İyi oynayıp devre arasına tek farklı önde girersen en ideali "encourage". Hem iç saha hem dış sahada. Memnun olduğunu söyleme dediğin gibi performans düşüyor 2.yarıda. Takım konuşmasında encourage deyip, 1-2 oyuncuya sadece pleased dersen daha etkili.
İç saha maçlarında takıma encourage deyip memnun olmadığın oyunculara "prove a point" yada "disappointing" dersen çok yerinde olur. Bunun sonucu aşağıdaki ekran görüntülerinde. Burada tek dikkat etmen gereken morali düşük bir oyuncuya fazla yüklenmemen.
Dış saha maçlarında ise memnun olmadıklarına "you have faith" gibi daha cesaretlendirici konuşmalar uygun. Yada takıma yaptığın "encourage" konuşması da aynı anlama geldiğinden özel bir konuşmaya gerek yok.
Kendi sahanda, kötü oynayıp devre arasına önde girersen gene "encourage" kullanabilirsin ama "dont get careless" daha yerinde olur. Hatta takım geneline "disappointing" deyip, 6.8-7.0 arası ratingle oynayanlara "you have faith" daha yüksek oynayanlara "pleased" diyebilirsin.
Deplasmanda ise "encourage" yada "pleased" uygun. (deplasman maçlarında kolay kolay olumsuz eleştiriler yapma, helede öndeyken)
Kendi sahanda, iyi oynayıp 2 yada daha farklı öndeysen encourage kullanamıyorsun, o zaman işler zorlaşıyor. Bu gibi durumlarda ben takım geneline "dont get careless" diyorum ve 7.0 ve üstü oynayan her oyuncuya tek tek "pleased" yada benzeri konuşmalar yapıyorum.
Deplasmanda ise takım geneline "pleased" yada "delighted" gibi konuşmalar daha uygun. 6.8 ve altı oynayanlara ise "you have faith" gibi ateşleyici konuşmalar yapılabilir.
ENCOURAGE TAKIM KONUŞMASININ SONUÇLARI İLE İLGİLİ EKRAN GÖRÜNTÜLERİ:
![]()


