http://www.fenerbahce.org/pic_lib/2011-05-23_ibb3.jpg
Printable View
Süperdi, süper özlemişim bu kutlamayı, dünkü bağdat caddesi gözümün önünden hiçbir zaman gitmeyecek. Hayatımın bütün yönünü değiştirecek adımları bu maç ile attım adeta. Her şey oldu bu maç benim için.
Bizdekide şans biz Rize merkezde kutluyoruz sap sap :n: bizde şöyle bağdatta kutlicaktık ki iyi olacaktı :n:
ŞAmpiyonluk kutlamalarında Volkan Babacan da mı vardı yoksa benmi yanlış gördüm
ben izlemedim google a sordum başka bir forumda aynı nickle yazdığın aynı mesajdan başka birşey çıkmadı =)
bu yazım tamamen senden alakasızdır ;
kimseye gönderme falan içermemekte yanlış anlaşılmasın ama takımımızın şampiyonluk kutlamalarını bile izleyen , maçlarını kaçırmayan bir diğer takım taraftarı kitlesi görünce gururlanıyorum çünkü burayı bilemem tabiki ama ben veya çevremedeki futbola ilgili fenerbahçeliler bütün takımların maçlarını izlemeye çalışırız ama etrafımda görüyorum ki bizim takımın maçlarına ayrı bir ilgi ayrı bir heyecan , yan odamdaki trabzonsporlu arkadaş bile final maçını izlerken skorlara bakmak yerine sadece,arada fener maçına dönüp onları izliyordu , ben veya tanıdığım hiçbir fenerbahçelinin yapacağı türden birşey değil , bunun için farklı olduğumuzu düşünmekte bazen ne kadar haklı olduğumu görebiliyorum
İstanbulda kutladığım ilk şampiyonluktu.. Bilet alamamıştım stad için ama güvenlik sağolsun girdim biletsiz :) Güzel bir kutlamayla şampiyonluk kupamızı da aldık.. Güzel ve yorucu bir gündü..
Son söz, Allah her Fenerbahçeli'ye Cadde'de şampiyonluk kutlamayı nasip etsin :)
En güzelide seneye şampiyonlar liginde olmak, bu yaz güzel geçecek. Kombine almaya karar verdim...
Arkadaşlar şampiyon olmuşsunuz gereksiz tartışmalara ne gerek var :)
Doya doya eğlenin, kutlayın şampiyonluğu. Çok zor bir sezonun ardından geldi bu şampiyonluk.
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/Asset...0000249906.jpg
Şaşkınbakkal...
Biletsiz giriliyordu belli zamandan sonra 7 senedir aldığım kombinemi bir kez daha güncelledim ve seneye gene her maçta oradayız :)
Çok müthişti stadda olmak ayrı bi güzellikti . Gösterilerden kupa törenine kadar her şey müthişti . Artık oyuncular gittikten sonra kutsal topraklara ayak basmak ayrı bi güzellikti :)
bilseydim olmaz mıydım orada ya. burda tv den izledik :(
Bugün TRT'de, Sporun Ezgisi proğramında şu çalıyordu:
http://www.youtube.com/watch?v=bGSdz...eature=related
:)
İstanbul Boğaziçi ve FSM köprülerine yarın 160 m2'lik Fenerbahçe bayrakları asılacak. gencfb.org
SEZONUN ARDINDAN
1) FENERBAHÇE
David Fincher, (Fitzgerald eseri) Benjamin Button’ın tuhaf hikâyesini sinemaya uyarlarken kimden ilham aldı bilinmez; ama herhalde Türkiye’de bir tane “geriye yaşlanan” adam yaşadığını duysa filmi çekmeden önce İstanbul’a bir uğrardı!
Fenerbahçe’de 7 sezonu geride bırakan ve nerdeyse her geçen yıl yaptığı katkıyı bir vites artıran, hocasının tarifiyle “dünyanın en hızlı düşünen oyuncusu” olan Alex, 2011’de etkinliğini en tepeye taşıdı. Onun için “20 yaşına döndü” demeyeceğim, çünkü şu anda oynadığı futbol kesinlikle 20 yaşında sergilediğinden daha iyi. Eğer Alex her geçen yıl böyle gençleşecekse, bu yılki performansını belki de “50 yaşına döndü” sözcükleriyle açıklamak daha doğru!
Lige ismini verme konusunda adeta Spor-Toto ile yarışan ve 2010-2011 sezonunu “Alex Toto Süper Lig yılı” na çeviren bu adamı bir kenara koyarsak, Fenerbahçe’yi şampiyonluğa götüren faktörleri şöyle özetleyebiliriz sanırım:
*Fizik kalite
Fenerbahçe’nin ikinci yarıda 17 maçın 13-14’ünün ilk yarım saatlerinde yaptığı hücum pres, birçok rakibini 30 dakikada bayıltmaya yetti. Kayseri, İstanbul Belediye, Trabzon, Eskişehir gibi güçlü rakipler ilk yarım saatte devre dışı bırakıldı.
*Kadro kalitesi
Bazı müsabakalarda 30’la 60 arası bir fizik düşüş yaşandı ve dengenin sağlandığı anlar oldu (Kasımpaşa, Konya, G.Birliği, G.Saray süreci gibi)… O maçlarda da ligin en iyi 5 yerlisinden üçüne (Volkan, Gökhan, Emre’ye) ve en iyi 5 yabancısından üçüne (Alex, Niang ve Lugano’ya) sahip olmanın avantajları yaşandı. Maçlar bireysel performanslarla kotarıldı.
*Milat 13 Ocak
Bu kadro ve fiziksel kalitenin sahaya yansıma miladı ise 13 Ocak’taki Yeni Malatyaspor faciasıydı. Aykut Hoca’nın kendi sözcükleriyle o maçtan sonra herkes yardımlaşmaya başladı, herkes topun arkasına geçti ve herkes birbirinin açığını kapamaya başladı. Sonra da şampiyonluk geldi zaten…
Sezonun yıldızı
Diego Lugano
Alex’in olduğu bir takımda bütün ödülleri ona vermek zorunda kalıyorsunuz, o yüzden bu seçimi Uzaylı kaptanın dışında kalan dünyalılar arasından yapmak galiba daha uygun… Lugano hem Fenerbahçe’nin ikinci devrede tam 10 maçta kalesini kapatmasında başrol oynadı, hem de Beşiktaş’ın en golcüsünden 1, Galatasaray’ın en golcüsünden sadece 2 az skor yaparak şampiyonluk yarışına kafasıyla tesir etti.
En çok yükseliş göstereni
Mert Günok
İlk yarının kader maçlarından biri Trabzon’da kaybedilirken belki de o müsabakadan daha değerli bir adam kazanıldı orada… Mert bu yılki performansıyla hem Fenerbahçe’nin geleceği olduğunu kanıtladı, hem de Trabzon’da bir gol daha fazla yemeyerek bir anlamda ikili averajda şampiyonluğu getirdi.
En çok düşeni
Fabio Bilica
Belli ki bütün kutsal kitaplar, hatta Buda ile Dalai Lama da haklı… Etrafınıza yaydığınız kötü enerji bir gün geri dönüp sizi buluyor. Bilica’nın da bu sezon yaşadığı dikey düşüşün nedenini (sanırım inancı o yönde olduğu için) İncil’de aramasında fayda var.
En iyi transfer
Mamadou Niang
Fenerbahçe bu sezon hemen bütün istatistik dallarında lider ama bunların en etkileyicilerinden biri, hücum performansı. Fenerbahçe 241 kez (yani tam tamına Trabzonspor kadar) gol pozisyonuna girip, rakibinden 15 gol fazla attıysa bunu Alex Button kadar Niang’a da borçlu. Santrforda, santrfor arkasında ya da sol açıkta, her nerede oynarsa oynasın yüzde yüzünü veren Niang, bu sezon belki de ülkeye gelmiş en iyi yabancıydı.
En kötü transfer
İlhan Eker
Bilica’nın bu kadar kötü olduğu, Bekir’in bekleneni veremediği ilk yarının sonunda Lugano’nun partneri o olabilecekken kendini bir anda pazarları evde televizyon izlerken buldu. Belli ki Oftaş’taki/Hacettepe’deki savunma büyüsünün sırrı daha çok Trabzonsporlu Giray’daymış!
ANAHTAR SAYI
25 buçuk
Anadolu takımları büyüklere kaybettiklerinde hep iyi mücadele ettiklerini, çok koştuklarını ama kaliteli ayaklara çare bulmadıklarını söylerler. Fenerbahçe’nin bu sezonki bir istatistiği bu ezberi de bozuyor: Sarı-lacivertliler maç başına 25,5 top çalmayla bu konuda da ligin açık ara lideri… Hatta bütün meselesi top çalma olan Konyaspor’dan bile 76 fazlaları var bu alanda… Belli ki şampiyon olmak için kalite yetmiyor, çok çalışmak da gerekiyor.
Uğur Meleke
Duygulandım akşam akşam. Birden çocukluğuma gittim. Ortaokul yılları. 1989. Gözlerim doldu. "Ah o yeşil cenneti çocuksu sevdaların." -Baudelaire-
http://www.youtube.com/watch?v=Emdmn...&feature=share
Ligtv'nin belirlediği bu sezona ait en güzel 10 gol
http://www.ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&hid=93643