Arkadaşlar yapmayın adamın sakatlığı gayet ciddiydi. O tekmeyi güçsüz birisi yese ayağı kırılırdı. Carlos'un Chelsea'ye karşı ne kadar çok oynamak istediğini biliyoruz, oynayacak durumu olsa mutlaka oynardı zaten.

Geçen sezon Anderlecht maçı öncesi, "Biz bu sezon avrupa maçlarında evimizde hiç kaybetmeyeceğiz." dedi. Açıkçası hadileyn sen Fenerbahçe'yi Madrid mi sandın dedim. Çünkü daha gruplardan çıkma başarısı bile gösterememiş bir takıma geliyorsun ve böyle diyorsun. Sonrasında gördük ki gerçekten yenilmedik. 6 maçı da kazandık evimizde.

İşte Carlos'un kattığı buydu. Takıma özgüven kattı, bazı şeyleri başarabileceklerini gösterdi onlara. Oynadı mevki itibariyle oyuna direk katkısı olan bir yerde değil belki ama psikolojik olarak çok katkısı var.

Zamanında bbunu Galatasaray'da Hagi, Popescu ve Taffarel yapıyordu. Rakip takımların da oyuncularının onlar gibi olduğunu, isterlerse yapamacakları şey olmadığını her fırsatta Türk oyunculara söylüyorlardı. Çünkü onlar büyük oyunular, küçük düşünmek onlara yakışmaz.

Şimdi de Carlos. Bu açıklamları yapmak bir nevi onun görevi. Arkadaşlarını havaya sokmak, onları hazırlamak. Geçen sene Carlos olmasaydı grupta 3. olur UEFA'da da 2 tur geçer elenirdik. Bu nedenle oyun içersinde Carlos hatalar yapmış olsa da bu seviyeye gelmemzde ki önemli etmenlerden birisi.