-
Fenerbahçe Yönetiminden yapılan "Hem kulübü icraya veriyor hem de aday oluyor" başlıklı açıklama şöyle:
Bu gün bir basın açıklaması yapan Sadettin Saran, “Kulübe 6 ay vadeli 2 milyon dolar borç verdim. Çekin vadesi gelince, Aziz Yıldırım Kulüpte para yok. Vadeyi uzatalım diyerek 2 milyon dolarlık çeki alarak bana 1,5 milyon dolarlık 2 yıl vadeli yeni bir çek verdi. Kalan 500 bin dolar borç için de ileride hallederiz “ dediğini ileri sürmektedir. Ayrıca kulüpte kalan 500 bin dolarlık alacağını kulübe hibe ettiğini söylemektedir. Sadettin Saran’ın televizyon yayınları, show ve spor konularında profesyonel olarak çalışan pek çok firması vardır. Fenerbahçe Kulübü’nün UEFA ile ilgili maçlarının televizyon yayın hakları beş yıl süre ile Saran tarafından satın alınmıştır. Daha sonra Saran, bu sözleşme ile satın aldığı haklara ek olarak yeni yayın ve reklam hakları almak için Sayın Nihat Özdemir ve Sayın Hamdi Akın’ın da bilgileri dahilinde Yönetim’e başvurmuştur. Bu israrlar üzerine, Saran’ın lehine olarak sözleşmeye ek sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmenin teminatı olarak Saran’a Kulüp tarafından “tarihsiz bir teminat çeki”verilmiştir. Çekin teminat için ve tarihsiz olduğunun kanıtı bizzat Saran’ın Basın Açıklamasıdır. Saran vadenin iki yıl uzatıldığını söylemektedir. İlk çekin tarihi 25.03.2002 olduğuna göre, gene Saran’ın ifadesi ile iki yıl uzatılsa, çekin tarihinin 25.03.2004 olması gerekirdi. Halbuki çekin üzerindeki tarih boşluğuna 25.11.2005 tarihi atılarak kullanılmış ve İcraya verilmiştir.
Ciro edildiği söylenen “Alman Firması”, Saran’ın da ilişkili olduğu bir firmadır. Gerçek bir Alman Firmasına, Türkiye’deki uygulamalarda olduğu gibi “ 2,5 yıl vadeli bir çekin ciro edilmesi” mümkün değildir.
Kulübe hibe ettiğini ifade ettiği 500.000 dolar ise, yönetime talip olan herkesin taahhütleri çerçevesinde yapılan bir işlemden başka bir şey değildir.
“Vakıflar Bankası’ndan iki milyon dolar kredi alamadığımız” iddiası ise, gerçek dışı olup, “sadece Vakıflar Bankası’nda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kırk milyon dolar kredi limiti” vardır.
Ödemek zorunda kaldığımız çek için “madem baştan ödenmeyecekti, sonra neden ödediler?” diye sormaktadır. Çekin üzerinde imzaları bulunan Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımıza Saran tarafından “kişisel” icra takibi yaptırılmıştır. Yöneticilere yapılan bu şahsi icra takipleri hem bizleri hem de Kulübü zor duruma sokmuştur.
Saran, basın toplantısında; “Türk Sporuna 70 milyon dolar katkı sağladıklarını, Avrupa’da 200, Türkiye’de 11 Kulübe ait yayın haklarını satın aldıklarını” söylemektedir. Bu Saran’ın yönetici olması için değil, tersine Yönetici olmaması için bir nedendir. Kendisi, Kulüplerin tv yayın, reklam, sponsorluk gibi tüm faaliyetlerinden para kazanmaktadır. Fenerbahçe’de Başkan olursa, tv yayın gelirlerini satın alırken veya “başkasına” satarken “hangi şapka” yı giyecektir?
Saran, “Fenerbahçe’ye kazandırdığı paraları açıklamaktan” bahsetmektedir. Fenerbahçe’ye ne karşılığı, ne paralar kazandırmıştır. Varsa açıklamaya davet ediyoruz.
Saran, Galatasaray’ın en zor zamanında peşin para vererek Galatasaray’ın geleceğe yönelik yayın haklarını satın almıştır. Buna “Ben almasa idim, başkaları alacaktı” şeklinde cevap vermiştir. Ortada alacak başkaları yoktu ki. Varsa bile “Sen alma, başkaları alsın” Fenerbahçelilik nerede kaldı ? Ticari menfaat, her şeyden önce mi gelmelidir ? Ya Fenerbahçe’yi yönetirken de bu mantık geçerli olursa, bu işin altından nasıl kalkılacaktır.
Fenerbahçe’de göreve talip olacak kişilerin geçmişinde ya da geleceğinde “kendi kulübüne icra takibi yapmak, kulübün kredibilitesi olmadığını söylemek ve televizyon yayın şirketleriyle spor sektöründe kazanç amaçlı kurumlara sahip olmak ve Fenerbahçe’nin sırtından para kazanmanın” Yöneticilik Etiğine uyup uymadığının takdirini Kamuoyuna bırakıyoruz.
Saygılarımızla.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Mesaj Yetkileri
- You may not post new threads
- You may not post replies
- You may not post attachments
- You may not edit your posts
-
Forum Rules