Türk futbolu, 4 yıl ülke futbolunu yönetecek TFF Başkanını buldu…
Şimdi sıra yeni MHK başkanımızı bulmadı.
Bakalım bu konuda da "büyüklerimiz" hemfikir olabilecek mi ?
Adaylar (yazılan) Ufuk Özertem, Kemal Dinçer. Şimdilik telhafuz edilen bir üçüncü isim yok.
Peki onu da ben söyleyeyim. Bir diğeri de Yusuf Namoğlu.
Hadi gelin bir de size, şuan için sizi şok edecek ama birkaç gün içinde kendilerine yapılacak teklifin ardından MHK için düşünülen iki sürpriz ismi söyleyeyim : Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar.
Evet yanlış duymadınız… Bu futbol federasyonu (M.Ali Aydınlar ve ekibi) Türk futbolunun (ekranların) iki uzman hakemi Toroğlu ve Çakar'a "Buyurun MHK'de görev alın" diyecek. "Buyurun Türk hakemliğine medya aracılığı ile değil gelin buradan içinde olarak hizmet edin" diyerek onlara MHK'de görev almalarını teklif edecek.
Çakar veya Toroğlu… Başkanlık olabilir, başkanvekili olabilirler…Kabul ederler mi, bunu bugünden kestirmek mümkün değil… Ama Toroğlu ve Çakar'a MHK'nin teklif edileceği kesin. Kaynağımız da…
Gelelim sık sık kamuoyunda adları telhafuz edilen iki isme. Bunların biri Özertem diğeri de Kemal Dinçer.
İkisinin ortak özelliği hakem kökenli olmamaları…
Dediğim gibi şu anda yönetim kurulu oluşumu ve destek turlarına devam eden Aydınlar ve ekibi kısa bir süre sonra MHK olayına el atacak. Ve öncelikle olarak teklif iki uzman hakem, iki duayen isim Toroğlu ve Çakar'a götürecek. Aksi bir durumda o zaman rota bugün gündeme gelen isimlere dönecek. Yani Özertem, Dinçer ve sanırım ilk kez bugün benim adını telhafuz ettiğim Namaoğlu'na dönecek.
Bu üç isminde dürüstlüğüne, namusuna, dik duruşlarına, güvenilirliğine kimsenin bir diyeceği yok.
Üçü de bu göreve layık isimler.
Ama futbol kamuoyunun atladığı bir olay var. Hem de ciddi bir olay. O da, Türkiye 2009 ekim ayından bu yana UEFA HAKEM KOMVANSİYONU üyesi olması. Yani bu konuda Merkez Hakem Komitesi konusunda, UEFA'nın istediği yükümlülükleri yerine getirmesi şart.
Dediğimiz gibi bu üyeliğin Türkiye Futbol Federasyonuna, Merkez Hakem Kurulu'na yüklediği yükümlülükler var. Hatırlayın o üyelik sürecini ... Ortada bir Gözlemci ve Temsilciler Kurulu vardı. Ve başkanı da Kemal Dinçer'di… Ama üyelik gözlemcilerin MHK çatısı altında olması şartı arandığından gözlemcilik müessesesi Dinçer'den alınarak bu kurul MHK'ye bağlandı. Kemal Dinçer sadece Temsilcilek Kurulu başkanı olarak kaldı. Bu şarttı ve gerçekleştirildi. Nitekim 2009 ekim de toplanan UEFA İcra Kurulu Türkiye'nin dosyasını inceleyerek üyeliğini kabul etti.
Kısaca hakemlik müessesi bakamından 2009 ekimden bu yana UEFA hakem konvansiyona bağlı olan Türkiye Futbol Federasyonunun MHK'yi oluştururken de kendi başına bir şey yapması mümkün değil. Kriterlerin konvasyonun istediği kriterlere uyması şart. Uyulmazsa UEFA "Düzeltin" der. Düzeltmezsen Türkiye'nin Hakem Konvasyonu üyeliği iptal olur. Peki o UEFA Hakem Konvansiyonu ulusal federasyonlardan nasıl bir komite istiyor. Bu da açık bir şekilde yazılmış. "Hakem Komitesi oluşum şartları" başlığı altında. Ne diyor "Hakem komitesi hakem uzmanlarından oluşmalı"
Yani MHK başkanı mutlaka ve mutlaka "hakem uzmanı" olmalı. Bunu her tarafa çekmeniz mümkün, bu ülkede. Ama "sivil" biri o kurulun başına getirildiği takdirde bunun Türkiye'nin başını ağrıtacağı kesin. Mutlaka ve mutlaka MHK başkanı belirlenirken düşünülen isimler ve hakemlik konusundaki "uzmanlıkları" UEFA'ya izah edilmek zorundadır.
Bu kritere göre Ufuk Özertem veya Kemal Dinçer olur mu olmaz mı, buyurun karar verin.
http://www.sporx.com/img/2011/06/20/uefa-ic.jpg 