dava tarihi ertelenmişti, belki girilmemiştir :)
Printable View
dava tarihi ertelenmişti, belki girilmemiştir :)
Deniz Feneri davasını gördükten sonra bir savcının nasıl istediği zaman örgüt suçu yükleyebileceğini istediği zaman bunu yok sayabileceğini anladım.
Ülkemizdeki adalete olan inancım hiç ama hiç kalmadı.
Sozde ertelenen davanin yeni tarihi niye aciklanmadi ?
Davanın tarihi 18 Haziran diye duydum. Aşağıda da CAS'tan bir bilgilendirme postasının görüntüsü var.
http://twitpic.com/98jtzv/full
O cümle ile doğrudan yargılanmaz, ucu açık.
Ergenekon davasında gözle görülebilen usülsüzlük var. Davanın seyri değişti, yargılamalarda bazı suçlamalar kalktı. Yargı bağımsızdır, Özel Yetkili Mahkeme diye bir şey olamaz, tüm mahkemeler yetkilerini Anayasa'dan alır. Demokrasiye aykırı bir uygulama bu.
Demokrasinin gerektirdiğinin dışına çıkarsanız, özel yetki verirseniz o zaman kim adalete inanmaz. İnanılmamasının da haklılık payı da var, şu dönemde adalete inanabilmek çok zor. Kendiniz bir anda hiç bilmediğiniz bir sebepten suçlanırken cezaevinde bulabilirsiniz.
Dolaylı olarak yargılanabilir ama. :)
Neyse ben belirteyim dedim yahu. :)
özellikle twitter dan yazdıklarınıza dikkat edin :) ne olacağı belli olmaz. şu dönemde idaredeki hiçbir organa güvenmiyorum ben. Serkan abinin yazdığının suç olması imkansız. düşünce özgürlüğü ve onun açıklanması anayasayla koruma altında.
Sadece ''olabilir'' dedim. Bazen bazı şeyleri içimizden geçirmeliyiz.
Muhalefet olmak bu ülkede yargılanma sebebi zaten, hükümeti protesto eden bir öğrenciyi okuldan atmışlardı ki atma gerekçeleri bu protesto değildi elbette ama sonuçta bir neden buluyorlar. O nedenle her an sebebinin ne olduğunu bilmeden gözaltına alınabilir, herkes alınabilir, o nedenle sıkıntı yok, düşünce özgürlüğü ülkemizde neredeyse tükenmek üzere çünkü.
Firat Gunayer trt1 spor muhabiri ; Ali Şen:CAS'a gittikleri zaman yanlış yaptıklarını söyledim.Madem geri alacaktınız,başvurmayacaktınız. Şimdi o davanın kazanılması gerekiyor
ali şen yine kendini övmüş
bu adamın başkanlıkta gözü olabilir
Ali Sen bi onceki secimde kimi desteklemisti ? Fenerbahce baskanligi icin.
Şadan Kalkavan'ı.
Rizespor başkanı ile akraba sanırsam ?
UEFA, üç ay önce aldığı ve kendisinin tercüme ettirdiği şike iddianamesini TFF'ye iade ederek, "Bize etik kurulu raporunu gönder" dedi
SPORX ÖZEL - Şike yargılamasında "kulüpler açısından" karar aşamasına gelen Türkiye Futbol Federasyonun önceki gün UEFA'dan sürpriz bir haber geldi...
Mahkemenin kabulünden sonra TFF'den şike iddianamesini isteyen hatta bu konudaki dilekçesinin altına, "Tercüme ettirmeden gönderin, biz tercüme ettireceğiz" diye de "ilginç bir not düşen" UEFA'nın onca hassasiyet göstererek aldığı iddianameyi TFF'ye iade ettiği ortaya çıktı.
UEFA "Bize çok uzun ve karışık geldi, net bir şey anlayamadık" gerekçesiyle iddianameyi TFF'ye iade ettiği futbol federasyonundan buna karşılık son hazırlanacak Etik Kurulu raporunu istediği öğrenildi.
Türkiye Futbol Federasyonu da önümüzdeki hafta başkanlık makamına sunulacak olan Etik Kurulu raporunu UEFA'ya gönderecek.
Tahir Kum
Böyle bir gelişme doğruysa adamlar haklı, biz burada anlayamadık iddianamede neye bakıp da şike suçu işlendiğinin iddia edildiğine, adamların anlamaması hayli normal.
Haber Tahir Kum'un.Hani şu ısmarlama Emenike haberi yapan.Bence çok inanmayın :)
Sadan Kalkavan ismini ozaman iyice duymaya basliyacagiz demektir. Ali Sen konustumu yeni biseyler kesin olur.
Fenerbahce baskanlik secimi ne zaman
aziz yıldırım aday olursa isterse karşısına obama gelsin yine başkan olamaz
Aziz Yıldırım'ın geçmişte yarıştığı isimler bu sefer karşısına çıkmaz bile, Aziz Yıldırım dışarıda olsa, başka birisi aklına bile getiremezdi aday olmayı ama şu anda benim kuşkularım var, bazı menfaatler uğruna ve ikili ilişkilerin devreye girmesiyle yönetimde bölünme olabilir, işte o zaman ortaya çıkacak duruma göre işler değişebilir ama yine de kazanan bu seçimde Aziz Yıldırım olur, dışarı çıkmasa da.
Bir bilgim yok sadece bu hava dağılacakmış gibi hissediyorum, o nedenle kuşku duyuyorum, umarım yalancı kuşkudur.:p
Kendi bırakmadığı sürece Aziz Yıldırım yerine ola ki başka bir başkan seçilirse vay haline.
UEFA, üç ay önce aldığı ve kendisinin tercüme ettirdiği şike iddianamesini TFF'ye iade etti
Şike yargılamasında "kulüpler açısından" karar aşamasına gelen Türkiye Futbol Federasyonun önceki gün UEFA'dan sürpriz bir haber geldi...
Sporx.com'dan Tahir Kum'un haberine göre; Mahkemenin kabulünden sonra TFF'den şike iddianamesini isteyen hatta bu konudaki dilekçesinin altına, "Tercüme ettirmeden gönderin, biz tercüme ettireceğiz" diye de "ilginç bir not düşen" UEFA'nın onca hassasiyet göstererek aldığı iddianameyi TFF'ye iade ettiği ortaya çıktı.
UEFA "Bize çok uzun ve karışık geldi, net bir şey anlayamadık" gerekçesiyle iddianameyi TFF'ye iade ettiği futbol federasyonundan buna karşılık son hazırlanacak Etik Kurulu raporunu istediği öğrenildi.
Türkiye Futbol Federasyonu da önümüzdeki hafta başkanlık makamına sunulacak olan Etik Kurulu raporunu UEFA'ya gönderecek.
Trabzonspor'dan TFF'ye şampiyonluk talebi
Trabzonspor Kulübü, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'na muhatap, FIFA ve UEFA Genel Sekreterliği'ne bilgi amaçlı gönderdiği yazıda şampiyonluklarının ilan edilmesi yönünde talepte bulundu.
Trabzonspor Kulübü, şampiyonluğunun ilanı talebini Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) resmen iletti. Kulüp ayrıca FIFA ve UEFA Genel Sekreterliği'ne de bilgi amaçlı yazı gönderdi.
Bordo-mavililer, Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu talebe karşılılık kararlarını açıklamaması halinde ise UEFA ve FIFA nezdinde resmi baçvurularını yapacaklarını açıkladı.
İşte Trabzonspor Kulübü'nden FIFA ve UEFA'ya gönderilen o yazı...
"Kulübümüz tarafından bugün Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'na muhatap, FIFA ve UEFA Genel Sekreterliği'ne de bilgi amaçlı gönderilen yazıyla, 2010-2011 Futbol Sezonu'ndaki şike ve teşvik delillerine ilişkin kararın verilmesi ve haklı şampiyonluğumuzun ilan edilmesi yönünde talebinde bulunuldu.
Yazının açıklamalar bölümünde; "6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun hükümlerinin ihlaline ilişkin kuvvetli delillere ulaşılması nedeniyle 3 Temmuz 2011 tarihinde İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Emniyeti'nce soruşturma başlatılmıştır. Yasal ve anayasal veriler ışığında, futbol disiplin yargılamasının hızlı sonuçlandırılması beklenmektedir. Fakat ülkemiz futbolunu yönetmekle görevli özerk bir kurum olan Türkiye Futbol Federasyonu ("TFF"), 3 Temmuz 2011'dan beri geçen 9 aylık sürede henüz bir yaptırım uygulamamıştır." görüşüne yer verildi.
Toplam 6 sayfalık yazıda, yaşanan olaylar ve sürecin gelişimi tüm detaylarıyla aktarılmış, Türkiye Futbol Federasyonu'nun şike ve teşvik soruşturması konusunda yalnızca bu gelişmeleri izlemekle yetinerek herhangi bir karar almamasına dikkat çekildi.
Konuyla ilgili hukuki altyapı ve aykırılıkların aktarıldığı bölümde ise; "5894 sayılı Kanun ve TFF statüsü gereği; federasyon şike ve teşvik primiyle mücadele etmek mecburiyetindedir. Fakat TFF yetkilileri bu görevlerini yerine getirmemektedirler" ifadesi vurgulandı. Ayrıca, TFF'nin yasal olarak uygulamaya mecbur olduğu UEFA ve FIFA düzenlemeleriyle talimatlarını da uygulamadığı vurgulandı.
Yazının devam bölümünde ise "TFF şike ve teşvikle ilgili karar vermemekle Anayasa'yı da ihlal etmektedir" denildi. Bu görüşe gerekçe olarak 17 Mart 2011 tarihinde Anayasa'nın 59. maddesinde yapılan değişiklik gösterilmiş ve şöyle izah edilmiştir: "Bu değişikliği yapan 6214 sayılı kanunun genel gerekçesinde, durum şöyle ifade edilmiştir: "Esasen, tüm uluslararası spor dallarındaki ihtilaflarda süratli ve kesin bir şekilde çözüm yolu benimsenmiştir. Sporun kendine özgü yapısı, süratli bir biçimde yönetimini, yürütülmesini ve disiplin yargılamasını beraberinde getirmektedir. Bu hız, spor müsabakalarının oynanması için olmazsa olmaz şarttır. Gerçekten de belirli bir zaman diliminde oynanması zorunlu olan spor müsabakalarına ilişkin ihtilafların çok kısa bir sürede kesin ve nihai olarak karara bağlanamaması halinde, o turnuvanın (ligin veya organizasyonun) başarılı bir şekilde sonuçlandırılması mümkün değildir. Yargılamanın muhtaç olduğu süre dikkate alındığında klasik dava yöntemi, bu alanın ihtiyaçlarının ivedilikle sonuçlandırılması ilkesiyle bağdaşmaz.".
Ayrıca şike ve teşvikle ilgili olarak hızlı karar verilmemesi, Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde belirtilen "Görevi Kötüye Kullanma" suçunun kapsamına girdiğinin de hatırlatıldığı yazıda, 2010-2011 futbol sezonuyla ilgili açıklamalar da yer aldı.
Bu bölüm " Etik Kurul tarafından hazırlanan rapora göre Trabzonspor Kulübü temsilcileri herhangi bir şike ve teşvik faaliyetinde bulunmamıştır ve Trabzonspor Kulübü temsilcilerinin şike ve teşvikle ilgisinin bulunmadığı UEFA tarafından teyit edilmiştir" başlıkları altında izah edildi.
Yazının son bölümünde de UEFA ve FIFA'nın konuya ilişkin yetkileri hatırlatılarak, ilgili statü maddeleri delil gösterilerek, UEFA, futbolun zarar görmesini önlemek için her türlü tedbir ve önlemi alıp, her türlü düzenlemeyi yapabilir, FIFA da UEFA gibi sürece doğrudan müdahil olarak gerekli her türlü tedbiri alabilir" görüşleri seslendirildi.
Sonuç ve istem bölümünde ise şu ifadeler yer aldı:
Yukarıdaki nesnel veriler ışığında,
1. TFF'nin şike ve teşvikle ilgili olarak 3 Temmuz 2011'de başlayan ve 9 aydır ertelenen karar sürecinin İVEDİLİKLE sonuçlandırılmasını ve kararın açıklanmasını,
2. Etik Kurul raporu ve UEFA değerlendirmesine göre, fair-play'e aykırı herhangi bir faaliyete girişmediği açık ve kanıtlanmış olan Trabzonspor Kulübü'nün hakkı olan 2010-2011 futbol sezonu şampiyonluğunun gecikmeksizin Trabzonspor Kulübü adına tescil edilmesini talep ediyoruz.
TFF tarafından, talebimize konu kararların açıklanmaması halinde;
- UEFA ve FIFA nezdinde resmi başvuruda bulunacağımızı,
- Kararın gecikmesinden veya soruşturmadaki usulsüzlüklerden dolayı UEFA veya FIFA'nın tüm takımlarımızı ve/veya milli takımımızı uluslararası futbol organizasyonlarından men etmesi halinde, bundan sorumlu olan kurul ve şahıslara karşı ilgili talimat, düzenleme ve mevzuattan doğan tazminat hakkımızı ve diğer yasal haklarımızı saklı tuttuğumuzu belirtiriz."
Sporx
ilahi komedya :D
Asıl şikeyi biz yapmamışmıydık nasıl böyle birşeye cürret ederler?
bu trabzonsporlu yöneticiler kendi başkanları ve yöneticilerininde bu davada SANIK olduğundan haberleri yokmu şu ortamda böyle bi açıklama yapmak ne kadar doğru ondan sonra stattlarda şiddet oluyor olur tabi
Davanın sanığı olan bir tarafın davaya müdahil olma isteğinde bulunması zaten yeterince absürt bir durumdu şimdi iyice absürt hale dönüştü.
Öncelikle yarım olan, daha oluşmamış iddianame üzerine taslak şeklinde oluşturulmuş ve bu raporu oluşturan başkanın bile, herhangi bir bağlayıcılığı yok dediği, yeniden yazılması gerekir dediği Etik Kurulu Raporunu sürekli gündemde tutma çabası da bir başka absürtlük. Neden acele edilmesini, yeni raporun beklenmemesini istiyor acaba Trabzonspor?
TFF Disiplin Soruşturmasını başlattı, savunmaları aldı ve değerlendirmesini yapacak, adli dava ile alakası olmayacak şekilde o süreç ilerleyecek.
Bir de henüz UEFA, Fenerbahçe'yi neden ŞL'ye almadığını açıkca ortaya koyamıyorken, Trabzon'un çıkıp, UEFA bizi aldı, bak suçsuzuz demesi ne derece akla yatkın?
O zaman UEFA, Beşiktaş ve Trabzon'u men etmediği için, mahkeme direk davada onları beraat ettirsin, hiç uğraşmasın.
Trabzonspor'un hukukçularına hayranım :) adamlar hala olmayan etik kurulu raporunu konuşuyor, sanık olduğu davaya müdahil olacağım diyor. sonra da pazar günkü derbi öncesi artık ortamı germek için midir bilinmez kupayı istiyor :) neyse biz alıştık istemelerine. bu seferki daha bir resmi olmuş gibi sanki :)
Volkan o çakıyı belki eldiveninde sokmuştur diye açıklama geldi ya, aslında o açıklamadan sonra gelecek hiç bir açıklamayı ciddiye almamak gerekir, buraya yöneticiler bile gelmesin açıklaması vardı mesela, yahu yapmacık da olsa yöneticiler arası bu iyi niyet göstergesi, bunu yapacaksın yoksa topluma nefret duygularını niye aşılıyorsun ki?
Bu işi yapan futbolcular, onlar sahada kol kola, biz burada birbirimizi yiyoruz. Son olaylar sebebiyle Trabzonspor üzerinden yazdım ama ülkemizde çoğu yönetici bu şekilde, ortamın yumuşamasını değil gergin kalmasını istiyor, bundan prim yapıyorlar, sadece Trabzonsporlu yöneticiler için yazdığım anlaşılmasın.
Mahkemede şike ve teşvik teşebbüsü yapııldığı itiraf edilen tek kulüp trabzonspor iken şampiyonluk isteyen kulüp de Trabzonspor.. Film çeksen bu kadar olmaz..
Dönemin yalan gerçekleri ile hazırlanmış çakma bir etik kurulu raporundan bu kadar cüret almaları takdire şayan. Savunma almadan oluşturulan çakma etik kurul raporu hazırlayanlar bu tip insanlara kapı aralayan insanlardır, bu iş bitince kesinlikle dava açılmalıdır.