Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine.
Nazım Hikmet

Ey kutsal toprak, hasat bitti, dinleniyorsun. İnsan sesleri duyulmuyor artık. Kamyonlar toz kaldırmıyor. Biçerdöverler de yok ortalıklarda. Sürüler yayıma çıkmış daha. Ürününü verdin insanlara, bebeğini doğurmuş bir kadın gibi uzanmış dinleniyorsun. Güz ekimlerine kadar dinleneceksin. Yalnızız şimdi, kimseler yok çevrede. Baştan sona biliyorsun hayatımı. Suvankul'un, Kasım, Masalbeg, Caynak ve Aliman'ın anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Ömrümün sonuna kadar unutmayacağım onları. Günü gelince Cambolat'a her şey anlatacağım. Eğer doğa, yürek ve akıl verdiyse ona, beni anlayacak. Ya ötekiler, bu güzelim dünyada yaşayan öteki insanlar ne olacak? Onlara da seslenmek istiyorum. Bütün insanların yüreğine nasıl ulaşabilirim?

Ey güneş, ışıklar saçarak dünyamızı dolaşırken anlat bunu insanlara.

Ey yağmur bulutu, bereketli damlalarınla yağ yeryüzüne, hem damlan anlatsın bunu insanlara.

Ey toprak, sütannem benim. Hepimizi bağrına basmışsın sen, yeryüzünün dört bucağındaki insanları besliyorsun. Sen söyle onlara toprak ana, anlat insanlara.

-Hayır Tolgunay. Sen anlat insansın sen! Her şeyden üstünsün, her canlıdan akıllısın. Sen insansın! Sen anlat bunları. Gidiyor musun Tolgunay?

-Gidiyorum. Ölmez sağ kalırsam gene geleceğim. Hoşça kal Toprak Ana!
Cengiz Aytmatov - Toprak Ana

Daha sonra tekrar eklerim.