geçiren bir oyuncu... Çok büyük isim ama sağlık durumu? Hele yedeği İsmail Cem’se…


Bu sene salon sporlarında altın çağımız olacaktı. Salon sporları beni her zaman futboldan daha çok heyecanlandırmıştır. Bu sebeple dört gözle Ekim ayının gelmesini bekleyenlerden birisiydim. Hatta sekiz gözle... (İyi düşünelim iyi olsun; önemli olan iyi başlamak değil, iyi bitirmek... Taşlar yerine otursun hele... Ak koyun kara koyun pek yakında belli olacaktır. Baktık; işler iyice sarpa sarıyor, başlarız eleştirilmesi gerekenleri eleştirmeye...)

yaman76hakanFB
14.Ekim.2010, 23:31
2 günde 2 kupa kaçtı, Ziraat Bankası 3-1 kazandı maçı. Şimdi haftaya bayan basketbol takımının bu kupayı kazanmasını bekleyeceğiz, onlar da diğerlerine uyup yenilmezler umarım.:)


Benim bir korkumda, bizim havamızdan mıdır, suyumuzdan mıdır; bir şeyler oldu mu çorap söküğü gibi gelenek haline geliyor. Bayanlarda ve erkeklerde -toplamda- son beş Cumhurbaşkanlığı Kupasını kaybettik. Bayanlarda ve erkeklerde toplamda son sekiz Cumhurbaşkanlığı Kupasının altısını kaybettik. Kazanma oranımız bayanlarda 1/4, erkeklerde 1/4... Futbolda Türkiye Kupası, basketbolda Cumhurbaşkanlığı kupası... Bizden daha güçlü takımlara kaybetsek yanmam; eze eze yeneceğimiz rakiplere ne hikmetse her defasında kupa sevinci yaşatıyoruz. Daha sonra normal sezonda, Türkiye kupasında, playofflarda aynı takımı tekrar tekrar yensekte sezon başında kendi elimizle Cumhurbaşkanlığı Kupasını ikram ediyoruz. Oysa müzemize bir kupa daha katmak dururken... Üzülüyor insan. (Bugün voleybolda kaybettiğimiz Süper Kupa finalininde Cumhurbaşkanlığı kupası statüsünde, onun yerine oynandığını düşünürsek istatistik daha da fena oluyor.)