Haluk Ulusoy Dobra Dobra Konuştu!![FB İle ilgili sorunları vs.]
Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, Lig TV muhabiri Ömer Güvenç’e bir konuştu pir konuştu. Ulusoy, FİFA’daki indirimden Dünya Kupası’na, Fenerbahçe ile yaşadıkları sorunlardan Aziz Yıldırım’a kadar bir çok konuda dobra dobra açıklamalarda bulundu. İşte Haluk Ulusoy’un açıklamaları:
‘’ Hakemlerimizin Dünya Kupası’nda olmamasından dolayı tabiî ki burukluk yaşıyoruz. Hele ki oynanan maçlarda görev yapan hakemleri gördükten sonra, bizim hakemlerimizi orada görememek üzüntü verici. Sadece bu turnuvada değil yıllardır uluslar arası alanda yok. Ama önümüzdeki Avrupa Şampiyonası’nda en az bir hakemi göndermek için tüm gücümüzle çalışıyoruz.’’
‘’Geçmişteki deneyimimiz birikimiz bizi Avrupa Şampiyonası’na taşıyacak. Ben teknik ekibime ve arkadaşlarıma güveniyorum. Ben Türkiye’nin önümüzdeki şampiyonaya katılacağını ve final oynayacağını düşünüyorum.
Yol bir düşünce bir, Türkiye’yi Avrupa Şampiyonası’na taşımak. Bu yolda genci yaşlısı diye bir şey düşünüleceğini sanmıyorum. En güzel örneği Zidane. Kupa öncesi futbolu bırakacağını açıklayan yıldızdan elemelerde yardım istenildi ve takıma çağrıldı. Şimdi bakın takımı finalde ve o harikalar yaratıyor. Türk milli takımına kim lazımsa, kim gerekiyorsa onun çağırılacağını düşünüyorum. Yeni yapılanmada geç kalındığını düşünüyorum. Konfederasyon Kupası’nda başlanan yapılandırma devam etmesi gerekirdi ama olmadı. Nedenini bilmiyorum. Bu yeni kadro bizi 2010’lara, 2012’lere taşıyacak.’’
‘’Fatih Terim’le uyumlu bir şekilde çalışıyoruz ve ben kendisinden çok memnunun. Terim hocanın başarıları ortada. Son Dünya Şampiyonası’na son anda katılamadık. Onunla yolları ayırmayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Yollarımızı ayıracak olsak göreve geldiğimde yapardım. Benim Fatih hocaya inancım tam onunla yolumuza devam edeceğiz.’’
‘’Görünen bir şey var bu kadar büyük emeğin karşılığını alamadık biz medyadan. Çok basit bir olay yapmışız gibi görmezden geldiler. Kaleme bile almadan geçiştirdiler. Bu mücadeleyi küçümsemek insanın kendini inkâr etmesi oluyor. Bu FIFA tarihinde bir ilk. Biz Blatter’e gittiğimizde kupalardan ihraç edilecek bir durumdaydık. İhraç edilme noktasında olan bir ülkeyi 6 maçla kurtardık. Bununla da yetinmedik. Çünkü seyircinin en ufak bir şekilde müdahale etmemesi bizim açımızdan sevindiriciydi ve olayın üstüne gittik. Daha sonra Şenes başkan ve Kemal Kapulluoğlu ile insanüstü bir mücadele verdik. Bunu son derece gizli tuttuk. Bir sürü insanla görüşmelerimiz oldu. Geçmişte kazandığımız güzellikleri dostlukları en doğru şekilde kullandık. Genel kurulda biz eğer seçilmeseydik, turnuvalardan ihraç olacağımızı düşünüyorum. Allah bizi mahçup etmedi. Biz de bize inananları mahçup etmedik.
Biz futbol ailesinin içinde bu sorunun çözülmesini istediğimiz için CAS’a gitmedik. İlişkilerimiz sadece bu davayla bitmiyor. Yarın yine bir takım isteklerimiz olacak. O yüzden futbol ailesinin içinde çözülmesini istedik. FIFA ile ilişkilerimizin çok iyi olması gerektiğini düşünüyorum.’’
‘’Dışarıdaki iki maçın Almanya’da oynanmasına karar verdik. Saha olarak da Schalke Stadı’nda oynamayı düşünüyoruz. Üçüncü maçın yeri Norveç in yeri belli değil. Ona daha sonra karar vereceğiz. İstanbul’da oynanacak maçları da İnönü veya Ali Sami Yen’de oynanabilir. Saracoğlu da olabilir. Bunun kararını Fatih hoca verecek.’’
‘’Haluk Ulusoy seçilmeseydi, Yunanistan’ın başına gelen ihraç olayından daha kötüsü başımıza gelebilirdi. FIFA kesinlikle politikacıların ve hükümetlerin futbola karışmasını istemiyor. Türkiye’de bundan daha kötü olabilir. Umarım bundan sonra hükümetlerin özerk olan futbola karışmadığı genel kurullar olur.’’
‘’Ben 30 senemi verdim futbola. Beni eleştirenlerin bildiğini ben 30 sene önce unuttum. Önce Haluk Ulusoy’un başarılarına yakın başarılar elde eden bir ortam oluştursunlar, ondan sonra tartışalım. Aklıselim insanların benim yanımda olduklarına inanıyorum. Allah’ta beni mahçup etmiyor. Gönül ister ki bu kadar başarılı işler yapanın hakkını versinler, yanlışlarını eleştirsinler. Ama ikisini birden yapamıyorlar.’’
‘’Benim tarafımdan olan bir şey yok. Benim Fenerbahçe’ye karşı art niyetim kötü düşüncem olamaz öyle bir insan değilim. Göreve geldiğimde maalesef Fenerbahçe‘den bir tebrik almadım. Tabiî ki üzücü bir şey bu. Üzülmemek mümkün değil. Fenerbahçe kulübünün tutumu böyle. Benim onların tutumunu değiştirecek halim yok. Kulüplerin başında olan bize yani Futbol Federasyonu’na önce saygı göstermeleri lazım. Ama Fenerbahçe ile bir türlü yıldızımız barışmadı. Ben Fenerbahçe’ye yurt içinde ve yurt dışında kanunlar çerçevesinde yardımcı olmaya çalışıyorum. Bugün Fenerbahçe yönetiminde olan Şekip Mosturoğlu’na sorabilirsiniz. Neler yapmaya çalıştığım en iyi o bilir. Ama bu benimle ilgili değil hangi federasyon gelirse gelsin hiçbiri ile yıldızları barışmadı. Neden tek Fenerbahçe? Bütün kulüplerle federasyonun yıldızı barışıkta bir tek Fenerbahçe ile barışmıyor? Aslından bunun irdelenmesi lazım.
Sadece 6 yabancıya izin vermekle bir yakınlaşma olur muydu bilmiyorum ama sadece Fenerbahçe için böyle bir şey yapacaksak bu koltukta oturmayalım. Biz işi kulüpler bazına indirgemeyiz. Böyle bir ortam Futbol Federasyonu yönetim kurulanda yaşanmaz. Biz daha önce yabancıyı 6 dan 5 e sonra 4 e indirecektik ve bunu bütün kulüplere tebliğ etmiştik 3 sene önce. Levent bıçakçı bu kanunu değiştirmeseydi bugün 4 yabancı olacaktı ve kulüpler bunu kabul etmişti.
Aziz başkanla bizim aramızda saygıda ya da şahsi anlamada kötü bir tavrımız olmadı, olamaz. Fenerbahçe gibi güzide bir kulübünde futbolumuzda ağabeylik, büyüklük yapması gerektiğini düşünüyorum.. Ama kulüpler birliğinden ayrıldılar. Medyaya bir tavır içindeler. Ama dediğim gibi benim bir sorunum yok ben hazırım. Her kulübe aynı mesafedeyiz.’’
‘’Küfrün kökünü kazımak için elimizden geleni yapacağız. 1 ay önceki yönetim toplantımızda ben neler yapılacağı hakkındaki düşüncelerimi söyledim. Arkadaşlar çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki toplantıda bunun kararını alacağız kulüplerle paylaşacağız. Bütün Türkiye ne kadar ağır müeyyideler koyacağımızı ne kadar kararlı olduğumuzu anlayacaklar. Ya küfrü ya da futbolu tercih edecekler. Bu yüzden ağır müeyyideler uygulayacağız. Futbolu sevdirmek istiyorsak bu kararları almak zorundayız. Bu kararları alacağız ve buna herkes saygı duyacak.’’
‘’Süper Kupa’yı genişletmeyi düşünüyoruz. Dost olduğumuz ülkelerle yeni oluşumlar için çalışmalarımızı sürdürmeyi düşünüyoruz. Örneğin Türkiye şampiyonuyla Avrupa’daki ülkelerden birini şampiyonu ile her sene kupa için mücadele edecek. Değişmeli olarak Türkiye şampiyonunu başka ülke takımları ile oynatmayı düşünüyoruz.’’
‘’Hakemlere manevi yönden hep destek verdiğimi herkes biliyor. Onların hep arkasında oldum. Onlara ağabeylik, arkadaşlık ve kardeşlik yaptığımı düşünüyorum. Benim bu güvenimi bildiklerinden göreve geldikten sonra daha bir inanarak çıkmaya başladılar maçlara. Ama art niyetli bir şey yaptıklarında hakemlik kariyerlerini bitireceğimi de biliyorlar. Bana olan güvenlerinden dolayı çok iyi maçlar çıkardılar. Özellikle son 6-7 hafta çok iyi işler yaptılar. Çok memnunun hakemlerimizden ve gelecek yıl daha iyi olacaklarını biliyorum. Bu sihirli bir değnekle olacak iş değil. Sadece iletişim meselesi.’’
Göreve geldiğimiz de bir dosya ile karşılaştık. Gittik Blatter’le görüştük. El öptü öpmedi dediler. Öpmedim. Ama ver elini öpeyim dedim. Onunla biz 10 yıldır baba oğul gibiyiz. Ülkem için öperdim de. Ama sağdan soldan kulaktan duyma şeylerle ‘başkan el öptü, Türkiye’nin imajını zedeledi’ diyenler bu başarının ardından yazabildiler mi? Yok. Ama bu vicdanlı insanların işidir, yürekli insanların işi. Onların yapmamalarına bir şey demiyorum. Zaten o tip insanları kale de almıyorum. Çünkü doğruları yazmıyorlar. Kurumların başındaki insanları eleştirerek gazetelerden, televizyonlardan para kazanıyorlar. Ama doğruları, güzellikleri yazmaya yürekleri yetmiyor. İnsanlar da onları zaten kale almıyor.’’
‘’Aziz başkan istiyor diye Türkiye liglerini soruşturma alacak değiliz. Malatya kulübünün bir yazılı başvurusu vardı ve bunun için bir inceleme yaptık. Bir şike tahkim kurulu kurduk. Sadece altı hafta değil isterlerse ligin başından beri incelemeye alınır. Tüm kulüplerimiz istiyorsa inceleriz. Bizim çekineceğimiz gocunduğumuz bir şey yok. İnceleriz bir şey çıkarsa da gereken ceza verilir.’’
‘’Dünya Kupası’ndan zevk alamadım. Almanya’da öyle büyük bir coşku göremedim. Ama işte Dünya Kupası keşke burada olabilseydik. İki sene önce beni seçime sokmamak için çaba sarf edenlere hesap sormak lazım. Bunları kimse sorgu sual etmiyor. Beni 2-3 milyar için seçimlere bile sokmamak için ellerinden geleni yaptılar ‘kendini aklasın’ dediler. Bunca başarılar elde eden Haluk Ulusoy hakkında demediklerini bırakmadılar ama Türkiye’yi bu duruma getirip bu kadar büyük zarara uğratanlar hakkında kimse bir şey sormuyor. Bunu Bakan M.Ali Şahin’in sorması sorgulaması lazım aslında. Ama biz gene de işimize bakıyoruz. Bu yola baş koyduk.’’
