Fatih Terim milli takımda hocayken maçlardan önce oyuncuları çok değişik bir metodla motive ediyomuş. Maçtan hemen önce soyunma odasında http://www.efsaneler.com/images/efsaneler/efs718.jpg futbolcuları, taktik tahtasının önünde toplarmış. Taktik tahtasını görenler bilir, üzerinde futbol sahası çizilidir. Fatih Hoca tahtada çizili kaleyi oyunculara gösterip "Bu kale var ya bu kale; ananızın ... Buraya giren topun da ne olduğunu anlıyosunuz heralde" dermiş. Zaten Terim Galatasaray'dayken de bir ara takım sezona çok kötü başlamış, devamlı puan kaybediyordu. O dönem Fotomaç gazetesi Fatih Hoca’yla futbolcular arasındaki krizi manşete taşımıştı. Kriz, Hoca'nın oyunculara çok sert davranması ve onlara sanki 14-15 yaşındaki çocuklar gibi hakaret etmesi, onların karakterini hiçe saymasıydı.
Zeki Müren’in sağlığında çıkan bi geyik: Eğer bi sigaranın külünü hiç dökmeden (bütün halde yani) Sanat Güneşi'ne götürürseniz O da size bi araba hediye ediyormuş.
Adamın biri Londra'da taksiye binmiş, oteline gidecek. Şoför radyoyu açmış, radyoda Tom Jones söylüyormuş. Hayli içkili olan yolcu da başlamış Tom Jones'a bağıra bağıra eşlik etmeye. Şoför, kibarca uyarmış, “Lütfen susun da, Tom Jones'u dinleyelim. Ben bu adamın hayranıyım.” Yolcu susmuş. Neyse, otele varmışlar, adam şoföre para öderken, kartvizitini de uzatmış. Kartvizitte "TOM JONES" yazıyormuş!
Alinti
