Printable View
Oyunu oynarken keşfettiğimiz ince noktaları bu başlık altında paylaşssak hepimize çok yararlı olur diye düşünüyorum.
İlk paylaşımlar da benden gelsin.
1) Regene yıldız veren 18 yaş altı asistan menajer oldu bende(sanırım herkeste de aynıdır) 18 yaş altı asistanlarımızın öncelikle potansiyel sonra da yetenek değerlendirmeleri yüksek olsun.
2) Ligde artık kolayca şampiyon oluyorsak duran top ayarlarını avrupada oynatacağımız ideal 11'e göre yapmak daha mantıklı.
Lig ve avrupa primlerini düşük olarak ayarlayın. Oyuncuların konsantrasyon ve motivasyonlarında hiç bir sorun olmuyor. Yine lig ve avrupa hedeflerine ulaşıyorlar.
Sezon başında daha ilk günden başlayarak kabul eden en güçlü takımlarla(yönettiğiniz takıma göre real,barca, fenerbahçe, beşiktaş vs.. olabilir) 4 günde 1 olmak üzere hazırlık maçları yapın( ilk resmi maçınıza 10 gün kalana kadar yapın hazırlık maçlarınızı)
Antreman ayarlarıyla oynamanıza hiç gerek yok. Hiç dokunmayın o ayarlara. Sezon başı güçlü takımlarla 8-10 hazırlık maçı oynarsanız, zaten takım taktik ve kondisyon olarak hazır duruma geliyor
Hazırlık maçlarını güçlü ya da zayıf rakiplerle yapmak neyi etkiliyor ki?
Tamam, taktik ve kondisyon eksiği açısından bende 5 günde bir olacak şekilde hazırlık maçı ayarlıyorum ama dediğim gibi rakibin gücü neyi etkiliyor?
Rakiplerin güçlü olması, resmi maçlara geçtiğin zaman rakiplerinin sana çerez gibi gelmesini sağlar. Ayrıca büyük takımlarla yaptığın hazırlık maçlarında hatırı sayılı paralar kazanırsın. ( Ben fenerle hazırlık maçlarından 6-7 milyon tl para kazanıyorum, zayıf rakiplerle yaparsan çok az kazanırsın)Quote:
Originally Posted by Bonzi
Düşüncene karşı çıkmak gibi bir niyetim yok, onu baştan belirteyim öncelikle. Ben sadece neyin ne olduğunu kestirmeye çalışıyorum.
Geçenlerde birisi "Zayıf rakiplerle hazırlık maçı ayarlarsan alacağın galibiyetlerle (ya da atacağın gollerle) oyuncular üzerinde moral etkisi yakalarsın" gibi bir şey söylemişti (ya da buna benzer bir şeyler). Kimdi, hangi başlık altında dile getirilmişti hatırlamıyorum şu an. Dediğim gibi ben sadece neyin doğru/yanlış olduğunu kestirmeye çalışıyorum.
Bu noktada ayrıca rakibine ait olan fikstür de önemli. Mesela ben Haziran'da son maçı oynar oynamaz Temmuz'un başından itibaren olacak şekilde maçları ayarlıyorum. Bu sezon başında Swansea takımına teklif götürdüm kabul ettiler. Sonrasında yerel fikstürler açıklandı derken Swansea hazırlık maçım benim süper kupa maçımla çakıştığı için ertelendi. Yeni tarihe 3-5 gün kala bu sefer Swansea'nin başka bir maçı ile çakıştığı için ertelenmek durumunda kaldı ki son verilen tarih benim lig maçlarıma denk düşüyordu. Bunu şu yüzden anlattım, güçlü rakip diyorsun ama dışarıdaki liglerin yerel ve kıtasal fikstürleri ciddi anlamda sıkıntı yaratabiliyor. Teklif götürdüğün takımın hangi turnuvalara dahil olduğunu bilmedikten sonra benimki gibi aksaklıklar sık sık olacaktır.
Olaya bir de ekonomik açıdan bakmışsın (ben o kısmı dert etmiyorum gerçi, Ünal Başkan gitsin bankadan kredi çeksin :p ). Hazırlık maçlarından ciddi anlamda kâr sağlamak için evinde oynaman lazım, teklif götürdüğün her takımın deplasmana gelmeyi kabul etmesi demek bu da. Çoğu takım ise buna yanaşmıyor. Daha doğrusu ben ikna edemiyorum diyeyim olay tatlıya bağlansın. :)
Bir de hazırlık maçlarında taktik ve kondisyon anlayışını tavan yaptırdıysan, resmi maçlarda sıkıntı çekmezsin diye düşünüyorum. Haksız mıyım?
Hazırlık maçlarının takımın moralini etkilediğini düşünmüyorum.(olumlu ya da olumsuz olarak)Quote:
Originally Posted by Bonzi
Fikstüre gelirsek Türkiye süper kupası hep aynı tarihte oynanır(10 ağustostu sanırım) Onun için 10 ağustosa 10 gün kalaya kadar son hazırlık maçını yap(daha doğrusu ilk resmi maçına kadar çünkü avrupa ön eleme maçları da olabilir, avrupa ön eleme maçı olduğu takdirde 1 hafta kalaya kadar da maç yapılabilir(bu 10 gün ve 1 haftalık süreleri olası sakatların iyleşebilmesi için veriyorum)
Ayrıca avrupanın büyük takımlarından biri kabul etmezse diğeri eder, sen teklifi yolla kabul ya da red hemen belli oluyor zaten. Beşiktaş,ts,trabzon mutlaka kabul eder mesela türkiyeden.
Küçük takımlara karşı oynayıp taktik anlayışı oturtmakla büyük takımlara karşı oynayıp da oturtmak arasında fark var bence.
Hazırlık maçları ile ilgili olan tartışma hakkında bilgim yok ama kadro primleri kesinlikle yanlış bir bilgi. Daha önce Fenerbahçe'de Avrupa ve lig primlerini düşük ayarladığım için takımda ufak kaygısı olan oyuncular oldu. Profiline girdiğimde verilen primin düşük olmasından dolayı mutsuz yazıyordu.
Mutsuz yazabilir ancak 2-3 resmi maç üst üste kazanınca o gider (belki de hazırlık maçı kazanınca ya da kazanmasan bile 2-3 hafta içinde kendiliğinden gider, primler ne zaman belirleniyordu tam hatırlamıyorum ) ve uzun vadede bunun hiç bir etkisi olmaz.Quote:
Originally Posted by NikolaiBelinski
Oyuncular yeni sözleşme talep ettiğinde hemen konuşarak sözleşmen devam ediyor seçeneğini seçin, haklısın patron diyeceklerdir.
Şu anda keşfettiğim şey ise bir gencinize takımdaki birden çok futbolcunuzun aynı anda özel eğitim verebilecek olmasıdr.
işte bu ilginç. sanırım bu seriye kadar bu özellik yoktu.Quote:
Originally Posted by okocha6
Yukardakilerin hepsini okumadım itiraf ediyim ama mutsuzluk zaten kalenin önüne tır çekip galibiyet alırsanız düzelir. Ya da bak kardeşim adam ol adam gibi top oyna diyin ya kale alır ya da artistlik yapar :D. Onun haricinde antremanı sezon başı hariç çok yüksek yapmayın ne çalıştırıyosanız artık... Haftada 2 maç varsa ortalama veya daha alt seviyeleri yapın. Bu gerçekten doktorunuz ne kadar iyi olursa olsun belli başlı oyuncular hariç sakatlanmayı baya azaltıyo. İlk sezonum Liverpool'la oynuyorum en uzun sakatlığım (lorik cana) 1ay/5hafta sürdü ve hiç 3 önemli oyuncum sakat olmadı.
İlk 11de oynamak isteyen oyuncularımızı, sana ilk 11de şans vereceğim diye kandırıyoruz.
Gitmek isteyenlere ise sana ihtiyacım var falan diyoruz
Herkesin oyunu oynayış şekli farkı ama hazırlık dönemi ile ilgili düşüncelerine katılmadığımı belrtmeliyim.
Hazırlık maçını yapma amacına göre de değişiklik gösterir tabii ki, sen para kazanmak istiyorum dersen yaparsın popüler kulüplerle maç. Ama amaç yeni sezona olabildiğince hızlı ve iyi hazırlanmak olduğunda benim tercihim zayıf rakipler, hemde olabildiğince zayıf rakipler :)
Neden diye soran olur belki kendimce tercih sebebimi açıklayayım.
1) Zayıf rakibe karşı oyuncuların fazla efor sarfetmek zorunda kalmaz.
2) Hazırlık maçı/resmi maç fark etmez, takımın maç kazandıkça oyuncularının morali yükselir. Kaybettikçe düşer. (Biraz oyuncuların mental durumuna da bağlı tabii ki, sıradan oyuncular çok daha hızlı moral düşüşü/kazancı sağlar, profesyonel oyuncularda bu daha yavaş)
3) Sen kendi oyun anlayışını Barcelona'ya mı kabul ettirebilirsin? Yoksa Özçamdibispor'a mı? :) Taktik uyumluluğunu en hızlı zayıf rakiplerle pratik yaparak geliştirilir. Hatta yönetiminiz imkan veriyorsa tura çıkın, taktik uyumluluk çok daha hızlı yükseliyor.
Ne kadar çok hazırlık maçı, o kadar hızlı maç kondisyonu ve taktik alışkanlığı kazanımı diyorum. Taktik-antrenman bir yere kadar, elinizde mutlu bir oyuncu topluluğu olmadıktan sonra başarıya ulaşmanız çok zor.
Oyuna yeni başlayan ya da oyunu uzun yıllardır oynamamış arkadaşlar da olabilir, onlar için de serbest kalma maddesi olan oyuncuların 48 taksitle transfer edilebildiğini de belirteyim.
Hah işte gözden kaçırdığın nokta burası. Ben diyorum ki; "Hazırlık maçlarımı Haziran ayının başında ayarlıyorum." Real Madrid'de olsa Bucaspor'da olsa o tarihte gönderdiğim daveti anında kabul ediyor, bunda bir sıkıntı yok. Sonra haftalar geçiyor, her takımın fikstürü bir bir açıklanmaya başlıyor bir bakıyorsun seninkinde bir sıkıntı olmasa bile rakibinin fikstüründe uyumsuzluk olduğu için pat diye hazırlık maçını erteliyor (ya da iptal ediyor). O anda o boşalan tarih için yeni bir ayarlama da yapılamıyor az bir süre kaldığı için. Bu da senin bakış açından şöyle bir olumsuz yaratıyor; Para yok, maç kondisyonu yok, taktiklerde ilerleme yok. Oturup takım ile ilgili sezon hazırlıklarına mı yoğunlaşayım yoksa tek tek hazırlık maçı rakiplerimin fikstürlerini mi inceleyeyim?Quote:
Originally Posted by okocha6
Bu yüzden ben kendi ülkemden hatta kendi şehrimden takımlarla kendi sahamda, en alt ligden en üst lige doğru takımlarla hazırlanmayı daha pratik ve yararlı buluyorum.
http://img829.imageshack.us/img829/5116/takn.png
Maç kondisyonuysa, kondisyon. Taktik uyumuysa, uyum... Dediğim gibi bana göre aralarında pek bir fark yok (ekonomi haricinde).
Not: Swansea maçını da ben ayarlamamıştım, Muslera'yı satınca otomatik olarak o tarihe maç ayarlamışlar satış maddesi olarak.
Bende hazırlık maçı iptali hiç olmadı sende de bir kez oldu diye bir daha olacak diye bir şey yok. ( Ki o maçın tarihini sen seçmemişsin)Quote:
Originally Posted by Bonzi
Hem nasıl hazırlık maçları haziran başında başlıyor, kamp başlangıcı zaten 25 hazirandan önce falan seçilemiyor(şampiyonlar ligine direkt gidiyosan böyle)
Fikstürlere bakmana falan da gerek yok. Rakip takım sezonu açmadıysa ya da uygun değilse maç teklifi bile yapman mümkün değil o tarihte(mesela 5 haziranda açtın sezonu uygun takımlar için 5 haziran tarihi seçime açıkken, uygun olmayan takımlar için kapalıdır, bende de oluyor bu mesela barca için 5 haziran kapalı ama 12 hazirandan itibaren açık oluyor(12 haziran tarihi seç ibaresi açık yani) 12 haziran için barcaya maç teklif ettiğimde de kabul oluyor)
Ayrıca 10 ya da 11inde süper kupa maçı var, sen istemeden sweansea maçı ayarlanmış, isteğe bağlı olmayan hazırlık maçı için yapacak bir şey yok ancak isteğe bağlı hazırlık maçı için( eğer türkiye süper kupası maçın varsa) planlaman çok kötü olmuş süper kupa maçına 4 gün kala hazırlık maçı koymuşsun.
tek birşey ekleyeceğim oda yeni oyun açarken mesela türkiye liginden bir takım yöneticem başlangıç tarihini almanya ligi olarak ayarlıyorum ekstradan 1 ay sürem oluyor bu süre zarfında taktik oturtmak ve yeni sezona hazırlanmak için bol bol zamanım oluyor
antremanlar gelişmek için değildirQuote:
Originally Posted by okocha6
1. Bu mevzu başıma bir kere gelmedi. Bir kaç kez yaşadığım bir olay bu fikstürlerin çakışması yüzünden hazırlık maçlarının iptali. En sonunda geçenlerde forumda bahsettiğim yazıyı okuyunca bu tür bir uygulamaya gittim doğal olarak.Quote:
Originally Posted by okocha6
2. "Hazırlık maçlarımı Haziranın başında ayarlıyorum" dedim, "Haziranda hazırlık maçı yapıyorum" gibi bir iddaam olmadı. İkisi farklı şeyler.
3. Bahsettiğin maç ayarlama olayını anlamadım. Fikstüre girip oradan hazırlık maçı ayarla demiyorum ben. Hazırlık maçı yapacağım takımı gözüme kestirip, onun kulüp sayfasına girerek o takıma teklifte bulunuyorum (yanılmıyorsam Türk takımları için hazırlık maçı yapılabilecek en erken tarih 6 Temmuz oluyor bunun için). Bunu Haziranda değil Mayısta da yapsam yine aynısı oluyor, değişen bir şey burada.
Fikstürüne girip de hazırlık maçlarını ayarlamalısın.Quote:
Originally Posted by Bonzi
Fikstüre girip de hazırlık maç ayarlamak ile benim yaptığım gibi kulübün profilinden hazırlık maçı teklifinde bulunmak arasında ne fark var Allah aşkına?
Fark şu ki hangi takım ne zaman için hazır görebilirsin. Yukarda da dedim. Mesela sen gsyi yönetiyorsun, 5 temmuzda barcelona uygun değilse o tarih senin fikstüründe barcelona için seçilemez olarak göründüğü gibi barcelonayla maç yapabileceğin tarihler de görünür.Quote:
Originally Posted by Bonzi
I-ıh... Öyle bir fark yok işte. Atıyorum 5 Haziran tarihinde fikstürden hazırlık maçı ayarladığımda Barcelona müsait değilse, fikstürle uğraşmadan kulübün profilinden yapacağım davet seçeneğinde de o tarih müsait olmuyor.Quote:
Originally Posted by okocha6
Anlayacağın, hazırlık maçını nereden ayarladığın değil, hazırlık maçını ayarlayacağın tarihte her iki takımında müsait olması (maçlarının olmaması ya da sezon arası tatilde/hazırlık kampında olmaları vs) etkiliyor.
Fikstürden maç ayarlamakla, takım profilinden maç ayarlamak arasındaki tek fark işlemlerin gerçekleştirildiği yer olması. Atıyorum, Almanya ligini göz atıyorsundur, rastgele bir takımı incelemek için o takıma inceliyorsundur ve birden bu takımla hazırlık maçı yapmak istersin. kalkıp da kendi kulübünden fikstüre girip, bu takıma davet göndermekle uğraşmak yerine böyle bir ksıayol seçeneği sunmuşlar sana. Olay (ya da fark) bu işte.
Hımm o zaman hazırlık maçlarının karşı takımca iptal edilmesi durumunun çok istisna olması gerekir, 5 sezonda benim hiç başıma gelmedi üstelik her sezon başı 8-9 hazırlık maçı oynamama rağmen.Quote:
Originally Posted by Bonzi
Bir de güçlü takımlarla hazırlık maçı yapmanın ne faydası olacak diyor arkadaşlar. Şampiyonlar liginde veya avrupa liginde bu takımlarla mücadele ediyor çoğumuz. Hazırlık maçları, onlar karşısında gücümüzü görme, kendimiz tartma,resmi maçlarda karşılaşmamız durumunda neler yapmamız gerektiğini anlama ve onlarla oynamaya alışma imkanını verir takımımıza. Sonuçta oyun her senenin başında hafıza olarak sıfırlanıyor nerdeyse( taktik uyumun her seni başı neredeyse sıfıra düşmesi gibi)
Bu yazdıklarınla kendi kendine çelişiyorsun (Bunun bilincinde misin, yoksa farkında değil misin bilmiyorum). Diyorsun ki; "ŞL'de güçlü rakiplerle karşılaştığımız için, hazırlık maçlarını bunlarla yapmamız kendi gücümüzü/eksiğimizi görmemiz açısından avantaj sağlar." Evet düz mantıkla bakıldığı zaman bunda haklısın ama sonra diyorsun ki; "Oyun her sezon başında kendini resetler." Eee... Ne anladım o zaman bu işten?Quote:
Originally Posted by okocha6
Oyun kendini sıfırlıyorsa sadece benim takımımı sıfırlamıyor değil mi? Güçlü dediğin takımları da başa sardırıyor, Temmuz ayında benim onlarla yapacağım hazırlık maçı, Eylül ayının ortasında başlayan ŞL grup maçlarındaki olası rakiplerimi ölçmemi nasıl sağlayacak? Sezon başında yaptığım hazırlık maçında benim taktik uyumu + kondisyon gibi eksiklerim varken, Real Madrid'in olmayacak mı yani? Hadi ben o hazırlık maçında kendi eksiklerimi gediklerimi tamamladım, Nisan ayında da çeyrek finalde yine Real Madrid ile karşılaştım diyelim. Peki ben kendimi geliştirirken bu RM yerinde sayacak değil ya o da kendini geliştirmeye çalışacak. Sonuç?
Aslında sıkıntı biraz da başlıktan kaynaklanıyor bence. "Püf nokta" denilen şey hemen hemen herkes tarafından kabul edilip, uygulanabilir olan şeylerdir. Burada yazılanlar daha çok ilk mesajı atan arkadaşın izlenimlerinden oluşan şeyler gibi duruyor. Bu yüzden konunun başlığını değiştirmek de gerekiyor aslında.
Benim dediklerimde bir çelişki yok, oyun hafızası sezon başlamadan sıfırlanıyor ve sen önceki sezon karşılaştığın milan, real vs ile sezon başı itibariyle hiç karşılaşmamış gibi oluyosun ve ilk maçını hazırlık olarak yapıp büyük rakiplerini baştan tanıyorsun ve kendini tartıyorsun.Quote:
Originally Posted by Bonzi
Tartışmanın bir manası da yok. Sen kendi doğru bildiğini uygulayabilirsin bana göre ise benim dediğim doğru.
Size katılmıyorum. Herkes tarafından bilinse ve uygulansa püf nokta denmez, herkesin bilmediği özel şeyler bunlar. Tdk'da püf noktanın açıklaması da şu şekilde :Quote:
Originally Posted by Aydin
püf noktası
isim
isim Bir işin en ince, hassas ve önemli noktası
"Hatta bazıları mesleğin püf noktalarını anlatan kitaplar yazıp tecrübelerini gelecek nesillere miras bırakmışlardı." - İ. O. Anar
Şunlar kesinlikle püf noktalardır :
Regene yıldız veren 18 yaş altı asistan menajer oldu bende(sanırım herkeste de aynıdır) 18 yaş altı asistanlarımızın öncelikle potansiyel sonra da yetenek değerlendirmeleri yüksek olsun.
Ligde artık kolayca şampiyon oluyorsak duran top ayarlarını avrupada oynatacağımız ideal 11'e göre yapmak daha mantıklı.
Lig ve avrupa primlerini düşük olarak ayarlayın. Oyuncuların konsantrasyon ve motivasyonlarında hiç bir sorun olmuyor. Yine lig ve avrupa hedeflerine ulaşıyorlar.
Şu anda keşfettiğim şey ise bir gencinize takımdaki birden çok futbolcunuzun aynı anda özel eğitim verebilecek olmasıdr.
Haksız yere başlığı değiştirdiğiniz için ya eski başlık ismini geri getirin ya da başlığı kapatın. Ben bu şekilde kabul etmiyorum başlığı.
Kusura bakma ama "antrenmana hiç dokunmayın, yararı yok" gibi bir öneri komik duruyor ve bunu yeni oyuna başlayan bir kişi görüp "aa hakkaten öyle mi" diye düşünebilir. Bazı yazdıklarında yararlı olduğunu söyleyebilirsin ama bunların hepsi senin fikrin. Bence öyle değil ve "işin en ince, hassas ve önemli noktası" değil bu yazdıkların :)
Püf noktanın kelime anlamını tartışasım yok ama şunu belirteyim. Herkes tarafından bilindiğini söylemedim. Söylediklerinin kabul edilebilir olması lazım ama yazdıklarında tutarsız olan şeyler var ve bunlar püf nokta değil. Uygulandığında %100 verim getiren şeyler değil. Bu yüzden yazdıklarını bu şekilde kabul edemezsin.
Başlık bu şekilde kalacak. Hevesini kırmak istemiyorum ama yazmak istemezsen sen bilirsin.
hepsine katılıyorum. yalnız sormak istediğim bir soru var. yeni bir kariyer açtığımız zaman otomatik olarak düzenlenmiş hazırlık maçlarını mı oynayalım, yoksa hepsini iptal edip dediğiniz gibi bi hazırlık programımı düzenleyelim?Quote:
Originally Posted by Deus Dominus
başlığı açan arkadaş fazla öznel paylaşım yapıyor ama bonzi senin de olayı bu kadar uzatmana gerek yok mecliste değiliz veya önemli bir tartışma yok burada
Stoperiniz sınırlı savunmacı-dudurucu seçeneğini seçtiğiniz zaman yerinden ayrılıp ofansif orta saha veya forvete doğru hamle yapıyor. Bu durumda çok ileri çıktığı için yerini boşaltıyor ve rakip takımın hızlı oyuncuları bir verkaçla hemen kalenin önüne geliyor. Ben Egemenle bunu çok yaşadım, hatta önceki oyunlarda da en iyi stoperlerle bile bu sorunu yaşıyodum. Şu an kim olursa olsun standart stoper savunma seçeneklerini seçiyorum ve dediğim gibi alan boşaltma olmuyor. Oyuncuların puanlarında ciddi bir artış oldu, hem Bekir'de hem Egemen'de.
derinden koş ayarı elle değiştirilmediği veya ilgili olabilecek kenar talimatları açılmadığı sürece stoper ileri çıkmaz.Quote:
Originally Posted by himone
İleri çıkmasından kastım hücuma gitmesi değil, hücum eden rakibe müdahale etmek için ileri çıkması. Mesela eskiden Lugano çok yapardı, rakip oyuncuya müdahale etmek için biraz ileri çıkardı ve çalımı yerdi. Sonra yavaş olduğu için geri gelemezdi ve biz pozisyon yerdik. Bu sene de Egemen ve Bekir yüzünden aynı pozisyonu defalarca yedik.Quote:
Originally Posted by ForCimbom
Normal defans ayarladığınızda geride rakibin gelmesini bekliyor, topu almak için yerini bırakmıyor.
presle ilgili o dediğin mesela stoperler normal cover defanslarına göre daha çok pres yapıcak şekilde ayarlanmıştır o yüzden önde basar yanındaki coverda geride kalıp arkasını toparlar yobo gibiQuote:
Originally Posted by himone
Oyuncunun bireysel özelliklerinden ben kendim seçiyorum pres özelliklerini. Oyuncu posizyon seçimleri gerçekten çok etkili oluyor.Quote:
Originally Posted by Önder HOCA
Mesela bir orta sahanızı oyun kurucu olarak seçin uzun şutları nadiren olsun, bir de normal orta saha seçin yine şutları nadiren olsun. Normal orta saha şut çekme sayısında oyun kurucuya göre çok farkediyor.
Aynı şekilde kanat oyuncunuzu winger seçin ve şutları minimuma getirin, aynı oyuncuyu inside forvet seçin ve şutları yine minimuma getirin, bu 2 pozisyonun da şutlarında ciddi farklar oluyor. Aynı şekilde forvetlerin ara pası atma ve top sürmelerini gözlemleyebilirsiniz.
Stoperler için de ben aynı şeyi gözlemledim. Her taktiğimde stoperlerin presini kendi alanında seçerim ve pozisyonu değiştirsem bile o kısım kendim seçtiğim için değişmez. Ama ne oluyorsa oyuncu tercihleri birden değişiyor. Zaten öyle olmasa eski taktik ekranı değişmezdi ve biz herşeyi kendimiz hallederdik. Ve koçlar da oyuncunun pozisyonu hakkında tavsiyede bulunmazdı.
Neyse bu konuda aşırı şekilde iddiam yok ama ben bu şekilde gözlemledim.
Quote:
Originally Posted by himone
defans çizgisi aşırı ileride olabilir
pres ayarı çok fazla olabilir
adam markajından ötürü futbolcu çok fazla pozisyon değiştirdiği için böyle bir açık oluşuyor olabilir
demek istediğim sadece cover-stopper-defend(sıkı defans-savun-durdurucu türkçeleri) ayarlarını değiştirerek büyük pozisyonlama farklılıkları meydana çıkmaz. onlar biraz çerez ayarlar bence çok işlevsiz kalıyorlar.
FB'nin gerçek hayattaki savunması bu durum için harika örnek oluyor. Bekir veya Egemen benim bahsettiğim tarzda ileri doğru hamle yapan oyuncular, Yobo ise arkayı toparlayan bir savunmacı. Biri durdurucu (stopper) görevindeyken diğeri sıkı defans (cover) oluyor. Bence bu durumlar hiç çerezlik değil çok önemli. Eğer oyuncunun bireysel ayarlarında değişikliği yaparsan oyuncunun pres ve topa müdahale ayarlarının da değiştiğini göreceksin. Aynı şekilde savunmanı cover seçersen ofsayt taktiği de olmaz çünkü o artık daha geride bekleyip atılaan topları alır. Cover olan oyuncu direk müdahale etmez arkaya doğru koşu yapar, bu oyuncunun sezgileri ve hızı iyi değilse sürekli hata yapar. Yavaş oyuncu ile yapabileceğin ileride müdahale edip almasıdır.
Benim dediğm olay da burada devreye giriyor. Durdurucu seçtiğiniz oyuncu ileri müdahale etmeye gittiğinde adamı ıskalarsaa veya topu kaçırırsa savunmanız 1 kişi eksilir ve anında o bölgeden pozisyon verirsiniz.
Defans çizgim normal, takıma pres yaptırıyorum ama bireysel olarak stoperlerin kendi bölgelerinde komutları var. Normal defans seçtiğim Yobo bu dediklerimi yapmazken durdurucu seçtiğim Egemen yapıyordu. Ben de artık onu da normal stoper seçtim ve artık bu şekilde sorun yaşmıyorum. Hiçbir maçta bireysel olarak özel adam markajı vermiyorum, maç başında rakip talimatlarında sıkı markaj veririm. Ama bu hareketleri sadece o markaj verdiğim adama değil herkese yapıyor.
Dediğim gibi ben bu sorundan kurtuldum, fikrimi belirtiyim dedim.
Menajer sensin usta :) Kendini gerçek bir menajer gibi hissedeceksin ki oyundan aldığın tat da artsın. İster sen belirle, istersen asistanın, olmadı bırak diğer takımlar sana hazırlık maçı teklif etsin, karar senin :)Quote:
Originally Posted by musleramicol25
Stoperlerin durumu konusunda bende bazen sıkıntı yaşıyorum, özellikle bir takıma yeni gelmişsem. Benim oynatmak istediğim anlayışa alışana kadar ne çılgınlıklar yapıyorlar :D Stoperlerin ve varsa ön liberonun "closing down"ı nı (tam Türkçe karşılığı aklıma gelmedi şu an) "own area/kendi alanında"nın üst sınırına getirip bırakıyorum genelde. Ayarlara dokunmamışsam ve tactic creator ile hazırlamışsam taktiğimi kenar direktiflerinden "stand-off opponents" ve "stay on feet"i aktif yaptığımda körü körüne rakibin üzerine koşmaları azalıyor :)