Sergen Diyadin'i de yedi
19.03.2008
Haftanın en önemli
maçında Eskişehirspor ile Sakaryaspor 1-1 berabere kaldı. Taner Demirbaş gollerine Eskişehirspor karşısında da devam ederken, Metin Diyadin'in jokeri Serdar Özbayraktar Sakaryaspor karşısında da sahne aldı. Maçtan önce şüphesiz en önemli gelişme; Eskişehirspor'da teknik direktör Metin Diyadin'in Sergen Yalçın'ı kadro dışı bırakması oldu.
Son iki yazımda da Eskişehirspor'u bekleyen tehlikeyi az çok anlatmaya çalışmıştım. Özellikle Sergen konusunda Eskişehirspor'un haftalar ilerledikçe sorunlar yaşayacağını ve buna bir şekilde önlem alınması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Peki nasıl anlatmıştık Eskişehirspor'daki bu sorunları, kısaca bir hatırlayalım;
-5 MART-
“Eskişehirspor'un sezon başından bu yana zirvenin en büyük adayı olduğunu belirtiyorum ancak bireysel anlamda bazı sıkıntılar var... Çözülmeyecek sorunlar değil ancak kısa bir süre kaldı... Önlem alınması gerekir. Öncelikle Sergen! Oynamak istediği zaman tribünleri mest ediyor ve Eskişehirspor'un en önemli kozu. Ancak biraz daha fazla sorumluluk alması gerekir. Keyfi hareketlerden kaçınması, tam bir profesyonel gibi davranması gerekir. 'Nasıl sarı kart görürüm' diye değil 'nasıl görmem' diye uğraşması gerekir. Bir futbolcu 24
maçın 13'ünde ilk 11'de başlıyorsa biraz da olsa düşünmek ve ona göre önlem almak gerekir... Eskişehirspor'un özellikle şu 10 haftada Sergen'e çok fazla ihtiyacı var.”
-12 MART-
“Eskişehirspor'da özellikle Coşkun, Sergen ve Emre'nin performanslarını beni şaşırtıyor. Bu takımı sırtlaması gereken oyuncuların bu derece sorumluluk almaktan uzak 'keyfi tavırlar' içerisine girmeleri Eskişehirspor'a ciddi anlamda zarar veriyor."
-18 MART-
İKİ FARKLI PORTRE
Verilen kararı tartışmayacağım... Metin Diyadin ile Sergen Yalçın birbirlerinden tamamen farklı iki futbol karakteri. Futbolda eğer
teknik direktör patron, futbolcu işçi ise; son kararı patron verir. Tabii ki daha iyi olana daha fazla çalışana ve daha yetenekli olan bazı ayrıcalıklar tanınacak, tanınması da gerekir. Ancak Sergen zaten bunlardan fazlasıyla yararlandı. Yetenekli ve iyi. Evet! Daha fazla para alıyor. Ama buraya kadar. Patronum bana diğer çalışanlardan daha fazla para veriyorsa ve ben diğer çalışanlarla aynı performansı gösteriyorsam sorun vardır. Aldığım parayı hak etmiyorumdur. Sergen'de işte böyle! Aldığı parayı hak etmedi. Şimdi bütün gözler Metin Diyadin'e çevrildi.
METİN DİYADİN...
Şayet, Sakaryaspor karşısında Eskişehirspor bir yenilgi alsaydı, çok büyük ihtimalle yönetim Metin Diyadin'in geleceğini bir kez daha gözden geçirecekti. Ancak bunu da anlamıyorum. Herkes aklına şunu soksun... Eskişehirspor'un üst düzey bir kadrosu yok! Coşkun diyoruz... Peki diğer takımlara bakalım... Kocaelispor'da Taner, Sakaryaspor'da Taner Demirbaş, Antalyaspor'da Cenk! İlk 3 mücadelesi veren 4 takımın da santrforları çok iyi! Eskişehirsporlu Coşkun'dan farkı yok hiçbirisinin. Bir Sergen vardı farkı yaratan! O da zaten bu sezon sadece 13 maçta oynadı. Eskişehirspor'un defans hattı...
Diğer 3 takımın da savunması Eskişehirspor'dan daha iyi. Hem oyuncu nitelikleri bakımından hem de tecrübe anlamında. Bir Emre Toraman vardı farkı yaratan o da yok! 6 maçta oynadı şimdiye kadar... Kısacası Eskişehirspor'un öyle büyütülecek bir kadrosu yok. Kaliteli ancak rakiplerinden de fazlası yok. Sezon başında da söylemiştim. Hala ısrar ediyorum. Eskişehirspor'un en büyük transferi Metin Diyadin'dir. Bu takım, iç mihraklardan kendini koruduğu sürece başarılı olacaktır.
Salı günü 14.00 civarında!
Bunları yazmıştım Eskişehirspor için...
Aslında biliyordum Metin Diyadin'in kovulacağını.
Bu hafta olmasaydı, önümüzdeki hafta olacaktı.
Şimdi n'oldu!
Bir kez daha mı kazandı futbolcuya dayalı düzen.
Bir kez daha mı şahit olduk;
İlkeli, prensipli ve disiplinli bir teknik adamın yok oluşuna.
Yazık oldu!
Metin Diyadin'i tanımam.
Hiçbir samimiyetim de yok.
Sadece devre arasında kısa bir röportaj yapmıştım.
Lobide oturuyorduk...
Sol çaprazımda otuyordu; önünde kalem, kağıt.
Takımı çiziyordu.
Oyuncularının eksikliklerini küçük kağıtlara yazıyordu.
Her kağıdın üzerinde de "Şampiyon Es Es" damgası vardı.
İnanılmaz inanclı, takımına sonsuz güvenen ve dürüst bir insan izlenimi yaratmıştı bende.
O zaman Serdar'ı sormuştum kendisine!
Biraz da eleştirerek...
Oyuncusunu nasıl savunduğunu görmeliydiniz.
Sonunu hazırlayan Sergen'i de sormuştum Diyadin'e..
Onu da savunmuştu bana.
Nereden nereye...
Şimdi o çok sevdiği; gece rüyalarıma girdiği dediği Eskişehirspor'dan kovuldu!
Hataları yok muydu!
Tabii ki de vardı!
Ancak kattıklarının yanında devede kulak kalır.
Belki de onun kaderidir; yolun sonuna kadar getirdiği takımlardan kovulmak.
Başka teknik direktörleri kahraman yapmak.
Neyse!
Bize söyleyecek fazla bir şey kalmadı artık.
Yılda 1 trilyon para kazanan futbolcu antrenman yerine, kamp yerine Alanya'da sabahlıyorsa...
Bana kimse Eskişehirspor'daki yönetim anlayışını anlatmasın.
Bol seyirler!