erman: sence gol mü?
sansal: eeiiih...
erman: köküne kadar gol!..
sansal: ugurcugum kizmiyorsun degil mi?
ugur (kulakliktan): estagfurullah!..
erman: o eli alacaksin ordan.....
sansal: aman hocam, rtük'lük bir sey söyleme!..
erman: bravo mustafa çulcu aferin!..
sansal: hocam bunu iyi anlamda söylüyorsun di mi?
erman: simdi sansal hocam bu neye benziyor biliyor musun?
sansal: neye hocam?
erman: simdi benim bir birader var, kadin dogumcu...
sansal: aman hocam, aman diyiim!..
erman: bu aynen dis gebelik gibi bir sey hocam!..
erman: okocha da senin gibi nijeryali ve boynuna haç takiyor. sen de böyle
bir sey yok. müslüman misin?
amokachi: evet müslümanim...
erman: peki sünnet oldun mu?
amokachi: ?!.. o benim için eski bir hikaye...
şansal : hocam ne diyosun bakalım hakem için, allah var taşş gibi maç yönetti
erman : haklısın şansal, taş gibiydi bir ara yönünü şaşırıp kale diregine kafa attı direk yamuldu
şansal : amann hocam espri yaptın yine
erman : yok valla, tebrik ediyorum buradan futbol federasyonunu, adam gibi hakem işte
şansal : yapma hocam diger hakemlere ayıp oluyo, aynı vatanın evlatları bunlar
erman : sevgili sansal, yok oyle vereceksin hakkını, bazıları ayaküstü sex yaptıgını zannediyo
şansal : aman hocam rtuk, gozunu severim yapma.
erman: hocam bana bir laf söyleteceksin şimdi. her gün her gün şey...
şansal: aman hocam söyleme dur..
erman: kaşarları veriyordun da ne oluyordu? hem de eski kaşarları veriyordun maçlara. yeni kaşarları ver daha iyi.
şansal: ama hocammm mezecide eski kaşar getirirler.
erman: bize yeni kaşarlar lazım şansal.
erman: biz senle ne çorbası içiyoruz bugün?
şansal: ezogelin.
erman: ya şansal 4 gün ezogelin içelim, 5. gün tavuk suyu çorba içersek midemiz ne olur??
erman: sakıp hoca takımın iyi de gömleğin kötü.
şansal: hocam takımını eleştirirdin şimdi gömleğine de karışıyorsun adamın. yarın 3 gömlek gönder konya’ya.
erman: haginin oturduğu yer neresi?
şansal: hocam onu bilemiyorum.
erman: haginin oturduğu yer yedek kulübesi!!!
şansal: hocam onu biliyorum herhalde
erman: hocam, halamın bıyıkları olsa ...
şansal: yaaa hocam bırak bu saatte halanın bıyıklarını allah aşkına..
erman: hocam burda kırmızı oyuncu..
şansal: hocam bi saniye; yaa uğur hocanın şeyini çeksene ordan.
erman: uğur benim şeyi sağdan al sola koy..
şansal: iyi bi fener bu grupta iş yapar.
erman: hangi fener, nerde bu iyi fener. sen gördün mü şansal iyi feneri?
şansal: ben görmedim hocam; sen gördün mü?
erman: bende görmedim.
erman: federasyon bu sene herkese cezaları geçirecek.
şansal: hocammm yani ceza dosyalarını geçirecek dimi?
erman: evet..
(ekranda ibrahim üzülmez'in bir futbolcuya kayarak topu alma girişimi dondurulmuştur)
- şimdi şansal bak, ben sana kaysam..
- aman hocam naaptın..
erman: - bak ben sana birşey söyleyeyim şansal. fenerbahçe maçı devre arasında bütün
yedek oyuncular ısınıyor,steviç ısınmıyor. bu steviç padişahın sol...
şansal: - ammaaan hocam!
eman: - ...kanat oyuncusu mu ya!
(erman toroglu hakemin durdugu yerden futbolculari goremeyecegini anlatmaya calismaktadir, hakemin gorus alani disindaki oyunculari sayar...)
e.toroglu: bir ,iki ,uc, dort..... tam sekiz oyuncu var hocam hepsi binmis otobuse bayir assagi yuvarlaniyolar... (???!!!)
s. buyuka: aman hocam, allah muhafaza...
et: şimdi hocam yan hakem ne yapıyo, tommiks falan mı okuyor?
şb: aman hocam, ben de okuyorum.
erman toroğlu: kayserililer, pastırma gibi takımlarınız var. pastırmayı satıp alıyorsunuz paraları, takımınızı da destekleyin ya.
şansal büyüka: yiyor musun hocam pastırmayı?
e.t: yemez miyim, bayılırım ya.
ş.b: sabah kahvaltısında da yersin.
e.t: pastırmayı yaparken içine biraz su koyacaksın.
ş.b: onu da mı biliyorsun hocam ya?
e.t: yalnız, pastırma yiyince bir kötülüğü var hocam.
ş.b: orayı söyleme.
e.t: tuvaletler pastırma kokuyor, iki gün perişan oluyorsun.
ş.b: bu kokuya bir çare yok mu ya?
e.t: hocam, 44 milyon kilosu. ben o pastırmayı yiyeyim, tuvalete girince de havamı atayım, "vay adam pastırma yemiş” desinler, anlıyor musun? etraf şöyle bir koksun hocam. 44 milyon kilo, sen neden bahsediyorsun? adam havasını atsın iki-üç gün ya, şöyle bol bol gitsin etrafa; kalabalık yerlere gitsin tuvalete falan.
ş.b: hocam, tuvalete gitmene gerek yok, ağzından burnundan zaten fışkırıyor; terlersen fışkırıyor.
e.t: ama tuvalette tam teşekküllü veriyor kokuyu.
ş.b: (gülüyor)
e.t: konuşturuyorsunuz akşam akşam, geçelim hocam.
şansal büyüka : erman hocam , görüyor musun adam koskoca bıçağı nasıl atıyor sahaya?
erman toroğlu : hocam bu işler tehlikeli işler o bıçak adama girse neler olur neler..
şansal büyüka : adamın kasığına gelse futbolculuk hayatı biter hocam , yazık günah bu sporculara
erman toroğlu : hocam kasığı bırak azıcık yan tarafa gelse şeyinden olur insan. bir maç için şeyi kaybedersin maazallah.
şansal büyüka : aman hocam dikkat edelim.
alıntıdır
 
            
 
					
					 Erman Toroğlu Şansal Büyüka Diyalogları
 Erman Toroğlu Şansal Büyüka Diyalogları
		 
				
				
				
					 Alıntılı Yanıtla
  Alıntılı Yanıtla Originally Posted by Maksic
 Originally Posted by Maksic
					
 
  sağol paylaşım için müthişti
 sağol paylaşım için müthişti
				
