drogbam antremanda muthis gol atmis
http://www.youtube.com/watch?v=UqaC2...ure=youtu.be&a
Printable View
drogbam antremanda muthis gol atmis
http://www.youtube.com/watch?v=UqaC2...ure=youtu.be&a
Chedjou çok amatörce oynamıyor mu sizce de ? Güven vermiyor hiç bana. Fransa liginin en iyi savunma oyuncusu bu kadar mı oynayabiliyor yani ?
valla bana juventus macindan beri iyi geldi..
ben iyice sogumaya başladım bu işte. kanatsız sistemi nasıl oynarsın ? cafu,zambrotta ya da türklerden örnek verecek olursan hakan ünsal ya da ümit davala gibi adamların varsa oynarsın.yani kanat varyasyonlarını idare edebilecek tarzda oyuncular lazım. biz bugün kanatları sabri ve hakan baltaya emanet ettik :) sanki anattan çok hücum gerçekleştirecek gibi 2 forvetle sahaya çıktık.madem kanatları hiçe saydın o zaman dikine ortadan girecek adamlar lazım. sahada selçuk yana geriye,melo ve ceyhun zaten savunmacı,burak sürekli savunma arkası deniyor,drogba sırtı dönük, bir tek sneijder'e mi bakacagız biz bu sistemle?Allahtan Aydın girdi de değişik işler oldu :)
hem ortaya hem forvete hem kanata verecek para yok demek ki. ya da belki de şu açıdan bakmak lazım 2 senede sadece 2 kanat transferine 18-19 milyon euro bonservis verilmiş. :)
http://www.footballuser.com/formatio...tasaray_SK.jpg
Hem kanatlardan hem de göbekten etkili olabilecek, takımdaki neredeyse tüm oyuncuların verimini arttıracak şu sistemi kullanmamakta neden ısrarcı teknik ekip acaba..
bende bole birsey dusunuyorum
muslera
sabri-semih-chedjou-hakan
melo-selcuk
engin-sneijder-bruma
drogba
Bilgin Gökberk yine yazmış ince bi yazı
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24945148.asp
Burak hayatta kanatta oynayamaz.
Zaten Şenol Güneş gol atma özelliklerini farkedip onu forvet hattına çekince adam sivrildi, kanat özelliği yok Burak'ın.
Çalım özelliği sıfır, topu önüne değil ayağına aldığında kat etme özelliği de çok çok zayıf.
Burak'ın etkili olması için açık alan olması lazım önünde ve de çok uzun mesafe olmamalı kaleye, aksi halde çok çok zorlanıyor.
Akhisar'da filan gördük, moralli haliyle bile etkili olamaz kanatta. Arkasından bindirip kanadı açma özelliği olan bir bekle ve diri bir Selçuk'la kontra futbolunda açık bölgesinde etkili olabilme ihtimali var ancak ama yine de GS'ın 433'ünün kanat oyuncusu asla değil bence.
Burak'tan defansif anlamda birşeyler beklemediğiniz zaman olabilitesi var bunun. Gerek Selçuk gerek Sneijder defansın arkasına top atmayı seven futbolcular. Burak'ta savunma arkasına koşmayı seven, topsuz alan becerisi yüksek bir futbolcu. Burak'tan bu şekilde yararlanıp, hem Selçuk'tan hem Sneijder'den üst seviyede verim alabilirsiniz.
Hem artık Galatasaray öyle pata küte hücum yapan bir takım olmayacak Mancini sayesinde. Rakibi üzerine çektiği zaman ilerde çok boş alan bulabilir.
4-3-1-2 gibi Galatasaray için saçma bir dizilişte oynamaktansa, 4-2-3-1 ile sağ tarafta Burak'la oynamak daha mantıklı geliyor bana. :)
Beşiktaş maçı lehimize 3-0 tescil edildi.Sonunda muhteremler verebilidi kararını.
Olan Drogba'nın 2 golüne oldu.
Olacağı oydu. Sonucu belli bir kararı uzattıkça uzattılar boş yere. Şimdi, o sahaya atlayan mahlukatlar kına yaksınlar bir taraflarına, amaçlarına ulaştıkları için. Aynı başarıyı, AOS'taki FB derbisinde de bekliyoruz kendilerinden. Atlamazlarsa da adam değiller! O olaylardan sonra, belimizi doğrultamadık bir türlü zaten! :mad:
3-0 hükmen galip gelmesi zaten olasıydı. Ancak ben 3-0 hükmen galip sayılıp Drogba'nın gollerinin geçerli sayılması olayını tam anlayamadım. Bu gibi durumlarda kural nasıl işliyor acaba, çünkü maçtaki skor hükmen veriliyor. Bu durumda oyun içindeki normal skorun ve golü atanların istatistiklerinin geçersiz sayılması gerekmiyor mu?
İstatistik Galatasaray açısından değilde Drogba açısından işliyor herhalde,büyük ihtimal Almeida'nın attığı golde sayılır.
http://i.imgur.com/TaH0Urh.png
Oo sevindim o zaman. Gollere yazık olacak diye düşünüyordum bende.
Sayılması güzel çünkü adamlar 90 dakika oynuyorlar ve emeklerinin boşa gitmemesi lazım. Mesela kart gören bir oyuncunun cezasının ilerki maçta geçerli olduığu gibi gol atan oyunununda golünün geçerli olması lazım. Ben atılan goller silinir diye tahmin ediyordum...
AB kuralı gelicek gibi.En azından bu sene olmasa bile önümüzdeki sene olucak sanırım.Valla en çok artık şu bir işe yaramayan ancak kadroda yer işgal eden yerliler için iyi olucak.Kalitesi olan adam oynayacak.Umarım bizde Bruma gibi genç avrupalıları alıp kadroyu gençleştiririz.Valla şimdiden kural gelirse sezon sonu nasıl hamleler yapıcaz onu merak ediyorum.Elimizi çok rahatlatıcak bu karar gelirse.
http://amkspor.com/2013/10/24/yabanci-mujdesi-207119/
Edit:::
Amk'nın bu haberini Egemen Bağış yalanladı.İmza felan atmamış.
Bağış; "Yargıdan bize bir talep gelmesi lazım. Henüz bir talep yok. Bize ulaşan bir talep yok. Yargıdan bir talep gelirse, uluslararası anlaşmalara göre bir değerlendirme yaparız. Şu anda bunu yapmak, doğmamış bebeğe don biçmektir Bu benim kişisel görüşüm ile olacak bir şey değil. Daha önümüzde süreç yok, önümüze böyle bir talep gelirse çok yönlü araştırma yapılması lazım"
Her şeye rağmen bu iş olacakmış gibi gözüküyor.
Bu kuralı uygulattırmazlar bence. Önüne bi engel çıkarırlar. Acilen Demirören'e bi darbe yapılmalı yoksa yabancı oyuncuyu kaldıracak 2-3 seneye...
Hiçbir Avrupa devinde kendi ülkesinin uyruğundan 3'ten fazla oyuncu yoktur sanırım.Ama bizim Demirören yönetimi enteresan bir şekilde hala ısrar ediyorlar.
Galatasaray Erkek Basketbol Takımı Oyuncusu Avustralya'lı Pivotu Nathan Jawai Geçirdiği Kalp Krizi Nedeniyle Yoğun Bakıma Kaldırıldı
http://cdn1.haberdar.com/haberler/48...er_4842136.jpg
Kilo fazlası var deniliyordu.Dün salondaydım neredeyse tek ayakta kalan oyuncumuzdu.Çok istekliydi.Kalbi yordu demek ki.Belkide kariyer maçlarından birini çıkarmıştı.Tam takımın bir hücum silahı daha oldu diyorduk ancak şu durum çok kötü oldu.
Anjiyo oluyormuş.Bilmiyorum böyle bir rahatsızlıktan sonra ne zaman parkelere döner.Yazık oldu adama.2008 yılında aynı rahatsızlığı bir kez daha geçirmiş.
Eğer Ana Arterleri Tıkalıysa Bypass'a Kadar Yolu Var Bu da Spor Hayatının Sonu Demektir
Umarım ciddi bir şeyi yoktur adam dün yardırdı resmen şok oldum görünce.
Hayati bir tehlikesi yokmuş. Sol omzunda bir uyuşma söz konusuymuş. Anjiyo olmuş. Şuanda yoğun bakımda kontrol amaçlı tutuluyormuş.
Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Galatasaray Televizyonu'nda "Aysal'la Çok Özel" programında Ali Kırca'nın sorularını yanıtlıyor.
İşte Ünal Aysal'ın açıklamaları : Bugün kurucu başkanımız Ali Sami Yen'i kabri başında andık ve aklıma ilerisi için neler yapabileceğimiz geldi. Her şey hayal etmek ile başlar. Benim Galatasaray için hayallerim, takımı Avrupa'da kalıcı ve marka haline getirmektir.
Galatasaray takımları her branşda iddialıdır. Bu iddiaları daim etmek için bazı kararları vermek zorundayız.
Şampiyonlar Ligi'nde ilk hedefimiz gruptan çıkmak. Çok zor bir grup çektik. Real Madrid ve Juvetus gibi takımların yanı sıra Kopenhag da çok iyi bir takım. Juventus ile berabere kalmışlardı. Onların küçümsenmesini, bizim galibiyetimizin küçümsenmesini anlayamıyorum.
Juventus ile evimizde oynayacağım. Bu avantajı kullanmamız lazım. Yoksa gruptan çıkamayız.
Biz kendimiz ile yarışıyoruz. Geçen seneki başarının üstüne geçmemiz gerek. Bizim gerçekçi olarak hedefimiz bu başarıları daim etmek.
Fatih Hoca'yı ben geldiğimde tanımıyordum. Başkan olduğumda tanıdım. Çok sıcak kanlı ve sempatik biri. İyi bir çalışma arkadaşı olacağımızı anladım. Çok da iyi bir dost olduk. 2,5 sene boyunca elimizdeki tüm şartları önüne serdik. O da çok çok başarılı oldu. Ben ona saygı duyuyorum. Ama ben bir profesyonelim. Aldığım kararları yönetsel olarak günün gerçekleri ve ileride çıkabilecek sorunlara göre almak zorundayım. Toplumda konuşulduğu gibi önceden bir düşünce falan katiyetle olmadı. Hiçbir şey planlandığı gibi olmuyor. Başımıza böyle bir kaza geldi. Biz hoca ile ailelerimize varana kadar görüşürdük.
Ben de Fatih Hoca da farkında olmadan bir yapının içine girdik. Bu yapının içinde tuzaklar olduğunun farkına vardık. Hoca kendisine verilen imkanları en iyi sekilde kullanmıştır. Biz sadece onun ihtiyacı olanları verdik. Yeşil sahadaki tüm başarı kendisine aittir. Görev süremin sonuna kadar Terim ile çalışmak istedim. Milli Takım'dan teklif geldiğinde ben olaya evvela hukuki açıdan baktım. İlk aklıma gelen "Hayır" demekti. Florya'da Hoca ile bir araya geldik. Sordum ona. Terim "Ben takımda kalmak istiyorum ama Milli teklifi reddedemem" dedi. Kararı benim vermemi istedi. Ben de gidip hayır diyemezdim Federasyon'a. Federasyon da ben hayır dersem beni küçük düşürebilirdi. Federasyon bizden istediği "elemanı" alabilirdi. Oyuncuyu da alabilirdi, Terim'i de alabilirdi. Ben olanları anlattım Demirören'e. Peki dedi ve telefonu kapattı.
Ben imza törenini evde gördüm. O an şok oldum. Camia'da da bir rahatsızlık yaşandı. Bu yaşananlar sonrasında iyi başlayan takım üst üste kötü sonuçlar almaya başladı. Basında da sözleşme konusu doğdu. Terim ile görüştüm ve sözleşmeyi uzatma teklifini ilettim. Hocamız ise sözlerimizin yeterli olduğunu belirtti. Devamında yönetim ile sözleşme uzatma kararı aldık. Aradan bir süre geçti ve Terim basın toplantısı ile bize cevap yolladı. Biz de hayal kırıklığına uğradık.
Telefon açma açmama, mesajlar vs. Terim'in gönderilmesine sebep olamaz. Ancak kötü gidiş ve Terim'in davranışları bu sonu hazırladı.
Fatih Hoca benim hala çok güvendiğim bir insan. Onun Milli Takım ile devam etme olayı duyum olarak geldi. Ben de hocaya sordum ve o güldü geçti. Böyle bir şeyin olmadığını söyledi ve biz konuyu kapattık.
Muhakkak ki bizim de algılamada sorunlarımız oldu. Hocamız ile sorunlarımız oldu. Ama bu yaşananlar arkada yapılan çalışmalar sonucu olmuştur. Bunlar planlanmış olaylardır. Biz geçtiğimiz 2 sezon içinde Federasyon'dan çifte standart gördük diyebilirim. Hocamızı çalıştırmama niyetleri, şampiyonluk priminin 5 milyon TL eksik olması vs. Büyük bir çifte standart vardı. Yabancı sayısının azaltılması ve yaşanan süreç. Ve tabi ki şampiyonluk kupalarımızı ne kadar badireli bir şekilde aldığımız ortada. Bunları artık unutmamız gerekiyor. Umarım bunları ileride yaşamayız. Bizim tek temennimiz tarafsız olunması.
Terim'in gönderilme kararını ben tek başıma vermedim. Bunu yönetim kurulunda konuştuk. Bazılarımız hayret içinde kaldı. Bazılarımız tekrar konuşma yapmamızı istedi. Ancak önceki gün ben Lutfi Beyi yollamıştım. Koskoca Galatasaray Başkanı'nın Florya'da bekleyecek hali yok. Fatih Terim de "Ben müsait olunca Başkan'ı ararım" dedi. Sonrasında da kararı aldık.
Bizim amacımız sorun çıkmadan sorunu çözmektir. Ben bugüne kadar cesur kararlardan kaçmadım. Bu kararlar benim aleyhime de olsa ben alırım. Önemli olan Galatasaray'dır.
Son günlerde medyamızda bilgi kirliliği çok fazla. İnşallah düzelecek. Terim ile ilk anlaşmamız 3 yıllıktı. Ama 1+1+1 şeklindeydi. Çünkü ne ben onu ne de o beni tanımıyordu. Takımı maddi külfetlere sokmamak gerekirdi. Yönetimimiz ile görüştüğümüzde 2 yıllık sözleşme imzalamak istedik. Ve Terim ile 2 yıllık sözleşme imzaladık. 2014 Mayıs'ında benim de sözleşmem bitiyordu. Ben burada yanlış olan ne anlayamadım. Biz sonrasında 2 yıllık daha sözleşme imzalamak istemiştik. O da 2016'da bitiyordu. Çünkü hocamız ile diyaloğumuz iyi gelişmişti. Ama olmadı.
Mersin maçından sonra hoca kadar biz de sinirlendik. Sonrasında da cezalar geldi. Sahada gördüklerimiz bizi de rahatsız etti ama hocayı gönderme gibi bir durum söz konusu olmadı.
Federasyon'dan Terim ile yapılan sözleşmeyi istedik. Çünkü hocamızın bizimle sözleşmesi var. Süreleri görmek için sözleşmeyi istedik. Ama onlar hiç anlayamadığımız bir cevap verdi. Bu olaydan sonra da Federasyon ile ilişkilerimiz bu hali aldı.
Benim getirdiğim hocanın takımın başında biri varken konuşması mümkün değil. Ki benim böyle bir talimatım da olmadı. El altından çalışın da demedim. Ama yolları ayırdıktan sonra çalışmalar başladı. Bunlardan biri Trapottani, biri Advoocat, biri Hagi ve biri de Mancini idi. Aralarında en cesur, en yürekli hoca Mancini çıktı. Ben yürekli adamı severim. Risk alan insan başarılı olur.
Galatasaray bir kere gelinen bir yer değil. Gidip gelinen bir yer. Terim de 3. kez gelmişti. Hagi de aynı şekilde. Benim gönlümde yatan bir Hagi var. Ama o Hagi, o Hagi değil. Oğlu Hagi. Çok gelecek vaad eden bir isim.
Terim ile ilgili resim haberleri bir anlamda gerçek. O resim kendi giderken götürdüğü resim. Terim'in resmi benim büromda dahi var. Biz hiçbir zaman nankörlük etmeyiz.
Hocanın istemediği hiçbir oyuncuyu transfer ettiğimi hatırlamıyorum. Alınan tüm oyuncular hocanın isteği ve onayı ile anlınmıştır. Çünkü ben bu tip riskleri almam.
Drogba transferi benden önce hocaya gitmiş. Hoca da "Sol bek beklesin Drogba gelsin" demiş. Sonrasında da biz onayı verdik.
Sneijder ile ilk kez transfer olduğu gün konuştuk. Sonrasında katiyetle görüşmedik. Zaten Sneijder bu tip bir oyuncu değil. Ki böyle bir şey olursa o oyuncu benim gözümde biter.
Bülent Tulun'un o otobüste en ön koltuğa oturması onun tecrübesinde biri için çok büyük bir hata. Bunu dalgınlık ile yapmıştır. Bülent bunu kasten yapmaz. Kasıtlı yaparsa ilk tepkiyi benden alır. Bu şanssızlıktı.
Benim kendime tayin ettiğim süre, hedeflerime vardığım süredir. Hedeflerim erken biterse erken ayrılırım. Eğer bitmezse yeniden aday olurum.
Bilic'e teklif yapmadık.
baskana gore haginin ogluda gelebilirmis keske gelse babasi gibi yeteneklidir. :D
Ünal Aysal: Benim gönlümde yatan bir Hagi var. O Hagi o Hagi değil; oğlu. Çok iyi bir oyuncu. Galatasaray'da görmek isterim."
yarin fatih terim basin toplantisi duzenlicekmis galatasaraydaki ayrilik sureci vesaire vesaire..
keske yarin delikanli korkmuyan bir gazeteci olsada soyle bir soru sorsalar... Seni itibarsizlastirmaya çalisanlarla çalismak nasil bir duygu diye.
valla çoğu şeye her zamanki açık yurekli haliyle yanıt vermiş bence.
He bu arada şu blogu yazan çocuk bizim forumda mı ?
http://wwwextensor.blogspot.com/
bilen var mı ?
Fatih Terim çok güzel konuştu, ancak en önemli kısım eksik kaldı. Demirören'le neden çalıştığına yönelik soruyu resmen geçiştirdi. Şu açıklamaları istifa etmiş olsa ve ondan sonra yapsa helal olsun adam iyi bile dayanmış derdim, şimdi ise bir burukluk var.
Gelecek hafta ki Fenerbahçe maçı için bir kaç şey söyleyeceğim.
Samimi olarak söylüyorum,kazanacağımızı zerre düşünmüyorum.Kaybedersek fark 9 puan oluyor ve ciddi manada zirveden uzaklaşıyoruz.98'den beridir kazanamadığımız için büyük bir eksi ile başlayacağız.Beraberlik çıkacağını sanmıyorum.Hele hele bu savunma hataları ile korkuyorum bile,ama şöyle bir şeyde var,
Duygusal olarak yaklaşırsam ;
Sahaya çıkıp,çatır çatır topumuzu oynayıp yeneceğiz,aması maması yok.Her şeyden,herkesten öte Drogba'ya güveniyorum.Yok dağıtır yok mükemmel oynar falan diye değil sahada olması yeter.
http://2.bp.blogspot.com/-qrkiKiqLj1...600/drogba.jpg
Hevesimiz yine kursağımızda kalacak ama hadi bakalım :n:
Not:
Bu arada hatırlatma yapayım,siz unutursunuz,biz unuturuz,yöneticiler,basın,hatta diğer futbolcular bile unutur ancak kendilerine karşı yapılan ırkçılığı Eboue ve Drogba unutmaz.Bu ikiliye dikkat etmeli cidden.
Mancinin derbi başarıları çok üst düzeyde old trafford da 6-1lik manu galibiyeti var
Öncelik kopenhagı yenip gruptan çıkmaya bir adam daha yaklaşmak olmalı sonra lige bakarız
ve 14 yıl olmuş galatasaray futbol takımı sadece 14 yıl şampiyonluk hasreti vardı o eşiği geçtikten sonra çatır çatır şampiyonluklar yaşadı sıra bunda hem de ligin final maçlarından biri ve fenerbahçe hiç bir finalde galatasarayı yenemedi.
Drogbaya guveniyoruz. :)