bu nasıl bi anlayıs :D
Printable View
bu nasıl bi anlayıs :D
Türkiye'de Olsa Ver 3-5 Kuruş Para Geç :D Kimse Bişe Demez.
halbuki en çok hak edenlerden biri kutlamayı :)
Oysa Türkiye'de Batuhan istediği zaman gidebiliyor gece klüplerine :)
Batuhan 18 yaşını geçtide o yüzden :D
Acıdım vallahi :n:
Macheda çok gelecek vaad eden bir futbolcu.Ferguson da bunu çok iyi biliyor ve Macheda'nın üstüne çok titriyor.Macheda'nın orada takım arkadaşları ile bulunamaması çok kötü gerçekten ama olsun o da alır Wellbeck'i felan takılırlar =)
En doğrusu yapılmış, burada Batuhan, Eskişehir kampından kaçıp Reina'ya giriyor...
fm de alınabilecek en iyi golcü valla :)))
Boro'nun ligde kalması için mucize gerekiyor.Tuncay bu kuüpte misyonunu tamamladı bence.Önümüzdeki sezon başka bir takıma transfer olacaktır diye düşünüyorum.
Everton'a gidebilir aslında Jo'nun kirası'da bitiyor.
bi fayda sağlayacagını sanmıyorum, ülkesine gitsin bence toplar kendini ya da katara arap ligine ya da türkiyeye gelebilir
Hakettiler, aslında her türlü başarıyı hak ediyor bu takım, birileri kendilerine spor yöneticisi diyen bi gitsin ferguson'un geçmişini okusun allah aşkına
iyi uygulama kimseye tölerans geçilmemeli
Yazık ya çocuğa :D:D
Bence bu daha hırslandıracak Macheda'yı,sırf bu gece klübüne girmek için tekrar şampiyon yapacak ManU'yu.:icon_twisted:
Batuhan Beşiktaştayken de bu tip haberler çok vardı Bu bar olayları yeni değil ki :)
Liverpool’un kaptanı Steven Gerrard yaptığı açıklamada sürpriz bir şekilde Şampiyonlar Ligi’ni Manchester United’ın kazanmasını istediğini belirtti.
Steven Gerrard ezeli rakipleri Manchester United’ın Barcelona ile oynayacağı Şampiyonlar Ligi final maçını kazanmasını istediğini söyleyerek herkesi şaşırttı.
Liverpool’un yerel basınına açıklamalarda bulunan yıldızı, “Umarım Şampiyonlar Ligi finaline yakışır bir maç olur” dedi.
Final maçını izleyeceğini belirten Gerrard sözlerini, “Manchester United’da oynayan pek çok arkadaşım var. Bu yüzden onların kazanmasını istiyorum” ifadelerini kullanarak bitirdi.
Gerrard’ın bu açıklamalarının iki ezeli rakip arasında dostluk rüzgarları estirip estirmeyeceği merak konusu.
Lampard üçüncü kez kazandığı Chelsea’de yılın futbolcusu ödülüyle bu ödülü ikişer kez alan efsane isimler John Hollins, Charlie Cooke, Ray Wilkins, John Terry, Dennis Wise and Gianfranco Zola’yı geride bıraktı.
Bu sezon ligde 12 gol atan ve 12 de assist veren Frank Lampard, kulübün resmi internet sitesine yaptığı açıklamada, “Sadece üst düzey oyunculara verilen bu ödülü kazanmak müthiş bir duygu” diye konuştu.
Bayrak futbolcu
Chelsea’ye transfer olurken böyle bir ödülü üç kez kazanabileceğini aklının ucundan bile geçirmediğini belirten Lampard, “Taraftarlarımızın bu ödülü vermesi benim için çok daha önemli. Çok mutluyum” dedi.
Artık Chelsea'nin bayrak futbolcusu olarak tanımlanan Lampard, 2001-2002 sezonundan bu yana bu ekipte forma giyiyor. Lampard bugüne dek Chelsea formasıyla çıktığı 271 maçta 80 gol buldu. 30 yaşındaki yıldız bu sezon oynadığı 48 karşılaşmadaysa 15 gol attı.
En kral gol Essien'den
Chelsea taraftarları bu sezon "Yılın golü" olaraksa, Ganalı Essien'in Arsenal'e karşı bulduğu golü seçti.
Goal
gerçekten haketti.
isabetli paslar, sürekli ortalanda koşma, oyunu açma, pres, asist, şut, duran top, direnç, azim.. gerçekten dünyadaki en iyi futbolculardan birisi.
İngiltere'de 1992 yılında 104 yaşını kutlayan Futbol Ligi, yerini 92-93 sezonunda kurulan Premier Lig'e bıraktı. Premier Lig sadece bir lig ismi değil, aynı zamanda 22 kulübün hisselerinin bulunduğu bir şirket oldu. Premier Lig'in kurulmasıyla birlikte İngiliz futbolu kulüpler bazında zirve yaptı. İlk yıllarda her takım 3 yabancı oynatabilirken daha sonra kural 'AB ülkeleri dahilinde sınırsız yabancı' olarak değiştirildi. Bütün bu gelişmeler yaşanırken İngiliz Milli Takımı tepetaklak gitti. Yabancıların kaliteyi arttırdığı İngiltere'de Manchester United, Chelsea, Liverpool ve Arsenal gibi kulüpler yetenekli İngiliz oyuncuları ön plana çıkaramayarak İngiliz Milli Takımı'nı zor durumda bıraktılar.
FIFA 2 yıl içinde 5+6 kuralının uygulanmasını zorunlu hale getirecek. Bu da en çok Avrupa'nın gözde liglerini etkileyecek ama milli takımlara kaliteli oyuncu yetiştirebilmek adına olumlu olacağı düşünülüyor.
1992-1993 sezonu kurulan Premier Lig'i; Arsenal, Aston Villa, Blackburn Rovers, Chelsea, Coventry City, Crystal Palace, Everton, Ipswich Town, Leeds United, Liverpool, Manchester City, Manchester United, Middlesbrough, Norwich City, Nottingham Forest, Oldham Athletic, Queens Park Rangers, Sheffield United, Sheffield Wednesday, Southampton, Tottenham Hotspur, and Wimbledon gibi o yılların söz sahibi ekipleri kurdular. 20 takımlı oynanan Premier Lig'de düşen çıkan kulüpler olması nedeniyle sadece iştirak eden kulüpler hissedar olabiliyorlar ancak düşen 3 takıma 50 Milyon Sterlin 'düşme parası' verip moral bulmaları sağlanıyor.
Kısa sürede bir marka haline gelen Premier Lig, para basan başarılı bir holding gibi çalıştı. Maçların yayın hakkını alan İngiliz Sky Televizyonu İngiliz futbolunu pazarlamada sıkıntı çekmedi ve Premier Lig, dünyanın her yerinde en çok izlenen lig olarak zirveye oturdu. Sky Televizyonu, her sezon 92 maç yayınlıyor. Bu yayınlarda takımlara eşit yaklaşılıyor. Her hafta 4 büyük takımın maçını mutlaka canlı yayınlama kuralı yok. 1992 yılında 38 Milyon Sterlin olan Premier Lig yayın bedeli Sky Tv için 2013 yılına kadar yıllık 560 Milyon Sterlin olarak belirlendi. Son yıllarda İrlanda'nın spor kanalı Setanta'nın da Premier Lig maçlarını yayınlamaya başlaması ve BBC özet yayınlarıyla birlikte Premier Lig'in yıllık kazancı 1.7 Milyar Sterlin'e yükseldi. Böylece Premier Lig 17 yılda 45 katı değer kazanmış oldu.
İngiltere'de maç yayınlarından elde edilen para 20 kulübe eşit olarak dağıtılıyor. Bunun yanısıra kulüpler sponsor ve lisanslı ürünlerden gelen gelirle kasalarını dolduruyorlar, pahalı oyuncuları getirebiliyorlar. Dünyanın en kaliteli oyuncuları İngiliz takımlarında oynuyor.
Son yıllarda yabancı yatırımcılar Premier Lig'deki cevheri görüp kulüp satın almaya başladılar. Chelsea tek kelime İngilizce bilmeyen Rus işadamı Roman Abramoviç'e satıldığında mütevazi kulübün hem çehresi hem de havası değişti. Araplar Emirates stadını yaparak yeni Arsenal stadının 10 yıllığına isim hakkını aldılar. Manchester City takımı Araplara satıldıktan sonra bir anda dünyanın en zengin kulübü haline geldi. Manchester United ve Liverpool'un hisseleri Amerikalıların elinde. Fulham kulübünün sahibi Mısırlı işadamı Muhammed El Fayed. Tottenham Hotspur İsrailli bir işadamı tarafından satın alındı.
Zenginleri bir mıknatıs gibi çeken Premier Lig'in kalitesi her sene artmaya devam ediyor. 4 büyük kulüp Şampiyonlar Ligi'ne adeta abone oldular, yarı final görmeden terketmiyorlar. Manchester United son 10 yılda 3. Şampiyonlar Ligi finalini 27 Mayıs'ta Barcelona ile oynayacak. Son dört yılda Liverpool 2, Chelsea ve Arsenal 1'er kez final oynayarak Şampiyonlar Ligi'ne damgasını vurdular. İngiliz kulüpleri böylece Avrupa'da İspanyol ve İtalyan egemenliğine son vermeyi başardılar.
Ancak bütün bu gelişmelere rağmen İngiliz Milli takımının uluslararası arenada başarısız olması İngilizlerin sabrını taşırmaya başladı. İtalyan teknik direktör Capello'nun başa geçmesiyle Afrika 2010'a gitmeyi garantileyen İngiltere önümüzdeki yaz 1966'daki başarısını tekrarlayamazsa Fabregas(İspanya), Drogba(Fildişi Sahilleri), Torres(İspanya), Anelka(Fransa), Tevez(Arjantin), Ronaldo(Portekiz), Arshavin(Rusya) gibi yabancı yıldız oyuncuların fazlalığından yakınılacak.
Capello, İngiliz Milli Takımı'na kaliteli oyuncu bulmakta bir hayli güçlük çekiyor. Özellikle kaleci konusunda zorlanan Capello 38 yaşındaki David James'e kaleyi teslim etmek zorunda kalıyor. Chelsea'de John Terry, Frank Lampard ve Ashley Cole; Arsenal'de Theo Walcott; Liverpool'da Steven Gerrard ve Jamie Carragher; Manchester United'da Wayne Rooney, Rio Ferdinand ve Michael Carrick haricinde banko oynayan İngiliz oyuncu olmadığı düşünüldüğünde İngiliz futbolunun nereye gittiğini anlamak zor olmuyor. Uzun yıllar sonra dünya kupası grup elemelerinde 5'te 5 yapan Capello'nun bu sınırlı kadroya rağmen şimdilik başarılı olması onun üstün futbol zekasını işletmesine bağlanıyor.
Yetenekli İngilizler yabancı istilası yüzünden Premier Lig'de yeterince yer bulamıyorlar! Bunun çaresini FIFA buldu ancak çatlak sesler çıkıyor. Bakalım 5+6 kuralı ingiliz Milli Takımı ve diğer milli takımlara ne kadar fayda sağlayabilecek? Ve Premier Lig yabancı sınırlamasından ne kadar olumsuz etkilenecek? Bunun cevabını iki yıl sonra alabileceğiz.
Benim kişisel görüşüm 5+6 kuralı Türk Milli Takımı da dahil her milli takımın başarısı için şart. Ancak Premier Lig gibi göz önünde olan ligler için bir handikap olacağını tahmin ediyorum.
MARATON.COM.TR ÖZEL
DOĞAN YOLDAŞ / LONDRA
Maraton
liverpool ile anlaştığını öğrendim tebrikler tuncay başırılar never alone ;)
Türk futbolunun İngiltere'deki temsilcilerinden Tugay Kerimoğlu, bugün West Bromwich karşısında Blackburn Rovers forması altında son maçına çıkmaya hazırlanıyor.
Blackburn Rovers teknik direktörü Sam Allardyce, taraftarların Tugay için büyük bir uğurlama yapacaklarını umduğunu belirtti.
Allardyce yaptığı açıklamada "Tugay kulüpten büyük bir zafer ve performansla ayrılacak. Kulübe verdiği hizmet unutulamaz.
Bir kulüpte 8 yıl oynayan oyuncuyu bu günlerde bulmak çok zor ve bu sık sık duyulan bir şey değil.
O her zaman çok akıllıydı. O yüzden bu kulüpte bu kadar uzun soluklu kalabildi. Zekası ile bir çok insanın farkedemeyeceği şeyleri farkederek fırsatları iyi değerlendirdi.
Tugay hocalık kariyerine başlamak için Türkiye'ye dönmek istiyor. Henüz karar aşamasında. Bizim kulübümüzden kendisine böyle bir teklif gitmediğini biliyorum.
Onu büyük profesyonelliğinin dışında her zaman gülen yüzü ve şakacı kişiliği ile anımsayacağız" dedi.
Maraton
Helal olsun , Tugay'a istikrarını hep korudu , onu bizde unutamayacagız ...
Premier Lig’de oynanan son hafta maçlarında, Newcastle deplasmanda Aston Villa’ya 1-0 yenilerek küme düşen son takım olurken, Hull City, Manchester United karşısında mağlup olmasına rağmen lige tutunmayı başardı.
Aston Villa - Newcastle United: 1-0
Şampiyonlar Ligi’ne gitme iddiasını kaybeden ve son dönemde kötü sonuçlar alan Aston Villa, düşme hattından kurtulmak için mutlak galibiyete ihtiyacı olan Newcastle United’ı konuk etti.
Maçın ilk atağı konek ekip Newcastle’dan geldi. 3’de Coloccini’nin kafa vuruşunda Friedel başarılıydı. 9’da Damien Duff’ın sert vuruşunda netice alınamadı. 10’da Steven Taylor’un pasında topla buluşan Martins golü atmayı başaramadı.
13’te Mark Viduka ile gol arayan Newcastle’ın baskılı oyunu, Villa savunmasına zor anlar yaşattı. Villa, 13’te Milner ile, 19’da da Barry ile gole yaklaştı.
38’de köşe vuruşta topu önünde bulan Gareth Barry, takımı Aston Villa’yı 1-0 öne geçiren golü kaydetti.
Newcastle, ilk yarıda beraberlik golünü bulamazken, 52’de Young farkı arttırmak için önemli bir fırsatı değerlendiremedi.
70’de Butt’ın hatasında topla buluşan Barry, farkı arttırma şansını değerlendiremedi. 78’de Taylor’un pasında ceza sahası içinde topla buluşan Carew, müsait pozisyondan yararlanamadı.
Karşılaşma 1-0 sona erdi. Bu sonuçla Newcastle Premier Lig’e veda etti.
Hull City - Manchester United: 0-1
Düşme hattının sadece 1 puna yukarısında bulunan Hul City, geçen hafta şampiyonluğunu ilan eden ve maça yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkan Manchester United’ı konuk etti.
18’de Nani’nin sert şutu Myhill’de kaldı. 24’de Darron Gibson’un güzel golüyle, Manchester United 1-0 öne geçti.
29’da Turner ile Hull City gole yaklaştı. 35’de genç golcü Macheda farkı ikiye çıkarmaya yakındı. 36’da Dawson’un uzak mesafeli şutunda Kuszczak başarılıydı.
59’da ilk golün sahibi Gibson’ın uzun mesafeli şutunda Myhill başarılıydı. 70’de Masceda farkı açma fırsatından yararlanamadı. 82’de Turner’ın kafa vuruşunda Kuszczak başarılıydı.
87’de Nani’nin uzun mesafeli vuruşunda Myhill başarılıydı.
Hull City maçı 1-0 kaybetmesine rağmen, Newcastle’ın mağlubiyetiyle ligde kalmayı başardı.
Newcastle'nin düşmesi Transfer pazarını hareketlendirir ...
Yazık ya.İkiside çok sevdiğim kulüplerdi.
Newcastle o kadrosuyla nasıl düşmeyi başardı hala hayretler içerisindeyim.
Şaşırdım gerçekten Newcastle'ın düşmesine..Bir çok oyuncu ayrılır Newcastle'dan şimdi ..