Mehmet Kurtoğlu Sakatlıkları Değerlendirdi
Galatasaray Spor Kulübü Sağlık Kurulu Başkanı Mehmet Kurtoğlu, sakatlığı bulunan futbolcuların son durumlarıyla ilgili olarak Galatasaray TV’ye açıklamalarda bulundu:
"Geçen seneden ortalama düşünecek olursak sakatlıklarla ilgili yine Galatasaray Televizyonunda bir program yapmıştık. Aslında bizim sakatlık oranımız binde beş civarındaydı ki bu bütün takımda oynayan oyuncular, maç ve antrenman saatine bölününce elde edilen bir birimdi. Bu elit takımlar içinde binde yedi, sekize kadar, hatta yüzde bire kadar kabul edilebilir oranlardır. Biz de bundan gurur duyarak sezonu kapatmıştık.
Bu arada nüks sakatlıklar çok önemli. Çünkü o bizim organizasyonumuzda veya antrenman şiddetinde acaba bazı hatalar var mı diye düşündürür. Onda da bir nüks sakatlık yaşamamanın sevincini kabul edilebilir miktarını yaşamıştık. Onun için futbol artık üst tempoda oynanıyor. Performans çok üst seviyeye çıkıyor. Ölümlere bile sebep olabilecek bir spor haline geliyor. Ama spor hekimleri işin içine girdiğinde onu kabul edilebilir sınırlara çekebilirse hem sakatlıklar daha az oluyor, hem de ölümler hiç olmayacak diye düşünüyorum.
Bunu bir özetle kapattıktan sonra gelelim bu sezona. Madem ki futbol takımı var, madem ki bir hazırlık devresi var. Araya bir tatil dönemi girmiş, hatta Milli Takım'dan dolayı da hiç dinlenemeyen insanlarla bu hazırlık kampı başlamış.
Galatasaray için önemi nedir bunun? Biz bunu Dünya Kupası'nda da yaşamıştık, üçüncü olduğumuzda en fazla Milli Takım'a sporcu gönderen takım Galatasaray’dı. Onun için bunlar döndükten sonra bu başarıyla, bu psikolojiyle ve bu yorgunlukla ne zaman devre arası ve devre başı kampına başlasınlar diye hep düşünmüştük. Ona göre bir model oluşturmuştuk. Bu sefer oradan da tecrübemiz var. Çünkü Galatasaray yine Avrupa Şampiyonası'na en fazla oyuncu gönderen takım oldu. Orada yedi oyuncumuz vardı. Ve bu yedi oyuncu çok ciddi efor sarf ederek ve sakatlıklar yaşayarak bu Milli Takım kampını ve maçlarını tamamladı. Biz onlara ancak bir on beş gün dinlenme müddeti verebildik. Ondan sonra hazırlık kampına başladılar ve Almanya’daki Avrupa Şampiyonası'nda Emre ve Servet’in sakatlığı da maalesef bizim için şanssız bir başlangıç oldu. Ama ondan sonrakilerin sağlam gelmesi de bir şanstı.
Hazırlık kampında herkesin ya tatil ya Milli Takım'dan aşırı yorgunlukla gelmesiyle doğal olarak sakatlık oranı çoğalabilir, sakatlık yaşanabilir. Biz de gelip geçici bunları yaşadık. Hatta Servet ve Emre'yle başladık. Servet gayet güzel toparladı. Yine yorgunluğuna bağlı araya giren bir geri çektiğimiz dönem oldu ama şimdi hiçbir sakatlığı olmaksızın takımın içinde. Merak edilen noktalardan biri bu sanırım. Tamamen iyileşti, tamamen antrenmanlara normal olarak başlıyor ve Bursaspor, Şampiyonlar Ligi maçında ve Süper Lig maçlarında araya başka bir sakatlık girmezse hazır durumda.
Bundan sonrakilere gelecek olursak; örneğin eskiden beri gelen sakatımız Linderoth ciddi bir ameliyat geçirdi. Kalçasından atroskopik bir girişim geçirdi. Ondan sonra bir üç aylık rehabilitasyon dönemi oldu. Hatta İsveç Milli Takımı da böyle değerli bir oyuncuyu oynatmak için gayret gösterdi. Bizdeki fizyoterapi, onların İsveç Milli Takımın da kamp boyunca fizyoterapi. Bir maçta acaba oynar mı diye yirmi dakikalık denenmişlik. Fakat bu rehabilitasyonunun daha zaman gerektiğini gösterdi. Ve tekrar bize Avrupa Şampiyonası sonunda tedavi edilerek geri döndü. Biz kısa sürede sahaya dönecek şekilde onu hazırladık. Ama yine uzun süre oynamamış olması, yeteri kadar adalelerinin kuvvetlenmemiş olması, bize Almanya’daki Padernborn maçında, 16 Temmuz'da oynanan maçta yeni bir sakatlık ortaya çıkardı. Ben de onun MR’larına bakıyorum. Adale liflerinden birkaçı kopararak kanamaya sebep oldu. Uyluk, yani kalçayla diz arasındaki bacağın arka adelesi çok önemli bir adele; sporcu bütün hareketlerinde kullanır. Kuvvetlenmesi gerekir. Kanamanın tekrar kendi kendine çekilip ondan sonra adelenin yumuşatılıp eski kuvvetine getirilmesi gerekir. Bu bizim için iyileşme periyodu olarak ortalama üç hafta alan bir meseledir.
Ama Galatasaray’ın bir özelliği var biliyorsunuz, biz iyileşir iyileşmez futbolcuyu sahaya vermeyiz. Daha önce yaptığımız testlerdeki eski kuvvetine dönene kadar yine takımın dışında antrene ederek sahaya veririz. Bunun için ön antrenman devresini Cevat Hoca'yla birlikte geçirir ve istediğimiz kondisyona ve güce geldikten sonra takımla antrenmana başlar. Onun için Linderoth’un sahalara dönmesi için adelesi düzeldiği halde daha bir hafta on günü var. Şampiyonlar Ligi’nin ilk maçını pek yakalama şansımız yok ama ikinci maçı ve ligi yakalama şansımız var diye düşünüyorum, eğer teknik direktörler de uygun görürse tabii ki.
Milli takımda da önemli bir sakatlık geçirmişti Emre Güngör. Burada da yine MR’lar üzerinden konuşacak olursak, Emre’nin bizdeyken olan sakatlığı yine Almanya hazırlık kampında olan bir sakatlık. Baldır adalesi, yani dizle ayak bileği arasında görülen beyaz nokta. Bu beyaz nokta adale içinde kanama ve yırtığı gösteriyor. Bu yırtığın tedavi edilmesi için 3 haftalık ve sonrasında da eski kuvvetine gelmesi için 10-15 günlük zamana ihtiyacımız vardı, bunun da sonuna geldik. Emre eski gücüne gelmek üzere ve eski kondisyonunu elde etmek üzere. Sakatlığı tamamen geçti. Artık her an oynamaya hazır duruma geldi. Hocalar da durumunu uygun görürse Şampiyonlar Ligi maçları da dahil olmak üzere düşünebilirler. Ama bu Şampiyonlar Ligi maçına olmasa bile ikincisine hazır olacak bizim açımızdan. Teknik direktörler de aynı şeye katılıyorlar zaten.
Üçüncü sakatlığımız Lincoln. Lincoln’ün sol baldırına antrenmanda bir darbe geldi. Hep diyoruz, darbeye dayalı sakatlık diye. Kimsenin de inanası gelmiyor, sanki güçsüzlükten sakatlanıyor gibi. Ama bu seferki sakatlık da yine antrenmanda olan ve sol baldırına gelen kaza tekmesi ve bu tekmeyle birlikte baldır adalesinde oluşan kanama sebebiyle de haklı olarak bir hafta geri çekildi. On gün içinde iyileşeceğini bekliyorduk. Hakikaten normal süresini tamamladı. Lincoln de teknik ekip olarak kadroda düşünülecek olursa Şampiyonlar Ligi'ne hazır olarak kadromuza dahil olacak.
Diğer sakatlıklara gelecek olursak Kewell tam bir profesyonel olduğu için geçirmiş olduğu sakatlıklara rağmen gücü kuvveti yerinde olarak takımda yer aldı. Ama maalesef 21 Temmuz’da Almanya kampında oynanan bir hazırlık maçında iç yan bağlarından sakatlandı. İç yan bağlarının iyileşmesi de 3 haftalık bir periyot gerektirir ve tam kuvvetine ulaşması da 1 aylık süreyi bulur, onun da sonuna gelmiş gibiyiz. Kendisi de antrenmanları büyük bir samimiyetle ve profesyonellikle yapıyor. Şampiyonlar Ligi'ne tıbbi açıdan hazır gireceğimizi düşünüyorum.
Bunun dışında sakatlıklarımız da Almanya’ya son gidişimizde Münih maçının ilk dakikalarında Mehmet Güven’in bir sakatlığı oldu. Allah’tan ciddi yediği tekme bacağı havada olduğu için en hafif şekilde seyrediyor gibi düşündük ama buraya geldiğinde şikayetleri arttı. Dış yan bağlarında zedelenme ve zorlanma olduğunu gördük. Dış menisküsünde de ufak bir ödemi olduğu için bugünün son tespitleri olarak tedavisine başladık. Tedavinin sonucuna göre de takip edeceğiz ve menisküsün durumu açısından da ona göre karar vereceğiz.
Orkun antrenmanda bir atlayış sırasında sürtünmeye bağı olarak leğen kemiğinde incinme ve bir yumuşak doku ezilmesi oldu. Araya da gribal enfeksiyon girince 1 – 2 gün geriye almak zorunda kaldık. Ama kısa sürede toparlayacak, sakatlığı çok önemli bir şey değil. Bir sonraki sakatlığımız Uğur, diz kapağında kırık olmuştu. Yapılan ilk müdahalede bu diz kapağı kemiği kaynadı ama bizim için futbolcunun kuvvetlenmesi anlamında yeterli değildi ve ikinci bir ameliyatla kuvvetlendirici oldu. Bu tabii ki dizine bağlı bir kıkırdağında kaynaması söz konusu olduğu için bu kıkırdağın da kaynaması uzun sürdü. Ama şimdi kırığıyla problemi kalmadı. Ama bu kadar uzun sürdüğü için adalelerini eski gücüne kavuşması için daha ciddi kondisyon çalışması gerekiyor ve eski gücüne kavuşmadan takımla antrenmanlara çıkamayacaktır. Onu da her gün izliyoruz ama biraz daha süreye ihtiyacı var Uğur’un.
Uğur Uçar’ın kemik kaynamasında bir problem yok. Şimdi bile sahaya sürsek oynar ama adaleleri güç bakımından iki bacağı arasında o kadar fark var ki. Yeni bir sakatlığa yol açması çok mümkün. Genç bir oyuncu olduğu için adale kuvvetini kısa sürede kazanacağını düşünüyorum. Ama bu kısa süre de hiçbir zaman 2-3 haftadan önce olmayacaktır. Bundan sonra da teknik kadro onu istenilen güce yakın bulursa Uğur’dan faydalanmak isteyecektir. Yani Uğur ortalama bir üç hafta kadar daha kuvvetlendirme çalışmalarında yer alacak. İnşallah lige yetişmeye çalışır.
Geçen seneden kalan şanssız sakatlığımız Serkan vardı. Menisküs yırtığı nedeniyle ameliyat oldu ancak menisküs yırtığına bir de kıkırdak lezyonu da eşlik ediyordu. Ameliyat sonrasında kıkırdak lezyonu toparlar gibi olmasıyla bir şans verdik ama hazırlık kampında da iyi bir performans göstermesine rağmen yine o kıkırdak erimesi nedeniyle bacağı ödem yaptı. Ve tahmin ediyorum ki o kıkırdak nedeniyle bir ameliyat daha gözüküyor sanki. Ona karar vermek üzereyiz. Eğer bu ameliyatı olursa da Serkan bizden birkaç ay daha uzak kalacak. Ona göre tedavisine devam edilecek.
Kadromuzda yer alan bir diğer genç oyuncu Semih Kaya'nın ise bağlarında bizim takımın temposunu yakalamaya müsait olmayan bir zayıflık var. O bağlarını kuvvetlendiriyoruz, onunla uğraşıyoruz. Eğer onu da A takım seviyesine gelecek duruma getirirsek onu da A takıma alacağız.
Semih Kaya’ya ilk defa güçlendirme müdahalesinde bulunacağımız için nasıl tepki verir onu ben de bilemiyorum. Bağları bizim bütün müdahalelerimize rağmen esnek kalırsa ortopedist arkadaşlarım başka bir şeyler düşünebilirler mi, ona sonra karar vereceğiz. Ama bağ gevşekliği iyi bir adale kuvvetiyle telafi edilebilir, eğer edilemezse bunun kopması söz konusudur ve bu dengeleri görerek karar vermeliyiz.
Galatasaray.org