Traji Komik Kariyer Hikayeleri

Arkadaşlar belki doğru yerde değil ama güncel olduğundan ve okuyup gülümsemeniz açısından alttaki ekşi entrisini sizinle paylaşmak ve sizdende bu tarz hikayeleri dinlemek istedim. Eğer paylaşırsanız eminim eğlenceli olacaktır, Selamlar.

NOT: Umarım alıntıdan dolayı ekşi ye bu hikayeyi yazan arkadaş bana kırılmaz ve gücenmez. Şimdiden bizleri güldürdüğün için sağol.

yazı aynen şöyle :)

uzerinden uzun bir sure gecmesine ragmen arada bir hatirlayip gulumsememe neden olan fotoroman tadina biseyler yasatmisti saolsun cm bana.

saniyorum 01 02 surumu, atletico madrid'in ikinci ligden basladigi sene. gectim atletico'nun basina, hedef tabiki klubu o eski guzel gunlerine geri dondurmek ve bu hedefe ulasmak hic zor degil cunku ikinci ligde de olsa atletico madrid bu. baslangic icin transfer budget 40m dolar civarinda, klubun unu dunya capinda, oyle gelmem etmem diyen oyuncu fazla yok, maclarini vicente calderon'da oynuyosun, kadronda fernando torres var yani bu oyunun gordugu en kazma teknik direktor olsan ikinci ligin tozunu atarsin bikere.

netekim oyle de oluyor birinci lige cikiyorum, fakat stratejim transfere fazla para harcamak yerine altyapi oynucularina agirlik vermek (altyapi zaten canavar kayniyo) gereken yerlere de bir iki takviye yapmak. birinci ligde de ayni stratejiye devam ediyorum, ligin en gelecek vadeden takimiyim, kadrom super genclerle dolu bir kac seneye bu ligin tozunu atarim diye dusunuyorum. neyse efendim, tecrubesizlik vs. derken la ligadaki ilk senemi besinci sirada tamamliyorum. ikinci sezona da ayni sekilde yanlis hatirlamiyorsam defansa bir oyuncu transferiyle basliyorum. tahmin ettigim gibi gencler daha iyi takim daha derli toplu oynuyor. bu sezonu sampiyon real madrid ve ikinci barcelona'nin arkasinda ucuncu sirada tamamliyorum. artik camiada sampiyonluk sesleri yukselmeye basliyor, ikincilik basta beni ve baskan jesus gil'i mumkun degil kesmeyecek. iste bu noktada o beklenmedik karari verip stratejimi degistiriyorum. zaten transfer yapmadigim icin transfer budget birikmis, 150 milyon dolara yakin bisey olmus (ki cm 01 02'de oyle 80-100 milyon dolarlik transferler pek olmazdi). basliyorum arka arkaya bombalari patlatmaya. ilk bombam 38m dolara mal olan jimmy floyd hasselbaink. ardindan orta sahaya aek takiminin yildizi vassilis tsartas (20 kusur milyon dolar) ve bunlarin yaninda 3 ya da 4 adet daha cok iyi statlara sahip oyuncu. takimdaki canavar gencleri de hesaba katinca sampiyonluk icin en iddiali aday benim.

neyse efendim yeni sezon basliyor, ben bekliyorum ki torres-hasselbaink ikilisiyle gelene gecene 5 aticam. fakat yok, bir galibiyet iki beraberlik, iki galibiyet bir yenilgi, seklinde uyuz uyuz top oynuyoruz. kafayi yicem, sen okadar para harca, yillarca yaptigin duzeni boz sonra elinde patlasın. resmen takimin kimyasi bozuluyor. hele o hasselbaink ortalama rating'i 6 kusur ve 13 macta attigi gol sayisi yalnizca "bir", o degil torres'i de bozuyor. takim da 9. sirada. ben tabi sinirden duvarlari yumrukluyorum derken 12. macimizda ligin yine orta siralarinda bir takima vicente calderon'da yeniliyoruz ve hasselbaink essegi 4 rating ile maci tamamliyor. ben tam buna artik bi ceza mi vermek lazim falan diye dusunurken bir bakiyorum, personal kisminda "lost confidence in managers ability" (menejerin yetenegine olan inancini yitirdi) yaziyor. demin yumrukladigim duvarlara bu sefer kafa atmaya basliyorum ve buna basiyorum "poor performance" nedeniyle official warning'i. tabiki bu uyarimi "harsh" buluyor bende al ulan ozaman diyerek bu sefer 3 haftalik yevmiyesini "unprofessional behavior" nedeniyle kesiyorum ve takimda resmen isyan cikiyor. o sene alinan butun oyuncular takim arkadaslarina yapilan muameleyi haksiz bularak moral bozuyorlar. bu zaten bekledigim bir olay fakat altyapidan yetistirdigim bazi futbolcularin da bunlara uyarak unhappy olmalari dunyayi basima yikiyor. sen o kadar ugras didin bir takim yarat, bir anda dagilsin. sinirden bilgisayari fisinden cekmek suretiyle kapamayi dusunurken vazgecip "ulan size pabuc birakirmiyim" diyerek kollari siviyorum. butun unhappyleri b takimina yollayip (ki bunlar ilk 11'in 7'si ediyor) hasselbaink haric transfer listesine koyuyorum, altyapidan 15-16 yasindaki gencleri a takima cikariyorum. takim bir oynamaya basliyor, resmen catir catir onume geleni deviriyorum ve ilk yari sonunda besincilige kadar cikiyorum. bunun uzerine ilk yari ortasinda isyan cikaran butun oyuncular teker teker ozur dileyerk transfer listesinden alinip tekrar takima girmek icin kapimda sira oluyolar (hasselbaink haric). once bunlara uyan gencleri affedip takima geri aliyorum, olanlari toyluklarina veriyorum. diger yabancilar odama bile sokmayarak ilk teklif getirenlere satiyorum, fakat hasselbainki kimseye vermiyorum, hicbisey yapamazsam kontrati boyunca altyapida tutup futbol hayatini bitiricem

fakat bu elebasini oyle cezasiz falan altyapida tutmak beni kesmiyor, ceza versem de olmuyor yine takimda isyan cikabilir. ne yapsam ne etsem diye icim icimi yiyor, hani oyunda oyle bir secenek olsa alicam bunu sahanin ortasinda carmiha gericem, o kadar sinirliyim. dusunup tasinip sonunda buluyorum. sadece kendisi icin soyle bir antrenman slotu aciyorum:

shooting: none
condition: none
tactics:none
goalkeeping:intensive

iki sene boyunca kendisini c takimiyla beraber plonjon calisirken izlemek bana tarifi imkansiz bir haz veriyor. sonra da tum cm kariyerimde sadece bir kere gordugum personal bilgisi geliyor : "unhappy with training"

güzel aynı olaylar benimde başıma geldi aynen senin gibi yaptım 5 senelik kontrat yapmıştım 5 sene kaleci programı yükledim maçlara girmeden önce alt yapıya basıp onu o halde görmek beni çok mutlu ediyordu.

Hahah çok iyiymiş ha :D

Gayet komik ama içindeki küfürler silinirse daha güzel olur.

Harika olmuş,kim yazdıysa teşekkürler.

metindeki uygunsuz kelimeleri editle bence :) hikaye güzelmiş...

Ben de anlatayım madem bir tane...

Hangi seride oldugunu tam anımsamıyorum ama Galatasaray'la oynarken İbrahim diye bir regen buldum. yaşı 17 iken kulübe kazandırdım.Soyadını hatırlamıyorum. Neyse Bu ibiş 1 sene alt yapının tüm nimetlerinden ve benim de antreman yeteneklerimden yararlanarak kendini geliştirmeye başladı. 18 yaşına geldiğinde yeterince pişti, biraz da maçlarda pişsin diye A takıma aldım ve maçlarda görev vermeye başladım. İbrahim çok hırslı ve arzulu bir oyuncu olunca oynadıkça açılmaya başladı. Sol kanatta rakiplere korku salıyordu. 19 yaşına geldiğinde takımın en etkili silahı haline gelmişti ki büyük takıma gitme arzusu içine girdi. Neyse gençliğindendir dedim. 1 sene zar zor tuttum. Sonra gidip bir hevesini alsın gelsin dedim, Schalke'ye kiraya verdim. Gezdi geldi 1 sezon. Schalke bunu yedek kulübesine çakınca değerimi anlamıştır dedim ama nafile. 21 yaşına gelmesine rağmen antremanlardan falan kaçmaya başlayınca ben bunu 4-5 milyon € gibi cüzi bir ücretle satmaya karar verdim ve favori kulübü olan Schalke ile anlaştı. Tam da düşündüğüm gibi Schalke bunu almasına rağmen bir türlü ilk 11'e giremiyordu. Uzaktan takip ediyorum ibişi :D Neyse Yaş 24 olunca imzaladığı 3 yıllık kontrat biterken Schalke yeni kontrat önermemiş, kontrarı bitecekler listesinde yer alıyor. Karakterinden dolayımıdır nedir bilmem kimse talip olmamış... Dedim eski öğrencimdir, bizim kulüpte futbolu öğrendi, alayım da boşta kalmasın. Önerdik kontrat...Koşa koşa geldi... Geldikten sonra 8-10 haftada ilk 11 de görev yapınca eski formuna kavuştu.Kavuşur kavuşmaz da ben gitmek istiyorum diye tutturdu! Daha kontrat imzalayalı 3-4 ay olmuşken antremandan kaçtı, uyarı verdim. Bir daha kaçtı 2 hafta maaşını kestim. İlk devre sonuna kadar o antremandan kaçtı ben ceza verdim. ama satmamaya kararlıydım.O sezondada Beşiktaş ile kıyasıya şampiyonluk mücadelesi veriyorum. İbrahim zar zor da olsa , gönülsüz falan ama ilk 11 de oynatıyordum. 2. devre ortalarında İnönü deplasmanına gideceğiz. Tam maç günü gelen haberle şok oldum! "İbrahim yok!!! " Adam antremana geldi ama maç günü kayıp! İlk kez o gün bu oyunda bir oyuncunun izinsiz olarak kulüpten kaçtığını gördüm. O maçta Beşiktaş'ı yenemedik ve hatta yenildik sanırım. Maç bitti, ertesi gün İbrahim kadroda görünüyor :n: Ama nasıl sinirliyim! Hiç satışa falan çıkarmadan direk kulüple ilişiğini kestim. Hayatımda bu oyunda adam edemediğim tek oyuncu olarak hafızamda kaldı işte... :)

Çok sabırlı adammışsın ya:D

Ben ilk istediklerinde satardım

güzel hikayeler :) ikiside iyi :)

Nannar hocam senin kariyerler zaten ilginç hep :n: :n: adamı hep tutarsan oda canını yakar işte :D

Adam takımdan kaçmış ha müthiş bir olay. Biz okuldan falan kaçıyoz ama bu adam abartmış.

ben olsam futbol hayatını bitirirdim
iki hikayede süper elinize sağlık:)

Sanırım benden önce davranıp gerekli müdahaleyi yapmışlar :) kusura bakmayın dikkatimden kaçmış

Arkadaşlar hikaye bekliyoruz,,

Bir tane de benden ...
FM09da Wellingi 6.ligden Championshipe çıkartmıştım . O zaman benim için çok para olan 70.000 £ya Lewis Shotton adlı regeni getirmiştim :D.O adam gelişti gelişti favori personeli ben ve favori kulübü Welling oldu .İngiltere Milli Takımına seçildi . Sonra ManU bir teklif yaptı ve anında unhappy :zuhaha.Adamı sattım ManUya . ManU ile oynadığım her maç sakatladım adamı :n:.

FM kariyerlerimin tamamında,Avrupa Kupası maçlarıyla ilgili bir sorunum var.ne olursa olsun,eğer elenirsem Deplasman Golü kuralıyla eleniyorum.ilk maç 4-0 yendiğim takımlar 2. maçı benim evimde 5-1 kazanıyorlar.Bunun en büyük nedeni rehavet diye düşünüyorum,maç içinde yaptığım taktiksel müdahale had safhada,kendi haline bırakayım diyorum daha beter oluyor.Çözüm bulamadım daha,bulmayı da düşünmüyorum,FM böyle de güzel.. :n:

Yıllardan FM 2005'in çıktıktan sonraki ilk yaz. Ben 4'ü arkadaşım 3'ü bitirdi. Hep bütün yaz onlarda FM oynuyorduk. Takım olarak Milan'ı aldık ve ben bir Hooijdonk hayranı olduğum için Milan'a Hooijdonk'u aldık. O da Necati'yi seviyordu Milan'a Necati'yi de oynatıyorduk. Bu ikiside hep antremanlardan kaçıyordu. Ama işte çocukluk ne yaparsın böyle saçma saçma transferler yaptık.

Hala oynamaya devam ettiğim Leeds kariyerimde Championsihpte de iken verilen transfer parasının tamamını sadece Empoli'den Eder'i almak için harcadım. İlk geldiğinde klüpte isyan çıktı paraları boşa harcıyorsun diye. Amma velakin bu Eder denilen yaratık ortalığı dağıtarak Championship'i kazanıp Premier Lig'e çıktım. Bu başarılarda Eder'in formu tabiki yadsınamaz. Daha sonra EPL de 2 sezonu orta sıralarda geçirdim.Son sezon Neymar-Sanogo-Eder üçlüsü ligde fırtına gibi esti ve son hafta itibariyle şampiyonluğu kazandım. Bu Eder denen insansı yaratık klüpte ''Efsane'' olarak yer almaktaydı.Şu anda ''simge'' olarak bulunmakta. Gel gör ki klübü buralara kadar getiren,şampiyonluklar yaşatıp müthiş bir kadro kuran,iş güveni her daim ''dokunulmaz'' olarak çalışan ben klüpte sadece ''favori personel'' olarak bulunmaktayım. Üstelik daha 1,5 sezondur takımda olan Neymar bile benden daha önde.Bir türlü anlam veremedim bu konuya...

http://i1006.hizliresim.com/2010/6/4/3068.jpg

Quote:

---

fakat bu elebasini oyle cezasiz falan altyapida tutmak beni kesmiyor, ceza versem de olmuyor yine takimda isyan cikabilir. ne yapsam ne etsem diye icim icimi yiyor, hani oyunda oyle bir secenek olsa alicam bunu sahanin ortasinda carmiha gericem, o kadar sinirliyim. dusunup tasinip sonunda buluyorum. sadece kendisi icin soyle bir antrenman slotu aciyorum:

shooting: none
condition: none
tactics:none
goalkeeping:intensive

iki sene boyunca kendisini c takimiyla beraber plonjon calisirken izlemek bana tarifi imkansiz bir haz veriyor. sonra da tum cm kariyerimde sadece bir kere gordugum personal bilgisi geliyor : "unhappy with training"

---

Olayın özü budur silemiyorsan karalayacaksın.. :p

Altay'ımla ligi darmaduman edip yenilgisiz şampiyon olmak, 33-35 gollü gol kralları çıkarmak..
Fakat avrupada Uefa kupasında bile ilk turu geçememek..

Deliricem, en fazla çeyrek finali gördüm ya:(

Arkadaşlarla tek bilgisayardan Cm 03-04 oynuyorduk. Oyunu o zamanlar pek bilmeden oynardık. Bir arkadaş Chelsea, diğeri Man Utd olmuş ben de Newcastle olmuştum. Üçümüz bir de Arsenal zirveye oynuyordu( o zamanlar neden Arsenal'i değil de Newcastle'yi seçtiğimi hatırlayamıyorum). Arkadaş Chelsea ile çok iyi giderken birden elektriklerin gitmesi yüzünden bir ay geriye gittik. Ardından arkadaş kötü gitmeye başladı. Arsenal farkı açıyor, ben ve diğer arkadaş takip ediyorduk ama Chelsea çöküşe girmişti. Sene sonunu 9. olarak bitirdi ve inter toto kupasına katıldı. Transfer döneminde Zidane'ı ve bir iki adamı aldı. İntertoto'da ilk rakibini rahat geçti ve hatta Zidane da bir gol attı. Ardından Malatyaspor geldi rakip olarak. Kendi sahasında berabere kaldı ve Malatya'da Malatya'ya yenilerek elendi. Eğer elektrikler gitmese herşey çok değişik olabilirdi.

Bende Bir tane anlatıyım..
Yanılmıyorsam Fm 2008 oynuyordum. Galatasary'la oyundaki ilk kariyerimi yapıyordum. Güzel geçen 6 sezon sonunda 2 şampiyonlar ligi ve hersene lig şampiypnluğu ve tğrkiye kupaları alıyordum. oyunda en çok beğendiğim üstüne titradiğim adam Cem Sultandı. Şuan da öyle zaten :) neyse cem büyümüş serpilmişti artık :) bitiricilik 20 soğukkanlılık 20 kafa vurma20 vs.. gelişmişti. 6. sezonumun sonunda takım 2. şamp.ligi şampiyonluğunu almıştı ve bende yönetimden transfer bütçesi istedim büyük ve ortalığı sarsacak adam alacaktım. Teklif reddedildi bende beni KOVAMAZLAR diye düşünerek ültimatom verdim sonra ertesi gün kendimi kapının önüne konulmuş gördüm.. çok sinirlenmiştim ve hırs yapmıştım bana gelen ilk teklifle Liverpool'un başına geçtim. Başkanın bana verdiği yetkiye dayanarak Galatasarayda kım var kım yok yetıstırdıgım butun oyuncuları takıma almıstım Cem'de dahıl.. Amacım galatasaray'ı yenmekti bir galatasaraylı olarak hep avrupa kuralarında dua ederdım karsıma cıksınlar dıye.hazırlık macı teklıflerımı redderlerdı :( sonunda beklenen gün gelmişti kovulduğum mabedim sami yene gitmiştim ve takım konusmasında futbolculardan galıbıyet beklıyordumkı bu maca 4 mac kala as oyuncuların hıcbırını oynatmamıstım ve %100 performansla maca cıktık. sonuc olarak maçı 6-0 kazanmıstım artık cok rahattım amacıma ulasmıstım anfıelddakı rovansta da aynı sonucu almayı umuryordum cunku Galatasarayda hıckımse kalmamıstı. Anfıeld macına cıkmıstık ve maca basladık ama sankı galatsaray kendı evınde ben deplasmanda gıbı oynuyordum. Bana 15 dakıka ıcınde 3 gol atmıslardı ve mac sonunda şok olmuştum!!!! 7-1 nedendır anlamadım ama sureklı ısleyen taktıgımde bırsey olmustu sankı ve oyuncular cakıldı kaldı sahada hıckımse bırsey yapamıyordu sahada yurmeye hallerı yoktu... oyunun bugu muydu yoksa galatasarayın bana ola ıntıkamımı anlamadım. o günden beri galatasarayla karıyer yaparken yonetıme Ültimatom vermedim :)