-

Yıllarrr, yıllarr öncesiydi..
Futbol tutkunu deli bir çocuktum adeta. Benim için hayat; o iki taşın arasından girip bizi sevince boğacak olan meşin yuvarlaktan ibaretti sadece..




Hayatımızın en saf, en temiz ve belki de en şanslı dönemiydi..
Şimdiki çocuklar gibi pc başında sanal bir ortamdan ibaret bir hayatımız yoktu.. Kemik seslerini duyardık sokakta..
Xboxlarımız, peslerimiz, çift çekirdek dört çekirdek sekiz çekirdek bilgisayarlarımız yoktu..
en kalitelisinden nike kramponlarımız yoktu.. Patlamış futbol topunun içine bakkaldan kames top alıp şişirirdik kendi topumuzu yapar oynardık..
ama mutluyduk be abi.. !
Şarjımız bitecek, crash dump yiyeceğiz, elektrik gidecek gibi bir derdimiz yoktu..
en büyük korkumuz akşam ezanının okunup annemizin balkondan çıkıp '' Hadi artık eve oğlum, ezan okunuyor ! Bak baban gelecek gene bir temiz sopa yiyeceksin '' diye tehdit etmesi olurdu..
Ha birde; topumuzun bahçesine kaçtığı, ihtiyar top düşmanı amcaları unutmamak lazım.. ne topumuzu kestiler be...
Öyle gıcır gıcır ayakkabılarımız, son model konsol oyunlarımız yoktu.. babamızın almadığında ağladığımız tek şey; o mahallemizin bakkalından 50 kuruşa aldığımız kames toptu..
En büyük ödülümüz ise; futbol oynamayı seven bir çocuk için karne günü alınan hediyesiydi.. bir çift spor ayakkabı..
Babalarımız kızardı ama içten içede oynamamızı isterdi..
Annelerimizin tek endişesi; düşüp bir tarafımızı kanatmamızın yanı sıra, o aldığımız yepis yeni ayakkabılarımızla bama güme top oynamamız olurdu..
İşte biz böyle büyüdük.. aylık oynayarak, orta kafa gol oynayarak, 21-31 oynayarak büyüdük.. futbolcu kartlarıyla oynayarak büyüdük..
Destemizde hami, hakan şükür, hasan şaş varsa sevinçten çılgına dönerek büyüdük...
ve biz büyük, herşey gibi bizim o mutlu olduğumuz küçük dünyamızda büyüdü...




9'lu - 10'lu yaşları geride bırakmıştım artık..
Ortaokul bitmiş liseye başlayacaktım yarın ilk ders günüm olacaktı, bu arada o delisi olduğum futboluda unutmuş değildim tabiki..
mahalle takımlarından top koşturuyordum öyle..
Mahallemizin takımı, abilerimizin top oynadığı Umurbey Altınok'ta lisansım çıkmıştı geçen yıl,
kötü bir futbolcu değildim ama ne yapsam ne etsemde Fafa lakaplı hocamız Refik Hoca'nın gözüne bir türlü giremiyordum..
Babam eve geldiğinde heyecanla odama girdi, ve bu hafta Bucaspor'un seçmeleri olduğunu söyledi..
şaşırmıştım açıkçası ama esas şaşkınlığım babamın bu denli heyecanlı oluşuydu..
Patronu Bucaspor'un yönetimindeydi, seçmelerde yaşım 1 sene büyük olmasına nedeniyle katılamayacaktım ama torpilimiz sağlamdı yaniiii..
Altınok neresi.. Bucaspor neresi...
Seçmeler gelip çattığından heyecandan bacaklarım titriyordu ne olacak, ya olmazsa ya yapamazsam diye..
ve korktuğumda başıma geldi, fizik - kondisyon testlerinden sonra 15 dakikalık küçük bir maç yaptık..
Sağ bek oynuyordum ben, öyle çok süratli aman aman hızlı bir oyuncu değildim,
ama ayağımı çok iyi kullanıyordum hani derler ya '' İğne deliğinden topu sokardım '' o maçın ilk 10 dakikasında heyecandan topu bomba diye karakola bile götürebilirdim,
o derece futbolla alakasız kalmıştım..
Bizim takım hücumdayken bir an hocanın bana doğru baktığını gördüm, çıkaracaktı beni anlamıştım.. herşey buraya kadarmış diye düşünürken bir an gözlerimi kapattım..
'' ve, o sokakta oynadığımız top aklıma geldi.. Altınok'ta Fafa'nın gözüne giremesemde yapığım antrenmanlar aklıma geldi..
Babamın güç bela maaşından artırıp aldığı o spor ayakkabılar aklıma geldi.. ''




Gözlerimi açtım ve kenardaki hocaya baktım, elimle 1 dakika diye işaret yaptım. O ana kadar rezil bir top oynayan ben birden first class bir topçuya dönüştüm sanki...
önümdeki açığın içeri katetmesinden boşalan kanata çıktım ve pas birden bana geldi..
karşımdaki sol bek yardırmış üstüme geliyor, ben ise ortamı açayım çalımmı atayım diye düşünürken,
üstüme gelen rakibin bacak arasından topu atıp geçtim, uzak direğe yaptığım ortaya ise, ordaki oyuncunun sadece dokunması kalmıştı..
İşte o 10 saniye hayatımı değiştirmişti belkide...


Boş zamanlarımın boşluğundan bunalan ben tekrar Fm'ye dönebilmek için bildiğim ne kadar futbol filmi varsa izledim, forumu didik didik ettim.. Forumdan bir arkadaşımıza taktik hakkında bir kaç fikir verdim onun saveli oyununu oynadım derken gaza geldim sanırım bu sefer
Güzel bir hikayeyle devam edeceğiz, takipte kalınız saygılar efendim..