Printable View
Geçtiğimiz hafta üç yıldızı renklerine bağlayarak gücüne güç katan Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı, yeni bir yıldızı daha kadrosuna katmaya hazırlanıyor.
Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı yeni sporcusunu, yarın 12.00'de, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu Basın Odası'nda yapılacak imza töreniyle kamuoyuna tanıtacak.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ
Hep böyle yapıyorlar yahu, açıklayın ismi işte, merakta bırakmayın bizi.:D
ismini vermemişler yahu :D
Dünyanın en iyi birkaç pasöründen birisi gelecek sanırım... Boş kalan tek mevkii orası... Ah Gamova ah... Sana yakışır bir pasörle oynayacaktın ki; her aldığın topu öldürecektin. Neyse; seni aratmayacak kadar iyi oyuncular aldık ama bu takımda sende olmalıydın... Ama olanla ölene çare yokmuş derler... Yarın basın toplantısını merakla bekliyorum.
O değilde Jan Brandt yerine gelecek Ze Roberto olmasın?
O değilde, kesin yabancı olacak ve takımda şuan kaç yabancı var kafam karıştı.
Jan de Brandt'in ayrilacagini sanmiyorum..
Jan de Brandt kesin olarak kalır.
Piccinini gelecek büyük ihtimalle.
Bana da Piccinini gelecek gibi geliyor.Sezon bitimiyle beraber söylentiler çıkmıştı.
Eleonora Lo Bianco
http://thumbs.dreamstime.com/thumb_2...52615103D1.jpg
Francesca Ferretti
http://www.volleyrosa.net/albums/alb...caldamento.jpg
Lindsey Berg
http://image.cdnl3.xosnetwork.com/pi...0717011935.jpg
Gelmesi muhtemel oyuncular bunlar.. Kimse şu anda bilmiyomuş oyuncunun ismini yöneticilerden başka.. Yarın 12:00 bekletecekler anlaşılan : )
Hoca geldi,ze roberto..
Yeni yıldız meğer koçmuş. Eeee; pasör n'olacak?
Mehmet Ali Aydınlar: "İki Türk, bir yabancı oyuncu daha kadromuza katacağız."
yabancı oyuncu da muhtemelen pasör olacaktır :)
Ze Roberto konuşuyo şu anda. Yabancı sayısının sıkıntı olacağını sanmıyorum dedi..
" NAZ AYDEMİR " var pasör olarak. Onu kullanacaktır büyük ihtimalle..
http://3.bp.blogspot.com/__1hHmel5S1...U/s400/naz.jpg
Bu değişiklik avrupa şampiyonluğunu getirmeli aksi halde başarılı olmuş sayılmayız çünkü bu sezon zaten avrupa ikincisi olduk.
Aynı anda Brezilya'nın da hocasıymış ve yarın milli takım kampına gideceğim dedi. Bir başka beğendiğim açıklaması da, bir daha sizin karşınızda böyle bir toplantı olduğunda, tercüman olmadan, dilinizi öğrenip konuşmak isterim dedi.
Bir dil öğrenmek zordur ama birisi bunu istiyorsa, demek ki buraya gelirken büyük düşünüp gelmiş, bunun için zamanını ayıracak, ülkemizde uzun yıllar kalmamış yabancı teknik direktörlerden pek görmediğimiz şey. Umarım zor bir dil olduğunu görüp de caymaz, öğrenmeye başladığında.:p
Piccinini yık kendini bu yana =)
FENERBAHÇE ACIBADEM'in yeni antrenörü José Roberto Guimaraes
José Roberto Guimaraes kimdir?
José Roberto Lages Guimarães (d. 31 Temmuz 1954-Quintana) Brezilyalı eski voleybolcu ve voleybol antrenörü. Zé Roberto olarak da tanınır. İlk kulübü 1967 yılında oynamaya başladığı Randi Esporte oldu. Daha sonra da çeşitli kulüplerde voleybol yaşamını sürdürdü. Pasör olarak oynayan Guimarães, Brezilya ulusal takımı formasını da giydi. Ancak oyuncu olarak 1973 ve 1975 yıllarında Güney Amerika Şampiyonası’ndaki iki şampiyonluk dışında önemli bir başarı göremedi. 1988 yılında oyunculuğu bıraktı.
Antrenörlüğe de 1988 yılında başladı. İlk takımı Eletropaulo adlı bayan takımıydı. 1992-1996 yılları arasında Brezilya erkek milli takımını çalıştırdı. Bu takımla ilk önemli başarısını 1992 Barselona Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya kazanarak elde etti. Daha sonra sırasıyla 1993 Dünya Ligi’nde altın, 1994 Dünya Ligi’nde bronz, 1995 Dünya Ligi’nde gümüş ve 1995 Dünya Kupası’nda bronz madalya sevinci yaşadı. 1996-2009 yılları arasında Banespa, Dayvit, BCN, Finasa/Osasco ve İtalyan Scavolini Pesaro takımlarında antrenörlük yaptı.
2003 yılında Brezilya Bayan Milli Takımı’nın başına geçti. Bu takımla da 2004 World Grand Prix’de, 2005 World Grand Prix’de, 2005 World Grand Champions Cup'ta, 2006 World Grand Prix’de, 2008 World Grand Prix’de, 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’nda ve 2009 World Grand Prix’de altın madalya kazandı. Brezilya Bayan Milli Takımı’nın yanında çalıştırdığı Serie A1 takımlarından Scavolini Pesaro ile 2008 Avrupa Konfederasyon Kupası’nda da şampiyonluk yaşadı. Halen sadece Brezilya Bayan Milli Takımı’nın antrenörlüğünü yapmaktadır.
Çalıştırdığı Takımlar
1989-1992 Pão de Açúcar
1992-1996 Brezilya (Erkek)
1996-1997 Banespa
1997-1998 Dayvit
2001-2003 BCN
2003-2005 Finasa/Osasco
2006-2009 Scavolini Pesaro
2003- Brezilya (Bayan)
Antrenörlük Başarıları
1992-Barselona Olimpiyat Oyunları-Altın madalya- Brezilya Erkek Milli Takımı.
1993-Dünya Ligi-Altın madalya- Brezilya Erkek Milli Takımı.
1994-Dünya Ligi-Bronz madalya- Brezilya Erkek Milli Takımı.
1995-Dünya Ligi-Gümüş madalya- Brezilya Erkek Milli Takımı.
1995-Dünya Kupası-Bronz madalya- Brezilya Erkek Milli Takımı.
2004-World Grand Prix-Altın madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
2005-World Grand Prix-Altın madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
2005-World Grand Champions Cup-Altın madalya.
2006-World Grand Prix-Altın madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
2006-Dünya Şampiyonası-Gümüş madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
2008-Avrupa Konfederasyon Kupası şampiyonluğu-Scavolini Pesaro.
2008-World Grand Prix-Altın madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
2008-Pekin Olimpiyat Oyunları-Altın madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
2009-World Grand Prix-Altın madalya- Brezilya Bayan Milli Takımı.
Erkek Voleybol Takımı Antrenörü György Demeter 1 yıl uzattı kontratını..
Ben dedim Ze Roberto gelir diye. :)
Kötü oldu bu değişiklik, de Brandt'ı koltuğundan etmemiz. Umarım bu değişiklik hayırlara vesile olur. Şampiyonlar Ligini kazanırız.
Jan de Brant'ın hangi şartlarda göreve geldiğini hatırlamakta fayda var.
Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı daha önce Adnan Kıstak'ın koçluğunda iki yıl üst üste final oynamış (2006-07 ve 2007-08 sezonları) her iki finali de Eczacıbaşı'na kaybetmişti. Derken 2008-09 sezonu öncesi koç değişikliğine gidildi ve bir başka yerli koçla anlaşıldı. Takıma yeni transferler oldu. Ama o kadar kötü bir sezon başlangıcı yaptık ki, bayan voleybol takımından umutlar kesilmek üzereydi. Zararın neresinden dönülürse kârdır hesabı devre arası koç değişikliğine gidildi ve takımın başına Jan de Brant getirildi.
Jan de Brant sonrası takımın çehresi birden değişti ve finalde 3.defa üst üste karşımıza Eczacıbaşı çıktı ama bu defa onları geçmeyi ve şampiyon olmayı başardık. Üstelik herkes Eczacıbaşı'nı favori görüyordu. BENCE JAN DE BRANT'ın ASIL BAŞARISI BU MUHTEŞEM KADRO ile ULAŞTIĞI ŞAMPİYONLUKTAN ÇOK; BİR ÖNCEKİ SEZON DEVRE ARASINDA ÇOK KÖTÜ DURUMDA OLAN TAKIMI DEVRALIP, SEZON SONU FAVORİ ECZACIBAŞI'ndan SÖKE SÖKE ŞAMPİYONLUĞU ALDIĞI 2008-09 SEZONUDUR. Şüphesiz bu çok büyük bir koç başarısıdır.
Geçen sezonu anlatmaya gerek yok. Hepimiz yakından takip ettik. Çok flash bir kadro vardı elinde ve gereğini yaptı. Geçen yıla dair ona yönelik en büyük eleştirim şudur: Takım çok erken form tuttu. Böyle erken form tutmak, özellikle playoff sisteminin olduğu liglerde çok tehlikelidir. Çünkü bütün bir sezonu aynı form düzeyinde götüremezsin. Mesela biz Avrupa Şampiyonası final-four'una FORMUMUZUN ZİRVESİNDE gidemedik. Düşüşte olduğumuz, setler kaybetmeye başladığımız dönem ile final-four aynı günlere denk geldi. Keza Türkiye Kupasında karşımıza çıkan Vakıfbank'ı hatırlayın... Kötü başladılar; ama sezon sonu formları tavan yaptı. Bizim karşımıza en formda halleriyle çıktılar. Bereket versin ki; kadromuz onlardan kat kat kaliteliydi ve bir iş kazasına uğramadık. (Fenerbahçe Ülker'i düşünün... Murat 124 hızında başlar, finalde Ferrari gibi olur. Daha çok örnek verilebilir. Yıllarca San Antonio Spurs bu şekilde şampiyon oldu; bu sene Boston Celtics...) Diyeceğim Jan de Brant bu sene takımı erken yordu, form düzeyinin zamanlamasını vaktine göre ayarlayamadı. Bu aşırı yüklemenin bedelini son maçlarda zorlanarak ödedik. Vakıfbank yükselişteyken, biz inişteydik.
Bu sene yeni bir şans verilebilir miydi? Neden olmasın? Sonuçta -bu sene değil, geçen sene başardığı şampiyonluk- onun kalitesinin işaretiydi. Ama şöyle de bir gerçek var: BU KADAR YILDIZ OYUNCUYU BİR ARADA TUTACAK ve ONLARDAN BİR TAKIM YAPACAKSAN, ÜSTELİK BAZI MAÇLAR BAZILARINI TRÜBÜNE GÖNDERECEKSEN, ONLARIN BAŞINA KOYACAĞIN KOÇUN KARİYERİ EN AZ O YILDIZLAR SEVİYESİNDE OLMALI...
Jan de Brant'ın o dünya yıldızları üzerinde ne kadar söz sahibi olabileceği soru işaretiydi: Geçen yıl... Evet ama geçen yıl aynı düzeyde beş-altı tane dünya yıldızımız yoktu ve üstelik her maç üç tanesini trübüne gönderme tercihinde bulunmuyorduk. Brant bunun üstesinden gelemez miydi? Belki gelirdi... Ama Mehmet Ali Aydınlar sanırım bu kadar yatırım yaptı ve işi şansa bırakmak istemedi. Fenerbahçe'ye hayırlı olsun. Jan de Brant'a hizmetlerinden dolayı, özellikle de bir önceki sezon Eczacıbaşı'nın elinden söke söke aldığı şampiyonluk için çok teşekkür eder, hayatının geri kalan kısmında başarılar dilerim.
Bayan Voleybolunu arada bir takip ederim çok ilgimi çekmiyodu.O Natalya Hanikoğlu,Neslihan,Aysun,Esra vs. falan varken bu filenin sultanlarının ilkleri zamanında takip ediyodum.Ama bu sene gerçek anlamda takip edeceğimi düşünüyorum. :)
Bende gerçek bir voleybolsever sayılmam. Ama Fenerbahçe sözkonusu olduğu ve takım sporlarınında başarıyı çok mühimsediğim için voleybolu son 4-5 senedir epey sıkı takip ediyorum. Tabii sadece Fenerbahçe'nin maçlarını... Onun dışında ilgimi hiç çekmiyor diyemem ama FAZLA çekmiyor. Elbette ülkemizde düzenlenen ve Avrupa 2.si olduğumuz 2004 Avrupa şampiyonası başkaydı. Kenan Doğulu'nun "güzeller içinde bir seni seçtim" şarkısıyla beraber ülkede müthiş bir voleybol sevgisi başlamış, o maçları kalbimiz durarcasına takip etmiştik. "Filenin sultanları" başkaydı. Onları unutmak mümkün değil.
Voleybolu yine de severim. Bu sene kalbimizi çatlatacak kadar adrenalimizin tavan yaptığı inanılmaz maçlar izledik. Fiziki temaşaya dayalı olmadığı için benim kriterlerimde 3.önemli spor... Yoksa heyecan noktasında bazen bir basketbol maçı kadar tavan yapabiliyor. Sıralarsam:
1-Basketbol
2-Futbol
3-Voleybol
Sırasıyla ilgilendiğim sporlar bunlar... Dediğim gibi voleybolun 3.sıraya düşmesinin nedeni fiziksel temaşaya dayalı olmadığı için... Yani Malazgirt meydanında göğüs göğüse kılıç şakırtılarıyla savaşmıyorsun; siperlerin ardına saklanıp oradan ateş açıyorsun. Futbol ve özellikle basketbolda ise "delik demir çıktı, mertlik bozuldu" durumu yok; oynamıyor, savaşıyorsun adeta... Hele basketbolda... (Futbolda nisbeten tembellik etme, aktif dinlenme şansın var yine de... Basketbolda uyukladığın an, rakibe yarım metre mesafe uzak durduğun an cezayı keserler.)
Aynen abi o 2004 senesi bambaşkaydı.Bence şimdiki bu Voleybol kitlesinin çoğu o dönemde oluştu.Yazından sonra çoğu şeyi hatırladım tekrardan abi sağolasın :).Kenan Doğulu hit yapmıştı.Ama o turnuvada maçları izlememin sebeplerinden biride Neslihan dır.Acayip şekilde hayrandım ona.Bayan Voleybolunda Neslihanın yeri ayrıdır :).Onu bu takımda görmek çok ama çok isterdim. :)