1 ile 13 arası toplam 13 sonuç

Konu: Harrington Kupası Zaferinin Yıldönümü

  1. #1
    Nesil
    2006
    Yaş
    35
    Mesajlar
    6,844

    Default Harrington Kupası Zaferinin Yıldönümü

    Bir kulübün kazanacağı en büyük başarı nedir? Hangi kupalar en değerlidir. Bazı kulüp taraftarlarının cevabı hazırdır, "Şampiyonlar Ligi Kupası, Uefa Kupası, Süper Kupa". Ama bir kupa var ki; onun sahibi olmak Türkiye'nin en büyük takımına mazhar olmuştur. O kulüp de Fenerbahçe'dir ki, O kupa sayesinde en büyük olmuştur. Dünyada eşi benzeri yoktur. O kupa, işgal altındaki aziz vatanımızı kurtarmak için, emparyalist güçlerle ölümüne bir mücadeleye girmiş kahraman savaşçılarımıza moral olmuş... İsmet Paşa, ta Lozan'dan maçın sonucunu merak etmiş. Nitekim maç gecesi Lozan Konferansı’nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne; “Heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim.” diye bir kutlama telgrafı gönderilmişti.

    Bugün 29 Haziran 2006. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda elini taşın altına sokanlar için en önemli kilometre taşlarından biri olan Harrington Kupası'nın 83. yıldönümü. İstanbul'un o karanlık Mütareke Dönemi'nde Fenerbahçemiz, işgal kuvvetlerine karşı oynadığı maçların neredeyse hepsini kazanmış. Anadolu'da istiklalimiz için savaşan kahramanlarımıza ve halkımıza büyük moral kaynağı olmaktaydı. İstanbul'da Fenerbahçeliler işgal kuvvetleri ile spor, özellikle de futbol sahalarında büyük bir rekabete girişmişti. Fenerbahçemiz bu her sınıftan düşman birlikleri içinde pek çok tanınmış futbolcusu bulunan, İngiltere ve Fransa liglerinin hemen hemen en ünlü takımlarında forma giymiş futbolculardan oluşan birbirinden güçlü takımlarla maçlar yapmış ve oynadığı 50 maçın 41’ini kazanıp, 4’ünde berabere kalarak işgal altında bezmiş, ezilmiş Türk halkının yüreğinde bir nebze olsun teselli ve umut tohumları yeşertmişti.

    Fenerbahçemizin işgal kuvvetlerine karşı en büyük zaferlerinden biri de “General Harington Kupası” maçıdır. İşgal Orduları Başkomutanlığı, Fenerbahçe kulübüne karşı özel bir kin duymaktaydı. Çünkü Fenerbahçe takımı yalnız işgal kuvvetlerine mensup takımları peş peşe yenerek halkın milli duygularını şahlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda düşman açısından “hayli zararlı” faaliyetlerde de bulunuyordu.
    ****.com
    İstanbul işgal altındayken Fenerbahçeliler, Kurbağalıdere kenarında kulüp binamızın önündeki iskeleye yanaşan motorlarla Anadolu’ya silah kaçırmaktaydılar. Fenerbahçe kulübünün kayıkhanesi bir silah ve cephane deposu haline getirilmişti. Geceleri gizlice bu kayıkhanenin önündeki ahşap iskeleye yanaşan motorlar buradan yüklenip, gizlice Moda koyuna açılıyor, oradan İzmit’e geçerek Anadolu’ya silah ve cephane götürüyorlardı. Fenerbahçe kulübünün bu “zararlı(!) faaliyeti” İşgal Orduları Başkomutanlığı tarafından haber alınmış, ancak bunun farkına varan Fenerbahçeliler kayıkhaneyi derhal boşaltarak cephaneyi çevredeki üye ve sporcu evlerine taşımışlardı. Kulübü basan işgal kuvvetleri birlikleri ortada delil bulamamışlardı. Ancak yine de Başkomutanlık tarafından Fenerbahçe kulübüne süngülü bir müfreze bırakılmış ve Fenerbahçe kulüp binası haftalarca işgal altında tutulmuştu.

    Tüm çabalara rağmen bir şey elde edememiş olmak, işgal ordularının İngiliz Başkomutanı General Harrington’u oldukça öfkelendirmekteydi. Fenerbahçemize; hiç olmazsa futbol sahasında acı bir darbe indirebilmek için elinden geleni yapmaktan geri kalmamıştı. Başkomutan Harrington amacına ulaşabilmek için ortaya altın madalyalar konulmuş bir turnuva düzenlenmiş ve turnuva sonunda üç takım ön plana çıkmıştı: Irish Guards, Grenadiers Guards ve Goldstream Guards...

    Bu üç takımın en seçkin elemanları sıkı bir çalışmaya tabi tutulmuştu. Bu arada Cebelitarık ve Mısır’daki İngiliz askeri kuvvetlerinden, hepsi de profesyonel birer futbolcu olan dört önemli oyuncu getirtmiş ve adeta bir “İngiltere Milli Takımı” oluşturmuştu. Hedef o kadar büyüktü ki, ortaya konan bir metreye yakın, gümüş işlemeli kupa Başkomutan “General Harrington” adını taşıyordu. “Goldstream Guards” adı altında oluşan bu takım özel şekilde kampa alınarak sıkı bir çalışmaya tabi tutulmuştu. Ve bundan sonra General Harrington tarafından İstanbul gazetelerine şöyle bir ilan verilmişti:

    “Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler.”

    Fenerbahçeliler bu meydan okumanın direkt olarak kendilerini hedef aldığını hemen anlamışlardı. Ve yine gazeteler aracılığı ile hemen gereken cevabı vermişlerdi:

    “Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder.”

    İstanbul’da büyük bir heyecan uyandıran bu maç 29 Haziran 1923 günü, Taksim Stadı’nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde oynanmıştı. Bu maçı izlemek üzere “Iron Duck Zırhlısı” ile özel olarak gelen Malta Valisi Lord Plummer’de İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington’la birlikte şeref köşesindeki yerini almıştı. Şeref köşesinin önündeki masanın üzerinde de maçın galibine verilecek olan “General Harrington Kupası” duruyordu.

    Fenerbahçe bu tarihi maça, hiç gol yemeden İstanbul şampiyonluğunu kazanan şu ünlü kadrosuyla çıktı:
    Şekip Kulaksızoğlu- Hasan Kamil Sporel, Cafer Çağatay- Kadri, İsmet, Fahir- Sabih, Alaeddin Baydar, Zeki Rıza Sporel, Ömer Tanyeri, Bedri Gürsoy.

    Büyük bir çekişme içinde başlayan ve hep aynı çekişmeyle geçen maçın ilk yarısını 1-0 yenik kapatan Fenerbahçe, ikinci yarıda coşmuş ve klasik futbolunu ortaya koymaya başlamıştı. 60. dakikada Zeki Rıza’nın golüyle beraberliği yakalayan Sarı-Lacivertli takım bundan sonra daha da açılmıştı. 74. dakikada yine Zeki Rıza (Sporel) çok sert bir şutla Fenerbahçe’yi galip duruma yükseltmiş ve bundan sonra oyunda Sarı-Lacivertli takımın baskısı daha da artmıştı ve Fenerbahçe, güçlü rakibini eze eze yenmişti bu tarihi maçta. Maçtan sonra işgal orduları Başkomutanı General Harrington, adını taşıyan bu büyük gümüş kupayı Fenerbahçe takımı kaptanı Hasan Kamil Sporel’e verirken Taksim Stadı’nda fesler havada uçuşuyor ve yer yerinden oynuyordu adeta.

    Fenerbahçeli futbolcular, ellerinde General Harrington Kupası olduğu halde seyircilerin omuzları üzerinde stattan çıkarılmışlar ve Beyoğlu caddelerinde, büyük sevgi gösterileri arasında dolaştırılmışlardı.

    Bu galibiyet, milli bir zafer etkisi uyandırmıştı. Nitekim maç gecesi Lozan Konferansı’nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne; “Heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim.” diye bir kutlama telgrafı gönderilmişti. Allah bu büyük zaferi camiamıza kazandıran o büyük insanlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun. O büyük insanlar bilsinler ki, Fenerbahçelilerin onlarla duyduğu gurur kıyamete kadar bitmeyecektir.

  2. #2

    Default

    bızımle paylastıgın ıcın teşekkurler batuhan. varmı boyle kupası olan yazınn tamamını okudum.

  3. #3

    Default

    güzel bir bilgi.. en azından öğrenmiş olduk.. şimdi burada hayır bizim kupamız daha büyük demiyecem ama yinede Uefa Kupası değişilmez

  4. #4

    Default

    nasıl moral oldu çok merak ediyorum o zaman cephedeki adamlar o maçı biliyorlarmıydı ki acaba sonucunu bilsinler.....

  5. #5
    Nesil
    2006
    Yaş
    35
    Mesajlar
    6,844

    Default

    Quote Originally Posted by paco
    nasıl moral oldu çok merak ediyorum o zaman cephedeki adamlar o maçı biliyorlarmıydı ki acaba sonucunu bilsinler.....
    ne yazıkkı bütün halk savaşmıyordu onları orda bekleyen çocukları eşleri vardı

  6. #6
    Nesil
    2006
    Yaş
    35
    Mesajlar
    6,844

    Default

    paco en azından elini vicdanına koyarak yaz şuraya milli duygularınla yaz ben galatasaray uefa kupasını kazanınca nerdeyse galatasaraylı bir taraftar gibi sevinmiştim çünkü onlar Türk kanı taşıyor Türkiyeyi temsil ediyor Türklerin isimlerini duyuruyor

  7. #7
    Nesil
    2006
    Yer
    Karşıyaka 35½
    Yaş
    39
    Mesajlar
    8,683

    Default

    güzel bir olaymış gerçekten.bizimle paylaştığın için teşekkürler. İsmet Paşa'nın bile bu maçı bu kadar ciddiye alıp takip etmesi de o dönemde yapılmış olan önemli bir olay olduğunu gösteriyor zaten....
    "YÜCE ATATÜRK"

  8. #8

    Default

    çok güzel bir olay ben bişey demiyorum türkiye adına ama o zamanlar futbola duyulan ilgi bu kadar değildi biraz önceki msj larım için özür dilerim yanlış anlaşılmasın ....

  9. #9
    Nesil
    2005
    Yer
    istanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    369

    Default

    bende ilk defa duydum böyle bir olayın yaşanması gerçekten çok güzel.ben şunu merak ediyorum kupa hala fenerbahçe müzesindemi peki?

  10. #10
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    42
    Mesajlar
    192

    Default

    Ben başka bir şey yazardım burada bu kupa ile ilgili ama başka yerlere çekilir diye çekiniyorum açıkcası.

  11. #11

    Default

    İyi güzel Tebrikler fenerbahce

  12. #12
    Nesil
    2006
    Yer
    Republic Of Fenerbahçe
    Yaş
    44
    Mesajlar
    65

    Default

    evet o zamanki en anlamlı kupaydı okurken bir kez daha tüylerim diken diken oldu milli duygularım kabardı çok teşekkürler arkadaşım unutulmaya yüz tutmuş bu tarihi zaferi tekrar buraya taşıdığın için..

  13. #13

    Default

    Çok anlamlı bir kupa alınmış. Bu güzel bilgi paylaşımı için teşekkürler.

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •