Ankara'da Polis müdahalesi başladı.
http://k1306.hizliresim.com/1b/8/nxunr.png
Printable View
Ankara'da Polis müdahalesi başladı.
http://k1306.hizliresim.com/1b/8/nxunr.png
Okumalısın.
Quote:
Sevgili Arkadaşlar, aşağıda gördüğünüz bu zat-ı muhterem kamuoyunu yalan yanlış bilgilendirmektedir. Yanlış bilgilendirdiği konulara gelirsek:
1) Bahsettiği parkın ismi geçmişte "İnönü Gezisi Parkı" değil, "İnönü Gezi Parkı"'dır.
2) O parka o adın verilmesinin sebebi de İnönü gezsin diye yapılmış olması değil içerisinde İnönü Heykeli dikilmiş olmasıdır.
3) Dikilen İnönü heykeli Adnan Menderes döneminde değil 80 ihtilali sonrasında (1981’de) kaldırılmış ve parkın ismi "Taksim Gezi Parkı" olarak o dönem değiştirilmiştir. Hatta 60 ihtilalinde dikilen Taksim'in tam ortasındaki süngü heykeli de 80 ihtilali döneminde kaldırılmıştır. Kanalda boy gösteren kişi Menderes'in arkasına sığınarak yapılan yıkımları haklı göstermeye çalışmaktadır. Kaldı ki Menderes Vatan Caddesi'nin açılışı sırasında Topçu Kışlası'ndan çok daha eski, eşsiz İslam eserlerini, onlarca camiyi ve sayısız kabri yıkmakta sakınca görmemiş, dümdüz edip yol yapmıştır.
4) Parklarda yaşanabilecek sorunlara gelince, bu belediyelerin ve kamu idaresinin halkın ihtiyaçlarına cevap verebilecek gerekli aydınlatma ve güvenliği sağlamamasından kaynaklanmaktadır. Zat-ı muhteremin bu parkta bugüne kadar kültürel çalışmaların yer almadığını söylemesi de büyük bir yalandır. Parkın otel tarafındaki düzlüğünde yer alan büyük bakır kaplamalı havuz, başbakanın belediye başkanlığı döneminde bakırları çalınarak basit bir havuz haline getirilmiş, o güne kadar bu havuz etrafında sergilenen açık hava sergileri, şiir okumaları, kitap sergileri, kermesler güvenlik gerekçesiyle belediye tarafından iptal edilmiştir. Aynı dönemde öğrencilerin ekonomik bir şekilde mezuniyet baloları yaptığı, kültür ve sanat adına müzikal faaliyetlerin gösterildiği, bir dönem halkın konser ihtiyaçlarının karşılandığı gazino yıkılarak bir süre boş tutulmuş, parkın daha da ıssızlaştırılması sağlanmış, daha sonra evlendirme dairesi haline getirilmiştir. Onun altındaki Taksim Sanat Galerisi de sürekli olarak tadilat adı altında kapatılarak kültürel çalışmaların yapımı engellenmiştir.
5) Daha da geçmişe gidersek 1600'lü yıllarda (yani İstanbul'un fethinden sonra) Taksim mezarlıkların yer aldığı bir alanken 1700'lü yıllarda Beyoğlu ve Galata'ya su dağıtımı için III. Ahmet döneminde çalışmalara başlanmış, I. Mahmut döneminde de bitirilmiştir. 1839 yılında da son şeklini almıştır. Bölgeye 1780 yılında III. Selim zamanında Topçu Kışlası inşaat edilmiştir, yeri de şimdiki metro girişinin tam bulunduğu yerdir. Mimarı Krikor Balyan olan bu kışla Hint ve Rus mimarisinden izler taşır, geleneksel Türk, Osmanlı ve İslam mimarisiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Acaba kiliseyi taksim meydanına cephe haline getirmek isteyen başbakan Ortodoks Rusya'ya özel bir mesaj mı vermek istemektedir? Acaba bütün bu çalışmalarını da cami ile kamufle ederek müslüman halkın gözünü boyamaya mı çalışmaktadır? Yapılması düşünülen Topçu Kışla'sının mimari dokusuyla ve öne çıkan kiliseyle Taksim Meydanı'nın Kızıl Meydan'dan bir farkı kalmayacaktır.
6) Topçu Kışlası bir kışla olarak faaliyet gösteremeyeceğinden burada yapılmak istenen şey aslında kültürel ve doğal sit alanlarını talan etmek, ticari amaçla beton yığını haline getirmek olabilir mi? O arazi imara açıldığı takdirde arsa olarak Türkiye'nin en değerli arazilerinden biri haline gelecektir. Eğer ki amaç talan ise kışlanın geçmişteki varlığı imar talanına payanda olmaktadır.
7) Sarıyer’e dair sunucunun yaptığı bilgilendirme de doğru değildir. Sarıyer 1930 yılında ilçe olarak belirlenmiş, ilk belediye seçimi 1984 yılında yapılmıştır. O günden beri de sınırları hiçbir zaman değiştirilmemiştir.
Tüm bu bigiler ışığında Mavi Karadeniz Tv’de “Fıkra Zamanı” isimli programın sunucusu Abdurrahman Uzun’u kamuoyunu yanlış bilgilendirmeden ve yanlış bilgilerle galeyana getirmekten dolayı suçluyoruz. Yalan söyelyerek yaptığı bütün suçlamaları ispata çağırıyoruz. Bu konuda hukuki mücadele için ilgilileri göreve davet ediyoruz.
https://twitter.com/cArsi_1982
ATATÜRK Kültür Merkezi'ni sana yedirmeyeceğiz. çArşı ulan !
GFB ve uA'ya teşekkürü borç biliriz.
Doğrudur yanlışsa düzeltmek gerekir
Sizce sokağın ortasında molotof vb. şeyler yakmak doğru mu ?
Sonra da polis müdahale etti eder tabi
Basının ne durumda olduğunu gösteren bir video daha.
Spiker o kadar şaşırıyor ki tmsf'den bile özür diliyor :) Yazık.
[YOUTUBE="ZQN0tGOmd2o"]tmsf[/YOUTUBE]
cnn turkun penguenlerinden sonra bu gece de skyturk'un akilli kuslari ekrandaydi. saka gibi bir ulkede yasiyoruz gercekten...
@aydin
onceki sayfalarda ben de paylasmistim bu videoyu, medyamiz dunya basininin yuz karasi oldu maalesef.
bir yandan da seviniyorum, kimin ne oldugu daha acik ortaya cikiyor boyle zamanlarda. (:
Yahu bak anlamak istemiyorsun galiba
Gece saatlerce yürümenin bir anlamı var mı ?
Kaldırım taşını söküp polise atmanın bir anlamı var mı ?
Toplanın alın elineze bayrakları sallayın 1 saat 2 saat neyse sonra dağılın gidin benim bildiğim eylem budur
Tebrik ediyorum gerçekten. Ancak görüldüğü üzere maalesef konuşma tartışma hakkı bile televizyonlarda verilmiyor. Halbuki herkes istediği kanalda bu olayları konuşup eleştirebilmeliyken ancak korsan eylem yaparak düşüncelerini dile getirebiliyorlar. Ondada susturulmaya çalışılıyor. Basına ne yapılmışki sorusuna bu videoyu izleyerek cevap bulunabilir. Ne yapılmamış ki? Özgür bir ortam var mı şu programda hiç.... :icon_cry:
Yahu Melih Gökçek'in belediye başkanı olduğu bir il Ankara ne bekliyorsunuz. Adam kudurmuş gibi belediyede çalışanları zorluyor. Eminim oturduğu yerden Ankara emniyetine 7 / 24 talimat yağdırıyordur. Yani Ankara'da bu müdahalelerin yaşanmasına şaşırmamak gerek. Allah Ankara insanına sabır versin. Başlarında Melih Gökçek gibi bir baş belası var.
Ayrıca olay olduğunda, biri yaralandığında saatlerce yayın yapan spor kanallarını da görüyoruz. Bir tanesi de çıkıp yayınlamıyor. İstanbul'da BJK,FB,GS'lısı beraber yürürken, İzmir'de Karşıyaka, Göztepe ve Altaylısı, Adana'da Adanaspor ve ADS'lisi hep beraber yürürken hiç birisi çıkıp yayınlamıyor. Memleket düzelmeden futbol düzelmez diyen insanlardan bir haftadır ses seda yok. O zatlar artık hangi yüzle saatlerce programlarda sidik yarıştıracaklar merak ediyorum. Medya kendi kendini bitiriyor.
Beyler
Ben kocaelide yaşıyorum. Burada hergün DHKPC midir nedir yürüyor koşuyor bağırıyor herşey yapıyor ama ne meşale ne molotof nede taşları söküp polise atıyor
Polis geliyor iki uyarıyor adamlar dağılıyor evli evine köylü köyüne
Eylem böyle olur işte.
3 4 gün önce burada park olayıda oldu. Polis 15 dakika uyardı yapmayın etmeyin dağılın gidin diye sonra ne oldu polis suçlu
Her polis için demiyorum bunu orası ayrı konu
Mynet'te polisin dağılma uyarısında bulunduğu , göstericilerin dağılmayınca müdahalenin başladığı yazıyor mesela. Neye istinaden dağılın dediler ? Hadi artık yeter , terlediniz üstünüzde soğumasın teriniz falan mı acaba , nedir ?
DHKPC dediğin yasadışı bir örgüt diye biliyorum tabii PKK'nın bile artık yasadışı olmadığını biliyoruz. Belki hükümet DHKPC'yi de aradan çıkartmışsa yürüyüş yapmaları normaldir tabii :)
Onlar olmaya bilir bu sol görüşlü kırmızı bayraklı arkadaşlar varya hani onlar işte :D :D
Okuması gerekenler okumayacak ama yine de yapıştırayım:
Quote:
Yargıçlar Sendikası, bir basın açıklaması yayınlayarak Başbakan'a göndermelerde bulundu.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
Tarihteki gerici bir ayaklanmanın simgesi olan Taksim Topçu Kışlası’nın yeniden inşaası ve AVM yapımı için, anıtsal yeşil alan olan Taksim Gezi Parkı’nın yeniden düzenlenmesi projesinin gerçekleşmesi yolunda şahsınızın gösterdiği ısrar ve çabalar; İstanbul’da, Ülkenin ve Dünya’nın değişik yerlerinde düzenlenen örneği görülmedik toplantı ve gösterilerle protesto edilmektedir.
Her sınıftan, yaştan, meslekten, kökenden, düşünceden, inançtan insanın ortak irade ve paylaşım duygusu içinde katıldığı bu gösteriler; anlaşılmaz bir hırsla, ölçüsüz şiddet uygulanarak dağıtılmak istenmekte, polis kuvvetlerinin geri çekildiği yerlerde ise daha vahim sonuçlar yaşanması önlenmektedir.
Bu gösterilerde aşırılık gösterip kamu, kurum ve kişilere ait mallara zarar verenlerin eylemleri ise elbette ki kesinlikle onaylanamaz.
Bu toplantı ve gösterilere, toplumun barışçıl ve bugüne kadar tepkisiz kalmış kesimlerinin de yoğun ilgi ve duyarlılık göstermesi, başta siz olmak üzere hepimizi düşündürmelidir.
Tepki ve protestoların bu yoğunluk ve yaygınlıkta yaşanmasının nedenleri, hepimizce sorgulanmalıdır.
Tarihi bir sorumluluğun gereği olarak, biz gördüklerimizi, düşündüklerimizi söyleyelim:
-“İdeolojik, marjinal olmak” gibi sığ söylemlerle, kendinizden farklı düşünenleri ötekileştirip susturmaya çalıştınız.
-“Dinin emrettiğine neden karşı çıkıyorsunuz” türü ifadelerle, herkesin sizinle aynı inanç ve algılara sahip olması mecburiymiş gibi yaklaşım göstererek, başkalarının hukuk ve sosyal yaşam kurallarını kendi inanç referanslarınıza dayandırmayı alışkanlık hâline getirdiniz.
-Kendinizden görmediklerinizin iş, kariyer, özgür ve güvenli yaşam alanlarını gittikçe daralttınız. Parti referansı olmadan taşeron işçisi olmayı bile imkânsız hâle getirdiniz.
-Maksatlı, tek yanlı ağır vergi cezalarıyla; özgürlükçü, çok sesli basını, sesini çıkaramaz, demokratik işlevini yerine getiremez hâle getirdiniz.
-Batık gazeteleri devlet kurumları eliyle yandaşlara devredip iktidarınızın “hık deyicileri” yaptınız.
-Birkaç kadeh veya ne kadar içiyorsa içsin, içki içenleri “ayyaş-alkolik” diye aşağıladınız.
-Alkollü araç kullanmayı kabahatten cürme terfi ettirip hapisle cezalandırma niyetine girdiniz.
-Sigara içerek iyi bir şey yapmayan, ama asıl kendisine zarar verenlere, “gidin zehir odalarında için” diyerek kafes canlısı muamelesi yaptınız.
-Kentsel dönüşüm, imar planı değişimi gibi adlar altında birilerine tatlı rantlar sağlayan, beton yığını sitelerle, plazalarla, AVM’lerle her yeri doldurup fakirlik-zenginlik çelişkisini insanların gözüne gözüne soktunuz.
-5-10 yıl öncesinde hiçbiri yokken şimdi milyon TL’lerini nereye harcayacaklarını şaşırmış, iktidarcı dinsel kimliklerini kartvizit yapan, sonradan görmelerle etrafı doldurdunuz.
-“Başörtülüler dışlanıyor, ötekileştiriliyor” yakınmalarınızı, başı açıkları dışlayarak, ötekileştirerek giderdiniz.
-Devlet okullarında okuyan çoğunluğun çocuklarını, yetersiz kadro, donanım koşullarına, geçim zorluğu çeken öğretmenlerin bıkkınlığına terk ederken, nitelikli eğitim-öğretimi yüksek gelir sahiplerinin ayrıcalığına dönüştürdünüz.
-Artık iktidarınızın, bakanlıklarınızın, belediyelerinizin arzu ve taleplerine aykırı pek az yargı kararı çıkmasına rağmen, Taksim Gezi Parkı’yla ilgili “yürütmeyi durdurma” kararında olduğu gibi aleyhe çıkan tek tük mahkeme kararını bile sindiremeyip “maksatlı” buldunuzu beyan ettiniz; “sonunda yine de bizim dediğimiz olacak” diyerek yargıyı, hukuk devletini hiçe saydınız.
-Adalet Bakanınızın Müsteşarı eliyle oluşturulan yeni HSYK kararlarıyla, yargıyı tepeden tırnağa yeniden dizayn ettiniz; Yargıtay üyeliklerinde, özel görevli mahkemelerde nerdeyse size aykırı gelecek tek bir yargıca, savcıya yer vermediniz.
-Darbe planlarına katıldıkları iddiaları çerçevesinde adları öne sürülenlerden yargılanmadık, tutuklanmadık, en üstten en alt rütbeye kadar asker, bürokrat, akademisyen, gazeteci, sivil bırakmadınız. Kalabalık iddianame sayfalarına rağmen birçoğunun hangi terörist fiilleri işledikleri konusunda kamuoyuna somut bilgi aktarımında bulunmadınız.
-Genelkurmay Başkanı’nın, hükümet aleyhine internet sitelerini yayına sokarak “terörist şiddet yöntemleriyle hükümeti yıkmaya teşebbüs suçundan” özel görevli mahkemede yargılanmakta olmasını sorgulamazken, MİT Müsteşarınız için çok çabuk çözüm ürettiniz.
-Kesin delillere dayalı mahkeme kararıyla, “33 askerin şehit edilmesinin baş sorumlusu olduğu” sabit olan bölücü bir terörist şefinin, başka suçların failleri olan şahısların dahil olduğu kimi gizli tanıkların beyanlarıyla, üst düzey görevler yapmış insanların ağır suçlarla çok kolay suçlanmasına zemin hazırlayan düzenlemeler yaptınız.
-Tarihin en karanlık ve umutsuz günlerinde dahi Vatanın ve Ulusun umudu ve kurtarıcısı olmuş Türk ordusunun binlerce onurlu subayını, bu dava-tutuklama kaosu süreci içinde büyük bir moral, güven yıkımına uğratırken, ayaklar altına alınmış onurlarından başka bir şey düşünemez hâle getirdiniz.
-Halkın hiçbir onayını almadan, şehit yakınlarının ve gazilerin yaralarını yeterince sarmadan, yasal alt yapı oluşturmadan, kendi ordumuzun tutsak komutanlarına göstermediğiniz müsamaha ve anlayışla, bölücü terör örgütüyle müzakereler yaptınız.
-Bu Ülkenin her zaman asli unsuru olmuş milyonlarca Alevinin; “herkesin Sunni kurallara göre inancını yaşaması mecburiymiş” gibi “sapkınlık” olarak aşağılanmasına, hakarete uğramasına onay veren sözler sarf ettiniz.
-Bu aşağılama pervasızlığı üzerine; Alevi akıncıları ve yeniçerileri fetihten fetihe koşturup İmparatorluk topraklarını 2,5 kat büyütürken, diğer yandan 40 bin Alevi Türkmeni katleden bir padişahın adını “en uygunu bu” diyerek 3. Boğaz Köprüsüne vermeye niyetlendiniz.
-“Yasama, yürütme, yargı erklerinin, kendi içlerinde ve birbirlerine karşı ayrı görev ve sorumlulukları olmasını” ifade eden, “Devlette kuvvetler ayrılığı” ilkesini, “herşeye ilk önce ve en son kral karar verir” mantığına dayalı “kuvvetler birliği” ilkesine dönüştürmek isteyerek, “başkanlık despotizmi” tehlikesiyle toplumu son derece kaygılandırdınız.
-TV dizilerinin senaryolarını, oyuncu kıyafetlerini eleştirip baskılayıp değiştirecek, “kaç çocuk sahibi olmaları gerektiğini” söyleyecek kadar her konuya müdahil olarak, insanlarda özgürlüklerinin gırtlağına çöküldüğü duygusu yaratmaya başladınız.
- Kurucu önder Atatürk’ü getirdiği Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, laik kimlik ve ilkelerini pek benimseyemediniz; Sık sık çıkmaya başlayan mazeretleriniz nedeniyle katılamadığınız Milli bayramları, bayram gibi kutlamamıza da izin vermediniz.
-Kendi savaşımız olmayan Suriye’de çıkan iç savaşta, Meclis kararı bile olmadan “fiili savaş tarafı” oldunuz.
-İleride belki de onbinlerce, yüzbinlerce çocuğumuzun canına mâl olacak, on yıllarca sürecek bir savaşa girmemize heveskâr olarak, geleceğe dair kaygılarımızı artırdınız.
-İktidarınız yenilendikçe, halkınıza daha yüksekten ve uzaktan bakmaya başladınız.
-“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın” hadisini unuttunuz, eski Yunan tanrıları gibi davranmaya başladınız.
-Ve daha sıralayabileceğimiz pekçok gönül ve umut kırıcı şeyler yaptınız.
Ama siz maalesef bunların tek birini dahi görmediniz, kabul etmediniz.
Sanki, bizler sizin kullarınızmış gibi düşünmeye ve davranmaya başladınız.
Bu halkın düşünce ve iradesi, bir süre önce hararetle alkışladığınız başka ülkelerin meydanlarında toplanan halkların düşünce ve iradelerinden, çok daha demokratiktir, çok daha meşrudur ve çok daha az marjinaldir.
Siz bu halkın barış, özgürlük, güven içinde yaşama ve geleceğe umutla bakma duygularında travmalar ve korkular yarattınız; Onun için bardağı taşıran damlalardan birinin, Gezi Parkı’nda kesilen ağaçlar olmasına da çok şaşırmamak gerekir.
Saygılarımızla..
YARGIÇLAR SENDİKASI
Biber gazı artık Türkiye tarihine geçen maddelerden birisi oldu. Biber Gazı, çapulcu, toma, gaz maskesi bunlar unutulmaz. :n:
Biz 2010larda dozerle toma kovalamıştık :p
Ankara polisinin derdi nedir? Neden rahatsız oldular acep? Taksim şenlik havasında geçerken oradakilerin sıkıntısı nedir? "Gerçekten yol kapanıyor" uyarısına inanalım mı yani?
Vapur seferlerini iptal ediyorlar ya orada ki binler yüzerek karşıya geçer. Biz bu kadar inanıyoruz bu devrim başladı.
Taksim şaşırma sabrımızı taşırma.. :p
O değilde yarın şu tüy dökücü krem reklamı yüzünden sırf taksime gideceğim, Allah aşkına şu Halk TV'ye bir haftadır reklam vermeyen firmalar neyin ticaretini yapıyor anlamıyorum.
Apo ve PKK bayraklarını asan yere adam sokmuyorlarmış. Gidip indirmeye çalışanları engelliyorlarmış. TD forumunda okudum ne kadar doğru, yanlış bilinmez.
Tamam ama böyle bir mesajı ben de yazıp, internete yükleyebilirim. Belki buna benzer mesajlar gönderilmiştir; lakin, bu örnek pek inandırıcı gelmedi bana.
O foto bana da hiç inandırıcı gelmedi. Doğruluğu kesin olmadığı için de siliyorum.
Vallahi Ankara'yı bilemem ama Adana'da Belediye başkanı Azim Öztürk millete bedava mesaj yolluyor. Yarın Tayyip Adana'ya inecekmiş.