Sayfa 1 / 3 123 SonSon
1 ile 30 arası toplam 65 sonuç

Konu: Bülent Korkmaz

  1. #1

    Default

    teknık dırek. olarak bence cok kotu bunu ılerde herkes anlıacak

  2. #2
    Nesil
    2006
    Yer
    # 5-5
    Yaş
    41
    Mesajlar
    1,103

    Default

    florya topraktı, o cesur..

    http://www.youtube.com/watch?v=7caarN52N-0

  3. #3
    Nesil
    2006
    Yaş
    33
    Mesajlar
    165

    Default

    Büyük kaptan galatasarayda en sevdiğim 2. oyuncudur o 1.hakan şükür.

    ayaklarım yoruldu ama deydi.

  4. #4

    Default

    Doğuştan aslan büyük kaptan ve büyük defans ...

  5. #5
    Nesil
    2006
    Yer
    Aşk-ı Şehir
    Yaş
    35
    Mesajlar
    3,285

    Default

    Büyük Kaptan. 3 numaranın daimi sahibi. Arsenal maçında Bergkamp'ın darbesinden sonra kolunda büyük bir hasar oluştu. Ama o yılmadı kolu sarık yaklaşık 30 dakika oynadı ve bir kere bile yere yatmadı.Üstelik o kolla Bergkamp'a meydan okumasıda cabası Diyarbakırspor maçında attığı orta sahadan golle taraftarlarını son golüyle selamlıyordu. Ve daha sonra klüpten haketmediği bir şekilde adeta kovuluyordu. O bir jübelsiz Büyük Kaptan. Kendi kendime düşünüyorum. Acaba başka bir jübilesiz kaptan varmıdır? Hele ki büyük kaptan???
    I'm back...

  6. #6
    Nesil
    2005
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    483

    Default

    Unutulmaz kaptan. Tam bir galatasarayli..

  7. #7
    Nesil
    2006
    Yer
    Türkiye
    Yaş
    33
    Mesajlar
    3,150

    Default

    Özlüyoruz be kaptan. Neredesin? Keşke uzun saçlarınla çıksan yine sahaya, selam versen tribünlere, kart istesen hakemlerden, çaktırmadan faul yapsan. Neredesin be kaptan? Sana ihtiyacımız vardı.

  8. #8

    Default

    bu yazıyı okurken gözlerim doldu ya ah be ah be.o günler...

  9. #9
    Nesil
    2001
    Yer
    Istanbul
    Yaş
    44
    Mesajlar
    2,816

    Default Bülent Korkmaz




    Bir Galatasaray Efsanesi: Bülent Korkmaz

    Zaman dursa
    Hepimiz yine çocuk olsak...
    Mahallenin arsasında plastik topa vursak...
    Her sene ama her sene hayat bilgisi okusak...
    Pikapta bir Ömür Göksel 45’liği* çalsa...
    Shogun seyretsek siyah beyaz ekranda...
    Hiç ama hiç büyümesek...
    Sen hep Küçük Bülent kalsan...

    Durmuyor işte zaman
    İçimi(zi) acıtıyor...
    Biliyorduk birgün...............
    Bilmezden geliyorduk...
    Kapatıyorduk gözlerimizi
    Akıyordu ah o hain zaman...
    Sensizlik nedir biliyor muyuz ki biz...
    Sorsana Büyük Kaptan!..

    8 Lig şampiyonluğu, 6 Türkiye Kupası, 5 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 6 TSYD Kupası, 1 UEFA Kupası, 1 Süper Kupa ve Dünya Kupası 3.lüğü.


    Lütfen bu hikayeyi ayakta okuyunuz!..

    Futbol sevdası Edirnekapı’nın toprak sahalarında, mahalle arasında düşer kalbine Bülent Korkmaz’ın. Mahallede bir takım kurarlar: Adı Tayfunspor, formaları kırmızı-siyahtır. Orta sahada oynar o günlerde. Tayfunspor finale kalır bir turnuvada. 29 gol atmıştır Bülent finale kadar. O yaşta bile Karagümrük’de, Edirnekapı’da adı duyulmuştur. 2-0 mağlup duruma düşerler. Rakip takımın yedekleri "nerede sizin golcünüz?" diye dalga geçmeye başlamıştır. Bülent, orta sahadan vurur topa, gol olur; sonra bir gol daha atar. Kazanırlar turnuvayı...

    Malatya, Doğanyol, Gevheruşağı köyünden Osman Korkmaz ve Nevin Korkmaz’ın üç erkek evladının ortancasıdır. Osman Korkmaz, başarılı bir tekstilcidir. İlk çocukları Recep’den sonra 68’in Kasım 24’ünde doğan evlatlarına Cesur ismini verirler. Nüfus Müdürlüğü’ndeki memurun, ismi duyduğundaki bir anlık duraklaması, baba Korkmaz’ın ağzından ikinci bir ismin çıkmasına sebep olur: "Cesur Bülent" olsun der. Tembel midir, dalgın mıdır nüfus memuru bilinmez; sadece "Bülent" yazar nüfus kağıdına.


    Doğuştan Lider
    Edirnekapı’daki mahalle arkadaşlarını maç için ayartan odur. Aşağı mahalle, yukarı mahalle maçlarının değişmez organizatörüdür. Okulun bahçesi, toprak saha, sokak arası hiç farketmez, derslerden arta kalan vakitte her daim futbol vardır hayatında. İlkokulda sınıfında başkanlık yapmaz ama sahaların lideri her zaman odur. 70’li yıllar, Uzay Yolu seyredilen, pikap çalınan, telgraf çekilen, yoğurtçuların gezdiği sokaklarda iki taştan kale yapılan, üç kornerin bir penaltı olduğu, kazananın Ankara gazozunu kafaya dikdiği, çocuklarının terli sırtlarına annelerin tülbent koyduğu yıllardır.

    Yerinde duramayan bir çocuktur Bülent. Eve sadece yemek ve uyumak için uğrar. Futbol topunun, misketin peşinde geçer o yıllar. Hava karardığında gider eve ve en geç 9.30’da yatağında olur. Uykusuna düşkündür. Yıllar sonra profesyonel yaşamında da bu huyundan vazgeçmez: "Evde misafir olsa bile farketmez benim için, bana müsaade der ve gider yatarım. Suarede sinemaya gitmemişimdir. En geç 12’de yataktayımdır" diye anlatır profesyonelliğinin sırlarından birini.

    “Sen kaleci değilsin” İlkokulu bitirdiğinde aile Florya’ya taşınır. Edirnekapı yıllarında da Galatasaray’lıdır o. Yeşil kaleci kazağı ile Galatasaray kalecisi Nihat’ın bir minik kopyasıdır. Zaten ilk zamanlarda kalede oynamıştır, daha sonra orta saha en sonunda da defans...

    Evleri Galatasaray Tesisleri’nin karşısındadır. Çocukluğunun aşkını baştan çıkarmak için fırsat ayağına gelmiştir. Ahmet Keskinkılıç ve Altyapı sorumlusu rahmetli Salih Bulgurlu mahallenin minik yeteneğini keşfetmekte zorlanmazlar. O yıl Florya Tesisleri bir arsadan öte birşey değildir. Antrenmanlar Mecidiyeköy’dedir. O günün Küçük Bülenti yıllar sonra yine “K. Bülent” olarak adını duyuracağı günlerden habersiz topun peşinden koşturmaya devam eder. 1979’da Florya Tesisleri’nde antrenmanlar başlayınca Bülent soluğu seçmelerde alır. "Kaleciler kim?" diye sorar Salih Hoca. El kaldırır Bülent ve "sen kaleci değilsin, orta sahasın, indir bakim elini" der Salih Bulgurlu. O dakika anlar artık Galatasaray formasını giyeceğini. Bilimkurgu ustalarının bile hayal etmekte zorlanacakları kariyerini o günlerde Bülent Korkmaz da tahmin edemez elbette.

    Okuduğu ilkokulu bile "Vefa Stadı’nın arkasındaki Hattat Ragıp İlkokulu" diye futbolca tarif eden Bülent’in top sevdasına, babası Osman Korkmaz da destek olur. "Onun içindeki hırs ve isteği görünce elimden geldikçe destek olmaya çalıştım. Futbolla yatıp futbolla kalkardı" der yıllar sonra sorulduğunda. Kardeşi Mert de Bülent’in futbol sevdasının peşinden gitmiştir.

    Haftada üç maç oynamaya yıllar sonra A takımda değil, 15 yaşında başlar. 14-16 yaş takımında Ahmet Hoca onu liberoda görevlendirir. Genç takımı çalıştıran Bülent Ünder onu genç takıma çağırdığında, artık haftada 4-5 maça çıkmaya başlamıştır. Galatasaray’ın nerede maçı varsa Bülent oradadır. Amatör, Paf, 3.Lig. Bir yaz sezonu boyunca Ahmet Keskinkılıç ile dayanıklılık idmanları yapar. İnatçı ve hırslıdır, tekmeye kafasını sokacak kadar da cesur...


    “Topu vermedi,
    ben de kırdım”

    Çok cam kırar çocukluk yıllarında. Bugün "uzun toplarla mı kırdın o camları?" sorusuna, o günleri hatırlayıp kahkahayla cevap verir: "Kızdığım zaman indirirdim camı. Edirnekapı’da bir alt komşumuz vardı. Bir öğleden sonra top oynuyoruz. Top balkonlarına kaçtı. Kadın aldı topu, ‘kocam uyuyor, oynamayın top’ dedi. Ben de topu vermezsen camı kırarım dedim. Vermedi, ben de kırdım." Baba Korkmaz en iyi müşterilerindendir mahallenin camcısının.

    Gece uykudan kalkıp, yemek yeme alışkanlığı vardır Bülent’in, bir de tatlı sevdası. Bir akşam babası, kalan pasta dilimlerinden sadece birini buzdolabına koymasını söyler Anne Korkmaz’a. Diğer dilimler balkonda bir köşeye saklanır. Sabah kalkıldığında ne buzdolabında pasta vardır ne de balkondaki divanın altında... Geceyarısı operasyonu başarılı geçmiştir Bülent’in. "Sirkeci’deki Hacı Bekir’in çikolatalı pastası oldu mu dayanamazdım" diye anlatır o günleri...

    1984 yılında Galatasaray genç takımı Türkiye Şampiyonası öncesi Almanya’ya turnuvaya gider. Glasgow Rangers, Kızılyıldız gibi güçlü takımlar vardır. Leverkusen ile final oynayan ve penaltılar sonrasında kaybeden kadroda, Bülent Korkmaz da vardır. Leverkusen’in altyapı sorumluları transfer teklif ederler. Yirmisinde, 25’inde, 30’unda da Galatasaray’dan kopamayan Bülent Korkmaz, kariyerinin ilk transfer teklifine "hayır" der. Turnuva dönüşü Galatasaray tarihinde sıkça rastlanan bir durumla karşılaşırlar: Avrupa zaferleri sonrası sürpriz yenilgiler!.. Dönemin en iyi kadrosu ile Kütahya’da oynadığı maçı kaybeder ve elenirler. Çok kızar Bülent Ünder ve Salih Bulgurlu hocaları...


    Bülent-Tugay...
    21 yaş altı takımla Balıkesir’deki finallere gittiğinde ateşi 39.5’dur. Bugün halen görevde olan masör Erkan Kazancı, onu hastaneye götürür ve iğne yaptırır. "Otelde kal" derler, durmaz. Giyer kat kat eşofmanı, yedek kulübesinde de olsa takımını yalnız bırakmaz. Takım 2-0 mağlup duruma düşer. Bülent Hoca, "Adalı Bülent"i oyuna almak için seslenir. "Adalı" yı duymaz bile Bülent, çıkartır eşofmanları dalar sahaya. 2-0’dan 3-2’ye döner maç, Altay bir gol daha atar, penaltılar sonrasında kazanan Galatasaray’dır...

    "Tugay’dan 6 ay sonra A takıma çıktım, İhsan ve Hüseyin, dört gençtik" diye anlatır profesyonelliğe adım attığı günleri. Tugay’ı bilir ama Hüseyin ve İhsan’ı merak eder Galatasaraylı. "İhsan, Gaziantep’de, Antalyaspor’da oynadı, sonra bıraktı futbolu, Hüseyin de hala 3.Lig’de oynuyor" diye giderir merakımızı.


    Kaç Sistem Geçti!
    "Avrupalı Bülent"e çıkar adı A takımdaki ilk yılında. Mustafa Denizli, Bülent’i Lig maçlarından çok Avrupa Kupaları’nda oynatmaktadır. "Raşit Hoca’nın, Öner Abi’nin jübilesinde çok iyi oynamıştım, Beşiktaş’ta o yıl Ferdinand vardı, onu çok iyi tutmuştum" diye anlatır Denizli’nin tercihini. Kendini yetiştiren tüm isimleri tek tek saymayı da ihmal etmez. Öncelikle Salih Bulgurlu, Ahmet Keskinkılıç ve Bülent Ünder. Sonra A takımda beni "Küçük Bülent" olarak tanınmamı sağlayan Mustafa Denizli, çok şeyler öğrendiğim Feldkamp ve kazandığı 30 kupanın 13’ünde teknik adamlığını yapan Fatih Terim...

    Stumpf’dan profesyonel futbolcunun nasıl yaşaması gerektiğini öğrenir. Falco ve Stumpf ile bir sistemin parçasıdır. "İki stoper ve liberolu oyunda, adam markajı yapmaktan yorgun düşerdik. Gölge gibi takip ederdik rakibi" diye anlatır o günlerin taktik anlayışını. Bireysel hata affedilebilir ama pozisyon hatası onu çılgına çevirir. Rambo Yusuf, Falco, Semih, Erhan Önal, kardeşi Mert, Popescu, Emre Aşık, Song, Tomas... Defansta beraber oynadığı isimleri tek tek saymasını istemek haksızlık olur aradan geçen 14 yıldan sonra.

    Deplasmandaki derbi maçlarında, Ali Sami Yen’deki büyük maçlarda takım arkadaşlarından beş dakika önce çıkar sahaya. Aslında soyunma odasında da yarım saat önce başlamıştır ısınmaya. Daha da geriye gidersek maç sabahı yaptığı "streching"le. Isınmanın yanında, bir ayrıntı daha vardır. Rakip seyircinin bütün elektriğini çeker üzerine, sanki bütün takıma bir kalkan olur o beş dakikada. Sahanın ortasında tek başına, sarı-kırmızı formasıyla "bayrak adam"ın en hasıdır...

    Milan’da Baresi ve Maldini, Real Madrid’de Raul, Roma’da Totti ne ifade ediyorsa Galatasaray taraftarının kalbinde de Bülent Korkmaz odur: "Bayrak Adam"dır, "Büyük Kaptan"dır. Simgedir, formasını derisi yapmış adamdır Bülent Korkmaz. 26 yıldır sarı-kırmızıdan başka renk bilmez. "Kızlarım Florya’da tesislerde büyüdü, burada yürümeye başladılar, benim için herşey bir tarafa, Galatasaray bir tarafa" diye en "baba"ca anlatır Cimbom aşkını.


    3 Numara
    Taraftarın "3 numaralı formasının birgün müzeye kaldırılması" fikrine ise suskun kalmayı tercih eder. "Benim için Galatasaray’ın zaferleri önemli" der sadece. Kazanılan hiçbir kupayı tek başına kaldırmadı Bülent Korkmaz. "Bütün takım aynı anda kaldırabilsek... Yeter ki kazanalım" diye açıklar ortak zaferlerin en keyifli dakikalarını...

    17 Mayıs 2000’de, Kopenhag Parken’da kaldırdığı UEFA Kupası’nın müjdesini 8 ay önceden almıştır Bülent Korkmaz. Yazlığında, yardımcıları Nursel Hanım’ın falından. "Fala da inanmam ama bana ‘sen haçlı bir kupa kaldıracaksın’ dedi. Kahkahayı basmıştım o gün, ben takımda yoktum o günlerde, kendi başıma antrenman yapıyordum yazlık evimde. Sezon sonunda kaldırdık o kupayı." Kolay değildir elbet UEFA Kupası’nı kazanmak. Maç içinde iki kez çıkan omuzuna rağmen savaşır sahada Bülent. "Tanrı’nın eli"ni ya da Taffarel’in elini görmemiştir. Henry kafayı vurduğunda gözlerini kapatmıştır. "Açtığımda gözlerimi bu kupa bizim, bu iş bitti" dedim. Popescu topu ağlara gönderdiğinde, ellerini açan ve o inanılmaz kareleri ekrana yansıyan Fatih Terim’in görüntülerini çok sonra seyreder. "Hala etkilenirim Fatih Hoca’yı öyle gördüğümde. O baskının, medyanın ağır eleştirilerinin yok olup gittiği ve "ohhh" çektiği andır hocanın. İnanılmaz bir sahnedir o." Futboldan sonra gönlü teknik adamlıktadır ama bir çekincesi vardır. "Ben teknik adamlığı yaparım ama Türk futboluna bu kadar emeği, katkısı olan insanların bu kadar acımasızca eleştirildiği bir ortamda bu eleştirileri kaldırabilir miyim?" diye de kendine sormadan edemez... Bir de bugünden herkesin bilmesini ister. Galatasaray’dan başka takımda zordur çalışması, Cimbom deyince akan sular durur...


    Hayatının İmzası Hagi’nin yıllar boyunca oda arkadaşlığını yapar. "İnanılmaz bir adam o" diye başlar söz Hagi’den açılınca: "Kamplarda 2. Lig maçlarını seyrederdik, hangi oyuncu hangi takımdan gelmiş tek tek bilirdi. 2. Lig’i bizden iyi takip ederdi, şaşar kalırdım. Futbol sevgisi kelimelerle anlatılmıyor Hagi’nin. Bir de Kocaelispor maçı var, 2-0 öndeyiz, son dakikalarda bir frikik kazandık, ben atmak istedim. Bana "sen topun üzerinden atla ve git kaleden topu al" dedi. Dediğini de yaptı, ben de kaleden çıkardım topu...."

    Hayatının imzasını 15 Haziran 1990’da atmış Kaptan. Kızları, 10 yaşındaki Selen ve 5 yaşındaki Ezgi, Ali Sami Yen’in müdavimleri. Kaptan’ın giyim zevkinin altında ise eşi Banu Hanım’ın gustosu yatıyor. "Çok dostum, arkadaşım yoktur" diyen Bülent, bütün boş vakitlerini evde ailesiyle beraber paylaşmayı tercih eder. Bir de, sıkı Ferrari taraftarıdır. Elbet sarı-kırmızının payı vardır bu tutkuda. Çok fazla araba değiştirmemiştir. İlk arabası Renault 11’dir: "Sonra bir Honda CVX aldım, BMW’den sonra da son olarak Mercedes. Benim için arabada önce güvenlik gelir".

    Bıyıklarını 10 yıl önce eşinin önerisi ile kesmiş, bir daha da bırakmamış. Antalya’daki tatilde kesilen bıyıklar, Kaptan Bülent’e bir umut olmuştur: "Artık kolay tanınmam, rahat bir tatil olur dedik ama otelin animatörü sağolsun mikrofondan seslendi: Bülent Bey bıyıklarınızı kesmişsiniz ama yine de tanıdık sizi!.."

    Bu hikayenin sonu yok mu dediniz?
    Noktası bile yok efendim
    En fazla ama en fazla bir virgül...
    Kaldığımız yerden...

    * Pikapta bir Ömür Göksel 45’liği çalsa
    sana bağlandım
    yollara düştüm
    gitme, seninle gelemem artık
    beni hiç eden sensiz hayatı
    sevmek istesem de sevemem artık
    acısı tarifsiz hallere düştüm
    senden başkasının olamam artık
    beni hiç eden sensiz hayatı
    sevmek istesem de sevemem artık
    aşkınla beni bin parçaya böldün
    daha bundan küçük olamam artık
    beni hiç eden sensiz hayatı
    sevmek istesem de sevemem artık...
    Mustafa Budak
    Turksportal



    "Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır.
    Bugün yarına dünle beslenerek yol alır"
    Bertolt Brecht

  10. #10
    Nesil
    2006
    Yer
    Antalya
    Yaş
    36
    Mesajlar
    9,834

    Default

    Uefa finali, o duruş.. Başka diyecek birşey yok.. Büyük Kaptan, layık olduğun yere elbet geleceksin..

    Edit: Yazıyı okurken tüylerim diken diken oldu..

  11. #11
    Nesil
    2007
    Yer
    Foruma katıldığınız yer
    Mesajlar
    2,828

    Default

    Burak sana katılıyorum..

    Her zaman Büyük Kaptan..
    Haddini bilmediği için siteden uzaklaştırılmıştır.

  12. #12
    Nesil
    2006
    Yer
    Çorlu
    Yaş
    36
    Mesajlar
    1,212

    Default

    Her zaman Bülent'in savaşçı kişiliğine ve hırsına hayran kalmışımdır .

  13. #13
    Nesil
    2006
    Yer
    22 | 34
    Mesajlar
    13,628

    Default

    Büyük Kaptan her yerde Büyük her yerde Kaptan.

  14. #14
    Nesil
    2007
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    8,046

    Default

    Bu adamı futbol oynarken hiç sevmiyordum agrasif itici hareketleri filan ama onu erciyessoprdan başlayan kariyerinde çok sevdim inş. çok iyi td olur

  15. #15

    Default

    Gerçek bir profesyonel ve centilmen, şimdi de çok iyi bir teknik adam olma yolunda ilerliyor, örnek bir kişilik...

  16. #16
    Nesil
    2007
    Yer
    Bursa
    Yaş
    31
    Mesajlar
    1,447

    Default

    Gerçekten iyi bir teknik adam olacak. Bursaspor'a geldi ilk senesinde.

  17. #17
    Nesil
    2007
    Yer
    Kayseri
    Yaş
    34
    Mesajlar
    7,034

    Default

    hırsıyla herşeyin üstesinden gelebilecek birisi geçen sezon devre arasında düştü denilen erciyese verdiği hayat ve bize tattırdığı heyecan için çok teşekkür ederim

  18. #18

    Default

    Büyük Kaptan... Çoktan unutulmazlar arasında...

  19. #19
    Nesil
    2006
    Yer
    # 5-5
    Yaş
    41
    Mesajlar
    1,103

    Default

    Kaptanım sen üzülme boş yere
    Emek verdin 15 sene
    Bu forma nasip olmaz herkese
    ...

    3

  20. #20

    Default

    sen bizim gönlümüzdesin.. bazı zihniyetler seni silmeye kalksada bizim hep aklımızdasın.. büyük kaptan bu büyük taraftar seni unutmaz!!

  21. #21

    Default

    şiir sanki büyük kaptan ölmüş gibi yazılmış(allah korusun)

  22. #22
    Nesil
    2007
    Yer
    59-39
    Yaş
    32
    Mesajlar
    4,596

    Default

    tekbik Direktör olarak beğeniyorum.....

  23. #23
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul__.. Karizma:World Class
    Mesajlar
    95

    Default

    O 2002 Dünya Kupasındaki performansı yeter
    Çok büyük bir defanstı
    :tur: Multi multi hesap açtığı için tüm hesapları kapatılmıştır

  24. #24
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    4,252

    Default

    Kişiliğini beğenmediğim ama teknik direktörlüğünü beğendim biri

  25. #25
    Nesil
    2006
    Yer
    Antalya
    Yaş
    36
    Mesajlar
    9,834

    Default

    Kişiliğinde ne varmış ki ? Adam gibi adamdır.. Yapmayın yav..

  26. #26
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    4,252

    Default

    Quote Originally Posted by uAburak89 View Post
    Kişiliğinde ne varmış ki ? Adam gibi adamdır.. Yapmayın yav..
    Saha içinde yaptıkları hareketler hoşuma gitmiyordu be Burak Abi ama saha dışında adam gibi adamdır oraya bişey diyemem ama hatırlıyorum diğer yarı sahadan koşup gelip kart isterid hakemden

  27. #27
    Nesil
    2006
    Yer
    Antalya
    Yaş
    36
    Mesajlar
    9,834

    Default

    Maça kendini kaptırdığı için oluyordu onlar yav, agresif bir oyuncu zaten.. Defalarca milli olmuş bir oyuncunun kişiliğine laf söylemek bu kadar kolay olmamalı.. (:

  28. #28
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    4,252

    Default

    Quote Originally Posted by uAburak89 View Post
    Maça kendini kaptırdığı için oluyordu onlar yav, agresif bir oyuncu zaten.. Defalarca milli olmuş bir oyuncunun kişiliğine laf söylemek bu kadar kolay olmamalı.. (:
    Biraz abartmışım galiba keşke ilk mesajda açsaydım olayı

  29. #29
    Nesil
    2006
    Yer
    İstanbul/Bostancı
    Mesajlar
    0

    Default

    Hiç bir zaman unutulmayacak bir isim ama bunca hizmetlerden sonra Galatasaray ona haksizlik yapti. Zorla futbolu biraktirdilar kaptanimiza.Hizmetlerinden dolayi bir PLAKET i cok gorduler. Teşekkur bile etmediler. İnsallah bir gun GS ye gelir.

  30. #30
    Nesil
    2007
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    4,322

    Default



    Büyük Kaptan...

Sayfa 1 / 3 123 SonSon

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •