iyi oldu..Takıma hiçbirşey katmıyordu..
Printable View
iyi oldu..Takıma hiçbirşey katmıyordu..
Valla beklemiyordum Grant'ın kovulmasını.Öyle tahmin ediyorumki Guus Hiddink takımın başına geçebilir ve bence en iyi tercih olur.
Geçmiş olsun granta
http://www.sporx.com/images/1/33/118...topyeni003.jpg
Hull City Premier League'de önümüzdeki sezon mücadele edecek! West Bromwich Albon ve Stoke City'den sonra Championship'ten Premier League'e yükselen üçüncü takım play-off finalinde Wembley'de Bristol City'i 1-0 mağlup eden Hull City takımı oldu.
104 yıl sonra Hull Ada'nın en üst kademesine, Premier League'e gelmenin sevincini yaşıyor. Bristol City karşısında takımına hem galibiyeti hem de Premier League vizesini getiren golü ise maçın 38. dakikasında takımın 39 yaşındaki, Hull doğumlu golcüsü Dean Windass kaydetti ve bir başka dramatik sahne oluştu. Gelecek Premier League'de Birmingham City, Reading ve Derby County bulunmazken, bu takımların yerini West Bromwich Albion, Stoke City ve Hull City yer alacak.
Kaynak: Sporx
Başlığı okuduğunuzda bunun bir Dünya Kupası veya Şampiyonlar Ligi Finali olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında bu bir ikinci lig maçı.
http://www.sporx.com/images/1/33/9510_B_bb001.jpg
Evet, finansal uzmanlara göre Championship'ten Premier Lig'e play-off yoluyla çıkmanın değerini yaklaşık 60 milyon pound olarak görüyorlar. Eğer bir döviz bürosuna sorarsanız, bu para bugün itibariyle 148 milyon YTL ya da eski parayla 148 trilyon TL yapıyor. Tabi ki bu maçı kazanana ödül olarak bu para verilmiyor ama gelecek sezonki TV, reklam gelirleri gibi faktörler bu miktarı gösteriyor.
Örneğin, Premier Lig tarihinin en kötü takımı olan ve 38 maçtan sadece 11 puan çıkarabilen Derby bile 29 milyon poundluk TV geliri elde etti. Ancak iki takım oyuncuları da bu paradan çok dünyanın en popüler liginde mücadele edebilmek için bu maça çıkıyorlar. Oyuncuların yaptığı açıklamalar paranın ikinci planda olduğunu söylüyor.
Bu da iki takımın oyuncularının ne kadar hırslı olduğunun bir göstergesi olsa gerek. Daha önceki yazılarım da iki takımın da Premier Lig'de hiç mücadele etmediğini söylemiştim. Bristol City en son 1980'de en üst ligde yer alıyordu ancak o zaman Premier Lig kurulmamıştı.
Hull ise 104 yıllık kulüp tarihinde ilk kez en üst ligde mücadele etmeye bu kadar yakınlar. Hull şehri, Avrupa'da ülkesinde en üst ligde hiç boy gösteremeyen en büyük şehir. Bu bakımdan Hull şehri bu maça büyük önem veriyor. Zaten finale yükselmedeki en büyük pay sahipleri bu şehirde doğmuş olan tecrübeli oyuncular Nick Barmby ve Dean Windass'tı.
Hull City, 9 sene öncesinde amatör liglere düşme tehlikesi ile karşı karşıyaydı ve bu kadar kısa zamanda bu maça çıkıyor olmaları inanılmaz. Takım kaptanı Ian Ashbee, Ryan France, Andy Dawson (Tottenham'lı Michael Dawson'ın kardeşi) ve kaleci Boaz Myhill, takımlarını Premier Lig'e taşırlarsa ilginç bir rekorun sahibi olacaklar. Lig 2'deki günlerinden beri Hull forması giyen bu dörtlü böylece tüm profesyonel liglerde oynamış olacaklar. Özellikle 2003'te 6. ligden alınan ve sadece 15,000 pounda mal olan Ryan France değerini kaça katlamıştır gelin siz karar verin.
Bristol City, Ömer Üründül'ün deyimiyle kollektif futbol oynayan bir ekip. Takımda atılan golleri genelde tüm futbolcuların paylaşması bunun güzel bir kanıtı (Byfield 8 gol, Adebola 6, McIndoe 6, Trundle 5, Elliott 5). Türk futbolseverlerin yakından tanıdığı sezonun ilk yarısında Gençlerbirliği foması giyen Nick Carle oyun kurucu olarak görev yapıyor. O gelmeden önce bu görevi menacerin oğlu Lee Johnson yapıyordu.
Hull'ın ise özellikle sağlam savunması ve hızlı hücuma çıkışı göze çarpıyor. Hücumda Manchester'dan kiralanan Fraizer Campbell takımın en çok gol atan oyuncusu. Çok süratli olan bu oyuncu özellikle kontraataklarda rakibi öldürüyor. Son vuruşları da büyük ihtimalle van Nistelrooy'dan öğrendi. Caleb Folan ise hem hızı hem hava toplarındaki etkinliği ile biraz Drogba tarzında bir oyuncu. Savunma ikilisi Michael Turner ve Wayne Brown muhteşem bir sezon geçiriyor.
Bu önemli maç öncesi iki takımda da sakat ve cezalı oyuncu bulunmuyor.
Play-offlardaki üç maç da birbirinden zorlu ve üçü de hangi tarafa giderse gitsin sürpriz olmayacak. Bristol City takım oyunu ile özellikle kendi evinde oyunu rakip sahaya yıkmaya çalışıyor. İleri de üst düzey bir golcünün olmaması onların işini zorlaştırıyor.
Özellikle ileriden şutlarda tehlikeli olabilecek oyuncuları var. Hull takımında Bristol'a göre daha tecrübeli ve bu maçın ağırlığını kaldırabilecek oyuncular var. Bristol'ın oyunu domine etmeye çalıştığı dakikalarda Hull bulduğu boşluklarla Campbell'la veya kazandığı serbest vuruşlarla Windass'la golü bulabilir.
Ben bu maçta Watford'ı çok rahat geçen ve tecrübeli oyuncularının bu maçta büyük rol oynayacağını düşündüğüm Hull'ı, Palace'ı çok zor geçen -hatta Watson'ın penaltısı direkten dönmese şu ada burda olamayacaklardı - Bristol karşısında favori görüyorum.
İddaa ekibi bunun bir final olduğunu ve iki takımın da kontrollü bir oyun sergileyeceğini düşünmüş olacak ki 2.5 üstü seçimine 2.00 gibi bir oran vermiş. Bu ligleri uzun yıllardır çok yakından takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim ki play-off final maçları her zaman golleri ve heyecanı garanti etmiştir. Bu orandan kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Son olarak maç skoru oyunu oynayacaklar için de, Hull lehine 2-1'lik bir skoru tercih ediyorum.
ALİ EREN / SPORX.COM
Grant'ın teknik direktörlük becerisi olduğunu,iyi bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum bende. Uzun vadede başarı beklemek gerçekçi olmazdı kendisinden.
Abramoviç Grant'tan boşalan koltuğu EURO 08 sonrası Rusya'nın teknik patronu Guus Hiddink'le doldurur ;)
Beter ol Avram. Suratında meymenet yok zaten !
Kovulacak gibiydi zaten , iki önemli kupayı da kaptırdı.. Şimdi kimin geçeceği merak konusu..
bu adamı ben hiç gülerken görmedim yaa.:)..gittiği iiyi oldu ...
Chelsea seviyesinde değildi zaten;)
umarım gelecek isim eskisini aratmaz
http://images.superonline.com/haber/2008/05/21/6750.jpg
Yeni 'Zidane' Arsenal'de!
Fransız basını, Marsilya'nın yıldız futbolcusu Samir Nasri'nin, 15 milyon Euro'luk bonservis bedeliyle Arsenal ile anlaştığını yazdı.
L'Equipe gazetesinde bugün yayınlanan habere göre, yüksek teknik kapasitesiyle "Yeni Zidane" olarak anılan 20 yaşındaki Samir Nasri, Premier Lig takımlarından Arsenal ile kesin olarak anlaştı. Kısa bir süre önce Marsilya'yla olan sözleşmesini 2012 yılına dek uzatan Nasri'nin, Arsenal kulübüne 15 milyon Euro'ya malolacağı ifade ediliyor.
Nasri'nin Arsenal'den alacağı ücrete ilişkin henüz kesin bir bilgi verilmezken, Fransız yıldızın 4 yıllık sözleşmeye imza atacağı belirtiliyor.
kaynak : sporonline
Bi ara Fatih Terim deniyodu inşallah o olur .Guus Hiddink artık Kulüp takımı çalıştırmayacağını açıkladı arkadaşlar.
Eğer o kadar iyiyse Marsilya 15 Milyon €uro'ya bırakmaz bence.
Vay anasını 104 yıl sonra çıkmış adamlar Premier League'e.Acayip bir sevinç vardır şehirde.
Vay be 104 yıl sonra bakalım tutunabilecekler mi?
Arsenal güzel bir transfer yaptı.Geleceğin Zidane olarak gösterilen bir oyuncuyu aldılar.Hayırlı olsun.
İzninizle yuhh.Şampiyonlar ligi finalinde bile bu kadar gelmiyordu galiba.İngiltere'de zengin olmak isteyen kulüpler hemen 2.lige düşşünler :D
Transfermarkt da 15 milyon euroya transfer bitti diyor Wenger iyi iş çıkardı
hayırlısı olsun, iyi transfer oldu,
çok mükemmel bir transfer ama nasri hangi mevkide oynayacak arsenalde:icon_redface:
15 milyon euro nasri için normal fiyat.
İngiltere Premier Lig'in bu kadar kaliteli olmasının sebeplerinden biride bu sanırım :)
Nasri gibi geleceği parlak bir oyuncuyu bu fiyata almak çok iyi bir transfer hamlesi.Arsenal'e katkı sağlayacağından şüphem yok..
Okochalı Hull bu sene iyi bir performans çizdi ve hakettiler Premier Lig'i.Ama pek başarılı olacaklarını sanmıyorum bu ligde ilk sene düşebilirler..
Geldikleri gibi düşerler gibime geliyo o kaliteyi kaldıramazlar bence
Avram Grant'ın görevine son veren Chelsea vakit kaybetmeden yeni bir teknik direktör arayışına başladı. Mavilerin öncelikli planları ise Barcelona'nın eski teknik direktörü Fran Rijkaard...
İspanya La Liga ve Şampiyonlar Ligi'nde oldukça başarısız bir sezon geçiren ve Barcelona başkanı Laportta tarafından işine son verilen Hollandalı teknik adam ile gelecek hafta bir araya gelmesi beklenen Peter Kenyon'un detayları konuşup bu transferi bitirmesi bekleniyor.
Barcelona'da uzun bir süre Hen Ten Cate ile birlikte çalışan Frank Rijkaard'ın Chelsea'nin başına geçmeye sıcak baktığı gelen haberler arasında. Ancak Chelsea-Rijkaard evliliğindeki tek sorun olarak Hen Ten Cate'nin Abromoviç tarafından işine son verilme ihtimali gösteriliyor.
İngiliz gazetelerinde bugün yer alan haberlerde Abramoviç'in, Hen Ten Cate'nin görevine son vereceği yüksek sesle konuşulmaya başlanmıştı. Chelsea idari kadrosunda yaşanacak bu değişimin, Frank Rijkaard'ın kararını etkileyebileceği de gelen haberler arasında.
Chelsea'de Frank Rijkaard'ın alternatifi ise Roberto Mancini... Kapalı kapılar ardından Inter'den ayrılmak istediğini her fırsatta dile getiren Mancini, "Bana ulaşan resmi bir teklif şu anda yok. Ancak böyle bir şey olur ve uygun şartlar oluşursa tabii ki değerlendiririm" dedi. Mancini'nin Inter'den ayrılma isteğine bir de 'Mourinho' söylentileri eklenince Chelsea'nin bu hedefine ulaşması oldukça kolay gözüküyor.
Frank Rijkaard ve Roberto Mancini'nin yanı sıra Chelsea'de teknik patronluk koltuğuna son aday ise Guus Hiddink...
Rusya ile EURO 2008'de mücadele edecek olan Hiddink'in, kulüp bazında bir takımda çalışmayacağını söylemesine rağmen Roman Abromoviç'in cazip teklifi karşısında rotasını değiştirebileceği İngiliz basınında konuşuluyor. Öte yandan Hiddink ve Abromoviç'in çok yakın arkadaş olması bu transfere bambaşka bir boyut kazandırıyor.
Roberto Mancini ağır basıyor bence.
Gelsin gelsin Mancini gelsin. Hakemlerle ve o kalbur üstü kadrosuyla zor şampiyon olan teknik direktör bakalm ingilterede neler yapacak