"Beşiktaş taraftarından tepki almam"
Serhat Akın... Lakabı boğa... Almanya'da futbola başlayan ve ardından 2000 yılında Fenerbahçe'ye transfer olan, attığı gollerden sonra iki elini başının iki yanına koyarak işaret parmaklarıyla yaptığı hareketle boğayı temsil eden Serhat Akın, sevinç gösterileriyle akıllara kazındı.
Ona 'Kadıköy'ün Boğası' diyorlardı. Bu dönem içerisinde 16 kez A milli takım formasını giydi. 2002 Dünya Kupası'nda kazanılan 3.lükle birlikte aynı zamanda 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' sahibi oldu. Sarı lacivertli forma altında 3 şampiyonluk yaşadı. Sonra Kadıköy boğasız kaldı. Ardından Belçika'nın yolunu tuttu. 2005-2006 sezonunda yurtdışında şampiyonluk yaşayan "İlk Türk futbolcusu" unvanını da kazandı. Ardından ağır bir sakatlık geçirdi. 2.5 yıl futboldan uzak kaldı. Yılmadı, çalıştı, futbola ve Türkiye'ye yeniden döndü.
Bu sezon başında Kocaelispor'la anlaştı. Ama aksilikler yakasını bırakmadı. Yaşanan ekonomik sorunların ardından Kocaelispor'dan ayrıldı. Bir dönem birlikte formasını giydiği Yusuf'u Beşiktaş'a alan Mustafa Denizli, Serhat Akın'ı istedi ancak transferi gerçekleşmedi. Konya'nın yolunu tuttu. Türkiye'de ve Avrupa'da şampiyonluk heyecanları yaşayan Serhat Akın bu sefer bir gerçeği daha yaşıyordu. Alışık olmadığı bir gerçek, küme düşme acısı...
Futbolun farklı yüzleri, farklı gerçekleri vardı ve bu gerçeklerle yüzyüze geldi. Kocaelispor ve Konyaspor forması altında tamamladığı sezonun ardından "Bu sezon çok yoruldum" diyen Serhat, şimdi yeni sezonda formasını giyeceği takımı seçecek. "Öncelik Avrupa" diyor.
Beşiktaş'ın lig sıralamasında altıncı olduğu durumda şampiyon olacaklarını ifade ettiğini belirten Serhat, "Ben yüzde yüz eminim Beşiktaş’ın aradan sıyrılıp şampiyon olmasının tek sebebi futbolcuların psikolojisinin rahat olmasıdır. Beşiktaş nasıl şampiyon oldu? Bence Mustafa Denizli çok büyük bir rol oynuyor burada, yüzde yüz hem de".
Serhat'ın Beşiktaş'a transferi şimdi yeniden gündemde. "Futbola Mustafa hocanın yanında başladım. Nerede olursa olsun, Ondan gelecek her haber, özel bir konudur. Hocam her zaman önceliklidir. Mustafa hoca nerede olursa olsun, nereye gel derse desin giderim" diyen Serhat, daha önce Fenerbahçe forması giymesi nedeniyle siyah beyazlılardan gelebilecek tepkileri ise şöyle yorumluyor:
"Önemli olan güçlü olmak. İşte Yusuf abi gibi bazı şeylerin cevabını sahada vermek. Burada önemli olan insanın kendine güveni. Benim o konuda bir sorunum yok yani. İnsanlar sahada oynadığın futbola bakar. Yusuf abide de bu böyle olmuştur".
“HER YANIYLA ZOR BİR SEZON OLDU”
-Serhat nasıl bir sezon geçirdin, neler yaşadın?
Başarılı bir sezon geçiremedim. Kocaelispor’dan ayrılmak zorunda kaldım. Sonra Konya’ya geldim. Konya’da da hava değişmedi. Zorlu bir sezon geçti ama benim açımdan tecrübeli bir sezon oldu. Uzun bir süre sakattım ve sakatlığın ardından kendimi hazırlayabilmek için hem antrenman, hem maç tecrübesi olarak her yanıyla birlikte hem zor, hem tecrübe açısından iyi bir sezon oldu diyebilirim benim için.
“TAKIMLARIN SİSTEM GELİŞTİRMESİ LAZIM”
-Serhat 28 yaşındasın ve uzun zamandır böyle bir sezon yaşamadın. Tecrübe açısından doğru ama senin adına ve futbol adına şanssızlıklarla dolu bir sezon yaşadın diye düşünüyorum. Yani tahmin etmediğin bir dönem yaşadın herhalde.
Evet öyle oldu. Bu zamana kadar Fenerbahçe’de 3 şampiyonluk yaşadım, Anderlecht’te 1 şampiyonluk yaşadım. Bu sezon tam tersi oldu, kümede kalmaya oynadık. Ama bu futbol hayatında bu da var ve tecrübe kazanmak gerekiyor ama şanssızlığı ben böyle nitelendirmiyorum. Yani asıl şanssızlığı ben Anderlecht’te geçirdim. 2.5 sene top oynayamadım. Çok büyük bir sakatlık geçirdim. Bence asıl şanssızlık bu yani. Kötünün kötüsü vardır. Ama kendi şahsi fikrim, hem antrenman hem güçlenme açısından futbola geri dönmek iyi oldu. Başarısız olduk ama nedenleri bunun çok. Futbol sadece 11 kişiyle oynanan bir takım oyunu değil. Sonuçta bütün camianın kilitlenmesi lazım. Bir sistem oyunudur bu. Barcelona Şampiyonlar Ligi’ni alıyorsa şansa almıyor. Bir kenetlenme var ve Türkiye’de de öyle olması lazım. Takımların bir sistem geliştirmesi lazım. Bu, oyuncuların hem ödemesi, manevi desteği yani bunların hepsinin otomatik bir hale gelmesi lazım. Bunları geliştirmek gerekiyor Türkiye’de. Ondan sonra zaten ülke futbolu gittikçe daha ilerler diye düşünüyorum.
“KOCAELİSPOR’DAN 1 KURUŞ ALAMADIM”
-Türkiye’de uzun bir dönem futbol oynadın. Şampiyonluklar yaşadın. Avrupa’ya transfer oldun, sonra ağır bir sakatlık geçirdin. Ardından yeniden Türkiye’ye geldin. Şanssız bir sezon yaşadın. Peki Avrupa mı, Türkiye mi dersem ne dersin?
Futbol sadece sahada oynayan oyunculardan ibaret değil, bu bir sistem oyunudur. Ben Avrupa’da bir kulübe imza atıyorsam bu zorla atılmıyor. Bu imzalar karşılıklı atılıyor. Senin alın terinin karşılığını alacağın bir madde yazıyor o mukavelede. Bunu alıyorsun. Nasıl alıyorsun? Otomatik ödeme olarak alıyorsun. Şimdi ben Türkiye’ye geldim. Kocaeli’de 6 ay futbol oynadım ve bir kuruş para almadım. Orada psikologlar devreye girdi, Yılmaz hoca geldi ve “Parayı bir kenara bırakın” dediler. “Tamam” dedik. Ben bıraktım, bir kişi daha bıraktı ama takım 20 kişiden oluşuyor. Konya’ya geldim, genç çocuklar var. Evine ekmek götüren insanlar var. 32 tane maç başı para alamamışlar. Şimdi nasıl bu takım bir denge kursun, bir başarı sağlasın. Tamam şimdi beni Konya’ya kurtarıcı olarak alıyorlar ama ben her maçı alamam ki tek başıma. Futbol bir takım oyunudur. Bireysel oyuncularla da güçlendirilir.
“BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLACAK DEDİM”
Mesela Beşiktaş şampiyon oldu. Altıncıydılar, ben şampiyon olacak dedim. Çünkü Mustafa hocayla çalıştım ve psikolojisini biliyorum. Çünkü futbolcuların kafaları rahat bir kere. Gidip sor, ben yüzde yüz eminim Beşiktaş’ın aradan sıyrılıp şampiyon olmasının tek sebebi futbolcuların psikolojisinin rahat olmasıdır. Bu çok önemlidir. Futbolcu sahaya çıktığı zaman kafasında soru işareti olmayacak. 'Aman paramı alamadım, işte şu olmadı, acaba para mı alabilecek miyim?' yok. Futbolcu rahat olacak.
“YÜZDE YÜZ MUSTAFA DENİZLİ”
-Beşiktaşlı futbolcuların psikolojisinin rahat olmasını sağlayan faktör sadece ve sadece Mustafa Denizli mi?
Bence Mustafa Denizli çok büyük bir rol oynuyor burada, yüzde yüz hem de. Buna inanıyorum ve kendisiyle çalıştığım için biliyorum. Mustafa hoca futbol oynamış bir insan. Futbolcuların psikolojisinin rahat olması ve futbola konsantre olabilmesi önemli. Şimdi bize futbola konsantre ol diyorlar. Ama benim takım arkadaşım 32 maç başı parasını alamamış. Onu nasıl ben maça hazırlayayım? Nasıl bu adam evine ekmek götürecek, evinde ailesi var. Tamam bu sezon benim için bir tecrübe oluyor ama ben üzülüyorum, takım arkadaşım için üzülüyorum. Kocaeli’den 9-10 oyuncu ayrılmış, bu çok büyük bir rakam. Hepsi de aynı sebepten dolayı ayrılmış. Bu takım nasıl başarılı olabilir? Kocaeli büyük bir camia diyorsun, sayılı takımlardan birisi diyorsun. Peki nasıl ligde kalacak? Uğraştık ettik ama olmuyor. Demek birşeyler eksik. Ben Anderlecht'te 3 sene oynadım. Ben 3 sene boyunca bir tane futbolcunun benim param nerede diye sorduğunu duymadım. Çok enteresan duymadım. Ben 2.5 sene sakatlandım diyorum bak, benim mukavelem var, bir sistem var ve bu sistemin dışına çıkılmıyor. Türkiye’de ben Konya’ya imza attım ama param ödenmiyor. Niye ödenmiyor? Ben ne yaptım ki? Ödeyemiyoruz diyorlar, beni niye alıyorsunuz o zaman, benim arkadaşlarımı niye getiriyorsunuz? Niye bu sözleşmeyi imzalıyorsun? Bunlar çok önemli unsurlar.
“KOCAELİSPOR KESİNLİKLE KÜME DÜŞMEZDİ”
Ben Kocaeli’den bir kuruş alamadım. 6 ay oynadım, bir kuruş alamadım. Şimdi insanlar farklı bakıyorlar. Ben profesyonelim tabii ki bu işi para için yapıyorum ama bundan daha çok başarılı olmak istiyorum. Nasıl başarılı olacaksın? Engel konuluyor, anlatmak istediğim o. Ben 10 seneden beri profesyonel futbol oynuyorum, Kocaeli’de ki ortam belki şu ana kadar bulunduğum takımların içinde en iyi arkadaşlık en iyi dostluk ortamıydı. 7 maç kaybettik üst üste ama takımdaki arkadaşlık en üst seviyedeydi. Sonuna kadar inanılmaz bir ekip vardı orada ve sırf o ekibin bozulmasına üzüldüm. Ve ben inanıyorum istediğimiz gibi paralar alınsaydı, kimse ayrılmasaydı, Kocaeli kesinlikle küme düşmezdi. Buna yüzde yüz eminim. Çok iyi bir ekipti, çünkü arkadaşlık vardı. Bunu orada yakalamıştık. Ben Taner’le, Bülent Bölükbaşı’yla orada tanıştım ama sanki yıllardır tanıyordum. Benden büyük abilerim vardı ama yıllardır birlikte oynuyor gibiydik. Ama o ekibe yazık oldu. Konya’da da çok iyi arkadaşlar, kaliteli futbolcular vardı ama dediğim gibi bazı şeyler yerine getirilmeyince olmuyor. Şimdi sen 10 ay, 20 ay para alamasan işine kendini ne kadar verebilirsin. En iyi psikolog da gelse olmuyor. Psikologlar da kabul ediyorlar bunu ama parayı bir kenara bırakın diyorlar, tamam bırakalım diyorsun ama bırakamıyorsun. Bıraksan bile o orada öyle duruyor, o seni rahatsız ediyor.
“FENERBAHÇE’DE ÖYLE ŞAMPİYON OLDUK”
Beşiktaşlı futbolculara sorun, onlar kesin yüzde yüz futbola konsantre oldular ve herşeyden önce yaptıkları işten zevk aldılar. Beşiktaş böyle şampiyon oldu. Beşiktaş altıncıyken kim şampiyon olabilir diyebilirdi. Ben dedim. Görüyordum, diğer takımlar düşüş içindeydi ama Beşiktaş bir takım olma havasında, mutlu olma havasında, yaptığı işten zevk alma yolundaydı. Fenerbahçe’de biz de öyle şampiyon olduk. Ne zaman yaptığımız işten zevk aldıysak, ne zaman moralimiz en üst seviyedeyse aynen bu şekilde şampiyon olduk, tam 3 kere.
“MUSTAFA DENİZLİ ÇOK ÖZEL”
-Serhat sen Mustafa Denizli’yi çok seven bir futbolcusun. Mustafa hocayla ilgili düşüncelerin nedir ?
Profesyonel futbola başladığımda ilk hocam benim. Beni Fenerbahçe’ye alan hoca. Çok şeyler öğrendim ondan. Fenerbahçe 5 senedir şampiyon olamıyordu ve ben o ekibe geldim. Çok büyük yıldızlar vardı. Büyük yıldızları bir arada tutmak her babayiğidin işi değil. Bence çok tecrübeli ve çok özel bir hoca diye düşünüyorum. Bende çok özel bir yeri var. Başarılı oldukça bende çok seviniyorum.
“BU SENE BENİ YORDU”
-Mustafa Denizli, Beşiktaş’a geldikten sonra seni istedi. Ama Yusuf'u da almışlardı ve ikinizin de Fenerbahçe’de oynamış olmanız nedeniyle gelebilecek tepkilerden dolayı yönetim seni almadı. Ama Mustafa hocanın da seni çok sevdiğini çok kişi bilir. Şimdi bu transfer yeniden gündeme geliyor. Çünkü Mustafa hoca Yusuf’u aldı ve çok başarılı oldu. Şimdi Avrupa’dan teklifler de var sana. Senin tercihin kimden yana olur?
Bu sene beni yordu. Zorluklarla dolu bir sezondu. Ben öncelikle yurt dışını düşünüyorum ama futbolda ne zaman ne olacağı belli olmaz. Hayırlısı ne ise o olsun diyorum. Devre arasında öyle bir transfer sözkonusuydu, hayırlısı değilmiş olmadı. Demek ki böylesi daha hayırlıymış. Demek ki Konya’yla bu düşüşü bu acıyı yaşamamız gerekiyordu. Son 2 haftada Ünal hoca geldi. Çok özel bir insan. Dünya Kupası’nda 3. olduğumuzda yardımcı hocaydı ve 50 gün beraberdik. Konya’ya geldi ve takıma hemen bir hava verdi. Futbolun içinden gelen insan, futbolcularla nasıl diyalog kuracağını, futbolcuyu nasıl destekleyeceğini, nasıl motive edeceğini çok iyi biliyor. Bence teknik adam futbolcunun psikolojisini çözmek zorunda. Bu çok önemli. Ünal hoca 2 hafta çok şeyler öğretti, çok özel cümleler kurdu ve ben ona buradan çok teşekkür ediyorum. Bize çok özel birşey söyledi. “Acı insanı iyileştirir” dedi. Bu çok önemliydi. Bu cümleyi bir kenara yazdım. Transfer konusunda 2 taraf içinde hayırlısı ne ise o olsun diyorum. Sadece benim için değil.
“MUSTAFA HOCA GEL DERSE GELİRİM”
-Sen bu sene hayli sıkıntı yaşadın. Bu yaşadıklarının tecrübe olarak sana bir geri dönüşümü olacak ama bu sezonun seni yorduğunu ifade ettin. Yani kafan rahat etmek istiyor. O zaman Avrupa biraz daha ağır basıyor kafanda, öyle mi?
Şu an öncelikle Avrupa’yı düşünüyorum evet.
-Ama Mustafa Denizli’yle şampiyon olan Beşiktaşlı futbolcuların morallerinin her zaman üst seviyede olduğunu ve bunu sağlayanın Mustafa hoca olduğunu söyledin. Dolayısıyle Mustafa Denizlili bir Beşiktaş’ı herhalde gözardı etmiyorsun.
Kesinlikle öyle. Futbola Mustafa hocanın yanında başladım. Nerede olursa olsun, Ondan gelecek her haber, özel bir konudur. Hocam her zaman önceliklidir. Mustafa hoca nerede olursa olsun, nereye gel derse desin giderim.
“BEŞİKTAŞ TARAFTARINDAN TEPKİ ALMAM”
-Bu transfer gerçekleşirse, Fenerbahçe formasıyla 3 şampiyonluk yaşamış, sarı lacivertli camiayla o dönem bütünleşmiş bir Serhat’a Beşiktaş forması giymesi durumunda tepkiler gelecektir. Yusuf’un transferinde böyle tepkiler oldu ama sergilediği performansla siyah beyazlı taraftarlar onu el üstünde tuttular.
Ben Yusuf abi adına çok sevimdim. Yusuf abiyle beraber oynadık. Çok özel yetenekleri olan bir futbolcu. Sonuçta futbolda kendine güveniyorsan bazı adımları atmak zorundasın. Sonuçta bu bizim mesleğimiz ve bundan geçiniyoruz, 35-36 dedinmi futbol hayatı bitiyor. Bu zaman dilimi içinde bütün teklifleri gözden geçirmek ve değerlendirmek gerekiyor yani. Ben Fenerbahçe’de uzun yıllar oynadım ama bu profesyonelliktir. Başka bir kulübe gidebilirsin. Ben Beşiktaş taraftarından tepki alacağımı sanmıyorum. Fenerbahçe’den ayrılalı uzun bir dönem oldu. Tepkilere ben alışığım. Önemli olan güçlü olmak. İşte Yusuf abi gibi bazı şeylerin cevabını sahada vermek. Burada önemli olan insanın kendine güveni. Benim o konuda bir sorunum yok yani. İnsanlar sahada oynadığın futbola bakar. Yusuf abide de bu böyle olmuştur.
-Avrupa’dan gelen teklifler var sana. Kulüp ismi sorsam.
Ön görüşmeler olduğu için kulüp ismi vermeyeyim ama Hollanda ve Belçika’dan var. Almanya’dan var. Zaten sezon yeni bitti.
MENAJERİ ŞENOL ÇİLEK NE DEDİ?
Serhat'ın hem Avrupa'dan hem Turkcell Süper Lig kulüplerinden teklifler aldığını ifade eden menajeri Şenol Çilek, "Ciddi teklifler var, bunları degerlendiriyoruz. Özelikle devre arasından beri yurt dışından bazı kulüpler Serhat'ı takımlarına katmak için bizimle görüş halindeler bu teklifleri degerlendirip hangi takıma transfer olacagına karar vereceğiz. Bu karar sürecinde Avrupa'mı yoksa Türkiye'mi tercihini öncelikle Serhat verecek. En mantıklı en doğru kararı vermeye çalışıyoruz" dedi.
Erdem EROL
Ligtv.com.tr
Haber Müdürü
[email protected]
