Başkanımız Aziz Yıldırım’ın, Kulüp Binamızda gerçekleştirdiği basın toplantısı aşağıdaki gibidir:
“1998 yılının 15 Şubat’ından bugüne kadar onurla bu görevi yaptım.Geçen yıl futbol takımımızla Türkiye Kupası ve lig şampiyonluğu için yola çıktık. Amatör branşlarımız da aynı şekilde önemli başarılar için yola çıktılar. Ancak bir şanssızlık yaşadık. Lig ve kupayı kaybettik ancak onurlu bir mücadele sergiledik. Bu mücadele yinede Fenerbahçe’nin geleceği adına güçlenmesini sağladı. Geldiğimizde 16 milyon dolar olan bütçeyi çok üstlere 120 milyon dolarlara çıkarttık. 2001 yılında yine ayrılmak istedim. Baskılar nedeni ile görevime devam ettim. Bugünkü bulunduğumuz tesisleri ve stadyumu, Todori gibi tesisleri hayata geçirdik. Taraftar Kartı’n geleceğini sağladık. Bu kart 1 milyonlara ulaştığında Fenerbahçe kulübü dünya devlerinden biri olacaktır. Türkiye’de büyümekte olan kurum ve kuruluşları aşağıya çekmek politikası yine yürütüldü. Dost olduklarını söyleyenlerin benim dostum olmadığını görüyorum. Ben Aziz Yıldırım olarak hep dik durdum ve dik duracağım. 8 yıl boyunca ailemi hep bu işlerin dışında tuttum bazen haklarımı da ihmal ettim.

Bu zorluklar beni yıpratacağı gibi kulübü de yıpratacaktır. Aziz Yıldırım’ın ayrılması ile Fenerbahçe’ye yapılacak saldırganlıklar önlenecekse bırakacağım. Yönetim Kurulu, şahsım olmasa da kararlar alacaktır. Ben inanıyorum ki Fenerbahçe’nin içinde çok Aziz Yıldırımlar çıkacaktır. Aziz Yıldırım temelini atmıştır. Fenerbahçe’den ayrılmam demem Fenerbahçe ile hiçbir ilgim olmayacağı anlamına gelmez. Bu bir sevdadır. Transferler için her şeyi yapacağız.

Kongrede yeni bir başkan adayı belirlenecekse en kısa sürede halledilmelidir. Aday olarak çıkacak kişi gizlilik dahilinde hesapları inceleyebilecektir. Fenerbahçe kulübü hiçbir oyuncuyu istemediği takdirde götürmez. Futbol Federasyonu’na görev düşmektedir. Yabancı sınırlanmasının nedeni Aziz Yıldırım ise Aziz Yıldırım yok artık. Radikal kararlar vermeleri gerekir. Dinlenmek istiyorum. 4 gün düşündüm yalnız ailem ile görüştüm ve kararımı verdim. 2010’da Dünya devi olacağız. Böyle bir kulüpte görev aldığım için çok gururluyum ve mutluyum. Denizli’de çok üzülmemize karşın duruşumuzu gördüğümüz için mutluyum. Bugün kupaları alamadığımız için ayrılmıyorum. Denizli’de şampiyonluğu kaçırdıktan sonra Ertuğrul Özkök bir yazı yazdı. Ona da çok teşekkür ederim. Hep yanı başımda tutacağım bir yazı olacaktır. Ben dışarıda olabilirim ama Fenerbahçe’nin içindeyim. Fenerbahçe öyle bir yerdedir ki; bugün Sol Campbell, Roberto Carlos, Morientes gibi büyük oyuncular konuşuluyor. Bu isimler olmasa da onların büyüklüğündeki kişiler gelecektir. Fenerbahçe camiası içinde çok dostum vardır. Bilmeden kırdıklarım olduysa özür diliyorum. Şunu söylüyorum Fenerbahçe sevdam hiçbir zaman bitmeyecektir.”