Log in

View Full Version : Hacettepe Kapanmasın, Fenerbahçe Kapansın



yaman76hakanFB
14.Mart.2011, 16:52
Amerikalı yazar Edgar Allan Poe‘nun “Amontillado Fıçısı” adlı öyküsünde geçer bu Latince cümle. Türkçe meali hakkında internet sitelerinde, sözlüklerinde yüzlerce farklı yorum olsa da sanırım en akla yakını, ya da kulağa en hoş geleni “Kimse bedelini ödemeden bana zarar veremez” şeklinde çevrilmiş olandır. Ortada verilmiş bir hasar varsa elbette bu hasarın bir bedeli olacaktır, bu siyasette de böyledir, iş hayatında da, günlük yaşantımızda da. Birisinin arabasına çarptığımızda özür dilemek genelde kafi olmaz o hasarın maddi bedelini öderiz, eğer madden telafi edilemeyecek bir konuysa da hukukun başka yaptırımları devreye girer. Yakın tarihte Afyonkarahisarlı köylülere promosyon amaçlı (!) katarakt ameliyatı yapan ve bazı hastaların gözlerini kaybetmesine neden olan hastahanenin tazminat davasına muhattap olması ve Sağlık Bakanlığı tarafından kapatılması da işte bu nedenleydi.
24 Aralık 2010 tarihinde Türkiye Basketbol Federasyonu resmi internet sitesi aracılığı ile basın-yayın organlarında çıkan haberler üzerine bir açıklama yaparak Hacettepe Üniversitesi laboratuarından gelen sonuca göre Fenerbahçe‘nin dünyaca ünlü yıldız basketbolcusu Diana Taurasi‘ye ait ilk (A) doping numunesinde ‘Modafinil’ adlı yasaklı maddeye rastlandığını duyurdu.
6 Ocak‘ta yapılan açıklamada ise bu sporcuya ait B numunesinde de aynı maddeye rastlandığı duyuruldu ve akabinde Fenerbahçe Spor Kulübü bu oyuncunun sözleşmesini feshettiğini açıkladı.
Buraya kadar herşey normal, yukarıda verdiğimiz örneklerde olduğu gibi her suçun bir cezası olacaktı ve Taurasi de yasaklı madde kullanmasının cezasını çekecekti ancak ilginç birşey oldu ve 16 Şubat‘ta yapılan açıklamda Fenerbahçeli Diana Taurasi ve Ceyhan Belediyesporlu Monique Coker‘ın testlerinde hata yapıldığı ve bu oyuncuların hakkında verilen kararın kaldırıldığı açıklandı.
Sonra ne mi oldu ?
Fenerbahçe, Spartak Moskova‘ya elenerek Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde (Fiba Kadınlar Euroleague) olası final ya da şampiyonluk şansını yitirdi.
Hepsi bu
olan biten bu işte…
Normal bir durum gibi karşıladık bunu, ne de olsa her yıl ülkemizin bir takımı şampiyonlar ligi düzeyinde final oynama başarısını gösteriyor ! ne de olsa kulüpler sezon başı Avrupa Kupası hedefiyle bu oyuncuları transfer ederken bir allah kuruşu para vermiyor, nazar boncuğu, bulgur ve kömürle gerçekleştiriyor bu transferleri, ne de olsa bir sporcuyu doping kullanmakla itham etmek vakay-ı adiyeden basit bir olay !
Bugün 10 Mart 2011 bu skandalın ortaya çıkmasının üzerinden nerdeyse bir ay geçti ve vicdanları rahatlatan, insanların yüreklerine su serpen açıklama Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül tarafından yapıldı. Cumhuriyet Gazetesi‘ndeki habere göre Sayın Akgül “Hacettepe kapanmayacak” diye buyurmuş…
Bakın Sayın Akgül, Sayın Genel Müdür
Bu doping tatavası ortaya çıktığında, Penny Taylor‘un burada numune vermek istememesini aynı sizin gibi ben de kınayıp “bu ülke müstemleke midir” diye bir yazı kaleme almıştım !
Ama yaşananlar bizi değil oyuncuyu haklı çıkarttı, burada doping testine girmek istememesinin ne kadar makul olduğu, sorunun doping yapmış olmasının olmadığını Köln‘den gelen temiz raporuyla hep birlikte gördük.
Şimdi size soruyorum
Benim gibi bu ülkenin kurumlarına kadar sonuna kadar inanan, güvenmek isteyen ve her platformda onları müdafaa etme gayreti gösteren birine yaşanan bu rezalet sonrası bir borcunuz yok mu ?
Hacettepe kapanmasın, peki kapanmasın elbette…
Lakin Fenerbahçe’nin kaybettiklerinin bedeli ne ve bunu kim ödeyecek ?
Sporcunun lekelenen isminin bedeli ne ve onu kim, nasıl ödeyecek !
Hala hiçbir şey olmamış gibi pişkin pişkin açıklamalarda bulunan, bu işin uzatılması halinde konuşanı, yazanı çizeni dava etmekle tehdit eden Sayın Prof. Dr. Turgay Atasü mü ?
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Sayın Uğur Erdener mi ?
Siz mi ?
Ben mi ?
Yoksa doping kontrol merkezinin kat görevlisi Hıdır Ağa mı ?
Buyurmuşsunuz ki doping kontrol merkezi kapanmayacak amenna,
isitfa eden de yok ona da peki
Bu ülke insanının balık hafızasına güveniyor olabilir insanlar ama madem ileri demokrasi mevsminin sefasını süren bir milletin fertleriyiz bizim kadar ileri demokrasiye sahip olmasalar da ortalama demokrasilerde, ödendiği, ödetildiği gibi bir bedeli olmayacak mı bu rezaletin ?
Bu rezaletin bu skandalın önce Fenerbahçe takipçisi olmalı ve yazıya başlığını veren Latince sözde belirtildiği gibi kendisine verilen zararın bedelini ödetmeli ama spor kamuoyu, diğer kulüpler bugün bu yaşananların yarın, öbür gün kendi başlarına da gelebileceğini hesaplayarak yaşananları formanın rengine değil, içeriğine göre değerlendirerek tepki vermeliler…
Son olarak Sayın Akgül madem Hacettepe doping kontrol merkezini kapatmıyorsunuz bari Fenerbahçe’yi kapatın da hak yerini bulsun…

S.Serdar GÜREL


http://www.pota6.com/nemo-me-impune-lacessit

yaman76hakanFB
14.Mart.2011, 16:56
Ne güzel bir yazı... Serdar Gürel beyefendiye kucak dolusu teşekkürler.

Biz Fenerbahçe'yi çoğu şeye gücü yetecek, hakkını yiyenin dişini sökecek kadar bu ülkede ağırlığı olan, yapanın yaptığını yanına kâr bırakmayacak, hesap sormaya muktedir bir kulüp sanıyor, onun gücüyle övünüyorduk. Çocukluğumuzdan beri böyleydi. Kim ki bizim hakkımızı yer, Fenerbahçe başkanı onu bir kükreyişle koltuğundan eder. Böyle gördük.

Ama bizi uykudan uyandıran, sandığımız kadar büyük olmadığımızı öğreten, burnumuzu defalarca ve defalarca sürttürerek kibirlerimizden arındıran Aziz Yıldırım yönetimine çok teşekkür ederiz. Onlar sayesinde derviş olmayı öğrendik: "Döğene elsiz gerek/Söğene dilsiz gerek/Derviş gönülsüz gerek/Sen derviş olamazsın." Döğüldük, elsiz olduk; sövüldük, dilsiz olduk. Gönlümüzde dünyevi başarılar ve hırslar yer bulmaz oldu. Aziz Yıldırım sayesinde biz derviş olduk. Kulübü kapatsalar n'olur ki? Onuda çekeriz sineye.

Fenerbahçe'yi "vur kafasına, al elinden lokmayı" haline getiren, kaybedilen haklarımızı ülkenin komedi mevzuuna dönüştüren kerameti kendinden menkul Aziz Yıldırım ve avanesine sonsuz teşekkür! devam edin, devam. Bir kulübün kapısına kilit vurmadıkları kaldı.