bu Jovanovic olayında yine Adnan Sezgin'in parmağı var demek vay arkadaş ya resmen yedi bitirdi takımı :D
Printable View
bu Jovanovic olayında yine Adnan Sezgin'in parmağı var demek vay arkadaş ya resmen yedi bitirdi takımı :D
“Son gün Baptista da gelmek istedi”
Galatasaray'ın eski yöneticilerinden Yurdaşen Karahasan; “Galatasaray ligde son oynanan Eskişehir maçına kadar hiç bir futbolcuyu almamıştı. Bu nedenle kulüpte bir panik yaşanıyordu. Ben bu maçtan bir gün sonra yaşanan gelişmelerin bu transferi engellediğini zannediyorum. Prekazi beni aradığında iş işten geçmişti. Çünkü, Galatasaray 8 yabancı oyuncu hakkını tamamlamış durumdaydı. Jovanovic’i bu dönemde alma durumu olmadı. Çünkü Galatasaray Roma'dan Baptista’yı almak istiyordu. Ön çalışmalar yapılmış ve Baptista'nın alınması söz konusuydu. Baptista ise kararsızdı. Başkan bu yüzden Jovanovic transferinde tereddüt etti. Baptista transfer sezonunun bittiği gün kulübe haber vererek Galatasaray’a gelmek istediğini belirtti. Ama iş işten geçmiş Galatasaray Misimovic ve İnsua’yı renklerine bağlamıştı” dedi.
”Prekazi’ye yanlış yapıldı” Galatasaray yönetiminin, Prekazi'ye yanlış yaptığını ifade eden Karahasan; “Prekazi bizim evladımız sayılır. Onu sakinleştirme görevi de bana düştü. Ben yaşananlardan olayın başından beri haberdarım. Misimovic ve İnsua transferleri gerçekleşince Adnan Sezgin geri vites yaptı. Galatasaray 8 yabancıyı tamamladığı için bu oyuncuyu almaktan vazgeçtiler. O nedenle zor durumda kaldılar. Adnan Polat istemeyerek Prekazi'yi zor durumda bıraktı. Prekazi çok tepki gösterdi ama gerçekleri de ona anlatma görevi bana düştü” şeklinde konuştu. “Transfer devre arasında gerçekleşebilir” Prekazi ile geçmişte birlikte çalıştığını, ailece görüştüğü bir insan olduğunu hatırlatan Karahasan, Rijkaad’ın Jovanovic'in kasetlerini izlediğini ve beğendiğini, Galatasaray’ın bu oyuncuyu devre arasında da tekrar değerlendirerek transfer etme durumunun olabileceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.
Futbollica'dan bir Elano yazısı :)Quote:
Dışarıdan Nasıl Görünüyor ?
Geçtiğimiz gün, blogu takip eden kardeşlerimizden biri; Elano ile Rijkaard arasında sorun olup olmadığını merak ettiğini,zira Eskişehir'de oyundan alınan Brezilyalı'nın hocasına tavır koyduğunu gözlemlediğini söylüyor.Onun bilinçaltında bu oluşumu sağlayan medyanın haber şekli..Elano Dünya Kupası'ndan döndüğünden beri spekülatif haberler aldı başını gidiyor..Konuya açıklık getirelim.
Elano Dünya Kupasında çok ağır bir darbe almış. Maç bitiminde sıcağı sıcağına kendisi de farkında değildi. Fildişi maçının bitiminde kendisiyle görüştüğümüzde gayet iyi olduğunu söylemişti. Ancak takip ettiğiniz gibi, o günden sonra turnuvada forma giyemedi. Sakatlığı ciddiydi. Brezilya turnuvaya veda edince, Elano da hakkı olan tatil için yola çıkmıştı. Kulübün ve teknik heyetin bilgisi dahilinde sezonun yorgunluğunu attı yıldız futbolcu. Sonrasında da döndü ve fiziksel çalışmalar başladı. Ayağı halen acı veriyordu ve üzerine tedavi olması gerekti. Tedavisi ile birlikte ; kendisinden önde giden arkadaşlarına yetişebilmek için kondüsyoner hocaları nezaretinde çalıştı. O dönem için transfer haberleriyle bu durumun örtüşmesi dedikoduları da beraberinde getirdiği doğru . Transfer konusundaki gelişmelere hakim değilim ancak , takımla çalışmamasının ana sebebinin sakatlık ve sonrasındaki fizik durumu olduğunu biliyorum..
Gelelim, takım içindeki durumuna.. Elano'nun sarı-kırmızılı ailede belki de en iyi anlaştığı isimdir Frank Rijkaard. Sürekli konuşur , bazen de şakalaşırlar. Kondüsyoner hocalarla aynı dili konuşan Brezilyalı onlarla da iletişimini kuvvetli kılmayı başarmıştır. Dolayısıyla Eskişehir mücadelesinde de böyle bir durumun yaşanması mümkün değildir. Hatta maç sonu dönüş yolculuğunda kafilenin en neşeli adamlarından biri de Elano' nun ta kendisidir. Uçak havalanmadan hareketli müziklerle galibiyeti kutlayan yıldız futbolcu, ilerleyen dakikalarda da yanında oturan Neill ile birlikte deyim yerindeyse yaramazlık yapıp; ellerindeki yastıkları takım arkadaşlarına fırlattı..Gecenin geç saatindeki yolculukta herkesin yüzünde tebessüm oluşturmayı başardı asi görünümlü genç adam.
Yine hatırlayın Antalya kampında canlı yayın sırasında Kewell gibi mazbut birini bile kahkalara nasıl boğduğunu..Biz yayını sürdürürken kameraların arkasından el hareketleri ve sözleriyle hepimize zor anlar yaşatmış, gülmekten kırıp geçirmişti bizi .
Elano Galatasaray 'ın takım olgusuna en çok katkı sağlayan isimlerden biridir. Yukarıda yazdıklarım ispat olmakla beraber , yaşananların sadece küçük bir kısmı... O yüzden Galatasaraylıların içi rahat olsun.. Sorunu içerde değil , içerdekini dışarıya farklı gösterenlerde arasın.
Transfer senaryosu mu?
İspanyol kulübü Atletico Madrid'in gerçekte Arda ile ilgilenmediği, teklifin ise bir senaryo olduğu iddia edildi.
Milliyet İspanyol kulübünün CEO'su Gil'in, yakın dostu menajer Mendez'i kıramadığı için teklif yazısını Galatasaray'a yolladığı, gerçekte Arda'yı transfer etmek istemediklerini söylediği ileri sürüldü.
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre; Galatasaray'a, Atletico Madrid'den, transferin bitimine bir gün kala Arda ile ilgili gelen ve yönetim tarafından geri çevrilen 11 miyon euro'luk teklifin perde arkasından ilginç gelişmeler çıktı.
Sarı-kırmızılı yönetime yollanan teklif faksında imzası bulunan ve Atletico Madrid'in hem hissedarı hem de CEO'su olan Miguel Angel Gil'in, kulübün bilgisi haricinde, yakın dostu olan bir menajere iyilik yapmak için böyle bir girişimde bulunduğu ileri sürüldü. Gil'in sözünü ettiği kişinin de Quaresma ve ünlü teknik direktör Mourinho'nun menajeri Jorge Mendez olduğu iddia edildi.
İspanya'da büyük yankı uyandıran teklifle ilgili yakın dostlarına bilgi veren Atletico Madrid CEO'su Miguel Angel Gil'in, menajer Mendez'in kendisinden, Arda'nın, Atletico Madrid'e transferi için resmi bir yazı istediğini söylediği öğrenildi. Gil'in ardından olayı şöyle anlattığı bildirildi:
"Mendez, bunu yakın bir Türk dostu için yapmamı talep etti. Ben de, kendisine, Atletico Madrid'in Arda ile ilgilenmediğini, ayrıca 11 milyon euro'luk bütçesi de bulunmadığını ilettim. Mendez sadece resmi yazının yeterli olduğunu söyledi ve Galatasaray'ın teklifi reddedeceği garantisini verdi. Bu garantiyi aldıktan sonra ben de yakın dostum olan Mendez'e gerekli yazıyı gönderdim. Gerçekte biz, Arda ile hiç ilgilenmedik".
İspanyollar şaşırdı
İspanyol basını da, Atletico Madrid'in teklifini, Türkiye'deki gazeteleri kaynak göstererek yayınladı. Ülkenin önde gelen gazeteleri, internet sitelerinde teklif yazısına da yer verirlerken, şaşkınlıklarını dile getirdiler.
Gazeteler, Atletico'nun ilgilendiği oyuncuları günler öncesinden basına açıkladığı, son dakika tekliflerinden kaçındığı, ayrıca takımın Arda niteliğinde bir oyuncuya ihtiyacı olmadığı yorumlarını yaptılar.
Arda ile ilgili teklifi önceki gün menajer Ahmet Bulut, Galatasaray yönetimine iletmişti.
02 Eylül 2010 Perşembe - 08:51
verme para. sana para ver diyen mi var? sinemaya giden futbolcular mı zorluyor seni para verip gel bizim takımı izle diye? sinemaya giden futbolcular "beni zorla kadroya koyacaksınız" mı diyor? hiç boşuna "yüzeysel" gibi laflarla demagoji yapma bence. ya da birşey söyleyeceksen bu oyunculara değil, onları takımda tutanlara laf söylemelisin.
takımını seviyorsun, takımın kötü gidiyorsa kötü gidenleri eleştirebilirsin. bu doğal hakkın. ama kalkıp da sinemaya falan gidiyor diye de sosyal hayatında kız arkadaşıyla yapabileceği doğal şeyleri buraya yazman saçma olur. istediğini yapar. bana desen ki jo gibi gece barlardan topluyoruz adamları diye ona eyvallah haklısın derim. ama bunun dışında sosyalleşmesinden sanane, kime ne?
takım kötü gidiyor diye kız arkadaşıyla neler yaptığını sorgulamak zaten bizim milletimize mahsus birşeydir.
istediğin gibi eleştir. eleştirme diyen yok. ama senin fikrine katılmıyorum ben. sen maçta para verip, sonra 1 kişi kız arkadaşıyla geziyor diye takımını 10 kişi bırakmış olacak, sonra da bütün yükü onun omuzuna bindireceksin. bir de benim söylediklerime yüzeysel diyorsun.
maç başında "oo yumruk havaya" diye tezahurat yapar, yenilince de "aşkımız renklere, sizlere değil" diyen taraftarlardansın galiba. foruma böyle şeyler yazdıktan sonra "tanımadan etmeden yorum yapıyorsun" niye diyorsun? senin yazdığın birşeye cevap vermek için seninle münasebetimin olması mı gerekli? yazdığına karşı olduğunu belirttim sadece. sen de benimkilere karşısındır. karşılıklı saygı çerçevesinde birbirimizin fikirleirne karşı olabiliriz, sonuna kadar bunları da savunabiliriz.
Garip işler oluyo :S
Playstation'u oynar , sinemaya gider hiç fark etmez. Öyle adamlar var ki eğlencesini yapıyor maçında da krallar gibi oynuyor.Para veriyoruz diye hiç bir oyuncunun özgürlüğünü kısıtlayamayız.
yazdıklarımı anlamamışsın... ya da şöyle diyeyim, yazdıklarımı anlayacak kadar detaylı okumamışsın mesajımı.
ben birşey anlatmaya çalışıyorum, bir düşünce hakkında bir fikir hakkında yorum yapıyorum, sen sırf cevap vermiş olmak için, üste çıkmak için yazıyorsun (bu da ikinci çözümleme olsun hadi).
benim bahsettiğim para verme mevzusu bir anafikirin taşıyıcısı değil, cümle içerisinde bir parça, ama sen onu bana karşı cevap vermek için kullanıyorsun.Quote:
verme para. sana para ver diyen mi var? sinemaya giden futbolcular mı zorluyor seni para verip gel bizim takımı izle diye? sinemaya giden futbolcular "beni zorla kadroya koyacaksınız" mı diyor? hiç boşuna "yüzeysel" gibi laflarla demagoji yapma bence. ya da birşey söyleyeceksen bu oyunculara değil, onları takımda tutanlara laf söylemelisin.
tekrar yazıyorum;
buranın anafikri nedir? anlatmak istediğim? ben şimdi bunu yazarak, "ulan ben para veriyorum ben sana eşşoğlueşşek herif, gideceksin oynayacaksın çatur çutur, ben para veriyorum lan sana ARDAAA!! " demeye mi çalıştım? bu mudur oradaki anafikir? hayır tabii ki. çıkarılabilecek en alakasız yorumu çıkarmışsın buradan. ben de çok iyi yazmamışım bir kopukluk oldu orada biliyorum ama, bak ne demeye çalışmışım;Quote:
Futbolcunun oynadığı futbolu izlemek için biz para veriyoruz milyonlarca kişi ya ekran başında ya da stadyumda. futbolcu da milyon eurolar kazanıyor zaten. onların keyfinin bekçisi olmayı bırakın hayatlarının lüksünü hayal bile edemeyecek sınıfta yaşıyor buradaki çoğu insan.
o paragrafı bir bağlaç olarak düşün ne bileyim, senin dediğinle hiç alakası yok çünkü.Quote:
ve o lüksü istediği kadar yaşasın zaten. bana ne x adamıyla playstation oynamış, sevgilisi için sinema kapatmış, hiç umrumda bile olmaz.(tabi onu futbolundan ayrı olarak kişisel açıdan sevmememe nedenim olur, o farklı birşey) zaten milyonlarca euro alıyor bu adamlar, harcayacaklar gezecekler tozacaklar. bunda bi problemim yok.
neyse devam ediyorum,
benim arda turan'ın sinema kapatmasıyla, acun'larla emre'lerle bilimum sevmediğim adamla playstation oynamasıyla bir sıkıntım yok. bana ne kardeşim? adamın parası varsa yapsın, harcasın, harcamayacak da ne yapacak ? orası beni ilgilendirmiyor.
ben arda turan'ın galatasaray futbol takımı'ndaki yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla ilgileniyorum;
bak diyorsun ya, jo'yu barlardan toplasak tamam diye, hayır bence eğer jo "işinin hakkını veriyorsa, formasını terletiyorsa, paranın karşılığını veriyorsa" isterse gitsin her gece barlarda yatsın kalksın, puroları sigaraları içsin, gitsin otellerde fantazi yapsın, UMRUMDA OLMAZ, sahada benim istediğimi yaptığı için formanın hakkını verdiği için onunla gurur duyarım sadece.Quote:
bir futbolcu ülkesinin en yetenekli en göz önünde en umut vaadedici en yıldız futbcusuysa eğer,
ve buna karşılık hiç umursamadan 21-22-23 yaşlarında futbolunu geliştirip kendini ileriye taşıyacak hamleleri yapacağı yerde durmadan yiyip içip fiziksel olarak çökerek daha da alt seviyeye iniyorsa, dünyanın en büyük futbol adamlarından biri yanıbaşındayken "ondan birşeyler kapıyım , birşeyler öğreneyim aman" demek yerine kurduğu yeniçeri tayfasıyla o mevcut teknik direktörünün altını oymakla meşgulse, sözde taptığı taraftarının 10 yıllık bir galibiyet hasreti çektiği bir vakitte o gidip sorumluluk alıp , daha önce başka bir yabancıya kaptanlık verildi diye ağlayıp "ben ikinci kaptan bile olmam artık burada" dediği ve sonra zırlayarak kaptanlığı aldığı klüpte kaptan sıfatıyla maçı aldırmak yerine henüz ortada bişey yokken daha maç öncesinde gidip psikolojik olarak maçın içine ediyorsa, sırf istediği mevkide oynatılmıyor diye küsüp sahada yapabileceği en iğrenç şeyi yapıp ter dökmekten 90 dakikayı çıkarırken takımını maç boyu 10 kişi bırakıyorsa, hadi hepsini geçtim, hepsini bir kenara koydum, bu adam 2 senedir sahada "MÜCADELE ETMİYORSA, altının terini bir kez olsun akıtmıyorsa, sözde çok sevdiği ama bi yandan da "beni galatasaraydan soğutmasınlar" cümlesini söyleyecek arsızlığı layık gördüğü taraftarının tek istediği şey olan ' formanın hakkını' vermiyorsa "
dediğim gibi çok yanlış anlaşıldım. anlatmaya çalıştığım farklı birşey, arda yukarıda yazdığım yanlışları yapmasın, galatasaray'da oynamanın hakkını versin hiçbirşey umurumda olmaz. ben onu öylesine birşey olarak yazdım, sitem niteliğinde, biraz da insua'nın yaptığının tartılması hususunda kıyas olması için yazdım.
.
.
hayır tabi ki, yine yanılıyorsun, öyle biri değilim. (sonra da" foruma böyle şeyler yazdıktan sonra "tanımadan etmeden yorum yapıyorsun" niye diyorsun? " diyorsun .... hey gidi...)Quote:
maç başında "oo yumruk havaya" diye tezahurat yapar, yenilince de "aşkımız renklere, sizlere değil" diyen taraftarlardansın galiba.
örneğin sabri benim için geçen yılın en iyi oyuncusudur. sonra neill, keita, baros vs diye uzar. bu adamlar formanın hakkını verdiği için mücadele ettiği için eleştiriyi hak etmediği için onlara birşey demem. sonra.... ben arda'yı kötü sonuçlardan çooook evvelden beri eleştiriyorum. yaklaşık olarak 7-8 aydır ben arda'ya karşı bu görüşleri besliyorum. yani bu takımda oynamanın hakkını vermediğini vs.
.
.
.
buna cevap olarak şunu tekrar alıntılayım,Quote:
foruma böyle şeyler yazdıktan sonra "tanımadan etmeden yorum yapıyorsun" niye diyorsun? senin yazdığın birşeye cevap vermek için seninle münasebetimin olması mı gerekli?
ne diyorum burada?Quote:
öyle bir düşüncede değilim. böyle olduğumu ima ediyorsun hiç bilmeden tanımadan. ne düşündüğüm hakkında çok ufak bir cümleden hareket ederek basit yüzeysel sıradan ve populist bir yorum yapıyorsun.
tekrar yazayım;
sen alttaki mesajı yazarak benim o attığın mesajdaki düşüncelerde olduğumu belirtmiş oluyorsun;
oysa ben diyorum ki," ben bu düşüncede değilim arkadaşım, sen benim bir küçük cümleme dayanarak ne düşündüğümü bilmeden , nasıl düşüncelere sahip biri olduğumu bilmeden, bu düşüncelere haiz biri olup olmadığımı tanımadan gereksiz bir yorum yazıyorsun" . bu tırnak içine aldıklarım yine daha önce yazdığım şeylerden ibaret, ama daha fazla açıyorum ki daha rahat anlaşılsın, zira anlamak için daha çok dikkat etmek daha detaylı okumak diye bir alışkanlık yok burada. onun yerine; çoğunlukla düşünmeden, düzeysiz olup olamayacağını hesap etmeden sırf konuşmuş olmak için gönderilen yorumlar var maalesef.(seni kastetmiyorum genel anlamda söylüyorum)Quote:
tabii ki futbolcu robottan ibaret. nefes almasın. maç kazansın. kendini fazla kaptırıp taraftar üzülüyor, kan ağlıyor ya hani, onlar da kan ağlasın. taraftar aşırı fanatikse onlar da böyle olmalı. kız arkadaşıyla gezmemeli. çünkü taraftar kan ağlıyor. takımın durumu kötü. herşey yasak onlara.
bir dahaki transfer dönemine kadar kapatalım bence konuyu :n: gerçöi pardon, adnan sezgin ve polat açıklama yaparlar yarına, "galatasaray'da trasnfer bitmez!!!" :p
http://www.internetspor.com/spor/sup...rdu-41736.htmlQuote:
Galatasaray'ın eski futbolcusu Cevad Prekazi aracılığı ile İstanbul'a getirip geri gönderdiği Branislav Jovanoviç, Sarı-Kırmızılı kulübe ateş püskürdü.
Galatasaray'ın daveti üzerine Türkiye'ye geldiğini ifade eden 25 yaşındaki ön libero, "G.Saray'a transferimin nasıl gerçekleşmediğine hâlâ inanamıyorum. Halbuki beni 3 yıllık imza atmak için İstanbul'a çağırmışlardı. Fakat beni kandırdılar. G.Saraylı yöneticiler, sözünde durmadı." dedi.
AZ KALSIN AÇIKTA KALIYORDUM
Başkan Adnan Polat'la prensip anlaşmasına vardığını anlatan Jovanoviç, "Hatta alacaklarıma karşılık Partizan'dan bonservisimi alarak İstanbul'a gittim. Ancak İstanbul'a geldiğimde her şey birden değişti. 3 yıl yerine 1 senelik sözleşme teklif ettiler. En sonunda benden vazgeçtiklerini söylediler. Az kalsın açıkta kalıyordum. En önemlisi Türklere olan güvenim sarsıldı." diye konuştu.
Jovanoviç, Sırbistan'ın FK Rad takımı ile anlaştığını da sözlerine ekledi.
bizim yönetim yüzünden Partizan'dan FK Rad'a düştü ayrıca oralardan gelecek oyuncular için kötü bir referans oldu bunlada kalmadı Prekazi'yi küstürdü kulübe
ForCimbom, anlatmak istediğini iyi anlatamıyorsun ya da ben iyi anlayamıyorum. ilk yazdığın ve konunun uzamasına sebep olan şey nedir, şimdi savunduğun şey nedir. ilk önce oradaki farka bak bence. kendinle çelişiyorsun çünkü.
sen böyle birbiriyle çelişen şeyler yazıp, "burada yazdığımız detaylı olarak okunmuyor" diye 100 defa yazsan da birşey değişmez. savunduğun şeyler birbirini tuttuğu sürece seni anlamakta zorluk çekeceğimi sanmıyorum. "üste çıkmak için yazıyorsun" dediğin için ben tartışmayı devam ettirmeyeceğim. son yazacağımı yazdım.
Kendisine yapılan büyük bir terbiyesizliktir.Madem almayacaktın neden getirdin İstanbul'a..Nice Galatasaray'lıları küstürdüğünüz gibi Prekazi'yi dde küstürdünüz ya ..yazıklar olsun..
Galatasaray için vefa sadece bir semt adı olmakla kalıyor..
abiler, arkadaşlar bi dakika, şimdi bu olayı vefasızlık diye değerlendirmeyelim. vefa çok ayrı bi şey sırf bi kişiye vefa borcunuz var diye oyuncu alınmaz ya da satılmaz. ama bu Prekazi'ye ve Jovanovic'e büyük bi ayıp yapıldığı gerçeğini değiştirmez.
Prekazi'ye bir vefasızlık değildir ama ikisine de yapılan çok büyük bir terbiyesizliktir. Adam Partizan'dan Rad denen takıma gitti birden Galatasaray'a geliyorum diye beklerken. Böyle bir ayıp olamaz. Yazıklar olsun gerçekten utandım iyice bu yönetimden.
prekazi'nin önerdiği oyuncu katiyen takıma alınacak diye birşey yok. lakin eğer basında iddia edilen " prekazi büyük fedakarlıklar gösterip yönetimin isteği doğrultusunda istanbul'a geldikten sonra yüzüne bakılmadan teneke bağlayıp göndermek misali resmen kovuldu" bu olay doğruysa yönetim büyük bir terbiyesizlik yapmıştır. en azından görüşülmesi bilgi verilmesi en enemlisi insan yerine adam yerine konulması gerekirdi. hele ki bu bir galatasaray efsanesiyken... aaah ah...
Yönetim 2 tane iyi transfer yaptı ve hemen hatasını telafi etti .
Jovanovic 4 senede 30 maç oynamış, oyuncuyla masaya oturulmuş, bonservise 1M$, 500Bin$'da maaş istemişler. Bizimkiler 300Bin$'a kiralayalım beğenirsek 1M$ daha verelim demişler. Menajer 500Bin€ kiralama bedeli istemiş parayı da kendisine istemiş bizimkilerde parayı bi kuruma veririz demiş sonra anlaşmalar tıkanmış, teşekkür edip göndermişler.
Fatih Tekke konusunda da bizimkiler bilgi almışlar sonra maddi konuda istekleri falan alınmış olmayacağı anlaşılınca BJK'ya gitmiş Tekke.
Adnan polat şuanda prekazi konusunu söyledi menejer yüzünden anlaşılmamış oyuncunun bonservisi elinde olmasına rağmen menejer kendine 1m $ oyuncuyada yıllık 500 bin istemiş.Adnan polat bu oyuncuyu kiralayalım beğenirsek bidahaki sene 1m$ verip alalım demiş karşı tarafta fiyat arttırmış.Ayrıca bu oyuncu 4 senede 30 maç oynamış bunun sebebini sorduklarında tatmin edici cevap alamadık dedi Polat..
Adnan Polat haklı.Bir kurum olmadan bu transferi yapamayız dedi.Bende olsam menajerine ödemem parayı yani.
ya 100% futbol'un tekrarını verirler mi bir bilgisi olan var mı? Tam prekaziye geçtiler izleyemedim devamınıda izleyemeyeceğim.
İnternetten bulabilirsin belki ilerleyen günlerde..
Gece sahur saatlerine doğru ya ntv yada ntvspor birisi mutlaka verir tekrarını her programı öyle yapıyorlar.
Öğrendim ya Cuma günü vereceklermiş. Zaten sonlarını kaçırmışım birtek :)
Bugün(Cuma)yayın içinde vereceğiz dediler
Bugün(Cuma)yayın içinde vereceğiz dediler
Ntvsporun sitesinde verilecek galiba videosu.
Benim anlamadığım şimdi Jovanovic ile masaya otumuşsun para konusu falanda görüşmüssün ama resmi siteden görüşmedik diye Jovanovic'i yalanladın.
Transferler Bitmiş Dedikodu Konuları Başlamış:D Hayırlı Olsun Cümleten:zuhaha