Türkiye - Hırvatistan | Play-Off Elemeleri 1.Maç

Hiddink'in ilk geldiği günden beri belliydi takıma birşey katamayacağı Türk milli takımının başında Türk bir teknik adam olmadıktan sonra ne dilimizi biliyor,nede oyuncularımızı ve yapımızı.

Rusya milli takımına oynattığı futbol harikaydı,ancak her zaman her yerde bu kıvam tutmuyor.Hiddink'te tıpkı Aragones gibi yanlış seçimler yaptı ve bizim paralarımızı yedi.Sonuç milli takım bir turnuvaya daha elveda deme yolunda ancak Hiddink'e hiç birşey olmadı o yine parasını aldı ve istifa edince yine gidip bir takımın başına daha geçecek.Ya biz ?
Koskoca bir turnuvadan daha olduk,peki bunun sorunlusu kim Hiddink mi ? Oyuncular mı ? yoksa TFF mi ?
Sorumlu kim olursa olsun yine yanan bizler olduk Türk futbolu oldu.

tuncay ve semihe ek olarak nihat ayhan servet g.zan c.kazım auerlio ve tümer de maçta olmalıydı

Arkadaş babamla iddaa'ya girdikte cezalı olan 4 kişi yerine adam çağıramayacağız dimi ? :icon_biggrin:

Quote:

---

Originally Posted by cenker07

Arkadaş babamla iddaa'ya girdikte cezalı olan 4 kişi yerine adam çağıramayacağız dimi ? :icon_biggrin:

---

FM'de çağıramıyorsun gerçektede öyledir herhalde. :D

Oda buna dayanarak söyledi ve kaybetti yaşasın Fm :D

Serkan Balcı milli takıma çağrıldı cezalı oyuncuların fazlalığı sebebiyle.:p

Milli takımda sadece sakat futbolcuların yerine yenisini çağırabilirsin, cezalıların yerine kimseyi alamazsın sonradan. Nitekim, Sabri yerine Serkan Balcı çağrıldı. Fakat, Giray Kaçar da sakatlığından ötürü kadrodan çıkarıldı, ama yerine kimse alınmadı kadroya. Acaba, Sabri cezalı statüsünde mi görüldü de Giray'ın yerine Serkan Balcı çağrıldı, yoksa bu bir tercih meselesi mi? Yani, 'Ben Sabri yerine Serkan'ı aldım, ama Giray'ın yerine alabileceğim başka bir isim yok ve almama gerek de yok zaten, o yüzden almıyorum.' diye mi düşünüldü?

Elemelerde iki maç arası değişiklik için bir sınır olmaması lazım. En azından, benim okuduğum kadarından anladığım kadarı böyle:

http://www.uefa.com/MultimediaFiles/...6_DOWNLOAD.pdf


Maçlar için en fazla 23 kişilik bir ön-kadro belirleniyor ve bu ön-kadrodan 18 kişilik bir maç kadrosu çıkarılıyor. Bizimkiler kamp için 24 futbolcu çağırdı. Sonradan bu isimlerden bir tanesi 23 kişilik ön-kadro listesinin dışında tutulmuş olmalı, kim, bilmiyorum.
4 cezalımız ve 1 sakatımız olduğuna, ayrıca Serkan Balcı da kadroya çağrıldığına göre, elimizde hala 20 futbolcu var. Bunlar dururken kadroya yeni oyuncu çağıracak olursan, 2 maçın 18 kişilik maç kadrosuna, ola ki giremeyen bir adam da gelir, "e beni ne demeye çağırdın o zaman" diye sorar.

Quote:

---

Originally Posted by footballer33

Milli takımda sadece sakat futbolcuların yerine yenisini çağırabilirsin, cezalıların yerine kimseyi alamazsın sonradan. Nitekim, Sabri yerine Serkan Balcı çağrıldı. Fakat, Giray Kaçar da sakatlığından ötürü kadrodan çıkarıldı, ama yerine kimse alınmadı kadroya. Acaba, Sabri cezalı statüsünde mi görüldü de Giray'ın yerine Serkan Balcı çağrıldı, yoksa bu bir tercih meselesi mi? Yani, 'Ben Sabri yerine Serkan'ı aldım, ama Giray'ın yerine alabileceğim başka bir isim yok ve almama gerek de yok zaten, o yüzden almıyorum.' diye mi düşünüldü?

---

bütün bunlarin ne önemi var ki? elendik zaten :)

Geçmiş dönemlerde elde edilen başarılar sadece futbolcu, teknik adam başarısı değildi. Federasyon başkanlarıyla ilgili o dönemlerde eleştiriler olsa da iyi bir yönetim olmaları nedeniyle yukardan aşağıya doğru iyi bir ekip oluştu.

Önce federasyona bakmamız lazım. Federasyon duruşunu, otoritesini, yaptırım gücünü kısaca herşeyini kaybetmiş bir ekip olarak karşımızda duruyor. Baş böyle olursa onun alt katmanları, teknik ekibi, futbolcuları da böyle olur. Federasyon şuan 2 konu üzerinde kendini üzüyor. İlk olarak biz ne şanssız bir ekibiz ki bu olaylar bizim zamanımızda patlak verdi. İkincisi biz bu işin içinden kendimizi nasıl kurtarırız. Türk futbolu ne olacak, Milli takım ne olacak umurlarında değil.

Hiddink'e baktığımızda federasyonun boşluğundan dolayı üzüm üzüme baka baka kararır durumu oldu. Şimdiye kadar yeni yapılanma diye insanları uyuttular. Bizlerde yeni birşeyler göreceğiz diye sabrettik. Ne oyun anlayışında ne genç ya da farklı oyuncuların takıma katılışında eskiden farklı olan bir uygulama yapılmadı. Bunun yanında özgüvenimizi var olan güçlerimizi de elimizden aldı. Milli takımı, oyuncularını, taraftarını aşağılayarak... Biz duygusal olabiliriz. Hatta biz ne mantığımızı ne duygumuzu kullanamayabiliriz. Biz de ne varsa onu eleştireceğin yerde onu nasıl kullanabilirim konusuna odaklanman lazım. Bunun için sana para ödüyoruz. Duygusalsak gazı vereceksin ve bu takım çıkıp oynayacak. Yabancıların kültürü, değerleri diye neredeyse bize etek giydirecekler ama biz kendi değerlerimizi böyle adamlar uğruna hiçe sayıyoruz, aşağılatıyoruz.

Bu kadar yetkili adam sorumluluğunu bilmezse zengin ve şımartılmış futbolcuları eleştirmek olmaz ama bir iki lafta onlar için kullanabiliriz. Senin başındaki hoca ne kadar kötü olursa olsun sen ona uymak zorundamısın. İstediğiniz zaman istediğiniz hocayı kovduruyorsunuz. Hiddink sana kendi kalene at derse kendi kalene mi atacaksın. Ruhsuzluklarının bedelini de Hiddink'e yükleyerek sıyrılmaya çalışıyorlar. Arda benim için karakteriyle, oyunculuğuyla bitmiştir. Herkes bu adamlar formadan kaçmaz desin. Evet, bugüne kadar kaçmazlardı ama ben kaçtıklarını gördüm. Orda şans felan bir gol atarız, bir kırmızı olur, penaltı olur. Bunlar her zaman olmaz ama Euro 2008' de de kimse ihtimal vermiyordu. Yani olacağını söylemekle beraber söylememek arasında pek fark bulunmuyor. Sen takımı bu şekilde yalnız bırakıyorsun. Benden çıksında ne olursa olsun diyorsun. Senin yerinde Hırvatlar olsaydı buraya gelir, 4 atar ve turu alırdı. En azından o inanca, yüreğe sahip olduklarını düşünüyorum. Volkan ve Emre'ye gelince Gökhan Gönül'de Fenerbahçe'li değil mi? Berbat bir maç çıkarmasına rağmen bu taraftar neden ona bir tepki koymuyor. Mantığa göre stad Galatasaray stadı, Volkan, Emre Fenerbahçe'li olduğu için taraftar onlara karşı çirkin davranıyor. Mantıkta sadece çirkin davrandıkları kısmı bana göre doğrudur. Maç kötü gidiyor mu gidiyor, maçta ciddi hataları olan Gökhan Gönül'mü ona da evet, bu adam Fenerbahçe'li mi Fenerbahçe'lidir. Niye her maçta Volkan, Emre sorun yaşıyor da diğer Fenerbahçe'liler hatalı olsalar bile kimse ses etmiyor. Bunu biraz düşündüğümüz zaman olayların ne olduğunu rahatlıkla anlarız. Hırsız suçludur da evsahibinin hiç mi suçu yok diye düşünmek lazım. Tabi sadece Volkan, Emre için demiyorum. Galatasaray'da, Trabzonspor'da, Beşiktaş'ta, A, B, C, D, E takımlarında hep belirli tipler olayların içinde ama hep taraftar %100 haksız durumda.

İstiklal Marşı okunurken Avrupa özentisi gibi birbirine sarılan, keyfi durumları için Milli takımı hiçe sayan oyuncularla, sadece para için bu ülkeye gelen bir hocayla ve kendini kurtarma derdine düşmüş bir federasyonla 2. olmak bile başarıdır.

Rövanş maçı içinse hala ümitliyim. Belki komik gelebilir ama biz atalarımızdan böyle gördük. Can çıkmadan ümit kesilmez. En azından canın çıkması kesinleşse bile boyun eğmemek, süresini uzatmak bizim bugünlere kadar gelmemizi sağlayan en önemli etkendir.

Ya allahaşkına bu Hiddink'in ağzından neden "Türkler duygularıyla oynuyor" lafı düşmüyor? Biz bu zamana kadar ne başarılar elde ettik. Onlar da hangi Türkiye vardı? Bahaneci oldu iyice bu adam. Artık sinir etmeye başladı her şeyiyle. Kim sorsa aynı bahane. Bırakacaksın bu işleri. Kendine bakacaksın biraz. Sen ne kadar geldin maçları izledin? Ne kadar tanıyorsun Türkiye'deki takımları? Oyuncuları?

Sergen Yalçın : Milli takımda oynarken taraftar bizide ıslıklıyordu bizede küfür ediyordu ama biz taraftara dönüpte saygısızlık yapmadık küfür etmedik boynumuzu egip soyunma odasına gittik.

bana göre sabri maçın en iyisiydi Milli takımımızda. sonra da Volkan geliyordu. kusura bakmayın ama adam orada didinsin dursun sonra kendini bilmezler çıkıp küstahlık yapsın sonra biz o adamdan hiçbir şey yokmuş gibi hareket etmesini bekleyelim. adamlarda moral sıfır olmuş zaten.. çıkıpta volkan ı eleştiremezsiniz. çünkü; o adamın psikolojisini anlayamazsınız. kendinizi onun yerine koyun demiyorum koymaya çalışın sadece..