Tamam tartışmayı burada bırakalım seni kırdıysam özür dilerim
Printable View
Tamam tartışmayı burada bırakalım seni kırdıysam özür dilerim
çok sevdiğim bir oyuncudur..sahada hırslı,mücadeleci oyuncular hep örnek almışımdır..
Basit bir cümleyle herşeyi özetlemişsin aslında:)
Romada görevli bir Direktör olsam bu adamı Mexes ile düşünürüm.Hazır İtalyan pasaportu da var.
Derbilerin kavgasız geçmesini isteyenler önce hiç toz konmayan kendi oyuncularına baksınlar.Bu adam en azından maç başında tribünlere hareket çekmiyor;) Ben her ayrı maçta ayrı bir Fenerbahçeliye saran birsürü rakip biliyorum;) Maç başı olsun çam sonu olsun.
Agresiflikse de agresif işte, cesareti yeten çıkar karşısına anca ısırır.
Bu arada bireysel olarak Luganonun tutamadığı hiç bir rakip görmedim.
Konu bu adam olunca çenem açılıyor.
Takımda Çok önemli futbolcu.bir ara gidecek diye çok üzülmüştüm iyi ki kaldı.çok hayati rol oynuyor.takımda en sevdiğim futbolculardan biri takımı ateşliyor en önemlisi.adam tekmeye kafa sokuyor yetmez mi? :D
Türkiye'ye gelen en iyi stoper müthişsin Lugano
fenerbahçenin bel kemiği
Soru: Takım maçı kaybedince Lugano neler hissediyor?
"Kaybettiğimiz maçlardan sonra sanki dünya başıma yıkılıyor, birkaç gün kendime gelemiyorum"
Benim için aslında çok önemli bir soru. Çünkü bu konu hakkında söyleyeceğim çok fazla şey var. Hissettiğim sorumluluk nedeniyle yenilgiler sonrası kolay kolay sakinleşemiyorum. Çünkü Fenerbahçe her zaman bana, aileme ve benim futbolculuk kariyerime çok fazla yön vermiş, çok fazla artılar katmış bir kulüp. Ben buradaysam tamamen Fenerbahçe'nin sayesindedir. Bu futbolu oynuyorsam her şeyin altında Fenerbahçe vardır. O yüzden benim de onlara sahada en iyi futbolumu oynayarak bir karşılık vermem gerekiyor. Özellikle biraz duygusal bir oyuncu olduğum için maçlardan sonra gerek beraberlik, gerek mağlubiyet hiç önemli değil. Kötü, negatif sonuçlarda çok kolay kendime dönemiyorum. Bu da dediğiniz gibi saha içinde ki hırsımdan kaynaklanıyor. Kaybetmeye bir türlü kendimi alıştıramıyorum. Kaybettiğim zaman gerçekten dünya başıma yıkılmış gibi oluyor. O yüzden çok kolay normale dönemiyorum. Taraftarların bu konuda ki gözlemleri doğrudur. Çünkü Fenerbahçe forması altında oynuyoruz. Kaybetme gibi bir lüksümüz olmaması lazım. O yüzden normale dönemediğim zamanlar doğrudur. Zamanla aslında ben bunu yenmeye çalışıyorum. Ama ne kadar yıl geçerse geçsin, ne kadar süre geçerse geçsin bu artık biraz da benim de kişiliğim. Kaybetmeye tahammülüm olmadığını zaten herkes biliyor. O yüzden yenilgilerden sonra birkaç gün kendime gelemiyorum.
Rıdvan Dilmen'in sorusu: Neden Bilica ile oynayınca daha başarılı oluyorlar?
"Diğer takım arkadaşlarımla da başarılı oluyorum ama Bilica ile aynı dili konuşmamız ve daha fazla bir arada oynamamız belki bir avantajdır"
Şimdi böyle yorumlar geliyor. Saygıyla karşılıyorum. Ama ben hiçbir zaman Fabio ya da başka bir defansla kim yanımda oynuyorsa iyi oynuyoruz – kötü oynuyoruz diye bir açıklama kendi adıma yapmak istemiyorum. Ben her zaman kendimden bahsetmem gerekirse en iyisini vermeye çalışıyorum. Fabio ile ilgili de konuya gelecek olursak: Bu normal çünkü aynı dili konuşuyoruz. Belki de diğer oyunculara göre anlaşmamız daha kolay oluyor. Dışarıdan da böyle bir yorum geldiyse onların gözlemi. Bir de Fabio ile bir arada çok maç oynamış olmamız da bir avantaj getiriyor olabilir.
Soru: Maçlardaki hırsını ve gücünü nereden alıyor?
"Ülkem Uruguay'da bu hırs bize küçüklüğümüzde aşılanır"
Belki Türkiye'de çok fazla bilinmiyor ama benim doğduğum, büyüdüğüm, geldiğim ülke Uruguay 2 kez Dünya Kupası kaldırdı. Olimpiyat şampiyonluğu var. 15 kere farklı turnuvalarda, farklı şampiyonluklar, kupalar kaldırdı. Kulüp takımları derecesinde de çok fazla başarıları var. O yüzden bunu aslında biraz da Uruguay'ın futbol kültürüne bağlayabiliriz. Uruguay'da her çocuk futbolu sokakta oynayarak o hırsı , o enerjiyi, o kaybetmememe duygusuna hep sokakta kazanır. Belki de benim de tamamen oradan geliyor bu hırsım, enerjim. Baktığın zaman Uruguay 3 milyonluk nüfusa sahip bir ülke. Toplamı Kadıköy ile hemen hemen aynı nüfusa sahip. Ama bu nüfusun içinde çok fazla kapasite var. Gerek milli takım, gerek kulüp seviyesinde bu ruh etkili. Uruguaylı oyuncular onun bilinciyle, onun kültürüyle, onun alt yapısıyla buralara geliyoruz.
Soru: Fenerbahçe'yi diğer kulüplerden ayıran nedir?
"Kulübün hedefleri ve rakiplerin bize karşı farklı motivasyonu Fenerbahçe'nin farkını gösteriyor"
Burada 2 konunun altını çizmek gerekiyor. Birincisi Fenerbahçe diğer takımlardan niye daha farklı bir imaj çiziyor? Daha farklı hedefler gösterdiği için, onları hedeflediği için. Sadece Türkiye Ligi ile yetinmemesi gerektiğini, uluslararası seviyelerde bir takım başarılara ulaşmasını bildiği için, bunu da mesaj olarak taraftarlarına verdiği için o yönde de bütün altyapısı, bütün çalışmalarını sürdürdüğü için farklı. Altını çizmemiz gereken 2. konu da Fenerbahçe'ye kaştı oynayan takımların genelde çok daha farklı bir hazırlık sürecinden geçtikleri. Çünkü ben hiçbir zaman x bir takımla karşılaşacağımız zaman o takımın bizden bir önceki hafta oynadığı maçı izleme ihtiyacı hissetmiyorum. Sebebi ise o maç rakip açısından bizim için değerlendirilecek bir maç performansı olmuyor. O maçta farklı maç oynuyor, bize karşı çok daha fazla motivasyon, çok daha farklı taktik, tamamen Fenerbahçe'den puan almak adına kendilerini göstermek adına bir şeyler yapıyorlar. Ellerinden gelen en büyük çabayı gösteriyorlar. En belirgin farkı bu iki başlıkta toplayabilirim ben.
Soru: Süper Lig'de Lugano'yu en çok zorlayan forvet kim ya da kimler?
"Umut Bulut, Bobo, Nobre, Cangele, Keita"
Ligde çok fazla kaliteli oyuncu var. Mesela takım takım ayırdığım zaman Trabzon'da Umut Bulut. Ona karşı oynamak benim için zor. Çünkü fiziksel anlamda çok yetenekli bir oyuncu, çok hareketli ve teknik bir oyuncu. Ayrıca çok süratli. Beşiktaş'tan Nobre, Bobo, Kayserispor'dan Cangele ve Galatasaray'dan Keita da her defans oyuncusu için sorun yaratabilecek forvetler.
Volkan Demirel'in sorusu – Benim dışımda birlikte oynadığı en iyi kaleci kim?
"Volkan'ı saymazsak Rogerio Ceni"
En iyisi Volkan ama Rogerio Ceni'yi Volkan'dan sonra birlikte oynadığım en iyi kaleci olarak gösterebilirim.
Soru: Rakip ceza alanında kendisine yapılan sertliklerin hakemlerin gözünden kaçmasını nasıl değerlendiriyor?
Her maç rakip ceza sahasında en az 3-4 faule maruz kalıyorum ama hakemler görmüyor"
Her maçta rakip ceza sahası içinde bana yapılan en az 3-4 faul pozisyonu oluyor. Bu tip durumlarla ya bir korner ya da duran top, kaleye getirebileceğimiz bir tehlike anında karşılaşıyorum. Daha da ileriye gidersek formadan tutup düşürmelere kadar varan hareketlere. Hakemin görüp görmemesi konusuna çok fazla şey söylemek istemiyorum ama ben bazen bir korner atıldığı zaman hakemin yanına gelip her ne kadar Türkçe bilmesem de vücut dilimle "Birazdan şu rakiple benim aramda ciddi bir ikili mücadele olacak buna dikkat edin"diyorum ama nedense bizim lehimize hiç bu tarz düdükler çalınmıyor. Anladığım bir konu değil açıkçası ama sebebini de bilmiyorum. Maalesef bana yapılanlar hep gözden kaçıyor ve çok fazla yorum yapmak istemiyorum.
Soru: Lugano bugüne kadar Fenerbahçe'nin en çok hangi formasını sevdi?
"Şampiyonluk yaşadığımız 100.yıl formasının yeri özel"
Benim için daha çok tarihi önemi taşıyan 100. yıl formamız özeldi.Çünkü Fenerbahçe tarihinin, kültürünün geldiği bir takım izleri taşıyor. Bu formayla biz zaten şampiyon olmuştuk. Ayrı bir yeri var.
Soru: Güney Afrika'daki Dünya kupası için düşünceleri?
"Uruguay olarak hedefimiz gruptan çıkmak, Türk Milli Takımı'nın olmayışı çok üzücü"
Uruguay Milli Takımımızla ilgili hemen düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Çok genç takımız ama her ne kadar genç oyunculara sahip olsak da, kulüp seviyesinde belli başarılara erişmiş oyunculara sahibiz. Çok iyi yerlerde oynayan arkadaşlar var milli takımda, o arkadaşlarımla aynı yola baş koyduk. Her ne kadar son anda da gitsek Dünya Kupası'na gidiyoruz, zor bir gruptayız. Ama her an her şey olabilir, sonuna kadar gitmek istiyoruz. Türk Milli Takımına dönecek olursam evet benim için üzüntü, bir hayal kırıklığı aslında. Baktığın zaman 2008'de ortaya koyulmuş çok iyi bir performans var. O oyuncular var yine ama niye gidemiyorlar, tabii ki de benim için çok üzücü. Fenerbahçe dışında Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın uluslararası seviyelerde oynadığı maçları hep takip ediyorum ve kazanmalarını istiyorum. Ama ilerleyen dönemlerde inşallah bir sonraki Dünya Kupasında bir Uruguay – Türkiye karşılaşması olur da, biz de zevkle hem oynarız, sonra gerekenleri konuşuruz.
Selçuk Yula'nın sorusu – Savunmada birlikte oynarken en iyi anlaştığın oyuncu kim?
"Urguay Milli Takımı'nda Godin ile iyi bir uyumumuz var"
Milli takım seviyesinde Godin diye bir arkadaşım var. Uruguay Milli Takımı'nda savunmanın göbeğini genelde biz onunla paylaşıyoruz ve çok da iyi anlaşıyoruz. Tamamen görev paylaşımı yapıyoruz. Hava toplarına o gidiyor ilk, derin toplara da ben, böyle bir anlaşmamız var. Burada daha önce Edu'yla birlikte oynuyorduk, çok iyi uyumumuz vardı. Şu anda Fabio'yla birlikte oynuyoruz. Tabi ki ikili göbekte anlaşmak çok önemli bir şey, bir anlık bir konsantrasyon kaybı pahalıya mal olabilir, gol görebilirsin. Şampiyonluk yolunda bu iyi uyumu daha da iyi seviyeye çıkartıp, daha az hata çıkartmalıyız.
Soru: Fenerbahçe'de unutamadığın maç hangisi?
"Sevilla maçları, Chelsea maçı ve İzmir'deki Trabzonspor maçı"
Sevilla'ya karşı oynadığımız iki maç, Chelsea maçı ve Trabzonspor'u İzmir'de yenip şampiyon olduğumuz lig maçı.
Alex'in sorusu – Güney Amerika futboluyla Türk futbolu arasındaki farklar neler?
"Güney Amerika'da amaç futbol oynamak, Türkiye'de ise tam tersi oynatmamak"
Temel farklar hem Brezilya hem Güney Amerika ülkelerindeki futbol anlayışında oyuncular birebir zorlamaları severler. Kendi güçlerine çok fazla güvendikleri için böyledirler. Türkiye'ye baktığımız zaman daha fazla markajın olduğu, topun ayakta daha az tutulduğu, daha fazla yakın mücadelenin, sertliğin yaşandığı temel faktör olarak görebilirim. Burada top ayağında olan oyuncuyu oynatmama üzerine kurulu bir sistem var. Orada da yetenekli oyuncunun biraz daha aslında faul yapılamama gibi bir lüksü oluyor. Oradaki oyuncular daha fazla korunuyor o anlamda, burada daha sert girelim ki daha az oynasın, başımıza daha az dert açsın diye.
Deivid'in sorusu – Neden çok eli sıkı biri? Ayrıca maçlardaki yüz ifadesini neye bağlıyor?
"Cimri değil tutumluyum, paramı son model arabalara para yatırmaktansa daha mantıklı harcama yapmayı tercih ederim"
Beni maalesef bu konuda çok eleştiriyorlar, cimri değil de tutumlu diyelim biz buna. Aslında bu konu böyle değil herkesin hayata bakışı var. Herkesin para harcadığı belli başlı konular var. Ben bunu ailemle birlikte seçtim. Çünkü futbolda para kazanan oyuncular genelde ekonomik anlamda belirli yerlere gelmiş oyuncular. Harcadıkları miktarlar da çok farklı. Ben ailemin geleceği için tamamen kazandığım parayı tutuyorum. Ya da bir başkasına yardım etmek amaçlı. Deivid'in bana söylediklerini kabul etmiyorum. Gözlerini açma olayı da maçlarda yaptığım genel hareketler. Burada da belki Deivid'e gönderme yapacağım, hani bir alışveriş merkezine girip çok pahalı şeyler almaktansa, ben evde kalıp çocuklarımla oynayıp onlara zaman ayırmayı tercih ederim. Vaktimi de daha hayırlı şeylere harcamak isterim. Son model arabalara parayı yatırmaktansa daha mantıklı işler yer almayı isterim.
Soru: Sporcu olmasaydın hangi mesleği seçerdin?
"Futbolcu olmasaydım ekonomi veya finans alanında bir mesleğim olurdu"
Üniversitedeki ilk yılımda ekonomi okuyordum. Ama tabi futbol bütün hayatınızı ele geçiren bir meslek olduğu için ikisini aynı anda maalesef götüremedim. Futbolcu olmayı seçtim. Devam etseydim o tarz bir kariyere gidecektim. Belki muhasebeyle, finansla, ekonomiyle uğraşırdım.
Vederson'un sorusu – Maçlar sırasında saha içinde aklında neler geçiyor?
Kendimi mesleğime adıyorum.Biz o iş için sahadayız. O maçı takımımızın lehine çevirmek için ben sahadayım. Tabii ki de o işe konsantre oluyorum. Kazandığımız zaman her şey güzel. Nankör olma hakkına sahip değiliz. Mesleğimizin gerektirdiği şekilde her şeyimizi sahaya koymalıyız. Bunları düşünüyorum.Bazen bu sebeple aşırı reaksiyon gösterdiğim zaman oluyor. Onunda cezasını bazen para, bazen kart olarak ödüyorum.
Lugano'ya göre ligin en iyi on biri nasıl?
"Ligin en iyi on biri Fenerbahçe'nin on biridir"
Bana göre Fenerbahçe'nin kadrosu ligin en iyi on biri… Ama mutlaka bir on bir yapmam gerekiyorsa Fenerbahçe'nin kadrosunun dışında ikinci bir on bir yapabilirim. Bu ikinci on birde şu oyuncular olur:
---------------Serdar
Ali Turan Ömer Ferrari Ivan
-------Selçuk İnan Ernst
---- Keita Turgay Cangele
-------------Umut Bulut
Fenerbahce.org
Bu adama niye tapıyorm işte cevapları yukarıda. Tam bir general. Kaybetmeye lüksü yok. Müthiş bir oyuncu.
Takımın en sempatik oyuncularından biri bana göre maç içinde varını yoğunu koyuyor.