Tabi gelecekte süper olcak.:)
Printable View
Tabi gelecekte süper olcak.:)
forma sansi bulmasi cok zor, daha 17 yasinda.
Real Madrid'de Şimdi de Huszti Söylentisi
Kaka, Robben ve Ballack gibi isimlerin ardından biraz şaşırtıcı gelebilir ama, Real Madrid'in şimdi de Hannover'in Macar oyuncusu Szabolcs Huszti'yle ilgilendiği öne sürüldü.
Hannover'in Real Madrid'i 3-0 mağlup ettiği hazırlık maçında, Real'in hocası Bernd Schuster'in dikkatini çeken oyuncunun menajeri, Huszti'nin Real'e gidebileceğini söyledi.
Orta sahanın solunda oynayan oyuncunun menajeri Filipioviç Vladan, "Real Madrid, Kaka ve Arjen Robben gibi büyük isimlerin peşinden koşmasına rağmen hâlâ orta sahanın soluna bir oyuncu bulabilmiş değil. Real'in sportif direktörü Predrag Mijatovic'i uzun zamandır tanıyorum ve bu transfer konusunda onun yardımını isteyebilirim," diye konuştu.
Adamı tanımyorum ama sırf almak için alıyorlarsa iş çırığından çıktı artık.
6 Forvetimiz var.Adriano'ya hiç gerek yok...
Son resim süper :)
Adriano Parmaya geri dönse keşke..
Adriano gelse bize gelirdi,Inter'de kalır.
avrupada 2 tane lig takip ederim ve 2 tane takım tutarım liverpool ve atletico madrid torres ve gerrard hayranlıgım olmustur hep torresin liverpoola gitmesine sevindim aslında petrovun gitmesinede sevindim cunku liverpoola forvet atleticoyada yenilenme gerekiyodu cunku bana gore bu yüzden iki takımda kazanclı olacak bu sene zaten atletico madrid inanılmaz harcamalar yapıyo transferlerde cok iyi insallah hem liverpool hem atletico cok basarılı olacak bu sene özellikle atleticodan cok sey bekliyorum ben
Madrid Kini Nereden Geliyor?
FC Barcelona içinde tutkunun, başarının, hayal kırıklığının ve hatta cinayetin olduğu bir film gibi. FC Barcelona bir futbol kulübünden daha fazlası, tıpkı Bobby Robson'ın burada çalıştığı dönemde söylediği gibi: "Katalonya diye bir ülke var ve bu ülkenin ordusu Barcelona!"
Bu hikayenin perde arkası şöyle; 1943'te Real Madrid en farklı kupa galibiyetini 11-1'lik skorla Barcelona karşısında almıştı. İnsanları güldüren bu skorun aslında bir açıklaması vardı. Tarih kitapları zaferi "muhteşem" kelimesiyle tanımlarken, Real Madrid'li futbolculardan "kahramanlar" diye söz ederler. Ama tarih kitaplarında ilk maçı Barcelona'nın 3-0 kazandığından ve diktatör General Franco'nun karşılaşmanın başlamasından birkaç dakika önce Barcelona soyunma odasına giderek, "Rejimin cömertliği sayesinde bugün buradasınız," dediğinden bahsedilmez. FC Barcelona'nın ruhu aslında kanla lekelenen Franco rejiminin Katalan kültürü ve dilini 40 yıldan fazla bir süre yasaklamasıyla şekillendi. Daha sonra Barcelona'nın Camp Nou'dan önceki stadyumu olan Les Corts Stadı'nda taraftarların İspanya Milli Marşı'nı ıslıklaması nedeniyle Franco, Barcelona başkanı Joan Gamper'i öldürtmüş, Barcelona'ya da altı ay ligden men cezası verilmişti.
Katalanlar kendi dillerini sadece statta konuşabiliyor, nefret ettikleri diktatöre sadece Camp Nou'da arkalarını dönebiliyorlardı. FC Barcelona için kullanılan "Mas que un club!" (Bir futbol kulübünden daha fazlası) ifadesinin diğer kulüplerin sloganlarıyla karşılaştırıldığında hiç de abartı olmadığı görülür. Barça'nın eski yıldızlarından Hristo Stoichkov bir defasında şöyle demişti: "Madrid'den hep nefret ettim. Burunlarının havada oluşu beni hasta ederdi." Stoichkov, Barcelona için ölümsüz bir isim. Öyle ki, yaklaşık 1600 taraftar derneğinden ikisi onun adını taşıyor. Katalan ekibinde sadece altı yabancı oyuncu bu onura erişmiş durumda. 1970'lerdeki muhteşem futbolcu ve sonrasındaki başarılı teknik direktör Johan Cruyff adını taşıyan üç dernek var. Ladislao Kubala ve Stoichkov adına iki, Gary Lineker adına da bir dernek kurulmuş. Real Madrid'e imza atana kadar Luis Figo'nun adını taşıyan üç taraftar derneği vardı ama tahmin edebileceğiniz gibi artık yok.
Barcelonizm
FC Barcelona dünyanın herhangi bir ülkesindeki, herhangi bir spor dalındaki en büyük kulübüdür. Peki ama neden? Herşeyin bir nedeni var. Ne kadar Barcelonalılar, daha doğrusu Katalanlar ayrı bir devlet kurmak istemiyorlarsa da bundan daha belirsiz bir istekleri var: Kendilerinin farklı olduğunu ortaya koyan semboller. Katalanların tek isteği bir ulusun sembolerine sahip olmak. Katalanlar bu ifadeyi kullanırken zorlanmıyorlar: Catalunya es Espanya (Katalonya İspanya'dır). İşte bu yüzden Barça dünyanın en büyük kulübü ve bu yüzden 130.000 tane üyesi var. Barça bir ulusun, devlet olmak yerine ihtiyaç duyduğu bir semboldür. Bu yüzden Barcelonizm büyük bir tutkudur. Barça için işverenlerin, oyuncuların veya yöneticilerin düşünceleri önemsizdir. Barça, asıl taraftarları için ne anlam ifade ediyorsa odur. Barça'nın her yerde, her ülkede taraftarları vardır. Hatta Çin'in Tianjin kentinde bile bir Barcelona fan kulübü vardır. Ama bu taraftarların hepsi Barcelona'ya, Katalonya'ya ve Barcelona'nın başkenti olduğu bölgeye aittir. 1930'larda İspanya İç Savaşı sıralarında, El Caudillo (General Franco)'ya en çok direnen bölge Katalonya olmuştur. Barça, Katalonya'nın yüzlerce misli daha meşhur ve Katalan gurununun en önemli kaynağıdır. İspanya'yı Franco yönetirken ise tek gurur kaynağıymış. Franco koyu bir Real Madrid taraftarıydı. O yüzden Barça-Real Madrid maçlarında Nou Camp tamamen doluyordu. Franco'nun yasakladığı Katalan bayrakları stada asılıyor, maç sonunda taraftarlar, futbolcular kadar yorgun oluyorlardı. Katalonya varlığını sadece Nou Camp'ta sürdürüyordu ve Franco'nun el sürmeye cesaret edemediği tek Katalan sembolüde Barça'ydı. Susturulan bir ulusun futbola yönelmesi son derece doğal bir şeydi. Gerçi Franco öleli çok oldu ama Barça hala Katalonya'nın sembolü. İşte bu yüzden Barça, dünyanın en büyük kulübü ve yine bu yüzden Katalonya'da kutsal sayılıyor. Barcelona hala renklerinin kutsallığını bozmamak için formasına reklam almayı reddetmektedir.
Katalanların nazarında Barcelona kulübü bir kulüp olmanın ötesinde çok daha önemli bir şeydir. Madrid'in merkeziyetçiliğine karşı mücadele ruhunu ve milli bütünlüğü simgeler. Yıllarca Madrid'e karşı eğik olan başlar Barcelona'nın sayesinde yukarı kalkmıştır. 1997 Temmuz'unda Madrid'in Santiago Bernabéu Stadı'nda oynanan Barcelona-Real Betis Kral Kupası finalinden önce hoparlörlerden İspanya Milli Marşı daha sonra ise Katalonya Milli Marşı'nın çalınması milyonlarca Katalan'ı sevinç göz yaşlarına boğmuştu. Bir "kültürel başkent"te yaşamanın ayrıcağıyla daima "farklı" olan Barcelonalı taraftar, "Generalitat de Catalunya" özerkliğini, Katalan kimliğini İspanyol toplumuna dayatan bireydir. Bu anlamda Barcelona'nın kadrosu ya da kazandığı başarı, aslında o kadar da önemli değildir. Asıl önemli olan, Katalan birliğini simgeleyen tezahürattır: "Barça, Barça, Barça!" Ortaklaşa yaşanan bu deneyim öyle noktalara varır ki, örneğin, taraftarın Katalan bayrağı gibi gördüğü Barça formasına hiç reklam alınmaz, hatta, komşu takım Espanyol (Real Club Deportiu Espanyol de Barcelona), Cumhuriyet öncesini hatırlatırcasına İspanyol işbirlikçiliğiyle suçlanır. Barcelona İspanya Ligi'nde ve Avrupa'da Espanyol'un aksine hep çıkış yaşadı. Ama zaman zaman da diktatörlerin hedefi olmaktan kurtulamadı. Bunlardan birisi de 1925 yılında gerçekleşti ve o dönemdeki stadyum Les Corts, 6 ay süre ile kapatıldı. Barcelona ile bir İngiliz gemisi personeli arasındaki dostluk maçında çıkan olaylar bahane gösterilmiş ve kapatma gerçekleştirilmişti. Olay denince, iki taraf arasında çıkan olaylar değildi. Maç başlamadan önce iki ülkenin milli marşları çalınırken İspanyol Milli Marşı ıslıklanmış, Britanya Milli Marşı çalınırken ise halk ayakta alkışlamıştı. Sonuçta kulüp başkanı Joan Gamper de ülkeyi terketmek zorunda kalmıştı (1937 yılında Barcelona kulübü başkanı Joan Gamper kaçtığı ülkede Franco yandaşları tarafından öldürüldü). Ama Katalonya halkı tek yumruk olmuştu. Futbolcuların paraları tek kuruşuna kadar ödenirken, bu kaynak halkın topladığı paralarla gerçekleşiyor, bu nedenle de hiç bir A takım oyuncusu kulüpten ayrılmıyordu. Barcelona Katalonya'nın tanıtımı ve mücadelesi için çok şeyler yapmanın mükafatını, fazlasıyla almış bir ekip. Barcelonalı'lara göre İspanya'da demokrasi 1973 yılında Carrero Blanco'nun öldürülüşüyle değil, 1974 yılında Barcelona'nın Real Madrid'i Madrid'de 5-0 yenmesiyle başlar. Öyle ki Barcelona adına her sene büyük bir resim yarışması düzenlenir ve bu yarışmaya Picasso, Miro, Salvador Dali gibi resim sanatının devleri de zamanında katılmışlar. Hatta Miro'nun kendine özgün sanatıyla yaptığı Barcelona amblemi düzenlemesi muhteşem bir yapı olan Barcelona müzesinin en baş köşesinde halen yer almaktadır. "Bir kulüpten daha ötesi" olmak FC Barcelona'nın en büyük özelliğidir ve Barça ile kıyaslanacak olursa Manchester United bir üçüncü lig kulübü gibi görünür.Halen bile Barça müzesine gidenlerin sayısı Picasso müzesine gidenlerden daha fazladır. Barcelona İspanya'da bir başkaldırının takımıdır. Barcelona, Katalanlar için bir yaşam biçimidir. Barcelona iyi ise Katalanlar da iyi, Barcelona kötü ise Katalanlar da kötüdür. Çünkü Barcelona, Katalonya'nın büyük bir mücadeleyle elde ettiği hakların ve özgürlüklerin İspanya'daki en büyük temsilcisidir. Günümüzde Barça hakkında yazılan çok fazla döküman bulamayız. Hakkında yazı yazılamayacak kadar kutsal konular vardır. Bazı konular ise üzerlerinde yazı yazılamayacak kadar bayağıdır. "Barça hala üzerinde yazı yazılamayacak kadar kutsaldır." Bir Katalan'ın söylediği gibi, "Bazı insanlar da Barça'nın maçlarına, futboldan hoşlandıkları için giderler."
Evet bunları buraya ekliyorum gerçekten Barcelonalıların mutlaka okumaları gereken bir yazı..
Hayran olduğum bir oyuncu.En büyük hayalim Fenerbahçe'ye gelmesiydi ama imkansız.Inter'de kalır bence Adriano.
Al Qahtani Atletico'luymuş demek.Kendisini Dünya Kupasında seyretme fırsatı bulmuştum.Yetenekli bir oyuncu.
barcelona yı katalanlar kurmadı..ama katalanlar barçayı sonradan bağırlarına bastılar..espanyol takımı da faşist komutan tarafından barçaya karşı kurulan bir takım..espanyol-barça maçları önceden savaş niteliğinde geçermiş..klübün amblemi de basel den uyarlama...
Nedense Dünya da Real Madrid daha popüler daha havalı geliyor bana... Kaldıkı kupalarda da daha önde...
Barcelona nın Katalanya olayı gün geçtikçe daha da tehlikeli bir hâl alıyor... Çünkü İspanya içinde adeta bağımsız bir yer gibi davranıyolar v kendilerine de öle davranılması istiyolar...
http://www.futbolactual.com/wp-conte....Barcelona.jpg
Süper bir star oLucak.GeLecek sezon oLmaz beLki ama ondan sonra ki yıL bütün Avrupa bu adamın isminden bahsedicek ...
valencia bu transferden her türlü zararlı çıkar maddi manevi.
şu anda avrupanın en balon oyuncularından hemde uçan balon.pes ile anlaşma yaparak pes oyununda çok harika özelliklere sahip olmuştur.
şu zamanında bile bir julio cruz kadar verimli değil.
bir gs'li olarak fenerbahçeye gelmesini fenerlilerden daha çok istiyorum.çok ciddiyim.
1.90 boya 100kg lik fiziği ile tembel yaşamıyla kendisine saygı çerçevesinde bir sözcük kullanabileceiğimi zannetmediğim sözde futbolcu..
VaLencia'da kime göz diksek aLıyor! :) Bence koLpa bir haber bu. Onca forvet varken Adriano'yu aLmaLarı garip oLur..
Fiyat çok fazla...Van Der Vaart çok daha iyi bi transfer olurdu
İyi güzel futbolcu da o kadar para değer mi bilemem.
Sneijder i çok severim.Madrid de eğer uyum sorunu yaşamazsa bu sene ismini çok duyacaz.Çünkü tahminime göre onu Diarra ile oynatacak ve ne kadar iyi bir oyun kurucu olduğunu tüm dünya görecek.
Bazı arkadaşlar Van Der Vaart olmalı veya çok pahalı diorlar.Size bunu şöle açıklim bir forvet arkası biride oyun kurucu.Yani Sneijder=Rico Paşa,Van Der Vaart=Alex,Lincoln gibi.Biri direk sonuca giderken diğeride oyunu şekillendirio
Sneijder resmen Real'de
Real Madrid, uzun zamandır uğraş verdiği Hollandalı orta saha oyuncusu Wesley Sneijder'in transferinde mutlu sona ulaştı. Ajax'lı yıldızla 5 yıllık anlaşma sağlandı.
http://www.ntvspor.net/Images/17997.jpg
İspanya Ligi şampiyonu Real Madrid, Ajax'ın başarılı ortasaha oyuncusu Wesley Sneijder'ı transfer etti.
Sneijder ile 5 yıllık anlaşma sağlanırken, Real Madrid bu transfer karşılığında Hollanda kulübüne 27 milyon Euro ödeyecek.
Feyenoord'dan transfer edilen Royston Drenthe ve Ruud Van Nistelrooy ile birlikte Real Madrid'deki Hollandalıların sayısı da 3'e yükselirken, 23 yaşındaki yıldız youncu Ajax ile çıktığı 180 maçta 57 kez fileleri havalandırmıştı.
Real Madrid, bu sezon daha önce, Alman savunmacı Christoph Metzelder, Brezilyalı Pepe, Polonyalı kaleci Jerzy Dudek, Barcelona'dan Arjantinli Javier Saviola ve son olarak Feyenoord'un sol beki Royston Drenthe'yi renklerine bağlamıştı.
Bu arada Madrid'in kasasından 20 yaşındaki Drenthe için de 14 milyon Euro çıkacağı açıklandı.
NTVSpor
Fm nin en büyük yıldız adaylarındandı zate kendileri..süpriz olmadı böyle bi takıma transferi..
forlanda gitti forma şansı bulur kesin..
inş gitmez..chelsea de göze hoş gelen futbolu bi o oynuyo falla..
Ben 2010 yılındayım FM'de, Wesley Sneijder R.Madrid kadrosunda bulunuyor, 17.5 milyon Pound'a transfer olmuş oyunumda :D
messi çok açılmış bence işleri hiç de kolay deil..
Ajax sağlam para kırmış;) adamlar altyapıyı ticarethane yapmışlar valla her sene kaliteli adam satıp hala ayakta kalıyorlar..
PESkolik bilgi için teşekkürler..
real madrid de cok asist yapicaktir bence atacagi uzaktan goller de cabasi...