kapak güzel olmuş abi...
Printable View
kapak güzel olmuş abi...
Kapak gerçekten muhteşem!
kimsenin aklina gelmezdi bole bi sey
1. Bölüm : Menejerlikten Evvel
Macera dolu kariyerime öncelikle futbolculuk yaşamımdan bahsederek başlamak istiyorum. Bu bölümde de ayrıca sizlere benim futbolculukta yaşadığım çeşitli olayları, teşvik primlerini, futbolculuk kariyerimin nede bittiğini, hangi takımlarda oynadığımı, unutamadığım anları kısaca herşeyi anlatmaya çalışacağım. Demiştim ya tıpkı bir öykü diye aynen öyle olacak.
23 Mart 1976 yılında İstanbul'da doğdum. Öğrencilik kariyerim fazla uzun sürmedi. Çünkü ben hep topun peşinde koştum. Küçükyalı Yelkenspor ile başlayan futbolculuk kariyerim gözlemcilerin beni izlemelerinden sonra Çorlusporla devam edip Ankaragücü, Bursaspor ve son olarak da Sakaryaspor'da noktalandı. Hiçbir zaman parlak bir futbolcu olamadım. Fakat bunu teknik direktörlük görevinde başaracağımı düşündüm. Umarım da öyle olur.
Futbolculuk kariyerime dediğim gibi Küçükyalı Yelkenspor'da başladım. Fakat Çorlusporla anlaştığım vakit gerçekten çok şeylerin değiştiğini gördüm. Öncelikle profesyonel bir futbolcu olmuştum. Amatör futbolcuyken yakaladığım o samimiyeti profesyonel bir futbolcu olduktan sonra asla yakalayamadım. Belki de profesyonellikten kaynaklanıyordur. Çorluspor'u ilk sezon Türkiye 1.Lig'e taşımıştık. Fakat ara transferde Ankaragücü'ne transfer oldum.
Ankaragücü'nde teknik direktörle anlaşamadım. Dolayısıyla teknik direktör beni kadro dışı bıraktım. Ben de başkanla olan görüşmelerim sonucunda kulüpten ayrılacağımı kendisine ilettim. Ona olumlu baktı bu isteğime. Ankaragücü'nde sadece 2 ay kalmıştım.
Daha sonra Ankaragücü'nün dost takımı Bursaspor'la el sıkıştım. Belki de en uzun süreyi ve en mutlu olduğum dakikaları burada yaşadım. Gerçi Bursaspor'da iken çok şeyler yaşadım. Teşvik primleri, hakem odalarında dönen pazarlıklar, unutulmaz Fenerbahçe maçı... Herşeyi burada aktaracağım. Bursaspor'da tam 4 sezon geçirdim. Daha sonra yaşanan olaylardan dolayı kulüpten ayrıldım ve Sakaryasporla anlaştım.
Sakaryaspor futbolculuk kariyerimin son zamanları olduğu için burada gayet mutlu ve huzurluydum. Aslında daha da uzun sürebilirdi kariyerim hatta belki de büyük bir takımda bile kendimi gösterebilirdim. Fakat sakatlık belimi büktü ve maalesef futbolculuk kariyerime son verdim.
Futbolculuk kariyerimin bitmesinden sonra öncelikle elimden kalan paranın bir kısmını ayırıp bir kısmıyla da biraz olsun tatil yaptım. O sırada hayatımın kadınıyla tanıştım. Şu anda da mutlu bir yuvam ve evliliğim var. Umarım böyle devam eder. Tatil dönüşü direk Almanya'ya gidip menejerlik kurslarına başvurdum. Kendimi futboldan ayrımak istemiyordum çünkü ben bir futbol aşığı ve futbol adamıydım. TV'lerde yayınlanan saçma sapan spor programları yerine gider diplomamı alır iyi bir teknik direktör olurdum. Aklımda hep bu vardı. Ve bunu da becerdim.
2. Bölüm : Bursaspor'da Yaşananlar...
ÇOK YAKINDA!!!!
Bakalım hangi kücük takım olacaksın cünkü b kategorisinden takım alman iyi olur bazı arkadaslar seni örnek alır kimleri aldıgına falan bakarız
hayırlı olsun abi merakla bekliyoruz yeni takımı
Giriş güzel olmuş.
futbolculuk kariyeride güzel:D
c0k guzel olmus
Başlangıç harika. Devamı da öyle olacak gibi :)
Çağrı iyi başlamışsın, umarım sorun yaşamadan iyi bir kariyer aktarırsın sevenlerine .. (:
2. Bölüm : Bursaspor'da Yaşananlar...
Ankaragücü'nden sonra Bursaspor'a gelmiştim. Şu ana kadar hiçbir yerde bu kadar sıcak karşılanmamıştım. Bursaspor'a imza attığım gün kulüp binasından çıkışta onlarca Bursaspor taraftarı kapı önünde beni bekliyordu. Çıkışta forma giydirip, kaşkol takıp, omuzlara aldılar. Bütün Bursa "Çağrı" sesleriyle inliyordum. Umarım başarlı olabilirdim. Taraftarın bu sevgisini kaybetmek istemiyordum çünkü.
Bursasporla ilk antrenmanıma çıkmıştım ve oyuncu arkadaşlarım tanışmıştım. Hepsi çok iyi insanlardı. Hemen alışmıştım ve bir uyum sorunu çekmiyorduk. O zamanlar tabii şimdiki gibi Play Station ya da bilgisayar falan yok. Ya Amiga ya da Commodore 64 oynuyoduk antrenmandan sonra veya kamplarda. :)
Bir gün antrenmandan sonra evime döndüm. Çok yorulmuştum. Çünkü kondisyon antrenmanı yapmıştık. Hemen yatıp biraz olsun dinlenmek istiyordum. Ligin bitimine de son 3 hafta kalmıştı. Şampiyonluk için de Trabzonspor ve Fenerbahçe amansız bir mücadele veriyorlardı. Birden ev telefonu çaldı ve karımın bağırmasıyla bir an olsun uykumdan uyandım :
Karım : "Hayatım telefon sana. Uyuyor dedim ama önemli olduğunu söylediler. O yüzden kaldırmak zorunda kaldım"
Ben : "Hayret! Kim ki acep ?"
Telefonu açtığımda telefonun öbür ucunda Trabzon'un büyük iş adamlarından Hamsi Tüccarı :D Ertan Kamburoğlu vardı :
E.T. : "Çağrı uşağum, bu saatte yatulur mi daaa ?? Daha hamsiler bile yatmadular hepsi bizim ağa takıliiii.. Naapaysun ne ediysun ?"
Ben : "Merhaba Ertan Bey. Uyuyodum. Ne sölicekseniz söleyin de gidip yatayım çok yorgunum. Hayırdır ? Eğer transfer için aradıysanız şuanda böyle bişey düşünmüyorum haberiniz olsun!!"
E.T. : "Yok uşağum biliyorum öyle bişey yapmayacağını. Ben bu haftaki maç için aramıştım."
Bu hafta biz kendi sahamızda Trabzonsporla oynayacaktık. Onun hakkında ne konuşabilirdi ki benimle ? Aklıma hiç bişey gelmemişti. E.T. hiç durmadan devam etti :
E.T. : "Ha Bu haftaki bizim maçta bilerek gol yiyeceksun. Onun için aradum. Yeduğun takdirde sana benden 10 kg karadeniz hamsisi. Ha böyle etlu etlu... Buğlama yapar, tava yapar yersiniz ailecek."
Kulaklarımın o sırada ne duyduğunu tam algılamamıştım. Heralde yanlış bişey sölemişti. Ya da ben yanlış anlamıştım.
Ben : "Ne diyosunuz siz Ertan Bey? Kafayı yediniz galiba. Bunu ne siz sölemiş olun ne de ben duymuş olayım. Maçı kim hakedecekse o kazanacaktır ve umarım bu biz oluruz. Hakkınızla maçı almak yerine böyle şeylerle uğraşmayın. Hoşçakalın!" ÇAAATT!!! (Telefon uratına kapatılır) :)
İnanılmaz sinirlenmiştim. Nasl böyle bişey söyleyebilirlerdi. Kendi kendime söz verdim. Trabzon maçı kariyerimin en iyi maçlarından biri olacak diye. Ama Ertan'ın bu olayın daha da üzerine gidip yukarılara kadar çıkıp hakemi satın alacağını asla bilemezdim. Maç Trabzonspor'un 2-1'lik galibiyetiyle sona ermişti. Biz ligin kilit takımlarından biriydik. Çünkü son hafta bir de Fenerbahçe ile oynayacaktık. Ayrıca UEFA şansımızda vardı. O yüzden tüm dikkatimizi lige vermiştik ve ligi boşlamamıştık.
3.Bölüm : Müthiş Fenerbahçe Maçı, Sakaryaspor Dönemi ve Menejerlik Kariyeri...
ÇOK YAKINDA!!!
çok güzel oöuş kapak abi heyecanla bekliyorum oyununu
Abi tam bir öykü bence:).Diğer kariyerler de menajer arkadaşlarımız ailelerine yer vermemişlerdi:)
Lazca şiveyi iyi yazmışsın Çağrı abi güzel gidiyor.
Gerçekten harika olmuş,zevkle okuyorum.
çağrı abi takımınıda seç çok merak ettim
Çağrı abi büyük bir keyif ile bu konuyu takip edeceğim.
kapak iyi olmus:D
Super olmus Cagri Abi.Ozellikle o hamsi tuccari ile olan konusmanla cok guzel bir noktaya deginmissin.Malesef ulkemizde oluyor boyle seyler
Çağrı abi güzel gidiyor:)
çağrı abi bekliyoz ama bişe yazmadın saat 21:30
3.Bölüm : Müthiş Fenerbahçe Maçı, Sakaryaspor Dönemi ve Menejerlik Kariyeri...
Futbolculuk kariyerimde o kadar kulüpte oynadım o kadar maça çıktım ama unutmayacağım tek maç Bursaspor - Fenerbahçe maçı olmuştur. 34. Hafta yani ligin son haftası bu Trabzonspor olaylarından sonra lig iyice ateşlenmiştir. Daha halen şampiyon belli değildi. Ayrıca bizim de UEFA Kupası şansımız vardı.
Maç başladı ve biz henüz 5.dk'da gol yedik. Trabzon maçının da berabere olması Fenerbahçe'yi iyice rahatlatmıştı. Derken Trabzon'un golü geldi ve biz de durumu 1-1'e taşıdık. Bizim UEFA Kupası'na gidebilmemiz için Fenerbahçe maçını 3 puanla kapatmamız gerekiyordu. Yani hem 3 puan alıp UEFA Kupası'na gidecektik hem de Fener'i şampiyonluktan men edecektik. Artık dakikalar 90'ı gösteriyordu. Biz bastırdıkça bastırıyorduk. Fenerbahçe de öyle.. İkimizin de 3 puana ihtiyacı vardı çünkü. Derken korner kazandık. Bu topun dönüşü olmayacaktı ben bile kalemi terketmiş, orta sahaya kadar gelmiştim. Derken orta geldi ve gol oldu. O andaki duygularımı sizlere anlatamam çünkü kelimeler kafi değil. Biz UEFA'ya gidiyorduk. Fenerbahçe ise şampiyonluktan oluyordu.
Derken sezon bitti 1 aylık bir tatile çıktım. Bu süre zarfında çeşitli teklifler geldi. Onları reddettim. Bursa'da kalmak istiyordum. Fakat Fenerbahçe maçında yaşadığım bir pozisyonda sağ omzum çıkmıştı ve sakatlanmıştım. O yüzden de hava toplarına çıkarken falan korkuyodum. O sırada Sakarya'dan gelen teklifi geri çevirmedim çünkü istediğim gibi br teklifti. Beni yedek kaleci olarak alacaklardı ben de böylece pozisyonlardan uzak kalacaktım. Fakat 1. kalecimiz Hasan'ın bir maç esnasında penaltı yaptırması ve kırmızı kartla oyun dışında kalması beni yeniden yeşil sahalara çıkarmıştı. Korkuyodum ama elimden bişey gelmezdi mecburdum. Fakat gelin görün ki bir korner sırasında hava topuna çıkarke ters düştüm ve omzumun nüksetti. Böylece futbolu bıraktım. Son maçım olmuş oldu kısaca...
Futbolculuk kariyerim bittikten sonra ailemle uzun bir tatil yapıp kafamı dinledim ve bazı kararlar aldım. Bu kararı almam da eşim çok yardımcı oldu. Benim bütün fikirlerime saygı duyuyor, iyi ve kötü tüm günlerimde yanımda oluyordu. Böyle bir eşiniz varsa zaten tanrıdan hiçbirşey istemiyorsunuz başka. :)
Almanya'ya gidip menejer kurslarına katılmak istiyordum. Öyle de yaptım.2 sene Almanya'da kaldım. Döndüğüm de herşey çok değişmişti. Türkiye Ligi'nin kalitesi yükselmişti. Artık yıldız oyuncular Türkiye'ye gelebiliyordu.
Derken bir gün telefon çaldı ve......
4.Bölüm : Telefon Konuşması ve İlk Takımım
ÇOK YAKINDA!!!
.
.
.
Birleştirilen Mesaj:
söyleiştim öykü tarzı olacak diye. ayrıca saat daha 21.45... hem hikayeye başladım gördüğün gibi...
Abi kaleci olduğunu daha yeni fark ettim:D
güzel yazmışın yine takımını çook merak ettim
walla arkası yarın gıbı bı sey ya cok guzel gıdıor.ınsallah sonu gelmez
Acaba hangi takımı aldın meraktan çatlicam :D
abi takımı bugün açıklayacan mı yoksa yarınmı
Çağrı abi bence Güngören Bld.Sporu al.kaç senedir cıkmaya calısıyo cıkamıyor bir türlü :D bence gusel olur bir güngörenli olarak ister istemez duygusal davranıyor ,insan..
BAŞARABİLİRİZ ! !
(44) :e: Herşey TSL için (/6) (44)
son yazında güzel olmuş beklemeye devam ediyoruz...