Anadolu Kulüpleri Ayağa Kalkmalı!
Daha baştan ‘’başaltı’’ takımı olmayı kabul etmiş bir yönetim anlayışı ve oyun felsefesiyle varlıklarını idame ettirmeye çalışan kulüplerimiz vizyon ve misyon olarak ta ‘’rekabete odaklı’’ bir yaşam felsefesine sahip olmaktan uzak görünüyor. Süper Lig’deki haksız rekabeti kabullenmiş ve asla şampiyonluk gibi bir şiarları bulunmayan Anadolu takımlarının futbol otoritesini zorlayabilecek güçte olmamaları ya da böyle bir düşünceye sahip bulunmamaları, daha baştan rekabetçi dengenin ve dengede rekabetinin önünü kesiyor.

500 milyon dolarlık Türk futbol pastasının paylaşımına bakıldığında ise üç büyük kulübün, toplam gelirin yüzde otuzüçünü kendi aralarında bölüştüklerini görüyoruz. Trabzonspor’u da dâhil ettiğimizde bu pay %37’e kadar çıkıyor. Sadece Süper Lig’deki kulüplerimizi baz alsak bile geriye kalan ondört kulübün bu pastadan aldığı payın ortalaması %4,5’a kadar düşüyor. Kaldı ki, 2. 3. ve amatör liglerimizi bu pastanın paylaşımına dâhil etmeden bu hesabı yapıyoruz. Durum bu olunca, ligin tepesindeki dört kulüp ortalama %9,5 oranında pay alırken; kalan ondört kulübün payı ise %4,5 civarında gerçekleşiyor. Sonra da bu kulüplerimizden rekabet etmelerini bekliyoruz. Hangi bütçe ve hangi kaynakla bu kulüpler rekabet edecekler? Türk futbolunun yapılanışındaki bu oligopolistik tekelci ve dengesiz yapı devam ettiği sürece, biz aslında bu kulüplerimizi rekabet etmemeye zorlamış oluyoruz.

Kaynak:verkac.org