Valencia maçını kaybettikten sonra Racing maçını 2-0 kazanıyoruz. Barcelona maçında iyi oynasak da Messi’yi durduramayarak seyircimiz önünde kaybediyoruz. Bu kayıp normal çünkü Barcelona’ya herkes kaybediyor ama asıl rakibimiz olan Betis maçında puan bırakmamız ilk 2 şansımızı öldürdüğü gibi 3.lük şansımızı da zora sokuyor.
Defansa önlem alarak bazı değişiklikler yapıp, önce gol yememeyi düşündüğümüz 2 maçta gol atmakta da sıkıntı çektik. Ve bu 2 maçta da bıraktığımız 4 puan ile 3. olma hayallerimiz de suya düştü. Zayıf rakipler karşısında kazanarak 5. sıradan 4. sıraya çıkmış olduk. Hedefsiz kalmış Zaragoza deplasmanında aldığımız mağlubiyeti hiç beklemiyordum ve son haftaya girilirken 5. sıraya geriledik, şampiyonlar ligi şansımızı zora soktuk.
Son maçta henüz sakatlığı tam atlatmayan ve 2 ay daha tam performansına ulaşamayacak olan Palacio’yu da maç kadrosuna aldım. Semih’in erken bulduğu golle rahatladık, ardından Fazio’nun golleriyle farkı açtık ve Palacio’yu aylar sonra sahaya sürdüm. Sezon sona ererken moral olması ve yeni sezona daha hevesli hazırlanması için aldım oyuna. Kendisine gol attırmak için uğraştık ama olmadı. Karşılaşmayı 3-0 kazandık.
Taraftar kötü başlanmış sezonu galibiyetle tamamladığımız için mutluydu ta ki Betis maçının skorunu duyana kadar. 4. sırada bulunan Betis son maçını kaybediyor ve biz aldığımız galibiyetle 4. sıraya çıkarak Şampiyonlar Ligi’ne gitmeye hak kazanıyorduk.
Takımı 12.likten alıp Şampiyonlar Ligi’ne taşıdığım için görevimi layıkıyla yerine getirdiğimi düşünüyorum.
Şimdi ise değişim zamanı. Öncelikle kadroda yer alan yaşlı oyunculardan kurtulacağız, sonra da taktiğimize uygun genç, gelecek vaad eden oyuncuları aramıza katacağız. Semih’in kiralık sözleşmesi sona ermek üzere, son haftalarda gollerini atmaya başlamıştı, seneye tek forvet oynatmayı düşünüyorum ve iyi bir yedek bulursam Semih’i kadroya katmayacağım.
Ama belli olmaz, beni isteyen başka kulüpler çıkarsa Sevilla’yı da bırakabilirim…