Alp Yalman'ı da Aziz Yıldırım'a bağlamışsın ya Arif pes:D
Printable View
Alp Yalman'ı da Aziz Yıldırım'a bağlamışsın ya Arif pes:D
arastirirsaniz ne demek istedigimi anlarsiniz sike konusunda vs.. eski dostluklari vardir 90-96 arasinda baskanken alp yalman. + gsnin hakki yenildiginde sesini cikartamaz bir unal aysal tarzi degil. Duygun Yarsuvat secilirse ne demek istedigim anlasiri acik ve net sekilde.
Aziz Yıldırım ile ahbaplar diye desteklememeniz garip geldi bana. Neticede bu adamların hemen hepsi iş adamı ve bir yerden bir bağlantıları vardır mutlaka. İmkan olsa araştırabilsek eminim Aysal'la da bir bağı çıkar Aziz Yıldırım'ın. Ama siz dersiniz ki bu adam Gs'ın haklarını savunamaz ona bir şey diyemem.
Bu medya Galatasaray düşmanlığı yapıyor. Sürekli Sneijder'in yeni mevkisinden herkesin şikayetçi olduğunu söyleyip duruyorlar. Yahu herif şahane oynuyor. Forvet arkasında oynayıp mac boyu topla maksimum 10 kere bulusacağına her mac daha geride oynayıp 90 kez topla buluşmasi takimin oyun kalitesini müthiş artırıyor. Hala konuşuyorlar bikbik. Bu Galatasaray'un isi çok zor.
Bence takımın devre arasına kadar göstereceği performans, Prandelli'nin kaderini çizecek.
http://www.trthaber.com/haber/spor/t...ok-146807.html
bu doğrumu eğer ki doğruya gs thy ye sponsor olmuş resmen
Yabancı oyuncu var, yabancı oyuncu var...
Quote:
Hollanda basınına konuşan Wesley Sneijder kendisine üç aydır ödeme yapılmadığını doğruladı.
Kulübün iyiliği için 3 aydır maaş alamadığını belirten Sneijder, yine de bu konuyu sıkıntı etmediğini söyledi. Tecrübeli futbolcu Hollanda'nın Kazakistan ve İzlanda ile yapacağı maça odaklandığını belirterek, "Galatasaray şu anda mali yapısını düzeltmek için çalışıyor. Yönetim bir çözüm bulacaktır. Ben ise kendimi iyi hissediyorum ve sadece Hollanda milli takımına odaklanmış durumdayım" ifadelerini kullandı.
30 yaşındaki futbolcunun Galatasaray ile 2016 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.
1m euro alacagi varmis sneijderin
Kulübün Demirören'e cevabı güzel olmuş:
http://www.galatasaray.org/kulup/haber/21262.php
Ne denir ki,
- Bir federasyon başkanı düşünün bize her kupa verişinde suratı beş karış asılıyor,
- Bir federasyon başkanı düşünün en tarafsız kişi olması gerekirken Melo için "Ben olsam Türkiye'den gönderirdim. Ceza alması için şikayet edilmesi lazım" diyerek pfdk'yı etkilemeye çalışıyor,
- Bir federasyon başkanı düşünün kritik bir milli takım maçı öncesi "Her başarızlığı TFF'ye ve Fatih Terim'e bağlamaya çalıştılar. Ama şimdi o yönetimin hali de ortada. Bıraktılar ve gittiler" diyerek Galatasaray antipatisini ortaya koyuyor...
Ne denir biliyor musun abi ?
http://www.turkspor.net/images/news/...eter_roset.jpg
http://www.geripas.com/futbol-haberl...si-h27077.html
baros pozisyonu yakalayınca yine kaçırmamış :)
Milan Baros`un roportajindaki Fatih Terim ile ilgili soyledigi en onemli kisim;
"Türkiye'de çok büyük bir efsane olarak anılır. Ancak, ben onunla ilgili iyi şeyler hatırlamıyorum, hiçbir şey hatırlamıyorum. Onun çok muhteşem bir hoca olduğunu söylerlerdi ama çalıştıktan sonra gerçeği gördüm. Dünyada ondan daha iyi olan bir sürü hoca var Fatih Terim'in Galatasaray'da taktik konusunda konuştuğunu hiç hatırlamıyorum. Terim takıma sadece ‘Rakibi yıkmak’tan bahsederdi"
savaşmaya çalıştıkları güç gerçekten çok büyük bir güç doğru diyorsun. kızamıyoruz.
burada kısırdöngüye düşüyoruz. namertle mertçe savaşamazsın ki.
senin de namert olman lazım. aysal ise bunu kabul etmedi. o yüzden ileride büyük bir efsane olarak anılacak bana kalırsa.
Demirören için sizden farklı değil düşüncelerim ancak Fatih Terim konusunda çoğunuza katılmıyorum. Baros'un söyledikleri doğrudur, Fatih Terim'in taktik konusunda konuştuğu (ve bilgisi) azdır, bu Uefa kupası belgeselinde bile belliydi. Fakat gerek Galatasaray, gerek Türk futbolu açısından ülkemize kazandırdığı başarıları bu kadar çabuk unutmak pek hoş değil.
Bu adam hiçbir şey bilmiyordu, tek numarası gazlamak, 4 sene üstüste şampiyon olup Uefa'yı kazandığında elinde Türk futbol tarihinin en iyi kadrosu vardı, aynısı milli takım için de geçerli diyecek olanlar Galatasaray'a kazandırdığı son 2 şampiyonluğu ve şampiyonlar liginde çeyrek final oynatmasını da unutmasın. Milli takımın başına umutlar tamamen tükenmişken geçip kısa sürede umutları yeniden yeşertip son maça az da olsa bir umut ışığı taşımasını da.
Tabi bunlar önemli değil, asıl mesela "karakter" diyecekler olacak. Vaktiniz varsa aşağıdaki yazıyı okumanızı rica ediyorum, bazı şeyleri daha iyi hatırlamak açısından.
not: Aşağıdaki yazıyı geçen sezon yazmış ancak paylaşmamış kaydetmişim bir köşeye. Şimdi paylaşıyorum:
Quote:
Fatih Terim transferde pek başarılı değildi. Zamanında Hagi için "alınsa da olur alınmasa da olur" dediği iddia ediliyor.
Bir de kimsenin tanımadığı bir oyuncuyu bulup çıkartmaya bayılırdı eskiden. Tuhaf tuhaf bir sürü yabancı oyuncu alınmıştı takıma ki bazıları değil Galatasaray ptt 1.ligde kümeye oynayan bir takımda bile kadroya giremeyecek oyunculardı. Bruno Quadros, Marcio, Lukunku, Ion Ionut Lutu, Christian, Adrian Knup, Batista, Fabio Pinto, Sergio Almaguer, Klodian Duro, Florin Bratu vs... bu isimler unutulur mu... Ve Fatih Terim bu isimlerin bir çoğu için büyük yıldız olacak diyordu yakın çevresine.
Bu kadar isimden arada tutan 1-2 tane çıkıyordu muhakkak. Filipescu ile Ilie mesela. Gerçi onlar Hagi ile Popescu vasıtasıyla alınan oyunculardı ama olsun. Ayrıca yerlilerden Vedat İnceefe Fatih Terim'in 2.ligde oynarken milli takıma alıp ardından Galatasaray ve Türk futboluna kazandırdığı bir isimdi.
Fatih Terim için bir oyuncunun kariyeri çok önemli. Oyuncu öyle ya da böyle, Avrupa'nın büyük takımlarından birinde forma giymiş bir oyuncuysa Fatih Terim için iyi bir oyuncu demektir. Yaşına veya kadroya girmiş girmemiş onlara pek bakmaz Terim.
Transferde başarısız olan Terim takım içinden yıldız çıkartmak konusunda ise çok başarılıydı. Birçok oyuncu performans olarak kariyerlerinin zirvesine Fatih Terim döneminde ulaştı. Hagi için her ne kadar "olsa da olmasa da olur" demiş olsada Barcelona ve Real Madrid gibi devlerde oynamış Romen yıldız kariyerinin gençlik dönemleri dahil hiç bir döneminde Fatih Terim'li Galatasaray'daki performans seviyesine ulaşamadı. Keza Selçuk İnan ile Melo aynı şekilde. Milli takımda Tuncay Şanlı, Nihat, Hamit gibi isimler... ve daha bir çok oyuncu en iyi performanslarını hep Fatih Terim'in yönetimi altında gösterdiler. Hepimizin burun kıvırdığı Riera'dan sol bek yarattı. İyi ve başarılı bir transfer değildi belki Riera ancak takımın sol bek konusunda sıkıntı yaşadığı dönemde ilaç gibi geldi zaman zaman hatalar yapsada.
Terim her oyuncuya şans veriyordu ama bu şans çok kısıtlıydı. Yani bazı oyunculara sadece 1 kez şans veriyordu, oyuncu o şansı iyi kullanırsa sonraki maçlarda da şans bulabiliyordu ama kötü kullanırsa bir daha kolay kolay oynatmıyordu onu Terim. O şansı iyi değerlendirenler Semih, Emre Çolak ve Yekta gibi isimler olurken kötü değerlendirenler ise Yiğit Gökoğlan, Ceyhun, Mehmet Batdal ve Furkan gibi bir daha hiç şans bulamayan oyuncular oldu. Gerçi iyi değerlendirenler olarak saydığım 3 isim de biraz mecburiyetten oynatılmıştı. Sakatlıklar ve cezalar nedeniyle savunmada Semih orta sahada Emre ve sonrasında Melo'nun cezası nedeniyle de Yekta buldukları şansları çok iyi değerlendirmişlerdi. Kısaca Fatih Terim o tek şansı iyi değerlendiremeyen oyunculara karşı acımasız oldu hep (tekrar forma şansı vermek açısından). Bu da benim eleştirdiğim yönlerinden biriydi Terim'in.
Fatih Terim taktiksel açıdan da pek başarılı değildi. Oyun içerisinde maçı okuyup gerekli değişiklikleri yapma konusunda yetersiz kalıyordu. Yönettiği takımlar maçı taktiksel değişikliklerle değil doğru oyuncu değişiklikleri veya doğru devre arası konuşmalarıyla kazanıyordu. Sonuçta ülkenin gördüğü en önemli motivasyon ustalarından biri belki de birincisiydi Fatih Terim. Ama dediğim gibi taktiksel müdahaleler konusunda kendini geliştiremedi pek.
En büyük artısı oyuncularıyla hep iyi iletişim kurdu. Onların sevgisini ve saygısını kazandı. Bu yüzden onları motive etmesi daha kolay oluyordu kuşkusuz. Ben Fatih Terim'in bunca yıllık Galatasaray ve milli takım kariyerinde herhangi bir oyuncuyla kişisel bir sıkıntı yaşadığını hatırlamıyorum. Bu çok önemli bir detay. Başkanla, yöneticilerle olmuştur ama oyuncularıyla ilişkileri bambaşkaydı. Hatta rakip oyuncularla da öyle. Rakip oyuncuların ona karşı saygı ve sevgisi kolay rastlanan türde bir şey değil.
Mesela şimdi Ersun Yanal'a bakıyorsun zamanında Hakan Şükür'le problemi oldu, bu sezon başında da Sow'la. Abdullah Avcı'ya bakıyorsun Selçuk'la. Mancini'ye bakıyorsun Balotelli'yle ve Tevez'le ciddi problemler yaşamış. Aykut Kocaman'a bakıyorsun Alex'le, Daum'a bakıyorsun Batalla'yla ayrılığa kadar giden anlaşmazlıklar olmuş. Onları eleştirmiyorum, bunlar normal olabilir, ama Terim'in bu isimlerin çoğundan çok daha uzun süredir teknik direktörlük yapmasına karşın böyle bir şeyi başarmış yani hiç bir oyuncuyla böyle bir sıkıntı yaşamamış olması normal üstü.
Ayrıca oyuncularını medya önünde hiçbir zaman suçlamadı. Hep kendi üstüne aldı başarısızlık olduğu zaman.
Fatih Terim'in bir başka özelliği birlikte bazı şeyler başardığı oyuncularına çok bağlıydı. Hiçbirini işi bitince bir kenara atmadı. Aksine; Hasan Şaş, Ümit Davala, Hamza Hamzaoğlu, Hamit, Tuncay, Nihat... bu isimlere her zaman güvendi, her zaman görev verdi. Avrupa'nın önde gelen kulüplerine baktığımızda da bu vefayı görüyoruz. Giggs, Scholes, Maldini, Gattuso, Zanetti, Raul... kulüpleri ta ki bu oyuncular kendileri bırakana veya ayrılana kadar sahip çıktılar bu isimlere. Bizdeyse Ayhan Akman, Hakan Şükür, Arif Erdem, Hasan Şaş yaşlandıkları ve katkı verememeye başladıkları zaman kapıyı gösterdik hepsine. Ama Fatih Terim kulübün yaptığı bu vefasızlığı yapmadı hiçbir zaman.
Bugün ise Fatih Terim TFF başkanı ile yanyana poz verdi diye tepki gösteriyoruz. Mancini de iyi kötü başarılı olunca 3 sezon önce neredeyse küme düşecek takımı dipten alıp şampiyon yapan, hem kulübe hem ülkeye tarihi boyunca yaşamadığı başarılar kazandıran Fatih Terim'i yerden yere vuruyoruz. Bu kadar nankör, bu kadar vefasız olmamalı Galatasaray taraftarı. Yanlışlar elbette eleştirilecek, elbette tepki gösterilecek ama bunu yaparken geçmişi bir çırpıda silip atmak ve karalamak taraftara pek yakışmıyor açıkçası.
Bunu hep söylerim, başarısı özneldir tartışılır ama tarihimizin en cesur başkanı olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.
Terim özelinde konuşacak olursak ise asıl problem bence kendi düzenine dayalı oyuncu zihniyetini ardında bırakarak kendi ardından yönetilmesi güç takımlar bırakmasıdır. Bunun ne derece doğru-yanlış olduğu tartışılır ama.
Fatih Terim'in teknik direktörlüğüne bir lafım yok,her zaman övdüm överim ama Baros'un açıklamaları da haksız değil yani.
Ayrıca Fatih Terim'in egosu benim problemim değildi hiç bir zaman olmadı,hala da değil.Ego olmadan başarılı birisi olamazsınız,egonuz sizin motivasyonunuzdur.Fatih Terim'i benim gözümde değersizleştiren şey Yıldırım Demirören'dir,sözünün eri olmamasıdır,yavaş yavaş ortaya çıkan ve kendini belli eden rantçı siyasi görüşüdür.Ama bunların içinde son darbeyi dünkü açıklamaları vurdu.Bildiğin silahlı magandayı savundu,bu hareketi Gökhan'ın yaptığı hareketten çok daha ahlaksızca bir şeydi.
Valla ben dünkü konuşmasını beğendim. Siz çok kızgın olduğunuz için ne söylese rahatsız ediyor olabilir. Ama biraz ön yargısız dinlerseniz gayet güzel bir konuşmaydı bence.
Fatih Terim oyunculara her zaman sahip çıkmıştır zaten. Şimdi farkı ne? O da kabul ediyor oyuncunun hata yaptığını ve diyor ki zaten 1 senedir bu yüzden kadroya almıyorum. Daha ne yapması gerekiyor, futboldan men mi etsinler? 21-22 yaşında çocuklar bunlar, yaptığı büyük ve tehlikeli bir hata doğru ama bu yaşta birinin hata yapmasından doğal ne var?
Hiçte güzel bir konuşma değildi abi,gayet nefret içerikli bir konuşmaydı.
Sneijder'in de serbest kalma durumu varmış hayro'da olduğu gibi.
Bu zamana kadar genelde hep divan üyelerine ve medyaya kızıyordum ama şu da bir gerçek ki ; Ünal Aysal gerçekten klübü batırmış.
Alakası yok. Ünal Aysal kulübü falan batırmadı. Bir kulübü dipten aldı tekrar yukarı çıkardı. Pino'lardan Drogba'lara gelindi, Sneijder'ler, Bruma'lar, Eboue'ler vs bir çok isime gelindi tekrar kalite hiç olmadıgı kadar yukarı çıktı. En son bence Skibbe'nin elinde böyle iyi bir kadro vardı. Tek sorun Burak-Selçuk üzerine kurulmaya calısılması oldu takımın bence. Bu adamlar 30 yaşındalar. Bunların üzerine uzun vadeli takım kuramazsın. Nitekim kuramadılarda. 2 seneden sonra cöküs basladı. Cok büyük bir revizyon gerekiyor. Trabzon'un yaptıgı gibi.
Pino'lara para ödeyemiyorduk zamanında. Şimdi Sneijder'in para alamaması o kadar da sorun değil. Düşünün Pino'ya parasını veremeyecek kadar eksideydik. Şimdi Sneijder'in sadece 1 milyon açığı var :D
http://www.footballuser.com/formatio...tasaray_SK.jpg
Beyler kurtuluşumuzu buldum 4-2-3-1 ve 4-5-1 e dönüşebilen 4-3-3 oynayacağız.Sonra gelsin goller,gelsin puanlar.
Bu kadro da ki tek sıkıntı Veysel,o da düzeldi mi bam bam bam gideriz.Eminim bu konudan kesin eminim yani.(Prandelli böyle oynatmayacağı ve göremeyeceğimiz için kesin eminim :zuhaha )
Şu Sneijder'i ortaya atıyoruz ya bana kalırsa hiç olmuyor o iş. Sneijder'i sağa da koysak bu adam gidiyor sola yakın oynuyor bir şekilde. Bugüne kadar oynadığı bütün maçlara bakın nerede başlarsa başlasın hep topla oynama bölgeleri solda. Mancini iyi görmüştü o işi. Sneijder'i sol kanatta serbest oynatmamız lazım. Daha faydalı olacağına fazlasıyla eminim ben.
O zaman şöyle bir şey yapacağız.
http://www.footballuser.com/formatio...tasaray_SK.jpg
Sneijder'de kafasına göre takılacak.
Bence şu an en sağlıklı 11
http://www.footballuser.com/formatio...tasaray_SK.jpg
Bu olur. Melo artık çok kolay çalım yiyor ve geriye koşamıyor. Orta saha bomboş kalıyor. Arkasına süpürücü bir oyuncu lazım. Topal gibi mesela Fener'deki. Veysel bu işi fazlasıyla yapabilecek bir oyuncu. Hem dayanıklılığı çok yüksek hem de fiziksel olarak gayet yeterli. Kötü teknik özelliklerini de göstermeyecek bir sistem bu. Geçen seneki Ceyhun'un rolü gibi. Ayrıca Melo o tekniği ile daha fazla ileriye dönük oynarsa daha etkili olabilir, hücum varyasyonları yaratabilir. Sneijder'in hücumlarda içeriye kat edeceğini ve serbest oynayacağını düşünürsek. Hem Olcan'a yer açılmış olur hem de olası kontralarda sol tarafa yakın oynayacak Melo o bölgede rakibi ilk karşılayan oyuncu da olur. Arkasında Veysel'de topları toplayacak ve Melo'nun arkasında kalanları süpürecek, presle takım yerleşene kadar takıma zaman kazandıracaktır ve yine Melo sol içte oynarsa diagonal paslarla hücumu sıkça genişletir.. Bruma'yı önünde açık alanla pozisyona sokabilir hızlı, diagonal paslarla.. Oyuncu değişikliği olarakta Pandev - Bruma, Dzemaili - Melo düşünülebilir.. Böylece alternatifli bir kadroda yaratılmış olur. Fakat nerdeeeeee.........
Arkadaşlar Umut nedir ya ? Terim hocasını görünce biraz çabaladı sadece. Bundan sonra ondan bize bir fayda gelmez. Forvet Burak olmalı.
Umut'un ölüsü Burak'tan iyi oynar. Burak denen adam topsuz alan savunması olmayan, sadece koşu yapan bir adam. Komple bir forvet değl. Umut ona göre çok daha komple ve her zaman aynı özveriyi veriyor sahaya.